16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel tmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel \ayın Yönetmenı Özgen \car •Genel Yayın Koordınatöru Hikmet Çetinkaja •Genel Yayın Daruşmanı Orhan Erinç •Ydzıı^len Mu- durlen Ceial Başlangıç. \\dın Engin (Sorumlu) • Haber Merkea Muduru Ylustafa Balba> • Gon>el Yöneımeır Ali Acar •Duzenleme' Mustafa Sağlamer • tstanbul Haberlen Cevher Kantarcı #Dış Haberler Ergun Balcı • lş - Ekonomı Dinç Tavanç #Yurt Haberlen Mehmet Saraç • Mdkaleler Sami Karaören «Spor Abdülkadir Yücelman •Du- zeltme Abdullah V azıcı Ankara Temsılcısı Cüneyt 4rcavürek • Haber Mudûrlen Işık Kansu, Hakkı Erdem AtatürkBulvanNo 125. Kat 4." Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 <7 Hdt). Telex 42344. Fax (4)4195027 »1711111 Temsılcısı Serdaı Kızık. H Zıya BK 1352 S 2 3 Tel 83123OTelex 52359, Fax (51)895360 •AdanaTemsılcısr Çetin Yiğenoğlu tnonüCd 119S No 1 Kar l.Tel 522550-522601-522492,Tele\ 62155, Fax (71)5225 70 Müessese Müdunı Erol Erkut • Koordınatön Ahmet Korukan •Muhasebe Bülenl Yener # tdare Hüseyin Gûrer • İşletme önder Çeiik • Bılsp-lşlem Naü tnal • Bılgısayar SıstenK Mûrûvrt Çiler • Reklam Refaa Işıtmaıı Yaynlaran w Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Ya>ıncılık A Ş TûrkocafrCad 39 41 Cağaloğlu 34334 tst P K 246IstanbulTel 512O5OSTelex 22246 F<u ( I ) 5 H 8 5 9 S 8AĞUSTOS1993 İrnsak:4 18 Guneş. 5.59 Öğle: 13.14 İkindı-17 07 Akşam. 20 20 Yatsı.21 54 Anne-babalann Hkkatine • ANKARA (AA) - Video oyunlanmn, epilepsi hastabğına yakalanma nskıni arttırdığı bildınldı. Le Mondegazetesinin habennde, tüketicilenrun güvenhgi komisyonu tarafından yapılan araşürma sonucunda, son bir yıl içinde konu ile ilgili olarak yaklaşık 30 epilepsi vakasına rastlan«iığı kaydedildi. Haberde, Fransız hükümeünin video oyunlan ûreticilerine bu konuda çeşıtli önlemler almayı zorunlu hale getirdığı belirtildi. Fransaendüstri, ekonomı, posta ve telekomünıkasyon, dış tıcaret, ve maliye bakanlıklan tarafından hazırlanan ve Resmı Gazete'de yayımlanan kararla, video oyun üretıcilerinın ürünlenn ûstüne bir uyan yaası yazmalan zorunlu hale getirildi. Kanserfe mûcadete • BONN(AA)- Almanya'nın Maınz kenü üniversitesinde görevli Prof. Dr. Hans Bıesalski, hergün sebze yemenin, ınsanlan kanserden koruduğunu açıkJadı. Biesalski, bunun örneklenrun Güney Fransa veKuzeyİtalya'da görülebıleceğını belirtti. Prof. Dr. Hans Bıesalski, gûnde 300-350 gram sebze yemeğınin, özellikle akciğer kanserini önledığinı öne sûrdü. KımuzteMikesine dikkat • ANKARA (UB A) - Yaz aylannda kuduz olayılannda artış olduğu belırlenerek, bu konuda daha dıkkatli olunması ıstendi. Kuduz olaylanrun maliyetinin 7 rnilyon lira cıvannda olduğu büdınldi. Kuduz olaylannda mayıs, hazıran ve temmuz aylannda kış aylanna oranla artış oldu. Hıfzısıhha Ensütüsü yetkilisi, iğne bajına 500 bin hra aldıklannı bildirirken, bir kuduz olayında en az bir hafta yapılacak kuduz aşısının maliyetinin 7 mılyon lirayı bulduğunu söyledi. Bu arada piyasada, ithal ve yerli kuduz aşısı fiyatlan arasında büyük farklar olmasına rağmen ithal aşılann daha güvenilir olduğu gerekçesiy le tercih edıldiğı kaydedildi. Kirlihava zehiHiyor • ERZURUMfUBA)- Hava kırlılığınin bitkıleri de zehirlediğı belırlendi. Erzurum Ünıversitesi Ziraat Fakültesı Tarla Bıtkılen Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Şahın Akten. hava kirbb'ğinin bitkılen de olumsuz yönde etkiidiğını açıkladı. Hava kirlıliğinin olumsuz etkılennın yalnızca kış aylanyla sınırh olmadığını belirten Prof. Akten hava kırliüğinin, ürünlerin ve yenı yeşeren bitkilerin yüzeylerinde kalın bir örtü oluşturarak solunurnlannı engellediğını söyledi. Dondurmaya dikkat •ADANA(AA)-Yaz aylannın vazgeçılmez serinletıcilerinden dondurmanın, üretimınden başlayarak, tüketıldiğı yere kadar hıjyen şartlanna uyulmadığı takdırde, mikrop yuvasına dönüştüğü bildınldı. AdanaİlSağlık Müdürû Dr. Alper Pişkin, yapılan bakteriyolojik inceleme sonucunda, Seyhan ve Yüreğir ılçelenndeki işyerlennde, dondurmalann yüzde 55'inın sağbk şartlanna uygun olmadığırun belirlendığini kaydetti. SesikBdanlap dikkatiiolun • ADANA (AA) - Gırtak kanserinin, hastayı ilk olarak ses kısıkhğı ile ziyaret ettiği, en önemli nedenlerinin ise sigara ve hava kırliliği olduğu büdirildı. Çukuroya Üniversıtesi Rektörü Prof. Dr. Can Özşahınoğlu, gjrtlak kanserine daha çok ses tellerinde rastlandığını belirterek, hastalığın ilk belirtisının ses kısıkhğı olduğunu söyledi. Gırtlak kanserinin baslıca nedenlerinin sigara ve hava kirühği olmakla birlikte, genetık faktörler ve kronik tahrişlerin de hastalığa yol açabileceğini anlattı. Rick'in Ban'na girince Bogart kılığında garsonlarla karşılaşıyorsunuz, ama asıl sürprizpiyanonun başında Casablanca93: Tekrarçal'Adanah 'asablanka'ya gelip ünlü filmin izlerinin peşine düşmemek mümkün mü? Değil elbette. Bunu çok iyi bilen işletmeciler neredeyse bir 'fılm turizmi' yaratmışlar. Gerçi bar eski bar değil. Şimdi yerinde beş yıldızlı bir otel yükseliyor. Ama bar aslına uygun olarak yeniden yapılmış. •ann duvarlannı süsleyen afîş ve fotoğraflarla, Bogart gibi giyinen ve davranan Fash garsonlarla, filmin müzikleriyle havaya giriyorsunuz. Sam'ın yerine piyano başındakiyle sohbete kalkınca donup : kahyorsunuz. Piyanist Türkçe soruyor: Memlekette haller nasıl? MUSTAFA BALBAY C asaManca'nın 'Eski Kent'ınde önce Rick'in Ban'ru ara- dım... İkı katb, kırli beyaz, küçük pencereli yapılann arasında boşuna do- laştım.. Sokaklar, evler Casab- lanca fılminin çekildıği 1942 yılının ızlerini taşıyor. Belki o günden bu yana hıç tamır, boya görmemiş. Sanki köşebaşından bir Fransız asken çıkıverecek. Çeyrede İngılızce bılen kimse yok İngilızce sorulara çok dûz- gün Fransızca ile karşılık venli- yor. lnsanlar da sanki 1942'ler- den bu yana yanm arpa boyu yol gitmış. Bol kesimli. kirli giy- siler. Renkli çarşaflarla her ya- nını örtmüş kadınlar. Arada bir görünen etekli genç kızlar çağın değiştığıni ucundan simgelıyor. Sora sora Rick'in Ban da bu- lunurmuş... Sonunda İngilizce bilen bir Fashyla karşılaştım. Ayaküstü bir tanışmadan son- ra bana Casablanca fılminin unutulmaz sahnelenne mekan olan ban gösterebileceğini söy- ledi. Ama, bir şartla: Kendisıne bir paket Marlbo- ro alırsam. Hemen yakındakı seyyar sa- üaya seslendım. Durdurdu. O, kötü Marlboro satıyormuş. 'Amerikan' olanından istıyor. Pazaryerinde tanıdığı bir mar- ketten, seyyar satıcıdakinin iki kaü Dirhem ödeyerek Marl- boro'yu aldık. yola koyulduk. 'Eski Kent'ten çıkıp Ulusal Bir- hk Alanı'na geldik. Karşımızda beş yıldızlı bir otel: Hyatt Regency. Hemen yanında, camlan Ingrid Berg- raan ve Humprey Bogart'ın Ca- sablanca fılmındekı resımlerin- den kopya edilmiş ışıkb bir ta- bela. Rick hizmetinizde Bann ikı gınşı var. Bıri otelın resepsıyonundan dığeri dışar- dan. Her ıkısinın kapısında da filmin afışleri var. Ancak asıl sürpnz içerde. Şef garsonlar Bogart'ın fılm- deki giysilerini kuşanmışlar. başlannda yine Bogart'ın şap- kası müşterileri karşılıyorlar. Fasblar Bogart'a ne kadar ben- zerse o kadar benzetılmış. Otelden girişin hemen solun- da Bogart'ın ağzında sigara, elinde tabanca büyoik boy bir fotoğrafı. AJtında piyano. Ön tarafta yuvarlak masalar. ahşap dekorasyon, uzun bar. duvarlarda yüze yakın Casab- lanca filmi posteri. Rick'in Ban bu düzenlemeyle ve 'Bogart' şef garsonlanyla 1985'ten ben her gece müşterileri ağırbyor. Bara gelenlenn çoğu tunst. Ellerinde fotoğraf makınesı, önce çevreyi dolaşıyorlar. 50 yaşın üzerindekiler posterlenn önünde daha fazla duruyor.' Çoğunun yüzünde hafıf tebes- süm, o yıllar göziennde canla- ruyor. Ben de içeride uzun süreli bir tur attıktan sonra bara iliş- tim. Bann tepesındeki ahşap bölmeler de filmden anılarla dolu. Akşam saat yedı. Müşte- riler henüz bastırmamış. Gar- sonlarla bir süre sohbet ettım. Yapüklan işten, yabanalann kendilenne gösterdıği ilgiden son derece hoşnutlar. İngibzce bilenı şapkasını gen atıp Bogart kadar meşhur olduğunu söylü- yor. Turistlerin çoğu onlarla re- sim çektiriyormuş. Bann al- tından küçük bir albüm çıkar- dı. Resim çeküren tunstler bir tanesini de kendilenne gönderi- yoraıuş. En çok da Japonlar buna me- rakbymış. AJbümün yansı çekık gözlü kı- zlarla dolu. Garsonlann anlatuğına göre bu- raya otel ınşa edılırken eski bınalann tümü yıkılmış. Tabıı fıbne sahne olan bına da. Ama filmin dünya çapında tutulduğunu ve hala unutubnadığını dıkkate alan otel yone- ualen Rick'in Ban'nın aynısını yeniden ınşa etmişler.. Ve fıbnın 1942 yıbnda bir pazartesı günü gösterime garmesi nedeniyle de her pa- zartesi akşamını filmin sahnelenne ayırmı- şlar. Pazartesi günleri garsonlar Bogart gibı giyiniyor ve pıyanoda sadecefilminmüzikle- n çalınıyormuş. Bakmışlar ki bu çok iyı müşten çekıyor her gece Casablanca'yı oy- namaya karar vermişler Garsonlara fılm defalarca göstenlmış ve hareketlennı, yüz ifadelenni olabildığince Bogart'a benzetme- len sağlanmış Bann konuklannı en çok etkıleyen ıse fıl- Bogart f k randevuHumprey Bogart'm Casablancafilmiyle olduğu kadar kendi- siyle de özdeşleşen pozu. Yuzü yarı yanya örten bir şapka. Belden kuşaklı ve yakalan kalkık beyaz pardesü. Ve tabii ki ekle y anan bir sigara... Rick'in Ban'nda bu kılıkta hizmet ve- reıı şef garsonlar Bogart'ı yaşatıyor. Her biri özel eğitimden gecip bir Faslı'nın olabileceği kadar Bogart ohnuş. Piyano başmdaki muzisyene 'Play it again ...' diyenkr tngrid Berg- man değil, yalnızca ruristler. Üstelik 'As time goes by'ı duyar duymaz hışımJa içeri girecek gerçek Bogart da yok ortada. Bari piyanist siyah olaydı... Ama olsun hiç olmazsa Adanah. mın müzikleri... Saat sekizde piyano başh- yor. Masalardaki gürültü azabyor. Duvar- lardaki resimleri birbirine göstenp hararetle bir şeyler anlatmalar kesiliyor. Gözler pi- yanonun başına geçen iri yan, esmer, bıyıkh müzısyene çevnliyor. Muzisyen mısafırlenn tepkilerini ezberle- mış. Neyı çalarsa, nasıl karşılanacağını bıb- yor. Fihnin unutulmaz parcası 'Astimegoes by'a başlarken gözleriyle masalann arasında gezınıyor. Tüm salonu tanyor. Parça bittıkten sonra salona gelen turist gruplan az önce çalındığından habersız elle- nndekı peceteye 'Astimegoes by' yazjp piya- nıstın önüne bırakıyor. Ben de on yılda üç kez izlediğim fihnin müzığı ve mekanıyla büyülenmiş çevreyi izli- yorum. Müştenlere ıçki yetıştırmeye çabşan garsonlarla konuşmak artık çok zor. Bır saat sonra piyanist ara veriyor. Fazla zamanını çahnadan pıyanistle de birkaç dakika konuşmak istiyorum. Tam yanımdan geçerken "Bir dakika" deyip, ingilizce derdımı anlatmaya çahşıyorum: Türkiye'den geldim, gazeteciyim, mümkün- se bana biraz zaman ayırabih'r misiniz?.. Donuk donuk yüzüme bakıyor. Burada- kilerin îngüızceye yabancıbğını gün boyu yaşadığun için sözlenmi tekrar ediyorum. Nihayet ağzını açıyor: - Memlekette haOar nasıl? Duyduğum Türkçe cümle karşısında bu kez ben donup kahyorum ve şoke oluyorum. Aman tannm... - So... What? Yani Türk müsünüz? - He ya. Nasıldır memleket anlat biraz. Garsonlar, bann etrafındakıler bızi izlı- yor. Yanıma oturdu. Başladık sohbete. - Türkıye'nın neresındensinız? - Adanalıyım. - Buraya nasıl geldiniz? - Küçük yaşta Adana'dan Beyrut'a gitmi- şiz. Evde uzun süre Türkçe konuşuldu. Beyrut o zamanlar Beyrut'tu... Bir Fransızdan piya- no dersi aldun. Sonra Paris'e gittinı. - Şarkı da söylüyorsunuz? -Ohooo... 15 dilde gece yapanm. - Hangi dillerde? -Doç, ingilizce, Hollandez, Felemenk ney, Tagalog (Fıbpınlerde konuşuluyor), Türkçe, Gırek, Arapca, Fransız, MidiJez (Ortadoğu anlamında) dilleri, başka Yurap (Avrupa) dilleri...Gerisini akluna geldikçe söylerim. - Casablanca nasıl oldu? - Ben burayı tropikal. ağaçiar falan sandım, daş doprak. Abu Dabi Hilton'daydun, ulusla- rarası şirketler organize ediyor bu işi. Çağırdılar geldim. - Ama Casablanca fılminin müzıklerinı her gece çabnak ılgınç olsa gerek. Müştenler sizden defalarca ıstiyor.. - He ya, gızdır gızdır ye... Adana şivesini aynen koruyup, 15 dilde gece yapmayı beceren Sırac Komn'la yarrm saate yakın sohbet edıyoruz. "Saat geldi" deyip tekrar piyanonun başına geçiyor. Bir bardak su içiyor. Sonra defterinin yap- raklannı kanşürmaya başhyor. Rick'in Ban'nı bubna sevıncime. fihnin müziklerini bir Adanabdan dinleme şaşkınbğım ekleni- yor... Az önce yaşadıklanmı içimde yeniden canlandınrken piyanodan tanıdık bir melo- di yükseb'yor, Ardından Sırae'ın sesi: "Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengi- ni/ Yazık oünuş o gözlerden sana akan yaşia- ra/ Bir zamanlar se>ginle ateşlenen başunı/ Dizlerinin yerine dayasaydım taşlara..." Tunstler şaşkın: "Acaba bu parça fılmde var mıydı?". Bense mest, bir dikişte bardağın dibinı buluyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle