16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 AĞUSTOS1993 ÇARŞAMBA. CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 ÎSKİ eski genel müdürü rüşvetle suçlanamasa da Yolsuzlukla Mücadele Kanunu'ndan kurtulamayacak GöknePiııkaçışkapısıkapalı EKONOMIYE BAKIS TANERBERKSOY • İSKİ eski Genel Müdürü Ergun Göknel hakkındaki trilyonluk yolsuzluk ve rüşvet iddialan, sürdürülen incelemeler sonucu ispatlanamazsa, Mülkiye müfettişinin Göknel hakkmda "Bakanhğa mal bildiriminde bulunmadığı için"3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası isteyeceği öğrenildi. • Göknel, boşandığı eşine tazminat olarak ödediği, ancak mal beyanında gözükmeyen 9,5 milyar lirayı nereden bulduğunu belgeleyemezse 4 milyar 180 milyon lira vergi ödeyecek. Bu parayı alan eski eşi de beyanname vermediği için cezasıyla birlikte 16 milyar liralık vergi ödemek zorunda. BÜLENT KIZANLIK Turkıyede bugüne kadar en büyûk yolsuzluk iddiasıyla suç- lanan eski İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel, rüşvet aldığına dair bir kanıt bulunamaması ha- linde "mal bildiriminde buhınma- rnaktan" cezalandınlacak. Gök- nel eşine verdıği parayı nereden bulduğunu açıklayabilse de bunu mal beyanında göstermediği ıçın hakkında 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve 10 milyon liraya kadar ajbr para cezası istenecek. Ancak suçlanan İSKİ eski Genel Müdürü de dahil "Göknel olayı'- "na adı kanşanlar, milyarbk ver- gilerden kurtulamayacâklar. Maliye. mülkiye müfettişi, mali poüs ve Fatıh Cumhuriyet Savahğı tarafmdan dörtlü ince- lemeye tabi tutulan Ergun Gök- nel ile ilgjli raporlann 15-20 gün içinde tamamlanacağı behrtili- yor. Tam bır hukuk karmaşasına dönüşen olayda, İSKİ Genel Müdürü'nün görevini kötüye kullandığı ve ihale karşılığında rüşvet aldığı belgelenemese de boşandığı eşine ödediği 9,5 mil- yar liralık tazminat başına iş aça- cak. Olayı soruşturan mülkiye mü- fetüşi Ebrar Berk, Ergun Gök- nel'in rüşvet aldığını belgelemek ıçın, mali polısle birlikte özellıkle İSKt ile çalışan firmalar üzennde soruşturmalannı sürdürüyor. Mülkiye müfettişinin fırma yetki- lilerinden Göknel"e rüşvet ver- diklenne dair bir ifade alamadığı ya da rüşvet olayıyla ilgılı bir bel- GÖKNEL AİLESİNİ NELER BEKLİYOR? Ergun Göknel Boşanmak için ödediği 9,5 milyar lirayı borç aldığını ispatlayamazsa Maliye bu serveti "ivazsız intikal" (karşıhksızmal edinme) olarak değerlendirecek. Göknerinbupara üzerinde yüzde 44 oranında vergi ödemesi gerekecek. Böylece Göknel 4 milyar 180 milyon lira vergi ödemek zorunda kalacak. Nurdan Erbuğ Ergun Göknel'den boşanırken mahkeme kararı olmaksızın 9,5 milyar lira tazminat aldığı için, bunun yüzde 44'ü oranında intikal vergisi ödemek zorunda. Erbuğ'un parayı aldığı 12 nisandan itibaren 1 ay içinde beyanname vermediği için 4 milyar 180 milyon liralık verginin 3 katı olan 12 milyar 540 milyon lira ceza ödemesi gerekiyor. ge ortaya çıkaramadığı taktirde 3628 sayılı yasa çerçevesinde ış- lem yapılmasını öngördüğü öğre- nildı. 3628 sayıb "Mal Bıldiriminde Bulunulması. Rüşvet ve Yolsuz- luklarla Mücadele Kanunu", yolsuzluk iddıalanmn yoğun- laşüğj 1990 yüında ANAP hükü- metince hazırlanarak Meclis'ten geçırildi. Rüşvet vc yolsuzluklar- la mücadele gerekçesiyle hazırla- nan kanunun amacı yasa metnin- deşöyleaçıklandı: "Bu kanunda sa.Mİanlann mal biMiriminde bulunmalannın, bil- dirimlerin yenienmesiııin, mal edinmelerin denetimiyle haksız mal edinme veya gerçeğe aykın bildirimde bulunma halinde uy- gulanacak hükümleri bu kanunda betirienen suçtarla bazı suçlardan dolajı kamtı görevlileri ve suç or- takian hakkmda takip ve muha- ketne usulünii düzenlemektedir." Yasalaştığı dönemde büyük tartışmalara neden olan kanu- nun Göknel olayı ile bağdaşun- lan bölümü ise "haksız mal edinme" başlığı altında şöyle acı- klanıyor "Kauuna veya genel ahlaka uy- gım olarak sağlandığı ispat edil- me\en mallar >e>a ilgilinin sosyal yaşantısı bakımında geliriyle uy- gun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulan- masında haksız mal edinme sayılır." Ergun Göknel boşandığı eşine odediğjni ıtiraf ettığı 9,5 milyar lira tutanndaki tazminatı meşru yollardan elde ettigını ispat etse de kasasında bulunan ve lçişleri Bakanlığı'na zamanında gönde- rilmedıği anlaşılan mal bildinm- lennde bunu göstermediği için 3628 sayılı yasaya göre suçlana- bılecek. Bir başka deyişle Gök- nel, rüşvet aldığı belgetenemediği taktirde sadece bununla ılgih ceza davasından kurtulmuş ola- cak. Buna karşın Göknel. bu pa- rayı borç aldığını ispatlasa da lçişleri Bakanlığı'na beyanda bu- lunmadığı için "haksız mal edin- me. mal kaçırma veya gizleme" ile suçlanacak. Hakkında ya- sanın 13'ncü maddesıne göre 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve 3 milyon lıradan 10 milyon liraya kadar ağır para cezası istenebi- lecek. Gihmük birtiğifirsatnujelaket nui İSTANBUL (ANKA) - Türkiye'nin Gümrük BirliğTnde geri dönülmez bir noktaya geldiği, bu geciş sürecıni en iyi şekilde değerlendirmesi gerektiği belırtildi. Türkiye'nin gümrük buiiğinde başanlı olmasırun şart olduğu. başansızlık hahnde AT ile ilışkılenn telafi edilemeyecek oranda zedeleneceğı bildirildi. İküsadi Kalkınma Vakfı tarafından düzenlenen " AT-Türkiye Gümrük Birtiği: Kapsam ve Güncel Geuşmeler" konulu serruner Odakule toplantı salonunda gerçekleşürildı. Semınerde konuşan Marmara Bank Yönetim Kurulu Başkan Yardıması ve eski DPT Müsteşan AIi Tigrel. Gümrük BirliğTne geçiş döneminde öngörülen birçok gelışmelenn gerçekleşmediğini söyledi. Tigrel, AT'nin pek çok yükümlülüğünü yenne getirmediğiru beürterek "tşçilerin serbest dolaşun konusunu görüşmüyorlar. Mali destek yükümlülüklerinj yerine getirmediler" dedi. Ali Tıgrel. Gümrük Birliği'nde Türk sanayünin teşvıkler olmadan rekabet eunesinin mümkün olmadığmı beürterek bazı sektörlerin de ayakta kalamayacağını ifade etti. Makro ekonomik dengelerin bozulduğu, enflasyon oranının yüzde 65-70'ler seviyesinde bulunduğu bir dönemde gümrük birliğine gidıleceğıne işaret eden Tigrel, "Dış ticaret dengesi bu y ıl en az 10 milyar dolar açık verecek. Yabancı sennaye girişleri geçen > dın aynı dönemine oranla azaldı. Bu enflasyon oranını Batı makro istikrarsızlık olarak algılar. Bir de bunun üzerine Gümrük Biriiği'ni koyuyoruz. AT Türkiye'yi istiyor mu, bu soruyu mutlaka herkes birbirine sonnalıdır" şeklınde konuştu. İKV Başkanı Sedat Aloğlu, Gümrük Bırliği'nin 30 yıt önce yapılmış bir anlaşmadan doğan bir ortakhk olduğunu belırterek birliğin "Altın bir fırsat ya da felaket" olarak değerlendınlmemesi gerektiğını söyledi. Aloğlu, Türkıye'nin geçiş sürecinde makro ekonomik dengelerinde gereken düzenlemeyi yapması, AT'nin de yükümlülüklerinı yenne getirmesi gerektiğını kaydetti Aloğlu. •'Gümrük Birliği îürkekonomisininenönemli olgusudur. Derinden etkileyecektir. Türkiye makro ekonomik dengelerini sağlamazsa riski fazla olur. bu dönem toplumsal hazırlık dönemi olmalıdur" dedı. Bumaddehükmündecezası ke- sinleşırse Göknel, müebbeten kamu hizmetlerinden de yasakla- nacak. GökneFin cezası yine 3628 sayılı yasanın 16'ncı mad- desı hükümlerine göre ertelene- meyecek ve hapis cezası paraya çevrilemeyecek. Istanbul Defterdarlığı"na bağlı vergj kontrol memurlan ise kay- nağı belli olmayan para nedeniy- le ortaya çıkan vergi yükümlü- lüklennı değerlendıriyorlar. Bu çerçevede Ergun Göknel ile on- dan 9,5 milyar lira boşanma taz- minatı aldığı ortaya çıkan eski eşi Nurdan Erbuğ da milyarlık vergi- ler ödemek zorunda kalacaklar. Göknel'ın boşandığı eşi Nur- dan Erbuğ'un, aldığı 9,5 milyar lira tazminat üzerinden yüzde 44 intikal vergisı ödemek zorunda olduğu belirtiliyor. Göknel'in satış yoluyla eski kansına devret- tiğı 3 milyar lira değenndeki evin tapuda 160 milyon lira olarak gösterilmesı, vergi matrahının 12 milyar liraya ulaşmasını engeUi- yor. Nurdan Erbuğ, paranın he- sabına geçtiği 12 nisan 1993 ta- rihınden itibaren 1 ay içinde Ma- liye'ye beyanda bulunmadığı için, ödemesi gereken verginin 3 katına kadar da cezaya muhatap kalacak. Vergi kontrol memur- lannca hakkında rapor haarla- nan Erbuğ'un, uzlaşma isteme- mesi halinde vergi alacağı Vergi Mahkemesi'nde dava konusu olacak. Cezası ile birlikte 16 mil- yar liraya ulaştığı hesaplanan vergi borcunun, uzlaşmaya gjdil- mediği taktirde mahkerhede na- faka indirimleri gözönüne alındık tan sonra 12-13 milyar lira ola- rak kesinleşeceği tahmin ediliyor. Göknel'in boşandığı eşine öde- diği 9,5 milyar liranın rüşvet ola- rak elde edildıği belgelenemezse, Maliye bunu "ivasız intikal" (karşılıksız mal edinme" olarak değerlendirecek ve yüzde 44 oranında vergilendirerek Gök- nel'e yaklaşık 4,5 milyar liralık vergj tahakkuk etürecek. Yine Göknel'e kredi açtıklan belirle- necek olan kişilerin de akrabalık ya da ticari ihşki bağlan bulun- madığı taktirde bir nevi tefecilik faaliyetinde bulunduklan yoru- mu yapılacak. Bu nedenleboç ve- renlerin 9,5 milyar lirayı yülık can faizle verdikleri öngörülerek, bu gelir üzerinden vergılendinl- melerine gidilecek. Makarnacılarkrizde • Makarnalık buğday hasadının giderek azalması ve ithalattaki fon rakamlannın yükseltilmesi üzerine krize giren makarna üreticileri Başbakan Tansu Çiller'e bir rapor sunarak makarnalık buğday ithalatında uygulanan 100 dolarlık fonun düşürülmesini istediler. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) - Makama üreticileri, ma- karnalık buğdayın ithalatında uygulanan 100 dolarlık fonun düşürülmesini ve ithalaün ko- laylaştınlmasını istediler. Üreti- ciler, Başbakan Tansu ÇUler'e gönderdikleri raporla sorun- lanrun çözümünde yardım iste- yerek "yanlış potitikalarm" terk edilmesi gerektiğini bildirdiler. Makarnalık buğday Beslen, Can, Doğa, Dost. Fi- ğer sert buğday hasadmın 1.5 milyon tonun altında gerçekleş- mes bekleniyor" denildi. Raporda, geçen yılın ilk altı ayhk döneminde 175 bin tonu iç piyasada. 28 bin tonu ihracat olmak üzere 203 bin tonluk ma- karna saüldığına dikkat çekile- rek ve şu görüşlere yer verildi: liz, Göymen, Konya, Makça. Mutlu, Ankara, Oba, Tat, Kar- tal ve Pastavilla. Yayla, Yıldız makarnalannın üreticileri Baş- bakan Çiller'e gönderdikleri ra- porda, "Eğer 1993 kasim ayı- ndan önce makarnalık buğday a ithalat ayncalığı tanınmaz \e it- halatta uygulanan 100 dolarlık fon düşürülerek dış alım kolay- laştırdmazsa Türk ekonomisine önemli bir katma değer > aratan makarnacılık endüstrisi kea bir süre sonra hammadde bula- mayacak ve kaliteli makarna ürerimi dar boğaza girecektir' denildi. Üreticiler geçen yıl serbest bı- rakılan buğday ithalatının 1 Mayıs 1993'ten itibaren fonun yükseltilmesryle engellendiğinı söylediler. Uretıcilenn rapo- runda "Geçen yıl buğday rekol- tesi 13.5 milyon ton. makarnalık ve diğer sert buğdayların ise 2.2 milyon ton olduğu tahmin edili- yor. Bu yıl ise makarnalık ve di- "Ekmeklik buğdayla makar- nalık buğday arasındaki fiyat farkının giderek küçülmesi, de- kar başına yüzde 40-50 daha az verim sağlayan makarnalık buğ- dayın aı ekilmesine yol açtı. Ve- rim farklılığını ise iki buğday türii arasında yüzde 10'luk fiyat farkı karşılay amadı. Çiftçi bu ürüne soğuk bakmaya zorlandı. TMO da taban fiyat açıklaması işlevinden öteye, ödeme zorluk- larını gerekçe göstererek, ma- karnalık buğday alımlarını son derece sınırlı tuttu." Üreticiler, sorunun buğday ithalatına düşük fon uygulan- masıyla çözülebUeceğini öne sürerek raporlarında şu görüş- lere yer verdiler: "TMO'nun ve hükümetlerin tek taraflı, ek- meklik buğdayı hedef alan poli- tikaları \e pirinç ithalatına uy- gulanan düşük fon anlayışı de- \am ettiği sürece sektörün so- runlannın birer karabasan halini alacağı kesin görünüyor." ULUSLARARASI DUŞUNUN!İngiltere' nin en iyi Ûniversitelerinden University of Glamorgan İşletme ve Bilgisayar, Cardiff Institute of Higher Edutation Turiım ve Otekilik ile BİLTEK' te... Bu daüarda yüksek öğrenim görmek istiyorsamz " Yüksek Düşünün "... Uluslararası kabulgören bu eğitim sistemini Türkiye'de size BİLTEK sunuyor. Öğreniminizi Türkiye 1 de görecek, dilerseniz İngiltere' de tamamlayabileceksiniz. Çünkü BİLTEK Türkiye 1 de uluslararası yüksek öğrenimde uygulanan modüler (kredili) sistemi ilk kez uygulayan kuruluştur. BİLTEK1 te okuyacağınız hazırlık yılı (Foundation) sonunda alacağınız UFC (University Foundation Certifîcate) ile İngiltere1 de düediğiniz Üniversitenin yukanda belirtilen bölümlerine hazırlık okumadan girebileceksiniz. Türkiye1 de İngilizce eğitim görecek, İngiltere1 den uluslararası diploma alabileceksiniz. Gelin BİLTEK1 e, geleceğinizi uluslararası güvenceye alın. N B U L ULUSLARARASI ÖZEL ÖĞRETlM KURUMU Molla Gürani Cad. No- 16 - 18 Fındıkzade /İSTANBUL Tel: 631 17 36 » 631 17 86 » 631 18 86» 631 18 28 Fax: 532 44 96 Eğffimde Popülizm Bayan Çiller dehşet doğrusu. Baksanıza bir vuruşta en kör düğümleri bile çözüveriyor. Önce herkese iki anah- tarla başladı. Şimdi teröre özel ordu, her lise mezununa bir üniversite diploması. Daha ne istiyorsunuz? Eğitim düzenimize getirdiği çözümü tartişacağız bu- gün. Bunun, çözümden çok. bir sıkıntı görüntüsünün si- linmesi olduğunu düşünüyorum. Eğitim sistemimizin tümü hastalıklı. Üniversite sorunu bu hastalığın nedeni değii, sonucu Sayılardan sık^dığınızı biliyorum. Ama bunlarsız da olmuyor. Yine biraz aritmetik yapacağız. Eğitim sorunu- muzu sayısal olarak irdeleyeceğiz. Oeğişik eğitim aşa- malarında okullaşma oranına bakacağız. 1990-1991 yılı itibarıyla ilkokul çağındaki çocuklarımı- zın yüzde 94.1 i okul öğrencisi. Avrupa'da bu yaş gru- bunda okullaşma oranı genelde yüzde 100. En düşük oran yüzde 95 ile italya'da. ilkokul çağında okullaşma- da, ortak olmayı istediğimiz ülkelere yakın bir konumda- yız.Bu aşamadan sonra ip kopuyor llkokuldan ortaoku- la geçildiğinde çocuklanmızın önemli bir kısmı okul kapısında kalıyor. Bu yaş grubunda okullaşma oranımız yüzde 58. Yani ilkokulu bitirenlerin üçte birinden fazlası, ortaokul okumuyor ya da bu olanağa sahip değil. Ifalya'- da bu oran yüzde 76. öteki Avrupa ülkelerinde yüzde 90'ın üzerinde. Lise eğitimimiz tam anlamıyla hastalıklı Bu yaştaki çocuklarımızın yüzde 20.9u genel liselerde, yüzde 16.1'i mesleki ve teknik liselerde okuyor. Lise çağında genel okullaşma oranı yüzde 37. Bu oran Italyada yüzde 75, diğer Avrupa ülkelerinde yüzde 85-100 arasında değişi- yor.Görüldüğu gibi. ortaokuldan sonra lise kapısında da epeyce takılan var. Okuma olanağı bulanlar, çağ nüfu- sunun üçte birıni biraz aşıyor. Burada bır parantez aça- cağız. Orta ve lise eğitiminin içeriğine bir göz atacağız. Dünyadaki uygulama, eğitimin bu aşamasında genç- leri bir mesleğe yöneltmeyi amaçlıyor. Bu iki açıdan önemli ve gerekli bir eğitim. Bir kez, ekonominin gerek duyduğu teknik ve mesleki beceriye sahip geniş hacimli işgücü ancak bu tür eğitimle yetiştirileb(liyor. Bu eğiti- min ikinci bir işlevı de daha üst düzeyde bilgi ve beceri sunan yükseköğretim kurumlarının önündeki yığılmayı önlemek. Orta ve lise düzeyinde mesleğe yöneltmek, genel ni- telikli okullardan çok, mesleki ve teknik eğitim veren ku- rumiararacılığıylaoluyor. Genel nitelikli kurumlardaha çok yüksek eğitime hazırlama işlevini görüyor. Eğitim sistemimizin en önemli tıkanıklığı bu noktada ortaya çıkıyor. 1960'larm başında lise öğrencilerinin yüzde 51'i genel lise, yüzde 49'u da mesleki ve teknik li- selerde okuyormuş. 1980lerin sonunda bu oranlar yüz- de 58 ve 42 olarak değişmiş. Yirmi yılda mesleki ve tek- nik lise ağırlığı azaiırken, genel lise ağırlığı artmış. Üstelik mesleki ve teknik eğitim de amacını bütünüyle yitirmiş. Bakın nasıl: Orta eğitim düzeyinde 1960'ların başında mesleki ve teknik eğitim veren okullarda oku- y.an öğrencilerin yüzde 41.7'si erkek teknik eğitim okul- larında, yüzde 8'i de din eğitimi veren okullarda okuyor- muş. 1980lerin sonuda bu rakamlar yüzde 1.5 ve yüzde 74.6 olarak değişmiş. Çarpıcı değil mi?Benzer bir eğilim lise düzeyinde de var. Burada da okuyan öğencilerin 1960'larda yüzde 2'si din eğrtimi veren okullarda okur- ken bu oran 1980lerin sonunda yüzde 20'ye çıkmış. Sonuç oldukça açık. Çocuklarımızı mesleğe yönelte- ceğimiz çağda bunu beceremiyoruz. Önemli bir kısmını üniversiteye yöneltecek genel liselere gönderiyoruz. Mesleki ve teknik beceri veriyoruz dediklerimizi de bu niteliklerden çok, uhrevi bilgiyle donatıp üniversite kapısına koyuyoruz. Bakın kaba bir örnek vereyim. 1990-1991 öğretim yılında genel liselerde öğrencl sayısı 795 bin. Aynı yıl yükseköğretim kurumlan- nda 755 bin öğrenci eğitim görüyormuş. Gördüğünüz gibi, genel liselerle üniversi- telerin öğrenci kapasitesi birbirine çok yakın. Bu aşa- mada, mesleki ve teknik eği- tim kendisinden bekleneni yerine getirse ve üniversite-' ye salt genel liseden öğren- ci gitse, üniversite önünde önemli bir yığılma olmaya- cak Ama mesleki ve teknik liselerde okuyan 620 bin öğ- renci de meslekten çok üni- versiteye yönelince açıkta kalanlann sayısı birkaç yüz- lere çıkmış. Oysa üniversite çağında okullaşma oranımız, öteki aşamalara göre biraz daha düzgün. Bizde okullaşma oranı yüz- de 16.3. Bu oran Portekiz'de yüzde 14, Ingiltere'de yüzde 22, italya'da yüzde 26, Al- manya'da ise yüzde32. Gör- düğünüz gibi. ortak olmayı amaçladığımız Avrupa ülke- lerinde yüksek eğitim çağı öncesindeki nufusun ta- mamına yakını okurken, üni- versite çağında bu oran çok düşüyor. Hiçbir ülkede yük- sek eğitim yaşındakilerin tü- mü üniversite okumuyor. Zira çoğu daha önceki aşamalarda meslek sahibi olup çalışma yaşamına katılıyor. Bizde sorun farklı. Biz daha ortaokul düzeyin- de çağ nüfusunun yarıdan biraz fazlasını, lisede ise an- cak üçte birine yakınını oku- tabiliyoruz. Fırsat eşitsizliği ve tıkanıklık bu düzeyde başlıyor. Ortaokul ve lisede okuyanları da mesleğe yö- neltmiyoruz. Genel bilgiler- ie donatıp üniversite önüne yığıyoruz. İki aşama önce çözmemiz gereken bir soru- nu, son noktada çözmeye uğraşıyoruz. Olmuyor kuş- kusuz. Biriken kötü bir gö- rüntüyü gizlemenin dışında bir çözüm çıkmıyor ortaya. Çiller'in son girişimi de ay- nen böyle. Üstelik ihtişamlı bir popülizm gösterisi bu. Sonucunun herkese iki anahtar popülizminden farklı olmayacağmı düşünü- yorum. Ne dersiniz?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle