Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
F
5AĞUST0S1993 PERŞEMBE CUMHURtYET 2 SAYFA
KULTUR
Oyun yazan, dekoratör, oyuncu ve yönetmen Sermet Çağan'ı 23 yıl önce yitirmiştik
Dört dörüük çağdaş birtiyatroadamı
CEVATÇAPAN
Sermet'in belleğımcleki ılk görüntü-
sü bır futbcl sahasından. İkimız de
Robert Kolej'de öğrenciyız. O mühen-
dislik bölümünde. ben lıse bırdeyim.
Güneşlı bir güz günü smıflar arası bır
maç olmalı. O. sahada. olağanüstü
hızJı bir santrfor. bense kenarda oyu-
nu heyecanla ızleyen bir seyirci Yıllar
sonra dostluğumuzu tazelediğimizde,
"Futbolu aniamayan nesle aşina deği-
liz" dıye anı>oruz o günleri. Sözünü
ettiğim öğrencılik yıllannda hızlı bir tı-
yatro oyuncusu olarak da taıuyorum
Sermet"i. Okuldaki en yakın ar'kadaşı
Ferda Sevin'le "Robert KoJej Oyuncıı-
lan"nın çalışmalanna tiyatro bılgısı ve
tutkusuyla şaşırtıcı bir canlılık kazan-
dırmava çalışıyor. Ferda, Ankara
Devlet Konservatuvan'nın ünlü diksi-
yon öğretmeni Prof. Nurettin Sevin'ın
oğlu. Aşiyan'daki evleri tiyatro kitap-
lanyla dolu. Sermet durmadan o ki-
tapîap hatmediyor. sahneye konacak
oyunlar konusunda en ilginç öneriler
hep ondan geliyor. Birçok önemli
oyun yazannın adını ılk kez ondan du-
yuyoruz. Bir öğrenci tiyatro toplulu-
ğunun. o topluluktaki gençler için bir
tiyatro okulu gıbı çalışmasını o sağlı-
yor
Yeni ufuklar açan tiyatrolar
1953-1957 arası ka> bedıyoruz birbi-
rimızj. Ben üni\ersıte öğrenimi içın
yurtdışına gidiyorum. Sermet, An-
kara'da Devlet Tiyatrosu'nda. Muto-
sin ErtuğruTun genel müdür olduğu
donemde birçok oyunlara dekor ha-
arlıyor GünerSümer'lebırlıkteSahne
Z adlı amatör tiyatro topluluğunda
çahşıyor. Ama onun I957'de Alman
edebıyatı konusunda yaptığı araştır-
malar için federal Alman hükümetınin
Schiller Ödüiü'nü almasını, Dünya ve
Öncü gibı gazetelerle bazı dergjlerdeki
yazılannı hep uzaktan Lzleyebilıyo-
rum 1962'de IstanbuTda Arena Tiyat-
rosu'nda. Giilriz Sunıri - Engin Cezzar
Tiyatrosu'nda dekorcu ve oyuncu ola-
rak çalıştığı dönemde de ben îstan-
bul"da olmadığım için görüşemiyonız.
1964te yazdığı..Ayak Bacak Fabri-
kasını İsta,nbul Ünıversıtesı Gençlik
Tiyatrosu'nda sahneye koyduğu za-
man. bıraktığımız yerden sürdüriiyo-
ruz dostluğumuzu. Arada geçen yıllar-
da neler yapüğjmızı birbirimize anlat-
maya pek vakit bulamayacak kadar
hızlı yaşanan günler. 1961 Anayasası'-
nın getırdiği özgürlük ortamı. Türkıye
jşçı Partısı'nın kurulmasıyla bambaş-
^pa bir canlılık kazanan siyasal hayatı-
mız.'bu uyanışa katılan yayın dünyası,
*toplumdaki bu silkinişi yansıtan tiyat-
ro topluluklan bütün bu konularla il-
gilenenler yeni ufuklar açıyor. birço-
ğumuza yeni çalışma olanaklan sağh-
yor, heyecanımıza heyecan katıyordu.
4
Ayak Bacak Fabrikası'
"Ayak Bacak Fabrikası"nın 1965'te
Ankara Sanat Tiyatrosu'nda Güner
Sümer tarafından sahneye konmasıyla
Sermet bence o dönemin en önemli
oyun yazan olarak ortaya çıkıyor. O
yıllarda sözü en çok edilen tiyatro us-
tası Bertolt Brecht'in diyalektik tiyatro
anlayışını gerçekten özümlemiş, bu
anlayışla geleneksel Türk tiyatrosu-
nun özelliklenni bağdaştırmış dört
dörtlük çağdaş bir tiyatro adamı. Bu
dönemde Sermet'le komşu oluyoruz.
Eşı Seçkin ve üç çocuklanyla Jîebek'e
taşınıyorlar. Önce bir süre bizim de
oturduğumuz Ehram Yokuşu'nda
İnayet Hanım'ın evinde kahyorlar,
sonra Dereboyu Sokak'taki Çamlık
Çağan,"Ay ak Bacak Fabrikası'am sahneienfnesiy le dönemin en önemli tiyatro yazan olarak ortaya çıkar.
Oyuncu Sermet Çağan, Aziz Nesin'in "Ah Biz Eşekler" adlı oyununda."
Apartmanı'na taşıruyorlar. Burası
gerçekten Sermet'in başansının sürek-
li olarak kutlandığı bır şenlik evi. Hem
uzatmalı çocukluklannı sürdüren sa-
natçı dostlann uğradığı selatin meyha-
nelere taş çıkartan bir dost sofrası.
hem de gerçek çocuklann mutlulukla-
nnı büyükleriyle paylaştıklan bir ço-
cuk bahçesi. Bu cömertliğin baş so-
rumlusu da. bır yandan yayınevlerine
önemli çeviriler yetiştiren, bir yandan
da o zengin sofralan hazırlayan Seç-
kin.
Sermet, Savaş Oyunu adlı radyo
oyununu özdemir Nutku'yla sahneye
uyarlayarak Erlangen ve Nancy'deki
uluslararası tiyatro şenliklerine katılı-
yor. Ankara Universitesi Dil ve Tarih-
Coğrafya Fakültesi öğrencilerinın oy-
nadıklan bu oyun kazandığı birincilik
ödülüyle Sermet'in basansmı daha da
pekiştiriyor. Sermet o hızla 1966-67 ti-
yatro mevsiminde Türkiye'nin ilk sen-
dika tiyatrosunu kunıyor TÖS. Tür-
1
kiye öğretmenler Sendikasf nın deste-
ğjyle kurulan bu tiyatro topluluğu 67
ili kapsayan bir Türkiye turnesinde bir
yıl boyunca Ayak Bacak Fabrikası'nı
ve gcne onun hazırladığı Sacco ile
Vanzetti'yi oynuyor. Binbir güçlüğe,
anlayışsızlığa ve sanat düşmanhğma
karşın. Bu aşın yorgunluğun sonunda
Sermet, Seçkin'ın deyımiyie bir "En-
farkTÖS " geçiriyor. Bir süre yatak-
tan çıkmaması gerekiyor. Ama hasta-
lık da çalışma hızmı kesmiyor. Ser-
met'in. Türkiye 70 ve At Gözü adlı
yanm kalmış oyunlann haarhklannı
hastalığa aldırmadan sürdürüyor.
Gene aynı dönemde. Sermet'in ıste-
ğı üzerine, Piscator'un Tobtoy'dan
uyarladığı Savaş ve Banş'ı çeviriyo-
rum. Sermet bu oyunu AST'a önen-
yor. İyileşiriyileşmez, Ankara \a gidıp
Brecht'in Carrar Ana'nın Silahlan'nı
Ankara Yenişehir Tiyatrosu'nda sah-
neye koyuyor. 'Savaş ve Banş'ın ilk
çalışmalan için AST'ta bir toplantı ya-
pıyoruz. Hemen bunun ardından AST
çalışanlan greve girdıkleri için bu gü-
zel tasan da suya düşüyor. Ne gam!
Biz aynı gün Dıl ve Tanh-Coğrafya
Faküîtesi'nde Özdemir Nutku'nun ti-
yatro öğrencıleny le bir söyleşıye katı-
lıyoruz, onlann çalışmaJannı izüyo-
ruz.
Evi, tek kişilik bir üniversite
Sermet'le Seçkının Bebek'te otur-
duklan yıllar Nazmi'nin bahçeli mey-
hanesinin de altın çağı. Özellikle yaz
mevsiminde evlere sığmayan dost ka-
labalı&yla orada buluşuluyor. Sermet,
Selahattin Hila>. Atilla Tokatlı, Aziz
Çahşlar. Ltku Varlık, Nazmi'nin ge-
dikli müşterileri. Ben ikinci memunyet
kitabım Değişen Tiyatro'yu yazarken
rki paragraf arasında onlan yoklama-
dan edemiyorum. Edip'le Mefharet'ın
Bebek'e taşınmalanyla kadro daha da
genişliyor. Seckın'le Sermet'in evının
bır uzantısı haline gelen Nazmi'de sık
şık Hayalet Oğuz, Ömer Uluç, Ali
Özoğuz, Edgar Kemal, Kuzgun Acar,
Özer Kabaş da görünüyorlar Aslında
Sermet'in evi tek kişilik-toir üniversite.
Değışik yaşlarda bir sürii öğrencinın.
büyük bir keyifle. hiçbır kurumun öğ-
retemeyeceği bilgılen ve deneyimlen
onlara cömertçe aktaran bir kaynak.
Seçkin'le Sermet bu kaynağ kurut-
mamak için insanüstü birçabaylaçalı-
şıyorlar. Hem de bu çabayı'kimseye
hissettırmeden. Kitaplar çevriliyor.
ansiklopedilere danışmanhk ediliyor.
maddeler hazırlanıyor. Bu arada asıl
ışleri olan tiyatrodan da uzak kalma-
maya çalışıyorlar. Tiyatro çevresinın
bütün maya tutmazlığına karşın.
Mehmet Liusoy'un inanılmaz bir ba-
şanyla gerçekleştirdıği 1967 Uluslara-
rası Gençlik Şenlığı de Sermet'le Seç-
kin'in cömertliklerinden izler taşıyor.
Daha başka profesyonel ve amatör ti-
yatro çalışmalan da.
Eksihneyen bir hızla yaşarken
Ansiklopedılerde Sermet Çağan'ın
10 Nisan İ929'da Amasya'da doğdu-
ğu yazılı.'Amasya'da bir baba evi ol-
duğunu hatırlar gibiyim. Ama asıl
unutamadığım ünlü tarihçi Arnold
Toynbee Türkıye'ye geldiği zaman.
Sermetin onu Amasya'da Yeşilır-
mak'ın kıyısındaki böyle bırevde nasıl
ağırladığıdır. Ne mutlu o tanhçiye ki
Anadolu'yu gezerken Sermet gibi bir
yol arkadaşı bulmuştur. Kim bilır.
Sermet'in anlatmadığı. anlatmaya va-
kit bulamadığı buna benzer daha nice
güzel anılan vardı Amasya'yla, Amas-
ra'yla, Antalya'yla ılgıli. Sermet işte
böyle eksilmeyen bir hızla yaşarken.
"Ayak Bacak Fabrikası'nın tstanbul
Sanat Tiyatrosu'nda sahnelenme
hazırlıklan sırasında, beklenmedik bir
anda bu dünyadan aynldı. Bu ölümün
ırkıltısıni onu sevenlerden kimsenın
unutabıldiğıni sanmıyorum. O şimdi
sonsuzJuğa göçen sevdıklerimizın ço-
ğu gıbı nur ıcınde- yatıyordur demeye
dilim varmıyor-koşuyordur. Hem de
Hayalet Oğuz'un korur gibı y aptığı kale-
ye sayısız goller atarak. Balkanlar'ın en
durdurulmaz merkez muhacimi hızıyla.
İngiltere'de
k
dinamikliği' ve 'bilinmezliğiyle' Gezici Tiyatro
Demokmsininpeşinde...
Kültür Servisi - Tiyatro, köken-
lerindeki yaşamla iç içe ritüeller-
den kopanhp salonîara hapsedil-
diğınden beri. tiyatrocular izleyi-
cilere gidip, günlük hayatlanna
sürdürdüklen mekanlarda prog-
ramsız. sahnesiz oyunlar oyna-
maz oldu . Öyle ki, oyunlar artık
oynanmıyor "sahne"leniyor.
Artık ızleyıciler, önceden plan-
ladıklan gün ve saatlerde tiyatro-
lann yolunu tutuyor. Ancak bir
süredir, Avrupa'daki tiyatro
gruplan "gezici tiyatro" ya yöne-
lerek bu akşkanhğı kırmaya
çalışıyorlar.
Köy. kasaba gezerek; açık me-
kanlarda. sahnesiz. seyırcinin
koltuklarda nefes almadan otur-
duğu değil, ayakta durduğu. yere
oturduğu ya da gezindiği bir ü-
yatro aniayışmı dirilimeye çalışı-
yorlar. Geçtiğımiz hafta Kraliyet
Shakespeare Topluluğu, "Julius
Caesar" adlı oyunu İngiltere'nın
Stratford ilçesınde gezia tiyatro
örneğı olarak sergilemeye baş-
ladı. Topluluk. 25 eylüle kadar
çeşıtb kasabalan dolaşarak oyu-
nu "sahne" leyecek.
İngiltere'deki ilk başanlı gezici
tiyatro denemesi. 1986 yılında,
Royal Court tiyatrosunun Lanc-
hestire kasabasında sahnelediği
"Yol" adlı oyun oldu. Farklı bö-
lümleri köprüler, evlenn bahçele-
ri, yol kenarlan gıbı farklı me-
kanlarda oynanan oyun. sadece
mecazı anlamıyla değil. gerçek
anlamıyla kitlelen "harekete ge-
çirmişti".
İşsizlığin yüksek olduğu bu ka-
sabada. insanlar sokakta gör-
diiklen kazalan durup saatlerce
seyredeceklerine oyunu seyretmiş
ve bu deneme büyük bir başanyla
sonuçlanmıştı. Başanlı gezici tı-
yatronun yapması gereken de bu:
Tesadüfen belli bir mekanda bu-
lunan bir kitlenin, en az bir kavga
ya da kaza kadar, ilgısini çekmek
ve sonuna kadar seyreünelenni
sağlamak.
Avrupa'da
tiyatro gruplan artık
'gezici tiyatro'ya
yöneliyor. Köy,
kasaba gezerek; açık
mekanlarda, sahnesiz,
seyircinin ayakta
durduğu,
yere oturduğu ya da
gezindiği bir tiyatro
anlayışını diriltmeye
çalışıyorlar.
Bunlardan biri
de'Julius Caesar'ı
sahneleyen Kraliyet
Shakespeare
Topluluğu.
Gezici tiyatro aynca oyuncu-
lann da oyunculuk gücünü sına-
ması için bir olanak sun'uyor.
çünkü ilk kez karşısında sesıni çı-
karmadan onu seyredcn kişilcr
yerine heran dikkati dağılıp. çenc
çalmaya başlayabilecek, yada "ti-
yatro salonu" nu terk edip gidebi-
lecek bir seyirci var.
Böylesi sahnesiz oyunlarda,
oyuncular seyircilenn arasına
kanşabiliyor ve seyirciler, far-
kında olmaksızın "sahne"nın or-
tasında kalabiüyor.
"Julius Ceasar" oyunu, konu-
su gereğı birçok kalabalık halk
sahnesi gerektirdiğmden, izleyici-
ler flgüranlann yenne geçiyor.
Oyunun yönetmenı David Thac-
ker, seyircilerle oyunculann iç içe
olacağını. ama kendilerini öyle
hissetseler bile oyuna dahil edil-
meyeceklerini söylüyor.
Thacker, "dünyada demokrasi
anlayışının peşine düşmeyi"
amaçladıklan için gezici tiyatro-
y u ve Sezar oyununu seçtıklerini
söylüyor. Sezar'm. arayışı anla-
tan modern bir oyun olduğunu
belirten Thacker. bu nedenle
Roma dönemi kostümleriyle de-
ğil modern giysilerle oynamayı
tercih ettiklerini açıklıyor.
Elbette modern kostüm kulla-
nımı, oyuncularla seyircilerin bir-
birinden ayırt edilmesıni daha da
zorlaştınyor. Bu bazı sorunlara
da yol açıyor.
Oyunun ilk gecesinde, Sezar'm
merdıvenleri çıkması gereken
sahne, seyircilerin merdivenlere
oturup yolu tıkamalan yûzünden
gerçekleştirilememiş. Bundan
sonraki oyunlarda, oyuncular-
dan birinin merdivene oturma-
sına ve zamanı gelınce kalkarak
yolu açmasına karar verilmiş. Za-
ten Thacker, gezici tiyatronun en
güzcl yönünün de bu bilınmezliğı
ve dinamikliği olduğunu düşünü-
vor.
Biz, bir zamanlar
çağdaşOk...
AHMETCEMAL
Yüzyılımızda çağdaşlık sorunlan, sanınm özellikle ıkı
noktada odaklaşıyor: Çağı yakalamak ve bır zamanlar ya-
kalamışken. türlü nedenlerle çağın dışına dûşmüş olmanın
hesaplaşmasını yapmak. Özellikle kültür ve düşünce düze-
yınde ıleriye yönelık adımlann sağiıklı atılabilmesi. bu ıki
noktadan hangisinde bulunulduğunun iyı saptanmasına
bağh.
Ulkemız bağlamında son on yılda. daha doğrusu 1980"-
den bu yana siyaset adamlan ve kımi aydınlarca bu konuda
yapılan yanlış değerlendirmeler. belli bir büinmezlik atmosfe-
rini \e şaşkuı tavuk olma konumunu ne yazık kı hcr geçcn
gün daha da yoğunlaştınyor. Bu durum karşısında, çok
küçük bir azınlığın dışında. kültür ve sanat dünyamızın
taşıyıcılannın üzerlenne ölü toprağı serpılmişcesıne suskun-
Uiklan ıse, kendine özgü Atatürkçulük yoluna, Atatürk'ün
en büyük eseri olan Türkiye Büyük Millet Meclısı'ni silah
zoruyla kapatarak başlayan 12 Eylül darbesinin, ünlü depo-
litizasyon gırişimlerinde ne denli başanya ulaştığını çok acı
bir somutlukla kanıthyor. Aslında bir ülkenin çok geniş ke-
simlerine. kendi ülkelerinın sorunlan üzenndekafa yormayı
ve ınançlan doğrultusunda demokratık girişımlerde bulun-
mayı yasaklamaktan başka bir şey olmayan depolıtızasyon
yozlaşmasının. zaman içersınde salgın bir hastalık gibı hangı
çevreleri suskunluğa ve umursamazlığa sürükledığı. ayn bir
araştırma konusu olabılir.
1980'den bu yana süregelen yanlış değerlendırmeler. bize
ve -daha da önemlisi- şimdinin genç kuşaklanna. çağ-
daşlaşma yoluna sanki yeni gırmış bır Türkiye portresi çizi-
yor. Oysa asıl yapılması gereken. çağdaşlaşmanın ve çağ at-
lamanın yeni yollannı aramanın yanı sıra. nasıl olup da
çağın dışına düştüğümüzün dc hesabını verebılmek. Çünkü
"ikinci cumhuriyet"çilerin. Atatürk'ü eleştırmeyi bilimsel bır
uğraşa değil, kötü bir modaya dönüştürenlerin. beyaz eşya
ve otomobil satışlannın artmasında ilerlemcnin simgesını
görenlerin savunduklannın aksine. biz bir zamanlar. Millı
Mücadele'nin hemen ardından başlayan Atatürk devnmle-
riyie. zaten çağdaşlaşmıştık! Üstelik kımi atılımlar sonucu, o
zamanlar çağı yakalamakla yetinmeyip, belki gerçek anlam-
da çağ da atlamıştık! Bunu görebilmek için birkaç örneğe
bakmak yeterlıdır.
Cumhuriyetin hemen ilk yıllannda başlayan Köy Ensti-
tüleri hareketi, ümmct toplumundan demokrasiye geçış sü-
recinde en gerekli öğe olan eğitimi Türk insanının ayağına
götürme çabasından başka bir şey değıldı. Sonradan türlü
suçlamalarla karşı karşiya bırakılan ve acımasızca eleştiri-
len, gerçekte ise dûşûnen ve üreten bıreylerden oluşma bir
toplum modelını öngören bu hareket engellenmeseydi. bu-
gün göreve gelen her yeni Milli Eğitim bakanının hedef dıye
ılan ettiği eğitim seferberlığı büyük bır olasılıkla çoktan ger-
çekleşmış olacaktı. Aradan yıllar gectikten sonra. Koy Ens-
titülen döneminde köylü çocuklanna Shakespeare okutul-
muş olmasıyla alay eden bilınçsizTürk aydmlan. ünıversıte-
lere ders vermeye gıttiklennde karşılannda, kent liselerioden
gelmelenne karşın Türkçeyi doğru dürüst okuyup yazama-
yan bır kitle bukduklannda. acaba nedüşünmüşlerdır'' Cum-
huriyetin ilk dönemlenndeki köylü çocuklannın Köy Enstı-
tüleri'nde nasıl bırtkrtışnia ruhuyla yetiştirildıklenni merak
edenler. o enstitülerde alınten dökmüş olanlann gende bı-
raktıklan belgeleri okuyabilirler.
» 1940 yılında dönemin Maarif Vekılı Hasan Ali Yücel ta-
rafından başlatılan Tercüme Bürosu hareketi. başka deyişle
Batmın ve Doğunun bütün düşünce hazinelerini de»let eliyle
dilimize ve kültürümüze kazandırma girişimi. dünyada aynı
dönemde ya da bıraz sonra çağdaşlaşma yolunu tutan top-
lumlann belki de hiçbirinde rastlanmayan. bu nitelıgıyleger-(,
'çek anlamda bır çağ atlamayt sımgeleyen bir gınşıradi'. M**-
gınşim sonncu o zamanlann kitaplıklannı dolduran bınlerce
beyaz cilt, bır zamanlar nasıl çağdaşiaşmış olduğumuzu gös-
teren onurlu belgelerdir.
Bugün yapılması gereken. bütün bu girişimleri unutmak
ya da sonuçsuz kalmış gibi göstermek değıldir: bugün yapı-
lması gereken, sankı bınncisının bütün değerlenne hakkıyla
sahip çıkılmış gibi bır "ikinci cumhuriyet" tartışması açmak
da değildir. Bugün yapılması gereken. birzamanlann eğitimi
ve kültürü, "devlet politikası" edinmış anlayışını. nasıl olup
da maddı kazanan ve tüketimin birincı sırayi aldığı. ailelerin
çocuklanna kitaptan önce bilgısayar armağan ettıkleri.
gençlerin dönecek köşe aramaktan kafalannı zenginleştır-
meye vakit bulamadıklan bır toplum modeline dönüştüre-
bildiğimizin hesabını açıkça vermektir!
Üçretsiz tiyatro gösterileri
İZMFT(AA)- Kocaelı Fuan'nın açıldığı 28 hazıran
pazartesi gününden bu yana kendilerine aynlan üç ayn
açık sahnede oyunlannı sergileyen Kocaeb Bölge
Tiyatrosu (KBT), ziyaretçiler tarafından ılgiyle izlenıy or.
KBT,BüyükSahne'"dehergece21.0O-23.OOsaatlen "
arasında değişik oyunJardan derlenen "Tiyatro" adlı
göstenyı ücretsız sunuyor. Küçük Sahne'de "Dört Oykü,
• Dört Arkadaş" adlı müzikal ile Orman Parkf ndaki
sahnede •'Bremen Mızıkaalan" adlı masal oyununu da
küçük izleyiciler üçretsiz şekilde seyrediyorlar. KBT
Müdürü Âhmet Balkaya, fuann açıldığı günden bu y ana 20
kişilik bir kadroyla üç ayn sahnede gösteri sunduklannı
belirterek, "Halkımız tiyatroya gidip oyun izlemiyor. Biz
deziyaretçilere tiyatro sevgisini kazandırmayı ve neşeli
anlar yaşatmayı amaçhyoruz. 15 ağustosa kadar her
akşam gösterilenmiz devam edecek" dedi.
Hasret Gültekin'in anısına kaset
İŞTANBULOJBA)-
Ünlü rembetiko
topluluğu Prosechos'
Sıv as'ta katledilen aydın
v e sanatçılann anısını
yaşatabilmek amacıyla
Hasret Gültekin'in
şahsmda bir kaset
hazırlayacak. Edinılen
bilgilere göre rembetiko
müziğinin ünlü ismi
Prosechos Sıvas
katlıamında yaşammı
yitirenaydınlarve
sanatçılar için bir dizi
etkinlik gerçekleştirmeyı
kararlaştırdı. Karann ılk
adımı olarak 30 temmuz
cuma günü Almanya'nın
Frankfurt şehrinde bir
konser veren topluluk. etkinliklen sembol isim olarak
seçtikleri Hasret Gültekin'in ısmi altında sergilıyor.
Prosechos grubunun Türkıye'yi ziyaret ettiği sırada
tanıdığı ve beraber resitaller verdiği Hasret Gültekın'in
kişiliğinde tüm Sıvas şehitlerinin anısına saygı olarak bir
kaset hazırlamakta olduğu belirtıldi. Kasetın Türkıye'deki
yayın hakkının Hasret Gültekin'in çalışmalannı yurüttüğü
"Gökyüzü Sanat Urünleri"ne verileceği bildirildi.
Devlet Halk Oz'anlan Topluluğu
ANKARA (AA) - Ankara'da Kültür Bakanlığı'na bağlı
Devlet Halk Ozanlan Topluluğu kuruldu. Devlet Halk
Ozanlan Topluluğu'nun kurulmasına ilişkın Bakanlar
Kurulu karan, bugün Resmı Gazete'de yayımlandı. Bu
arada Şanlıurfa'da Tunzm Bakanlığı'na bağlı Tunzm
Dantşma Müdürlüğü, Afyon'da da Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğü'ne bağlı olarak Makina İkmal Müdürlüğü
kuruldu Söz konusu müdürlüklcrin kurulmasına ilişkın
Bakanlar Kurulu kararlan da bugünkü ResmiGazete'de
yeraldı.