27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 AĞUSTOS1993 ÇARSAMBA CUMHURtYET SAYFA DUNYADAN ÇM Müslümanlar özerklik istiyor Şfte ^ftu york Sunes T ibetten sonra, Çin'deki Müslümanlar da bağımsızlı- klannı elde elmek ıçin sesle- rini yükseltmeye başladı. Çın'in batısındaki Şinceyang özerk bölge- sınde. aynlıkçı Müslümanlar, kendi devletlenni kurabilmek ıçin çeşitli eylemler örgütlüyor. Son olarak Kaşgar kentındekı bir oteli tanı- nmaz hale getiren bombanın Müs- lümanlar tarafından yerleştirildigi düşünülüyor. 89 yaşmdaki Deng Şi- aoping'in ölümüyle Çin İmparator- luğu dağılırsa, Şinceyang, kendi yö- rüngesınde dönmeye başlayabilir. Dağlar ve çöllerle kaph Şinceyang bölgesinde Kaşgar gibi, İpek Yolu'- nun vahalan sayılabilecek kentler de bulunuyor. Şinceyang'ın 16 milyon nüfusu- nun büyük bölümünü Uygurlar, (Uygurca konuşuyorlar), Kazaklar ve Ozbekler de dahıl olmak üzere, Türk kökenli Müslümanlar oluştu- ruyor. Nüfusun yüzde 38'inı oluştu- ran Çinli ve diger azınbklar ıse. be- lirli kentlerde yoğunlaşmış durum- da. ITibet'in Müslümancası Tibet'in aynlma savaşımı, bıraz da sürgündeki ruhani lider Dalai Lama'nın prestıji yüzünden, Batı'da çok daha fazla yankı uyandırdı. Şin- ceyang da bir açıdan Tibet'in Müs- lümancası olarak görülebilir. Bu bölge de Tibet gibi yüzyıhn başlan- ndan, Mao iktıdanna kadar, kendi başına bırakılmış bir bölgeydı. Tibette olduğu gibi burada da çe- şitli protesto gösıerileri düzenleni- yor ve gösteriler, güvenlik güçlen ta- rafından bastınhyor. Fakat Şince- yang bölgesinden yurtdışına sürgü- ne gıdenler yok ve dışanya çok az bilgi sızıyor. Aynı nedenlerden ötürii, bölgede- ki aynhkçılar ve Doğu Türkıstan adında bağımsız bir devlet kurmak için yaptıklan "cilıat'' planlan hak- kında çok az şey biliniyor. Çoğunluğunu Sünnılerin oluştur- duğu bu toplulukta. İslamı değerler giderek daha ağır basıyor. Kadınlar kapanıyor. Kuran'ı asbndan oku- yabilmek için Arapça kurslan açıb- yor ve cuma namazlanna gidenlerin sayısı artıyor. Gecen birkaç yılda Orta As- ya'yı yeniden şekillendiren önemli degişikliklerin de Şinceyang'daki geÜşmeleri etkileyeceği düşünülü- yor. Afganistan'da Müslüman geril- lalar Sovyet ordusuna meydan oku- du, eski Sovyetler Birliği topraklan- nda Müslümanlar Kazakistan, Kırgızistan. Tacikistan gibi bağımsız ülkeler haline geldi. Kısa- cası Şinceyang'da da halk, bağım- sızlığı, ulaşılamayacak bir hedef ola- rak görmüyor. bile politik konulan ele almaktan kaçınıyor. Çin'in bu bölgeyı elinde tutmak istemesının en büyük nedenı ıse pet- rol. Çin'deki petrol giderek azalıyor. Gereksıniu'ıi karşılayabılecek tek kaynak. Şınceyang'daki Tanm Havzası. Şu ana kadar gerekli keşif- ler yapılmamış da olsa. Tanm Hav- zası"nın önemli bir petrol bölgesi ol- duğu sanılıyor. Bugüne dek vaşananlara dayana- rak Şinceyangdakı gelışmelerin patlamayla mı sonuçlanacağını yoksa Pekin'in başağnlanndan biri olarak mı kalacağını kestirmek ko- lay görünmüyor. Temmuz ayında Kaşgar'daki otele yerleştırilen bom- banın patlaması sonucu üç kişinin ölmesi ve çevredeki binalann hasar görmesi üzenne, Şinceyang Komü- nist Partısi lideri Song Hanliang, bölgedekı ekonomik kalkınmanın "ulusal birliği gücJendirmeye" du- yulan gereksinimi iyice arttırdığını söyledi. NichoIasD.Kristof IKırveytgibi işgal edildik Kaşgar çarşısında dükkanı bulu- nan 27 yaşındaki bir tüccar, "Tıpkı Kuveyt gibi işgal edildik" diyor. 44 yaşındaki Kaşgarlı bir demırci. "Onlann silahları var ve bize ateş ediyoriar. Vani çok kolay değil, ama Allah bize yardun edecek" diyor. Hoşnutsuzluk her tarafta kendisini belli edıyor. Fakat bu huzursuzluğun, ABD dahıl tüm dünyada yaşanan radikal gerilimlere mi benzediğini, yoksa bölgede Çın yönetimini sarsacak kadar derin mi olduğunu kestirmek güç. Bölge halkı hakkında o kadar az şey biliniyor ki. çoğunluğun ba- ğımsızlıktan yana olduğu bile kesin değıl Çince ya da başka yabancı dil- ler konuşan birine rastlamak, hiç kolay değil ve çoğu, özel sohbetlerde RUSYA KAZAKİSTAN KIRGIZİSTAN MOĞOÜSTAN 3 ^—. TAĞİK. Kaşgar Şinceyang Ç İ N Baren PAK.I TARIM HAVZASI -'"-' TİBET HİNDIST-AN NEPAL Baltıklardaki Rus askerleri, ülkenin gerçek sahipleri tarafından o denli bor görülüyor ki, ana caddelerde dolaşmak, Kaıl Ordu eratı için cehennem azabından farksızdır artık Nerede Ruslarm o dkensizgiMbahçesi? S ovyetler Birliği'nın 15 ayrı ulusa bölünmesiyle.yak- laşik 25 mih on Rus, kendisini birdenbire yabancı topraklarda buldu. Ruslar, bazen bu topraklarda çok kısıtlı haklarla vetınmek zorunda bırakıhyor. Çoğunun. Rusya'da bir evibileyok. Yarım yüzyülık Sov- yet yönetimı sırasında Baltık cumhuriyetlerinde doğan Rus gençleri arasmda, anavurtlarım hiç görmemiş olanlar var. Uç Baltık ülkesı içınde. Ruslarm ve öteki azınlıkların en çok bulunduğu iki ülke, Estonya ve Letonya. Bu ülkelerin başkentlermde, nüfusun çoğunluğunu Ruslar oluşturuyor. İkinci Dünya Savaşı 'nın ardmdan, bölgedekietnik yapıyı biraz çeşitlendirmek ve endüstrüeşmesinı sağlamak için hazırlanan Sovvet planı çerçevesinde, 1.5 milyon Rus, Baltıklara gıtmışti. 1991de hağımsızhklarma kavuşmalarmın ardmdan, Baltık devletleri, topraklarındakı Rus birliklerının ta- mamen gerı çekilmesi ıçin ısrarcı bir lutum benimsedı. Baltık topraklarmda bugün onbinlerce Rus askeri var. Özellikle de nüfusun varısına yakın bir kesimini. Rus- larm ve başka azmlıkların oluşturduğu Letonya, tam an- lamıyla ulusal bir karabasan yaşıyor. Letonyalılar arası- nda Rus karşıtı, Yahudi karşıtıfÛcirler, giderek güçleniyor. Letonya parlamentosundan Tertitm Zhubtok, şimdiden 15 bin Yahudi'nin ülkeyi terkettiğinisöylüyor. Hazırlanan bir yasa taslağma göre, Letonyayurttaşlığma geçmek ıçin, ülkede 16 olmak Letonya Mahke- kanı Gvi- NATIONAL GEOGRAPHIC yıl oturmus gerekiyor. Yüksek mesi Baş- do Zemri- bo, busürenin 5-10yıla indihlmesigerektiğinikabulediyor. BM de geçen yıl aynı sonuca vamuştı. Letonya eski Dışişleri Bakanı Yams Yrkans bile, Letonya yasalartnm, ımzasmı aıtığı 80 uluslararası anlaşmayla çe- liştiğini söylüyor. Estonya 'da da nüfusun neredeyse üçte birini Ruslar olus- turuvor. Estonya, 1938'dekiyurttaşlıkjasasmı uygulama- \a geçırıyor. Bu yasaya göre, ancak ikinci Dünya Savaşı öncesinde bu topraklarda oturanlar ve onlarm torunları yurttaşlığa derhal kabul edilivor. Geriye kalan herkesin bir başvuruformu doldurup az da olsa Estonya dilini bildiğini kanıtlaması ve ülkede iki vıl oturmuş olması gerekivor. Helsinki İzleme Komitesi, yenı yurttaşlık yasasınm ayırımcı olduğunu düşünüyor. Yasa, Estonya vaıandaşı ol- mayanlara toprak edinme hakkı tanımıyor. Nüfuzun yalnızca yüzde 8'inı Ruslarm ve yüzde -7'sini Polonvalıların oluşturduğu Litvanya ise. en rahat yurt- taşlıkyasasmasahip. Ülkede daha çok Polonyahlarm sorun oluşturduğu düşü- nülüyor, çünkü Polonyalılar, hakları içm çok daha fazla savaşıyor. Hükümet. öteki kültürleri destekliyor ve yardım sağlıyor. Litvanya'nm başkenti Vilnius, Yahudikr dedahilolmak üzere. barmdırdığı kültürel çeşitlilik yüzünden, yıllarca "Doğu Avrupa'ıun Kudüsü" olarak anılagelmişti. Alexander Ivanko Hiçbirşeydençekmedi ÇeMer, fahişeden çektiği kadar £t Mtndt D resden'ı Prag'a bağlayan E-55 karayoluyla Bohem- ya'ya girdiğınız zaman, sos- yalizmin parlak sonuçlanyla övü- nen panolarla değil, çöküşünün so- nuçlanyla karşılaşıyorsunuz. Dubi'- ye kadar uzanan yol boyunca yüz- lerce kadın, bir yandan göbek atar- ken öte yandan ellenyle şoförlere durmalan için işaret ediyor. Komü- nızmin çöküşü ve sınırlann açılışı- ndan bu yana, Almanya'dan Çek Cumhunyeü'ne gıden bütün yollar gibi. bu yol da biraçıkhava genelevi- ne dönüştü. Bu yollar boyunca, ülkenin her yerinden gelmiş kızlar bulunuyor. Prag'daki Toplumsal Suçlan Önle- me Enstitüsü (IKPS) Müdürii Ota- kar Osmancık, "Çoğunun bir satıcısı var. Bu kızlar büyük kentlerdeki et tûccarlarından alınıp getiriliyor" di- yor. Yol fahişeleri, "sorun cJuşturan- lar" sınıfina giri- yor. Yoksul ke- simlerden gelen bu kızlann yansı çıngene. üçte biri ise reşıt değıl. Tıbbi kontroller bir yana. hiçbir kontrolü, hiçbir düzenlemeyi ka- bul etmiyorlar. Fahişelik 500 kronla (200 bin li- ra) cezalandınlan bir suç olmakla birlikte. öteki bır- çok suçu da yanında getiri- yor: Pezevenklık, fahişe ıhracatı. ya- sadışı silah taşıma. şantaj. hırsızlık. vb. Dubi Belediye Başkanı, bu bölge- de fahışeliği yasaklama karan aldığı zaman." Tehlikesizce Zevk adlı bir birlik. E-55 üzenndekı fahışelenn bakımını üstlenen ve eğıten bir gezi- ci tıp merkezi kullanmaya karar ver- dı. Bırhğın sözcüsü Hana Malinova. "Fahişelen eğıtmek gerekiyor. çün- kü kısa sürede çok para kazanma Ü- tekleri hiçbir yasakla önlenemez'" diyor. Malınova'ya göre. Bohem\a"nın kuzeyinde ve batısında patlayan zührevı hastahklan önlemenın tek yolu bu. Tek etkilenen kentler, sınırdakiler değıl. Pragda, tahminlere göre, ara- da sırada ve sürekli çalışan 30 bin fa- hışevar IKPS'den Jana Vaikovaya göre. fahişeliğin patlamasınm ne- denleri. komünisl rejim sırasında toplumun ahlaki değerlennı yıtir- mesi. değerler merdiver.min tersyüz olması. özgürlüğün genış yorumlan- ması ve yenı iktidann. pa- ranın üstürilü- ğünü savun- ması. Prag'ın merkezındekı fahişeliğin yanısıra. eski kentin ara so- kaklannda rastlanan fahı- şeler. bu işi ara şıra yapıyor. Öğrencıler. evli kadınlar. genç satıcılar ya da barma- idler. ay sonu- nu getirmek içm kaldınm üstünde ya da Venceslas Meydanrnın bar- lannda ve diskoteklerinde gızlice hizmetlerinı sunuyorlar. Üçüncü kategoridekiler ise. son aylarda çok sayıda açılan erotık ya da masaj sa- lonlannda çalışan kadınlar. Dör- düncü kategonyı. Prag'ın büyuk otellennde çalışan fahişeler oluştu- ruyor. Bu son iki gruptaki kadı- nlar. sağlık açısından çok az sorun yaratıyor. çünkü kendi doktorlan tarafından sürekli ızleniyor ve ge- rekli önlemlen alıyorlar. IBelediye Meclisi köşeye sıkıştı Polisin zaman zaman düzenledi- ğı operasyonlann dışında, Prag'ın merkezindeki ya da yollardaki fahişeliğe bir çözüm bulunamadı. Belediye Başkanı. fahışeliği mer- kezde yasaklayabilmek için kentte bir \er anyor. Ancak yer belirleme denemeleri. o semtte oturanlar ta- rafından o kadar büyük tepki aldı ki. Belediye Meclisi bu projeden vazgeçmek zorunda kaldı. Ancak zaman sıkışıyor. Fahişelerdennasi- bını alan semt sakınlen, radikal ön- lemleralmaya hazırlanıyor. Beledi- ye seçımlennın bir yıl içinde yapıla- cak olması da sorunun boyutlannı genişletiyor. Martin Ptichta Hindistan Dobi Ahmet'in azraili lavamat Mark Twain, "Ekvator'u İzierken"adlı anı kitabı- nda, geçen yüzyıhn son- lannda Hındistan'a gittiğinde giysi- leriyle kayalan kıran birtakım in- sanlara rastladığıru yazmıştı. Bugün de aynı görüntüye Hindis- tan'ın güneydeki en uç noktasından, Himalaya'lann eteklerine dek her köşesinde rastlamak olası. Hintli kadın ve erkekler, yüzyıllardır sari ve kurtalannı (pijama), olanca güç- leriyle kayalara vura vura yıkama geleneğini sürdürüyor. Dobi adı ve- rilen bu kişiler, herkes tarafından dı- şlanmalanna ve küçümsenmelenne karşın. üpkı çiftçiler, politikacılar ve din adamlan gibi, günlük yaşamın akışı içinde son derece önernli bir iş- leve sahipler. Ancak çağdaşlaşma süreci içinde, dobilerin varlık nedeni ortadan kalkmak üzere. Kendilenni tehdit eden en büyük etken ise, orta sınıfın büyük bir hevesle sahip olmaya ça- lıştığı otomatik çamaşır makineleri. I Hiç değilse çocuklanmız kurtulsun Yıkadığı yırtık pırtık tişörtü gös- teren Şehit Anmet, "3 ile 6 günümü- zü alan çamaşır yıkama işini, maki- neler bir saate indiriyor. Bu yüzden artık doğru dürüst giysiler bize geti- nlmıyor" diyor. Gün başlarken, Ganj Ovası'nda akan Yamuna Ir- mağı'nın çamurlu kıyılannda topla- nan binlerce dobi, rengarenk sari, pantolon ve kurtalan nehirde yıka- maya başlıyor. Şehıt, babasının da çocuklannın da dobi olduğunu belirterek bu uğ- raşın babadan oğula geçtığini vur- guluyor. Haftada ortalama 13 dolar (150 bin hra) kazandığını, ancak bu paranın beslenme giderlerini bile karşılamadığını öne sürüyor. Şehıt ve üç çocuğu, haftanın 7 gü- nü DelhTnin alt ve orta sınıfina hiz- met götürüyor. Kirlı çamaşırlan kapı kapı dolaşıp topladıklanru, su- da ıslatma, çırpma ve kurutma iş- lemlerinden sonra, temiz çamaşırla- n elden gen götürdüklerini anlatı- yor. Yıllar üerledikçe, bu insanlann gelecekleri büyük bir belirsizliğe bü- rünüyor. Kentlerde oturan orta sı- nıf, çagın gereği olarak, çamaşırlan- nı dobilere vereceğine, tam otoma- tik çamaşır makinesinde yıkamayı tercih ediyor. TV reklamlan da bv gelişimi hızlandınyor. E)evlet, dobileri nehrin çamurlu sulanndan kurtarmak için, kentin çeşitli yerlerine çamaşır yıkamak ıçin çeşme ve yalaklar yaptırmış. Ancak dobiler o denli çok ki, bu çeş- meler ancak bir kısmına yetıyor. Dobiler artık çocuklannın da do- bi olmasını istemiyor. Edward A. Gargan Pepsi, şimdi de Moskova Metrosu'nda Haber Merkezi - Pepsi, Mos- kova Metrosu'nun günde 9 milyona ulaşan müşterisini hedefledi. Pepsi ile Moskova Beledi- yesi. dünyanın en büyük yeraltı taşı- macılık sistemi olan Moskova Met- rosu'nda, ilk gezici fast-food araç- Ian ve büfe agmı kurmak üzere an- laştı. Pepsi'nin "Metro Express" ağının, Rusya'da Pepsi satışlannı yüzde 25 oranında arttırması bekleniyor. Pepsi Co- la'nm Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölümü Başkanı F. David Jones, tüm Pepsi markalannı aynı anda ortaya koy- ma olanağını iyi değerlendirmeyi amaçladıklanru belirtti. Jones. Pep- si'nin Rusya'da en çok satan meşru- bat şirketi olduğunu, en yakın raki- bine oranla yüzde 25 daha fazla satış yaptığını söyledi. Pepsi, Rusya'daki bu uygulamay- la, ABD dışındaki ilk "Metro Exp- ress" ağını kuruyor. Uygulamanın 6 bin kişiye iş olanağı sağlayacağı sa- nıbyor. Moskova Metrosu'nun günde 9 milyon yolcusu bulunduğu dikkate alınırsa, Pepsi'nin bu yeni yaünmıy- la tüketici trafiği açısından dünya- nın en büyük yiyecek dağıtım ağını yaratma potansiyeline sahip olduğu görülüyor. Pepsi, 1990 yıhnda Pizza Hut lo- kantalannı Moskova'ya tanıtmıştı. Projenin gerçekleşmesiyle, öteki Pepsi lokantalan Taco Bell. KFC ve Frito Lay de Ruslara hizmet verecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle