25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10AĞUSTOS1993SALI DIZI BEYAZ RUSLAR KIZIL RUSLAR / . Haraşo'dan Nataşa'ya BERAT GÜNÇIKAN (FOTOĞRAFLAR: SUAT KOZLUKLU) Shura. Kurt Seyit ve Münevver... Kesişmeyen yollar. yanlış anlamalar, kınlmalar, hüzünler, a\rılıklarla dolu bir aşkın öyküsü. Shura için Seyit vatan, Seyit için de Shura Rusya. Bugün \ aşayan sadece Münevver. Onun anlattıklannı tonınu Nermin Bezmen kitaplaştırdı. Paylaşılamayan yaînızhklar Hacı Bekir, Rus kadınlarının sınır dışı edilmesi istidasına imza atan Reşide Muhiddin 'in îorunudur. Varyetede tanıdığı Nona 'ya aşık olıır. Evlüikleri, Nona 'ya varyetenin armağanı alkolyüzünden bozulur. Kızları Aliye, ikiuluslu, ikikültürlü çocuktur artık. İleri yaşlannda. yalnızlık peşinı bırakmaz Beyaz Ruslar'ın. 20'li yıllarda İstanbul'un en güzel masajcısıdır Anna. Parmak- lannın hünerini bilmeyen yok gibidir. Kocası bir Yahudidir. altmışlı yaşlanna geldiklerinde bırdcn ölüverir. Dayanamaz Anna. içkiye. bir de evıne aldığı kedilere verir kendini. Bir ak- şam masanın başında sızar. Başıboş kalan kediler odanın altını üstüne getirir. bu arada masanın üzerindeki gaz lambası da devrilir. Ertesi sabah, Büyükparmakkapı sokaktaki enkazın arasından çıkanlır, kömürleşmiş cesedi. Şişli'dc Fransız Labe Hastanesi'nin, yaşlılar yurdunda dok- sanlı yaşlannda bir kadın gözlerini yerden ayırmıyor. Tüm so- rulara ya evet-hayırlı yanıtlar veriyor ya da susuyor öfkeyle. Yalan, yanhş şeyler yazılacağından emin. Bu kadın. Valentina Nasonof. Ataköy, Küçüksu ve Yörükali plajlannın kurucusu Aleksandr Nasonofun eşi. Yaşını lam anımsamıyor, yetmiş beş de olabilir, seksen beş de. Kayıtlar ikisini de yalanlıyor. Genç kızmış İstanbul'a geldiğınde. Beş kez pasaport değiştir- miş. Bir süre Fransa"da >aşamış. Fransızca. Almanca, Türkçe ve Rusça. konuşabıldiği dıller. Üç kardeşmişler, Ojen, Kapito- lina ve Valentina. Kardeşlenne ne oldu, bilmiyor. Anımsamı- yor ya da anımsamak istemiyor. Ziyaretine gelen var mı? "yok" diyor," kimsesizim". ye büyüyor, evleniyor. iki kızı oluyor. Tatiana. bu kez onun kızlan Hande ile Nazl'ya dadılık yapmaya başlıyor. Aliye annesinden. Hande ve Nazlı ise Tatiana'dan Rusça ko- nuşmasını öğreniyorlar. Celalyan'ın, "Doldur doMur bardakla- n ki ailemiz hep böyle bir arada olsun" diye söylediği sofra başı şarkısını unutamadığı dadı Tatiana. iki yıl önce 94 yaşında ölüyor. Ondan sonra da evde ne rus şarkılan söyleniyor ne de votka yapılıyor. 1984 yılında, altmış altı yaşında ölen Nona da, Tatiana da, bugün Rus mezarlığında vatıyorlar. Kurt Seyit, Shura ve Mürvet... 1920'lerin İstanbul'unda ya- şanılan bir aşk üçgeninin kenarlan. Yanlış anlamalar. kesiş- meyen yollar, kültür farklan ve acıyla yüklü bir öykü onlannki. Kınm Türklerinden Üsteğmen Kurt Seyit. Moskova'da bir davette tanışıyor Shura ile. Yıl 1916.16 vaşındaki Shura, Bolşe- vik Devrimi'nden sonra Beyaz Ordu\a katılan Seyit'in peşisıra. annesini, diğer yakınlannı geridç bırakıp Yalta'ya gelir. Seyit'in babası subay emeklisi .Vlirza Eminof, Müslüman bir kızla evlen- dirmeyi planladığı Seyit'ı. Shura'yla birlikte görmeye dayana- maz. oğlunu evlatlıktan reddeder. Bolşevikler, Yalta'ya girdiğinde Seyit için kaçmak kaçınılmaz olur. Yanında Shura. bir tekneyle. önce Sinop'a gelir. Bir müd- det burada yaşarlar. Seyit orduya katılmak ister kabul etmezler. sus Cemiyet-i Hayriye"nin zemin katında bir odada yaşıyor. Kendisi kabul etmese de bir Beyaz Rus. 20"lerde . 30'larda İstanbul'u ateş gibi saran haraşolardan biri. Sadece kadınlara mahsus da olsa Türkıye'de düzenlenen ilk defilelerin. ilk man- MEKTUP Mutluyum, senyaşıyorsun... Anne Verjenskykızı Valentina Taskin'e 1944'de yazdığı mektuba şöyle başlar: Bugün telgrafinı aldım ve birkaç dakika açamadm. Korku! Acabagene birşey mi oldu?O kadar mutluyum ki senyaşıyorsun. An! Birkaç saatgeçti amagene sevinç ve hüzüngözyaşlarım kesilmiyor. Sevinç, çünkü senden haber aldım. Hüzün, çünkü Sinuçka yok. İki seneden beriyok. O lanet olası Almanlar 'ın kurbanı oldu. Ekmek almaya çtktı karanhkta. Kamyonla çarptılar ve üçgün hastanede ızdırap içinde kıvranıp öldü. O, o kadar sessiz, sevgi ve endişe doluydu ki. O kadar zor, o kadarsonsuz acı içinde kıvranıyorumki. Telgrafinda onu hatırlatıyorsun. Kalbime öyle ağırgeldiki bunu yazıyorum artık. Allahım bana o mutluluğu verki ço- cuklanmı göreyim. \ot: Sinuçka, Valentina Taskin ve Shura nın annelerininyanında kalan kızkardeşidir. Anne Ver- jensky, 1934'den itibaren kızlanmnyanınagelmek için uğraşır. İzin alamaz. Çocuklanna her mektubunda birkaç ay sonragelebileceğiniyazar. İki oğlu ise Fransa 'dadır. Ağabeyleriölünce, Valentina, annesiniüzmemek için onlann ağızlanndan mektup yazmayısürdürür. Anne Verjensky, 1956'Juçıkabilir yurtdtşına. Amerika 'ya Shura 'nmyanınagider, bir yıla kahnadan da orada ölür. Bir başka yalnızsa heykeltıraş Ömer Fanık MoreTin kansı Yollan İstanbul'a düşer. Bir çamaşırhanede iş bulurlar. Shura Claudie Morel. Harbiye'de Fransızlar'a ait, "İhtiyarlara Mah- ütü yapar. Seyit getir-götürcülük. Çamaşırhanenin üst katında birodaya yerleşirler. Biryastık kıhfına doldurulan rubleleredo- kunulmaz. Onlar dönüş içindır. Tutkudur yaşadıklan, Shura Seyit için, Seyit de Shura için, Rusya'dır. vatandır. Tüm özlem- lerini birbirlerine yüklerler. Rum sahibi Yunanistan'a git- meye karar verdtğinde, artık Rus- ya'ya dönme umudu örselenmiş olan Seyit, çamaşırhaneye alıcı olur. Rubleler çıkanlır yastık kılıfından. Rum'a verilir ama artık geçerli para değildir. Çar Ni- kola'nın armağanı yüzükle. kalan birkaç mücevher karşılığ yine de j sahip olur çamaşırhaneye. Ruble-1 ler ise. bir gece san votkanın da verdiği hüzünle, Galata köprüsü'- nün üzerinden denize bırakılır.Bu arada Shura. amcasıyla ablasını bulmuştur İstanbul'da. Onlara bir erkekle birlikte yaşadığını söyle- yemez. Seyit'le ilişkisini kaçamak zamanlara sığdırmaya çalışır. Bir akşamüstü Shura'yı kolunda bir I erkekle görmesi H8P İŞK bu kırgınlığını bİraZ ÖIÜII d a n a da arttınr. Adam, Shura'- nın kuzenidir ama aldatıldığını | <»j ,~™. - = . .. - düşünür. Aynı akşam çamaşırha- RUSDnaŞkl Moskoftan cuklanmgoreyım. nede çalışan bir Rus kızıyla birlik- baŞka mi? dost olmaz» ^ ^ * ^ 1 ^ 1 ^ ^ 5 ^ 7 ^ ^ . te olur. Sabah gün ış.madan Se- yıt ın evıne gelen Shura. evden çıkan kızı görür. İhanete ihanetle karşıhk verip gidermeye çalışır acısını. Gideremez. Yine birlikte olurlar ama tutkuya rağmen gü- vensizliğin yarası kapanmaz. Türk arkadaşlan, Seyit'i Müslü- kenlerinden. Beyaz Rusluğu ne- den mi kabul etmiyor? Çünkü 1920'de değil,anne ve üvey baba- şından dört yıl sonra gelmiş İstanbul'a. Claude. Güzel Sanat- lar Akademisi. İç Mimarlık Bölü- mü mezunu. Hanın Reşit Paşa'- nın oğlu Otner Faruk Morel'le ta- ruşır okulda. Evlenırler. Balalay- ka orkestrasında gitar da çalan Ömer Faruk'la birlikte kitap okumak, müzik dinlemek. bilme- dik bir konuyu bıkıp usanmadan araştırmak zevktir. Bir de büro açarlar birlikte dekorasyon üzeri- ne. 27 Mayıs. iflası getirir onlara. Bugün, geriye dönüp baktığında Beyaz Ruslar'a cesaret ve da- yanıklılıklan nedeniyle bir kez daha hayran oluyor Claudie. Garsonluk. abajur ve şapka ya- parak para kazanan kadınlar. taksıcilıkle, boyacılıkla direnen erkekler birer sabır taşı gibidir. "Ayıdan post. n aŞKI Moskoftan mi? dost olmaz" sözu ders ki- taplanna girmeden çok önceleri. 192O-3O'la"rda dillerdedır bu söz: "Rus geldi aşka, Rus'un aşkı baş- ka..." Rus'un aşkı gerçekten baş- kadır. Tütün tüccan Nemlizade, ya Siyah Gül'de ya da Arkadi Gazinosu'nda tanır Tamara'yı. aşık olur, ama Tamara evli- dir. Nemlizade. hayli yüklüce para vererek kocayı Amerika'ya yollar. evlenirTamara'yla. İki çocuklan olur. Tamara, bir müslümanla evlenmesine karşın dinini değiştirmez. Fukara Perver Derneği'ne. kiliseye. yoksul Beyaz Ruslar'a yardımı sürdürür. Tamara. bugün doksanlı yaşlannda ama gecmişinden, yaşadıklanndan söz etmeyi pek sevmıyor. Sınır dışı edilmelen istidasına imza atmasına karşın Hacı Bekirzade harenıi Reşide Muhiddin, tonınu Hacı Bekir'i Rus kadınlanndan koruyamıyor. Nona Vasleytie nerede, nasıl tanıştıklannı bugün kimse anımsamıyor ama bu ilişki ev- lilıkle noktalanıyor. İİci yıl birlikte oluyor. Aliye. henüz bebek- ken aynhyorlar. Kimilerine göre bu aynlmanın nedeni Nona'- nın alkole düşkünlüğü. Kimilerine göre de alkol. varyetede çalıştığı yıllardan armağan ona. Çok güzel birkadın arumsıyor Hande Celalyan, anneannesi Nona sorulduğunda Celalyan'ın bildıği kadanvla Nona, bir yaşındayken annesı Maria, babası Konstantin ve kardeşlen Li- da, Zoya, Viteo ve dadısı Tatiana'yla birlikte geliyor İstan- bul'a. Nona'nın. büyükbabası Hacıbekir'le evlenenc kadar nasıl yaşadığı meçhul Boşandıktan sonra Tatiana'yla birlikte oturuyor Nona. Aliye'nin kimde kalacağı sorun olmuyor. Hem annesini hem de babasını görebiliyor istediği zaman. Ali- man, Romanya göçmeni on altı vaşındaki Mürvet'le tanıştınr. Se- yit. Mürvet'lerin evinde bir süre iç güveyi olarak yaşar. Bırbirlerinin dılınden. kültürlennden anla- mazlar önce. Shura'yı delicesine kıskanır Mürvet ama yine de onu görmesini engelleyemez. Anne ve ağabeyinin karşı çıkma- lanna karşın çarşafı çıkanr, dantelli iç çamaşırlanna. göğüsleri- ni neredeyse acıkta bırakan elbıselere alışır. Yine de Seyit'i anla- masına yetmez bunlar. Seyit'in Rusya'sına, özlemlerine, dönme umuduna yabancıdır. Sevdiâ iki kadına da acı vermek yıpratır Seyit'i. Shura'yı, kendi elleriyle bindirip gemiye. Fransa'ya yol- lar. Shura. bir süre Fransa'da kalır, kısa süreli bir evlilikten son- ra. Amerika'ya geçer. Yolculuğa çıkmadan Seyit'e haber yollar, birlikte düşünü kurduklan yolcuğa çıkmak üzeredir. O'nun da gelmesını ıster. Gitmez Seyit. 1945'de de henüz 52 yaşındayken intihar eder. Bir yıl sonra da Shura onu görmek için İstanbul'a gelir ama geçtir artık. Mürvet, bir kez daha evlenir ama erkek, duvarlardan bir türlü indirilmeyen Seyit'in fotoğraflanna yeni- lip aynlır. Shura, Amerika'da ölür. Mürvet mi° Hala yaşıyor. Seyit'i, Shura'yı anlattığı torunu Nermin Bezmen'in kitabı "Kurt Seyt ile Shura"nın ikind bölümünün, yani kendi öykü- sünün yazılmasını bekliyor. Yaraı: Balayında Ekim Devrimi olur Kapitalizmin de bir bedeli varSarp sınır kapısıfılm platosugibi. Pasaportlar, rüşvetler, valizler ve insanlar. Sınırayarım saatlik uzaklıktaki Batum. Zamanın durduğu ülke Gürcistan 'm ölüm kokulu kenti. Ekmek kuyrukları, yoksulluk, açlık ve hırsızlık kapitalizmin bedeli. Trabzon, Rize, Pazar, Arhavi. Çamlıhemşin. Hopa ve Sarp. Sarp. Karadeniz'in son durağı. Heyelan ve yağmur yüzünden Hopa-Sarp yolu kullanılamaz halde. Ama kimin umurunda? Yüzlerce otomobil. otobüs bir gi- dıyor, bir geliyor. Bütün ara- çlann üzeri denklerle dolu. Bir o kadar da araç ve yüzlerce kışı Sarp gümrük alanının içinde ve dışmda bcklemede. Görüntü düş sınırlannı zorluyor. 1942'de nazilerden kaçan Polonyahlar ya da toplama kampına gönderi- lmenin arifesinde bekleşen Yahu- diler. Denklerinin yanında başı ellerinin arasındaki -erkekler, dağınık saçlanyla valizlerini sü- rükleyen kadınlar. ter. nikotin ve idrar kokulu otobüslerde bek- leşenler hep bir filmden fırlamış gibi. Dikenli tellerle birbirinden aynlmış. onlarca >ıl tellerin üzeri- nden bırbiriyle haberleşebilmış insanlanyla iki köy Sarp ve Sarpi, filmin platosu. Gümrük alanının içinde öf- keleri burnunda Türk şoförler kollanmızdan çekiştiriyor. Bir gece önce Batum-Sarp arasında Rizeli bir şoförün Gürcü çeteler tarafından soyulması ve öldü- rülmesinin öfkesi bu. Yirmi ki- Iometrelik yol boyunca delik de- şik edilmemiş otobüs yok gibi. Kırgızistan'dan yüklediği tonla- rca deri Batum dan çıktıktan iki yüz metre sonra Gürcu çetelerce çalınan Abdülkadir Özen, oto- mobilindeki kurşun deliklerini gösteriyor. Bir de vüzündekı yu- mruk izlerini. Gürcistan Ulaştı- rma Bakanlığı'yla imzalanan bir protokol gereği Sarp-Batum arasında yolcu taşımacıhğı yapan Karadeniz Tur'un süriicülerinden AH Cihan'la Ismet Aydoğan da Batum'dan Sarp'a gelene kadar her yüz metrede nasıl soyul- duklannı anlatıyorlar. Çete tarafından dağa kaldınlan Cihan. boynuna dayalı otomatik silahtan ancak cebindeki son dolar- lan da verince kurtulabiliyor. Şoförler çözümü, koltuk altla- nna sıkıştınlan uzun sopalarda. torpido gözlerinin diplerine gizlenen silahlarda anyorlar. Bu silahlan bugüne kadar kulla- nan yok. Şimdilik verilen dolarlarcan kurtanyor. Rıze'den aldığı Gürcü yolculan Batum'a götüren bir otobü- se bıniyoruz. Otobüsün bagajlannın dışında. koridoru, üstü. valizlerle yüklü. Blucin. deri mont ve avizeler var bu valizlerde. Sarp-Batum arası 18 kilometrelik yol yanm saati aşkın bir sürede ahnabiliyor. Otobüs, kimi kez sivil kişilerce. kimi kez de askerler tarafından çevriliyor. Sivillerin istediği kola ya da Trabzon'da bir baba Sibirya'dan gelmiş kızmı anyor Trabzon'da, Can Oteli'nin lobisinde elüyaşlannda bir adam. Adı Vla- dimir Michajlovich Oloncev. On beş gündür İstanbul, Trabzon, Rize geziyor. Elinde fotoğraflar,poa's polis dolaştyor. Oloncev, beş ay öncegezmek amaayla Türkiye 'yegelen kızınınpeşinde. Vera Oloncev, 20 yaşında, Leningrad Üniversitesi, jeoloji hölümünde ögrenci. Vera, iki kez anyor babasını telefonla, bir ' daha haberyok. Bir erkekle birlikte olduğu haberini ahyor Trabzon'da. Erkeğibuluyor. Keniüsinekızının vatizkri tesu'm ediliyor, kızı nerede bih'nmiyor. Polis de erkeği anyor, erkek kaçıyor. Baba Oloncev, Sibirya 'nın Braska kentinde bir fabrikadayönetici. Y'asamstandardıntnyüksek ol- duğunu söylüyor. Kızıyla itiskileri sağlıkü. Onu bulauğunda kendiisteğiyle kabp kalmadığııu soracak. Kalmaktanyanaysa neden kendilerim aramadığmı. Tekkorkusuölmüsolması. Vera'nın fotoğrafi elden ele dolaşıyor. Kimilerine simayabancı gehniyor. Ama nerede, bilenyok. ri. petrol rafinerileri de bekleme- de. Her türlü makine aksarru üre- ten fabrikalarvar. Ürünler sağlam ama estetik yok. Yeraltı kaynak- lan da oldukça zengin. Ermeni asıllı. KGB'den emekli Mihailas Avagi Mihoioviç'in ko- nuğuyuz. kansı Kako, santral memurluğundan emekli kız kar- deşi Ola, oğlu Mişel ve kızı La- mara'yla birlikte paylaştıklan tek odalı evinin. Avagi Miholoviç'in babası. ko- naklannı. bereketli topraklannı bırakıp 1925'lerde Kağızman'dan SSCB'ye göçüyor. Bu yüzden ke- ndisini Türkler'e yakm görüyor. Avagi'mn emekli aylıgı 230 ruble. Bu parayla bugün ancak allı ek- mek alınabiliyor. Lamara da 350 rublelik öğretmen maaşını eve ve- riyor. Geçimi üstlenen Anne Kako. Kako'ya devlet heray 1680 ruble yaşlılık parası veriyor. Çok değil üç yıl önce on rublelik alışve- rişle iki gün idare edilebılirken bu- gün iki günlük gereksinimlerin karşıhğı iki bin ruble tutuvor. İşte bu yüzden Avagi de, Kako da ge- çmişi özlüyorlar. Avagi, altı ruole etiketli. bugün bulunabilirse 1500 rubleye alınan 30 yıllık konyak çı- kanyor içilmek üzere. Her ka- dehte dakıkalar süren dileklerde bulunuyor. Evinizden ışık eksik olmasın. mutluluk üzerinizden eksilmesın. sevdiklerinizle ya- şayın... Avagi'ye göre sosyalizmin çö^" küşünün sorumlusu Gorbaçov, Eğer o ABD'yle işbirliği >apma- saydı hala güzel günlerde yaşanı- yor olunacaktı. iki Almanya'nın birleşmesi de bu çöküşte etkili. Svardnadze'ye de güvenmiyor. o da Stalin dönemini kötüleye kötüleye sosyalizmden uzaklaşıırdı halkı. Avagi. sosyalizmin yeniden geleceğine inanıyor, çünkü herkes bunu istiyor. İşsizlik ve açlık karşısında herkesin aklı başına geldi. Sosyalizm yeni- den kurulduğunda cumhuriyetler arasındakı savaşlar bitecek, ülke yeniden güçlenecek. Akşam bastırdığında Batum'da ya- şam duruyor. Bütün kapılar kapanıyor. kentin ışıklan sönü- yor. Bir zamanlann ışıkh. sahil kentınden eser yok artık. Bul- var parkında kimseler şehir orkestrasına ayak uydurup dans etmiyor. Lenin heykellerinden geriye kalan sadec kaideler. Puş- kin'in heykeline şimdilik dokunan yok. Bulvar, her geçen yıl birazdaha bakımsızlaşıyor. Birkaç kilometrelik alanda ku- rulu parkta koşan. çocuklannı gezdiren iki üç kadından başka kimseler görünmüvor. Tedavi hala ücretsiz, eğitim de öyle ama özel bir klinık de KGB'den emekli Avagi Mihaloviç. Kağızman göçmeni. Türk konuklan için 30 yıllık kanyağını gözünü kırpmadan açıyor. Piyano- sunun başına geçip Ermeni şarkılarını sıralıyor birbiri ardına. Keyifler yerindeyse, size bir trambon solosu da geçebilir...Bir toplama kampındaymış ya da bir savaşfilnıiseyredermiş gibi. Burası Sarp kapısı. Hergûn yüzlerce Rus, valiz, çuval dolusu eş> alanyla saat- ler süren beklevişleri yaşıyorlar. Girişi yasak olan mallar için dil dökmeler, rüşvet vermeler, ağlamalar öylesine olağan sayılıyorki... sakız. Askerler ise dolar ya da en az onun kıjmetinde eşyayla ilgileniyor. Türk şoför. kezlerce gidip gelmenin rahatlığı içinde görünüyor ama dılınden de küfürü bırakmıjor. Üçüncü du- rdurmada, otomatik tüfeğini göğsüne dayamış asker. ayağını lastiğin üzerine koyunca çileden çıkıyor. Basıyor gaza. arİcadan duyulan bilinmedik dilde küfürler ve çığlıklar. Bir zaman tünelinin başlangıcında bekliyor Batum. Nüfusu 140 bin. Akşam, çökmek üzere. Hıç gidilmemiş kentlerin gizini taşıyor. Nerede kalınır? Nerede yemek yenilir? insanlanyla ha- ngi dillerde anlaşılır? Bu sorulann yanıtını ancak Türkiye Kon- solosu verebilir. Konsolos. Batum'a ilişkin genel bilgileri veri- yor. Nüfusunun yüzde yetmişi müslüman kent. Kars anla- şmasıyla Gürcistan'a bırakılmış. Darboğaz içindeler. Fabrika- lar düşük kapasiteyle çalışıyor. Zaman zaman yakıt sıkıntısı göriilüyor. Ekmek, kuyrukta beklemevle alınabiliyor. sebze meyve bol ama biremeklinin maaşı ancak üç kilo domatese ye- tebiliyor. Bir zamanlar. ticaretin gözdesi Batum Limanı da atıl kapasitede bugün. Gelişmiş bakır. alümin> um. dcmir scktörle- açılmış. Bütün iyı doktorlar artık bu klinikte. Tedavinin ücret- siz olmasının bir anlamı yok artık. Elektriğe yılda yaklaşık bin ruble ödüyorlar. su ise peşkeş yani ücretsiz. 40 ruble verip bir ekmek alabilmek için kuyrukta beklemek gerekiyor ama paza- rlarda parası olan her istediğini bulabiliyor. Peynire bin. ete 400. bir domuza da iki bin ruble ödemek koşuluyla. Pazann önünde çiçekçiler. Dört kasımpatıdan oluşan birdemet bir kilo etin fıyatıyla aynı. Bu neredeyse Avagi'nın ayhğının iki katı. Magazin diye adlandınlan mağazalarda Türk. Çin. Suriye malı ceketler. ayakkabılar, iç çamaşırlan. Şampuan sekizyüz. gözlük bin beş yüz. parfüm iki bin ruble. Bütün bunlar hır- sızlığı olağan bir \aşam şekli haline getirivor. Telefon, treyley- büs kablolannı kesen Gürcüler, bakır kablolan Türkiye'ye gö- türüp kilo karşıhğı satmayı öğreniyorlar. Haberleşme. ulaşım aksıyormuş kimin umurunda? Yann: Bedenlerin satış kenti Sochi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle