Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 5TEMMUZ1993 PAZARTESİ
Hollanda'da ve İngiltere'de doktorlann uyansıyla bebekleri sırtüstü yatırmanın olumlu sonuçlan ortaya çıktı
Bebeklerdeani ölümsendromuoldukçayaygınHaber Merkezi - Vapılan araşiı-
rmalar. sırtüstü yatınlan bebeklerde
uykuda ölme olgusunun önemlı
oranda azaldığını göstenyor.
Bebeklerde ani ölüm sendromu
ıSIDS) oldukça yayeın bır olcu.
ABDde çocuk doktorlan SIDS
olasılığına karşı önlem almanın ya-
rar sağlamayacağını ılen sürseler de
Avrupa. Avustralya ve Yeni Zelan-
da'da doktorlar bebeklen sırtüstü
yatırmanın SIDSı engelledığını sa-
vunuyor Hollanda'da \e İngıltere-
de dokıorlann mansnla bebekleri
sırtüstü yatırmanın olumlu sonuç-
lan ortaya çıktı. I99l"de nedeni bı-
linmeyen bebek ölümleri 912 ıken
I992'de456"ya düşıü Bırdüzıneül-
kede sekız yıldır sürdürülen 25
araştırma. bebeklerı sırtüstü şatı-
rmanın yararlannı pekıştırdı. Bebe-
ğın uyku pozısyonunun SlDS'i bu
denli azaltmasının nedenleri arası-
nda soluk alma yetmezlığı en başta
gelıyor. Kann üstü uykuda bebeğın
solunum yollan tıkanıp soluk ala-
mayabılıyor Aynca bu konumda
uvk'u daha denn oldueundan u\an-
yA. apılan araştırmalar, sırtüstü yatınlan
bebeklerde uykuda ölme olgusunun önemli
oranda azaldığını gösteriyor.
masıdugüçoluyor. Diğerbırkuram
da bebeğın \ücut ısısının yükselerek
solunum rcflcksini zayıfİatması ve
soluduftu havavı tekrar soluvarak
oksijensız kalması. Bebeklerin kann
üstü yatınlması Avrupa ülkelennde
ve ABD'de son 30 yıldır yaygın olan
bir uygulama. Yararlan yalnızca
sınıriı bilgi birikimıne dayanıyor.
Avrupalı araştırmacılar. Âmen-
ka'da 4 çocuktan 3'ünün hala niçin
yüzüstü yatınldığını merak ediyor.
Pıttsburg Hastanesi Çocuk Hasta-
lıklan Bölümü'nden Doktor Susan
Orenstein. sırtüstü konumda pre-
mature bebeklerin kusmuklannı
yutma riskinın arttığını belirtiyor.
Aynca SIDS oranmda düşüşü. be-
beklerin uyku pozisyonuna bağla-
manın ne denli doğru olduğunu da
sorguluyor. Bebekleri soğuktan ko-
ruma kaygısıyla çok fazla sanp sar-
malamanın da vücut ısısını yüksel-
terek ani ölümlere neden olabilece-
ğıni kaydediyor.
Geçen yıl ABD"de Çocuk Has-
talıklan Akademisi. sağlıkh bebek-
lerin sırtüstü yatınlmasmı öngören
bir bildiri yayımladı. Ancak bu bil-
diri nedense çok fazla duyurulmadı.
Yeni Zelandalı çocuk doktoru Shir-
ley Tonkin. "Doktorlar geçmiştesa-
\ unduklan bir doğruyu şimdi yadsı-
mak ıstemiyorlar. Bu nedenle uyku
pozısyonu üzennde yorum yapmak
işlerine gelmıyor" dıye konuşuyor.
Bir zamanlar Süreyya Plajı'nın simgesi haline gelen Bakireler Mabedi şimdi yatır görevini üstlenmiş
Bakireler Mabedi'ne bir avuç dolusu dua
BURÇAKEVREN
Bir zamanlar. çok değıl bır on yıl.
hadı bilemedinız bir onbeş yıl önce
İstanbul'un tüm kıyılannda dcnıze
gınlırdı. Boğaz'ın ıkı yakasını çevre-
leyen lüks plajlann yanı sıra bır ucu
Fİoryadan. diğer ucu da Kalamış.
Fenerbahçe'den başlayarak Cadde-
bostan. Suadiye. Bostancı. Küçuk-
yalı, İdealtepe güzargahını izleyerek
Pendik'e dek dizi dızi plajlar y er alır-
dı. Yaz aylannda genel bır deyışle
iğne atsanız yere düşmezdı buralar-
da. Ufak bir ücret karşılığında du-
huliye biletı aldınız mı. gün batımı-
na dek denız. kum arasında gıdıp
gelırdınız. Güneş sıze. sız denıze do-
yardınız adeta. E\et, o yıllar karpu-
zun denize düşüp de denız me\ sımi-
nin açıldığı yıllardı. Sonra karpıız-
dan başka şeyierdedenıze düşmeye
başlayınca ne denız. ne de plajlar
kaldı.'..
Çarpık. sağlıksız ve plansız bir
kentleşmenin sonucu plajlar datıpkı
sıcak yaz aylannın belki de tek eğ-
lence odağı olan yazlık sinemalar
gıbı yaşamımızın küçük ama unu-
tulmaz mutluklanyla birlıktc yok
olup gıttiler.
İlk tanışma
İstanbul halkı yanıbaşındaki de-
nizle zaten çok geç tanışmıştı. Fera-
cenin altındakı güneşc hasret beyaz
ten daha çok Kağıthane ıle Küçük-
su tatlısulannda arz-ı endam ettığin-
den Osmanlı ıçin tuzlu su hep 'out'
olmuştu. Denız suyunun güneş yü-
zü görmeyen Osmanlı tenı ile ku-
caklaşıp "ın" olması ıçin ıse yüzyılı-
mızın ilk çeyreğınde deniz hamam-
lannın açılması gerekıyordu. Gerçi
buna da pek kucaklanma denemez
ya .. Her neyse yine de etrafı Ziget-
var Kalesi'nden daha iyi kuşatılmış
tahta perdelerin arkasında bekçi
sandalının güvencesı ıle Osmanlf-
nın kadınlan mahalle hamamlan-
nın yakıcı halvetinden sonra ilk kez
açıkhavada deniz suyuyla tanışmış-
lardı. Ama ne tanışma... Başta sıkı-
uana bağlanmış bir başörtü. sırtta
ise tüm moda akımlannı çıldırtacak
bir fistan. Ah bır de o günlerin fo-
toğrafı çekılmış olsaydı. ınanın ero-
tızmın göbeğinı çaılatan şimdilerin
ıslak akımının en cüretkar öncüleri
sayılırdı bizım kadınlanmız.
Amacımız plajlann tarihı ile bir-
lıktc nostaljinin derin ve bucaksız
sulannda boğulup gıtmek değil.
Yalnızca yeniyetme çağımızla genç-
liğimizin bir bölümünü kumu ile de-
nizinde bıraktığımız Süreyya Plajı
ile onun adeta bir atrübüsü haline
gelen "Bakıreler Mabedı'nden söz
eımek. Şimdilerde bu Bakireler Ma-
bedı. Dalan"ın sahil yolu projesin-
den ötürü denizden oldukça uzakta
bir kara parçasının ortasında. çoğu
kişicc eskiden ne işe yaradığı bilin-
meden öylesine garip ve yanlız du-
ruyor ki. onun tanhini yazmamak
ya da yaşanmışlığına bir tarih düş-
.memek haksızlık sayılır.
Bir zamanlar denızin ortasında
duran bu mabet üzennde nice unu-
tulmaz birlikteiıkler yaşanmış. nice
aşklar doğmuş vc nice yeniyetme.
çağının sınırsız özgürlüklerinden
kaynaklanan peşrevler çekmişti.
Yıllarca önce dcnizin üzerinde olan mabette günejlenmek isteyenkr «*re scrpe yatardı. Şimdi o da, denize hasret. iGARBİSÖZATA^
Bu pazar 1S/6/947
SÜREYYA
PLAJI
F««rb«hçe BELVÜ nüdiriyeti •ltad*
AÇILIYOR.
En «m ristem tesisata roalik oUn
plâj ksbtneien lüks ve konforludur.
Mûkemm«l gazino — Fevkalâde emz
nefis İçki ve yemekier — Aiîeler
ıçin hususl odalar. Bütün tanlİy*
tı-er.leri plâjm otiüude dunır.
Kadiköy Iskelesinden plâja mun-
tazam otobüs s*Tvis]erı; Karmkğy-
den de f'oğrudan dcŞruya plftjft
elveri*li hususî motör ser/bleri
Renerbahçe'den Kartal'a dek uzanan plajlar
şimdi denizden oldukça uzakta kendi yazgılanna
terk edilmişler. Onlardan arta kalanlar. yıkık dökük
kabinler, bir de mabet.Onlar da denize bir hayli
uzakta, şimdi bir başka görevi üstlenerek yöre
halkına hizmet veriyorlar.
Çünkü orası yüzme bilip de kumsai-
da ya da lüks kabinlerde yapılama-
yan nice kaçamaklann. hadi açıkça
söyleyelim, nice günahlann tuzlu
suîu bedenlerin ayıplannı örten bir
mekan olmuştu. Şimdi ise garip ama
gerçek onu tanımayanlann, nere-
deyse dualanna hedef oiup adeta bir
yatır saygınlığı görüyor. Bir beş yıl
sonra da çocuk bekleyenlerle. evde-
kalmışlann beyaz atlı prenslerini
bulmak umuduyla çaput bağlaya-
cağı bir yer haline dönüşmesı kaçı-
nılmaz. Yıllarca önce yanıbaşından
geçen trenin içinde bir kadının dua
okuduğunu görünce gülmenin mi
yoksa üzülmenin mi daha doğru ol-
duğuna bir türlü karar verememiş-
tim.
Bakireler Mabedi'nin de öyküsü
plajla birlikte başlar. Kadıköy'e nice
hizmetler vermış ama bunun yanı sı-
ra babadan kalma paşalığı hep tartı-
şılmış olan Süreyya Paşa. Kartal
Kaymakamı ile Maltepe Belediye
Başkam'nın ısrarlanna dayana-
mayarak kendisine pek fazla gelir
getirmeyen mekanı sonunda plaj
yapmaya karar vermiş. 20 Haziran
I939'da temelı atılan plajın resmi
açılışı 8 Haziran I946'da yapılmış.
Bu arada İstanbul Valisi Lütfi Kır-
dar plajla Bağdat Caddesı arasında-
kı yolu, bir diğer yetkili de tren ıstas-
yonunu yaparak plajı renklendirip
hareketlendirmişler. Plajın tren yo-
luna bakan cephesine bir dizi güzel
kızın naıf resimleri ile iki adet alçak
kabartma işlenmiş. İstasyonun ar-
kasına ise daha sonralan bır otel
yapılarak plajın tüm ünıteleri ta-
mamlanmış. Pek eskisinı bilmem
ama akmışlı yıllann sonunda ıkmci
mevkiler haiîcın. lüks kabinler ise
'vatandaşın" olmuştu. Vatandaşın
bırçoğu da kentıen biraz uzak bu
plaja denıze girmek gereksınimi ye-
rinc bır başka şeylenni gidermek
için gelıyordu. Küçükkcn bu kabin-
lerin ne işe yaradığını pek bilmez,
içındekılenn denıze niçın girmedik-
'•erinı hep merak ederdım. Hem on-
ca para vereceksiniz. hem de yanı-
başınızdaki denize gırmeyeceksiniz.
Ama az daha aklım kesmeye başla-
yınca bu kabinlerde yalnızca denize
girmek için soyunulmayacağını an-
ladım.(Füruzan ıle Karamustafa"-
nın Benim Sinemalanm filminde bu
dediklerimin altı çizilir.) Bir yaz bo-
yunca plaja gelıp de hala günışığını
görmeyen bedenlerin aspirin beya-
zını anımsatajı görünümlen. küçük
çocuklann değil ama yeniyetmelenn
kaçamak gülücüklenne pek engel
olamıyordu.
Öcünü alan mabed
Deniz bahanesi ile lüks kabınlere
yapılan kaçamaklan bir yana bıra-
kıp daha masumuna tanıklık eden
Bakireler Mabedi'nin öyküsünü Sü-
reyya Paşa'nın "Teşebbüslerim ve
Reısliklerim" kitabından aktaralım.
Süreyya Paşa şöyle anlatır mabedin
yapılışını: "Eski Yunan tarihinde bir
Bakireler Mabedi ve bu mabedi zi-
yaret ve tavaf eden genç \e gclinlik
kızlann çabuk koca bulduklan efsa-
nesının me\cut olduğu cümle ma-
lumdur. Avrupa parklannda. su ke-
narlannda ve sınema fılmlerinde te-
sadüf edilmekte olan mabedin şekli
hoşumuza gittiğı cıhetlc. biz de sa-
hilden elli-altmış metre uzakta ve
denız altında mevcut üç-dört büyük
kaya parçası üzerinde plajımızın
sembolü olmak üzere bu mabet şek-
linde altı dırek ve bir kubbeden bir
denız mabedi inşa ettık. plajımızı
süşledık."
İyi ki süslemiş Süreyya Paşa...
Herdönemde işeyanyor. Sanki ma-
bet değil Türkıyenın. çeşıtli dönem-
lerdeki sosyo-kültürel ve de dini
ınaçlannın bır simgesi. DP"nin her
mahallede bır milyoner yaratma dö-
neminde köşeyi dönerken yüzme
dersleri almayı da ihmal etmeyen
yeni zenginlerin kaçamak yeri,
ANAP döneminde Dalan'ın yıkım
merkezi. şimdilerde ise bu mabedin
bir zamanlar ne işe y aradığını bilme-
yenlenn dua yeri.
Kimbilir belki de Olimpos"un
ölümsüz tannlan bızlerden öç ah-
yordur. Durup dururken onun ba-
kireler için yaptırdığı mabedi deni-
zin ortasına diker mısın? Mabet ma-
bettir, eninde sonunda ne yapılırsa
yapılsın, aslına rücu eder.
RAGIP DL RA\
Denız otobüsünden ındığınizde
sankı Büyükada. Çünkü Rumca
konuşuluyor. Çünkü arkadaşlannı
karşılamaya gelmiş insanlar. Çünkü
denız otobüsünden inenler. yazlık-
lanna yerleşmck üzcre büyük valiz-
lerinı sürüklüyorlar iskeleden ileri-
deki yokaşa doğru. Bir-ikı kahve.
üç-dört lokanta dıkkat çekiyor he-
men siihılde 5-6 kedı ıse uyukluyor
Mcağın altında.
Atina'nın. Yeniköy'e benzeyen lı-
manı Pire'den. Yunus tabir ettikleri
deniz otobüslenne binince, ıki saat
sonra Hydra Adası çıkıyor insanın
karşısına.
(Adı bilinir kendi bilinmez coğ-
rafyalar vardır: Şıirlere. şarkılara
l.onu oiur. Roman kahramanlan çı-
kar da Kı yörelerden. gidilmemiştir.
gidilmez: Hydrj biraz öyle bir ada).
60"lı 70'li yıllann jet sosyetesınin
yazlık sığınağı. Sophia Loren, Ona-
sisgıbı ünlülenn adı geciyor adanın
yakin tarihinde. Ama Hydra. belki
de daha çok Yunanıstan'ın Bod-
rum'u Çünkü Allen Ginsberg'den
Lconurd Cohen'e kadar ^air. yazar.
müzisyen bır sürü sanatçı gelip yer-
leşmış vaktı zamanında bu adaya.
Kanadalı Cohen uzun yıllarını ge-
çirmış a\lulu kagir birevde.
Jet sosyetenin yazlık sığınağı, Sophia Loren, Onasis gibi ünlülenn adı geçiyor adanın yakın tarihinde
Yımanistan'ın Bodrum'ugibiHydra
Marianne (So Long) ile birlikte ve
"Beautiful Losers" romanını kale-
me almış burada Plaklannın birinin
kapağında vardır bu dönemin bir
fotografısi.
Cohen
:
ın ızine düşmüşken bir so-
kak tavemasında ahçıbaşı ile şef
garson işlerini bitirincealdılarelleri-
ne ikı gıtar. oturdular bir masanın
başınaıâşıkatışmalanndan.Akdeniz
kokulu ada havalanna kadar en az
iki saatlik bir konser verdıler müşte-
rilere Komşunun kızı Katanna da
orada. balıkçı Dimitn de. Herkes
şarkının nakaratlanyla bırbırine laf
atıyor. Rcçinelişarap.hasırörülüşı-
şeden lıkır lıkır dökülüyor bardak-
lara.
- Leonard Cohen"in evıni biliyor
musunuz? Hangısı?
- Kım. kım?
- Leonard Cohen, Kanadalı şar-
kıcı-şaır. burada yaşamış vakti za-
manında...
Oradan garson Aleko atıldı söze.
- Canım bizim Leonardo'yu arı-
sorlar.
Daracık sokaklan, bembeyaz ya da gri
evleri, mavi duvarlan ve deniziyle
Hydra sakin bir ada.
- Hıı. Leonardo mu° dedi gitarist
ahçıbaşı. bir yandan da iki kaşık
kalmış pilavı kanştırarak ve hıç
önemsemez biredayla sürdürdü ko-
nuşmasını:
- 5-6 ay önce buralardaydı... Ara-
da bir uğrar bize. Son defa geldiğin-
de yağmur vardı, içen gjrdı, şu köşe-
de çaldı biraz...
Ozdemir İnce'nin de Hydra tarih-
li birşıiri var. Cohen'in olduğu gibi.
Hydra'nın özelliği. yabancı. yani
Avrupalı turistlcrin pek ilgısini çek-
memeşı; daha çok Yunanlılar geli-
yor. Öyle tipik Mikonos fılan gibi
cank turizm gösteriieri yok adada.
Küçük oteller ve pansiyonlar şık ve
temiz. Nispeten de ucuz. Mesela 6
ila 10 bin drahmi arasında. (Bir
drahmi 50 Türk Lirası). Yemekler
beyazpeynirli salatayla başlıyor. ba-
lık ya da domuz pirzola ve musak-
kayla sürüp karpuz ya da kavunla
bitiyor. Gece olmuş 12.00... Sonra
başlıyor Avrupai diskotekler saatı.
Onlar kıyıda. Bir tanesi eşcinsellere
aynlmış durumda.
Sokaklan dar ve çiçekli Hydra"-
nın. Bizim Cunda Adası gibi. Hanı-
melleri mis kokulu. arslanağzılan
bin renklı. Ahşap kapılannda güzel
bir eskilik var. Mavıler burada dai-
mı sergideler.
- Buyrun efendim. ne çeşidinı is-
tersiniz.
- Biraz daha koyuistiyorsanızak-
şama uğrayın.
- O mavi sabaha karşı çıkar. deniz
tarafında...
Evlerinbırkısmı beyaz ve mavi de
bir kısmı granit gnsı; y ani dış cephe-
ler de taş. Sorunca öğreniyor insan.
Gri evler zengin evlendır... Onla-
nn taşlan da dışandan gelir...
Tarihi bakış
Çorak anlamına gelen Hydra
Adası. bir yabancı gözlemcı tarafın-
dan: ilk kez 1808 yılında İzmir'deki
Fransız Konsolosluğu'nda görevlı
bırstajyer-kâtıp, M.AugusteDeJas-
saud tarafından inceleme konusu
edilmiş. "Hydra. Specie, Poro ve
İpsera adalannın fıziki ve siyası du-
rumu hakkında zabıt" başlıklı uzun
raporun hem Fransızca orıjınal
metni hem de Rumca çevırisi adanın
tek kitapçı-gazete bayıinde satılan
tek turistik-tanhi kıtap.
Jassaud. o dönemdeki her Batılı
gibi oiağanüstü Grekofıl bir bakış
açısıyla Hydra'yı ıncelerken. bu ge-
mici ve balıkçı minik ada halkırun (o
tarihte tüm nüfusu 22 bin kışı) "Os-
manlı zulmüne karşı hürriyetperver
duygulannı" sık sık överek sergıli-
yor. Ancak ada olmanın getirdiği
coğrafi ve askeri olumsuzluklan da
hatırlatarak Hydralılann. Fatih
Sultan Mehmet ya da 3. Ahmet za-
manından bu yana "Türk sultası"
altında hiçbır zaman Osmanlılara
karşı ayaklanmadığını belirtiyor.
V'ergilerini düzgün veren. Osmanlı
savaş fılosuna yaptıklan gemilerle
(güvertesinde top bulunan 110 gemi
vârdı 18O8"de) katkıda bulunanHy-
dralılar. Jassaud'ya göre daha o za-
mandan mutfakta ve şarkı söyle-
mekte oiağanüstü becerikliler. Ön-
celıkle balık. daha sonra dağlarda
yetışen otlardan yapılan sebzeli ye-
mekler ada mutfağının mönüsünü
oluşturuyor. Adada tanma elverişlı
çok az toprak olması nedeniyle
mey-\'e ve sebze hep dışandan geli-
yor. Hydra'dan Antik Çağ"da ya da
daha sonraki dönemlerde hiçbir
önemli mitolojık kahraman. tann
yj dj filozof yetışmediğinı üzülerek
kaydeden Fransız diplomat. 1789
Büyük Fransız İhtılali'nin adadaye-
teri kadar yankı bulamamış olma-
sından vakınıvor
îliknakli
hastanesi
için 80 rnilyar
ürakredi
sağlandı
• Gölbaşf nda kurulacak
olan Türkiye'nın ilk ilık
naklı hastanesi ıki yıl içinde
tamamlanarak hizmete
girecek Hastaneilkplanda
çocuklarıcin hizmet
verecek.
AN'KARA (AA)-Türkiye'nin
ilk ilik naklı hastanesi. ıki yıl
içinde Gölbaşf nda hizmete
gırccek. Türkiye Devlet
Hastaneleri ve Hastalara
Yardım Vakfı Başkanı Engin
Öztürk. 80 milyar liralık
teşvık kredisı aldıklannı ve
yapımına bir süre ara veriien
hastanenın iki yıl içinde
lamamlanacağını bıldirdi.
Sağlık Bakanhğı ıle
imzaladıklan protokol gereği.
hastane donanımının
bakanlık tarafından
yapılacağını anlatan Öztürk.
hastane İîızmete gırdıkten
sonra hastalardan fakir
olanlannınyüzde 10'unun
tedav i ve ameliy atlannın
ücretsiz olacağını bildırdi. Dr.
Sami Ulus Çocuk Hastanesi
iledeçalışmalannı
sürdürdüklerini vurgulayan
İlk hizmet çocuklara
Öztürk, hastanenın ilk
aşamada çocuk iliği nakli ve
çocuk onkolojisi üzerine
hizmet vereccğini. daha sonra
ıse diğer organ nakillenne
geçilecegını belırtti. İlik nakli
ıçtn Türkıy e'den yurdışına
gıdenlenn sayısınınçok
olduğunu anlatan Öztürk. bu
hastanenın kurulmasıyla
birlıktc yurtdışınagidişlerin
de önleneceğıni söyledi.
Türkıy e'de ilk kezılık
bankasının da bu hastanede
kurulacağını ifade eden
Öztürk. böy lece bu alandaki
büyük birihtıyacın da
karşılanacağını bildirdı.
Öztürk. ilık naklinde
çalışacak hekimlerin eğitim
çalışmalanna da başlandığını
kaydetti.
Hastane
okullan
açılıyor
ANKAR-V (AA). Milli Eğıtım
Bakanhğı ıle Hacettepe
Üniversitesi arasında
unzalanan ışbırliğı protokolü
çerçevesinde. Türkiye"de ilk
kez hastane okulu açılacak.
Hacettepe Üniversitesi'nden
abnan bılgıye göre protokol.
zihinsel. ışıtme. fıziksel engelli
ve konuşma güçlüğü bulunan
çocuklann özel eğiümleri
konusunda işbirliğini
öngörüyor. Protokol
çerçevesinde, uzun süreli
hastalıklan nedeni ile
hastaneye bağımlı çocuklann
eğitımlerini sürdürmek
amacıyla çocuk hastanesi
içinde hastane okulu açılacak.
Ökulun eğıtim kadrosu Milü
Eğitim Bakanlığı'nca
oluşturulacak.
Üniversitenin Ev Ekonomisi
Yüksekokulu. Çocuk Sağlığı
ve Eğitimi Bölümü. Fizik
Tedavi ve Rehabilitasyon
Yüksekokulu. çocuk
hastanesi ile ortaklaşa olarak
Milli Eğitim Bakanhğı ile
ışbırliği yapacaklar. Bu
uygulama. bundan sonraki
projeler için pilot çalışma
oluşturacak.
UyurgezerKğin
bedeli ömür
boyu hapis
BR1SBANE(A.\)-Eşi
öldürüldüğü sırada uykuda
yürüdüğünü söyleyen
Âvustraly alı, ömür boyu
hapis cezasına çarptınİdı.
Bnsbane Yüksek Mahkemesi
Yargıcı Brian Ambrose,
dnayeti ""garip" olarak
nıtelendirerek hapishane
yetkililerinın, badanaa
Bernard Brovvn'ı psikolojik
kontrol altında
bulundurmalannı istedi.
41 yaşındakı badanaa
Ambrose. eşinin. geçen yıl
ağustos ayında öldürülmesi
sırasında uykuda
y ürüdüğünü söy ley erek
suçsuz olduğunu öne
sürmüştü. Ambrose. uykuda
yürüdüğü sırada kimliği
bilinmeyen bir kişinin yatak
odasma gırerek eşi Susan'ı
öldürdüğünü anlatmıştı.
Ambrose'nin savunma
av ukatı. Brovvneşıni
öldürdüyse bile. olay
sırasında uykusunda
y ürüdüğü için bilinçsiz
olduğunu sa\ unmu^tu.