Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS1993 ÇARŞAMBA
10 DIZIYAZI
Şiddet, Kürt hareketiiçinbir
talihsizlik
KEMAL
BURKA Y'LA
ORAL CALI5LAR
E5CİNSELLİK
Insanlarabaskı
yapılmamalı
Toplumsal değer yargılannın en hassas olduğu
noktalardan birisi de eşcinselliktir. Ve eşcinselük
sosv alist tarihte çok parlak bir tecrübey e sahip değiL
Esasta bu noktada sosy alist hareketler olumlu bir tavır
gösteremediler. Türkiye gibi. Anadolu gibi geleneksel
anlav ışların güçlü olduğu v erlerde işi es geçişrJrmeyi
daha yararlı görüyorlar. Siz de bu kanaatte misiniz?
BÜRKAY- Ben o tür ilişkilenn, ınsanlann
tercıhlerine bağlı otduğunu düşünüyorum. Ama bana
göre yani o kişÜenn bileceği bir iş diye düşünüyorum.
Başka insanlann müdahale etmemesi gerektiğini
düşünüyonım ama, bana göre o sorunlar şu anda
toplumumuzun önündeki acil sorunlar değil. Yani
toplumurnuzun sorunlan çok daha ağır. Ve biz
gelenekçi toplumlanz. Muhafazakârlığınağırbasüğı
toplumlanz. Bu tür toplumlarda o tür sorunlan öne
çıkanrsak, bu gereksiz yere kitlelerin duygulanm
ıncitmeye varabilir, gereksiz tepkilere, hatta
çatışmalara yol açabilir.
-Geçtiğimiz günlerde tstanbul'da Dünya EşcinseDer
Kongresi toplanacaktı. Ve bu kongre, Valilik tarafından
yasaklandı >e bu Valilik tarafından yasaklanmasıda
sosyalLstlerin de içinde bulunduğu hiçbir grup tarafından
ciddi bir tepki görmedi. Dediler ki, aman şimdi durup
dururken ortalığı kanştırmak, bunlaria uğraşmak
zamanıdeğildir. Başka sorunlar varkenbunlanön plâna
çıkarma\ alım. Sizin kaygılarınıza benzer ka> gılar etkili
olduğu için, bu insanlann kendi tercihleri -katılıru.
katılmav a o tercihler bizim tercihkrimiz değildir- ama
sonuçta onların tercihleri doğnıltusunda bir > aşam
kurmak istekleri devlet tarafından bastınldı ve devlet
tarafından bastırılmaya ciddi tepki gösteribnedi. Ona
tepki göstermezseniz toplumsal değer v argılan
yüzünden, buna tepki göstermezseniz. bildiğiıniz klasik
poütikacı n'pi ortaya çtkıyor. Ne olacak böyle?
Özgürlükler kullanılamıyor
BURKAY- Bence de onlar, yani şu anda
güncelleştirilecek sorunlar değildir. Türkiye toplumu
bakımından. Bu konuda Baü kendi sorunlannı önemli
ölçüdeçözmüş. Kaldı ki onlann önemli sorunlan var.
Ama bizimkisi kadar değil. Yani biz de varlık-yokluk
kavgası veriyoruz. Örneğin bir Kürt sorunu... Daha
yaşam Kakkımız yok. Korku içerisinde yaşıyor
toplum.. En basitözgürlüklerinı kullanamıyor. Ekmek
bulamıyor, iş bulamıyor. Bu kadar ağır sorunlarla
boğuştuğumuz bir dönemde, bence eşcinseilerin sorunu
çok çok tâh birsorun olarak kahyor. Yani onugetirip
sonın yapmamalılar.
- Bu topjumsal gerilimimiz. yalnızca bir politik gerüim
olmaktan öteve. külrürel bir gerilim de aynı zamanda.
Türkive'de cinsel bastınlmışlık. Bu mu yalnızca,
eşcinsellik anlamında sö> lemiyonun. İnsanlann cinsel
tercihlerini yalnızca erkek erkeğe »eya kadın kadına
ilişki kurmak anlamında. Başka bir cinsel tercibe.
karısını veya kocasını terketmek gibi, toplumsal değer
yargılannın baskısı altında çok fazla başvuramıvortar.
BD defa toplumumu/daki belki de bu siyasi gerilimin
altında bizim şu anda önemsiz diye gördiiğümüz
faktörler de bir rol oynuyor. İnsanlann politik
gerttnninde, politik > ırtıcılığında, gündelik hay attaki
yırtKilığında cinselliğin de bir yan etkisi oluyor. Böyle
yorumlamak daha uygun değiİ mi?
BURKAY- Tabiı Türkiye gibi görece geri kalmış
toplumlarda, Batı Avrupa ülkeleri ile kıyasladığinız
zaman. cinsel sorun bir bütün olarak var. Kadın-erkek
ilişkilenndeki dengesizük, gençliğin cinsel problemleri
daha çocuk yaştan başlayarak falan... Bunlar önemli.
Bunlann giderilmesi genel olarak toplumun diğer
sorunlannın çözümüne bağh. Yani toplumun genel
ekonomik ve sosyal gelişim düzeyine bağlı.
Demokratik bir toplum olup olmamasına bağlı.
Örneğin eşcinseilerin sorunu da bu bütünlük içerisinde
düşünülebilir. Biz genel olarak toplumun
demokraükleştirilrnesinden yanayız. Yani her türlü
gereksiz baskı ilişkisinin, genelükle baskınm ortadan
kaldınlmasından yanayız. Politikada tercihler yapmak
gerekiyor. Sorunlann sıralanmasmda, çözümünde
bence. Örneğin bir eşcineller sorunu, bizim açımızdan
örrsıralarda gelen, bu uğurda kavga vermemiz gereken
bir sorun olarak görmüyonım.
Bizim için acil değil
-Siz bu uğurda herhangi bir tepki göstermek, kavga
vermek...
BURKAY- Ben öyle bir sorunu şu aşamada
günceüeştirmenin doğru olduğu kanısmda değilim.
Yani baskıyı benimsemiyorum onu söyleyeyim. Genel
olarak insanlara özgürlük tanınmasından yanayım.
-Peki bunu bir hastalık tfirü olarak mı görüyorsunoz?
BURKAY- Bence doğalhktan bir sapmadır. Yani
doğal ilişki olarak görmüyonım. Çünkü cinsel ilişki,
bence karşı cinsler arasında içgüdünün yaratüğı birşey.
Bunun dışındaki ihşkilerin ben doğal olduğunu kabul
etmiyorum ama, bunun engellenmesi gerektiği
görüşünde değüim. Bu doğal veya değil, başkalanna
zarar verrnediği sürece o ilişki, o insanlann bileceği
birşeydir. Onun yasaklanması, insanlann bundan
dolayı baskı görmesini yanhş buluyorum. Diğer
taraftan böylesine bir itişkinin özgürlüğünü savunmak,
şu aşamada bizim için acil birşey değil. Onlar için acü
bir istem olabilir ama, biz politik bir kavga veriyoruz,
bizim topluma karşı sorumluluklanmız var. Kitlelere
karşı sonımluluklanmız var. Belli bir sıralama yapmak
zorundayız. Toplumun değer yargılanna mutlak
uymak zonındayız. Bazı şeyleri bir anda
değiştiremeyiz.
-Bukonuda,dahaçoksükût geçmek,fazla buişle
uğraşmamak gerekir.
BURKAY- Öyle diyebilirsiniz.
AYürt hareketi
şiddeteylemlerine
yönelmeseydi çok
dahayararh ve
örgütlüolacaktı.
Kürdistan'da
böylesine bir kaos
yaşanmayacaktı.
Kürt hareketinin
güçleribugün
hükümeti daha da
sıkıştıracaktt.
-7-
A
ma sonunda devle-
tin dediğine gel-
miş olmayacak
mısınız? Diyelim
ki devlet, sizin ifa-
denizle Kürt
halkını şiddete zorluyor. Siz de
sonunda devletin istediği bu zor-
lamayı kabul etmiş olacaksınız.
Siz biı ifadcyi kullanırken devle-
tin e zorladığı yola biz de gireriz
anlamına gelen bir açıklama
>apmtş olmuyor musunuz?
BURKAY -Ben Kürt sorunu-
nun terörize edilmiş olmasını,
yurtsever Kürt hareketi
bakımından bir talihsizlik ola-
rak görüyorum. Gerçekten
uzun vadeli düşünürsek bu,
devlet için bile bir başan değil-
dir. Legal, doğal gehşim süreci-
ni sekteye uğrattı. Bana göre
Kürt hareketi şiddet eylemleri-
ne yönelmeseydi çok daha ya-
rarh olacaktı, çok daha örgütlü
olacakü. Kürdistan'da böylesi-
ne bir kaos yaşanmayacaktı.
Yani Kürt ulusal hareketinin
güçleri daha örgütlü olacaktı ve
öyle sanıyorum ki bugün hükü-
meti daha da sıkıştıracaktık.
Sorun çözüm yolunda olacaktı.
Ama böyle ohnadı. Şimdi onu
bizim politikamız açısından bir
başansızlık sayabilirsiniz. Ama
bize bağh değil sadece. Politi-
kayı belirleyen pek çok eıken
var. Biz onlardan bir tanesiyiz.
ötekiler ağır basü. Ve bugünkü
duruma gelindi. Politika ise
nesnel koşullara göre yapılır.
Tabii bir de perspeküflere göre
yapıhr. Bugün nesnel koşullar
çok farklı. Eğer böyle devam
ederse bizün 8-10yıl.önce söyle-
diklerimizk yetinmemiz ger-
çekçi olmaz. Yani bizim sürekli
banş çağnlan yapmamız bir şeyi
değiştirmez. Bunun bugün öne-
mi var. Yani bugün de o kapıyı
açık tutmak lanm. Ama bu böyle
devam ederse. -ki devam ediyor-
bizim de tutumumuzu değiştir-
memiz gerekir.
Eski mücadele biçimle-
riyle yetinemeyiz
- Aslında devletin bütün şiddetine
rağmen. Kürtler bartş ve siyasi
mücadele çizgisinde ısrar etselerdi
bugün daha iyi bir noktada olur-
duk diyorsunuz. Devletin şiddet
çağnsına, şiddetle cevap verme-
seydik, onun yerine banşçı yol-
da, siyasi mücadele yolunda
Brar etseydik bugün daha iyi bir
noktada olurduk diyorsunuz.
öte yandan da durum böyle de-
vam ederse biz de şiddet yolunu
tercih etmek zorunda kaunz di-
yorsunuz. Dediğinizle çelişmi-
yor musunuz?
BLJRKAY - Çehşmiyor. ben-
ce. Çünkü somut durum değış.-
ti. Dünkü koşullar yok. Yani
mevcut somut koşullara göre
biz de yöntemler belirlemek zo-
rundayız. Pohtikamızı somut
duruma göre yapmak duru-
mundayız. Bir örnek vereyim:
1972'lerde ben Türkiye'den
çıkmıştım. O zaman askeri yö-
netim nedeniyleçıkıp Avrupa-
ya gitmiştim. O dönemde
haürhyorum, Lübnan'da Ko-
münist Partisi ile diğer gruplar
arasındaki tartışmalardan bir
tanesi, silahlı mücadeleye iliş-
kindi. Diğerleri Lübnan Ko-
münist Partisi'ni eleştiriyor-
lardı. Silahh gücü yok diye. Ve
sonra Komünist Partisi de si-
lahh güç kurdu. Çünkü Lüb-
nan koşullan bunu gerektiri-
yordu. Lübnan'da öylesine bir
ortam doğdu ki orada ya silahh
gücünüz olur, ya da siz hiç olur-
sunuz. Çünkü herkes süahh.
Böyle bir ortamda insanın ken-
disini savunması için silaha ih-
tiyacı vardır. Dolayısıyla baş-
langıçta doğru olanı savun-
manız, o yöntemi sürdürmeni-
ze yetmiyor. Bir aşamadan son-
ra eğer ortam bütünüyle değiş-
mişse, eski politikayı sürdür-
mek yanhş olur. Şimdi bizim
durumumuz giderek buna dö-
nüşüyor. Biz banşcı kanallan
tercih ettik, bugün de ediyoruz.
Biz şiddet olmamasını istiyo-
ruz. Yani şiddet ortamına
karşıydık. Ama oldu. Bugün
bu ortamın sona ermesini isti-
yonız. Ama bu bize bağh değil
tek başma. Öyle olunca. böyle-
sine bir ortamda biz artık eski
biçimlerle yetinemeyiz. Başka
bir seçenek kalmıyor.
YARIN: Dileğimiz
hiç silah kullanmaınak
Burkay: Şiddet ortamına karşıydık ama olan oldu.
Kadın daiktidar
mücadelesinegirmeli- Kadınlar, iktidar zaten başından itibaren
sözcük itibanyla da muktedir olmaktır
diyorlar. Muktedir ounak ise diktatörlük
yapmak detnekrir. Diktatörlük yapmak da,
kadın olsun erkek olsun. bu y öne y önelindiği
zaman sonunda, kadında oisa o erkeksi bir
altşkanlık haline dönüşüyor. tkridar olmak
erkeğe özgü birşeydir. Muktedir ounak
erkeğe özgü bir şeydir. Bizim ise muktedir
olmamız gerekmiyor; eğer kadın
özgürleşecekse, muktedir ounayan
biçimlerin geüştirihnesi gerekli diyorlar ve
bu yüzden karşı çıkıyorlar.
BURKAY - Ama bildığim kadanyla
anaerkil dönemde iktidar kadında. O
dönemde kadının egemen olduğu, toplumu
yönettiği söyleniyor. Bu nedenlezamanla
egemenliğin erkeğe gecmiş olması. hep
böyle gideceği anlamına gelmiyor. Dediğin
gibi iktidan erkekleşme olarak görmemek
lazım. İkincisi, iktidann nitehğinı
değiştirmek gerekiyor.
- Değişmez diyorlar. Yani iktidar zaten bir
niteü'k diyorlar.
BURKAY - Değil ama, bir kere şu
aşamada toplum iktidarsız yapamaz. Belki
gelecekte.. Gecmişte olduğu gibi, insanlann
diyehm ki sürü halindeyaşadıklan,
herhangi bir yöneticinin olmadığı.
içgüdülerle hareket ettikleri dönem en ilkel
dönemdir. O dönem zaten düşünülemez.
Ama gelecekte iktidann kötülüklerinden
annacağı, hatta belki iktidann kolektif bir
yaşama dönüşeceği. sosyalizmde bu
muhtemeldir. İnsanlığın
geleceğinde olabilir bu.
Bana göre olacaktırr
Öyle bir dönem de zaten
bugünkü gibi
olmayacak. Belki
bugünkü gibi iktidara da
gerek duyulmayacak.
Toplumun çahşması,
üretmesi, yaşaması, bir
alışkanlığa dönüşecek.
Y'ani eşitlikçi. baskı
unsurunu taşımayan
alışkanlığa dönüşecek. O
zamana kadar iktidarsız
yaparnayız. Yani
bugünün toplumu.
gerçekçi olan herkes
iktidann zorunlu
olduğunu biür. Yani
nedir, iktidan paylaşmak.
-Onlar. iktidar
paylaşdnıaz, iktidar yok
edilir; ve iktidan yok
etmenin yolu da iktidar
odağının dışında kalarak.
başka etkileme ve yeni
toplumsal biçimleri
yaratmaktır; biz iktidar
müeadelesinde yokuz,
diyorlar.
.tZrrkeklerin,
kadın haklanndan
yanaçaba
göstermeleri lazım.
Kendilerini
değiştirmeleri
gerekiyor. En
önemlisi,
kadınlann
mücadele etmesi.
Kadınlann
mücadelesi de
kadın haklan için,
eşitlik için, olmalı;
bu mücadele de çok
yönlü olmab.
Politika, bunlardan
önemlilerindendir.
BURKAY - O. egemenliği erkeklere terk
etmekolur. Ve bu, kadınlann zaranna
olacak bir şey.
- Ama onlar diyorlar ki: 'Erkek
egemenliği ile iktidann aynı şey olduğunu
bildiğinüz için iktidar mücadelesinin dtşında,
ama iktidan sınırlayacak, muktedir olmayı
sınırlandırabüecek yeni örgütJenmeler
geliştireeeğiz ve erkeklerle birlikte iktidara
sofl »ereceğiz. İkridarla. kadın-erkek
eşhsizliği birlikte ortadan kalkacak. Biz bu
süreç içinde başka bir fonksiyonla rol
oy nay acağız'. Hatta daha da ileri
görüriıy orlar >e, *Aile de iktidar
egemenüginin bir biçimidir. Sonuçta erkek
egemenliği. aile ile bugün > arlığını
sürdürmektedir. Çünkü sonuçta aile. aileye
dayalı toplum, aileye dayalı devlet, aileye
dayalı iktidar.. Sonunda erkek
egemenhğinin en küçük birime kadar
örgütlenmesi demektir. Aile. iktidar
örgütlenmesinin en küçük birimidir. O
yüzden biz adım adım aile denen >e erkek
egemenliğini ifade eden kunımlan da
temizlejeceğiz...' diyorlar.
BURKAY - Kanımca Engels'in ünlü
eserinde işlediği konulara geliyor. Ailenin,
özel mülkiyeün ve devletin kökenine
geliyoruz. Bunlann bağlantısı var
birbiriyle. Ailenin de devletin de iktidann
da. Bunlann ortaya çıkışı nesnel
değişikliklermeydana getiriyor. Bunlann
ortadan kalkışı aynı nesnel değişiklikle
olacak. Biz istesek de ne kadar isteyelim,
bugün bu koşullar temelden değişmeden,
ne devleti ortadan kaldırabiliriz ne aileyi,
ne de iktidar olgusunu.
Dolayısıyla bunlann ortadan kalkması
ancak insan toplumunun çok değişiklikler
geçirmesine bağh. Ortak yaşamın bir
ahşkanlık haline gelmesi, şiddetin
dışlanması, çalışmanın bir zevk haline
gelmesi, bu toplumda cağimız toplumlannı
aşan çok büyük bir gelişkenlik
düzeyini gerektinyor. Yenı ahşkanhklar,
yeni bir insan unsuru, yeni bir toplum,
yepyeni...
- Bunlardoğru ama. şöyle bir probtem daha
van Sosy alistler partilerini kurduklan ve
örgütiendikJeri andan itibaren yeni bir
toplum projesiyle çıkıyorlar ortaya. Bazı
toplum projelerini hemen uygulamak üzere,
iktidan ele gecirmeyi planlıyorlar. Ama baa
meseleler gündeme geldiği zaman. şimdi
sizin burda söylediğiniz gibi bu çok uzun
değişiklikler gerektirmektedir diyerek şu
anda çözmesi zor olan konularda erteley ia
tavn benimsiy orlar. Mesela partiyi
kurduğunuz andan itibaren ne düşünülüyon
iktidar nasıl ele geçirilir \e topluma nasıİ
dönüştürüiür.. Ama öte y andan bizzat bu
iktidan pekiştirebtlecek toplumun
alty apılan daha sonra halledilir. global
meselenin içinde halledilir denilerek aslında
başka bir şey kabul ediuniş oluyor. Bu da
gerici toplumsal y apı üzerinde iktidann inşa
edibnesi anlamına geliyor ki. sosyalist deney
böyle bir olumsuz süreç yaşadı. Sosy alist
ülkelerde kadının özgürİeşmesi konusunda
çok ciddi başarüar gösterilemedi. Global
çözülecektir dendi. insan sınıfsız topluma
ulaştığı zaman kadın sorunu da çözülecektir
dendi. Tıpkı Müslümanlann projesine
beazedi. Böyle bir cennet varsayımına
bıraküarak bu konular ertelendi. Bu anlayış
çözer mi? Kadınlar da diyorlar ki, 'Hayır,
bugün. hemen şimdi!..'
BURKAY - Ben geleceğe bırakalım
demiyorum. Aksine
erkeklerin. kadın
haklanndan yana çaba
göstermeleri lazım.
Kendilerini
değiştirmeleri gerekiyor.
tkincisi, en önemlisi,
kadınlann mücadele
etmesi. Kadınlann
mücadelesi de kadın
haklan için. eşıtlik için,
bunun neden olduğu
duruma son vermek için
olmalı; bu mücadele de
çok yönlü olmalı.
Politika, bunlardan
biridirveen
önemlilerindendir?
Politikayı erkeklere
bırakarak. ikudar
sorununu erkeklere
bırakarak, erkek işidir
anlayışıyla bu yapılamaz.
Bence kadınlann çok
aleyhine bir görüş bu.
Çok yanlış bir görüş.
Adeta işcilerin, sermaye
sahibi sınıflara y önetimi
terk etmesine benzer.
Tam tersine, politikaya
aktıf olarak katıhnak,
mücadele etmek, iktidara
katıhnak gerekli. Nitekim demin de
dediğimgibi mesela Iskandinav ülkelerinde
bu yapıhyor. Tabii genel ekonomik, sosyal
değişimin payı var orada. Kadının meslek
hayatına girmesi, politik yaşama geniş
ölçüde kaülması. iktidan paylaşması,
erkeklerle. Bunu somut olarak görüyoruz.
Birçok kadın bakan var, birçok kadın
milletvekih var. Hatta baalannda kadın
başbakan var. Bu Çiller'in başbakan
olmasmdan daha farklı.
- Özü bence aynı. Sonuçta. silahlara,
iktidara, devlete kumanda ediş bicimi
değişmiy or. Sonuçta cinsiyet değişiyor ama,
tarz değişmiyor.
BURKAY - Ama kadınlar bakımından
durumlar değişiyor. Yani kadın-erkek
eşithği yönünde adımlar atıhyor. Diyehm
ki, Avrupa toplumlannda kadının durumu
Türkiye'dekinden çok farklı.
Kürdistan'dakinden çok farkiı.
Kadın-erkekihşkileri bakımından.. Kadın
haklan zaten bir gündeçözülmez. Yalnız
kadın sorunu değil. aile sorunu, iktidar
sorunu, sınıfsal eşitsizlik sorunu.. Bütün
bunlar böyle çok kısa sürelerde
çözülebilecek sorunlar değil. Demin
sosyalizmi söylediniz. Sosyalizm birtabm
sorunlan kısa vadede çözebileceğini
şanmışü. Bunun yanılgı olduğu anlaşıldı.
Üretim araçlannı hemen kamulaştırmakla
da sosyalizm kurulamazdı. Kurulamadı.
biz öyle sanıyorduk. Ve onun için mesela
diyoruz ki. şimdi sürecin olgunlaşması
gerekir. Üretim araçlannı kamulaştırmak
en kolayı. Ama yürütemezsıniz. Sürecin
olgunlaşması gerekiyor. Dolayısıyla
sosyahzmin kuruluşu dünyamızda, uluslar
ve uluslararası planda yeni değişiklikler,
olgunlaşma gerektinyor. Ne yazık ki böyle.
Keşke erken olsaydı. Ama öv le ha deyince
olmuyor.
SÜRECEK
POLTTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Bosna Hersek'ten Bu Yana..
Ttto'nun ne kadar büyük bir lider old.uğunu şimdi anlı-
yoruz. Islav'ı, Sloven'i, Hırvat'ı, Boşnak'ı, Makedon'u
kim varsa bir arada yaşamışlar. Hır gürleri olmamış.
Ölümünden sonra ortak başkanlık düzenini getirmiş, bir
süre de böyle yaşamışlar. Şimdi hır gürlerinden durul-
muyor. Araya giriyorlar, anlaşmalarmı öneriyorlar, ba-
rış getirmek istiyorlar, bir türlü olmuyor.
Balkanlar'da bu hır gürün tarihi çok eskilere dayanır.
Oriian Koloğlu, "Abdüthamit Gerçeği" adlı kitabında
anlatır: "... Rusya elçisinin kışkırtmasıyla Moskoflar,
Sırplar, Karadağlılar, Hırvatlar sözde Riva'ya asker dö-
kecekler, Beykoz'a kadar yürüyecekler. Mahmut Nedim
Paşa'n/n Ruslarla birleşerek Istanbul üstüne yürüyece-
ği söylentileri yayılır. Bu söylentiler üstüne halk silahla-
nır. Öyle ki, Istanbul'un silahçı dükkanlarında silah
kalmaz."
Bizim gazetecilikte savaş muhabirliği Balkan Savaşı
üstüne ortaya çıkar. Falih Rıfkı Atay genç bir gazeteci-
dir. Balkan Savaşı çıkınca, Tanin'in Balkan muhabiri
olur, Edirneye gider. Edirne röportajlarını yazarken,
"Edebiyatçılann gazetecilik etmeleh bizimle başlar"
der.
Hadi biraz da biz övünelim; 1950 Meclisi'nden notlar
yazmak da bizim kuşağın icadı olmuştur. O zamana ka-
dar Meclis yazıları kara kuru bir şeydi.
Falih Rıfkı Atay, Edirne röportajlarına yeni bir çeşni
getirir, acıklı sayfalar kor; bakın nasıl anlatıyor:
"... Trakya'nın yürekler yakıcı durumunu anlatmıştım.
Bulgarlar ve Yunanlılar sivil halkın üzerine barbarca
saldırmışlardı. Kadın ve çocuklarm boğazlandıklan ca-
milerde, hala kanlı köşeler görüyorduk. Kaçamayanlar
Tanrı 'nın evine sığınmışlardı. Böylece toplu olarak öldü-
rülüyorlardı."
Böylesi röportajlar gazetecilikte yeniydi. Resim, hele
boyalı resim hiçyoktu... "Hayalibilemuhat. "Röportajın
gücü, yazıdan geliyordu. Hangi muhabirinedebiyatı zor-
luysa, yazı gücünü oradan alıyordu.
Camilerde birbirine sığmmış ölüler... Belki camilerde,
topiuca daha çabuk öldürülüyordu. insanlar şimdi de
otellerin lobilerinde yangına salınıyordu. 37 çizgi, söz,
saz sanatçısı, Sıvas'ın Madımak otelinde yangının orta-
sına atılmamış mıydı? insan eti, yobaz saldırılarıyla bu
ateşte közlenmedi mi? İnsan etinin ateşte közlenmesini
düşleyebiliyor musunuz? Anlatmaya sözcükler yetmez.
Yananlar, ateşte kavrulanlar şimdi mezarlarında top-
rağa alışıyorlardır. Ya yakanlar? Cinayeti araştırmakla
görevli komisyonun insafına kalmıştır. Meclis tatile gir-
diği için, kimbilir kaç ay sonra yeniden ele alınacaktır...
Madımak, Sıvas yöresinde bir dağ bitkisinin adıdır; bi-
raz semizotuna benzer. Baharda yetişir; haşlarlar, yo-
ğurt döküp yerler. Bundan sonra Madımak bir büyük
yangının ve cinayetin adını da yansıtacaktır. Neşeli köy
türküsü, bundan sonra 37 sanatçı için düzenlenen bir
ağıt niteliğine bürünecektir.
Yangın sadece bir otel lobisinde değil; açın haritayı
dört bir yanımızı sarmıştır. Avucumuzun içine girmiş
Azerbaycan'ı bile küstürdük. 'Balkanlar'dan Çin Seddi'-
ne kadar' yalanlarıyla ortalığı bir karıştırdık, sonra kendi
icadımız olan kendi palavramıza kendimiz inandık. "Ne-
rede" diye aranmaya koyulduk. Yalan sadece bir yeri-
mizde dolanmıyor ki, dört bir yanımızı sarmıştır. Hele
kendi bçyasına kendi doymuş, boyalı basınımız var 0I7
dukça... Böyledir efendim; yalan kol gezecektir.
BULMACA
J_2_3_._4 5 7 8 9SOLDA1S SAĞA:
1/D.H. Lawrence ın. düi- 1
mize de çevrilmiş bir ro-
manı. 2/ Seciye, karak- 2
ter... Sıcak bir içecek. 3/ „
Belirteç... Arap harfleri-
nin en çok kulianılan el 4
yazısı biçimi. 4/ İstek. 5/ c
Uzaklaşmak, ara açıl-
mak... Tavlada bir sayı. 6
6/ Bir soru sözü... Pis ko- 7
ku. 7/ Yumurtahk... Ak-
ciğerleri dinlerken heki- 8
min duyduğu patolojik g
ses. 8/ "Çok önemli kişi"
anlamında kulianılan uluslararası
kısaltma... Erkek ya da dişi üreme
hücresi. 9/ Boğa güreşi yapılan
alan... Tecrübeh, usta.
YUKARTOAN AŞAĞrYA:
1/ Juan Rulfo'nun, dihmize de çev-
rümiş bir öykü kitabı. 2/ İki olgu-
yu birbirinden ayıran zaman...
Okul, kışla gibi yerlerde hastalar
için aynlmış bölüm. 3/ Engebeü
bir yerde, bir yolu gecirmek için
açılmış yer... Eskrimde bir karşı-
laşma türü. 4/ Uyluk kemiği. 5/ Mektup dipnotu olarak kulla-
nılan yabancı bir kısaltma... Sergen... Galyumun simgesi. 6/
Anadolu'nun baa yörelerinde geceleri insanlann üzerine çöküp
korkuttuğuna inamlan düşsel yaratık. 7/ İstek ve tutkularda öl-
çülü davranma erdemi... Mektup. 8/ Eski SSCB'de Gulag
kamplanndaki tutuklulara verilen ad... Cömert. 9/ Ressamla-
nn boyalan üzerine dizerek fırça ile kanştırdıklan levha... Bo-
rudan kol ahnakta kulianılan bağlanü parçası.
ANMA
Canımız Babamız
Esld Sıvas Milletvekilj, Kâğıthane eski Belediye
Başkanı, Yerel Yönetim Bakanı
MAHMUT ÖZDEMİR
Senden aynlalı bir yıl geçti. Sana olan
özlemimiz her geçen gün katlanarak artıyor.
Kızın: Sitare Ozdemir
Oğlun: Tonguç Ozdemir
Nof 8.8.1993 Pazar günü saat 12.00'de Ankara KızJay Dr. Mediha
Eldem Sok Starton Otel'de vereceğinuz yemeğe tüm dostlan ve
sevenlen davetlidir.