Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 5 AĞUSTOS1993 PERŞEMBE
KULTUR
• ••
Bir yapım şirketi kurarak 26 yıllık birikimini gençlere aktarmak isteyen Izzet Oz:
Bendenyararlanaıilara helal olsun!
NtLGÜNTOPTAŞ
"Radyoculuk dünyanın en tatlı, en hoş,
en sevecen çaltsma uğraşlanndan biri'' dı-
yor İzzet Öz. Birçok muziksever. yıllarca
TRT 3 FM kanalında Türkiye"nin yetiş-
tirdijh en ıvi, en nitelikli radvo proe-
ramcılanndan olan İzzet Öz'ün ve aynı
kuşaktan bırkaç ismin program-
lannı dmleyerek, ılk müzık zevkıru ve bı-
lincinı edındi. "Tefeskop", "Metronom",
"Popcaz", "Diskovizyon", "Sihirli Lam-
ba", "Zoom" gıbi programlarla pop.
rock, popcaz, blues ve diğer müzik akım-
lan konusunda bilgi sahibi oldu, ünlü
topluluklan tanıdı tnüzikseverler. Bilen-
ler de müzik zevklerinin kalitesıne uygun
programlan dinleme şansını elde ettı.
İzzet Öz I967'den bu yana yani 26
yıldır radyoda program üretiyor. Aynı
yıllarda radyoda bulunan Yaviız Aydar,
Umit Tunçağ, Hülya Tunçağ, Nejat Çeti-
nok'la gerek programalık gerek sunucu-
luk açısından çığır açan ve sonrakı bir-
kaç kuşak tarafından da örnek alınan İz-
zet Öz, çok yönlü bir insan.
Radyo ve televizyon programcılığının
yanısıra televizyon için film yapmış. rek-
lam fılmleri üretmiş ve ülkemizin en
popüler özel bale topluluğunun da kuru-
culanndan ve genel koordinatörü. Izzet
Öz ile radyoculuk ve dığcr uğraşlan üze-
rine konuştuk.
- Bunca deneyinüi bir radyocu olarak
sizce radyoculuk nedir, nasıl bir duygu-
dur?
"Kendi ıçındekileri benı dınleyenle pay-
laşmak", radyonun en önemlı tarafı bu.
Siz eğer bir yapımcı bir dıscokeyseniz tek
başınasınız orada ve sizi dinleyen tek tek
insanlar va.r. Sız mesela 'benim rad-
yom..' dediğiniz anda, sizi dinleyenlerle
bütünleşmış olursunuz, radyonun erı
önemli ozelliği insanlan teke tek karşı
karşıya getirmesi. Sız çahyorsunuz, sızı
dinleyen biri var, o sırada araba kullanı-
rken. evinde oturmuş bir iş yaparken, ya
da ders çahşırken dinliyor ama sizin
çaldığınız şeyle beraber aynı şeyi paylaşı-
yorsunuz.
- Siz programlannızda Türk sanatçn
lanna tsrarla yer veriyorsunuz. bu
tavnıuzı açıklar mrsınız?
O güne kadar programlanmda Türk-
çe parçalara yeT veriyordum ama, 1975'-
te tngilıere'de Eurovision'u izlerken
bende şöyle birşey uyandı; Türkçe par-
çalan çalarken belirli bir şekilde. bizim
ülkemizdeki sanatçılara bir mesaj ver-
mem gerekjyordu. Bu da şu olmalıydı,
'besteye yönelmeleri, kendi sözlerini yaz-
malan ve Türkiye'de de artık yaratıcı in-
sanlann bu alanda da ilerlemeleri".
Zaten televizyona geçme nedenlerim-
den bir tanesi de buydu. Hayat hikaye-
mize baktıgımızda yaptığımız, dahna be-
ÜTİi bir biçimde ızleyici ve dinleyicıyi ve
bu arada sanatçıyı da. doğruya yönlen-
dirmek olmuş. Ben bu aşamaîarda elim-
den geldiğınce yararlı olduğumu sanıyo-
rum.
- Yıüarca TRTde çalıştıktan sonra bir
özel radyo ve TV kanalında program yap-
maya başladınız. Özel kanallara gecer-
ken neyi amaçiadınız, TRTde yapa-
madığınız şeyleri yapmayı mı duşündü-
nüz, bu gerceklesti mi?
Ben 25 \ıl arahksız TRTde program
yapüm. Özel radyolar çıkmca bana
'danışmanlık yapar mısınız" diye bir öne-
ri geldi Show Radyo'dan. Sonradan
Türk Pop" diye bir de program yapmam
istendi. ben de radyolar kapanıncaya
dek o tarzda son derece basit bir prog-
ram yapum. bu tam benim gönlümde
yatan program değildi.
Bunun karşıhğında bana ödenen ise
TRT standartlannın çok üstündeydı
•tabiı ki insanın bazan da maddi açıdan
düşünmesi lazım..- Ikisi arasında de-
netim olarak bir fark yok, ben hiçbir yer-
de denetım açısından büyük bir sorunla
karşılaşmadım ama TRTde şimdi daha
bır rahathk var. Devlet radyo ve televiz-
yonu da özel radyolann etkisiyle artık at
gözlüklenni biraz daha açtı.
- özel radyolann siy asi gelişmelere pa-
ralel olarak yeniden açılmasından bir süre
sonra yine Shovv Radyo'daki danışmanlık
görevinize ve "Türk Pop" adlı programın
yapımcıuğına geri döndünüz. Yaptığımz
programdan hoşnut olmadığınt/ı belirt-
miştiniz. Şimdi neler değişecek?
Değışen birşey yok çünkü programı-
mda kullanabileceğim. yer vereceğim
kaliteli ürünler yok. Herkes birşeyler
yapıyor, hatta çok şe> yagüıyor ama
herkes aynı şeyleri yapıyor. İyı çalışma-
lar da var ama çok az.
- Özel radyolan genel olarak nasıl de-
ğertendiriyorsunuz?
Kimi lastik verdi. kimi dinleyiciyle
anında ıletişım kurarak radyoya yönelt-
ti. Böylece işin içine biraz daha sıcaklık
unsuru katmaya çahştılar. Ama kalite-
den ödün verildi. Ama bilinçlı program
yapmaya çalışan radyolar da var. daha
da iyiye gidebilir. Ama bu olaya daha
İzzet Öz için radyoculuk 'kendi içindekileri onu dinleyenlerle paylaşmak.'(Fotoğraflar:AYDINTURNA)
geniş çerçeveden bakmak gerekir.
Radyolann imajını değişterecek olan
tûrde radyolar gecmişte oldu şimdi de
var ve bunlar artabilir. özellikle Anado-
lu'da. Eğer radyolarda belli bir denetim
olmazsa belki de Sıvas olaylanndan çok
daha ağınyla bile karşılaşabiliriz. Böyle
çok açık bir gerçek var ortada. Devlet de
bunu hala nasıl çözümleyebileceğini bi-
lemediği için bu rahatsızhklar yaşandı,
inşallah çözümlenir.
- Sizin ve Yavuz Aydar, Cmit Tunçağ
gibi isimlerin hazırladıkları ve sunduklan
programlar, belli birikimi yansıtan, nite-
likli programlardı. Özel radyolarda ise
çıkacak.
• Televizyon için hazırladığuuz Tefcs-
kop'tan neden vazgecitöi?
Radyoda yaptığımı Teleskop'ta Tür-
kiye'de ve sanatın bütün dallan bir araya
geurildi ve bunlar izleyiciye en iyi biçim-
de sunuldu. Bu ders niyetine yapılmış,
yani ilerde "Türkiye'de böyle bir prog-
ram yapılmıştf diye dinletilebilecek nıte-
likte bir programdı.
Aynı şeyi TV'de sürdürmek istedim.
Çünkü şimdi TV'ye baküğımda Teles-
kop'a benzeyen ya da ondan örnek alı-
narak yapılmış pek çok program üretili-
yor. -ve kimse kınlmasın diye şöyle böy-
bütçemiz yok. Ama hiç olmazsa eli yüzü
düzgün bir program, bu kalitede olacak
bir programın en aşağj bu şartlarda ola-
cağını anlattık, kabul edildi. Yaptık son-
ra da teknik açıdan yüksek maliyetlı bu-
lundu ve biz de devam etmedik. Oysa
bence devam etmesı gereken bır prog-
ramdı, çünkü devlet televizyonunun da
özel televızyonlann da bazı prestij prog-
ramlan olmalıdır. Çok büyük satış raa-
ğazalan yerine daha butik tarzında
programlar yapıyoruz. daha ince eleyip
sık dokuyarak..
- Sizden programı daha düşiik maliyet-
le sürdürmenizi mi isteduer?
zaman hayatım
boyunca
istediğim gibi
bir program
yapma şansım
olmadı.Zaten
hiç kimse
yapamaztam
olarak
istediğini.
Beyninimizin,
duygularmızm
tamamını hiç
veremiyoruz
ki...Ben İzzet
Öz olarak bu
duruma
düşüyorsam,
arkamdaki
yetenekli, pınl
pınl gençler ne
dunımda?
Korkum ;onlan
yozlaştırmalan,
tücsavaşım
bunun için.
sunucuhık ve programcılık açısından çok
kötü smavlar >eriWi...
Bizler önce programaydık. hemen su-
nucu olmadık. Pek çok sınavdan geçe-
rek. her yıl bu sınavlar yenilenerek bize
sunuculuk yapma olanağı sağlandı. Biz
tımaklanmızla. bıleğimizin hakkjyla bir
yerlere geldik. Şimdi iş çok kolay oldu.
Hiç program yapmamış, olayla hiç ilgisi
olmayan kişileri anında sunucu diye sür-
düler. Bunun da getirdiği birtakım
yanlışjıklar oldu. Ama o çocuklar içın-
den çok güzelleri çıkü ve çok daha iyileri
le konuşuyoruz ama artık ben de ukala
olabilirim belki-, 'Teleskop'un kalitesine
hiç biri erişemedi'. Bu programı yapar-
ken. '13 gün kamera, bir o kadar da
montaj günü, iki gün de stüdyo istiyo-
nım' demiştim. Yani ben neredeyse bir
ayımı tek bir programa harcamak üzere
hazırdım. Ama bu arada karşıda da bü-
tün bu teknik olanaklann haarlanması
lazım.
Dışarda bir tek video klip. gerektiğin-
de bir haftada çekılebiliyor ve neredeyse
milyarlar harcanıyor. Bizımse böyle bir
Tabii o tarzda bir öneriyle gitsek hiç
bir sorun olmazdı ama ben bunun altına
düşemem. Hiç bır zaman hayatım bo-
yunca istediğim gibi bır program yapma
şansım olmadı. Zaten hiç kimse yapa-
maz yüzde yüzü. ama biz yüzde 30-40'-
larda dolaşıyoruz. Bunu pek kimse bil-
miyor ama bana dışardan ban sanatçılar
geliyor ve onlann burada video kübini
yapıyorum, yurt dışına yolluyorum. Dı-
şardan insanlar bizim kim oİduğumuzu
öğrenip geliyorlar biz bunu kendi mem-
leketımizde yaptıramıyonız. Ben İzzet
Öz olarak bu durumu düşü>orsam. be-
nim arkamdaki pınl pınl gençler var on-
lar ne durumda?O kadar yetenekli, oyle
güzel insanlar var kı. zaten tek korkum
da onlan yozlaştırmalan ve tek çabam
savaşım da bunun için, yoksa çekilirim
köşemde otururum, artık ben istediğimı
yapmışım denm benden de kralı olmaz.
- Siz müzik uğraşısının dışında bir çok
şeyle ilgilenen çok yönlü birisiniz. biraz
bunlardan söz eder misiniz?
1978'de Amenka'ja gittığimde orada
Türkiye aleyhınde filmler göstenliyordu.
Bundan yol'a çıkarak ben de tam tersi bır
fılm yapmak istedim. Türkiyeyedöndu-
ğumde de NATO'dan Atatürk'ün doğu-
munun 100. >üı için böyle bir fılm yap-
mam istendi. Bu fılm 50'nin üzerinde ül-
kede gösterildi \e Sedat Simavi Kitle
Haberleşme Ödülü'nü kazandı.
Daha sonra. hala hiç kimsenin gör-
mediği "Ermeni Vatandaşlanmız"' diye
bır fılm yaptım 1983'tc, devleıin isteği
üzenne. Vaptık verdik, benı hiçbir za-
man kısıtlamadılar. ben de kendi gördü-
ğümü yansıttım ve verdim teşekkür edıl-
dı. ancak gösterilmedi. Bir daha ortaya
çıkacağînı hatta o bantlann bile olduğu-
nu sanmıyomm
- Basında Türkuaz'ın çalışmalanna son
terileceğine dair haberler çıktı, neden
böyle bir karar >erdiniz?
Türkuaz'ı ben, eşim Hanzat ve koreg-
rafımız. sanat yönetmenimiz Aysun As-
lan. üç buçuk yıl önce kurduk. Büyük
özverilerde bulunduk.Bizim evimiz Tur-
kuaz Modern Dance Company'nin bü-
rosu gibi oldu. Fransa hükümeti tarafı-
ndan Akdeniz Oyunlan'nın kapamşına
davet edildik. İşin acı tarafı, buna karşın
devletın bıze yapacağı tek kolaylık ko-
nut fonlanmızı verrnek, kendi cebimden
ödedım, hala onu bile alamadım.- Para
için konuşmuyorum ama.. Gidenler gitti
helal olsun. biz o kadar çok şeyi helal et-
tık ki bır sürü ınsana. bilenler bilir. Bir
yerden emekli olmak istiyorsunuz.
emekli olduğunuzda sizin paranızı kısı-
yorlar. siz helal olsun diyorsuuuz. Hepsi-
ne helal olsun diyorum ben, gazetelere
de. TRTye de, radyoma da.. Benden ne
kadar yararlandılarsa. daha fazla yarar-
lanılabilecekken yararlanılamamışsa, o
da onlann sorunu..- Sunduğumuz göste-
ri çok beğenildi. insanlar Türkiye'den
böyle birşey çıkmasına çok şaşırdılar.
Demek ki Türkiye'de birşey yaratıp bir
yerlere getirebiliyorsunuz. Devlet de özel
gruplara izın veriyor, "dansçılar dan-
sedebılır'.. Etsinler de sen nasıl imkanlar
sağlay acaksın1
Onlar semn dünyaya
bakışını değıştiny or, artık bır kadın baş-
bakanın var. Türkiye gibi Müslüman-
lann çok olduğu bir ülkede. Dünya sana
böyle bakıyor. O zaman sen böyle şeyleri
destekle. sana böyle bir olay yaratılrruş,.
al kullan. Kullandınhnryor ve ben ka-
pattırdım Türkuaz yok artık. bıtti. Ar-
kadaşlanmızla karar verdik. Ben ömür
boyu bunu bu şekilde sürdüremem. bu-
nun sonu yok. Birilen sahıp çıksın.
- Devlet de bir modern bale topluluğu
kurdu biliyorsunuz acaba bu modern dans
topluluklannın desteklenmesi için bir
adım olabilir mi?
Evet kuruldu, sonra ne oldu? Devlet
balesıne bağlı olarak birşey kurulursa üç
gün sonra orası da devletin ışleyen çarkı-
na döner. Oraya birisinı atarlar. partisi
değişır şu gider bu gelir ve biter. Dünya-
da bunlan devlet ve özel kuruluşlar d'es-
tekhvor ve kendi kendine ynllardır sürü-
yor. Biz dört yıldır bunu yaptık ve bir da-
ha da bunu kimse yapamaz. yapamaya-
caklar da. Türkuaz kapandıa zaman bi-
ter ve ıkinci bır Türkuaz'ın olması çok
zor. Dört yılda dışarda Türkiye adına
yaptıklanmız için kimse bize teşekkür et-
medi. Sanatçı aylarca süren çalışmalar
sonunda oraya çıkıyor aldığı bir tek
alkış.. Biz alkışlarla yaşantımızı sürdür-
meye cahşıyoruz.
- Peki bundan sonra neler yapmayı dü-
şfinüyorsunuz?
Önümüzdeki yıl için "İzzet Öz Pro-
ductıon" adı altında kendi yapım şırketı-
mızi kurmayı amaçlıyoruz. Çalışmalan-
mız, radyoya, televızyona. reklama, mü-
ziğe, yani. her türlü sanatsal çahşmaya
yönelik olabilir. Yani ben 26 yıllık birikı-
mımi bir biçimde başka insanlara verme
amaandayım.
Zaten televizyon çahşmalanmda da
her zaman gençlen tercih ediy orum. ne
verebilirsem vereyim diye. Orılan iyice
bilinçlendırip. bir yere otunuyorum on-
dan sonra da serbest bırakıyorum. Tür-
kiye'de pek çok yönetmen bizim yanımı-
zdan geçmıştir. pek çok kurgucu. teknik
yönetmen, yapımcı yani bu alanlardakı
belirli isimler. ilk defa benimle çalıştılar-
sa şu anda ulaştıklan noktanın ne ol-
duğunu kendilen de bıliyor. İş ahlakı,
doğru olduğuna ınandığı birşey ıçın so-
nuna kadar mücadele etmesini ve sanat-
sal açıdan ınsanlann bakış acısının ne ol-
dugunu göstermişiz. Böyle çok arka-
daşırmz var. bundan dolayı çok mutlu-
yum.
Popüler müzik şarkıcısı Tony Bennett'in hiçbir zaman modası geçmiyor
40yılhkmüzik yaşamı sanki bir retrospektifsergi
Kültür Servisi- "O bir Picasso, bir
Retnbrandt ve aynı zamanda bir pop
yıldızı" diyor hayranlıkla kendinden
geçmış Buddy Rich, popüler müziğin
ünlü şarkıcılanndan Tony Bennett için
ve aynı zamanda çok yönlü yeteneklen-
ne dikkati çekiyor. Sanatçı Tony Ben-
nett, Rock"n Roll öncesi popüler müzı-
ğın en büyük yorumculanndan bin ola-
rak biliniyor. Gerçek adı Antnony Bene-
dotto ıle de Smithsonian Enstitüsü'nde
ve Youngstown'daki tüm müzelerde ser-
gıkr açabilecek kadar başanlı resimler
yapıyor.
Sanatçı resme başladıktan sonra ya-
şamının ılginçleşmeye başladığını söylü-
yor. "En büyük kişisel /evklerimden bir
de bir ressamın retrospektif sergisini gör-
mek. Bu Dali. Manet ya da Matisse olabi-
lir. Duvarlarda ilk dönemlerde yaptıklan
resBnJeri göriiyor ve adını adım na
tiklerini izliyorsunuz. Kariyerlerindeki dö-
nüm noktalarını yakalıyorsunuz".
Sanatçı kendi 40 yıllık müzik yaşamını
da böyle bir retrospektif sergiye benzeti-
yor:"Bir amatör olarak başladım fakat
hep en iyi müzisyenlerle. Ve yaklaşık altı
yıl sonra Count Basie. siyah bir orkest-
rayla ile söyleyen ilk beyaz şarkıcıydun.
Sonra birdenbire kendimi Zoot Sims, Al
Cohn gibi büyük müzisyenlerle çalışan
Ralph Burns aracılığıyla Amerikan mü/i-
ğinin mini Rönesans'ı diye adlandırdığım
şeyin içinde buldum. Bu albüm tüm müzik
yaşamımda nasıl bir yolculuk yaptığımı
anlatıyor." Albumün >anı sıra verılen ki-
tapçıktakı fotoğraflar Bennetl'in müzi-
ğinin kalıcılığının kanıtı olduğu gibi, po-
püler muziğin bır zamanlar kültürcl ya-
şamı vc değışimlerdc ne kadar önemlı bır
ol oynadığını da gostenyor. Bennett'in
kımlerle çckıirılmış fotoğraflan yer
almıyor ki bu kücük kitapçıkta; Martin
Luther King, Gary Grant, Boby Kennedy.
Sinatra. Basie ve Judy Gariand. Bennett,
Frank Sinatra'ya müzik yaşamında ken-
disine gösterdiği destek için hep minnet
duymuş. Fakat Sinatra'nın müziksel
gücü solmaya yüz tuttuğunda, Bennett
yine de bu efsanevi kişilikten aldığı güçle
ayakta kalabılmiş. Sinatra'dan 10 yaş
daha küçük olan Bennett'in başansı;
hiçbir zaman söylediği şarkılann mo-
dasının geçtiğini düşünmemesi, inat et-
mesi.
1926 yılında New York'ta doğan Ben-
nett sanatla çocukluk yıllannda ilgilen-
meye başlamış. Resım çalışırken bir ta-
raftan da sesi gelişiyormuş . Sanata hiç
ara vermeyen Bennett savaştan hemen
sonra tıyatro eğıtimi almış.
Bing Crosby rahatlamayı, keyif al-
mayı bır sanata dönüştürdü denebiürse.
Bennett'in de sanatı bir boş zaman uğ-
raşısı halme getirdiği söylenebilir. İrlan-
da şarkılanndan İtalyan şarkılanna sı-
çrayabılen, Gershnin ya da Cok Porter'-
m popüler şarkı kitaplanndakı parçalan
hem de Louis Armstrong gibi büyük caz
ustalanyla birlikte seslendiren Bennett'-
in çok geniş bir repertuvan vardı.'Any-
thıng Goes" felsefesini güden Bennett'i
caz müzisyeni olarak sınıflandırmaya
çahşıyorlar fakat Bennett karşı çıkıyor
ve kendıni popüler müzık şarkıcısı ola-
rak nitelendiriyor. "Neden kategorize
edüeyim? Duke EUington çok yumusak
yaratıltşlı biriydi. Fakat kendisine bir caz
müzisyeni olduğu söylendiğinde çok sinir-
lenirdi. Ben bir caz müzisyeni değilim.
Duke Fllington'ım diye yanıt verirdi. Her
türlü beste yapcnıştı ve kategorileri redde-
derdi. Ben de tahmin edilebilir obnayı sev-
miyonım. Yapımcılar halk tarafından ne
turulmuşsa benzer şeyler y apılmasında
ısrar ederier. Ama benim amacun hit bir
kaset çıkarmak değfl, bir hit kataloğuna
sahip olmak"
Bennettın. son albümü Perfectly
Frank 25 yıllık arkadaşı pıyanist Ralph
Sharonla birlikte çahşmasının ürünü.
Albümde Sınatra'nın repertuvanndan
bır derleme sunuyor. Bebop muzığine ve
müzisyenlerine çok saygı duyduğunu be-
lirten Bennett. müzık kariyennde 80"li
yıllarda popüler müzikte yaşanan hızlı
değişımler sonucu tehlıkeli dönemler ge-
çirmış. Anlaşması olduğu Colombia Re-
cords sanatçmın geçmış döneme ait
olduğu. yaşanan gelişmelere a\ak u\du-
ramayacağı gibi bır savla ilı^kiMiıı
azaltmış. Fakat şimdi Sony'nin eline ge-
çen şirket Bennett e daha farklı bır açı-
dan yaklaşıyor ve ona yokolmak üzere
olan bır hazineymış gibi bakıyor.
'Toplumsal Mimari: Bir
yüzyılın tanıklığı'
Kültür Servisi - Av usturya'nın ilk kadın mimarı ve sosyal
konut planlamasının öncülerinden olan Margarette
Schütte-Uthotzky'nin Vıyana L'ygulamalı Sanatlar
Müzesi'nde "Toplumsal Mimari: Bir yüzyılın tanıklığı" adh
sergisı açıldı. Schütte-Lithotzky, 1938 yıİında İstanbul
Güzel Sanatlar Akademısı'nin davetlısı olarak Türkıye'ye
gelmişti. Avusturya'da mimarlık eğitimi alan ilk kadın
olma özelliğini laşıyan Schütte-Lithotzky, yüzyılımızın en
ünlü mimarlanndan Adolf Loos'un yanında uzunca bir
süreçalıştı. Kendisiy le y apılan bir söyleşide mimarhğın
sanatsal v anı konusundakı bir soruyu Schütte-Lithotzky
şöyle yanıthyor.".. sıstematik düşüncenın yanısıra
mimarlıkta benim için sanatsal yan da önemli. Bunun
gerçekleştirilmesi mutlaka paraya bağlı değil, hatta göze
çarpması da gerekmez. Böyle bir estetiğe ölçüler. orantılar
verenklerleerişilir Bu konuda Japonlardan çok şey
öğrendim.'" Aynı konuşmada. toplumsal konut felsefesini
ise şöyle özetlenmekte "Bu hem kolay hem de güç bir
konu. Toplumsal konut düşüncesi. insanlann çoğu için
daha iyi oturmak ve daha güzel bir yaşam sürdürmek
anlamını taşıyor."
Türk- Yunan Dosthık Kampı
Kültür Servisi-4-18 ağustos 1993 tarihleri arasında
Çanakkale'deki Truva Festivali kapsamında bır
Türk-Yunan dostluk kampı düzenlenecek. Çanakkale
Belediyesı ve gençlik turizm kuruluşu Gençtur'un işbirliği
ile gerçekleştırilecek olan dostluk kampına. 7 Yunan ve 5
Türk gencının yaru sıra 1 Kanada ve 1 Alman gencı de
gözlemci olarak katılacaklar. Dostluk kampı çerçevesinde
çeşitli festival etkinliklennde yer alacak olan gençler.
Çanakkale halkının katıhmına açık "İki kültür arasındaki
benzerlikler ve farklılıklar" konulu birpanel
düzenleyecekler. Kampın sonunda da Türkçe ve Yunanca
şarkılardan oluşan bir konser venlecek.
'Kadıncıklar'' Rusça
y
da
Kültür Servisi- Tuncer Cücenoğlunun yazdığı
"Kadınaklar" oyunu Rusça"yaçevriliyor."Kadıncıklar",
genelev kadınlannın yaşamından bir günü işlıyor. Oyun
Türkiye'de ilk kez, 1984 yılında Levent Kırca
Tiyatrosu nda sergilendi. Daha sonra Dev let Tiyatrolan
tarafından sahnelenen oyun. Yugoslavya'da da 5 sezon
repertuvarda kalmayı başardı. "K.adınaklar", aynı
zamanda Cücenoğlu"na 3 ödül de kazandırdı. Oyunu
Rusça'y a Huraman Neyruzova çevnriy or.
'Marmaris Rüyası 93'
Kültür Servisi- Marmans Belediyesi"nce düzenlenen
"Marmaris Rüyası 93" etkinlikleri bu yıl 15-22 ağustos
tarihleri arasında gerçekleştmlecek. Hafta kapsamında, C
Grubu karma resim sergisi açacak. Sergi, Martı Otel'de
hergünsaat 10.00-22.00 arasıgezilebilecek. Festivalde
disco dans ve güzellik yanşmalan da düzenlenecek. Aynca
20-21 ağuslos akşamlan Coşkun Sabah ıkı konser verecek.
Bizans Imparatorluk Sarayı
mozaiklerirestore ediliyor
Kültür Servisi - İstanbul'daki Bizans Imparatorluk Sarayı
zemin mozaıklerinın. bu yılki restorasyon çalışmalan.
Avustrya Bilimler Akademisi'nden Prof. VVerner Jobst ile
Kültür Bakanlığı Restorasyon ve Konservasyon Müdür
Muavini Behçet Erdal'ın yönetimindeki Avusturyalı ve
Türk uzmanlar tarafından tamamlandı. Bu yılki
çalışmalann ağırlık noktasını 1992 yılında Aya lrini"de
çıkan yangm sonucu meydana gelen zarann giderilmesi
oluşturdu. Çalışmalar için. büyük bölümü A\oıstuoa
tarafından karşılanan 270 milyon lira harcandı. Saray
mozaiklerinin restorasyonuna önümüzdeki sonbaharda
devam edilecek ve 1994 yılı içersinde tamamlanacak.
Çalışmalar sona erdikten sonra mozaikler, İstanbul'daki
yeni mozaik müzesine nakledilecek.
Adam Sanat 'ın 'çağn 'sı
Kültür Servisi- Adam Sanat dergisinin93. sayısı çıktı.
Derginin bu sayısında. 18 sanat dergisinin Sıvas olaylannı
kınayan ortaklaşa metnı "Çağn" başhğı altında
yayımlandı. Metinde. insanlık onuru taşıyan herkes
karanlık güçlere karşı kararh bır tutum almaya çağnldı.
Dergirun bu sayısında yazılann ağırlıkh olarak Sıvas
olaylanna aynİdığı gözleniyor. Sıvas'ta öldürülen yazar
Asım Bezird'nin 3 yazısının yer aldığı Adam Sanat'ta
Memet Fuat'ın "Asım'a mektup"'. Mehmet H. Doğan'ın
"Bu nasıl Sıvas duman içinde", Uğur Kökden'in "Kutsal
yaşam hakkı", Hilmi Yavuz'un "Gizlenmiş devlet" ve
Ataol Behramoğlu'ııun "A. Şinasi Hisar'dan Asım
Bezırcf ye" başlıklı yazılan yer alıyor. Derginin ağustos
sayısında aynca Ramis Dara. Fethi Naci, Timur Selçuk,
Vecihi Sarsözen, Ani Toros'un yazılan bulunuyor. Adam
Sanat'ın bu ay ki karikatürist konuğu Semih Poroy. Çeşitli
şaırlerin şürleri. derginin diğer bölümlerini oluşturuyor.
"Okay Temiz ve Romanlar"
HayaVde
Kültür Servisi- Fransa ve İsvıçre'de konserlerdizisini yeni
bıtiren Okay Temiz>e Romanlar, 5»6-7 ağustos tarihlerinde
Hayal Kah\ esi'nde müzikseverlerin karşısına çıkıyor. 6
kişiden oluşan grup, Türk müziği ve oyun havalannı caza
uy arlamasıyla tanınıy or. Okay Temiz tarafından her biri
alanlarında dün\a çapında olabilecek yetenekte diye
tanımlanan orkestra üyelennın çoğunl'uğu. Çanakkale
yörcsinın düğun müzısyenlerinden oluşuyor. Grup
clcmanlan kfarnet.darbuka, trompet vegitarçalıyorlar.
Okay Temiz, "Hayal K.onserleri''nde kendi gelişürdiği
vurmalı çalgı aleıini çalacak.