18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ1993 PAZARTESİ SIVAS OLAYLARI Her şafakta doğarızSERVER TANİLLİ (Yazar- Bılımadamı) A.sım Bezirci, Nesımı Çimen, Hasret Gültekin... Uzayıp gıden bir acılar listesi. Son "Pir Sultan Abdal Kültür Etkınlıkleri" dolayısıyla ortaya çıkan feci saldınlann geriye bıraktığı bu. Akıîdan. hoşgörüden, tek kelimeyle insanlıktan nasibi olan çoğu kışi gibi, ben de elim böğrümde kalmış bir haldeyim. Vahşetin aramızdan kopanp aldığı bu ınsanlar arasından Asım Bezirci, en yakından tanıdığımdı. Yazdığı kıtaplar üst üste daha şimdiden bir insan boyunu aşmış, bu yorulmak bilmez araştıncı, bu kültür ve gercek tutkunu, bu edebiyat ve sanat aşığı aramızda yok artık. O dev eser sütununa bakıp, Pir Sultan Abdal gibi dediğim şu oluyor: Kul olayım kakm tutan eline Hiç unutamayacağımız olaylar vardır; ama bu olayı asla unutmayacağız. Karanlık rüzgardır esen üstümüzden nice yıldır; bu rüzgan, bize bu acıyı da tattırdıktan sonra uyanmazsak, gıtti gider... Aramızdan aynlanlara rahmet diliyorum. Asım Bezirci'nin şahsında ise, ülkemiz kültürünün başı sağ olsun! MEMETFUAT (Yazar - Sanat eleştirmeni) mdini bütünüyle yazına adamış, son derece çalışkan, özverilı bir eleştirmen yıtirdik. Yıllarca kannca gibi çalışarak pek çok kitap yayımladı Asım Bezırci. Eleştırmenlerimizin en verimlilerinden biriydi. Çağnldığı herolumluetkinlığede seve seve koştu. Ölümü de bu yolda olacakmış. Sırasmda tartışüğım, sırasmda birlikte işler yaptığım. değer verdiğim bireleştirmendi. Çok üzgünüm. Gençşair Behçet Aysan'ın ölmesi, Metin Altıok'un komada olması da bu üzüntümü kat kat arttınyor. En çok da memleketime, Türkiye'ye üzülüyorum... REFATILGAZ (Yazar) A.rtıkhiçbirşeye inanmıyoruz. Yaşama da inanmıyoruz. Artık yaşarn yalama oldu. Evden dışan çıkmamak mı lazım? Bizim aklımız ermez oldu. Asım benım çok eski dostum. Benim için yıllarca çalışıp kitaplar yazan değerli bir yazar. Yazar, kitaplan yalnız kendisi için yazmaz. Kitaplar birer sevgi deriemeleridir. Asım aylarca günlerce benimle yattı, kalktı. lyi günlerimde gülmüş, hapishanelerle. kelepçelerle ağlamış. Gözlerinin önünde 81 'de kelepçeliyim. Asım yanımda. Türkiye'de yaşama da ölüme de inanılmıyor. Asım Bezirci yaza yaza kayboldu gitti işte. tnsanca yapabileceğimiz tek şey şimdi Asım'ı saygıyla anmak. ORHANALKAYA (Tiyatro sanatçısı - Şair) Bubirbeyin kanamasıdır. 70 kitabıyla Asım Bezirci, Tansu Çiller'in bir türlü iki cümlesini doğru dürüst yan yana getıremedığı Türk dilinin yaşayan en önemli işcilerinden biriydi. Çoğu kezgörüşlerine, saptamalanna katılmadığım rahmetli Bezirci olmasaydı, kuşkusuz bir yanım eksik kalırdı. Behçet Aysan, Türk şiirinin kendini en iyi gizlemiş ustalanndan biriydi. Onlan katleden binlerce caninin beyni bir araya getirilse, bir Behçet eder miydı acaba? Türkiye'nin onurunu Behçet gibi aydınlar ayakta tutuyordu. Geleneksel kültürümüzün en önemli taşıyıcılan arasında yer alan MuhUs Akarsu ve Nesimi Çimen'i, genç Hasret Gühekin'i Edibe Sulan'yı yakan ateşi, "mazur gören" bir başbakan, katilleri suçlamaya yanaşmayan bir içişleri bakanı, katliamı alkışlayan ana muhalefet lideri ve faturayı Aziz Nesin'e kesmeye kalkışan yaalı ve görsel medya ağırlığıyla Türkiye bu beyin kanamasını kolay atlatacağa benzemiyor yazık ki... Bezirci, 60 yaşında bir delikanlı FERtTÖHGÖREVin Asan BezİKFtm 'Rtfat Eeaz' küabındayer alansunu yaztsmaan: Bezirci, altmış altı yaşında bir delikanlı. Altmış sekiz kitabı var. Kılaplanru üst üste koyunca boyunu geçiyor. Gelmekte olan yeni kitaplar da cabası! Asım'ın kıtaplannı edinmek istiyorsanız önce birkamyonet kiralamanız gerekiyor. Öyleyken, bunca sayfa içinde dürüst olmayan, araştınlmadan, denetlenmeden yazılan bir tek cümle bulamazsınız. Bu enerjiyi, bu direnci yıllardır saygıyla izlemekteyim. Gerçekten de Asım'ın yaşamıru özetleyecek en uygun sözcük 'sabır'dır... Asım Erzincanlı bir işçinin Erzincanh bir oğlu. Biricik çocuğu. Babası hem Dünya Savaşı'na, hem Kurtuluş Savaşı'na katılmış. Esirdüşmüş, yaralanmış. Once öldü haberi gelen, sonra kendisi gelen birmuharipgazi... İkina Dünya Savaşı'nın vesikayla ekmek satılan yokluk yıllan. Üstüne Erzincan depremiyle yıkılan ev... Savaş Asım'ın yakasını bırakmıyor. 1950'de Kore'ye asker gönderilmesini eleştirdiği için bir buçuk ay tutuklu kalıyor. Bu olay onun bütün yaşamını altüst ediyor. 1940'ta gırdiği parasız yaülı sınavında 126 kişi arasından seçılmış iki öğrenciden bıri olan ve ilkokuldan ben bütün sınıflannı tam not üzerinden geçen Asım, Edebiyat Fakültesi'ni de başanyla bitirdiği halde ne üni versitede kalabildi, nedeçok sevdiği öğretmenliği yapabildi. Kore Savaşı'na karşı çıküğı için bütün kapılar bırer bfrer yüzüne kapatıldı. Ana ile oğul gene baş başa. Asım ancak bir doktor tanıdığın yardımıyla bir şirkette iş bulabildi. Kendisiyle ilgisız bir iş: Muhasebe memurluğu.. Asım bu işte 28 yıl çahştı. Onun sabn bu noktada ilgımi çekmiştir. Direncıni gözJerimle gördüm, hiç unutmam: Asım akşam evine dönünce oturur. bir o kadar daha çahşır. Okur, yazar. okur, yazar. Dergılerdesürekli yazdı, çeviriler yaptı, bütün sanat, kültür olaylannı düzenle izledi. Yayınlan titizlıkle arşivledi.Sabır onun yaşama tarzıdır. .. .Girdiği örgütler ile yayımladığı yazılanndan dolayı açılan davalarla da uğraşmak zorunda kaldı. Çeşitli yıllarda onlki kadar dava açıldı. • Yaşamı boyunca Türk Dil Kurumu'na iki kez başvurup da üyeliğe alınmadığını biliyor muydunuz? Doğrusu, onun bu sabn karşısında insanın sabn taşıyor. Peki, ama Asım Bezirci'nin sabn hiç mi patlamaz? Gerçı bunlann hepsinden aklandı, ama iki yıl içerde yatmaktan kurtulamadı. Her tutuklanışındadüzenı kökten yıkıldı. En kötüsü, kitaplanna el konuldu. Öyleyken. o her sefennde ya sabır dedi, yeniden derlenip toparlandı. "Eleştirrnenin iki şeye ıhtiyacı vardır Zaman ve para. İkisi de bende yok!" diyen Bezirci. bu açığı yıllarca o muhteşem sabn ile kapatır. ...Oysa Bearci de bir şair, gizli şaır. Dört defter dolusu yayımlanmamış şiın var. Ama Fikret'ı çevirirken kendini aşabiüyor. Bu da sabnn değışık bir örneği. OrhanVeli'yle ilgili ıncelemesinde yirmı sayfalık kaynakça var. Orhan Veli duysa buna şaşınrdı. Orhan Veli konusundaki kitabı sekiz baskı yaprruş. Yaşamı boyunca Türk dili için uğraşan Bezirci'Bİn Türk Dil Kurumu'na iki kez başvurup da üyeliğe alınmadığını biliyor muydunuz? Doğrusu, onun bu sabn karşısında insanın sabn taşıyor. Peki. ama Asım Bezirci hiç mı patlamaz? Patlar, hem de yanardağ gibi patlar. Haksızlık etmekten çok korkar ve haksızlık edene hiç dayanamaz. Bu noktada aşın duyarlıdır, ahngandır. Bamtelinebasmayagelmez. Sertîeşir. Acaba eleştiri alarunda bu sabtrlı insanı çileden çıkaran şey nedir? Bunu kendi ağzındandinleyelim: "Geneldeeleştiriye kapah bir toplumuz. Nesnel yargılara dayanamıyoruz. Hepimiz övgü bekliyoruz. Birisi erdemlerimiz yanında kusurlanmıza da dokununca kızıyoruz. Yalnızca arkadaşlanmız, deviet adamlanmız değil, sanatçüanmızda böyle. Yalnızca başanlı olanlar değil, başansızlar da böyle." Herkesin övgü memuru olmak istemeyen. gerçeklen söylemeyi amaçlav an Bezirci, bu yüzden ara sıra patlar. Bezirci kültürümüzün ağır işçılerindendir. Tek başına edebiyat dünyamıza bır altyapı döşüyor diyebiliriz. Bu büyük emek sanata ve gerçeğe saygının bır sonucudur. Çok tanık olmuşumdur: Bezirci'nin bir şiıre, bir hikayeye verdiği önemi yazann kendisi vermemiştir. .... 1978'deemekliolduğundanberiyazarbğı yalruz gecelen değil, artık gece gündüz sürdürüyor. Ama keyifle sürdürüyor. Bunca acüara karşın bir bebek gülücüğü yüzünden eksik olmuyor. Yüzündekı saf, temiz, sevecen ve delikanlı bakışı bir gün herkesin ılgısinı çekecektir. Acaba Nurullah Ataç onun çektiği yükün onda birini taşır mıydı? Sırtında fırçasıyla Asaf Koçak KEMALGÖKHAN ti..." Bir karikatür sanatçısının — yaşam öyküsünü hele bir de "Asaf Koçak, 1958'de Yoz- kendi kaleme almışsa mutlak gat'ın Yerköy ilçesinde doğ- neşeli bir öykü çıkar karşınıza. muşsa da resmi kayıtlara 1959 Sonu büyük bir karanlığm so- Kırşehir doğumlu olarak geç- nuyla özdeş o kısacık yaşantı- ya belki artık mizahın ince ve yaralayıcı tadını kalmak im- kansızdır. Biz, mizahın kayna- ğını sulayan eller ne olursa olsun, onun suladığı kan çiçe- ğini gülümserken çizeriz. Asaf Kocak, ilkokulda baş- layan resim aşkjnı "kankatür ve ısyanlann başlangıa" diye niteledıği İstanbul Davutpaşa Lısesi'nde olgunlaşürdı. Ders- ten kaçmayı ve 51 oynamayı da orada öğrendi. Kırşehır Eğitim Enstitüsü'nü bitırdik- ten sonra sırtına vurup firçası- nı, çocuklara "resim öğret- menliği etmeye" Sıvas'a geldi. Yaşamına son verenlerin ço- cuklanna resim eğitimi vermek için dört yıl kaldı Sıvas'ta. Üç yıl da Adıyaman'da öğretmen- lik yaptı. Altı kişisel sergi açtı ondört yıh bulan karikatür yaşanüsı boyunca. Karikatürleri Sonın, Yapıt, Yeni Olgu, Türkiye Ya- zılan, Oluşum, Bilim ve Sanat, Yann. Edebiyat 81. Cumhuri- yet, Günaydın ve Yeni Çuval'- da yayımlandı. Yunus Nadi Armağanı Yanşması'nda mansiyon, TMMOB Denizli Temsilciliği'nin düzenlediği karikatür yanşmasında da ba- şan ödüllen kazandı. Asafın göçü sürüvor. Sırtında fırçası. yüreğirKİe sevdasıyla... Sevgili BehçetAğabey IŞIKKANSU Yorgun akşam üstülerden tanınm. Kalın sesiyle merhabasından. Başını öne doğru uzatıp. gülmesinden. Sigara dumanının ardındaki dost yüzünden. 68 kuşağından tanınm. "Elveda" demeyip ilkeye, bugüne küsmeyişinden. Hekimliğinden tanınm. Meslek. insan sıcağıdır. İnsan, çözülmesi gereken çok denklemli soru. Şiirinden tanınm, yumuşak, ama başkaldıran. Dingın, ama gerçeğe, geleceğe fcoşan. Karşılaşsak bira kokulu Sakarya Caddesi'nde. Kalın kaşlan ve gözlüğü gülümsese bana. Ne diyecek ki? "çünkü beyaz bir gemidir ölüm siyah denizlerin hep çağırdığı batık bir gemi sönmüş yüdızlar gibidir yitik adreslere benzer ölüm yanıkotlargıbi sen bu şiıri okurken ben belki başka bir şehirde ölürüm." Güneşı yakün yav Behçet Ağabey... Karamottaoğhı, ne söylecRğini/uıtıticmuyor KENANBtLtZ SIVAS - Madırnak Oteli'nin yakılarak 36 kişinin öldürül- mesiyle sonuçlanan "cuma ayaklanmasf'nın kışkırtıcıla- nndan biri olmakla suçlanan Sıvas'm RP'li Beledive Başka- nı Temel KaramoUaoğlu. olay- lara taraf olmadığını öne sür- dü. ttfaıye ekipleri tarafından otelden çıkanlan Aziz Nesin'e saldırarak yumruklayan kişi- nin kendisi olmadığını söyle- yen KaramoUaoğlu, "Bana benziyor, ama kesinlikle ben değilim. Ben o sırada valinin yanındaydım" dedi. Karamol- laoğlu, Pir Sultan Abdal hey- kelinin kaldınlmasını, İçişleri Bakanı'mn emrettiğini belirtti. 'Biraz kasrt var' Sıvas Belediye Başkanı Te- mel KaramoUaoğlu, Sıvas'ta yaşanan olaylar ve Aziz Ne- sin'in dün düzenlediği basın toplantısında kendisine yö- nelttiği suçlamalarla ilgili ola- rak Cumhunyet'in sorulannı yanıtladı. KaramoUaoğlu ken- disine yöneltilen suçlamalarla ilgili olarak "Biraz kasıt var. Benim nerede olduğum bilini- yor. Herhangi bir şekilde bu olaylann içerisinde yer alma- dım. Böyle bir hadisenin olma- sına. insanlann öldürülmesine, bizim müsamaha göştermemiz mümkün değil. Hadiseleri çok üzücü buluyorum. Fırsat veril- memelıydi. Ama maalesef bu olaylann doğmasına fırsat ve- rildi. Ama ben kimseyi suçla- mıyorum. Suçlamak da istemı- yorum" diye konuştu. Valı ve Emnıyet Müdürü'- nün istegi üzerine, eylem ya- panlann olduğu yere gjdip konuşma yaptığım belirten Sıvas'ta dün meydana gelen olaylar, askeri birliklerin yoğun cabası sonucu büyümeden önlendi. Alibaba semtinde toplanan kalaba- lık bir gnıp, örtceki gün meydana gelen olaylan protesto etti. Kalabalık, sloganlar atarak dağüdı. (Fotoğraf: RIZA EZER) KaramoUaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tepki, Aziz Nesin'e ve onun dile getırdiği fıkirlereydi. Bu tepki sonunda büyük bır hadıse oldu. Ve bütün engelle- me gayretleri yetersiz kaldı. Vali ve Emniyet Müdürü ben- den konuşma yaparak halkı teskin etmemi istediler. Gittim, konuştum ve millet dağıldı. Ondan sonra nasıl olduysa ol- du, kalabalık tekrar toplanma- ya başlamış. Emniyet Müdü- rü, beni arayıp otel önündeki kalabalığı sövledi. Bir zabıta aracından çağn yaptım, ama benı dinleyen olmadı. Halkın içinde tahrikçiler vardı. Kala- balık sesimı duymadı ya da beni dinlemediler. Daha sonra valinin isteğiyle hopörler kur- durup. kalabalığa yönelık bir konuşma yaptım. Bu konuş- mam da tesır etmedi." KaramoUaoğlu, "Konuş- malannızla halkı kışkırtığınız ve olaylan yönlendirdiğiniz söyleniyor" sözleri üzerine ise şunlan söyledi: 4 Halkı uyardım' "Bu olay, sadece hadiseyi saptırmaktır. Ben böyle bir ha- diseye taraf olmadım, olmam da. Olaylann en yoğun olduğu saatlerde halkı yatıştırabilmek için, sürekli hoparlerden ko- nuşma yaptım. Sız valiyle bu olayı yatışürmaya çalışacaksı- nız. sonra da olaylara taraf gösterileceksiniz. Ben orada bir baskı altındaydım. Ne söy- lediğimi pek hatırlamıyorum. O anda yalan söylemek lazım geldiyse, söyledim. Bunu da halkı kandınp, dağıünak icin yaptım. Bu iş bu noktaya gel- diyse, organizatörler hazırla- mıştır. Buradaki hadise üzücü, ama Aziz Nesin buraya gelme- meliydi. Aziz Nesin, milli de- ğerlere, inançlara zararlı bir insan. Nesin'in Sıvas'a gelme- si, olaylann bir etkeni. Ben, Aziz Nesin'in fıkırlerine ve inançlanna katılmıyorum. Ben Allah'a inanıyorum, mil- letimi de seviyorum. 15 vıldır Sıvas'ta hiçbir problem olma- dı. Niye bu yıl oldu? Düşündü- rücü. Anarşiyle hiçbir sorunun çözülemeyeceğine inanıyo- rum. 'Heykelin söküldüğûnü halk görsün istedim' KaramoUaoğlu, Pir Sultan Abdal heykelini belediye ara- cıyla otelin önünde eylem ya- panlann yanına kadar götürte- rek, burada şeriatçılann hey- keli parçalamalannı sağladığı ıddıalanyla ilgili olarak ise şu açıklamayı yaptı: "Ben halka, heykelin yıkıla- cağını söyledim. Sıvas Emni- yet Müdürü, bana kaldınlması gereküğıni söyledi. Vali'nin kendisine söylediğini bildirdi. İçişleri Bakanı da olaylan tes- kin edecek diye, bu heykelin kaldınlmasını istemiş. Ben de heykelı belediyenin araana yükletip kaldırttım. Daha son- ra, halkın heykelin kaldınldığı- nı görmesi için, heykeli kam- yonla otelin önüne geri getirt- tim. Tekrar geri gönderirken, bazı gençler araan üzerine çı- kıp, heykeli yere atıp kırmışlar ve sürükleyerek otelin önüne getirmişler. Zaten Ozan heyke- li de kimsenin haberi olmadan çarşama gecesi dikilmış. Bizim heykelden haberimız yoktu. Perşembe günü sabahtan öğ- rendik." Aziz Nesin'in gecmişte bir- kaç kitabını okuduğunu belir- ten Karamollaoğlu, "Bir ülke- de dinsizım deme özgürlüğü çok görülmeli mi ya da bu öz- gürlük yaşanmalı mıdır" soru- suna şu yanıtı verdi: İnanca küfredilmemeli' "Bir ülkcde fıkir ve inanç hürriyeti olmalı, ama öbürü- nün ınancına da kimse küfret- memeli. İftira ve küfür etme- den. herkes istedığıni söyleme- li. Türk halkının yüzde 70'i aptal, korkak demeyi, kimse tasvip etmez." Karamollaoğlu, Aziz Ne- sin'in "küfretmediğini. her di- ne saygılı olduğunu ve daha önce de bunu açıkladığım" söylediğinin belirtilmesi üzen- ne de "Onu bilmiyoruz" dedi. "Herkes dınsızim deme özgür- lüğünü kullansın dıyorsunuz, ancak söyleyenler ise yakılı- yor" sorusu üzerine de Kara- mollaoğlu. "Özgürlük derken, kimse başkasına küfretmeme- li" diye konuştu. içişleri Bakanı'mn Sıvas'tan haberi yok mBaştarafi 1. Sayfada üzerine, "Küçük gruplar ha- linde toplandıklannı duyduk. Yüzer kışilik üç gnıp halinde ama fevri tehlike arz eden bir durum yok. Sokağa çıkma ya- sağı devam ediyor. Yann (bu- gün) sabah herhalde kalka- cak" diye konuştu. Gazioğlu, bir gazetecinin "Aziz Nesin sizi yalan haberlere kaynakhk yapmakla suçluyor, ne diyor- sunuz?" şeklındeki sorusuna şu yanıtı verdi: "Bu iddiada bulunabilir. Ama yani olaylann içinde olan valinin, emniyet müdürünün vesairenin kanaat ve düşünce- lerini. fıkirlerini biz orada söy- ledik. Kendımiz görmüş deği- liz" Mehmet Gazioğlu, çeşitli çevrelerce belediye başkanının suçlandığı, bu konuda bir so- ruştuıma başlatılıp başlatılma- dığı yolundaki bir soru üzerine ise öncekı gün üç merkez vali- sinin ve üç müfettişin Sıvas'a gönderildiğini. tahkikatın sür- düğünü söyledi. Gazioğlu," Aziz Nesin hakkında soruştur- ma açılıp, açılmadığının sorul- ması üzerine, "Hayır şimdilık yok. Ama olaylann tamamı hakkında adli ve idari tahki- kat, takibat devam ediyor" diye konuştu. İçişleri Bakanı, cenazelerin 18'inin Ankara'ya getirildiğini ve törenle toprağa verileceklerini bildirdi. Gazi- oğlu, bir gazetecinin kendisin- den önce MİT Müsteşan'nın da başbakanlığa geldiğjni anımsatması üzerine şöyle ko- nuştu: "Hiç fevkalade bir durum söz konusu değil. Bir takım konulan görüşeceğiz. Biliyor- sunuz bir takım olaylanfnız var, yani fevkalade bir pozis- yon hiçbir şekilde yoktur." Gazioğlu, görüşme sonra- sında, " Sıvas'ta açlık grevine başlayanlar olmuş. çauşma varmış" sorusu üzerine, "Korktuğumuz toplumsal bir olaydı. 35 kişi ölmüş, bu tepki normal"dedi. Deviet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Yıldınm Aktuna ise dün akşam düzen- lediği basın toplantısında gaze- teci!erin"Yer yer olaylar var- mış"sorusu üzerine "Yok öyle bir şey" yanıünı verdi. ILAN T.C. KEPSUT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo:1991 139 KararNo: 1993,60 KararTanhi. 28.4.1993 Davacı Kcpsut Buyükkatrancı köyü nüfusutıa kayıtlı Mustafa kı- n. 1960 doğumlu. Hu'tya Koyun vekılı dava takıpçisi Nurhan Çakar larafındjndav.ılı c^ı a'vnı kov nüfusuna kayıtlı Himmet oğlu, 1955 doğumlu. Mchmci Koyun aleyhine açılan boşanma da\'asının mah- kcnıcmızdc yapılan yargılamasında: laraflann boşanmalanna karar vcrilmii olup işbu ılanın yayınlanmasından itibaren 15 gün sonra ka- rarın lchlığ yapılmı^ sayılaaığı. davalı Mehmet Koyun'a karar tebliğ \crinc kaim olmak ii/crc ilan olunur. 15.6.1993 Basın. 49508
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle