16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET2 10 AĞUSTOS1993 SALI KULTUR Hiç değişmediğini vurgulayan Françoise Sagan, ancak 30 yıl sonra anlaşıldığmı belirtiyor 58 yaşında amahiç büyümeyecek...Kûltûr Servisi- Henüz ergenlık çağı- ndayken yazdığı "Bonjour Triestee" (Günaydın Hüzün) adlı kitabıyla skandallar yaratarak bir anda şohreti yakalayan Françoise Sagan bugün 58 yaşında ve hiçbir zaman büyümeyece- ğini söylüyor. Moda olduğu dönem- lerden ve eleştinlerden bugünlere kala- bilmiş, edebiyat dünyasında belli bır yer edinen bu kadın. eğer büv ümek ro- mantizmi unutmak ve havatı uçlarda, en yoğun şekliyle yaşamaktan vazgeç- mek anlamına geliyorsa, büyümeme- ye kararh. Hala genç kızlığındakı gjbi kıpır kıpır, kabına sığamayan Sagan, Fransız kamuoyunda hıza ve kumara olan düşkünlüp, hap bağımlıbğı ve vergj memurlanndan yakınmaylanyla ünlü. St. Germain des Pres"nin yakınında Left Bank'deki bır çatı katında kırabk dairede oturan Sagan'ın taşınma ma- ceralan da yazann efsanevi enerjısıru yansıtıyor. Sanatçı duvarlannda 19. yûzyıl yağlıboya tablolannın asılı ol- duğu evınde Amenkalı bır heykeltraş olan Robert VVesthofTla evlılığınden olma oğlu Denis'le (30) bırlıkte otu- ruyor.. ÇocukSu ve dağınık... "6 aydan beri bu evde oturu>orum. Artık daha uzun aralıklarla taşınıyo- rum. Eskiden her iki yılda bir mekan değiştirir, >eni bir kiraiık daireye taşuurdım. Şimdi artık 5-6 yılda bir taşuuyorum. Mekan değişitirmek çok eğlenceli. Mekanla birlikte dükkan sa- hipleriniz ve barlarınız da değişivor. Böylece hep aynı garsonla sohbet et- mek zorunda kalmıyorsumız". Normandıya'da bır zamanlar Sarah Bernhardt'ın sahip olduğu bir çıftlıği de olan sanatçı için kiraiık daireler sembolik bir anlam taşıyor. Robert Laffontnun yazann 21 kı- tabından seçtiği 14 romanından ve bazı küçük makalelennden derlediği ve "Oeuvres, et toute ma sv pathie" baş- hğı alünda yayımlanan kıtapta Sa- gan'ın endet şıirlerinden biri yer alı- yor. Şiirde geçici bir cennetten, uç- manın özgür olduğu ve her şeyin red- dedilebileceği yerden söz edıliyor Bu şiirde yazar kendinı "bu garip kadın, çocuksu ve dağınık" biçimınde tanımlı- yor. 'Küçük sevimli canavar' Hayaüna başan kadar kaosun da hakim olduğu bu uçan kadın, alnına düşmüş san perçemiyle Bardot ile Ja- mes Dean arası bir mit olduğu 18 yaşından beri, sanki hiç değişmemiş. François Mauriac çok güç koşullarda yaşayan, güç koşullarda çahşan, ölümcül trafik kazalanndan dönen, aldığı fazla alkolden dolayı pankreası mahvolmuş Sagan'ı her şeye karşın "küçük sevimli canavar" olarak adlan- dınyor. Topİumdan saygı görmek gibi bir kaygısı hiç olmamış Sagan'ın. Güney Hayatına başarı kadar kaosun da hakim olduğu bu uçarı kadın, 18 > aşmdan beri sanki hiç değişmemiş. Fransah bır sanayicinin kızı olan Sa- gan - gerçek adı Françoise Quoirez - adını Proust'un "Princess Sagan" adlı yapıündan almış. !ki kere boşanan ve yazdığ) kahramanlar gjbi çok tehlikeli bir yaşam süren Sagan, edebiyattan bir servet kazanrruş, fakat servetinin büyük bir bölûmünü bir türlü kendini kurtaramadığı alışkanlığı kumarda yi- tirmış. Bu yüzden sık sık başı vergi me- murlan ve mahkemelerle derde giren yazar, bir ara İçişleri Bakanlığı'ndan kendini 5 yıllık süreyle kumarhaneler- den uzak tutmalan için ricada bulun- muş. Kumar ve içki ahşkanlığından do- layı başı dertten kurtulmayan Sagan, 1990 yılında da kokain bulundurmak suçundan altı ay hapis cezasına çarp- ünlmış. Yine de kimse ona ne yapması gerekliğini söylemeye cesaret edemez! "Hap kuüanmanın aptaka ve tehli- keli olduğunu biliyorum. Ama §0-60 yıl bu dünya üzerinde yaşamak zorunda bı- rakılmtşsam ve vasalara uyduğuma ve vergi ödediğime göre kimsenin gölge et- mesini istemezdim. Lyuşturucu kullan- maktan vaçgeçtiğimi söylemeyeceğim. Eğer uyuşturucu almak istiyorsam bu kimseyi ttgüendirmez". Otobanda da trafık kurallanna uyduğunu iddia eden yazar, yıne de geceleyin Merce- des'ini ve Renault Turbo'sunu çok hızlı sürmeyi sevdiğini sözlerine ekli- yor. Son yıllardaki başarısı Sagan'ı, bir yazar olarak gördüğü saygıyla evinin aranması için polis gönderilmesi arasındaki çelişki de çok eğlendinyor. "Hiçbir şey bulanıaddar ama yine tiksindiriciydi. Amerika'da benimfizerimetezler yazüıyor ve Fran- sa'da size bfr akıl hastasrymış gibi dav- ramlryor, hapse atılmaya çahşuıvorsu- nuz". Davanın tam seçim zamaruna rastladığma dikkati çeken Sagan, François Mitterand'la olan yakın dost- luğundan ve sol görûşlerinden dolayı poütik bir hedef olduğunu dûşünüyor. Başkanın kendi hatası olduğunu dü- şündüğü davadan dolayı ûzgûn oldu- ğunu söylüyor. Güç dönemlerinde onu bırakmamış bir grup çok yakın arkadaşıyla yaşıyor Sagan. Bu dostlann arasında Juliette Greco, Florence Malraux ve Bemard Frank de yer alıyor. Çok yakın arka- daşlanndan birisı. ünlu dansçı ve taş- lama yazan Jacques Chazot geçenler- de ölmüş. Sol eğjlimli görüşleri. Sagan'ın uzun bir süre entelektüeî kesimle paylaşüğı tek şey olmuş. Yapıtlannda anlaşı- lmaz şeyler geveleyen 'yeni roman'ın bu yüce gönüllü yazarlan tarafından Sagan'a bir tür Fransız Jacgueline Su- sann'ı (küçük sosyete çevresinin jıgo- lolanrun ve çanak yalayıcılannın dala- verelerini anlatan kitaplanyla tanınan yazar) olarak bakılmış. Buna karşın son yülarda eleştirmenler yazann ba- şansını teslim ediyorlar ve "Modern Colette" diye adlandırdıklan yazan VV'augh ya da Nancy Witford'la kı- yaslıyorlar. Yazann ince yergıcihği sı- nema alanında Erich Rohmer'in ve Lo- ıds Maüe'ın"yapüklanna benzetiliyor. Son yapıtlan "La Femmme Fardee'", "La Laisse" ve "Les Faux Fuyants" büyük ilgi uyandıran ve hit olan Sa- gan. geçenlerde ünlü romancı François Nourissier tarafından Scott Frtzge- rald'la kjyaslandı "Sagan arka plan- dakı bellı bir yaramazlık dozunda ya- şanan hüzün. şenbk. ya da büyü çöz- mek çözmek söz konusu olduğunda en iyisım beceriyor". Sagan'ın Nounsser tarafından dile getınlen bu nıtelikleri Ava Gardner, Gorbaçov, Feüini ve Catherine Dene- uve üzerine tuhaf fıkirlerini bır araya getiren yeni derleme kıtabında da or- taya çıkıyor. Kitapta aynca küçük ço- cukluk anılanna değınılrruş parçalar. yanş atlanna övgü düzen bır makale ve televızyondakı bır talk shovv prog- rarrunın şeytanca komik tasviri yer alı- yor. 'Ben hiç değişmedim.' Bütün bu övgüler ona komık gelse de Sagan'ın gururunu okşamış. "Ben hiç değişmedim. Yalnızca onlann beni anlamalan 30 yıl aldı. Artık eleştır- mekten yorulduklannıdüşünüyorum. Yıne de adım her zaman skandallara vol açacak. 90 yaşıma geldiğımde bile beni hapse göndermeye cabşacak- lannı sanıyorum. Bütün yaşamım bo- yunca yaramaz okul çocuğu olmaya devam edeceğim. Bir bakıma bu ken- dimi daha genç russetmemı sağlıyor." Buna karşın yazar. gençhğınden ben "Bonjour Trieste"den dolayı suç- lanmasından yorgun. "Çok komik. Kadınlar bu kıtabı olduklanndan daha genç görünmek için kullanıyor- lar Geçenlerde 70'lik biri geldi ve küçük bir kızken nasıl Bonjour Tries- tee'yı okuduğu için pataklandığını an- lattı." Zamanı geçmiş masallar Doğal olarak 1954 yüı için anlaü- lması riskli olan şeylere bugün artık tuhaf. eskiden kalıruş olarak bakıb- yor. Bu bakımdan Sagan'ın raasallan da zamanlan geçmiş duygusunu uyandınyor. "Hiçbir şeyin nedenıni sormadığımız, daha çok 'nasıl' sorusu- na saplandığımız şu dönemde dünya birçok değer yargısını yitirdi. Ve bu- gün gençler çok büyük bir baskı al- tındalar. Ben çok şanshydım çünkü tam yetişme çağında doğum kontrol haplan da pıyasaya çıkmıştı. 18'imde hamile kalacağımdan çok korkardım, fakat hap bulunduktan sonra sonucu- nu düşünmeden yaklaşık 30 yıl özgür seks yapabildık. Şimdi AIDS çıkü. O 30 yıl benim yetişkinlik dönemıme rastlıyor, yani eğlence çağma." Neden küçük yazüar ya da şiirler yazmaktansa bütün anılannı yazmı- yor? '"Bu fıkir tüylerimi ürpertiyor. Eğer böyle birşey yapsaydım başım gerçekten belaya girerdi. Beni doğru hapse gönderirlerdı. Ama zaten çok kötü bir hafizam var. Yaşamımın sa- dece güzel anlannı hatırlıyorum ve 14'ümden beri de günlük tutmadım. Sonuçta özel yaşarrum yalnızca beni ilgilendirir". 'Günaydm Hüzün'ün getirdiklerinden sıkıldım Alnına düşmüş sarı perçemiyle Bar- Kültûr Senisi- - 1984'de çı- karttığmız "Avec mon meillleur soırve- nir"den sonra şimdi, "Et toute ma sy- mpathie^yi yayınladınız. Bu kitabmız da anılar, gözlemler, portreler, gö- rüşmelerden oluşuyor. Böylesine bir ara vermek, sizlerden anı kitabı bekle- yen okuyuculanıuzı biraz sabırsulığa itmek anlamına gebniyor mu? Hayır, her şeyden önce yayınlan- mak üzere anılanm olmadı. Asıl beni ılgüendiren özel hikayeler. Öncelikle yazacaklanmla çevremdeki insanlan rahatsız etmek istemiyorum. Her za- man anı yazılabıhr. Ancak bunun ıçınChataubriand gibi bir çok önemli şey yaşamış ve belfi bir kariyere sahip olmak gerekiyor. Bu dünyada belli bir yer edinebilmişsem, bunun çok da dot ik James Dean arası bir miL önemli ve dikkat çekici olduğuna ınanmıyorum. -'Günaydm HÜZÛD'Ü yazaiı neredey- se kırk yıl oluyor. Julliard Yaymevi bu romanı eski kapagı ile tekrardan yayınlıyor. Nostaljik bir takım şeyler hissediyor musunuz? "Günaydın Hüzün"ün getirdikle- rinden sıkılmaya başladım. Başlarda kitabın getirdiği ses, bugün nakarat halini aldı. - Neden khaba bir giriş yazmadımz? Buna ne vaktüjı vardı, ne de içim- den geldi. Şimdıden birçok yorum yapıbyor zaten. - Bugüne kadar ne Academie Fran- çaise, nede Academie Goncourt ödülü- nfi akunız. Ancak okullarda siziıı ki- taplannız okutuhıyor. Bu sizi şaşninu- yor mu? Aslında Rus öğrencilerin Fransı- zcayı benim eserlerimden öğrenmele- ri oldukça komik. Amerikan öğrenci- leri de benim eserlerim üzerine tezler yazıyorlar. Fransa'da ise kimi zaman geçmişte kokain kullandığım için iğ- renç olarak nitelendiriliyorum. -Goncourt ödülünü alırsamz ne tür bir tepki gösterirsiniz? Çok memnun olurum. Biraz uzak bir ihtimal gibi görünse de böyle bir şey çok mutlu eder beni. Sonuç itiba- riyle ödül ödüldür. Simone de Beauvo- ir 1954 yüında ödülü aldığında 46 ya- şmdaydj. Yayımam bu işe çok sevi- nir. Benim ekonomik durumum için de iyi olur. -Para eUerinizden adeta akıp gidi- yor. Kannca dcğil de ağustos boceği ol- maktan hiç pişmanuk duymuyor mu- sunuz? Bir saniye bile böyle düşünmedim. Paramı İsviçre'de bankaya ya da baş- ka bir yerlere yatırsaydım herşey çok kötü olurdu. Para ihtiyaa. yaratma- nın bir motifi olarak görmüyorum, ancak onu hızlandırdığı da bir gerçek. -Eski arkadaşınız François Mitte- rand'la görüşmeyi sürdürüyor musu- nuz? Bazen bana gelir, beraber kahvalu yapanz. Her şeyden konuşuruz. Mit- terand. kendi kendisiyle dalga geçme- sıni bilecek kadar mizahi bir yapıya sahip. Bana göre kadınlan erkekler- den daha çok seven biri. Son geldiğinde son derece hayran olduğum Gorbaçov'dan sözettik. Bana şunlan söyledi: "Eğer Gorba- çov senin semtinde otursaydı, eminim ki en iyi arkadaşın olurdu." 25 yıldır süren Rembrandt Araştırma Projesi yanda kaldı 630yapıttanhangisigerçek? Kûhûr Servisi- Rembrandt'a atfedilen 630 yapıttan hangilerinin gerçekten Rembrandt tarafından yapıldığı hangi- lerinin sahte olduğunu ortaya çıkarmak için uğraşan bir grup Hollandah uz- manın bu işten vazgeçmelen, galen sa- hiplerini ve sanat tüccarlanru öfkelendır- di. 25 yıldır, 630 yapıttan hangilerinin gerçek Rembrandt olduğunu saptamaya uğraşan grubun 5 üyesinden 4'ü çalışma- lardan çekildi. Hollanda Hükümeü tarafından des- teklenen Rembrandt Araştırma Projesi'- nin çöküşü sonucu, 1642-1669 yıllan arasında yapümış resimlerin kime ait ol- duğu sorusu yanıtsız kaldı. National Gallery'de Hollandah ressamlar bölü- münün sorumlusu Christopner Brown galerinin koleksiyonu arasında yer alan "Anna and Bünd Tobit" adlî eserin Rembrandt tarafından değil, çağdaşı Gerrit Dou tarafından vapıldığı savina şiddetle karşı çıkıyor. Brown. resmın son olarak Rembrandt'ın adı alünda bir ser- gide de sergilenmesini sağladı. Öte yandan, Londra'nın öndc gelen sanat tüccarlanndan Julia Agnew, araştırma komitesinin dağılmasından sonra, iki yıl önce New York'ta 800.000 dolara satın aldığı Rembrandt tablosu- nuepeykârederek satmay ı planlıv or. "Bu resün mükemmel bir koleksiyondan geli- yor ve her zaman literatürde adından sö- zedilmiştir.'' Resmin. piyasa tarafından gerçekten de Rembrandt'a ait olduğu kabul edilirse fıyatının 5 milyon sterlıne kadar yükseleceği tahmin ediliyor. "Rembrandt'ı Kurtaraum" kampan- yasını yürüten İngiliz sanatçı Nigel Kons- tam ise, komite tarafından şimdiye ka- dar hazırlanmış "anıtsal cütkrin", Avru- pa'nın entelektüeî yaşamında en az gü- venilir bir dönemı hatırlatması açısından Rijksmuseum'da segilenmesi gereküğim söylüyor. Araştırma grubundan istifa etmeyen tek üye Ernst van de Etering'in yaklaşımı ise çok daha felsefi: "Gerçeği bulamama- mz böyle bir projeden vazgeçmeniz gere- kir anlamına geuniyor. Sanat tarihçileri ve sanatseverlerin dışında kimseyi mem- nun etmek zorunda değiliz." Etenng, sa- nat piyasası ve akademi arasında kuru- lan ve komiteye kesın kategorilerle çah- şmalan için baskı yapan işbirliğinden üzüntü duyuyor. Komıtenin 1982'de yayımladığı ılk cıltte Rembrandt'ın, 93 erken dönern yapıündan 44'ünün standartlann alü- nda olduğu açıklanıyordu. Bunun ardı- ndan 1983'te, 1631-1637 yıllan arasında- ki döneme ait eserler yeniden sınıflandınldı. Projenin çökme nedenlerinden bin- nın, araşürmanın çok zaman ahnası ol- duğu belirtiliyor. IComiteden istifa eden üyelerin hepsı de, Josua Bruyn, Bob Haak, Symon Levie ve Pieter van Thiel. 70 yaşlanndalar ve artık dinlenmek isti- yorlar. Burhngton Magazine adlı sanat dergisine gönderdikleri bir mektupta bu dördü yerlerine şimdi nasıl bir yol izlen- mesi gerektiği hakkında açık bir fıkre sa- hip olduğunu söyledikleri genç çahşma arkadaşlan Mr. Vande Wetering'e bı- raküklannı açıkladılar. Rembrandt'a ait olduğu ıddıa edilen resırnlerin sayısmın da, bir kuşak tarafmdan incelenebilmesi için çok fazla olduğu söyleniyor. Remb- randt'ın 10 sanat yıhnı incelemek, ko- mitedekilerin 20 yılını almış. Projeye devam edilmemesinin bir baş- ka nedeni de, resimlerin nasıl sınıflana- cağı üzerinde bir anlaşmaya vanla- mamış olması. Çözümlerden bir tanesi kaü sınıflandırmalann bırakılmasını ve eserlerin üç kategori içinde; A-Remb- randt'ın olduğu kabul edilen, B-Belirsiz, C-Rembrandt'a ait değil şeklinde sınıf- landınlmasmı öneriyor. Sonuç olarak kesin olan birşey varsa o da bu işten en çok, aralannda Ingiltere Kraliçesi, West- minster Dükü gibi koleksiyon sahipleri ile Hermitage ve Metropolitan gibi mü- zelerin bulunduğu bir sanat çevresinin zarar gördüğü. Bağdat Kafe Beyoğlu Sineması'nda Kültür Servisi - Bey oğlu Sineması'nda yaz şenliği sürüyor. Bugün Percy Adlon'un "Bağdat Cafe" adlı ftlmi gösterilecek. Filmin o\ unculan. Mananne Sagebrecht, CCH Pounder. Jack Palance. Christıne Kaufman. Yann 70'li yıllardaki Güney Afnka öğrenci olaylannı konu alan "Sarafina" adlı müzıkal fılm izlenebileceİc. Darrell James Roodt'un yönettiği fılmde. Whoopi Goldberg, Leleü Khumado. Minam Makeba oynuyor. Penşembe gününün fılmi, Quentin tarantino'nun "Rezurvuar Köpekleri" adh fılmi. Fransa-Kanada ortak yapımı fılmde Harvey Keitel, Tim roth, Chris Penn, Steve Buscent, Michael Madsen, Lavvrence Tieme oynuyor. Cuma günü ise Wim Wenders'in "Dünyanını Sonuna Kadar" adlı fılmi gösterilecek. Dijital birdünya üzearine birmasal, bir nevi bilim kurgu fılmi olarak nitelenen fılmde, William Hurt. Solveig Dommartin, Sam Neil. Max Von Sydov, Jeanne Moreau rolahyor. Haftanın son fılmi de Leos Carax'ın romantık-dramaük fılmi "Köprüüstü Aşıklan". Filmin başbca rollenni, Jubette Binoche, Denis Lavant, Klaus-Maria Grüber paylaşıyor. Sanatta "özerklik"arayışı ADANA (AA) - Devlet Tiy atrolan Opera ve Bale Vakfı (TOBAV) Genel Başkanı Tamer Levent, Türkiye'de, sanat politikalannın bebrlenmesınde. doğrudan ilgıb çevTelerin görüşüne başvıırulmasını hedefleyen özerk kurumlar oluşturmaya hız kazandınlmasını ıstedi. Levent. yapüğı açıklamada. gelişmiş ülkelerde. sanaü yapanlann uzmanlığına güvemldığıni ve alanı ılgılendiren duzenlemeler konusunda, doğrudan uzmanlara danışıldığını bildirdi Levent. "Türkiye'de de. sanatı yapanlann uzmanbğına güvenilerek, projelendirme ve pobtika oluşturmada. ilgili çevrenın görüşüne başvurulmalı. Bnkonuyu realize edebilmek için özerk sanat kurumu oluşturulması gerekır" dedi. Özerk Sanat Kurumu'nun, UgiÛ başkan ve komisyonun koordinesi doğrultusunda, üyatro. opera. bale. resim, heykel,müzik, * edebiyat. sinema gibi sanat dallannı kendi içinde geliştirmek ve yaymak için bürolar kurarak. çalışabileceğini anlatan Levent, "Bu bürolar, alanıyla ügjli ürünler yaralılması ve felsefenin oluşması doğrultusunda, maddi ve manevı destek yaratılmasmda etkib olacaktır" dedi. Rembrandt'ın 'Johannes Lvttenbogaert'in Portresi' "Gözden Kaçanlar"fotoğrafsergisi Kültür Servisi - İstanbul ÜFAB'ın (Üniversıteli Fotoğraf Amatörleri Birüği) "Gözden Kaçanlar" adb fotoğraf sergisı açıldı. 15 üniversiteb amatör fotoğrafçınm 25 fotoğrafı ile oluşturulan sergi 8-12 ağustos tarihleri arasında Cafe Günbatmadan'da (Zambak sok. No: 15 kat 4 İFKM Yan sokağı Beyoğlu) sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. ÜFAB, İstanbul'daçeşitb üniversitelerden 6 fotoğraf kulübünün bır araya gelmesıyle kuraldu. 1992 yılınm mayıs ayında ilk kez bır araya gelen kulüpler yaklaşık yedi ay boyunca birbk için çabşmalarda bulundu. ÜFAB, fotoğraf dünyasma 7 Ocak 1993 tarihindeyapılan tanıtım etsinlikleriyle "merhaba" dedi. Bu etkinükler dahibnde birlik içerisinde yer alan kulüperin saydam gösterilennin yanı sıra bir de ÜF AB'ı tanıücı birpanel yapıldı. Yine bu etkanliklere katılan Ankarab ve Eskişehirli kaühmcılann ilgisi nedeniyle ÜFAB'ın sadece lstanbul'la sınırlı kalmaması ve tüm Türkiyeçapında yapılanmaya gidihnesi gerektiği konusunda görüş birliğine varıldı. UFAB Türk fotoğrafına yeni bir soluk getirmek, üniversiteb fotoğrafseverleri örgütieyerek fotoğraf dünyasında söz hakkına sahip olmak, üniversitelerden başlayarak fotoğraf sanatını yaygınlaşürmak, özellikJe üruversite çevrelerinde oldukça ait sevıyelerde olan fotoğraf üretimini artüna etkinbklerde bulunmak amacını taşıyor. Tiyatro kurslarına büyük ilgi ANTALY A (AA) - Antalya Devlet Tiyatrosu (ADT) tarafından açılan tıyatro kursu büyük ilgi görüyor. ADT Müdürii Mustafa Avkıran'dan alınan bilgjye göre bu yıl ilk kez açılan kursa başvuran yüzlerce öğrena arasından seçilen 14-62 yaş arası_69 kişi, her gün 4 saat ADT salonunda çabşıyor. Üç grup halinde eğitim gören kursıyerler fonetık. diksiyon, artikülasyon ve hareket dersleri alıyorlar. Öğrenciler, 12 günlük kursun ikınci altı günlük böİümündede, temel oyunculuk dersleri alacaklar. Ilk kuru başanyla tamamlayan öğrenciler, daha sonra açılacak bir üst kura geçebilecekler ve ileride ADTnin yardıma oyuncu kadrosundayer alma olanağına kavuşacaklar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle