18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 5TEMMUZ1993 PAZARTESİ Hollanda'da ve İngiltere'de doktorlann uyansıyla bebekleri sırtüstü yatırmanın olumlu sonuçlan ortaya çıktı Bebeklerdeani ölümsendromuoldukçayaygınHaber Merkezi - Vapılan araşiı- rmalar. sırtüstü yatınlan bebeklerde uykuda ölme olgusunun önemlı oranda azaldığını göstenyor. Bebeklerde ani ölüm sendromu ıSIDS) oldukça yayeın bır olcu. ABDde çocuk doktorlan SIDS olasılığına karşı önlem almanın ya- rar sağlamayacağını ılen sürseler de Avrupa. Avustralya ve Yeni Zelan- da'da doktorlar bebeklen sırtüstü yatırmanın SIDSı engelledığını sa- vunuyor Hollanda'da \e İngıltere- de dokıorlann mansnla bebekleri sırtüstü yatırmanın olumlu sonuç- lan ortaya çıktı. I99l"de nedeni bı- linmeyen bebek ölümleri 912 ıken I992'de456"ya düşıü Bırdüzıneül- kede sekız yıldır sürdürülen 25 araştırma. bebeklerı sırtüstü şatı- rmanın yararlannı pekıştırdı. Bebe- ğın uyku pozısyonunun SlDS'i bu denli azaltmasının nedenleri arası- nda soluk alma yetmezlığı en başta gelıyor. Kann üstü uykuda bebeğın solunum yollan tıkanıp soluk ala- mayabılıyor Aynca bu konumda uvk'u daha denn oldueundan u\an- yA. apılan araştırmalar, sırtüstü yatınlan bebeklerde uykuda ölme olgusunun önemli oranda azaldığını gösteriyor. masıdugüçoluyor. Diğerbırkuram da bebeğın \ücut ısısının yükselerek solunum rcflcksini zayıfİatması ve soluduftu havavı tekrar soluvarak oksijensız kalması. Bebeklerin kann üstü yatınlması Avrupa ülkelennde ve ABD'de son 30 yıldır yaygın olan bir uygulama. Yararlan yalnızca sınıriı bilgi birikimıne dayanıyor. Avrupalı araştırmacılar. Âmen- ka'da 4 çocuktan 3'ünün hala niçin yüzüstü yatınldığını merak ediyor. Pıttsburg Hastanesi Çocuk Hasta- lıklan Bölümü'nden Doktor Susan Orenstein. sırtüstü konumda pre- mature bebeklerin kusmuklannı yutma riskinın arttığını belirtiyor. Aynca SIDS oranmda düşüşü. be- beklerin uyku pozisyonuna bağla- manın ne denli doğru olduğunu da sorguluyor. Bebekleri soğuktan ko- ruma kaygısıyla çok fazla sanp sar- malamanın da vücut ısısını yüksel- terek ani ölümlere neden olabilece- ğıni kaydediyor. Geçen yıl ABD"de Çocuk Has- talıklan Akademisi. sağlıkh bebek- lerin sırtüstü yatınlmasmı öngören bir bildiri yayımladı. Ancak bu bil- diri nedense çok fazla duyurulmadı. Yeni Zelandalı çocuk doktoru Shir- ley Tonkin. "Doktorlar geçmiştesa- \ unduklan bir doğruyu şimdi yadsı- mak ıstemiyorlar. Bu nedenle uyku pozısyonu üzennde yorum yapmak işlerine gelmıyor" dıye konuşuyor. Bir zamanlar Süreyya Plajı'nın simgesi haline gelen Bakireler Mabedi şimdi yatır görevini üstlenmiş Bakireler Mabedi'ne bir avuç dolusu dua BURÇAKEVREN Bir zamanlar. çok değıl bır on yıl. hadı bilemedinız bir onbeş yıl önce İstanbul'un tüm kıyılannda dcnıze gınlırdı. Boğaz'ın ıkı yakasını çevre- leyen lüks plajlann yanı sıra bır ucu Fİoryadan. diğer ucu da Kalamış. Fenerbahçe'den başlayarak Cadde- bostan. Suadiye. Bostancı. Küçuk- yalı, İdealtepe güzargahını izleyerek Pendik'e dek dizi dızi plajlar y er alır- dı. Yaz aylannda genel bır deyışle iğne atsanız yere düşmezdı buralar- da. Ufak bir ücret karşılığında du- huliye biletı aldınız mı. gün batımı- na dek denız. kum arasında gıdıp gelırdınız. Güneş sıze. sız denıze do- yardınız adeta. E\et, o yıllar karpu- zun denize düşüp de denız me\ sımi- nin açıldığı yıllardı. Sonra karpıız- dan başka şeyierdedenıze düşmeye başlayınca ne denız. ne de plajlar kaldı.'.. Çarpık. sağlıksız ve plansız bir kentleşmenin sonucu plajlar datıpkı sıcak yaz aylannın belki de tek eğ- lence odağı olan yazlık sinemalar gıbı yaşamımızın küçük ama unu- tulmaz mutluklanyla birlıktc yok olup gıttiler. İlk tanışma İstanbul halkı yanıbaşındaki de- nizle zaten çok geç tanışmıştı. Fera- cenin altındakı güneşc hasret beyaz ten daha çok Kağıthane ıle Küçük- su tatlısulannda arz-ı endam ettığin- den Osmanlı ıçin tuzlu su hep 'out' olmuştu. Denız suyunun güneş yü- zü görmeyen Osmanlı tenı ile ku- caklaşıp "ın" olması ıçin ıse yüzyılı- mızın ilk çeyreğınde deniz hamam- lannın açılması gerekıyordu. Gerçi buna da pek kucaklanma denemez ya .. Her neyse yine de etrafı Ziget- var Kalesi'nden daha iyi kuşatılmış tahta perdelerin arkasında bekçi sandalının güvencesı ıle Osmanlf- nın kadınlan mahalle hamamlan- nın yakıcı halvetinden sonra ilk kez açıkhavada deniz suyuyla tanışmış- lardı. Ama ne tanışma... Başta sıkı- uana bağlanmış bir başörtü. sırtta ise tüm moda akımlannı çıldırtacak bir fistan. Ah bır de o günlerin fo- toğrafı çekılmış olsaydı. ınanın ero- tızmın göbeğinı çaılatan şimdilerin ıslak akımının en cüretkar öncüleri sayılırdı bizım kadınlanmız. Amacımız plajlann tarihı ile bir- lıktc nostaljinin derin ve bucaksız sulannda boğulup gıtmek değil. Yalnızca yeniyetme çağımızla genç- liğimizin bir bölümünü kumu ile de- nizinde bıraktığımız Süreyya Plajı ile onun adeta bir atrübüsü haline gelen "Bakıreler Mabedı'nden söz eımek. Şimdilerde bu Bakireler Ma- bedı. Dalan"ın sahil yolu projesin- den ötürü denizden oldukça uzakta bir kara parçasının ortasında. çoğu kişicc eskiden ne işe yaradığı bilin- meden öylesine garip ve yanlız du- ruyor ki. onun tanhini yazmamak ya da yaşanmışlığına bir tarih düş- .memek haksızlık sayılır. Bir zamanlar denızin ortasında duran bu mabet üzennde nice unu- tulmaz birlikteiıkler yaşanmış. nice aşklar doğmuş vc nice yeniyetme. çağının sınırsız özgürlüklerinden kaynaklanan peşrevler çekmişti. Yıllarca önce dcnizin üzerinde olan mabette günejlenmek isteyenkr «*re scrpe yatardı. Şimdi o da, denize hasret. iGARBİSÖZATA^ Bu pazar 1S/6/947 SÜREYYA PLAJI F««rb«hçe BELVÜ nüdiriyeti •ltad* AÇILIYOR. En «m ristem tesisata roalik oUn plâj ksbtneien lüks ve konforludur. Mûkemm«l gazino — Fevkalâde emz nefis İçki ve yemekier — Aiîeler ıçin hususl odalar. Bütün tanlİy* tı-er.leri plâjm otiüude dunır. Kadiköy Iskelesinden plâja mun- tazam otobüs s*Tvis]erı; Karmkğy- den de f'oğrudan dcŞruya plftjft elveri*li hususî motör ser/bleri Renerbahçe'den Kartal'a dek uzanan plajlar şimdi denizden oldukça uzakta kendi yazgılanna terk edilmişler. Onlardan arta kalanlar. yıkık dökük kabinler, bir de mabet.Onlar da denize bir hayli uzakta, şimdi bir başka görevi üstlenerek yöre halkına hizmet veriyorlar. Çünkü orası yüzme bilip de kumsai- da ya da lüks kabinlerde yapılama- yan nice kaçamaklann. hadi açıkça söyleyelim, nice günahlann tuzlu suîu bedenlerin ayıplannı örten bir mekan olmuştu. Şimdi ise garip ama gerçek onu tanımayanlann, nere- deyse dualanna hedef oiup adeta bir yatır saygınlığı görüyor. Bir beş yıl sonra da çocuk bekleyenlerle. evde- kalmışlann beyaz atlı prenslerini bulmak umuduyla çaput bağlaya- cağı bir yer haline dönüşmesı kaçı- nılmaz. Yıllarca önce yanıbaşından geçen trenin içinde bir kadının dua okuduğunu görünce gülmenin mi yoksa üzülmenin mi daha doğru ol- duğuna bir türlü karar verememiş- tim. Bakireler Mabedi'nin de öyküsü plajla birlikte başlar. Kadıköy'e nice hizmetler vermış ama bunun yanı sı- ra babadan kalma paşalığı hep tartı- şılmış olan Süreyya Paşa. Kartal Kaymakamı ile Maltepe Belediye Başkam'nın ısrarlanna dayana- mayarak kendisine pek fazla gelir getirmeyen mekanı sonunda plaj yapmaya karar vermiş. 20 Haziran I939'da temelı atılan plajın resmi açılışı 8 Haziran I946'da yapılmış. Bu arada İstanbul Valisi Lütfi Kır- dar plajla Bağdat Caddesı arasında- kı yolu, bir diğer yetkili de tren ıstas- yonunu yaparak plajı renklendirip hareketlendirmişler. Plajın tren yo- luna bakan cephesine bir dizi güzel kızın naıf resimleri ile iki adet alçak kabartma işlenmiş. İstasyonun ar- kasına ise daha sonralan bır otel yapılarak plajın tüm ünıteleri ta- mamlanmış. Pek eskisinı bilmem ama akmışlı yıllann sonunda ıkmci mevkiler haiîcın. lüks kabinler ise 'vatandaşın" olmuştu. Vatandaşın bırçoğu da kentıen biraz uzak bu plaja denıze girmek gereksınimi ye- rinc bır başka şeylenni gidermek için gelıyordu. Küçükkcn bu kabin- lerin ne işe yaradığını pek bilmez, içındekılenn denıze niçın girmedik- '•erinı hep merak ederdım. Hem on- ca para vereceksiniz. hem de yanı- başınızdaki denize gırmeyeceksiniz. Ama az daha aklım kesmeye başla- yınca bu kabinlerde yalnızca denize girmek için soyunulmayacağını an- ladım.(Füruzan ıle Karamustafa"- nın Benim Sinemalanm filminde bu dediklerimin altı çizilir.) Bir yaz bo- yunca plaja gelıp de hala günışığını görmeyen bedenlerin aspirin beya- zını anımsatajı görünümlen. küçük çocuklann değil ama yeniyetmelenn kaçamak gülücüklenne pek engel olamıyordu. Öcünü alan mabed Deniz bahanesi ile lüks kabınlere yapılan kaçamaklan bir yana bıra- kıp daha masumuna tanıklık eden Bakireler Mabedi'nin öyküsünü Sü- reyya Paşa'nın "Teşebbüslerim ve Reısliklerim" kitabından aktaralım. Süreyya Paşa şöyle anlatır mabedin yapılışını: "Eski Yunan tarihinde bir Bakireler Mabedi ve bu mabedi zi- yaret ve tavaf eden genç \e gclinlik kızlann çabuk koca bulduklan efsa- nesının me\cut olduğu cümle ma- lumdur. Avrupa parklannda. su ke- narlannda ve sınema fılmlerinde te- sadüf edilmekte olan mabedin şekli hoşumuza gittiğı cıhetlc. biz de sa- hilden elli-altmış metre uzakta ve denız altında mevcut üç-dört büyük kaya parçası üzerinde plajımızın sembolü olmak üzere bu mabet şek- linde altı dırek ve bir kubbeden bir denız mabedi inşa ettık. plajımızı süşledık." İyi ki süslemiş Süreyya Paşa... Herdönemde işeyanyor. Sanki ma- bet değil Türkıyenın. çeşıtli dönem- lerdeki sosyo-kültürel ve de dini ınaçlannın bır simgesi. DP"nin her mahallede bır milyoner yaratma dö- neminde köşeyi dönerken yüzme dersleri almayı da ihmal etmeyen yeni zenginlerin kaçamak yeri, ANAP döneminde Dalan'ın yıkım merkezi. şimdilerde ise bu mabedin bir zamanlar ne işe y aradığını bilme- yenlenn dua yeri. Kimbilir belki de Olimpos"un ölümsüz tannlan bızlerden öç ah- yordur. Durup dururken onun ba- kireler için yaptırdığı mabedi deni- zin ortasına diker mısın? Mabet ma- bettir, eninde sonunda ne yapılırsa yapılsın, aslına rücu eder. RAGIP DL RA\ Denız otobüsünden ındığınizde sankı Büyükada. Çünkü Rumca konuşuluyor. Çünkü arkadaşlannı karşılamaya gelmiş insanlar. Çünkü denız otobüsünden inenler. yazlık- lanna yerleşmck üzcre büyük valiz- lerinı sürüklüyorlar iskeleden ileri- deki yokaşa doğru. Bir-ikı kahve. üç-dört lokanta dıkkat çekiyor he- men siihılde 5-6 kedı ıse uyukluyor Mcağın altında. Atina'nın. Yeniköy'e benzeyen lı- manı Pire'den. Yunus tabir ettikleri deniz otobüslenne binince, ıki saat sonra Hydra Adası çıkıyor insanın karşısına. (Adı bilinir kendi bilinmez coğ- rafyalar vardır: Şıirlere. şarkılara l.onu oiur. Roman kahramanlan çı- kar da Kı yörelerden. gidilmemiştir. gidilmez: Hydrj biraz öyle bir ada). 60"lı 70'li yıllann jet sosyetesınin yazlık sığınağı. Sophia Loren, Ona- sisgıbı ünlülenn adı geciyor adanın yakin tarihinde. Ama Hydra. belki de daha çok Yunanıstan'ın Bod- rum'u Çünkü Allen Ginsberg'den Lconurd Cohen'e kadar ^air. yazar. müzisyen bır sürü sanatçı gelip yer- leşmış vaktı zamanında bu adaya. Kanadalı Cohen uzun yıllarını ge- çirmış a\lulu kagir birevde. Jet sosyetenin yazlık sığınağı, Sophia Loren, Onasis gibi ünlülenn adı geçiyor adanın yakın tarihinde Yımanistan'ın Bodrum'ugibiHydra Marianne (So Long) ile birlikte ve "Beautiful Losers" romanını kale- me almış burada Plaklannın birinin kapağında vardır bu dönemin bir fotografısi. Cohen : ın ızine düşmüşken bir so- kak tavemasında ahçıbaşı ile şef garson işlerini bitirincealdılarelleri- ne ikı gıtar. oturdular bir masanın başınaıâşıkatışmalanndan.Akdeniz kokulu ada havalanna kadar en az iki saatlik bir konser verdıler müşte- rilere Komşunun kızı Katanna da orada. balıkçı Dimitn de. Herkes şarkının nakaratlanyla bırbırine laf atıyor. Rcçinelişarap.hasırörülüşı- şeden lıkır lıkır dökülüyor bardak- lara. - Leonard Cohen"in evıni biliyor musunuz? Hangısı? - Kım. kım? - Leonard Cohen, Kanadalı şar- kıcı-şaır. burada yaşamış vakti za- manında... Oradan garson Aleko atıldı söze. - Canım bizim Leonardo'yu arı- sorlar. Daracık sokaklan, bembeyaz ya da gri evleri, mavi duvarlan ve deniziyle Hydra sakin bir ada. - Hıı. Leonardo mu° dedi gitarist ahçıbaşı. bir yandan da iki kaşık kalmış pilavı kanştırarak ve hıç önemsemez biredayla sürdürdü ko- nuşmasını: - 5-6 ay önce buralardaydı... Ara- da bir uğrar bize. Son defa geldiğin- de yağmur vardı, içen gjrdı, şu köşe- de çaldı biraz... Ozdemir İnce'nin de Hydra tarih- li birşıiri var. Cohen'in olduğu gibi. Hydra'nın özelliği. yabancı. yani Avrupalı turistlcrin pek ilgısini çek- memeşı; daha çok Yunanlılar geli- yor. Öyle tipik Mikonos fılan gibi cank turizm gösteriieri yok adada. Küçük oteller ve pansiyonlar şık ve temiz. Nispeten de ucuz. Mesela 6 ila 10 bin drahmi arasında. (Bir drahmi 50 Türk Lirası). Yemekler beyazpeynirli salatayla başlıyor. ba- lık ya da domuz pirzola ve musak- kayla sürüp karpuz ya da kavunla bitiyor. Gece olmuş 12.00... Sonra başlıyor Avrupai diskotekler saatı. Onlar kıyıda. Bir tanesi eşcinsellere aynlmış durumda. Sokaklan dar ve çiçekli Hydra"- nın. Bizim Cunda Adası gibi. Hanı- melleri mis kokulu. arslanağzılan bin renklı. Ahşap kapılannda güzel bir eskilik var. Mavıler burada dai- mı sergideler. - Buyrun efendim. ne çeşidinı is- tersiniz. - Biraz daha koyuistiyorsanızak- şama uğrayın. - O mavi sabaha karşı çıkar. deniz tarafında... Evlerinbırkısmı beyaz ve mavi de bir kısmı granit gnsı; y ani dış cephe- ler de taş. Sorunca öğreniyor insan. Gri evler zengin evlendır... Onla- nn taşlan da dışandan gelir... Tarihi bakış Çorak anlamına gelen Hydra Adası. bir yabancı gözlemcı tarafın- dan: ilk kez 1808 yılında İzmir'deki Fransız Konsolosluğu'nda görevlı bırstajyer-kâtıp, M.AugusteDeJas- saud tarafından inceleme konusu edilmiş. "Hydra. Specie, Poro ve İpsera adalannın fıziki ve siyası du- rumu hakkında zabıt" başlıklı uzun raporun hem Fransızca orıjınal metni hem de Rumca çevırisi adanın tek kitapçı-gazete bayıinde satılan tek turistik-tanhi kıtap. Jassaud. o dönemdeki her Batılı gibi oiağanüstü Grekofıl bir bakış açısıyla Hydra'yı ıncelerken. bu ge- mici ve balıkçı minik ada halkırun (o tarihte tüm nüfusu 22 bin kışı) "Os- manlı zulmüne karşı hürriyetperver duygulannı" sık sık överek sergıli- yor. Ancak ada olmanın getirdiği coğrafi ve askeri olumsuzluklan da hatırlatarak Hydralılann. Fatih Sultan Mehmet ya da 3. Ahmet za- manından bu yana "Türk sultası" altında hiçbır zaman Osmanlılara karşı ayaklanmadığını belirtiyor. V'ergilerini düzgün veren. Osmanlı savaş fılosuna yaptıklan gemilerle (güvertesinde top bulunan 110 gemi vârdı 18O8"de) katkıda bulunanHy- dralılar. Jassaud'ya göre daha o za- mandan mutfakta ve şarkı söyle- mekte oiağanüstü becerikliler. Ön- celıkle balık. daha sonra dağlarda yetışen otlardan yapılan sebzeli ye- mekler ada mutfağının mönüsünü oluşturuyor. Adada tanma elverişlı çok az toprak olması nedeniyle mey-\'e ve sebze hep dışandan geli- yor. Hydra'dan Antik Çağ"da ya da daha sonraki dönemlerde hiçbir önemli mitolojık kahraman. tann yj dj filozof yetışmediğinı üzülerek kaydeden Fransız diplomat. 1789 Büyük Fransız İhtılali'nin adadaye- teri kadar yankı bulamamış olma- sından vakınıvor îliknakli hastanesi için 80 rnilyar ürakredi sağlandı • Gölbaşf nda kurulacak olan Türkiye'nın ilk ilık naklı hastanesi ıki yıl içinde tamamlanarak hizmete girecek Hastaneilkplanda çocuklarıcin hizmet verecek. AN'KARA (AA)-Türkiye'nin ilk ilik naklı hastanesi. ıki yıl içinde Gölbaşf nda hizmete gırccek. Türkiye Devlet Hastaneleri ve Hastalara Yardım Vakfı Başkanı Engin Öztürk. 80 milyar liralık teşvık kredisı aldıklannı ve yapımına bir süre ara veriien hastanenın iki yıl içinde lamamlanacağını bıldirdi. Sağlık Bakanhğı ıle imzaladıklan protokol gereği. hastane donanımının bakanlık tarafından yapılacağını anlatan Öztürk. hastane İîızmete gırdıkten sonra hastalardan fakir olanlannınyüzde 10'unun tedav i ve ameliy atlannın ücretsiz olacağını bildırdi. Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi iledeçalışmalannı sürdürdüklerini vurgulayan İlk hizmet çocuklara Öztürk, hastanenın ilk aşamada çocuk iliği nakli ve çocuk onkolojisi üzerine hizmet vereccğini. daha sonra ıse diğer organ nakillenne geçilecegını belırtti. İlik nakli ıçtn Türkıy e'den yurdışına gıdenlenn sayısınınçok olduğunu anlatan Öztürk. bu hastanenın kurulmasıyla birlıktc yurtdışınagidişlerin de önleneceğıni söyledi. Türkıy e'de ilk kezılık bankasının da bu hastanede kurulacağını ifade eden Öztürk. böy lece bu alandaki büyük birihtıyacın da karşılanacağını bildirdı. Öztürk. ilık naklinde çalışacak hekimlerin eğitim çalışmalanna da başlandığını kaydetti. Hastane okullan açılıyor ANKAR-V (AA). Milli Eğıtım Bakanhğı ıle Hacettepe Üniversitesi arasında unzalanan ışbırliğı protokolü çerçevesinde. Türkiye"de ilk kez hastane okulu açılacak. Hacettepe Üniversitesi'nden abnan bılgıye göre protokol. zihinsel. ışıtme. fıziksel engelli ve konuşma güçlüğü bulunan çocuklann özel eğiümleri konusunda işbirliğini öngörüyor. Protokol çerçevesinde, uzun süreli hastalıklan nedeni ile hastaneye bağımlı çocuklann eğitımlerini sürdürmek amacıyla çocuk hastanesi içinde hastane okulu açılacak. Ökulun eğıtim kadrosu Milü Eğitim Bakanlığı'nca oluşturulacak. Üniversitenin Ev Ekonomisi Yüksekokulu. Çocuk Sağlığı ve Eğitimi Bölümü. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu. çocuk hastanesi ile ortaklaşa olarak Milli Eğitim Bakanhğı ile ışbırliği yapacaklar. Bu uygulama. bundan sonraki projeler için pilot çalışma oluşturacak. UyurgezerKğin bedeli ömür boyu hapis BR1SBANE(A.\)-Eşi öldürüldüğü sırada uykuda yürüdüğünü söyleyen Âvustraly alı, ömür boyu hapis cezasına çarptınİdı. Bnsbane Yüksek Mahkemesi Yargıcı Brian Ambrose, dnayeti ""garip" olarak nıtelendirerek hapishane yetkililerinın, badanaa Bernard Brovvn'ı psikolojik kontrol altında bulundurmalannı istedi. 41 yaşındakı badanaa Ambrose. eşinin. geçen yıl ağustos ayında öldürülmesi sırasında uykuda y ürüdüğünü söy ley erek suçsuz olduğunu öne sürmüştü. Ambrose. uykuda yürüdüğü sırada kimliği bilinmeyen bir kişinin yatak odasma gırerek eşi Susan'ı öldürdüğünü anlatmıştı. Ambrose'nin savunma av ukatı. Brovvneşıni öldürdüyse bile. olay sırasında uykusunda y ürüdüğü için bilinçsiz olduğunu sa\ unmu^tu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle