16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31AĞUSTOS1993SALI CUMHURİYET2 SAYFA KULTUR Dünya Bernstein'i anıyor *West Side Story'nin yaratıcısı Leonard Bernstein, bugün yaşasaydı 75 yaşında olacaktı. Sanatçının 75. doğum yıldönümü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Kültür Servisi- 20. yüzyılın en büyük Ameri- kalı klasik müzikçilcrinden biri olarak kabul edılen Leonard Bernstein, yaşasaydı 25 ağus- tosta tam 75 yaşında olacakü. Yakın arkadaş- lan tarafından Lenny olarak çağnlan Bemste- in'ın ölümünden iki yıi geçti. Yaşadığı kent olan New York'ta ünlü besteciyi anmak amacıyla yaz boyunca bir dizi etkinlik düzen- leniyor. "West Side Story" ve "Candide"in ya- raücısının 75. yaş kutlamalan için 25 ağustos günü New York valisi David Dinkins'ın da kaüldığı bir tören gerçekleşürildi. Törende New York'takı 65. Cadde ile Broadway caddesi arasındaki meydana Bernstein adı verildi. Aynı akşam usta bestecı ıçın Isaac Stern. Tatia- na Troyanos, June Anderson ve Maria Evving'in kaükuğı bir konser düzenJendı. Çeşitli uluslararası orkestralan yöneten Bernstein'ın bu özelhği nedeniyle Avrupa'nın çeşitli ülkeleriyle bağlantılan vardı. Bunlann içinde Fransa'nın özel bir önemi var. Besteci, l970"li yıllarda Fransa Ulusal Orkestrası'yla çalışmalar yapmıştı. Kendisine uygun bir for- ma sahıp olmayan bu orkestraya büyük bir sabırla yardım eden Bemstein'ın yardımsever- liği bu ülkede sevılmesini sağladı. Doğumunun 75. yılında Paris de bu ünlü besteciyi unut- madı. Adının bir alana verilmesi işlemi 3995 yılında gerçekleştirilecek. Buna göre Bercy yakınlannda yapılmakta olan yeni Amerikan merkezinın önüne Bernstein adının verilmesi kararlaştınldı. Louvre Müzesi'nde de bir dizi etkinlik önümüzdeki sonbaharda Amerikab bestecıye aynlacak. 4-8 ekim tarihlerinde "Bro- advvayden Mahler'e: Leonard Bernstein" başlıklı etkinliklere bestecinin plak şırketi De- utsche Grammophon de kaühyor. Plak şirketi, Bernsteın'ın 1944 yılında ılk sesini duyurduğu Broadway yapımı "On the Town"ın video kaydmı yayınladı. Asü mesleği mimarlık olan Erhan İşözen, Mumcu'yu flgüratif bir heykel yerine dûşüncelerini anlatan 'sembolik" bir anıtla anmayı yeğlemiş, Mumcu anıtaıhalkistedi• 'Doğaya yüzyıllarca uyum göstermiş bu taşlar kararlıhğın simgesiydi. Uğıır Mumcu gibi bir demokrasi şehidini yalnızca yüzüyle hatırlamak yetersiz olacaktı. Onun yurtseverliğini farkJı bir biçimde göstermek gerekiyordu. Mumcu'nun kararlılığını doğanın kararlılığıyla yansıtmaya çalıştım. Doğanın kendisi zaten heykel. Bir heykel ancak doğanın ürünleri değiştirilerek yapılır diye bir kuralın olduğuna inanmıyorum/ Kültür Servisi- "Ben Ata- •türkcüyüm, Ben Cumhunyetçı- yim. ben laikim. ben anti- emperyalıstim. ben tam bağım- sız Türkiyeden yanayım". "Ben özgürlükçüyüm. ben in- san haklan savunucusuyum. ben terörün karşısındayım. ben yobazlann. vurgunculann, çı- karcılann düşmanıyım", "'Araşürarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız", "Öyleyse vurun, parçalayın. her parçamdan benim gıbiler. beni aşacaklar doğacaktır". 25 ocakta katledılen Uğur Mumcu'nun anısına Beşiktaş"- ta açılan anıt-taşın dört yanı- nda bu sözler yer alıyor. Semtin merkezdnde yer alan anıtın de- ğişik bir yapısı var. İstanbul'da yer alan fıgüra tif özellikler içeren heykellerinin tersine Uğur Mumcu'nun anıt-taşı son derece sade bir yapı olarak düzenlenmiş. Yapıtın yaratıası Erhan İşözen'in asıl mesleği mimarlık. Uğur Mumcu anıtı İşözen'in ilk sanat çalışması olmuş. Yapıta anıt-taşdenmesini İşözen özellikleistiyor."Ken- ti biçintlendiren çeşitli öğelcr vardır. Camiler, ki- liseler, köprüler hevkeUer... Bunlar arasında hej- kellerin büyük bir veri olduğunu düşünüyorum. Ancak Uğur Mumcu'yu anmak için figüratif bir heykel >apmayı düşünmedik. Uğur Mumcu"va onun dûşüncelerini anlatan sembol bir anıtın ya- raşabileceğini düşündük." Uğur Mumcu için bir anıt yapılması düşün- cesi haikın bu konudaki kararlı tutumundan sonra yoğunluk kazanmış. Beşiktaş otobüs du- rağının hemen arkasındakı parka Mumcu ci- nayetinden sonra yerleştirilen 2 meşalenm arasına yazann resminin asılması ve parka PORTRE/ERHAy İŞÖZEN Ortaköyprojesini tamamladı 1955 yılında Zara'da doğan İşö- zen. I978yılnda İstanbul Devlet Gü- zel Sanatlar Akademısi'nı bıtirdi I979 vılında İstanbul Beledıyesi'ne giren İşözen. çeşitli görevlerde bu- lundu., Bu dönemde Boğaziçı yalı- lan. eskı mezar taşlan. ıle ilgıli ara'ştı- rmalar yaptı. 1988 yılnda İlalya'da Ortaçağ kent meydanlan ile ilgili mi- mari incelemelerde bulundu. 1986-88 Tdksim. Üsküdar. ve Be- yazıt meydanlan üzerine kentsel ta- proje vanşma kitaplan, 1989 yılında İstanbul Şehir Rehben. Yere- batan Sarayı ve Ressam Mevlüt Akyıldız kitaplan yayınlandı. Yurti- çınde çeşitli dergilerde yazılan da çıkan _tşjŞan, Qrtaköy.Ma<dan> nın düzcnlcnrnaöfnn sorunMÜuğunu üstlcndi. 4.5 yıllık bir çalışmanın ardından Ortaköy projesini tamam- layan Erhan İşözen, şu sıralar Beşik- taş Çarşısı'nın yeniden düzenlenmesi üzerindeçalışıyor. Uğur Mumcu Parkı adının verilmesi için imza kampanyası başlatılması. anıtın gerçekleştiril- mesinin hareket noktasmı oluşturmuş. Aynı za- manda Beşiklaş Beledıyesi danışmanı olan İşö- zen. bö>lc bir talebı reddetmeyı hiç düşünme- diklerini söylüyor:"İnanır mısınız bu iki meşale- nin ortasına ayİarca hergün taze karanfiller kon- du. Bu anıtı gerçekleştirnıek benim için onur veri- ci birola> olduğu kadar son derece deüzücü. Keş- ke demokrasinin. laikliğin vedürüstlüğünsembo- lü olan bu insan y aşasaydı. biz de onun düşüncele- rinden daha yıllarca yararlanabüseydik." Uğur Mumcu anıt-taşı granitten yapılmış. 5 ton ağırhğındaki granitler. İşözen larafından Bergama Kozak Yaylası'ndan secilmiş. özel- likle doğava yıllarca uyum göstermiş. sağlam .granitler tercih edilmiş. Anıtın çevresinde de doğadan ışlenmemiş haliyle alınmış granitler gözeçarpıyor. Bunun nedeninı İşözen şöyle an- latıyor: "Doğaya yü/yülarca uyum göstermiş bu taşlar karaıidığın simgesiydi. Uğur Mumcu gibi bir demokrasi şehidini yalnızca yüzüyle hatı- rlamak yetersiz olacaktı. Onun yurtseverliğini farklı bir biçimde göstermek gerekiyordu. .Mum- cu'nun kararlılığını doğanın ka- rarlılığnla \ansıtma\a çalıştım. Doğanın kendisi zaten heykel. Bir heykel ancak doğanın ürün- leri değiştirilerek y apılır di\ e bir kuralın olduğuna,: injjgmıyo- rum.** * ,^»w""^s» Anıtın gerçekleştirilme aşS- masında ılginç geüşmeler ya- şanmış. Bergama'daki granit ocaklannın sahibi Rıza Tanol- dan yapıma emeği geçen işçilere kadar kimse para almamış: "Biz bu proje için belli bir parayı gözden çıkarmıştık. Ancak yazıyı yazanlar da dahil olmak üzere anıtı \ apanlann bir kuruş bile para almamaları Uğur Mumcu'nun değerini ve ona duyulan sevginin büyüklüğümi bir kez daha göşterdi." İşözen. Beşiktaş Beledıye Başkanı Ayfer Atay'ın anıtın düzenlenmesindeki olumlu kat- kılannın üzennde ısrarla duruyor ve sanata- sanatçıya saygılı bir belediye başkanı ile çalış- maktan dolayı şanslı olduğunu ifade ediyor. Evet Beşiktaş'ta halkının unutmadığı bir Uğur Mumcu yaşıyor. İşözen anıt-taşın kalıalığının laik Türkıye Cumhuriyeti için önemine dikkat çekiyor: "Cumhuriyet'in 50. yılı nedeniyle aynı parkta Mehmet Uyamk tarafından yapdan heykel, 6 yri önce balyozlaıia kınlmıştı. Aynı şevlerin Uğur Mumcu'nun anıtı için gerçekleştirilmemesini umuyorum. Böyle bir dunım çağdaşlık karşt- tlarının ülkeyi eİe geçinnesi anlamına gelecektir." Zararlı ve Sakıncalı Kural ALPAY KABACALI V. Gürcistanlı yönetmen Robert Strua Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nda Brecht'in 'Antigone'sini yönetecek Oyuncusunun ruhuyla anlaşıyor DİKMEN GÜRÜN UÇARER Gürcistan'ın ünlü Rustaveli Tiyat- rosu'nu ve Robert Stnıa'yı Uluslara- rası İslanbul Tiyatro Festivali'nden çok iyi tanıyoruz. "Kafkas Tebeşir Dairesi" ve "Kral Lear", festival izle- yıcisımn beğenısini kazanmış oyun- lardı. Robert Strua ile ilk kez "Kafkas Tebeşir Dairesi" sırasında tanışmış ve oyunu izledikten sonra "ön oyun"u neden çıkardıkJannı sormuştum. Yanıü düşündürücüydü. "Evet, biz oyunu prologsuz oynuyoruz" diyordu Strua, "Neden derseniz, Sovyetler Bır- liği > öneriminden edindiğimiz tatsız de- nevimin sonunda kolhoz fikri artık canunıza yetmiş durumda. Bana öyle geliyor ki Brecht de bu ön oyunda sade- ce kötü Sov>et örneklerini eleştirmek için kolhozu istemiştirl Tabii yamlmış da olabilirim. ama ben öyle düşünüyo- rurn." "Kafkas Tebeşir Dairesi", Alman- ya, İngıltere. İtalya, İsviçre, Yunanis- taru Avusturya. Arjantin ve Meskij ka'da da oynanmış, Rustaveli ve Ro- bert Strua adını dünyaya duyurmuş- tu. Robert Strua bugünlerde yine Tür- kiye"de. Bakırköy Belediye Tiyatro- su'nda Brecht'in, Sofokles'in "Antço- ne"sini temel aldığı "Antigone" oyununu «hneye koyacak. Barut- hane'de Robert Stnıa'nın yorumun- da yine bi" Brecht Lzlemek heyecan •venci olacak Uzunca bir aradan son- ja Zeliha Berksoy'un Antigone rolüy- Je tıyatro Sihnesine dönüşü de izleyi- ciye ayn bi' tat verecek kuşkusuz. Brecht'ir "Antigone"sinde J945 ecenyıl Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali'nde 'Kafkas Tebeşir Dairesi' ve'Kral Lear' yorumlannı izlediğimiz Robert Strua şimdi Bakırköy oyunculannı yönetmek için yine İstanbul'da. Berlin'inde geçen kısa bir ön oyun var. "Bu prolog üstüne görüşleriniz?" sorusunu, "Oyun üstüne provalara başladığonda konuşalım" diyerek yanıtlıyor... Yine "Kafkas Tebeşir Dairesi"ne dönüyoruz. Gerek "Kaf- kas Tebeşir Dairesi" gerekse "Kral Lear", Robert Strua'nın sanki tut- kuyla bağlandığı iki oyun. Gönlünde yerleri ayn... Anlamlı bir fıkra anlata- rak yapıyor dönüşü: "Yaşlı Yahudi'ye sormuşlar, 'Ne dersiniz üçüncü dünya savaşı çıkacak tmT Yahudi düşünmüş, denüş ki 'Hiç sanmıyorum, ama*barış için öyle bü- yük bir kavga olacak ki taş taş üstünde kalmayacak'. Biz de sosyalizm müca- delemiz sırasında yüzbinlerce insan kaybettik. 'Kafkas tebeşir Dairesi, bu mücadele sırasında unuttuğumuz temel insanca kavramlan, insanların temel sorunlarını işliyor." Peki Kral Lear üstüne diyecekleri- nız? Bu soruyu da şöyle \anıt!ıyor Strua: "Benim için bu trajedi bir piş- manlık trajedisi. Kral Lear, ülkesini mutluluğa kavuşturabileceğine inanan bir diktatör. Fakat eğer halkınıza hep kötü bir idare sunarsanız sonuçlar kötü olacaktır. Kral Lear da çıldınr. Ne var ki Lear'in hatalaruıı görmesi çok geç olur. Kral Lear'a gerçeği söyleyen iki kişi \ar: Birisi Cordelia diğeri de soy- tan. Cordelia'nm kişiliği çok gûçlü. Oyundaki genç nesil Kral Lear'den daha zalim. Kral Lear'ui kötü karak- teri. oyunda sivri bir aynada yansıtılır gibi seyirciye aktarıldı. Dekorda salo- nun sahnede devam ermesinin ise bir eğretileme (metafor) işlevi var." -Kral Lear" 1990'da New York'ta oynanmış ve gerek Strua, gerekse Lear rolündeki Ramaz Chkikvadze çok iyi eleştiriler almışlardı. Avustur- ya ve İngiliere de Lear'in gittiği ül- keler arasındaydı. Robert Strua şu sıralarda Rustave- li Tiyatrosu'nda Bertolt Brecht'in "Se- zua'nın İyi İnsanı"nı sahneye koyu- yor. "Aynı zamanda deneysel bir çalı- şrnam da olacak" diyor. "70 yddan sonra yeniden bazı ahlaki değerlere sa- hip çıkmamız gerekiyor." Burada yapacağı rejiden sonra yolu İsrail ve Arjantin'e dek uzanıyor. Ar- jantin'de Çeho\'un "Vişne Bahçesi"ni sahneleyecek. İsrail'de de Gogol'un "Müfettiş'"ini. Son bir soruyla, bu kısa söyleşiyi tamamlıyoruz, "Antigo- ne" üzenne uzun bir söyleşi yapmak üzere... Dünyanın birçok ülkesinde çalı- şmalar yaptınız. İspanya, Avustral- ya, Finlandiya, İsrail, Arjantin. Ingil- tere gibi. Çeşitli dillerde çalışmak nasıi bir duygu? Başka bir dili sahne diline çevirmek sorun olmuyor mu? "Yabancı dilde çalışmak çok zor. Fakat benim için iyi bir deneyim oldu. Gürcistan'da bir oyun sahnelediğim zaman sık sık sözcüklerin altında nele- rin y attığını bilmek isterim. Bazen söz- cükler yalan söyler. onlarla düşüncele- rimizi. duygulanmızı tam olarak ifade edeme>1z. Bazen de oyuncuların da>- ranış morifleri. ncdenleri. söyledikleri sözlerle açıklanamaz. Sık sık sözcük- ler bizim ihtiraslarımız, arzulanmızı acılanmızı ifade etmekten acizdir. Ya- bancı ovuncularla çalışu"ken sözleri anlamadım. ama bunun için de çalışma sırasında oyuncuların ruhlarını ve acı- larmı daha iyi anlayabildim." Muzır Kurulu, sanat yapıtlanna "muzır" damgası bas- mayı sürdürüyor. Bize göre, Muzır Yasası'nın ve Muzır Kurulu"nun yürür- lükte kalması, demokratikleşmenin ve kültürel gelışmenin önüne engel konulması "sansür" uygularunası anlamına ge- liyor. Dolayısıyla. bu vasanın ve bu kurulun zararlı. sakı- ncah olduğunu düşünüyoruz. Biz. yani gazeteciler. yazarlar, aydınlar ve demokratikleşmeden ana olan herkes... Çok yazıldı, çok söylendi. Bu kurulun elinde "muzır'' dam- gası bulundukça daha da yazılacak. söylenecek. Yazılmah. söylenmeli. Kurul. "Başbakanlık bünyesinde" oluşturulmakta: üye- lennin büyük çoğunluğu hükümetçe, bakanlıklarca atan- maktadır. Başka bir deyişle, siyasal iktidara bağımlıdır. Bir yandan da yasaya göre. müstehcen yayınlarla ilgili dava- lann, resmi ve zorunlu bilirkişisidir. Böylelıkle yargı bağımsızlığr zedelenmiş olmaktadrr. Çünkü birsuçun işlenip işlenmediğini belirleyecek tek yetke, yargıçtır. Bilirkişi, yargıcın yardıması olmaktan öteye gidemez, Herhangi bir kişiyi. kurul ya da kurumu, zorunlu bilirkişi olarak atamak. yargıan yargılama yetkısini elinden almak demektır. Üstelik bu kurul. yürütme organınca atanmaktadır. Bu da demok- rasilerdeki güçler aynlığı ilkesine aykındır. Öte yandan müstehcenlik anlayışı. ya da vasadaki anlatı- mla "haikın ar \e ha>a duygulannı incitnte veya cinsel arzulan tahrik ve genel ahlaka ayku-ı" olma durumu, tpplumdan top- luma, çağdan çağa, hatta yıldan yıla değişebılır Bu konuda. ancak her an toplumsal dinamiği göz önünde bulundurmak- la yükümlü yargıç karar verebiUr. Televizyon ekranlan, cin- sel birleşme sahneleri gösterirken kimı sanat yapıtlannı "müs- tehcendir" diye damgalayıp poşete sokmak, devekuşunun başını kuma sokmasına benzer! Söz konusu kurulun. oluşma bıçımı göz önüne alıfursa. çeşitli sanat dallanndaki. toplumsal bilimler alanlanndaki birçok somut olguyu değrlendirmekten ve görüş bildirmek- ten aciz kalacağı açıktır. Her somut olayın bılırkışısi, yargıca yardımcı olacak bilirkişisı ayn olacaktır. Bu kuruldaki 11 üyeden, en az karara katılan 6"sının, roman konusunda, hey- kel konusunda. resim konusunda.. uzman olduğu öne sürü- lebılır mi? Bu durumda. çoğunluğu belirli bir alanda uzman olmayan bu bilirkişiler, bir yapıtın müstehcen olup ol- madığını belirlerken hangi ölçütü kullanacaklar? Demek ki ellerinde tek ölçüt var: Kendi haya duygulan. kendi ansel arzulannın tahrikı. kendi ahlak anlayışlan .. Kurula. "on sekiz yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzn-" yayınlan inceleyip karar alma görevi de verilmiştir. Uygulamadakı ifadeyle. "poşete koyTOa" karannı bu kurul almaktadır. Kurul. yapacağı incelemelerde, "1739 sayüı MiUi Eğitim Temel Kanunu'ndaki genel amaç ve temel ilkeleri göz önünde bulundurmak zorunda"dır. Sözü geçen vasada yer alan kımı ılkeler şunlardır: "Atatürk ilkelerine ve ana\asada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlılık". "Türk dili- nin özelliğinin bozulmadan ve aşınlığa kaçmadan öğretilme- si". "Atatürk milli> etçiliğine aykırı. siyasi ve ideolojik telkin- ler >apılmaması ve bu nitelikteki günlük siyasi olaylara ve tartışmalara kartşılmaması" vb.. Şimdiye kadar kurulun, bunlan ve benzeri ilkeleri gözete- rek herhangi bir "poşete koyma" karan verdiğıni ışitmedık. Çocuklara şeriat propagandası yapan yayınlar bile, özgürce yayımlanıyor, dağıtriıyor.. Ama. "düşünsel, toplumsal, bilimsel ve estetik değeri olan yaprtlar"yasanın kapsamı dışında tutulmasına karşm, kurul rjenry Miller'in ünlü romanı Oğlak Dönencesi'ni müstehcen bulup "imha" ettirdi... Aynı kurul son olarak, edebi\at ödü- lü almış bir öykü kitabını. Şebnem İşigüzel in Hanene Ay Doğacak'ını "poşete" sokturdu... Evet. sanat yapıtlan sansür edjliyor! 3 İ B M ^ W ^ B m İ ^ "demokratikleşme" beklenulen, yerini Yhte de yazıp söylemek zorundayız: Muzır Yasası ve Muzır Kurulu zararlıdır, sakıncalıdır. Universitedeyurtdışından yatay geçişyok ANKARA (ANK A) - Milli Eğitim Bakanı Nahit Menteşe, Mıllı Eğitim Bakanhgımızın bilgisi dışında yüksek-öğretim görmek üzere yurtdışına gıden öğrencilerin Türkiye'deki yüksek öğrenim kurumlanna yatay geçiş yapamayacaklanru bildirdi. Milli Eğitim Bakanı Nahit Menteşe. Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı'nca. ızinsiz yundışına giden veya şırketlerce gönderilen öğrencilerin çeşitli sorunlarla karşılaştıklannın kamuoyuna duyurulduğuna. buna rağmen yeni öğretim yılının yaklaştığı bugünlerde ÖSS smavmı kazanamamış öğrencilerin özellikle ekonomik. sosyal ve siyasal sorunlar içerişinde bulunan ülkelere gitme veya gönderilme ginşimlerinin yoğunlaşüğını söyledi. Menteşe, bu öğrencilenVı Türkiye'deki yüksek öğrenim kurumlanna yatay geçiş yapamayacaklan gibi OSS'yi kazanamayan ,bu öğrencilere kapılannı açan ülkelerdeki ünıversite gınş koşullan ülkemız standartlanrun altında kaldığından oralarda alınacak diplomalann denklik konusunun da gelecekte ayn bir problem oluşturacağını belirtti. Kurtuluş Parkı'na Sarıkızheykeü ANKARA (AA) - Sanatçı Selım Turan tarafından yapılan veTürkmen öyküsü "Sankız"ı anlatan heykel. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın tarafından açıldı. Sankız heykelinin açılışında konuşan Karayalçın, Ankara'nın başkent oluşunun 70'inci kuruluş yıldönümü nedeniyle bir dizi etkinliklerin yanı sıra. başkentin çeşitli noktalanna ünlü sanatçılann eserlerinin yerleştirileceğinı bildirdi. Karayalçın. daha çok resmi heykellerin olduğu Ankara'ya geçen yıllarda çok sayıda sivıl heykelin kazandınldığını belirterek Sanki2 heykelinin de bunlardan birisi olduğunu belirtti. Sankız heykeüni yapan sanatçı Selım Turan'ın Ankara'da hiçbir eserinin bulunmadığını, bu eserinin ilk olduğunu belırten Karayalçın, "Biz konu siparişini veraıedık. Sanatçının bir Türkmen hıkayesinden aldığı bu esenn buraya çok iyi gittiği inancındayım" dedi. Karayalçın. Sankız heykelinin rüzgarla birlikte, yükseldiği direk üzerinde döneceğini belirterek eserin belediyeye 200 milyon liraya mal olduğunu bildirdi. Kayseri Beledıyesi Konservatuvan'na başvurular KAYSERİ (AA) - Kayseri Büyükşehir Belediyesi Konser- vatuvan'na başvurulann başladığı bildırildi. Konservatu- VarMüdürü Rıfat Hızlısoy. buyılTürk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği için 80 öğrenci alınacağnu. 15 yaşın üzerindeki ilkokul mezunu herkesin başvurabileceğini kay- detti. Hızlısoy başvurulann 24 eylül tarihine kadar devam edeceğini, 25 eylülde ise yetenek smavı yapılacağını bildir- di. Kısa Metrajh Film Bülteni Kültür Servisi - FİLMÜR Ltd. Şti. tarafından heray tek . sayfa çıkan "Kısa Metrajlı Film Bülteni" hazırlandı. Bültenin. kısa metrajlı film ile ilgilenen gençlenn, ulusal ve uluslararası etkinlikleri izleyebiîmelerini sağlamak. malzeme temininde bulunmak, gerekli dayanışmaya ortam yaratmak ve konuya bir ivme kazandırmak amacıylaçıkanldığı belirtildi. Sorumluluğunu Hilmi Etikan'ın üstlendiği bülten, fotokopi sistemiyle hazırlanıyor ve ücretsız olarak dağıtılıyor. Bültenin ağustos ve eylül sayilanndaki dünyadan ve Türkıye'den kısa metrajb film çalışmalanyla ilgili haberler arasında, 3-10ekim tarihleri arasında Irlanda'da yapılacak "Cork " film festivaliyle ilgili bir haber de yer alıyor. (252 57 00 ve 24938 88)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle