Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 AĞUSTOS1993 ÇARŞAMBA. CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
ÎSKİ eski genel müdürü rüşvetle suçlanamasa da Yolsuzlukla Mücadele Kanunu'ndan kurtulamayacak
GöknePiııkaçışkapısıkapalı
EKONOMIYE BAKIS
TANERBERKSOY
• İSKİ eski Genel Müdürü Ergun Göknel hakkındaki trilyonluk yolsuzluk
ve rüşvet iddialan, sürdürülen incelemeler sonucu ispatlanamazsa, Mülkiye
müfettişinin Göknel hakkmda "Bakanhğa mal bildiriminde bulunmadığı
için"3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası isteyeceği öğrenildi.
• Göknel, boşandığı eşine tazminat olarak ödediği, ancak mal beyanında
gözükmeyen 9,5 milyar lirayı nereden bulduğunu belgeleyemezse 4 milyar 180
milyon lira vergi ödeyecek. Bu parayı alan eski eşi de beyanname vermediği
için cezasıyla birlikte 16 milyar liralık vergi ödemek zorunda.
BÜLENT KIZANLIK
Turkıyede bugüne kadar en
büyûk yolsuzluk iddiasıyla suç-
lanan eski İSKİ Genel Müdürü
Ergun Göknel, rüşvet aldığına
dair bir kanıt bulunamaması ha-
linde "mal bildiriminde buhınma-
rnaktan" cezalandınlacak. Gök-
nel eşine verdıği parayı nereden
bulduğunu açıklayabilse de bunu
mal beyanında göstermediği ıçın
hakkında 3 yıldan 5 yıla kadar
hapis cezası ve 10 milyon liraya
kadar ajbr para cezası istenecek.
Ancak suçlanan İSKİ eski Genel
Müdürü de dahil "Göknel olayı'-
"na adı kanşanlar, milyarbk ver-
gilerden kurtulamayacâklar.
Maliye. mülkiye müfettişi,
mali poüs ve Fatıh Cumhuriyet
Savahğı tarafmdan dörtlü ince-
lemeye tabi tutulan Ergun Gök-
nel ile ilgjli raporlann 15-20 gün
içinde tamamlanacağı behrtili-
yor. Tam bır hukuk karmaşasına
dönüşen olayda, İSKİ Genel
Müdürü'nün görevini kötüye
kullandığı ve ihale karşılığında
rüşvet aldığı belgelenemese de
boşandığı eşine ödediği 9,5 mil-
yar liralık tazminat başına iş aça-
cak.
Olayı soruşturan mülkiye mü-
fetüşi Ebrar Berk, Ergun Gök-
nel'in rüşvet aldığını belgelemek
ıçın, mali polısle birlikte özellıkle
İSKt ile çalışan firmalar üzennde
soruşturmalannı sürdürüyor.
Mülkiye müfettişinin fırma yetki-
lilerinden Göknel"e rüşvet ver-
diklenne dair bir ifade alamadığı
ya da rüşvet olayıyla ilgılı bir bel-
GÖKNEL AİLESİNİ NELER BEKLİYOR?
Ergun Göknel
Boşanmak için
ödediği 9,5 milyar
lirayı borç aldığını
ispatlayamazsa
Maliye bu serveti
"ivazsız intikal"
(karşıhksızmal
edinme) olarak
değerlendirecek.
Göknerinbupara
üzerinde yüzde 44
oranında vergi
ödemesi gerekecek.
Böylece Göknel 4
milyar 180 milyon lira
vergi ödemek
zorunda kalacak.
Nurdan Erbuğ
Ergun Göknel'den
boşanırken mahkeme
kararı olmaksızın 9,5
milyar lira tazminat
aldığı için, bunun
yüzde 44'ü oranında
intikal vergisi ödemek
zorunda. Erbuğ'un
parayı aldığı 12
nisandan itibaren 1 ay
içinde beyanname
vermediği için 4 milyar
180 milyon liralık
verginin 3 katı olan 12
milyar 540 milyon lira
ceza ödemesi
gerekiyor.
ge ortaya çıkaramadığı taktirde
3628 sayılı yasa çerçevesinde ış-
lem yapılmasını öngördüğü öğre-
nildı.
3628 sayıb "Mal Bıldiriminde
Bulunulması. Rüşvet ve Yolsuz-
luklarla Mücadele Kanunu",
yolsuzluk iddıalanmn yoğun-
laşüğj 1990 yüında ANAP hükü-
metince hazırlanarak Meclis'ten
geçırildi. Rüşvet vc yolsuzluklar-
la mücadele gerekçesiyle hazırla-
nan kanunun amacı yasa metnin-
deşöyleaçıklandı:
"Bu kanunda sa.Mİanlann mal
biMiriminde bulunmalannın, bil-
dirimlerin yenienmesiııin, mal
edinmelerin denetimiyle haksız
mal edinme veya gerçeğe aykın
bildirimde bulunma halinde uy-
gulanacak hükümleri bu kanunda
betirienen suçtarla bazı suçlardan
dolajı kamtı görevlileri ve suç or-
takian hakkmda takip ve muha-
ketne usulünii düzenlemektedir."
Yasalaştığı dönemde büyük
tartışmalara neden olan kanu-
nun Göknel olayı ile bağdaşun-
lan bölümü ise "haksız mal
edinme" başlığı altında şöyle acı-
klanıyor
"Kauuna veya genel ahlaka uy-
gım olarak sağlandığı ispat edil-
me\en mallar >e>a ilgilinin sosyal
yaşantısı bakımında geliriyle uy-
gun olduğu kabul edilemeyecek
harcamalar şeklinde ortaya çıkan
artışlar, bu Kanunun uygulan-
masında haksız mal edinme
sayılır."
Ergun Göknel boşandığı eşine
odediğjni ıtiraf ettığı 9,5 milyar
lira tutanndaki tazminatı meşru
yollardan elde ettigını ispat etse
de kasasında bulunan ve lçişleri
Bakanlığı'na zamanında gönde-
rilmedıği anlaşılan mal bildinm-
lennde bunu göstermediği için
3628 sayılı yasaya göre suçlana-
bılecek. Bir başka deyişle Gök-
nel, rüşvet aldığı belgetenemediği
taktirde sadece bununla ılgih
ceza davasından kurtulmuş ola-
cak. Buna karşın Göknel. bu pa-
rayı borç aldığını ispatlasa da
lçişleri Bakanlığı'na beyanda bu-
lunmadığı için "haksız mal edin-
me. mal kaçırma veya gizleme"
ile suçlanacak. Hakkında ya-
sanın 13'ncü maddesıne göre 3
yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve
3 milyon lıradan 10 milyon liraya
kadar ağır para cezası istenebi-
lecek.
Gihmük birtiğifirsatnujelaket nui
İSTANBUL (ANKA) - Türkiye'nin
Gümrük BirliğTnde geri dönülmez bir
noktaya geldiği, bu geciş sürecıni en iyi
şekilde değerlendirmesi gerektiği
belırtildi. Türkiye'nin gümrük
buiiğinde başanlı olmasırun şart
olduğu. başansızlık hahnde AT ile
ilışkılenn telafi edilemeyecek oranda
zedeleneceğı bildirildi.
İküsadi Kalkınma Vakfı tarafından
düzenlenen " AT-Türkiye Gümrük
Birtiği: Kapsam ve Güncel Geuşmeler"
konulu serruner Odakule toplantı
salonunda gerçekleşürildı. Semınerde
konuşan Marmara Bank Yönetim
Kurulu Başkan Yardıması ve eski DPT
Müsteşan AIi Tigrel. Gümrük BirliğTne
geçiş döneminde öngörülen birçok
gelışmelenn gerçekleşmediğini söyledi.
Tigrel, AT'nin pek çok yükümlülüğünü
yenne getirmediğiru beürterek "tşçilerin
serbest dolaşun konusunu
görüşmüyorlar. Mali destek
yükümlülüklerinj yerine getirmediler"
dedi.
Ali Tıgrel. Gümrük Birliği'nde Türk
sanayünin teşvıkler olmadan rekabet
eunesinin mümkün olmadığmı
beürterek bazı sektörlerin de ayakta
kalamayacağını ifade etti. Makro
ekonomik dengelerin bozulduğu,
enflasyon oranının yüzde 65-70'ler
seviyesinde bulunduğu bir dönemde
gümrük birliğine gidıleceğıne işaret
eden Tigrel, "Dış ticaret dengesi bu y ıl en
az 10 milyar dolar açık verecek. Yabancı
sennaye girişleri geçen > dın aynı
dönemine oranla azaldı. Bu enflasyon
oranını Batı makro istikrarsızlık olarak
algılar. Bir de bunun üzerine Gümrük
Biriiği'ni koyuyoruz. AT Türkiye'yi
istiyor mu, bu soruyu mutlaka herkes
birbirine sonnalıdır" şeklınde konuştu.
İKV Başkanı Sedat Aloğlu, Gümrük
Bırliği'nin 30 yıt önce yapılmış bir
anlaşmadan doğan bir ortakhk
olduğunu belırterek birliğin "Altın bir
fırsat ya da felaket" olarak
değerlendınlmemesi gerektiğını söyledi.
Aloğlu, Türkıye'nin geçiş sürecinde
makro ekonomik dengelerinde gereken
düzenlemeyi yapması, AT'nin de
yükümlülüklerinı yenne getirmesi
gerektiğını kaydetti Aloğlu. •'Gümrük
Birliği îürkekonomisininenönemli
olgusudur. Derinden etkileyecektir.
Türkiye makro ekonomik dengelerini
sağlamazsa riski fazla olur. bu dönem
toplumsal hazırlık dönemi olmalıdur"
dedı.
Bumaddehükmündecezası ke-
sinleşırse Göknel, müebbeten
kamu hizmetlerinden de yasakla-
nacak. GökneFin cezası yine
3628 sayılı yasanın 16'ncı mad-
desı hükümlerine göre ertelene-
meyecek ve hapis cezası paraya
çevrilemeyecek.
Istanbul Defterdarlığı"na bağlı
vergj kontrol memurlan ise kay-
nağı belli olmayan para nedeniy-
le ortaya çıkan vergi yükümlü-
lüklennı değerlendıriyorlar. Bu
çerçevede Ergun Göknel ile on-
dan 9,5 milyar lira boşanma taz-
minatı aldığı ortaya çıkan eski eşi
Nurdan Erbuğ da milyarlık vergi-
ler ödemek zorunda kalacaklar.
Göknel'ın boşandığı eşi Nur-
dan Erbuğ'un, aldığı 9,5 milyar
lira tazminat üzerinden yüzde 44
intikal vergisı ödemek zorunda
olduğu belirtiliyor. Göknel'in
satış yoluyla eski kansına devret-
tiğı 3 milyar lira değenndeki evin
tapuda 160 milyon lira olarak
gösterilmesı, vergi matrahının 12
milyar liraya ulaşmasını engeUi-
yor.
Nurdan Erbuğ, paranın he-
sabına geçtiği 12 nisan 1993 ta-
rihınden itibaren 1 ay içinde Ma-
liye'ye beyanda bulunmadığı
için, ödemesi gereken verginin 3
katına kadar da cezaya muhatap
kalacak. Vergi kontrol memur-
lannca hakkında rapor haarla-
nan Erbuğ'un, uzlaşma isteme-
mesi halinde vergi alacağı Vergi
Mahkemesi'nde dava konusu
olacak. Cezası ile birlikte 16 mil-
yar liraya ulaştığı hesaplanan
vergi borcunun, uzlaşmaya gjdil-
mediği taktirde mahkerhede na-
faka indirimleri gözönüne alındık
tan sonra 12-13 milyar lira ola-
rak kesinleşeceği tahmin ediliyor.
Göknel'in boşandığı eşine öde-
diği 9,5 milyar liranın rüşvet ola-
rak elde edildıği belgelenemezse,
Maliye bunu "ivasız intikal"
(karşılıksız mal edinme" olarak
değerlendirecek ve yüzde 44
oranında vergilendirerek Gök-
nel'e yaklaşık 4,5 milyar liralık
vergj tahakkuk etürecek. Yine
Göknel'e kredi açtıklan belirle-
necek olan kişilerin de akrabalık
ya da ticari ihşki bağlan bulun-
madığı taktirde bir nevi tefecilik
faaliyetinde bulunduklan yoru-
mu yapılacak. Bu nedenleboç ve-
renlerin 9,5 milyar lirayı yülık
can faizle verdikleri öngörülerek,
bu gelir üzerinden vergılendinl-
melerine gidilecek.
Makarnacılarkrizde
• Makarnalık buğday hasadının giderek azalması
ve ithalattaki fon rakamlannın yükseltilmesi
üzerine krize giren makarna üreticileri Başbakan
Tansu Çiller'e bir rapor sunarak makarnalık
buğday ithalatında uygulanan 100 dolarlık fonun
düşürülmesini istediler.
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) - Makama üreticileri, ma-
karnalık buğdayın ithalatında
uygulanan 100 dolarlık fonun
düşürülmesini ve ithalaün ko-
laylaştınlmasını istediler. Üreti-
ciler, Başbakan Tansu ÇUler'e
gönderdikleri raporla sorun-
lanrun çözümünde yardım iste-
yerek "yanlış potitikalarm" terk
edilmesi gerektiğini bildirdiler. Makarnalık buğday
Beslen, Can, Doğa, Dost. Fi-
ğer sert buğday hasadmın 1.5
milyon tonun altında gerçekleş-
mes bekleniyor" denildi.
Raporda, geçen yılın ilk altı
ayhk döneminde 175 bin tonu
iç piyasada. 28 bin tonu ihracat
olmak üzere 203 bin tonluk ma-
karna saüldığına dikkat çekile-
rek ve şu görüşlere yer verildi:
liz, Göymen, Konya, Makça.
Mutlu, Ankara, Oba, Tat, Kar-
tal ve Pastavilla. Yayla, Yıldız
makarnalannın üreticileri Baş-
bakan Çiller'e gönderdikleri ra-
porda, "Eğer 1993 kasim ayı-
ndan önce makarnalık buğday a
ithalat ayncalığı tanınmaz \e it-
halatta uygulanan 100 dolarlık
fon düşürülerek dış alım kolay-
laştırdmazsa Türk ekonomisine
önemli bir katma değer > aratan
makarnacılık endüstrisi kea bir
süre sonra hammadde bula-
mayacak ve kaliteli makarna
ürerimi dar boğaza girecektir'
denildi.
Üreticiler geçen yıl serbest bı-
rakılan buğday ithalatının 1
Mayıs 1993'ten itibaren fonun
yükseltilmesryle engellendiğinı
söylediler. Uretıcilenn rapo-
runda "Geçen yıl buğday rekol-
tesi 13.5 milyon ton. makarnalık
ve diğer sert buğdayların ise 2.2
milyon ton olduğu tahmin edili-
yor. Bu yıl ise makarnalık ve di-
"Ekmeklik buğdayla makar-
nalık buğday arasındaki fiyat
farkının giderek küçülmesi, de-
kar başına yüzde 40-50 daha az
verim sağlayan makarnalık buğ-
dayın aı ekilmesine yol açtı. Ve-
rim farklılığını ise iki buğday
türii arasında yüzde 10'luk fiyat
farkı karşılay amadı. Çiftçi bu
ürüne soğuk bakmaya zorlandı.
TMO da taban fiyat açıklaması
işlevinden öteye, ödeme zorluk-
larını gerekçe göstererek, ma-
karnalık buğday alımlarını son
derece sınırlı tuttu."
Üreticiler, sorunun buğday
ithalatına düşük fon uygulan-
masıyla çözülebUeceğini öne
sürerek raporlarında şu görüş-
lere yer verdiler: "TMO'nun ve
hükümetlerin tek taraflı, ek-
meklik buğdayı hedef alan poli-
tikaları \e pirinç ithalatına uy-
gulanan düşük fon anlayışı de-
\am ettiği sürece sektörün so-
runlannın birer karabasan halini
alacağı kesin görünüyor."
ULUSLARARASI DUŞUNUN!İngiltere' nin en iyi Ûniversitelerinden
University of Glamorgan İşletme ve Bilgisayar,
Cardiff Institute of Higher Edutation
Turiım ve Otekilik ile BİLTEK' te...
Bu daüarda yüksek öğrenim görmek istiyorsamz
" Yüksek Düşünün "... Uluslararası kabulgören bu
eğitim sistemini Türkiye'de size BİLTEK sunuyor.
Öğreniminizi Türkiye
1
de görecek, dilerseniz İngiltere' de
tamamlayabileceksiniz. Çünkü BİLTEK Türkiye
1
de
uluslararası yüksek öğrenimde uygulanan modüler (kredili)
sistemi ilk kez uygulayan kuruluştur.
BİLTEK1
te okuyacağınız hazırlık yılı (Foundation) sonunda
alacağınız UFC (University Foundation Certifîcate) ile
İngiltere1
de düediğiniz Üniversitenin yukanda belirtilen
bölümlerine hazırlık okumadan girebileceksiniz.
Türkiye1
de İngilizce eğitim görecek, İngiltere1
den
uluslararası diploma alabileceksiniz.
Gelin BİLTEK1
e, geleceğinizi uluslararası güvenceye alın.
N B U L
ULUSLARARASI ÖZEL ÖĞRETlM KURUMU
Molla Gürani Cad. No- 16 - 18 Fındıkzade /İSTANBUL
Tel: 631 17 36 » 631 17 86 » 631 18 86» 631 18 28 Fax: 532 44 96
Eğffimde Popülizm
Bayan Çiller dehşet doğrusu. Baksanıza bir vuruşta en
kör düğümleri bile çözüveriyor. Önce herkese iki anah-
tarla başladı. Şimdi teröre özel ordu, her lise mezununa
bir üniversite diploması. Daha ne istiyorsunuz?
Eğitim düzenimize getirdiği çözümü tartişacağız bu-
gün. Bunun, çözümden çok. bir sıkıntı görüntüsünün si-
linmesi olduğunu düşünüyorum.
Eğitim sistemimizin tümü hastalıklı. Üniversite sorunu
bu hastalığın nedeni değii, sonucu
Sayılardan sık^dığınızı biliyorum. Ama bunlarsız da
olmuyor. Yine biraz aritmetik yapacağız. Eğitim sorunu-
muzu sayısal olarak irdeleyeceğiz. Oeğişik eğitim aşa-
malarında okullaşma oranına bakacağız.
1990-1991 yılı itibarıyla ilkokul çağındaki çocuklarımı-
zın yüzde 94.1 i okul öğrencisi. Avrupa'da bu yaş gru-
bunda okullaşma oranı genelde yüzde 100. En düşük
oran yüzde 95 ile italya'da. ilkokul çağında okullaşma-
da, ortak olmayı istediğimiz ülkelere yakın bir konumda-
yız.Bu aşamadan sonra ip kopuyor llkokuldan ortaoku-
la geçildiğinde çocuklanmızın önemli bir kısmı okul
kapısında kalıyor. Bu yaş grubunda okullaşma oranımız
yüzde 58. Yani ilkokulu bitirenlerin üçte birinden fazlası,
ortaokul okumuyor ya da bu olanağa sahip değil. Ifalya'-
da bu oran yüzde 76. öteki Avrupa ülkelerinde yüzde
90'ın üzerinde.
Lise eğitimimiz tam anlamıyla hastalıklı Bu yaştaki
çocuklarımızın yüzde 20.9u genel liselerde, yüzde 16.1'i
mesleki ve teknik liselerde okuyor. Lise çağında genel
okullaşma oranı yüzde 37. Bu oran Italyada yüzde 75,
diğer Avrupa ülkelerinde yüzde 85-100 arasında değişi-
yor.Görüldüğu gibi. ortaokuldan sonra lise kapısında da
epeyce takılan var. Okuma olanağı bulanlar, çağ nüfu-
sunun üçte birıni biraz aşıyor. Burada bır parantez aça-
cağız. Orta ve lise eğitiminin içeriğine bir göz atacağız.
Dünyadaki uygulama, eğitimin bu aşamasında genç-
leri bir mesleğe yöneltmeyi amaçlıyor. Bu iki açıdan
önemli ve gerekli bir eğitim. Bir kez, ekonominin gerek
duyduğu teknik ve mesleki beceriye sahip geniş hacimli
işgücü ancak bu tür eğitimle yetiştirileb(liyor. Bu eğiti-
min ikinci bir işlevı de daha üst düzeyde bilgi ve beceri
sunan yükseköğretim kurumlarının önündeki yığılmayı
önlemek.
Orta ve lise düzeyinde mesleğe yöneltmek, genel ni-
telikli okullardan çok, mesleki ve teknik eğitim veren ku-
rumiararacılığıylaoluyor. Genel nitelikli kurumlardaha
çok yüksek eğitime hazırlama işlevini görüyor.
Eğitim sistemimizin en önemli tıkanıklığı bu noktada
ortaya çıkıyor. 1960'larm başında lise öğrencilerinin
yüzde 51'i genel lise, yüzde 49'u da mesleki ve teknik li-
selerde okuyormuş. 1980lerin sonunda bu oranlar yüz-
de 58 ve 42 olarak değişmiş. Yirmi yılda mesleki ve tek-
nik lise ağırlığı azaiırken, genel lise ağırlığı artmış.
Üstelik mesleki ve teknik eğitim de amacını bütünüyle
yitirmiş. Bakın nasıl: Orta eğitim düzeyinde 1960'ların
başında mesleki ve teknik eğitim veren okullarda oku-
y.an öğrencilerin yüzde 41.7'si erkek teknik eğitim okul-
larında, yüzde 8'i de din eğitimi veren okullarda okuyor-
muş. 1980lerin sonuda bu rakamlar yüzde 1.5 ve yüzde
74.6 olarak değişmiş. Çarpıcı değil mi?Benzer bir eğilim
lise düzeyinde de var. Burada da okuyan öğencilerin
1960'larda yüzde 2'si din eğrtimi veren okullarda okur-
ken bu oran 1980lerin sonunda yüzde 20'ye çıkmış.
Sonuç oldukça açık. Çocuklarımızı mesleğe yönelte-
ceğimiz çağda bunu beceremiyoruz. Önemli bir kısmını
üniversiteye yöneltecek genel liselere gönderiyoruz.
Mesleki ve teknik beceri
veriyoruz dediklerimizi de
bu niteliklerden çok, uhrevi
bilgiyle donatıp üniversite
kapısına koyuyoruz. Bakın
kaba bir örnek vereyim.
1990-1991 öğretim yılında
genel liselerde öğrencl
sayısı 795 bin. Aynı yıl
yükseköğretim kurumlan-
nda 755 bin öğrenci eğitim
görüyormuş. Gördüğünüz
gibi, genel liselerle üniversi-
telerin öğrenci kapasitesi
birbirine çok yakın. Bu aşa-
mada, mesleki ve teknik eği-
tim kendisinden bekleneni
yerine getirse ve üniversite-'
ye salt genel liseden öğren-
ci gitse, üniversite önünde
önemli bir yığılma olmaya-
cak Ama mesleki ve teknik
liselerde okuyan 620 bin öğ-
renci de meslekten çok üni-
versiteye yönelince açıkta
kalanlann sayısı birkaç yüz-
lere çıkmış. Oysa üniversite
çağında okullaşma
oranımız, öteki aşamalara
göre biraz daha düzgün.
Bizde okullaşma oranı yüz-
de 16.3. Bu oran Portekiz'de
yüzde 14, Ingiltere'de yüzde
22, italya'da yüzde 26, Al-
manya'da ise yüzde32. Gör-
düğünüz gibi. ortak olmayı
amaçladığımız Avrupa ülke-
lerinde yüksek eğitim çağı
öncesindeki nufusun ta-
mamına yakını okurken, üni-
versite çağında bu oran çok
düşüyor. Hiçbir ülkede yük-
sek eğitim yaşındakilerin tü-
mü üniversite okumuyor.
Zira çoğu daha önceki
aşamalarda meslek sahibi
olup çalışma yaşamına
katılıyor. Bizde sorun farklı.
Biz daha ortaokul düzeyin-
de çağ nüfusunun yarıdan
biraz fazlasını, lisede ise an-
cak üçte birine yakınını oku-
tabiliyoruz. Fırsat eşitsizliği
ve tıkanıklık bu düzeyde
başlıyor. Ortaokul ve lisede
okuyanları da mesleğe yö-
neltmiyoruz. Genel bilgiler-
ie donatıp üniversite önüne
yığıyoruz. İki aşama önce
çözmemiz gereken bir soru-
nu, son noktada çözmeye
uğraşıyoruz. Olmuyor kuş-
kusuz. Biriken kötü bir gö-
rüntüyü gizlemenin dışında
bir çözüm çıkmıyor ortaya.
Çiller'in son girişimi de ay-
nen böyle. Üstelik ihtişamlı
bir popülizm gösterisi bu.
Sonucunun herkese iki
anahtar popülizminden
farklı olmayacağmı düşünü-
yorum. Ne dersiniz?