16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
. 8 AĞUSTOS1993 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tuzla açıklannda bekleyen United States'ın sökülmemesi için hükümet uyanldı Asbestligemigönderilsinİstanbul Haber Servisi - Tuzla Tersaneler Bölgesi'nde bekleti- len ve kamuoyunda "asbşstli gemi" olarak bilinen United States adh gemirun Türkıye'- den _gönderihnesi istendı. S. O.S. Istanbul Çeyre Gönüllüle- ri Platformu, DİSK Limter: İş Sendikası, Tüm Sağkk-Sen. İn- san Haklan Demeği ve îstan- bul Tabıp Odası, dün bir basın toplanUsı düzenleyerek hükü- mete uyanda bülundu. Gemıdekı asbestin sökümü içın Hazine ve Dış Ticaret Müs- teşaruğı'nca üç trilyonluk kredi verilmesinin gündeme gcldığini söyleyen ve S.O.S. Çevre Gö- nüllüİen Platformu adına ko- nuşan Tûrksen Başer Kafaoğlu, "lnsanlık suçu işleyenlere ceza yerine kredi mi verUecek" dedi. Geminin İtalya'da restore edi- lip bır tunstık tesıs olarak Tür- kiye'ye yenıden getınleceğini inandıncı bulmadıklannı belir- ten Kafaoğlu, "Yeni Çevre Ba- kaıu'nı, Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı'nı ve hükümeti uyanyoruz. Toplum ve çevre sağlığına aykırı oian bu uygula- •Çevreciler, sendikalar ve Insan Haklan Derneğfnin ortaklaşa düzenlediği toplantıda asbestli geminin sökümünün engellenmesi için herkesin üstüne düşeni yapmasıistendi. "Hükümet gemi için istenen krediyi vermesin" diye uyanldı. madan ivedi olarak vazgeçmele- rini öneriyoruz" dedı. İstanbul Tabip Odası'nda vapılan basın toplantısına katı- lan DİSK Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Emir Babakuş da "hiçbir ışçinin. gemi sahibı- nin kar etmesi ve daha fazla para kazanması için ölmeyi ka- bullenmeyeceğini" söyledi. Mavi asbestli United States adh geminin. kamuoyunda "Yüzen Tabutluk" olarak bilindiğinı anlatan Babakuş. "Sendikamız, insan \e çevre sağlığı açısından DEVLET PARAMIZIÇÖPE ATTYOR - S.O.S. İstanbul Çevn GönüBûleri Platformu, asbestli gemiye kredi verilmemesi için hükümeti uyardıktan sonra. destelerce parayı çöp bidonuna dökerek "Kredi verilirse paramız böy le çöpe atılacak" dediler. (Fotoğraf:EMİNE ALGAN) ne tür önlem almırsa alınsın ölümcül tehlike içeren asbeste karşı kampanyasını. Türkiye'de asbest kullanımı yasaklanana, işçi ve çevre sağlığuıı koruyucu önlemler alınana değin sürdür- meye kararudır" dedi. Gemi sahibi Kahraman SadıkoğlıT- nun, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarbğı'njn vereceği kredi için Çevre Bakanhğfndan onay bekledığini açıkJadığını belirten Emir Babakuş şö\ le konuştu: "Sadıkoğlu, geminin asbest sökümünün Türkiye'de yapıl- masının ülke yaranna olduğunu ve üç bin kişiye iki yıl boyunca iş imkanı sağladığını söylüyor. Kahraman Sadıkoğlu'nun çıka- n, toplumun çıkarı değildir. Ci- nayete kredi verikmez." Toplantıya ızleyıa olarak ka- tılan ekonomist Arslan Başer Kafaoğlu da dünyanın hiçbir yerinde ölüm saçan bir geminin otel yapılması için böyle büyük rruktarda bir kredinin venline- yeceğini söyledi. "Bu paralar, sizin benim ödediğimiz vergiler- den gidecek. Kamuoyu, basın, muhalefet nerede? Parlamento- da bulunan partilerden hiçbiri, bırakın çözüm bulmayı daha toplumun ana dertlerini anlamtş değil. Biz neredeyiz?" dıye ko- nuştu. Tüm Sağlık-Sen İnsan Hak- lan Komisyonu adına konuşan Hasan Dikçe'de "Gemiyi insan sağlığının korunması ve gelişti- rilmesinin önündeki en temel hak olan yaşama hakkına yöne- lik bir saİdın olarak kabul edi- yor, derhal ABD'ye gönderilip ûnha edilmesini istivonız" dedi. Memurlar da özel hastaneye gîdebilecek Sağlık Bakanı Serdaroğlu, özel hastaneler ile devlet hastanelerinin tedavi giderlerini yakın hale getİTeceklerini açıkladı ANKARA (AA) - Sağlık Bakanı Rı- fat Serdaroğlu, özel hastaneler ile dev- let hastanelennin tedavi giderlerini yakın hale getırmek ıstediklenni behf- terek. "Memurlann da özel hastanelere gitmesini sağlavacağız' dedi. Serdaroğlu, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, tedavi gıderlerin- de gerçek maliyetle. Malıye Bakan- lığı'nın memurlann tedavıleri ıçın hastanelere ödediğı fıyat arasında bü- yük fark olduğunu belirterek, "Sözge- limi 300 bin liralık bir tedavi giderine, Maliye Bakanlığı 100 bin lira »eriyor. Maliye Bakanlığı vetkilileri ile görüş- tüm... Tedavi gideri 300 bin lira ise Maliye Bakanlığı hastaneye 100 bin li- ra değil 300 bin lira ödesin" diye konuş- tu. Maliye Bakanlığı'nın devlet hasta- nelen ile üruversite hastanelerinin fi- yatlannı behrlediğini ancak, Mah>e Bakanlığı'nın belırlediği fiyatın altın- da bir fiyatta bakanlığa ödeme yaptı- ğını kaydeden Serdaroğlu, şunlan söyledi: "Piyasada bir röntgen filmi 500 bin liraya çekih'yor. buna sen 50 bin lira dersen, kimse cebinden 450 bin lira ve- rerek, bunu dtşanda çektirmez. Ne ya- par, bekler, yığüma olur, 3-4 ay sonra- sına gün verilir. Ama siz buna 350-400 bin lira derseniz, farkuıı verir, gerisini de devletten alır. Gerçek ortada. niye kendimizi aldatalun. Bir memur benim hastanemde hizmet görüyorsa, bunun gerçek parasını ben diğer bakanlıktan alacağım. Dolaylı sübvansiyon ortadan kalkacak ve benim hastanelerim daha iyi bir yere gelecek." Serdaroğlu. özel hastaneler üe dev- let hastanelerinin tedavi giderlenni yakın hale getirmek içın Maliye Ba- kanlığı ile çalışmalara başladıklannı, bu gerçekleştığinde hastanelerde yığıl- manın ortadan kalkacağnu ve memur- lann istedıği hastanede tedavi olabile- ceğinı bildırdı. Serdaroğlu. "Böyle olunca memura İstediğiniz yerde tedavi olabilirsiniz' diyeceğiz. İster devlet has- tanesine. ister özel hastanelerde tedavi- lerini yaptırsınlar, cü/i bir miktarda fark olursa onu da ceplerindert ödesin- ler" diye konuştu. Serdaroğlu. önümüzdeki günlerde özel hastaneleri zıyaret edeceğini bil- dirdi. Serdaroğlu. hastanelenn kuru- luşlannda yeralan 'Yüzde lOoranında fakir hastaya bakmaları' maddcsıne uyulmadığına dikkati çektı. BULGARİSTAN Meriç'esu veribneye başlaıuti Haber Merkezi- Bulgaris- tan'ın baraj kapaklanru ka- patması nedeniyle su seviyesi gittikçe inen, hatta kurumaya yüz tutan Meriç nehrine, Dı- şişleri Bakanlığı'nın Soyfa ile bağlantı kurmasmdan sonra yeniden su verilmeye başlan- dı. Jepçe barajından bırakılan suyun 2 gün içinde Trakya'da büyük hasar gören çeltik tar- lalanna ulaşması bekleniyor. Çeltik üretimini etkileyen su sorununuıl aşılması konu- sunda Dışışleri Bakanlıgı ile Bulgaristan hükümeti arasın- da başlatılan temaslar dün olumlu sonuçlandı. Dışişleri Bakanlığı İkili İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Tevfik Okyayüz başkanlığındaki he- yetin ziyareti sonrasında Bul- garistan hükümeti bölgeye ydda 32 milyon metreküp su vermeyi taahhüt etti. Alınan su karşıhğında Bulganstan'a elektrik, mazot, gıda ve çelik verilecek. Bulgar yetkililerinden edi- nilen bilgiye göre, Meriç neh- rine akıtılan su, Türk-Bulgar sınınna 210 kılometre uzak- lıkta bulunan Tunca nehri üzerinde kurulu Jepçe bara- jından bırakılmaya başlandı. Suyun 2 gün içinde Çeltik üre- ticisine ulaşacağı bildirildi. Cep telefonu ekim ayında cebinizde ANKARA (AA) - LJlaşür- ma Bakanı Mehmet Köstepen, PTTnin GSM projesiyle ilgili teşvik probleminin çözümlen- mek üzere olduğunu belirte- rek "Cep telefonlan ekim ya da kasım ay ından itibareD dev- reye girer" dedi. Köstepen, yaptığı açıkla- mada, kamuoyunda cep tele- fonu olarak bilinen GSM projesinin ihalesinin iki kon- sorsiyumda kaldığını hatırla- tarak, şunlan söyledi: "Hazûıede bir sıkmtı vardı. Bu birkaç gün içinde çözümlenı- yor. Hazinedeki tıkanıklık gj- derilince o ihale tşlemey e baş- layacak. Yapdan anlaşma geregi arkadaşlar burada kon- sorsiyumlarla şirket kump o şirketler kanalıyla buradaki çauşmalanna başlayacaklar. Teşvikle ilgili şeyler vardı, bugün yarın halloluyor. Cep te- lefonu oJayı da gündemden kal- kıvor. Arkadaşlar şirketlerini kırup altv apı > atınmlanna hız- la başlayacaklar. Ekim veya kasmtda devreye girer." YeşilindüşmanlanMerter'in kavaklarınaacımadıİstanbul Haber Servisi- Kız çocuklan doğunca. kavaklar dikilir kırsal yöreler- de; gençlik çağına geldiğindeçeyiz para- sı çıksın diye. Kırsal yörenin bu geleneği kentlerde uygulanınca kıyametler ko- par. Çünkü İcent insanı. çevresinde yeşili az görür ve gözü gibi korur ağaa. Genç- lik çağına adım atarken yükselen ka- vaklar mutluluğu temsiJ eder, kentte de öyle. Bu iki mutluluğun arasında nüans vardır. Biri geleceğin garantisi olarak gördüğü için kavaklan mutlu oliır, diğe- ri ise koşup-oynayıp, saincak kuracağı bir mekan olarak gördüğü için. Kavak- lar kesildiğinde mutluluk doruğa ulaşır kırsal yörede; bu mutluluğun habercisi- dir çünkü. Kavaklar kesilerek çeyiz dü- zülür. el emeği göznuru danteller nafta- linli sandıklardan çıkanlır. Telli duvak- lar takılır, kavaklann ecelsiz ölümüyle gerçekleşir tüm bunlar. Kentte ise du- rum biraz farkbdır, kavaklann eceliyle ölümü bile rahatsız eder insanı. Hele ecelsiz öldürmek; özel mülkiyetin öldür- me hakkı olsa da mutsuzluk verir insa- na. Ve çaresiz insanlar sağa-soJa şikayet telefonlan ederek sorunu çözmeye çalı- şu-, dün Merter'de olduğu gibi. Evinin karşısındaki kavak ağaçlannın kesildi- ğini gören kent insanı, "kavak kıyımı"- nı durdurmak için zabıtayı aradı. incele- meler sonunda herşeyin "kitabına uygun" olduğu anlaşıldı. Ancak bu. kent insanının hüznüne engel olamadı... (FotoğrafAydın Turna) Mühendis Ferda 7 milyonunu kaptınnca gerçeği gördü Paralar gitti, cinlerkaldı• 'Medyum Memiş' in kendisini aldattığını ve büyülerinden kurtulamadığın öne süren Kimya Mühendisi Ferda Dağdelen savalığa başvurarak ölümle tehdid edildiğini söyledi. tstanbul Haber Servisi- Kim- ya Mühendisi Ferda Dağdelen, Beyoğlu Cumhuriyet SavcıhğV- na başvurarak Mehmet Me- miş'i dolandıncılık ve ölümle tehditle suçladı. Dağdelen, fal baktırdığı Memiş'in büyülü ol- duğunu söyleyerek kendisinden yedi milyon fira aldığını, buna karşın büyüyü bozmadığım öne sürdü. Geçtiğimiz yıl şubat ayında fal baktırmak üzere Memiş'in bürosuna gitüğini bildiren Dağdelen, savcıhğa yaptığı suç duyurusunda şöyle dedi: "Menüş, bana baktığı falda büyü gördüğünü >e büyüyü para karşıjıgında boza bileceğini söy- ledi. İnançlanmı kullanarak an- lattıkları somıcunda kendisine toplam yedi milyon lira ödedim. ^'aptığunız her göriismede iize- rimdeki büyiiieri ve bana musal- lat olan cinleri dağıtmak için çaba harcadığını, ksa sürede Dağdelen- Büyülerden kurtulma uğruna 7 milyon kaptırdı kurtulacağunı söylüyordu. Suis- timal edildiğimi anladan ve ken- disiyle göruşmeyi kestim." Bundan sonra Memiş'in çev- resındeki msanlara hakkında çeşitli dedikodular yaptığını söyleyen Dağdelen, "Telefonda beni ölünile tebdit etti. Arkasının çok sağlam oMuğunu bakanın- dan, miUervekiüne kadar adam- lan bulunduğunu söyleyerek bana, 'sen bir ölûsün artık' dedi. Onun cezalandırıbnasını istiyo- rum"dedi. LATIN AMERIKA'NIN BUYUK ROMANCISI JORGE AMADO'DAN İKİ ROMAN ÖLÜ DENİZ Turkçesi: OZDEMİRINCE / roman 2. basım / 53.000 lira Ölu Denız Amado'nun en ilginç romanlanndan biri. Yazar bu yapıtıyla dk romanlanndan çok daha değişik, şıır dolu bir anlat ıma yöneliyor: Salvator Körfezinde teknelerıvle ta- şımacılık yapan denizcilerin şıır ve efsane dolu, yoksul ve küçük dunyalannı olağanustu bir ustalıkla anlatıyor. Olu Denız sozlu cdebiyatın ve halk efsanelerınin yazılı bir anla- tıma, büyük bir romana donuştuğu bır doruk noktasıdır TEREZA BATISTA Turkçesı: M. OKMEN - S.SELVI roman / 120.000 lira Büyuk romancının bir başka bü- yuk \apıtı: Tereza Batısta vazarın hcr zamanki sımsıcak insan scvgısiyle elo aldıgı vc buyulu anlatımıyla dûv getırdiği dunya guzeli bır kadınm ovkusu Çevresindekı butun sanatçılara os.n kaynagı olan Terezn bılgisı/lerın oğrctmeni, hastaların ılacı. c/üenlerın kurtarı- cısıdır. Efendisıno başkaldıran, fahişcler ordusunun başın da polislere kafa tutan samba krahcesının seruvenı C \ \ ^ \MM.\RI \ o V) 2 U4IH l.ıilu Ki.ınlml CUMHURIYETTEN OKURLARA OZGENACAR New York'tan Moskova'ya... İstanbul'dan Evrene... Ankara'da SBF'de üçüncü sınıf öğrencisiydim. 11 Kasım 1960 günü ortak dostumuz ünlü ressam Bur- han Ooğançay'm aracılığı ile Hürriyet Gazetesi'nin An- kara Temsılcısi'ne gazeteci olmak için başvurdum. 'Cüneyt Abi' ile ilk kez o gün karşılaştım. Boş kadrosu olmadığı ya da beni gözü tutmadığı için iş veremedi. 12 kasımda Cumhuriyet Gazetesi'nin Ankara Temsil- cisi rahmetli Ecvet Güresin'e başvurdum. 13 kasımda Cumhuriyet'in Ankara Bürosu'nda gaze- teciliğe başladım. Milli Birlik Komitesi'ndeki bir çatlak sonucu o gün 14 komite üyesi yurtdışına sürülecek ve ben de bu tarihsel ortamın heyecanı içinde gazeteciliğe başlayacaktım. Aradan daha bir yıl geçmemişti ki 'Cüneyt Ab/'den transfer önerisi geldi. Işimden memnundum. Birkaç ay sonra Hürriyet'in çıkardığı Yeni Gazete'nin temsilcisı olmamı önerdi. Üstelik aylık, Cumhuriyet'te 2.5 katıydı. 'Cumhuriyet'ten memnundum. ' Aradançeyrekyüzyıl geçti. 'CüneytAû;"MilliyetGaze- tesi'nin Ankara İstihbarat Şefliği'nden ayrıldı. Atina'dan dönerek halefi oldum. Cumhuriyet'teki son değişiklik öncesi Ankara Bü- rosu'nda o yazar, ben muhabirdim. Bilinen olaylar üze- rine ben Genel Yayın Yönetmeni' ve 'Cüneyt Abi' de Ankara Temsilcisı' oldu. Gazetenin en güç günlerinde tek başına oynadığı 'kal- dıraç' rolünü Cumhuriyet Gazetesi unutmayacaktır. 30 yılı aşan dostluğumuz, mesleki rekabetimiz boyun- ca tatlı-acılı anılarımız oldu. Şu anda 'Cüneyt Abi' ara- mızdan Cüneyt Bey' olarak ayrılıyor. Ama benim gö- zümdeveanılarımdahala 'Cüneyt Abi'olaraksürecek... Cüneyt Arcayürek'e yeni görevinde başarılar, sağlıklı ve mutlu günlerdiliyoruz. • • • 'Cüneyt Abi'ye başvurduğum yıl Burdur'da bir çocuk doğdu. Mustafa Balbay adh bu çocuk da her çocuk gibi büyüdü. O kadar büyüdü ki bugün 'Cüneyt Abi' gibi bir gazeteciden sonra Cumhuriyet'in Ankara Temsilciliği görev ve sorumluluğunu devralacak düzeye çıktı. 33 yaşındaki Balbay'ı 1985 yılında izmir'de Milliyet Gazetesi Bürosu'nda tanıdım. Pırıl pırıl... Çelebi... Can- dan... Güvenilir... Heyecan dolu.. Gazeteci... Kendisini Ankara'ya yardımcım olarak getirmek iste- dim. Milliyet'in Izmir Temsilcisı Nurettin Tekindor bırak- madı. Ancak, benim.beceremedığımi Cumhuriyet'in o zaman Izmir Temsilcisi olan Hikmet Çetinkaya yaptı ve Balbay'ı Cumhuriyefe aldı. Ege Universitesi Basın Yayın Okulu mezunu olan ve 1980 yılında gazeteciliğe başlayan Balbay, 1989 yılında Ankara Büromuzun İstihbarat Şefliği'ne getirildı. Geçen yıl, gazetedeki yeniden yapılanma aşamasın- da İstanbul Haber Merkezi Mudürlüğü'ne herkesin 'oy- birliği' ile atandı Ankara'dakı yeni görevıne de yineaynı oybırliğine dayalı güçle yarın başlıyor. ister kendisinden küçük olsun ister büyük, herkes onu 'Mustafa'yerine Balbay'diye çağınr. Bunun da nedeni Mustafa'nın soyadına da yansıyan tevazuudgr. Çünkü o gerçektenbir'BayBa/'dır. ; ' f ' ! "? 1I 5 Balbay'ın bir başka özelliği ise -maraton dahil-/uzun.1 , mesafe koşucusu olmasıdır. Ankara Büromuzda yıllarca uyum içinde beraber ça- lıştığı arkadaşlarına yeniden kavuşmanın heyecanı için- dekı Balbay yarından itibaren yeni bir uzun koşuyaçıkı- yor. Bu kez sorumluluklan daha da artmış olarak... Bir kez yazmıştım Dünya gittikçe küçülüyor diye... Türk okurları, evrende ve dünyada olup bitenleri televiz- yon ekranlarından anında izleyebiliyor, gazetelerin dış haberler sayfalarından da yabancı ajansların ya daTürk meslektaşların haberlerinden öğreniyorlar Ancak ne var ki bu küreselleşme içinde 'dünyanın ne düşündüğünü'Türk okuru yeterince izleyemiyor. Bu, ya yabancı dil bilmezlikten ya da yabancı gazete ve dergi- lerin Türkiye'de çok pahalıya satılışından kaynaklanı- yor. Bu nedenle Cumhuriyet'in 'Natfcmal Geographte' der- gisi, 'The New York Tirnes' ve 'Le Monde' gazeteleri, 'EIHe' röportaj ve 'Medical Tribune' sağlıklı gibi yabancı yayın kuruluşları ile yaptığı anlaşmalar büyük ilgi gördü. Bu işbirliği anlaşmaiarına birönemli halkayı daha ek- lediğimizi birkaç gün önce açıkladık. Moskova'da ya- yımlanan ünlü 'Pravda' gazetesinin haber, makale ve röportajları bundan böyle Türkiye'de sadece Cumhuri- yet Gazetesi'nde yayımlanacak. Amacımız küreselleşme aşamasında Cumhuriyet okuruna dünyayı daha da küçültmek, buna kârşılık dü- şünce ufkunu daha da büyütmektir. Cumhuriyet okurları bu yayınları dün başlattığımız Dünyadan' sayfasında okuyabilecekler. • • • Dünyanın küçülmesinden söz edilen bir ortamda 'İn- sanın yok ettiği dünya ya da değinmek istiyorum. Donel- la ve Denis Meadows'un Büyumenin YeniSınırlan' adlı kitabından derlenen yazı dizisini ilgiyle okuyorsunuzdur sanırım. Doğadaki kaynakları artan bir hızlatüketen insanoğlu yarattığı artıkları aynı beceri ile yok edemiyor. Insanoğ- lunun yarattığı sorunlar bu dizide açık seçik anlatılıyor. iletişimin ve ulaşımın küçülttüğü söylenen dünyamızı yoksa gerçekte insanoğlunun gittikçe artan pisliği mi küçültüyor? • • • Dün gazetemizde başlayan bir başka dizi ise "Ha- raşo'dan Nataşa'ya" ya da 'fieyaz Ruslar-Kızıl Ruslar' adını taşıyor. Yüzyılımızın başında ve sonunda kuzey komşumuz'~ da ortaya çıkan ve dünyayı sarsan iki depremin Türkiye ile bağlantılı toplumsal uzantıları Berat Günçıkan'ın araştırmasından okuyorsunuzdur. Şu anda New York'ta yaşamını sürdüren Suat Koz- luklu'nun gerek Türkiye ve gerek yeni komşu ülkelerde bu dizi için çektiği özel fotoğraflar ile 1920'lerin arşiv fo- toğrafları ilginç bir "kontrast" oluşturmuyor mu? Öyle sanıyorum ki her iki dizinin benzerlerini ne tele- vizyonlarda ne de öteki gazetelerde bulabilirsiniz. Işte Cumhuriyet'in özelliği, işte küreselleşmede Cumhuri- yet'in yeri ve önemi... Bunları önümüzdeki hafta iki ayrı önemli yazı dizisinin izleyeceğinden kuşkunuz olmasın. Sağlıklı, mutlu ve başarılı günler dileğiyle... TV^PE SON DAKİKA DEĞÎŞİKLİĞİ • Magazin/TV' Servisi - Fortuna Sittard-Sporing Lizbon futbol karşılaşmasının naklen yayını nedeniyle TRT-2'nin bugunkü akışında değişiklik oldu. Bu değişıkliğe göre 15.05'te ekranagelen "BirSolist"programımnardından 15.25'te futbol maçı naklen yayınlanacak. Fortuna Sittard-Sporing Lizbon karşılaşmasından sonra izlenebilecek programlar ise şöyle: 17.20, "KaralamaDefteri", 17.50"Müzik"ve 18.05'te"Bir Şıirin Hikayesi". 16.25'teTV"deSinema'dayeralan"Ormanın Gazabı" adh fılm ise bu hafta ekrana gelmıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle