Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 EYLÜL1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Sabancı Holding
sermayesini 2
tpilyon liraya
çıkarttı
• Ekonomi Senisi - H acı
Ömer Sabana Holding
sermayesJni nakit 500 milyar
lira arttırarak 1.5trilyondan
2 trilyon liraya >oikseltti.
1%7 yılında 50 milyon
sermaye ile kurulan H Ö
Sabana Holding'in
tekstilden lastiğe,
otomotivden gıda
ürûnlerine, çimentodan
kâğıda. bankacılıktan
sigortaya. tanm
işletmelerinden turizme
kadarçeşitli alanlarda
faaliyet gösleren 56 şirketi
bulunuyor. Sabancı Holding
son dönemde yabancı
ortakhklaryoluyla
büyümesini sürdürdü.
Holding, Japon Toyota ve
Mitsui ile ToyotaSA,
Amerikan Cigna ile
CignaSA, Belçikalı Bekaert
ile BekSA. Amerikan
Dupont ile DuSA. Amerikan
Philip Morris ile PhilSA ve
Marsa-Kraft, Fransız
Banque Nationale de Paris
ve Alman Dresdner Bank ile
BNP-AK Dresdener Bank
ortakhkJannı gerçekleştirdi.
PETKİMformül
arayışmda
•ANKARA (ANKA)-
Devleı Bakanı Bekir Sami
Dace.PETKİM'inbuyıl
içinde faaliyetleri durdurulan
etilen ve kaprolaktam
fabrikalannın başka
alanlarda
değerlendirileceğini ve
fizibilite çalışmalannın
sürdürüldüğünü söyledi.
Bekir Sami Daçe, RPGrup
Başkanvekili Şevket
Kazan'ın konuyla ilgili soru
önergeşine verdiği yanıtta,
PETKİM'in bu yıl içinde
birisi kısmen. ikisi tümüyle
üç fabrikasının
faaüyetlerinin
durdurulduğunu belirterek
bunun nedenini
"teknolojilerinin geriliğiyle
ve ekonomik
olmamalanyla" açıkladı.
UmutRo-Roile
kurtapmada
• ANKARA (AA)-
Gürcistan üzerinden Orta
Asya'ya transit taşımaalık
yapan ve mahsur kalan 200'e
yakın Türk kamyonu için
Trabzon ile Rusya
Federasyonu"nun Tuapse
limanı arasında Ro-Ro
seferlerine başlanıyor.
Ehşjşleri Bakanlığı,
Denizcilikten Sorumlu
Devlet Bakanhğına bir yaa
yazarak Trabzon ile Tuapse
limanı arasında bir an evvel
Ro-Ro seferlerine
başlanılması gerektiğini
befirtti.
tazntinatian
•ANKARA (ANKA)- Sağlık
çalışanlannın ücretlerinin
iyileştirilmesi amacıyla
hazırlanan ve yargı
çabşanlannda olduğu gibi özel
bir tazminat getirilmesini
sağlayacak olan Kanun
Hükmünde Kararname,
Anavasa Mahkemesi'nin
hükümete Kanun Hükmünde
Kararname çıkarma yetkisi
veren yasayı iptal etmesi
nedeniyle Bakanlar
Kurulu'nda görûşülmesine
karşın çıkanlamadı. Kanun
Hükmünde Kararname yerine
düzenlemenin "yasa"
biçiminde çıkanlması için
çalışmalara başlandı.
Doİctorlar, hemşireler ve
yardımcı sağlık personelinin
yanı sıra, Sağlık Bakanhğı'na
bağlı kurumlarda genel idare
hizmetlerinde calışanlara da
kademeli olarak sağbk
tazminatı verilmesini öngören
Kanun Hükmünde
Kararname'nin Bakanlar
Kurulu'nda kabul edilmesi
halinde, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nde çalışan
doktorlara yüzde 300'e varan
oranlarda zam yapılması
öngörülüyordu.
Antbiriikalıma
bastadı
• ANTALVA (Cumhuriyet)
-Antalya Pamuk ve
Narenciye Tanm Satış
Kooperatifleri Birliği
Antbirlik, pamuk alımına
başladı. Genel Müdür Doç.
Metin Şahin dün yapüğı
basın toplanüsında bu yıl
Bakanlar Kurulu'nun
12.8.1993 tarihindealdığı
karar uyannca destekleme
primi uygulaması ile ahmlan
gerçekleştireceklerini söyledi.
Şahin 15eylüldebaşlayan
alım kampanyası ile bu ay
için 6 bin liraya kütlü pamuk
alacaklannı ve gelecek aylar
için de her aya 250 bin lira
fark verileceğini bildirdi.
Bürokrat-danışman çekişmesinde Çiller ağırlığını danışmanlarından yana koydu
Ekonomi,danışmana'emanet'
NURSUN EREL
ANKARA - Gelirler Genel
Müdürü Zekeriya Temizei'in.
Başbakanlık Başdanışmanı
Veysi Seviğ ile düştüğü anlaş-
mazlık sonrasında görevden
alınması, Başbakan Tansu ÇU-
ler'in hükümet icraatını "danış-
manlar" ile yürüteceği savlannı
doğruladı.
Başbakan Çiller, geçen per-
şembe günü, Başbakanhk'taki
Ekonomik Teknik Kurul top-
lantısı sırasında tartıştığı Temi-
zei'in savunmasını almadı. Bü-
tün bürokratlann önünde Ge-
lirler Genel Müdürü'nü "yok
sayarak", yeni vergi düzenle-
meleri için danışmanı Seviğ'i
''sorumlu kıldığım" açıkladı.
Perde arkası
Cumhuriyet muhabirinin.
Başbakan Tansu Çiller başkan-
lığındaki ekonomik kurula ka-
tılan bürokratlardan edindiği
bilgjye göre, Temizerin görev-
den ahnması ile noktalanan tar-
tışma şöyle gelişti:
Başbakan, 1993 yılına ilişkin
ekonomik gelişmeleri değerlen-
dirirken sıra Bütçe dengesine
geldiğinde, vergi tahsilat ra-
kamlan üzerinde sinirli bir ifa-
de ile şöyle dedi: "Vergi tahsi-
latında çok gerideyiz. Ben 'bir
vergi reformu vapalım" derken,
bu belirlemelerden >ola çıktım.
Bana verilen rakamlar gerçekle-
ri yansıtmıyor. 'Vergide OECO
Çatışma, Başbakan Tansu Çiller'in Ekonomik Teknik Kurul toplantısında,
Gelirler Genel Müdürü Zekeriya TemizeFden "vadesi gelmemiş vergi
tahsüaü'nın hesabını sorması ve kendisini azarlamasıyla başladı. Temizei'in
kendini savunmak istemesi, ancak Çiller'in onu dinlemeyerek danışmanı Veysi
Seviğ'e "Vergi Reformu için sizi yetkili kılıyorurrf demesiyle tırmandı ve
Temizei'in görevinden ahnmasıyla sonuçlandı.
Zekeriya Temizel. Başbakan Tansu Çiller. Veysi Seviğ.
ortalamalarının üzerindeyiz' de-
niliyor. Ben, bunlann tahsilat
değil. tahakkukla ilgili olduğunu
öğrenhorum. Halbuki yıl sonu-
na göre tahsilatta olmamız gere-
ken rakamlann neredeyse 100
trilyon lira gcrisindeyiz."
Toplantıda Maliye ve Güm-
rük BakanlığYnı temsilen bulu-
nan Gelirler Genel Müdürü Ze-
keriya Temizel, Başbakan Çil-
ler'in bu değerlendirmesi üzeri-
ne "Müsaade eder misiniz" di-
yerek söz istedi. Ancak Çiller.
Temizei'in bu istemlerini duy-
mazlıktan gelerek genel müdü-
re söz vermedi.
Yanında bulunan Başdanış-
manı Veysi Seviğ'i muhatap
alarak değerlendirmeler yaptı.
Başbakanlık Müsteşan Yü-
cel Edil ile Hazine Müsteşar Ve-
kili Osman Ünsal, Gümrük
Müsteşan Yener Dinçmen,
Merkez Bankası Başkanı Bü-
leut Gühekin, Maliye Bakanlığı
Müsteşar Kemal Kabataş, SPK
Başkan Yardımcısı Caner Er-
hına, Hazine Kamu Finans-
manı Genel Müdürü Ayfer Yıl-
maz, Tanm Bakanlığı Müste-
şan Cengiz Aysun, DPT Müste-
şar Yardımcısı Necati Özfırat'-
ın da hazır bulunduklan top-
lantıda bir ara fırsat bulan Ze-
keriya Temizel şuhlan söyledi.
"Sayın Başbakan, size vanlış
bilgi aktarüdığını görüyorum.
Tahsilatta geri kaldığımız iddia-
lan gerçeği yansıtmıyor. Şu an-
da tahsil edilmemiş durumdaki
vergilerin 18 trihon lira gibi bir
bölümü KİTIerden olan alacak-
lardır. Belediyelerin de 2 trilyon
liralık vergi borcu bulunmakta-
dır. Kalan kısım ise gelir ve ku-
nımlar vergilerinde ckim avına
isabet eden taksitlerden kaynak-
lanmaktadır. Yani vergi tahsil
etmekte geri olmamız söz konu-
su değil.'*
Başbakan Çiller, Temizei'in
bu açıklamalannı soğuk bir ifa-
deyle dinledikten sonra, yanın-
da oturan danışmanı Veysi Se-
viğ'e şu talimaü verdi: "Ben,
vergi reformunun yapılmasmı is-
riyorum ve Veysi Seviğ'i yetkili
kîlı\orunı. Düzenlemeler Seviğ'-
in patronajında 1 Ocak 1994'e
yetişecek biçimde yapdacaktır."
Çiller'in tutumunun toplan-
tıda bulunan Maliye Bakanlığı
Müsteşan Kemal Kabataş'ı da
rencide ettiği ve müsteşann
olaydan sonra izne aynldığı be-
lirtildi.
Bûrokratlar kırgın
Temizei'in bu gerginlik son-
rasında görevden ahnması bü-
rokratlar arasında kırgınlık ya-
ratırken şu değerlendirmelere
yol açtı:
"Başbakan'm böyle önemli
bir konuda Maliye Müsteşarı ve
Gelirler Genel Müdürü'nü renci-
de edip adeta yok sayarak, da-
ntşımnı Seviğ'e bakanlıkla ilgili
talimat vermesi büyük şanssızlık
olmuştur. Burada kırılan onur
bürokratlann değil devletin onu-
nıdur. Başbakan böylelikle hü-
kümet icraatını sadece danış-
manlan ile götürmek niyetinde
olduğunu da açıkça vurgulamış-
tır. Keşke Veysi Seviğ'i danış-
manlığı yerine Maliye Bakan-
lığı'nda bir göreve getirseydi."
Konut edindirme yardımlannı, Emlakbank da, TOKI de fonlaştırmayı planlıyor
Kredinin ötesinde luııııt yok
BÜLENT KIZANLIK
Konut edindirme yardımı (KEY)
hesaplannda biriken, işçi, memur ve
emeklilere aıt 20 trilyon lıranın
üzerindeki kaynağı gerçeİc sahiplerine
geri ödemeyi kimse düşünmüyor.
Toplu Konut İdaresi de, Emlakbank
da parayı geri vermektense bunu konut
yatınmlan ve kredller için bir fon olarak
kullanmak taraftanlar. Her iki
kuruluş da hesaplarda biriken
ve bugün ortalama 7,5 milyon
lira olarak hesaplanan paralan.
ancak üstünü kendi olanaklan
ya da kredi kullanarak tamam-
layıp ev alacaklara ödemeyi
planhyorlar. TOKt'nin bu ko-
nuda bir de yasa teküfı bulunu-
yor.
Bu şekilde 3.5 milyon kişinin
hakkı olan parayla başlangıçta
30-40 bin kişi "borçlanarak" ev
sahibi olabüecek. Geride kalan milyon-
larca kişj ev sahibi olmak için kredilerin
geri dönüşünü ve fonda yeni paralann
birikmesini birkaç yıl daha bekkmek
zorunda kalacak.
Emlakbank Genel Müdürü Şükrii
Karahasanoğlu'nun açıklamalanna
göre KEY hesaplannda _ biriken
paramn 13 trilyon lirası TOKİ'ye daha
önce ödendi. Kalan 13 trilyon lira da
bankasırun kasasında. Karahasanoğlu
yönetiminin Daruştay'a ulaşan
görüşünden anlaşıldığı üzere, banka-
daki paranın önemli bölümü eski yöne-
timcc lüks konut projelerine aktanldı.
Banka şimdi ise bu konutlan 300-400
milyon liradan 3-4 milyar hraya kadar
fıyatlarla saüyor.
Emlakbanİc'ın tavn son derece açık.
Karahasanoğlu. önemli ölçüde halkın
getiriliyor. Bu anlamda adına konut
edindirme yardımı yatınlan işçi, memur
ya da emekliler. bankanın halcn 150
milyona kadar verdiği teşvikli konut
kredisinden yararlanıp büyük kcnllerde
6-7 milyon aylık taksitleri ödeyebilirse,
toplam borcundan KEY düşüleceği
tekrarlaruyor.
Emlakbank'm bir anonim şirket
olduğu ve bankaalık yaptığına dikkat
• İşçi, memur ve emeklinin hesaplannda biriken konut
edindirmeyardımlarını, Emlakbank da, Toplu" Konut
İdaresi de geri ödemek yerine kendi fonlanna katıp,
bunun kredi ve konut projelerinde kulîanımını
meşrulaştırmaya çahşıyorlar. Her iki kuruluş da sadece
kendi olanağı ya da krediyle ev alabilene hesaptaki
parasuıı ödemeyerazı.
parasıyla yapıüp saülmakta olduklanm çekenTOK.İ yetkilileri, "banka karhhk-
tan vazgecip halka ucuz kaynak yarat-
maz" görüşünü savunuyorlar. Ancak
TOKİ'nin rafta kalan yasa tasansı, on-
lann da KEY hesaplan üzerinde ban-
kanınkine benzer projeler geliştirdiğini
ortaya koyuyor.
TOKİ'nin yasa teklifıne göre KEY
ödemeleri toplu konut ödemelerine
dönüştürülüyor. Fonda biriken tril-
belirtmese de lüks konutlardan elde
edilecek gelirin, dar gelirlileri konut
sahibi yapmakta kullanılacağı sözünü
veriyor. Karahasanoğlu, bunu hem
ucuz sosyal konut yapıp satarak hem de
konut kredisi dağıtarak yapmayı vaat
ediyor.
Buna göre eldeki kaynak bankaya
mal edilmiş oluyor. Bir tek istisna
yohlarca lıranın ise 4 yıllık bir zaman
aşımı sonunda Toplu Konut Fonu'na
katılması öngörülüyor. Tasanya göre
işçi, memur ve emekliler yasa tarihinden
itibaren 4 yıl içinde konut almaz, İdare'-
den kredi kullanmaz, TOKİ ve Emlak-
bank'ın yaptığı konutlardan veya toplu
konut arazilerinden arsa almaz ise he-
saplanndaki para için hak iddia
edemiyorlar. KEY'deki paralann
nemalandırılması için alınan
her türlü menkul kıymet de va-
desi dolmadığı takdirde 4 yıllık
süre sonunda Toplu Konut Fo-
nu'na aktanlıyor. Yasa tasansı,
toplu konut ödemesine dönüş-
türülen yardımın miktannı da
brüt maaşa oranlayarak enf-
lasyonun yaratacağı aşınmayı
önlemiş oluyor. İşverenlerden
ahnmaya devam edecek bu
yardımlann Emlakbank'ta top-
lanıp 1 ay içinde Toplu Konut
Fonu'na aktanmını öngören yasa tekli-
fı, konut yardımlannı bir fon İcesintisine
dönüştürüp İdare'ye mal etmiş oluyor.
TOKI yetkilileri, 3320 sayılı eski ya-
sanın yürürlükten kaldınlmasıyla uygu-
lamaya sokulacak bu yeni modelin, işçi,
memur ve emeklilerin hesaplannda hiç-
bir işe yaramayacak birikimleri tutmak
yerine, onlara ucuz konut ve ucuz kredi
olanağı sağlayacağmı savundular.
KONUK YAZAR ÖMER BEKAR MMMBD Dernegi Gn. Bşk.
Muhasebecinin adı yok
rürk vergi sistemine bir göz attığımızda
göreceğimız ilk şey ststem içinde mu-
hasebecinin olmayışıdır Vergi sistemi
deyince ne anlıyoruz?
Kısaca söylemek gerekirse: "Bir ülkenin vergi
sistemi, o ülkede hazır halde yürürlukte olan
kamu gelirleri kanunlarının bütünüdür." Siste-
min yapısı ise yine o ülkenin siyasi, iktisadi, hu-
kuki ve sosyal şartları ile yakından ilişkilidir. Di-
ğer taraftan vergi sistemi tüm diğer şartlann da
belirieyicisi gibidir. Vergi sisjeminin esas önemi
de zaten bu bağlamdadır. Çünkü ferdin ilk ve en
temel ihtiyacı açlığının giderilmesidir Bu da mo-
dern toplumda gelirle olur. Devletin ayakta kal-
masının ilk ve en temel koşulu da yine gelir elde
etmektir. Devletin en sağlam geliri ise bilindiği
gibi vergilerdir.
23 Nisan 1920'de TBMM'nin kuruluşunda ilk
olarak Osmanh'dan devralınan (Aşar, Âgnal, Te-
mettü, Musakkatat veçeşitli istihlak vergileri) iyi-
leştirilerek işe Daşlanmıştır. Ve
vergilere olan ihtiyaç büyvmüştür. Beyan esası-
na dayanan Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi,
KDV ve diğer vergiler milyonları bulan vergi mü-
kellefleri arasında yoğun ve karmaşık vergi iliş-
kilerinin doğmasına neden olmuştur.
Biryandan vergi ilişkileri, diğer yandan ticaret
ve endüstride meydana gelen gelişmelerın ya-
rattığı mali ve ekonomik sorunlar, oyle büyük ve
karmaşık bir hale gelmiştir ki değil sade bir yurt-
taş, mali ve ekonomik konularda yükseköğrenim
görmüş kimseler bile bu işlerin rahatlıkla üste-
sinden gelmek durumunda değillerdir. işte bu
gelişmeler, modern vergi sistemlerinin yanı sıra
muhasebe, işletmecilik ve vergi konularında
yüksek bilgi ve ihtisas sahibi olacak yeni bir
mesleğin doğmasına neden olmuştur. Bu gerçe-
ği çok önceden gören başta ABD olmak üzere,
Avrupa ülkelerinin büyük bir kısmında bu mes-
lek mensupları vergi sistemlerinin başarısında
vazgeçilmez unsurlar olarak kabul edilmişler-
dir."
TBMM'nin ilk çıkardığı kanun, KJS2.C3. SÖVİemek Ülkemizdede benzer şekilde
yani bir numaralı kanun, 24 Nisan i • t t
p - " i i • "Maliye ve Gümrük Bakanlığı-
1920 tarihli, agnamı (Hayvan g c r e K i r s e . B l T U l K e n i n nınvergidenetimikonusundaki
Vergisi), dört misline çıkaran ka- v e r g i SİStemİ, O Ü l k e d e ağır yükünü hafifletmek, TVS
1
-
nundur. Türk vergi sistemi böyle u Q 7 1 t
. U Q
l H o ırTin'iriı'iL-to
n i n
yozlaşmasına mani olmak,
başlamışör. ndZlT n d i a e y U T U r i U K i e v e r a J C
i | i k v e
jsietmecilik sa-başlamıştır
Türk vergi sisteminin bugünkü
durumu için şunu söyleyebiliriz:
Aslında çok iyi olan bir sistem ka-
nun hükmünde kararnamelerle,
sağlanan vergi aflan, götürülük
ve işletme hadleri arttırılarak tamamen yoz-
laştınlmıştır. Sistem, aynca hayat standardı gibi
ilkel bir vergileme yoluyla gerçek vergtcilik ve
muhasebecilikten uzaklaştınlmıştır Bugünlerde
de Vergi Usul Kanunu'na eklenmesi düşünülen
mükerrer 175'inci madde ile işletme yönetim
merkezleri adı albndadevlete bağlı kooperatifler
kurup muhasebeciliği devleştirerek ve bunun
adını da vergi reformu koyarak bir kere daha
vergi sistemine darbe indirilmekte ve sistem
yozlaştınImaktadır.
Bu konuda önce "Muhasebeciliğin TVS için-
deki yeri nedir" sorusu üzerine özenle durmak
gerekiyor. Bu konu muhasebecilik mesleğinin
problemine çare aramak bakımından önemlidir.
Bu durum biz meslek mensupları için sadece bir
keyfilik olmayıp 3568 sayılı kanunun bize verdiği
hakkın kullanılmasını istemekten başka bir şey
değildir Çünkü 3568 sayılı kanunun muhasebe-
ciliğin TVS içindeki yeri fazlasıyla tartışılmış ve
cümlelere dökülmüştür. Şöyle ki:
"Ekonomik gelişmeye paralel olarak devletin
ekonomik yaşam içindeki görev ve fonksiyonlan
büyük ölçüde artmış ve buna paralel olarak da
olan kamu gelirleri
kanunlannın
bütünüdür."
vergicilik ve işletmecilik sa-
hasında güven ve ahlak un-
surunun gelişmesini temin
edebilmek, vergi kanunlannın
uygulanmasından doğacak
uyuşmazlıklan en az düzeye in-
direbilmek için meslek grubumuza TVS içinde
çok önemli bir yer atfedilmiştir.
Yukarıda imalı bir söz söylemiş ve demiştik ki
TVS'de sadece gelirler ile ilgili kanunlar söz ko-
nusu olmaktadır Oysa bize göre bu sistem bir
bütünü kucaklamaktadır. Çünkü vergi olgusunun
makro açıdan üç boyutu vardır. Bunlar devlet,
mükellef, ve adını devlet büyüklerimizin önce-
den koyduğu, köprü olan bizler, yani muhasebe-
ci ve mali müşavirier.
Demek oluyur ki burada yapılması gereken
şey, sadece gelirle ilgili kanunlarlasınırlı kalmak
yerine yukanda işaret ettiğimiz üç realitenin kuv-
vetler ayrılığı prensibi çerçevesinde yetki ve so-
rumluluklan da açık ve net biçimde yazılarak
TVS'nin içine yerleştirilmesıdir.
Ancak o takdirde sistem tam bir bütünlük ka-
zanır ve TVS çağdaş vergicilik ve çağdaş vergi
sistemleri arasında yerini alır.
Çağdaş vergi sistemlerinin en belirgin özelliği
ise devlet, mükellef ve muhasebeci unsurlarının
barış içinde, organize bir şekilde ve bir bütünlük
arz ederek bulunmasıdır Dileğimiz, TVS'nin de
bu şekilde islemesidir.
IŞÇENIN EVRENTJNDEN
ŞÜKRAN KETENCİ
Ben Yaptım OMu
Başbakan Tansu Çiller'in Almanlarla ortak Zongul-
dak Nükleer Santralı projesinin Bakanlar Kurulu ve
DYP parti grubundan habersiz kotarıldığı ortaya çıktı.
Çok vahim bir oldubitti ile daha karşı karşıyayız.
Konu sadece çevre sağlığı, insanlar için çok zararlı ol-
duğu kanıtlanmış nükleer santral yapımında ısrar edil-
mesi de değil. Zonguldak deprem bölgesinde, fay hat-
tında. Bilim adamları böyle bir yerde asla nükleer sant-
ral yapılamayacağını söylüyor. Zonguldak'a nükleer
santral kararı verilirken araştırma yapılmadığı, ancak
yığınla araştırma sonucunda alınabilecek bir kararın,
bakkaldan karpuz alınır gibi alındığı ortaya çıkıyor. Bu
nasıl olabiliyor?
Zonguldak halkının çıkarlarını korumak üzere Mec-
lis'e gelmiş, Zonguldak Milletvekili ve Devlet Bakam
Güneş Müftûoğlu, Çiller'in Bakanlar Kurulu'na nükleer
santral hakkında herhangi bir bilgi vermediğini itiraf et-
tikten sonra ''Biz bundan mutluluk duyuyoruz " diyebiI i-
yorsa, neden olmasın ki? Zonguldak halkının vekili
kendi varlık nedeninin, sorumluluğunun çok sayıl-
masını bu kadar kolay edebiliyorsa, Başbakan
Çiller'in Türkiye'nin Almanya'dan öğrendiği, yetkilerini
kötüye kullanması, antidemokratik, haksız bir kararı, iş
bitiricilik adına başarı hanesine bile yazılabilir.
ilk bilgilere, bilimsel verilere göre asla olmaması ge-
reken bir iş, "Ben yaptım oldu"Ğenerek bal gibi de ger-
çekleşmiş olur. Zonguldak halkına da "Sizi kömür ma-
denlerinde çok ilkel koşullarda, ölümüne çalışmaktan
kurtardık" diye de yutturulur.
Bu arada "Madende zararı önleme adına küçülmeye
gidiliyor" denerek zaten üretim ve verime çok olumsuz
etki yapan yeraltı işçi açığı daha da büyütülüyor ve
aslında madenlerin tamamen batırılması projesi uygu-
lamaya sokulmuş. Kimin umurunda?
Türkiye ile kıyaslanmayacak zenginlikte ve döviz
elde etme gücünde Japonya, çok daha derinde ve elve-
rişsiz koşullarda. daha düşük verimli, daha yüksek ma-
liyetli madenlerini işletmekte ısrar ediyormuş. Dışarı-
dan dövizle enerji bağımlılığı yerine bu madenleri işlet-
meyi ekonomik, akılcı ve verimli buluyormuş. Uzman-
lar kesinlikle maden üretiminden vazgeçilmemesi ge-
rektiğini, kâr-zarar hesabının stratejik enerji ve ithali
için gerekli dövizin elde edilmesi maliyeti ile hesaplan-
ması gerektiğini söylüyorlarmış. Ne yazar?
Bizim, Özal'ın izinde, Bavyera bayrağının renginde
döpyesi, sarı saçları, siyah topuklu ayakkabıları ile yü-
rürken yarattığı imajı ile Almanları hayran bırakan, iş
bitirici kadın başbakanımız var.
Resmi Gazete'de bir kararname yayımlatıverir,
kamuda tasarruf için, 15 ekime kadar süre tanıyarak
geçici sözleşme ile çalıştırılan ışçilerin işine son veril-
mesini isteyiverir. Emrin gereği tümü ile yerine getiri-
lirse, bu koşullarda yıllardır çalışan en az 100 bin işçi
kendini sokakta bulacaktır. Giderek küçülmekte, eri-
mekte olan Türk-lş bir yüz bin üyesini daha kaybeder-
ken, önemli bir işçi hakkı daha, hukuka aykırı olarak
gaspedilecektir.
Kararname ile, bir oldu bitti ile 100 bin işçinin sokağa
atılması kararını veren Sayın Tansu Çiller bilmeyebilir.
Ancak karara sessiz kaian Türk-iş yöneticilerı, sendika
başkanlarımn bilmemeleri suçu bağışlanamaz. "Geçi-
ci sözleşme ile sürekli işçi çalıştırma" diye yasal bir
hak söz konusu değildir. Kamu işyerlerinde kadro açıl-
madığı için, çok yaygın böyle bir yol izlenmektedir. Bu,
hukuka, yasalara göre bal gibi yasaya karşı hiledir. Hu-
kukçular, doktrin, ilgili herkes yasalar karşısında kad-
rolu sürekli sözleşmeli çalıştırılan ile, kadrosuz geçici
statüde sürekli alıştırılanlar arasında haklar anlamın-
da, hiçbir fark bulunmadığını bilmektedir. Nitekim bu-
güne kadar yargıya yansımış bütün davalarda çıkan
kararlar, tartışmasız doktrinin birleştiği görüş, hangi
sözleşme ile çalıştırılırsa çalıştırılsın, sürekli çalışmış
işçilerin eşit haklara sahip olduğu yolundadır.
Açıkçası Çiller'in kararnamesi ile bu işçilerin yasal
hakları çiğnenmektedir. Türk-iş, sendikaları, işçi taban
sesini çıkarmazsa, yüz bin işçi haksız olarak, neden bir
kalemde sokağa atılmasın? Evet, neden olmasın ki?
Ucuz Rus ve Bulgarcamına 35 dolar 'damping vergisi'
Yerli cam itlıal caım
6
kırdı
9
ANKARA (ANKA) - Rusya
ve Bulgaristan'dan dampingli
fiyatlarla ithal edildiği belirle-
nen çekme veya üfleme camlar
için ton başına 35 dolar dam-
ping vergisi ahnacak.
İthalatta haksız rekabeti ön-
leme kurulu. söz konusu ülke-
lerden yurda sokulan camlann,
dampingli fiyat nedeniyle yerli
üreticilerin zarar etmesine yol
actığı yolundaki şikayetler üze-
rine açtığı damping soruştur-
masını sonuçlandırdı. Kurulun
konuya ilişkin karan, Hazine
ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın
tebliği ile Resmi Gazete'de ya-
yımlandı. Soruşturma sırasın-
da, bu ülkelerde pazar ekono-
misi uygulanmaması nedeniyle,
aynı mal için piyasa ekonomisi-
nin uygulandığı üçüncü bir ülke
olarak Hindistan'daki fıyatlar
esasalındı.
Hindistan'da uygulanan fi-
yatlar Rusya ve Bulgaristan
için normal değer kabul edile-
rek yapüan değerlendirmede,
Bulgaristan'dan ithal edilen
camlarda yüzde 92, Rusya'dan
ithal edilenlerde yüzde 79 ora-
nında damping marjı saptandı.
Bunun üzerine, söz konusu ül-
kelerden getirilen bu ürünler-
den mevcut vergi ve fonlardan
ayn olarak ton başına 35 dolar
olmak üzere 'dampinge karşı
vergi' alınması kararlaşünldı.
Kurulun karannda, bu iki ül-
keden yapılan cekme veya üfle-
me cam ithalatında, dampingli
fıyatlar nedeniyle rekor düzey-
de artış meydana geldiği belirti-
lerek bunun sonucunda. yerli
üreticilerin 1990 yılında yüzde
86 olan piyasa payının, 1992'de
yüzde 72.5'e kadar indiği. yerli
üreticiler üzerinde oluşan fiyat
baskısı nedeniyle de toplam ka-
pasite ve istihdamın olumsuz
yönde etkilendiği belirtildi.
Fransızusutiigök tekfonu
Ekonomi Senisi - Air France.
yolculanna büyük kolakhk
sağlayacak bir servisi
uygulamaya koydu. 14
Temmuz 1992'en bu yana
Paris-Tokyo hattındaki
uçaklarda denediği telefon
sisteminin olumlu sonuçlar
vermesi üzerine bu
uygulamanın bütün seferlere
yaygınlaştınlmasına karar
verildi. Air France
uçaklanndaki telefon sistemi,
kısa ve orta mesafeli uçuşlarda
TFTS (Terrestial Flight
Telephone Service) uzun
mebsafeli uçuşlar ise
SATCOM sistemi ile bağlantılı
olarak gerçekleşecek.
ASİL NADİR
Muhafazakâr
Parti
'pes ediyor'
LONDRA (AA) - Muhafa-
zakâr Parti, Kıbnslı işadamı
Asil Nadir'den aldığı bağışla-
nn bir bölümünü açıkladı.
Nadir'in kişisel iflasıyla ilgi-
lenen yediemin Robson Rho-
des Şirketi'nin, işadamından
alınan bağışlann açıklanması
halinde, yüksek mahkemeye
başvuracağını belirtmesınin
ardından, parti yetkilileri Na-
dir'in. Polly-Peck ve yan ku-
ruluşu Unipac şirketleri aracı-
hğıyla 440.000 sterlinlik (7.9
milyar lira) bir bağış yaptığını
resmen bildirdiler.
Parti genel merkezinden ya-
pılan acıklamada. Nadir'in
1985 ile 1986 yıllan arasında
Polly-Peck aracılığıyla, her bi-
ri 25.000 sterlin (450 milyon
lira) olmak üzere üç, 1987 ile
1990 yıllan arasında da 50 ila
80.000 sterlin (1.4 milyar lira)
arasında değişen miklarlarda
toplam 6 bağış yaptığı kayde-
dildi.
Hak iddiaları
Robson Rhodes yetkilileri,
yapılan bağışlann Nadir tara-
fından kişisel olarak yapılıp
yapılmadığını ortaya çıkar-
maya çalışüklannı belirterek
durumun böyle olması halin-
de, iflas yasası uyannca top-
lam paranın 365 bin sterlinlik
bölümü üzerinde hak iddia
edebileceklerini ifade ettiler.
Nadir'in, söz konusu bağış-
lan Polly-Peck hesaplanndan
usulsüzce yaptığının kanıtlan-
ması halinde ise şirketin mal
varlığını tasfıye eden Touche
Ross Şirketi de para üzerinde
hak iddia edebilecek.
Parti yetkilileri. Nadir'den
aldıklan bağışlann şirketten
"çalımnış'" olduğunun kamt-
lanması halinde, kabul ettik-
leri paranın lümünü iade ede-
ceklerini acıklamışlardı.