Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31TEMMUZ1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
ŞİRKETLERDEN
HABERLER
• ELROCREDIT
Fransız Ticaret Bankası
Murahhas ÜyeliğTne Yalçm
Savmgetırildi.
• MOTHERCARE - İstanbul
Ankara, İzmirve Bursa'da
hizmetveren
mağazalanndan sonra
Ataköy, Yeşilköy,
Akmerkez-Etiler.
Altunizade-Capitol
Adana'da mağaza açma
çalışmalanna başladı.
~ BÜLKER,
Akdeniz
| Oyunian'nda
güreş, boks,
yûzme ve
atleuzm dallannda altın,
gümüş, bronz madalya
kazanan sporculara
kilolannca çikolata hediye
etti.
• AKBANKın
Bartınve
Ulucami
şubeleri 25'inci
kuruluş
yıldönümünü kutladı.
IAGF
IGARANTİ
| SİGORTA,
1993yıhnınilk
altıayında 126
milyar 413 milyon lira prim
ûretimi gerçekleştirdi.
^ • ANADOLU
HAYAT
Sigorta,
Kanalö
Televizyonu yayınJannı
gerçekleştiren Artı
Yayıncılik, Artı Filmcilik
Prodüksiyon, Artı Haber
Ajansı ve Artı Pazarlama
şirketlerindeçahşan 380
kişiyi Elmas poliçegüvencesi
altına aldı.
• EMEK
StGORTA,
Şişli
YKM'de
meydana gelen yangını kjsa
sürede söndüren Beyoğlu
Itfaiyesi'ne plaket verdı.
• YÜDUM'un düzenlediği
uçan kampanya'dan devre
müik kazananlara Kalkan
Kulüp Patara Evleri'ndeki
dairelerin tapusu verildi.
• BEYMEN'inEtikrAk
Merkez'de açılacak
mağazasında 125 kişi
çalışacak. Yeni açılacak
mağazada Beymen'in kadın,
erkek, Studio, Beymen Qub,
Academia, Home Collection,
Kids ve mobilya
koleksiyonlan yer alacak.
tarafından
kurulan Alfa PC Clup "önce
çevre'fikrinibenimsetmek
amacryla Belgrad
Ormanlan'nda piknik
düzenledi. Kulüp üyeleri ve
personelin katılımıyla
gerçekieştirilen piknikte,
yetkililer tarafından
gösterilen yerlere ağaç
dikildi.
• ESBANK İstanbuTda 10
olan şube
sayısını Merter
veEtiler'dede
şube açarak
İ2'yeçıkardı.
IAYSA Limited,
f~] İstanbul'un tüm
cadde ve
sokaklannı, hastanelerini,
konsolosluklanru,
havayollannı, otellerini,
tarihi ve turisük yerlerini,
müzelerini, kütüphanelerini.
sinemalannı, tiyatro, konser
ve gösteri merkezlerini,
galerilerini ve lokantalannı
içeren A-Z Rehber Atlas'ı
satışa sundu.
• ÎSVtÇRE
,SlGORTA
bölge
müdürlüklerine
bağlı
acentelerine
elemanter branşlar. hasar ve
acente şirket ilişkileri
hakkında seminer düzenledi.
•HALKYAŞAM
SİGORTAGenel
Müdürlüğü'ne Ali Behlil
atandı.
•TAM SİGORTA, 1993
yıknın tlk altı ayında 3 bin
sigortalısma 20 milyar lira
hasar bedeli ödedi.
• LEVTS'ın
ÇorluE-5
karayolu
üzerinde400
metre kare alan üzerine
açılan yeni fabrika satış
mağazasında ürünler yüzde
50 düşûk fiyatlarla satışa
sunuldu.
•MfS SÜT, çocuklan süt
içmeye teşvik etmek
amaayla başlattığı
çalışmalanna devam ediyor.
Bu program dahilinde
istanbul tesislerini ziyaret
eden öğrencilere tamamı
otomatik makinelerde, el
değmeden üretilen Mis Süt
ürünlerinin tanjtımı yapıldı.
• EGEBANK'
ın 1993yılının
ilk altı ayında
vergi öncesi kan
126 milyar lira oldu.
•GÜVEN StGORTA,
sağkk sigorta primini peşin
olarak ödeyen müşterilerine
yoizde 15 peşin ödeme
ındinmi yapıyor.
Levrs
Koç ve Sabancı gümrük birliği ile otomotivdeki koruma konusundazıtdüştü
Devler arasında sözdüellosu
DENİZŞAHİN
BURSA - Koç ve Sabancı
AT ile gümrük birliği konusun-
da birbirine girdi.
Toyotasa yatınmıyla oto-
moüv sektöründe Koç'a rakip
olan Sabancı Grubu, gümrük
birliğine hemen "evet" derken,
Koç "yan sanayünin hazır ol-
madığT gerekçesiyle süre isti-
yor. Iki grup arasmdaki yak-
laşım farkı üst düzey yöneticiler
arasında söz düellosuna dönüş-
tü.
Toyotasa Genel Müdürü
özdemir Sabancı'nın "Biz güm-
rük birliğine hazınz" şeklindeki
açıklamasına Koç Holding
İdare Komitesi Başkanı fnan
Kıraç, "özdemir Bey'in daha
imaiatını y apmadan biz gümrük
birliğine hazıra demesi. bana
her şeyin ithalatmı yapaçağını
dnşündürrüyor"diyerek. "Özde-
mir Bey herhaide daha sanayici
oünadı. Gümrük birliğine hazı-
rlarsa o takdirde sanayicilik de-
ğü. ithalatçüık yapacak demek-
tir"yarutını verdi.
1995 yılı sonunda gerçekle-
şecek gümrük birliğine gider-
ken otomotiv sektöründeki
yüzde 39'luk koruma oranının
en az 3-5 yıl sürmesi gerekıiğını
savunan Kıraç, yan sanayiye
belli bir süre verilmesini istedi.
Koç Holding olarak gümrük
birliğinden korkmadıklannı,
hatta bu aşamada 200 bin
araçlık kapasiteye sahip yeni
bir fabrika kuracaklannı açık-
• KIRAC:
Bizim korkumuz
yok ama otomotiv
yan sanayii hazır
değil. Otomotiv
3-5 yıl daha
korunmalı.
• SABANCI:
Biz Toyotasa
olarak gümrük
birliğine hemen
girmeye hazınz.
Rekabet edememe
korkumuz yok.
layan Kıraç, sözlerini şöyle sür-
dürdü:
'Efelik yapmak'
"Efelik yapmak doğrudur.
ama çıktığınız zaman sopayı yc-
memek lazım. Onun için hepimi-
zin çok iyi, çok akıllı karariar
vermemiz gerekiyor. Ortak pa-
zara girmek istiyoruz. Koç Gru-
bu olarak bizim davanıklı tüke-
timde de. otomotivde de bir kor-
kumuz vok. Ama y an sanayimizi
korumamız lazım. Biz grup 0)37
rak kendi işimi/i kalkıp Türk
hariciyesine teslim etmemize
alınraış dunımdayız."
Kıraç, gümrük birliğinin,
AT'nın Japon otomobillerine
karşı gelışürdiği korunma stan-
darilannı da Türkiye"ye getire-
ceğinin hatırlatılması üzerine
şöyle dedi:
"Toyotasa iki yıl içinde yüzde
70 yerîi orana çıkmak zonmda.
Bu şekilde teşvik aldı. Bunu yap-
mazsa burada obnaması lazım.
Biz onlara bir yan sanayi ve
altyapı hazırladık. Onlann da
aynı ügde ve doğnı oynaması ge-
rekir."
Yeni yatırun
Mako'nun klimatizasyon ve
aydınlatma tesislerinin açılışı
nedeniyle Bursa'da. düzenlenen
törende konuşan İnan Kıraç,
Türkiye'nin 2 bin yıfanda 1 mil-
yon adet otomobil ve ticari
vasıta üreten bir ülke haline gel-
mesi gerektiğini söyledi.
Tofaş"ın 1989'da başladığı,
1996 sonunda tamamlanacak 1
milyar 262 milyon dolarlık
yatınmla dünya çapında bir
otomotiv firması haline gele-
ceğini anlatan İnan Kıraç, 200
bin araç üretme kapasitesine
sahip olacak yeni yaünmlan
konusunda şu bilgiyi verdi:
'•Yüzde 50 FİAT, yüzde 50
Tofaş ortaklığı ik kundacak
fabrika en az 1.5-2 milyar dolara
mal olacak.
Tofaş markası ile FİATuı bir
ürünü olacak, fakat tipini söyle-
yemem. Yatınımn Bursa dolay-
lannda olmasını istiyoruz.
Ama devlet yeni imkanlar
tanırsa başka yerlere de gidebili-
riz. Projemizi eylül ayında suna-
cağE."
Kıraç. yeni yatırıma gitme
nedeninı de "Türkiye'nin
küçük ve ucuz bir otomobile ih-
tiyaa olması'" şeklinde açıkladı.
Kıraç Bursa'nın otomobil
fabrikalan açısından doldu-
ğunu, yeni yatınmı 200 kilo-
metre kadar uzağa yapabile-
ceklerini belirterek "Balıkesir,
Bilecik \eya Eskişehir olabilir.
Yolu yapsınlar, Zonguldak'a da
gidebİliriz." dedi. Kıraç, yeni
fabrikada Fiat UNO benzeri
bir araç üretileceğini sözlerine
ekledi.
'Ada gibi kalamay ız'
Rahmi Koç da konuşmasında
AT ile gümrük birliğine gidil-
mese bile GATT kapsamında
ülkelerin liberal ve açık ola-
cağını hatırlatarak. "Hiç bir
ülke ada gibi kalmayacak, ama
gümrük birliğine giderken hangi
sektörün hangi oranda koruna-
cağı, gümrüklerin hangi oranda
indirileceği hususlarını saptar-
ken arkadaşlann gidişatı iyi de-
ğerlendirerek rasyonel çalişma-
lar yapmasını rica ediyorum"
dedi.
ABD ile Almanya'nın otomobil devleri birbirine girdi
GM ile Volkswagen çarpışıyorHaber Merkezi - Dünyanın ve ABD'nın
en büyük otomobil şirketi General Motors
ile Almanya'nın otomobil devi Volkswa-
gen arasında üç aydır soğuk bir savaş ya-
şanıyor. Ignacio Lopez'in General Mo-
tors'tan aynlarak Volksvvagen'e transfer
olması üzerine, Amerikan şirketi, Lopez'i
gizli bilgileri Alman şirketine götürmekle
suçluyor.
1980'lerde.Lopez. Almanya'da General
Motors'un Avrupa'daki şirketi Opel'in
mah' sıkıntılanndan kurtulmasını sağladı.
O zaman Opel'in başında olan Jack Smith
bugün General Motors'un yönetim kurulu
başkanı.
Smith, geçen yıl General Motors'un
başına geçtiği zaman Lopez'den maliyetle-
ri düşürmesini ve şirketin Kuzey Amerika
faaliyetlerini sırtlamasmı istedi. Birkaç ay
içinde Lopez, yeni. sert General Motors'un
simgesi haline dönüştü.
İşler yolunda giderken, şubat ayında, or-
talıkta Lopez'in Volkswagen ile görüştüğü
sözleri dolaşmaya başladı. General Mo-
tors, Lopez'in aynlmasmı istemediği için
daha yüksek teklifler getirdi.
Mart başında, Lopez Almanya'ya gide-
rek Opel'in önümüzdeki 10 yıl içinde neler
planladığını. hangi modelleri piyasaya sü-
reçeğini açıkladığj bir toplanüya kaüldj.
fki gün sonra da istifa ettiğini açıkladı.
Genera! Motors'un bu gelişme üzerine
getirdiği yeni teklif sonrasında fikrini bir
kez daha değişürdı. A:ı^k 15 martta.
Smith, onun Kuzey Amerika bölümünün
başına getirildiğini açıklamasından birkaç
saat önce. yeniden General Motors'tan
aynlmaya karar verdi.
Lopez'in aynlışını izleyen haftalarda,
yedi General Motors yöneticisi Volksvva-
gen'e transfer oldu. Aynca 40 yöneticiye
daha teklif götürüldü.
Genera] Motors, önce Volkswagen'i yö-
neticilerinin peşini bırakması için uyardı,
daha sonra Lopez'i casuslukla suçladı.
Savalar Lopez'e şu ana kadar doğrudan
bir suçlamada bulunmadı. Volkswagen
Yönetim Kurulu Başkanı Ferdinand Pi-
echin Lopez'i kovması yönündeki baskılar
yoğunlaşıyor. Volkswagen'in hisse senetle-
ri iki hafta içinde yüzde 8 değeryitirdi.
P&G
küçülüyor
Ekonomi Senisd- Procter-
&Gamble, tarihindekı en bü-
yük işgücü indirimi programı
çerçevesinde, ABD'deki ve
Avrupa'daki pazarlamacılann
işbirliğine gitmesini amaçk-
yor. Procter&Gamble, bu ay
içinde 106 bin kişilik işgücünü
yüzde 12 oranında azaltmayı
hedeflediğini açıklamıştı.
Procter&Gamble'ın Avru-
pa Halkla İşler sorumlusu
David Veitch, "Pazarlama
ağunızı, Avnıpa ve ABD'de
daha verimli işleyecek ve tek-
rarlamayı ortadan kaidıracak
bir şekilde bürünieştîrmenin
yoUannı arayacağa. Karar-
lann daha çabuk alınabilmesi-
ni sağlayacak daha geniş bir
sonımluİuğu olan bir örgütlen-
meyi hedefliyonız" diyor.
Procter&Gamble. gelecek
dört yıl içinde işgücünü 13 bin
azaltacak, dünya çapındaki
147 fabrikadan 30'unu kapa-
tacak.
İşgücündeki bu indirimin
yansı, fabrikalann kapatıl-
masından, yansı ise örgütlen-
menin yeniden yapılandınl-
masından kaynaklanacak.
IŞÇEVEV E VRENINDEN
ŞÜKRAıN KETENCİ
Kilitlenme
Yedi ay geciken sözleşme, iş güvenesi için kamu işçile-
ri dün sokaktaydı. Çiller Hükümeti aldırmaz görünüyor.
Başbakan Tansu Çiller'in Türk-iş Başkanı Bayram Meral
ile yaptığı son konuşmada, gereksiz sertliği getiren bir
uslupta konuştuğu anlahlıyor.
özelleştirme, iş güvencesi, taşeronlaştırma, işçinin üc-
ret arbşı gibi konularda, "taviz vermeme" gösterisi siya-
sal bir başan olabilir mi? Sonuç olarak çalışanlan, dar
gelirlileri, kitleleri karşınıza alıyorsunuz. Sermaye cephe-
si için de çok fazla puan kazandırıcı değil. Çünkü akılcı
sermaye de sosyal boyutu düşünülmemiş, yangından
mal kaçıran, birilerine haksız zenginlik kazandıracak,
ekonomiye de yarar getirmeyecek bir özelleştirme mo-
deline karşı. Yine akılcı sermaye sonuçta hep işçiye en az
vermenin yollarını aramış, ancak sözleşme masalarında
işçi sendikalarının başarılı görünmesini sağlayan görün-
tülere de büyük özen göstermiştir. Sonuç olarak sermaye
için üretimin ve verimliliğin aksamaması önemlidir. Işçiyi
umutsuzluğa düşüren, direnişe yönelten adımlardan şid-
detle kaçınılır.
Çiller, neye güvenerek, işçinin, memurun sokakta ol-
masına aldırmaz görünüyor? Mantığı yine Bayram Meral
ile yapoğı son konuşmada var: Meral 'i kitlelerin karşısına
çıkıp, "Meral'in azınlığın haklan için mücadele verdiği,
kendisinin ise çoğunluğun çıkarlannı gözeterek kamu iş-
çisine daha fazla para vermeyeceğini, özelleştirmeden
vazgeçmiyeceğini" söylemekle tehdit etmiş.
Türkiye'de sendikalı işçinin, toplu pazarlık haklanndan
doğru dürüst yararlanabilen işçinin sayısının azalmış ol-
ması elbette sendikacılığın en büyük zayıflığı. Sendikalar,
işçilerin büyük patlamaları sayesinde, büyük kitlesel dire-
nişlerle, sözleşme masalarında kazamlan haklan koru-
yamadılar. Haklardanyararlanabilenlerın sayısının genel
içinde "bir avuç" kalmasını engelleyemediler. Dahası bu
bir avuç sendikalı işçinin de güvenini tamamen yitirmiş
konumdalar.
Belli ki Başbakan, Türk-İş'in yönetim zaafiyetinden,
içinde bulunduğu çıkmazdan yararlanmak isfyor. Işin
acısı, yıllar içindeki olumsuz gelişmelere göz kapatan,
kulak tıkayan sendikacılar, pazarlığın yürüten Türk-lş
kadroları Çiller'den gelen uzlaşmaz tavra kendileri de
katkıda bulundular. Pazarlık masasında, geçmiş ayı-
plannı kapatma adına, anlamsız, anlaşmayı getiremeye-
cek birçekişmenin içine girdiler.
Imzalanan sözleşmelerin yaşama geçirilmesi, arkasın-
dan haksız işçi çıkarmalarının, haksız taşeronlaştırma,
özelleştirme uygulamalannm, toplusözleşme masasında
verilenlerin geri alınması, sendikasızlaştırmanın gelme-
mesi doğrudan ilkeli sendikacılığa bağlı, uzun soluklu bir
mücadele işi. Sendikacı geçmişteki duyarsızlığı, ilgisizli-
ği, bir şey yapmaması ile bu anlamda çok suçlu. Şimdi
sözleşme masasında tarhşılan metinlerle bu iş kotarıla-
maz. Yaşam pratiğinde ne işten çıkarmalar, ne taşerorv
laştırma ne de özelleştirmeye karşı güvence getirmeye-
ceği kesin, işçiden gelen zorlama karşısında, son dakika
hazırlığı olarak ortaya çıkmış metinlerin sadece politik bir
anlamı var.
*Ne yazık ki işçinin gerçekten ücretten daha öne çıkmış
iş güvencesi sorununun bu masada çözülmesi umudu
yok gibi gözüküyor. Türk-lş bu konuda kararlı ve ilkeli ola-
bilmenin geçmiş hazırlığını yapabilmiş ve direnmeye de-
ğer bir rnetinle hükümet karşısına çıkabilmiş değil. Sendi-
kalar yönetim kadroları ve tabanla gerekli iletişimini, da-
yanışmasını dasağlayabilmiş gözükmüyor.
Çiller biraz daha politik olmayı seçse, uyuşmazlığın il-
kelere ilişkin maddelerini gerçekte hiçbir güvence ver-
meden kolayca sendikacılara kabul ettirilebilecek bir
metne dönüştürebilir. Ücretlerde de dışarıdan görünen
büyük farklılıklara rağmen, uzlaşma noktalan hâlâ çok
yakın. Bize göre kilitlenme gerçek işçi haklarının verilme-
mesi ve alma için direnmeden değil, iki tarafın da biraz
amatör, biraz da prestij adına inatfaşmalarından kaynak-
lanıyor. Arada olan işçiye oluyor. Şaka değil, sözleşme-
lerden bu yana, iki taraf ta oyalana oyalana 7 ay boşa geç-
ti. Sendikacı işçinin sokağa dökülmesinden, hükümet
sendikacıyı köşeye sıkıştırmış olmaktan medet umuyor.
Bu hesaplar şimdilik iki taraftan birini ya da görüntüde iki-
sini birden kazançlı çıkartabilir. Uzun süreçte, aslında çok
uzun değil, çok kısa süreçte, her iki taraf da bize göre çok
zararlı çıkacaklar gibi geliyor. Nasıl mı? Yakın gelecekte
birlikte izleyebiliriz.
KOIMUK YAZAR MUSTAFASÖMMEZ
Doğu: Neveriyor, ne alıyor?
^ ^ - ^ oksatan bir gazetenin 23.7.1993
^f T tarihli nüshasında yayımlanan
m bir köşe yazısı "Devlet Doğu'-
I dan 1 alıyor, 3 veriyor" başlığını
m ^ y taşıyordu. Yazarın, DPT'nın
•^k "iller itibarıyla çeşitli
~ ^ göstergeler" isimli çalışmasın-
dan aktardığı bilgilere göre 1986-1990 yıllarını
kapsayan 5 yıllık dönemde, Doğu ve Güney-
doğu'dan bütçeye gıren para miktarı 1993
fiyaUarıyla 20.1 trılyon lira. Aynı dönemde
bütçeden bu bölgeye yapılan harcamalar 78
trilyon lira. Yazardiyordu ki: "Açık anlatımıyla
devlet Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nden 1
alıyor, bu bölgeye 3 veriyor.'' Yazı şöyle
bitiyor: "Planlı dönemde Doğu ve Güneydoğu
Anadolu kamu yatırımlarının dağılımında
yeterlipayı almıştır. Daha iyisi olamaz mıydı?
Tabii ki olurdu. Ama daha iyiyı ararken,
mevcut durumu da bilelim."
Birçok "ekonomist", hatta DPT'nın resmi
kalemleri sürekli olarak böl-
geden toplanan vergiyi böl-
geye yapılan harcamaya
oranlayarak bölgeye hak etti-
ğinin üstünde kaynak ak-
tarıldığını savunuyorlar. Po-
püler dergilerden biridaha
cesur davranıp "Kürdistan
Türkleh sömürüyor"
başlığını atmakta sakınca
görmemeye kadar vardır-
mıştı işi.
Bu yaklaşımın ekonomik olarak sakat, poli-
tik implikasyonları açısından da bir o kadar
çarpık olduğunu vurgulamak gerekiyor. Bir
kere bu "1 alınıp 3 veriliyor" yaklaşımı "Daha
ne istiyorlar, yetmiyor mu" şikayetini de içerı-
yor. Bu şikayet, "Doğu'yu verelim de kurtu-
lalım bu kamburdan" türü birçarpıklığa da te-
orik kılıf oluşturabilir.
Oysa, sayın yazar iyi bilir ki, bölgesel den-
gesizliğin boyutlannı ölçmenin yöntemı salt
"vergi/devlet harcaması"na bakmak değildir.
Önce nüfusun (dolayısıyla ışgücünün) ve ser-
mayenin (kapitalin) bölgesel dağılımına bak-
manız gerekir. Esas eşitsizliğin boyutunu bu
"temel" oluşturur. Devlet yatınmları, kredi
dağılımına dönük müdahaleler, temeldeki
dengesizliği azaltmaya yönelik "karşı süreç-
ler'dir. Bu "karşı-süreç'lerdeki durum, Türki-
ye'dekı dengesizliği azaltmaya hiçbir zaman
"Aslolan", nüfus
ve tanm ile sanayi
gücünün mekânsal
dağüımındaki
"temel"
çarpıklıktır.
yetmemiştir. Çünkü tarım ve sanayi sermaye-
sınin bölgesel dağılımındaki dengesizlik o ka-
dar büyüktür ki devletin "/ alıp 3 vermesi" bu
dengesizliği azaltmaya yetmemektedir. Te-
meldeki eşitsizlikleri sayılarla hatırlatalım:
1- Doğu ve Güneydoğu, yüksek doğurganlık
oranına rağmen, bebekölümleri en yüksek ve
yaşam süresi en kısa bölgelerimizdir. Ayrıca
en çok göç veren yörelerimizi içerir. Goç ve-
ren bölge olmak, gelişme için gerekli işgücü-
nün kanaması yine iç pazarın yeterince büyü-
memesi demektir. 1985-1990 arasında yıllık
nüfus artış hızı Doğu ve Güneydoğu'da binde
10.4 iken Marmara Bölgesi'nde binde 23.5 ol-
muştur.
2- Tarımda verimlilik ve pazara dönüklük
açısından da Doğu ve Güneydoğu geridedir.
Gerek traktör, gerekse kimyasal gübre kullan-
ma yoğunluğu bakımından Akdeniz, Ege ve
Marmara Denizi'ni çevreleyen iller ve Trakya
ılleri ön plandadır. Doğu-Güneydoğu ve Orta
Anadolu'da traktör ve gübre
kullanımı düşüktür. Sert ikli-
min yanı sıra toprak dağılımı-
nda adaletsizlik. geri tanm
yapısında etkilidır.
3- Sanayinın bölgesel
dağılımı sürekli Doğu ve Gü-
neydoğu aleytiıne gelişmiştir.
İstanbul, Kocaeli ve Bursa
büyük sanayide kurulu gücün
yüzde 70'ine, sanayi işgü-
cünün de yansına sahip böl-
ge olarak "egemen kutup"turlar.
"Aslolan", nüfus ve tanm ile sanayi gü-
cünün mekânsal dağılımındaki bu "temel"
çarpıklıktır; devlet yatınmları kredi dağılımı ve
diğer "kamusal müdahaleler", bu "aslolan"
carpıklığı dengelemeyi amaçlayan kalemler-
dir. Bu "denge'kalemlerinebakılarakeşitsız-
liğe ilişkin ahkam kesilemez, madalyonun iki
yüzünü de dikkate almak gerekir.
Uygulamaya dönersek 1979'da Istanbul'da
kişi başına gelir ile Hakkari'de kişi başına ge-
lir farkı 6 kattı. Bu fark, İSO Araştrma Dairesi
Başkanı Erdoğan özötün'ün bulgularına göre
1986'da 11 kan buldu. Dentek ki devleıin "1
aldığı halde 3 vermesi" kendi başına fazla bir
şey ifade etmiyor. Aslolan temeldeki carpıklığı
düzeltmede. Burada da elbette devlete önem-
lı görevler düşüyor, ama bu ayrı bir yazının
konusu.
IMA'DBUTÜN
ÎHTÎYAÇIıARINIZ
PEŞİNATSIZ,
ÜSTEIİK 10 AY
TAKSİTUB.
ENUGI
Kıetf kartı kallanalHleceğinlz roağazalancııır
MDIKÖY ÇABŞI' MRTAL. SELAMİÇEŞME • PENOİK •
BAHÇELİEVLER • ULUS • KJZILAY • ADANA (MERKEZ). BURSA •
ESKİŞEHİR • İZMİT • MERSİN (MERKEZ)* SAMSUN • ZONGULDAK
"Hayatınızı Kolaylaştırır"