Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 TEMMUZ1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
vre kredîsi mevzuat kurbanı• MeVZUatçağdlÇITürkıve'de.nıevzuatm •AlmanUZmanSaŞkinAlmanMüsteşar
çağdışılığı çevTe koruması alanında da kendini Bodo Walter. "Köyceğiz Gölü'nde antma tesisi
gösteriyor. Köyceğiz Gölü'neantma tesisi kurmak gerekiyor. Kredi hazır. Rapor tamamlandı. Ancak
amacıyla alınması düşünülen 5.5 milyon mark projenin sorumluluğunu üstlenecek bir birlik
tutanndaki Alman kredisi mevztıatın izin kurulması gerekiyor. Türk tarafı bunu 4 yıldır
vermemesi nedeniyle 4 yıldır kullanılamıyor. gerçekleştiremedi " diyor.
HÜRRtYETÛYMÂZ
Çevre korumasına tahsis edilecek
Alman kredisi. bürokrasinin gazabına
uğradı. Köyceğiz Gölü'nde yapılması
planlanan antma tesisi sorumluluğu-
nu üstlenecek bir birlik oluşturula-
madığı için 5.5 milyon mark tutan-
ndaki Alman kredisi kullanılamıyor.
Türk ve Alman hükümetleri arası-
nda yürürlükte olan Teknik İşbirliği
Anlaşması çerçevesinde çevre ve do-
ğanın korunmasına yönelik işbirliği üç
yıl daha uzatılıyor. Bu amaçfa, 19-24
temmuz tarihleri arasında Nevşehir-
Kapadokya"dabirarayagelen Türk ve
Alman yetkililer. son üç yıldır sürdü-
rülen işbirliği çerçevesinde, mevcut
idari, hukuki ve teknik yapıyı gözönü-
ne alarak, bundan sonra çevre koru-
ma hedeflerine ulaşılabılmesi için
yapılması gereken etkinük ve araçlan
saptadılar. Yetkililer, Ekim 1993-
Ekim 1996 dönemini kapsayan proje-
nin, kasım ayında iki ülkenın yetküı
mercilerince onaylanmasından sonra
yürürlüğe gireceğini açıkladılar. Türk
ve Alman hükümetlerince doğa ve
çevrenin korunmasına yönelik olarak
1990 yılında başlatılan işbirliği, halen
Özel Çevre Koruma Kurumu-
(ÖÇKK) ile Alman Teknik İşbirliği
Kuruluşu(GTZ) tarafından yürütülü-
yor.
Almanlar hüsrana uğradı
Ancak, Alman çevre uzmanlan son
üç yıldır süren bu ışbirliğınin sonuç-
Ianndan pek memnun olmadıklanm
söylüyor. Ihlara Vadisı. Dalyan- İztu-
zu, Köyceğiz ve Pamukkale Özel Çev-
re Koruma Bölgeleri'ni gezen Alman
çevre uzmanlan, koruma altına alınan
bu bölgelerde bile çevre sorunlannın
çözülememiş olması karşısında hüsra-
na uğruyor.
Alman uzmanlara göre, Türkiye*-
deki Özel Çevre Koruma Bölgeleri'nin
bile gerektiği şekilde korunama-
•YasaVBMM'debekiiyorçevre
Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurumu Müdürü
Nevzat Ağaoğlu ise, Köyceğiz Gölü'nde antma
tesisi kurulamamasına yol açan yasal engelin
ortadan kaldınlması için yasa tasansının
TBMM'de beklediğini açıkladı.
sisi yapüamadı. Teşkilat halen bekli-
yor, bölgede oturanlar ise, 'Arıtma tesi-
si yapacağınıza ilişkin bize söz verdiniz.
ama yapmadınız' diye bize baskı yapı-
yor. Dolayısıvla. projelerin yaşama
geçirilmesi için, bu bölgeleri ilgilendiren
bakanlıklar, kunımlar arasında koordi-
nasyon ve işbirliğinin yanı sıra hukuki
ve bürokratik engeüerin de bir an önce
ortadan kaldınlması gerekiyor. Aksi
taktirde sorunlar daha da büvüvecek."
ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGELERİNtKORLTAMI\ORLZ- Deniz kapJumbağalanna zarar verdiği
icin yasaklanmasma karşın. sürat tekneleri hicbir müdahalevle karşılaşmadan Dalvan bovunca gidip
geliyor. tztuzu ve Dalyan ağzfnda Caretta Caretta'ların yumurtalannı bıraktığı kumsallarda turistler güneşleniyor.
masının nedeni. bürokrasi, doğa koru-
ma yasalannm yetersizliği, kamu yö-
neticilerinin konuya duyarsız oluşu ve
kamuoyunun yeterince büinçlendiril-
memesi.
Alman Konsolosluğu'nca düzenle-
nen bir gezi, Türkiye'de bundanbir
süre önce koruma altma alınan "özel
Çevre Koruma BölgelerT'nin bile ge-
rektiği şekilde korunamadığını ortaya
koydu. Alman Teknik İşbirliği Kuru-
mu(GTZ) uzmanlan, Ihlara Vadisi.
Köyceğiz, Dalyan-İztuzu ve Pamuk-
kale'de incelemeler yaptı. Alınan ka-
rarlara karşın, Özeİ Çevre Koruma
Bölgeleri'nde bile çevre korumaya yö-
nelik alınan kararlann gerektiği şekil-
de uygulanamamasım üzüntüv le
karşılayan uzmanlar, bu konuda geç
kalındığı taktirde ülkede çevre sorun-
lannın daha da artacağını savundu.
Özel Çevre Koruma Bölgeleri'ndeki
mevcut aksaklık ve yetersizliklerin
giderilebilmesi için Özel Çevre Koru-
ma Kurumu'nun daha güçlü ve etkin
hale getirilmesi gerektiğini belirten Al-
manya Federal Cumhunyeti Büyükel-
çıliğı Ekonomik İşbirliği Müsteşan
Bodo Walter, işbirliğini aksatan nok-
talan şöyle dile getirdi: "Biz, bu proje-
ye başladığımızda ÖÇKK daha yeni
kuruluv ordu. Veni olması nedeniyle bir-
takun yetersizlikleri söz konusu.Ancak
biz, işbirliği çerçevesinde bu kurumun
güçlendirilmesi için çaba gösteriyoruz.
Türkiye'de çevre koruma görevi var,
ama yetki dağılunı henüz yok. Bu ne-
denle ÖÇKK'nın tarlığına karşın, alı-
nan kararlann uygulanmasında sorun-
lar ortaja çıkabiüyor. Örneğin. Köyce-
ğiz Gölü'nde acilen bir antma tesisine
ihtiyaç var. Türk ve Alman hükümeti,
bundan 4 ytl önce burada bir antma te-
sisi kurmayı karariaştırdı. Bunun için
Alman tarafından 5.5 milyon mark sag-
landı. İnceleme raporu hazırlanıp ta-
mamlandı. Fakat Türk tarafından yeri-
ne getirilmesi istenen bir koşul var ki o
yerine getirilmedi. Alman Kalkınma
Kredileri Teşkilatı, Türkiye'de bu pro-
jenin sorumluiuluğunu üslenecek bir
birlik kunılmasını bekledi. Ancak, bir-
lik kurulmasına ilişkin > asal engel orta-
dan kaldırılmadığı için gölde arıtma te-
Yasalar izin vermiyor
Çevre Bakanlığı Özel Çevre Koru-
ma Kurumu Müdürii Nevzat Ağaoğlu
ise. Köyceğiz Gölü'nde antma tesisi
kurulamamasına yol açan yasal enge-
lin ortadan kaldınlması için yasa ta-
sansının TBMM'de beklediğini açı-
kladı. Türk ve Alman yetkililerinin
verdiği bilgiye göre, Kapadokya'da
düzenlenen toplantıda, çevrenin koru-
namamasının nedenleri şöyle sıra-
landı: ''Temel çevre verileri ile çevre
konusunda kamuoyunun aydınlatılması
çok yetersiz. Kriz yönetimi eksiktiği
var. Ekoturi/m geliştirilememiş. Diğer
menfaat grupları özel çe\re koruma
alanlannda çevre koruma önlemlerini
dikkate almıvor. Çevrevle ilgili ba-
kanlıklar >e kunıluşiar arasında konu-
>a ilişkin bilgi alışverişinde koordinas-
>on eksiktiği var. Çevre korunması ile
ilgili riinı kavram çalışmalan henüz ta-
mamlanmamış. Kanalizasyou, içme
suyu ve çöp gibi çevre aJtyapı eksikliği
mevcut"
Toplantıda son üç yıllık çalışma so-
nuçlanndan çıkanlan bu saptamalar,
Özel Çevre koruma Bölgeleri'ne dü-
zenlenen bir haftalık gezi bojoınca da
doğrulandı. Deniz kaplumbağalanna
zarar verdiği için yasaklanmasma
karşın. onlarca sürat teknesinin hiçbir
müdahaleyle karşılaşmadan Dalyan
boyunca gidip geldiği. İztuzu ve Dal-
\an Ağzı'nda caretta carettalann yu-
murtalannı bıraktığı kumsallarda
yüzlerce turistin güneşlendiği görüldü.
EğitimBakaııı, beyin göçüne çare arıyor
• Burslayurtdışına gönderilecek öğrencilerin, geri dönmelerini özendirecek önlemlerüzerindeduruluyor
ANKARA - Milü Efitim Bakanı Nahit Mente-
şe, ÖYS'de ilk bin arasına giren öğrencilere kar-
şılıksız yurtdışı eğjtim bursu verilmesini içeren
projeyi yaşama geçirmek için çalışmalannı yo-
gunlaştınrken, yaşanacak "beyin göçü"ne de
çare anyor. Yurtdışına gönderilecek ögrenciler-
de, eğitimlerini tamamladıktan sonra Türkiye'-
ye dönme zorunluluğu aranmaması nedeniyle,
yurtdışına gidecek öğrencileri ülkelerine dönme-
leri için "özendirici'' önlemler alınması üzerinde
duruİuyor.
Milü Eğitim Bakanı Menteşe. konuya ilişkin
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken. projenin
bu yıla yetişmesi için çalışmalan yoğunlaştırdık-
lannı bildirdi. Yabancı öğrenci kabul eden okul-
lann büyük bölümünün kayıt dönemini kapat-
malan nedeniyle, bu yıl kısıtlı sayıda öğrenci
gönderebileceklerioi behrten Menteşe, sürecin
hızJaDdınlması için. projenin yasal yönünün,
kanun hükmünde kararname ile düzenlenmesi-
ni sağlayacaklannı ifadeetti. Menteşe, projeger-
çekleşirse. "beyin göcünün nasıl önleneceği''nin
sorulması üzerine de. "Ben de şu anda bu konuyu
düşünüyorum. Nasıi bir yol bulacağız araştırıyo-
rum. Gençlerimizin yeniden ülkelerine dönmeleri-
ni sağlamak için ne yapılabilir, bunu düşünüvo-
rum" dedi. Başbakan Tansu ÇiUer'e de bu konu-
yu ilettiğini ifade eden Menteşe, "Ancak, sanıyo-
rum. daha sonra iyi sonuclar verecek bir projeden
vazgecmemek gerekir, bazı fedakarlıklara kat-
lanmak gerekir" diye konuştu. Menteşe, "Bu
gencler yurtdışında da kalsa, oralarda ülkemizi
temsil ederler, yurtdışında çok iyi bilim adam-
lanmız var. Bu gençlerin de ülkemizi yurtdışında
çok iyi temsil edeceğine inanıyorum" göriişünü
dile getirdi. Projenin yaşama geçirilmesi için bir
an önce kanun hükmünde kararname çıkan-
lması gerektiğrni Başbakan Tansu Çüler'e detü-
ğini vurgulayan Menteşe, önümüzdeki-sünlerde-
bu düzenlemenin yapılmasmı ümit ettiğıni bıl-
dirdı.
Maüyet yüksek
Milü Eğitim Bakanlığı, yurtdışına burslu öğ-
renci göndermek amaçıyla, Batılı ülkelerle te-
maslannı sürdürüyor. Öğrenci gönderilecek ül-
kelerdeki, üniversitelenn öğrenim maliyeti ve
öğrenci masraflan konusunda da araştırmalar
yapan bakanlık >etkilileri, öğrencilerin 1993-94
öğretim yıbnda gönderilmeleri durumunda, öğ-
renci başına maliyetin 285 milyon lira olacağını
belirtiyorlar. Türkıye'deki üniversitelerde. bir
öğrencinin devlete maliyeti 3 milyon lira ile
127.5 milyon iira arasında değişirken, Batı ülke-
lerinde burslu öğrenim görecek bir öğrencinin
devlete maliyeti 180 milyon lira ile 300 milyon li-
ra arasında değişiyor. Türkiye'de en pahalı eğj-
um kurumu olan konservatuvarda öğrenim gö-
ren bir öğrencinin devlete maliyeti 127.5 mil-
yon lirayı bulurken, Açıköğretim Fakültesi'nde
okuyan öğrencilerin devlete maliyeti yalnızca 3
milyon hra.
Konservatuvarlan 111 milyon lirayla yabana
dilleryüksekokullan izlerken, 3. sırada 68.5 mil-
yon lirayla tıp fakülteleri yer alıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre. bazı
Batı ülkelerinde, burslu olarak okuyacak öğren-
cilerin devlete yıllık maliyeti ABD'de 300 mil-
yon, İngiltere'de 290 milyon, Almanya'da 230
milyon, Fransada 180 milyon, Avusturya'da
185 milyon ve İsviçre'de 250 milyon lirayı bulu-
yor.
Ancak verilen bu rakamlar, 1992-93 öğretim
yılını kapsıyor. Önümüzdeki öğretim yıhnda bu
masraflann 350-400 milyon lira sınınna dayana-
cağı ifade ediüyor.
Okııl clei'gLsiııe Tebliğler
DergfeTnde yaym şartı
tstanbul Haber Servisi - Milli
Eğitim Bakanı Nahit Menteşe,
uygunluk karan Tebliğler Der-
gisi'ndeyayımlanmayan öğren-
ci dergilerinin. ilköğretim ku-
rumlannda kullanılmasını ve
satın alınmasını yasakladı.
Milli Eğitim BakanhğTndan
yapılan açıklamaya göre. 1739
sayılı İlköğretim Temel Ka-
nunu'nun 55. maddesinde, "İlk
ve ortaöğretim kunımlannda
okurolacak kitaplar Milli Eği-
tim Bakanlığı'nca tespit ediUr.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafın-
dan belirienmeyen hiçbir kitap
ve eğitim aracı okullarda kulla-
nılamaz." ibaresi yer alıyor.
Aynca ilgili yönetmeliğin 15.
maddesinde de "Eğitim ve öğ-
retim açısından uygunluk kara-
n Tebliğler Dergisi'nde yayım-
lanmayan hiçbir eğitim aracı
eğitim kunımlannda kullanıla-
maz ve herhangi bir suretle sa-
tın alınamaz" deniliyor.
Milli Eğitim Bakanı Mente-
şe, "'Buna göre, 27 Ağustos 1993
tarihine kadar müracaatı yapılıp
takun halinde uygunluk karan
Tebliğler Dergisi'nde yayımlan-
mayan öğrenci dergilerinin ba-
kaıilığunıza bağlı ilköğretim ku-
rumlarında kullaıulmaması ve
satm alınmaması gerekmekte-
dir" dedi. Menteşe, ilgilileri,
eğitim ve öğretim açısından uy-
gunluk karan Tebliğler Dergi-
si'nde yayımlanmayan öğrenci
dergilerinin ilköğretim kunım-
lanna sokulmaması konusun-
da uyardı.
THlftıiıı Airbus
uçağmdanparça koptu
• Istanbul-Paris seferini yapanAirbus uçağınınkilit
mekanizmasından kopan bir parça, yolcu kabininin
sağ-üstyan bölümüneçarptı. Buradan da kopan bir parça.
kuyruk kanadının alt bölümüneçarpınca. uçağıniçindeki
55'i yabana 65 yolcu arasında büyük bir panik çıktı.
yolcu kabininin sağ-üst yan bölü-
müne çarptı. Buradan da kopan
bir parça, kuyruk kanadının alt
bölümüne çarpınca. uçağın için-
deki 55'i yabana 65 yolcu arası-
nda büyük bir panik çıktı.
Kaptan pilotlar Zihni Naiboğ-
lu ile Orhan Tanerer, olay üzenne
geri döndüler. Uçak, havalandı-
ktan 40 dakika sonra yeniden
Atatürk Havalimaru'na zorunlu
iniş yapü. Dinlenmeye alınan
yolcular. bir saat sonra başka bir
A-310'laParis"egönderildiler. Bu
arada THY Genel Müdürü Tez-
can Yaramancı ile Airbus yetki-
lileri. hasar gören uçakta tesbit
çalışmalanna başladılar. Olayda
sabotaj olasılığımn zayıf olduğu
bebrtiliyor.
Haber Merkezi - Türk Hava
Yollan'nın Istanbul-Paris sefe-
rini yapan Airbus ucağırun mo-
tor kapağı kilit mekanizma-
sından kopan bir parçanın ya-
rattığı patlama, yolcular arasında
büyük panik yaratu. Uçak hava-
laridıktan 20 dakika sonra, YeşıJ-
köy Atatürk Havalimanı'na zo-
runlu iniş yaptı.
Atatürk Uluslararası Havali-
manı'ndan fstanbul-Paris sefe-
rini yapmak için dün sabah 09.
2O'de havalanan Türk Hava Yol-
an'nın Airbus A-310 tipi Cey-
lan uçaği, Karadeniz üzerinde 5
5İn fit yüksekliğe ulaşoğında. bir
jatlamasesiduyuldu. Uçağın sağ
notor kapağının kilit mekaniz-
nasından kopan bir parça,
Ağustossayısı bayilerde, sinemalarda...
• "Yaşamak İçin", "Sister Act", "Ninja Kaplumbağalar 3" filmleri üzerine...
• Sinemamızın birkaç "selülozmân'!
ından biri: Naki Turan Tekinsav • Cannes Film FestivaH'ne
ilişkin Atilla Dorsay'ın izlenimleri... • Michael Douglas,yine tartışma yaratıyorc "Sonun
Başlangıcı" • MahinurErgın'layeni filmi "AyVaktr üzerine... • Holfywood'un rahibeleri
•80yıllıkAlman stüdyolan: Babelsbetg
ARAYIS
TOKTAMIŞ ATEŞ
Ayancık ve Şenlikler Uzerine
Çok sevdiğim öğretmen dostum (bence öğretmenlik
en yüksek mertebe ve en önemfi görevdir) Rrfat örnek
Belediye Başkanı olduğundan beri, her yıl Ayancık'ta
"Keten ve Kültür Şenliği" adı altında bir şenlik düzenli-
yor. Bu yıl beşincisi düzenlenen bu şenliklerden çoğuna
katıldım. Demokrasi, laiklik ve Kemalizm konularını tar-
tıştık. Bu sene de tartışma konularımız aynıydı.
Ayancık'ta tartıştığımız konuları yeniden ele almak is-
temiyorum. Bunlar, zaten gündemimden hiç düşmeyen
konular.
Sinop ve Ayancık'ta birlikte olduğumuz ve sanat boyu-
tunun yanında diğer boyut ve derinlikleriyle tanıdığım
Kerim Afşar'ın, doyumsuz "Yaşasın Edebiyat"oyununu
da ele almayacağım. Eğer Kerim Afşar bugün tiyatro
dünyamızda bir kutup yıldızı gibi parıldamıyorsa, bun-
dan başkaları utansın.
Aslında birkaç istisna dışında, belediyelerin düzenle-
dikleri bu tür şenliklere katılmıyorum. Ikinci sınıf piyasa
şarkıcılarına yüz milyonlar harcarken; yazar-çizer ve bi-
lim adamlarını "göstermelik" olarak çağıran ve akılla-
rınca, beldenin politize olmuş ve öğrenim açlığı içindeki
gençlerini avutan belediye başkanlanndan da sıkıldım
artık.
SevgiÖzel. AylaKuHuveDemirtaşCeyhun uSilifke-
de kent dışında bir parkta unutanlar da bunlar; Muzafter
İlhan Erdost'a, bir darbukacıya gösterilen saygıyı gös-
termeyenler de. Bunlardan biri beni Babaeskideasan-
sör kapısında bekletmişti. Bir başkası ise Çanakkale'de
çarşı içinde bir otelde yatırdı. (Tabii son oldu).
Fakat bu konularda en ilg/rtç olayı geçenlerde yaşa-
dım. Kartal Belediyesi'nin düzenlediği birşenlikte; sanı-
yorum "2000leredoğru7ür/c/ye"gibisindenbaşlığıolan
bir panelin ilanını gördüm. "Acaba kimler konuşacak?"
diye bakınca ne göreyim? Konuşmacılar arasında beni
adım da var. Bu kadarı da olmaz...
"Acaba söz verdim de unuttum mu?" diye düşündüm.
Zira hava koşulları nedeniyle kışın bir panellerine katıla-
mamıştım. Acaba o konuda özür dilerken "Festivale ka-
tılırım" diye söz mü vermiştim. Ama öyle yuvarlak bir
söz vermiş olsam bile; aradan aylar geçtikten sonra in-
san bir anımsatmaz mı, kesinleştirmez mi? İki satır ol-
sun, bir şey yazmaz mı? Şenliğin diğer toplantılarına
davet etmez mi? Televizyonda açılış törenlerini izlemiş-
tim. Koltuklara otuz beşlik simitler gibi kurulmuşlardı.
Festivalde yer alan diğer insanlar da davet edilmez mi?
Bunlar, Beyoğlu pavyonlarında "sahne alan" dönme
şarkıcılara bile daha fazla saygı gösteriyorlar. Milyonlar
ödedikleri şarkıcılarla da bağlantıyı böyle mi yapıyorlar?
Yeni yetme genç bir şarkıcı "Limuzin göndermezlerse
gitmem"diyormuş. Hakkıdır. Göndersinler.
Ama Rıfak Örnek bunlardan değildir. Kimi zaman ka-
çınılmaz bazı aksaklıklar olsa bile, Ayancık Şenliği'nin
kültür boyutuna çok özen gösterir. Konserleri bilmem
ama, panelleri sonuna dek izler. Zaten Ayancık'ın aydın
gençleri de onun için Rrfat örnek'i baştacı ediyorlar.
Aslında benim bugün ele almak istediğim konu, ufacık
bir kıyı kasabasında da olsa, "katılımcılığın" bir toplu-
mun kaderini ve görüntüsünü nasıl değiştirebileceği idi.
Ama "Pandora'nın kutusunu" açınca, gene başka bo-
yutlara kaydı.
Bundan beş yıl önce, ilk kez Ayancık'a gittiğim zaman,
ne doğru dürüst yatacak bir yer vardı, ne doğru dürüst
yemek yiyecek bir yer. Ayancıklı hanımların imece ile
yaptıklan inanılmaz lezzetteki pirinç börekteriyle, tadı
nokulları bile parkta yemiştik. ~ '• ' " ' '
Yolların çoğu tarla gibiydi. Kanalizasyon şebekesi,
şebeke olmaktan çıkmıştı. Eski Belediye Başkanı'nın
yaptırdığı güzel Belediye binasının bile, sayılamayacak
kadar çok eksiği vardı
Ama Ayancıklılar ve özellikle gençler, beldelerine sa-
hipçıktılar. Veoemekve alınterinin karşılığı bugün alını-
yor.
Örneğin Ayancık keteni ve keten ürünleri; neredeyse,
birkaç yaşlının çeyizlerinde kalan ve unutulmaya yüztut-
muş bir sanattı. Hatta beş yıl önceki şenlikte, keten ürün-
leri satılmıyor, sadece sergileniyordu. Bu yıl ise Halk
Eğitim Merkezi ve Kız Meslek Lisesi ayrı ayrı sergi aç-
mışlardı ve ürünlerini pazarlıyorlardı. inanıyorum ki;
bundan kısa bir süre sonra, Ayancık keteni modacıların
gözdesi olacak. Aynen kırk yıl önce; tam unutulurken,
birkaç öncü hanımla canlanan ve hayat bulan Şile bezi
gibi.
PKK terörü. trafik anarşisi, KİT özelleştirmeleri,
emeklinin durumu, Bosna dramı, Azerbaycan sorunu,
Denktaş'a yapılmak istenenler vb. arasında kararan
gönlüm, Ayancık'ta rahafladı. Huzur buldum. istenir ve
uğraşılırsa neleryapılabileceğini gördüm. Karadeniz'in
kıyıcığındaki bu şirin kasabada, Türkiye'ye olan inancım
tazelendi.
Tül perdenin 67 yılı
• Magazin/TV Servisi- Unkapanı'nda. IMÇ Bloklan olarak
tanınan Istanbul Manifaturaalar Çarşısı adı. genelükle müzik
sektöründe bilinir. Ancak. İMÇ'nin gerçek evsahipleri^ adlan
unutuhnaya yüz tutan manifaturaalardır. İşte, o aynı IMÇ
Bloklan'nda önceki akşam alışılmışın dışında bir defile vardı:
Tül perde defılesi. Necdet Narin'e ait Broderi Narin perakende
satış mağazasırun açılışı. mankenler Gülay Onay, Gonül Sayın,
Itır Beyazvürek ve Fulya Özcan'ın katıldığı "haÛt delîlesi"y|e
gerçekleştirildi. 1926 yıhndan günümüze broderi, tül, duz tül
ve yatak örtusü üretimi yapan firma. bu ürünlereek olarak
ithal. dikişsız Amerikan perde sistemleri, aksesuar ve saten
güneşliklen de satışa sunacak. Defilede mankenler, tül
perdeden üretilmiş giysiler sundular.
Efes Antik Tiyatno'da restorasyon
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Efes Antik Tiyatro'da
Avusturyalı kaa ekibi tarafından başlanan restorasyon
çalışmalan. tarihi tiyatronun göründüğünden daha fazla tahrip
olduğunu ortaya çıkardı. Antik Tiyatro'da programlanan
konserler. restorasyon nedeniyle Kültür Bakanlığı'nca ikinci
bir emre kadardurduruldu. Uzmanlar, tiyatrodaki tahribatın
tehlike yaratabilecek düzeyde olduğunu söylediler.
Lûks lokantalara denetim
•İstanbul HaberServisi- İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Zabıta ve Sağlık Müdürlüğü ekiplerince denetlenen işyerlerinin
hiçbıri kurallara tam uygun bulunmadı. Ekiplerin önceki gece
lüks lokanta ve tavernalarda yaptıklan denetleme sonucu 5
işyerinden 4'ü sağlık koşullanna aykın bulundu.