27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yönetmenı Özgetı Acar •Gencl Yayın Koordınatörü Hilunet Çetinka>a •Genel Yayın Danışmdru Orhan Erinç •Yjzı-ıjlen Mudürlen AjdınEngîn(Sorumlu). Cdal Başlangıç • Haber Merkezi Mudürii. İpek Çauşlar • Gor^el Yonetmen A.Iİ Acar •Dûzenleme Ibrahim \Ma • Istanbul Haberlerı Ce>1ıer Kantara «Dış Haberlcr Ergun Balcı • İ$ - Ekonomı Dinç Ta^anç •Yurt Haberlen Mdımct Saraç • Makaleler Sami Karaören • Spor Abdülkadir Yücebnan • Düzeltmc Abdullah Yazıcı Ankara Teımilcısı Mustafa Balbaj •Haber Mudurü Doğan \kın AtatürkBulvan- No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4I95020 P Hat). Telet 42344. Fa\ (4)4195027 • tzmırTerroilcısı SerdarKızık,H.Zı><tBlv. 1352S 2 3Tel.4411220Tele\ 52359. Fax 4419117 •AdanaTemsılcısı Çetin YiğenoğhılnonüCd 1I9S No I Kar I.Tel 3522550-3522601-3522492. Telex 62155. Fax-35225^0 Mues\cse Mudıiru Erol Erkut •Koordmatör Ahmet Konılsan •Muhasebe Bülent Yener • Idare HüsevinGürer •İşletme ÖnderÇeiik • Bılgı-İ^lem IVail Inal •Bılgısayar Sıstem: Müru»et Çiler •Reklam Reha Işıtman Yi)nnh)iuı teBasan: Yenı Gün Hdber Ajansi. Basın \e Yiyıncilık A Ş TürkocağıCjd 39 41 Cajaloğlu 34334 lst PK 246 Istanbûl Tel 512O5O5Tdex 22246. Fivfl15138595 12EYLUL1993 İmsak:5.06 Güneş 6 34 Öğle: 13.05 Ikındi. 16.39 Akşam:l9 27 Yatsı-20 49 12 EylüFümiz 'Kutluolsun' Türkiye'nin demokrasi takvimi 12 Eylürden 13 eylüle geçebildi mi? DENtZSOM Yıllar ne çabuk geçti... 13 yıl önce bugün. Türk Sılahlı Kuvvetleri adına Genelkurmay Başkaru Orgeneral Ke- nan EvTen, ülke yönetimine el koyu- yordu... Evren şimdi gizli kalmış yete- neklennı ortaya çıkartıp yağlıboya tablolar yapıyor. Açtıgı resim sergısin- den elde edeceğı geliri de yerleştiğı Marmaris"in güzelleştirilmesi için faa- liyet gösteren bir derneğe bağışlaya- cak. Oysa 13 yıl önce 'demek' demek bile suç sayıhyordu. Tam 23 bin 667 derneğin faaliyetini durdurdular. Sa- dece derneklen değil, sendıkalan, sıya- si partileri ve tabiı ki Meclis'i kapattı- lar... Çünkü, tencerenin dibi kirlen- mıştı ve sanki onlar mahalle aralan- nda dolaşan kalaycılar gibi tencereyı temizleyeceklerdi. Tencerenin dibini temizlemek için 650 bin kişiyi gözaltına aldılar, 230 bin kişiyi kurduklanmahkemelerdeyargı- ladılar, 7 bin kişinin idam edilmesinı ısteyip 517 kişinin ıdamına karar ver- diler ve 49 kişiyi asülar. 1.5 milyondan fazla ınsaru fişlediler. Gazetelen top- ladılar, kapattılar, gazetecilerin top- lam 4 bin yıla varan akıl dışı ölçülerde hapsedilmesini istediler. ettiler de. Ki- taplan yaktılar. Atatürk diye diye. Mustafa Ke- mal'in miras bıraküğı kurumlan bile yıktılar... Sonra... Amerika'da rejim yapıp Türkiye'ye ke- sın dönüş yapan Turgut Özal'a. kurallannı ken- dıleri koyduklan bir seçımle hükümeti (ıktidan değil) devrettiler. Kasım 1983 seçimleri. Evren'- in yanaklannı Özal"a öptürmesiyle de demok- rasiye yenıden geçiş için ilk adım sayıldı. Özal, bir yandan namazını kılıp diğer yandan Red Kit okuyarak Amerika'dan bulduğu prenslerle bi- raz Scraann içinden', bıraz da Icraatın içine' ya- parak Türkiye'ye çağ atlatmaya çahşırken onlar 10 D l DAĞIN ARASINDA - Türkiye'nin kaderi bu beş kişinin toplam 10 dudağmm arasındaydı. Yasalar, onlann buynıklanydı. Emir komuta zinciri içiode geldiler, demokrasiyi zincire bağlayıp gittiler. Genelkurmay Başkanı Kenan Evren (sağ başta) ve soldan sağa doğru Deniz Kuvvetieri Komutanı Nejat Tümer, Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahiıikaya. Kara Kuvverleri Komutanı Nurerrin Ersin, Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun... (Fotoğraf: Rıza EZER) da kefıl olduklan anayasanın ipine sıkı sıkı sanldılar... Sanldılar çünkü. 1989*da eşyalanru toplayıp gittıklennde o anayasa sayesinde evlennde ra- hat rahat oturabıleceklerdj. Öyle de oldu. Üsteiık Özal Cumhurbaşkanı oldu... Ve rahmetli oldu . Negünlerdi onlar.. Süleyman DemireFin 'bir bilen'lıkten Iiumber one'a terfı edebıleceğıni dü- şünebıhr mıydınız, şu 13 yıl içinde... Ve dahı, 'demokrasi' için (hiçbir zaman kendi için bir şey istemedi) verdiği bunca 'mücadele'den sonra çıktığı "Köşk'te, bir 'baba' olarak 'anayasa'nın ipine böylesine sanlabileceği aklınıza geİır miydi hıç. Sizi. bir 'ana şefkati ile kucaklayacak'olana emanet edeceğini ve şefFaflığın böylesine bir sis perdesının ardında kalacağını düşünebıhr miy- dıniz? Demokratikleşmenın bir CUMUK'la ge- 'Devletİ SOydlllar' çışlırilebileceği ve yargısız ınfazlann neredeyse 'yasal' hale gelebileceğını... Evet. 13 yıl geçti aradan. Yoksa hala 12 Ey- lül'ü mü >aşıyoruz farkında olmadan .. Tür- kiye'nin demokrasi tak\imındekı yaprak, 12 Ey lül'den 13 eylüle gecemedı mı ne? Kendı deyi- mı ile "12 EylüTün sillesini yiyenlerden" Prof. Ayduı Aybay'a göre aradan geçen 13 yıl sonra bile Türkiye 12 Eylül'den 13 eylüle geçebilmış değil 'Yargısız infaz'la üniversiteden uzaklaştınlan Aybay, hala 12 Eylül'ün aşılamamasının nede- ninı bunca yıldır yaşanan demokrasiye geçış sü- recinde toplumun sivılleşemememış olmasına UArkasıSa.l5.Sü7'de Milletefaturası • 650 bin kişi gözaltına alındı. • 1 milyon 683 bin kişi 'fış'lendi. • Açüa'n 210 bin davada 230 bin kişi • argılandı. • 7 bin kişi için idam' cezası istendi. • 517 kişiye İdam' cezası verildi. • Haklarında idam cezası verilenlerden 49'u asıldı. • tdam edilmeleri istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi. • 71 bin kişi TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerinden vargılandı. • 98 bin 404 kişi 'örgüt üyesT olmak su- çundan yargılandı. • 388 bin kişiye pasaport verilmedi. • 30 bin kişi 'sakıncalı olduğu" için işten atıldı. • 14 bin kişi Vatandaşhktan' çıkarüdı. • 30 bin kişi sivasi mülteci olarak yurt- dışında yaşama\ a başladı. • 300 kişi 'kuşkulu bir şekikle' öldü. • 171 kişinin 'işkenceden öldüğü' bel- gelerle kanıtland». • 14 kişi cezaevlerindeki uygulamalan protesto etmek için > aptıkları 'açlık gre>- leri' sonucu yaşamını yitirdi. • 937 fılm 'sakıncalı' bulunduğu için ya- saklandL • 23 bin 667 derneğin faaliyeti durdurul- du. • 3 bin 854 öğretmen, 120 üniversitede görevli öğretim üyesi, 47 hakimin işine son verildi. • 7 bin 233 devlet görevlisi bölgeleri dışına sürûldü. • Halkın 'hayır' demesinin yasak oMuğu anayasa oylaması sonucu 12 Eylûl'ü ya- panİara önıür boyu dokunulmazlık taıundı. i2Eylülvebasın • Gazetedlere verikn hapis cezasmm top- lamı: 3 bin 315 yıl 6 ay. • Getirilen vasaklar nedeniyle İstanbul'- da yayımlanan gazetelerin çıkmadıklan toplam gün saytsı: 300. • 13 büyük gazete için açılan dava sayisı: 303. • Gazetecilere istenen hapis cezalannın toplamı 4 bin yıl. • CezaJandınlması istenen gazeteci sa- y«sı:400. • Saldmya uğrayan gazeteci: 300. • SUahla öldüriilen gazeteci: 3. •Cezae^lerinde bulunan gazeteci: 31. • Haklarmda tazminat davası istenen ga- zeteci: 211. • Gazetecflerden istenen tazminat mik- tan: 12 milyar 848 milyon lira. • Sakmcalı olduğu için imha edilen ga- zete, dergi ve kitap: 39 ton. Kifayet AıuCnaı12 EytüTübitmecH SAMİHAZMİEZER ADANA- Büyük oğlu Mehmet Emin, CHP Kıhs İlçc Başkaru ile birlikte öldürüldüğünde. 12 Ey- lül'e bır yıl vardı Mehmet Emin'- in katli. faıli meçhul kalmadı. ama fail cezaevinde dört ay yatıp çıktığında Kifayet Ana'nın yüre: ği bir dahayandı. 12 Eylül olduğunda, Kifayet Keçeci'nın gende iki oğlu vardı. Ertesi yıl. ikisinı birden bir gece — — ^ ~ — alıp götürdüler. O zaman İzmir Bayraklfda otu- ruyorlardı ve 25 şubat gecesi Mustafa Şekıp ile Bekır Sıtkı'yı gözaltına aldıklannda Kifayet Ana'nın kızı Saflye'nın de aklı başından alındr "Safiye'nin oğluna, ölen daytsının adım >ermiş- tik. Torunum Mehmet Em:n bir yaşmdaydı. O gece, sabaha karşı 3 gibiydi polisler geldiğinde. Mehmet Emin'i 'komünıst pıçı' diyerek yere fı- rlattılar. Mehmet Emin'in gözlerinde kayma oldu, bir daha da düzeunedi. Safiye, oğlunu korumay'a çalışınca. polisler Safıye'yi çok fena dövdüler. Ka- fasını duvara ıiıra vura dövdüler. Safiye aklını oy- nartı. Kocası da onu terk etti." Kifayet Ana'nın gende kalan ikı oğlundan bin Dev-Yol, dığeri THKP-C/HDÖ üyesi olmakla suçlandı. Kifayet Ana. oğullannı gözaltına abn- dıktan üç ay sonra ilk kez gördüğünde tanıya- • Büyük oğlu Mehmet Emın 12 Eylül öncesi oldürülen, gende kalan iki oğlu Mustafa Şekıp ve BekırSıtkı 12 Eylül'den sonra gözaltına alınıp 10 küsur yıl cezaevinde yatan. kızı Safiye polisın dayağı ile aklını oy natan Kifayet Keçecı'nin çilesi henüz dolmadı. Çünkü, oğlu Bekir Sıtkı evlendiği aytekrar gözaltına alındı. Ve cezaevinde yattığı günlerde dışanda meydana gelen bır olaydan suçlanıp sekız aydır içerde... madı. Çünkü Narlıdere'deki Sıkıyönetim Ko- mutanlığı'ndan Buca Cezaevı'ne sevk edildıkle- rinde tanmmaz haldeydiler. İkı oğlu da ömürboyu hapse mahkum edildikle- nnde Kifayet Ana için büyük bir maraton baş- ladı Çocuklannı İzmir'den Uşak'a, Uşak'tan Manisa'ya, Manisa'dan... İki kardeşı Buca'da ayn hücrelere koyarak ayırdılar; sonra birini Şi- nnyer'edığennı Bursa'yagonderdiler. Altı yıl so- nunda iki kardeş Gaziantep Cezaevı'nde bir ara- \ a geldiğinde Kifayet Ana için artık tek birşehre otobüs biletı almak yeter oldu. Cezaevı günlerinde Mustafa Şekip ile Bekir Sıtkı'nın tek tıp elbıseye karşı dırenmelerini Ki- fayet Ana da destekledi:" Üç oğlumu ayn ayn giydirdim çocukluklarında." Direniş açlık grevine dönüştüğünde 29'uncu gün Bekir Sıtkı mıde kanaması geçırdi. Cezaevinden alınıp da doktora götürülürken Kifayet Ana. kapıda beklıyordu oğlunu: "Lst üste çuval gibi atıyorlardı arabaya. Oğlumu o sıra gördiim. perişandı. Kendimi tutamayıp bağırınca polisin biri sırtıma copu indirdi. Döndüm baktım yüzüne, 'Oğul' dedint pou'se, "sırtım değil. ciğenm yanıyor benim. Ciğen- min birini söktüler. öbürünü de sökmek istıyorlar." Polis, dura- " " " " ^ ^ ^ ^ ^ ladı, "Ben. bu işten nefret ediyo- rum' dedi. Sırtıma cop indiren polisin gözünde, iki damla yaş gördüm." Kifayet Ana da açlık grevi yapü. Ankara Gü- venpark'ta üç günü ölüm orucu olmak üzere 11 gün açlık grevi yaptıklannda maksatlan Adalet Bakanlığı koltuğunda oturan Oltan Sunguriu ile konuşmaktı. Bir cop da o zaman yedı Kifayet Ana: "Polisin biri, 'Ne işin var senın burada orospu, git evıne' diye vuruyordu. 'Oğullanm için bura- dayım. Senin anan baban da aynı yerde olurdu' dedim." Kifayet Ana. o gün cop yemekle kalmadı. gö- zaltına da alındı: "Devlet gûvenlik mahkemesine çıkanldık. Savcı, 'Yaşından başından utanmıvor musun' mArk<wSa.l5.Sü7'de Erdal Eren'i yaşınıbüyütüp astılar DENİZ TEZTEL R l l l l i S l l 20 Eylül 1985 saat 04.00'te Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde yaşamını yitiren sanatçı 'siyasal * * • " " * ^™- nedenlerle' uzun süre pasaport alamadı. Ailesi ve dostlannın uğraşlan sonucu İçişleri Ba- kanlığı ve tstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'nın 'özel izniyle' sanatçıya ölümünden iki ay önce pasaport verildi. Ruhi Su'ya verilen bu 'özel izin' yalnızca bir kez yurtdışına çıkması koşulunu taşıyordu. Ama kanser Ruhi Su'- nun tüm vücudunu sarmıştı ve doktorlar yurtdışına gidemeveceğini, artık 'çok geç' olduğunu bildirdiler. Orhan Apaydın tstanbul Barosu Başkaru Orhan Apaydm 12 Eylül darbesinden sonra Türkiye Banş Derneğı ve Türkiye Yazarlar Sendikası davalanndan yargılandı. Banş Derneği davası nedeniyle ikı kez tutuklanan Apaydın toplam 20.5 ay cezaevinde kaldı. Cezaevinde hastalanan Apaydın'a tahliye olduktan sonra yurtdışına gıtmesı için pasaport verilmedi. Uzun uğraşlardan sonra 29 Nisan 1986 günü dönemin Başbakanı Turgut Özal ve İçışlen Bakanı Yıldınm Akbulut İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne pasaportun hazırlanması için talimat verdiler. Ancak doktorlar Apaydın'ın durumunun ağırlaştığını, yatak değiştirmesinin bile söz konusu olmadığını belirttiler. Ve pasaport için verilen izinden *bir gün' sonra Apaydın, 30 nisan günü Alman Hastanesi'nde öldü. 12 Eylül'den yaklaşık 8 ay önce. 2 Şu- bat 1980 günü Ânkara Hoşdere Cadde- sı'nde. daha önce aynı yerde oldürülen bir genci anmak için düzenlenen gösteri güvenhk güçlen tarafından izinsiz' yapıldığı gerekçesiyle dağıtıldı. Gösteri- cilerle gûvenlik görevlılen arasında çıkan çatışmada ınzıbat en Zekeriya Onge öldü. İşte. ErdaJ Eren burada ya- kalanıp Merkez Komutanlığı'na götü- rüldü. 4 şubat günü tutuklanan Eren. Mamak Askeri Cezaevi A Blok 'arka tecrit'e kondu. O artık 'idamlık'tı 13 şu- batta ilk duruşması yapıldı. 'Büyük bir hızla' süren yargılama sonunda Albay Turan Fıratgil, İlhami Uğur Yılmaz, \ural Özenirler'den oluşan Ankara 1 Numaralı Sıkıyönetim Asken Mahke- mesı, karannı 19 mart günü açıkladı: İdam. 15 temmuzda Asken Yargıtay 3. Daı- resi 'idam' karannı dosyadaki çelışki ve tutarsızlık nedeniyle bozdu. Dosyadaki en önemli noktalardan biri de Erdal Eren'in 18 yaşından küçük olmasıydı. Kanıtlar yetersizdi, ancak tüm kanıtlar aleyhınde bile olsa '18 yaşından küçük bin asılamaz'dı. Ve 12 Eylül geldi. Ve kendı Iıukuk'- unu uygulamaya başladı. Askeri Yargı- tay, Eren'in 18 yaşında olup ol- madığının saptanması için kemik grafı- ğinin çekilmesini istiyordu. Ama yargı- lamalar 'süradi' olmalıydı ve bu tespite vakit yoktu. Askeri Yargıtay Genel Ku- rulu 20 ekimde. Askeri Yargıtay 3. Daı- resi'nın karannı bozarak Eren'in idam' edilmesi gerektığine karar verdı. 3. Daı- re "Eren'in cezası ömürboyu hapis ce- zasına çevrilmeli" karannda direndı. Ancak Genel Kurul, bu karan 20 kası- mda kaldırdı. Böylece Eren hakkında verilen 'idam' karan kesınleştı. 12 aralık MArkasıSa.l5.Sü7t de NETEKIM MUSTAFA KAMİL ZORTÎ 12 Eylül'ün bazı noksanları olabilir... Geçen gün balkonda istirahat ederken yan gözle de neşriyah takip ediyordum. Kenan Evren'in resim sergi- si açtığına ve "Ölünce resimlerim para edebilir, o bakı- mdan almakta fayda var" şeklinde bir beyanına şahit oldum. Eh, ben bunu da bundan 3 sene evvel neşrolan ikinci Netekim küabımda, "ölünce, yaptığım karakalem çalışmalar belki de meşhur olacak diye söylememiş miydim" diye hayret etttm. Taklitçilik bizde bir hayli ite- ri gitmiş, onu bir defa daha anladım! O esnada telefon çaldı. Arayan zat 12 Eylül'ün 13. se- ne-i devriyesi münasebetiyle, benden Cumhuriyet'e bir makale istedi. Kendisini refüze edemedim. Lakin ahizeyi yerine koyduklan sonra da düşündiim. Niçün 12 Eylül'den, 12 Eylüle hatırlanıyordum da, mi- sal 7 mart veyahut da 18 ağustosta fikrimi soran olmu- yordu? Ola ki, bunun sebebi önyargılardır. Adın çıkacağına canın çıksın, boşuna dememişter! Oysa ki, benim biri- cik ilgi alanım 12 Eylül ve askeri müdahaleler değil ki. Mesela resim de yapıyorum. çiçek de suluyorum, ve- saire... Amma bunu anlayacak insan nerde? Marko Paşa da yok ki, derdinizi ona anlatsanız! Neyse, demek ki 12 Eylül'ün müdafaası da şu 60 mil- yonluk memlekette bir benim tekaüt omuzlarıma yük kalmış. Tabii, onlar istiyorlar ki, "12 Eylül muvaffak ola- madı" diyeyim. Bunu itiraf etsem, sevinçten zil takıp oynayacaklar mevcut pusuda. Mütemadiyen ve inatla bekledikleri- nin de farkındayım netekim. Halbuki her h- rsatta ilan ve ikaz ettiğim gibi, bıra- kalım 12 Eylül'ün hükmünü de tarih versin. Ki, vere- cekfr de. Ama 50, ama 100 sene son- ra... İlle de 12 Eylül'den sitayişle bahsetmek istiyor de- ğilim. Lakin. Sezar'ın hakkı Sezar'a, Zorti'nin hakkı da Zorti'ye! Şimdi, elinizi vtcdanınıza koyun. Bu 12 Eylül'- ün hiç mi yaptığı iyi iş yoktu, Allah'ınızı severseniz? Bir defa, 12 Eylül evvelini aklımızdan çıkarmayalım. Farzımuhal müdahale olmasaydı ne olacakh? Onu size ben tekrar edeyim: Memleket bir kardeş kavgasına gi- recekti. Bunu söyledim diye, yine aynı teraneye müra- caat ediyor, afaki konuşuyor diyenler olmayacak mtdır şimdi? Ölsun! Bu gibi şeyler demokrasinin cilvelerin- dendir. Amma velakin, kardeş kavgası diye geciştirdifcleri şeyin sonu nereye varır; işte onu düşünen yok! Murat Karayalçın dahi, 12 Eylül günü, yani bugün kurultaylan var ya, 12 Eylül 1980'nin hesabını soracağız diyor. Ken- disinin çok üzerinde durduğu bir diğer husus da kıtlık rantı dediği şeydir. Yani, şehirlerimizde nüfusa kafi gelecek miktarda arsa yok, ev yok, o krthğın paTsasmı da birileri topluyor... Bunu dilinden düşürmüyor. Şimdi içinizde, lafına yekun tut diyenler muhakkak ki mevcuttur... Amma, kardeş kavgasının ehemmiyeti işte bu noktada dahi kendisini göstermektedir. Kardeş kardeşe dûştü, darıldı, babaevinden aynldılar, ataerkil yani pederşahi dediğimiz müessese tarumar oldu, nüye yani çekirdek aile dediğimiz sisteme meyledil- di. Üç kardeş, beş kardeş bir evde ikamet ederken ayn UArkasıSa.15.Sü7'de E M L A K B A N K A S KONUTKENTIIKONUTLAR Ankara - Eskişehir karayolu üzerinde, A Rıza Bey Ormanı'nın ferahlığında çağda bir şehir: Konutkent II... 10 yıla kadc vadeli, aylık %4.8 TL veya 5 yıla kadc vadeli dövize endeksli %1.25 $, %1.50 Dl kredi faizleri ile aylık 14.416.698 TL'de başlayan taksitlerle. EMLAK BANKASI DAHA KÂRLISI YOK BİLGİ İÇİN: (1)276 58 34 - (4)426 04 06 - (51) 36 07
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle