25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 TEMMUZ1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER vre kredîsi mevzuat kurbanı• MeVZUatçağdlÇITürkıve'de.nıevzuatm •AlmanUZmanSaŞkinAlmanMüsteşar çağdışılığı çevTe koruması alanında da kendini Bodo Walter. "Köyceğiz Gölü'nde antma tesisi gösteriyor. Köyceğiz Gölü'neantma tesisi kurmak gerekiyor. Kredi hazır. Rapor tamamlandı. Ancak amacıyla alınması düşünülen 5.5 milyon mark projenin sorumluluğunu üstlenecek bir birlik tutanndaki Alman kredisi mevztıatın izin kurulması gerekiyor. Türk tarafı bunu 4 yıldır vermemesi nedeniyle 4 yıldır kullanılamıyor. gerçekleştiremedi " diyor. HÜRRtYETÛYMÂZ Çevre korumasına tahsis edilecek Alman kredisi. bürokrasinin gazabına uğradı. Köyceğiz Gölü'nde yapılması planlanan antma tesisi sorumluluğu- nu üstlenecek bir birlik oluşturula- madığı için 5.5 milyon mark tutan- ndaki Alman kredisi kullanılamıyor. Türk ve Alman hükümetleri arası- nda yürürlükte olan Teknik İşbirliği Anlaşması çerçevesinde çevre ve do- ğanın korunmasına yönelik işbirliği üç yıl daha uzatılıyor. Bu amaçfa, 19-24 temmuz tarihleri arasında Nevşehir- Kapadokya"dabirarayagelen Türk ve Alman yetkililer. son üç yıldır sürdü- rülen işbirliği çerçevesinde, mevcut idari, hukuki ve teknik yapıyı gözönü- ne alarak, bundan sonra çevre koru- ma hedeflerine ulaşılabılmesi için yapılması gereken etkinük ve araçlan saptadılar. Yetkililer, Ekim 1993- Ekim 1996 dönemini kapsayan proje- nin, kasım ayında iki ülkenın yetküı mercilerince onaylanmasından sonra yürürlüğe gireceğini açıkladılar. Türk ve Alman hükümetlerince doğa ve çevrenin korunmasına yönelik olarak 1990 yılında başlatılan işbirliği, halen Özel Çevre Koruma Kurumu- (ÖÇKK) ile Alman Teknik İşbirliği Kuruluşu(GTZ) tarafından yürütülü- yor. Almanlar hüsrana uğradı Ancak, Alman çevre uzmanlan son üç yıldır süren bu ışbirliğınin sonuç- Ianndan pek memnun olmadıklanm söylüyor. Ihlara Vadisı. Dalyan- İztu- zu, Köyceğiz ve Pamukkale Özel Çev- re Koruma Bölgeleri'ni gezen Alman çevre uzmanlan, koruma altına alınan bu bölgelerde bile çevre sorunlannın çözülememiş olması karşısında hüsra- na uğruyor. Alman uzmanlara göre, Türkiye*- deki Özel Çevre Koruma Bölgeleri'nin bile gerektiği şekilde korunama- •YasaVBMM'debekiiyorçevre Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurumu Müdürü Nevzat Ağaoğlu ise, Köyceğiz Gölü'nde antma tesisi kurulamamasına yol açan yasal engelin ortadan kaldınlması için yasa tasansının TBMM'de beklediğini açıkladı. sisi yapüamadı. Teşkilat halen bekli- yor, bölgede oturanlar ise, 'Arıtma tesi- si yapacağınıza ilişkin bize söz verdiniz. ama yapmadınız' diye bize baskı yapı- yor. Dolayısıvla. projelerin yaşama geçirilmesi için, bu bölgeleri ilgilendiren bakanlıklar, kunımlar arasında koordi- nasyon ve işbirliğinin yanı sıra hukuki ve bürokratik engeüerin de bir an önce ortadan kaldınlması gerekiyor. Aksi taktirde sorunlar daha da büvüvecek." ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGELERİNtKORLTAMI\ORLZ- Deniz kapJumbağalanna zarar verdiği icin yasaklanmasma karşın. sürat tekneleri hicbir müdahalevle karşılaşmadan Dalvan bovunca gidip geliyor. tztuzu ve Dalyan ağzfnda Caretta Caretta'ların yumurtalannı bıraktığı kumsallarda turistler güneşleniyor. masının nedeni. bürokrasi, doğa koru- ma yasalannm yetersizliği, kamu yö- neticilerinin konuya duyarsız oluşu ve kamuoyunun yeterince büinçlendiril- memesi. Alman Konsolosluğu'nca düzenle- nen bir gezi, Türkiye'de bundanbir süre önce koruma altma alınan "özel Çevre Koruma BölgelerT'nin bile ge- rektiği şekilde korunamadığını ortaya koydu. Alman Teknik İşbirliği Kuru- mu(GTZ) uzmanlan, Ihlara Vadisi. Köyceğiz, Dalyan-İztuzu ve Pamuk- kale'de incelemeler yaptı. Alınan ka- rarlara karşın, Özeİ Çevre Koruma Bölgeleri'nde bile çevre korumaya yö- nelik alınan kararlann gerektiği şekil- de uygulanamamasım üzüntüv le karşılayan uzmanlar, bu konuda geç kalındığı taktirde ülkede çevre sorun- lannın daha da artacağını savundu. Özel Çevre Koruma Bölgeleri'ndeki mevcut aksaklık ve yetersizliklerin giderilebilmesi için Özel Çevre Koru- ma Kurumu'nun daha güçlü ve etkin hale getirilmesi gerektiğini belirten Al- manya Federal Cumhunyeti Büyükel- çıliğı Ekonomik İşbirliği Müsteşan Bodo Walter, işbirliğini aksatan nok- talan şöyle dile getirdi: "Biz, bu proje- ye başladığımızda ÖÇKK daha yeni kuruluv ordu. Veni olması nedeniyle bir- takun yetersizlikleri söz konusu.Ancak biz, işbirliği çerçevesinde bu kurumun güçlendirilmesi için çaba gösteriyoruz. Türkiye'de çevre koruma görevi var, ama yetki dağılunı henüz yok. Bu ne- denle ÖÇKK'nın tarlığına karşın, alı- nan kararlann uygulanmasında sorun- lar ortaja çıkabiüyor. Örneğin. Köyce- ğiz Gölü'nde acilen bir antma tesisine ihtiyaç var. Türk ve Alman hükümeti, bundan 4 ytl önce burada bir antma te- sisi kurmayı karariaştırdı. Bunun için Alman tarafından 5.5 milyon mark sag- landı. İnceleme raporu hazırlanıp ta- mamlandı. Fakat Türk tarafından yeri- ne getirilmesi istenen bir koşul var ki o yerine getirilmedi. Alman Kalkınma Kredileri Teşkilatı, Türkiye'de bu pro- jenin sorumluiuluğunu üslenecek bir birlik kunılmasını bekledi. Ancak, bir- lik kurulmasına ilişkin > asal engel orta- dan kaldırılmadığı için gölde arıtma te- Yasalar izin vermiyor Çevre Bakanlığı Özel Çevre Koru- ma Kurumu Müdürii Nevzat Ağaoğlu ise. Köyceğiz Gölü'nde antma tesisi kurulamamasına yol açan yasal enge- lin ortadan kaldınlması için yasa ta- sansının TBMM'de beklediğini açı- kladı. Türk ve Alman yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Kapadokya'da düzenlenen toplantıda, çevrenin koru- namamasının nedenleri şöyle sıra- landı: ''Temel çevre verileri ile çevre konusunda kamuoyunun aydınlatılması çok yetersiz. Kriz yönetimi eksiktiği var. Ekoturi/m geliştirilememiş. Diğer menfaat grupları özel çe\re koruma alanlannda çevre koruma önlemlerini dikkate almıvor. Çevrevle ilgili ba- kanlıklar >e kunıluşiar arasında konu- >a ilişkin bilgi alışverişinde koordinas- >on eksiktiği var. Çevre korunması ile ilgili riinı kavram çalışmalan henüz ta- mamlanmamış. Kanalizasyou, içme suyu ve çöp gibi çevre aJtyapı eksikliği mevcut" Toplantıda son üç yıllık çalışma so- nuçlanndan çıkanlan bu saptamalar, Özel Çevre koruma Bölgeleri'ne dü- zenlenen bir haftalık gezi bojoınca da doğrulandı. Deniz kaplumbağalanna zarar verdiği için yasaklanmasma karşın. onlarca sürat teknesinin hiçbir müdahaleyle karşılaşmadan Dalyan boyunca gidip geldiği. İztuzu ve Dal- \an Ağzı'nda caretta carettalann yu- murtalannı bıraktığı kumsallarda yüzlerce turistin güneşlendiği görüldü. EğitimBakaııı, beyin göçüne çare arıyor • Burslayurtdışına gönderilecek öğrencilerin, geri dönmelerini özendirecek önlemlerüzerindeduruluyor ANKARA - Milü Efitim Bakanı Nahit Mente- şe, ÖYS'de ilk bin arasına giren öğrencilere kar- şılıksız yurtdışı eğjtim bursu verilmesini içeren projeyi yaşama geçirmek için çalışmalannı yo- gunlaştınrken, yaşanacak "beyin göçü"ne de çare anyor. Yurtdışına gönderilecek ögrenciler- de, eğitimlerini tamamladıktan sonra Türkiye'- ye dönme zorunluluğu aranmaması nedeniyle, yurtdışına gidecek öğrencileri ülkelerine dönme- leri için "özendirici'' önlemler alınması üzerinde duruİuyor. Milü Eğitim Bakanı Menteşe. konuya ilişkin Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken. projenin bu yıla yetişmesi için çalışmalan yoğunlaştırdık- lannı bildirdi. Yabancı öğrenci kabul eden okul- lann büyük bölümünün kayıt dönemini kapat- malan nedeniyle, bu yıl kısıtlı sayıda öğrenci gönderebileceklerioi behrten Menteşe, sürecin hızJaDdınlması için. projenin yasal yönünün, kanun hükmünde kararname ile düzenlenmesi- ni sağlayacaklannı ifadeetti. Menteşe, projeger- çekleşirse. "beyin göcünün nasıl önleneceği''nin sorulması üzerine de. "Ben de şu anda bu konuyu düşünüyorum. Nasıi bir yol bulacağız araştırıyo- rum. Gençlerimizin yeniden ülkelerine dönmeleri- ni sağlamak için ne yapılabilir, bunu düşünüvo- rum" dedi. Başbakan Tansu ÇiUer'e de bu konu- yu ilettiğini ifade eden Menteşe, "Ancak, sanıyo- rum. daha sonra iyi sonuclar verecek bir projeden vazgecmemek gerekir, bazı fedakarlıklara kat- lanmak gerekir" diye konuştu. Menteşe, "Bu gencler yurtdışında da kalsa, oralarda ülkemizi temsil ederler, yurtdışında çok iyi bilim adam- lanmız var. Bu gençlerin de ülkemizi yurtdışında çok iyi temsil edeceğine inanıyorum" göriişünü dile getirdi. Projenin yaşama geçirilmesi için bir an önce kanun hükmünde kararname çıkan- lması gerektiğrni Başbakan Tansu Çüler'e detü- ğini vurgulayan Menteşe, önümüzdeki-sünlerde- bu düzenlemenin yapılmasmı ümit ettiğıni bıl- dirdı. Maüyet yüksek Milü Eğitim Bakanlığı, yurtdışına burslu öğ- renci göndermek amaçıyla, Batılı ülkelerle te- maslannı sürdürüyor. Öğrenci gönderilecek ül- kelerdeki, üniversitelenn öğrenim maliyeti ve öğrenci masraflan konusunda da araştırmalar yapan bakanlık >etkilileri, öğrencilerin 1993-94 öğretim yıbnda gönderilmeleri durumunda, öğ- renci başına maliyetin 285 milyon lira olacağını belirtiyorlar. Türkıye'deki üniversitelerde. bir öğrencinin devlete maliyeti 3 milyon lira ile 127.5 milyon iira arasında değişirken, Batı ülke- lerinde burslu öğrenim görecek bir öğrencinin devlete maliyeti 180 milyon lira ile 300 milyon li- ra arasında değişiyor. Türkiye'de en pahalı eğj- um kurumu olan konservatuvarda öğrenim gö- ren bir öğrencinin devlete maliyeti 127.5 mil- yon lirayı bulurken, Açıköğretim Fakültesi'nde okuyan öğrencilerin devlete maliyeti yalnızca 3 milyon hra. Konservatuvarlan 111 milyon lirayla yabana dilleryüksekokullan izlerken, 3. sırada 68.5 mil- yon lirayla tıp fakülteleri yer alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre. bazı Batı ülkelerinde, burslu olarak okuyacak öğren- cilerin devlete yıllık maliyeti ABD'de 300 mil- yon, İngiltere'de 290 milyon, Almanya'da 230 milyon, Fransada 180 milyon, Avusturya'da 185 milyon ve İsviçre'de 250 milyon lirayı bulu- yor. Ancak verilen bu rakamlar, 1992-93 öğretim yılını kapsıyor. Önümüzdeki öğretim yıhnda bu masraflann 350-400 milyon lira sınınna dayana- cağı ifade ediüyor. Okııl clei'gLsiııe Tebliğler DergfeTnde yaym şartı tstanbul Haber Servisi - Milli Eğitim Bakanı Nahit Menteşe, uygunluk karan Tebliğler Der- gisi'ndeyayımlanmayan öğren- ci dergilerinin. ilköğretim ku- rumlannda kullanılmasını ve satın alınmasını yasakladı. Milli Eğitim BakanhğTndan yapılan açıklamaya göre. 1739 sayılı İlköğretim Temel Ka- nunu'nun 55. maddesinde, "İlk ve ortaöğretim kunımlannda okurolacak kitaplar Milli Eği- tim Bakanlığı'nca tespit ediUr. Milli Eğitim Bakanlığı tarafın- dan belirienmeyen hiçbir kitap ve eğitim aracı okullarda kulla- nılamaz." ibaresi yer alıyor. Aynca ilgili yönetmeliğin 15. maddesinde de "Eğitim ve öğ- retim açısından uygunluk kara- n Tebliğler Dergisi'nde yayım- lanmayan hiçbir eğitim aracı eğitim kunımlannda kullanıla- maz ve herhangi bir suretle sa- tın alınamaz" deniliyor. Milli Eğitim Bakanı Mente- şe, "'Buna göre, 27 Ağustos 1993 tarihine kadar müracaatı yapılıp takun halinde uygunluk karan Tebliğler Dergisi'nde yayımlan- mayan öğrenci dergilerinin ba- kaıilığunıza bağlı ilköğretim ku- rumlarında kullaıulmaması ve satm alınmaması gerekmekte- dir" dedi. Menteşe, ilgilileri, eğitim ve öğretim açısından uy- gunluk karan Tebliğler Dergi- si'nde yayımlanmayan öğrenci dergilerinin ilköğretim kunım- lanna sokulmaması konusun- da uyardı. THlftıiıı Airbus uçağmdanparça koptu • Istanbul-Paris seferini yapanAirbus uçağınınkilit mekanizmasından kopan bir parça, yolcu kabininin sağ-üstyan bölümüneçarptı. Buradan da kopan bir parça. kuyruk kanadının alt bölümüneçarpınca. uçağıniçindeki 55'i yabana 65 yolcu arasında büyük bir panik çıktı. yolcu kabininin sağ-üst yan bölü- müne çarptı. Buradan da kopan bir parça, kuyruk kanadının alt bölümüne çarpınca. uçağın için- deki 55'i yabana 65 yolcu arası- nda büyük bir panik çıktı. Kaptan pilotlar Zihni Naiboğ- lu ile Orhan Tanerer, olay üzenne geri döndüler. Uçak, havalandı- ktan 40 dakika sonra yeniden Atatürk Havalimaru'na zorunlu iniş yapü. Dinlenmeye alınan yolcular. bir saat sonra başka bir A-310'laParis"egönderildiler. Bu arada THY Genel Müdürü Tez- can Yaramancı ile Airbus yetki- lileri. hasar gören uçakta tesbit çalışmalanna başladılar. Olayda sabotaj olasılığımn zayıf olduğu bebrtiliyor. Haber Merkezi - Türk Hava Yollan'nın Istanbul-Paris sefe- rini yapan Airbus ucağırun mo- tor kapağı kilit mekanizma- sından kopan bir parçanın ya- rattığı patlama, yolcular arasında büyük panik yaratu. Uçak hava- laridıktan 20 dakika sonra, YeşıJ- köy Atatürk Havalimanı'na zo- runlu iniş yaptı. Atatürk Uluslararası Havali- manı'ndan fstanbul-Paris sefe- rini yapmak için dün sabah 09. 2O'de havalanan Türk Hava Yol- an'nın Airbus A-310 tipi Cey- lan uçaği, Karadeniz üzerinde 5 5İn fit yüksekliğe ulaşoğında. bir jatlamasesiduyuldu. Uçağın sağ notor kapağının kilit mekaniz- nasından kopan bir parça, Ağustossayısı bayilerde, sinemalarda... • "Yaşamak İçin", "Sister Act", "Ninja Kaplumbağalar 3" filmleri üzerine... • Sinemamızın birkaç "selülozmân'! ından biri: Naki Turan Tekinsav • Cannes Film FestivaH'ne ilişkin Atilla Dorsay'ın izlenimleri... • Michael Douglas,yine tartışma yaratıyorc "Sonun Başlangıcı" • MahinurErgın'layeni filmi "AyVaktr üzerine... • Holfywood'un rahibeleri •80yıllıkAlman stüdyolan: Babelsbetg ARAYIS TOKTAMIŞ ATEŞ Ayancık ve Şenlikler Uzerine Çok sevdiğim öğretmen dostum (bence öğretmenlik en yüksek mertebe ve en önemfi görevdir) Rrfat örnek Belediye Başkanı olduğundan beri, her yıl Ayancık'ta "Keten ve Kültür Şenliği" adı altında bir şenlik düzenli- yor. Bu yıl beşincisi düzenlenen bu şenliklerden çoğuna katıldım. Demokrasi, laiklik ve Kemalizm konularını tar- tıştık. Bu sene de tartışma konularımız aynıydı. Ayancık'ta tartıştığımız konuları yeniden ele almak is- temiyorum. Bunlar, zaten gündemimden hiç düşmeyen konular. Sinop ve Ayancık'ta birlikte olduğumuz ve sanat boyu- tunun yanında diğer boyut ve derinlikleriyle tanıdığım Kerim Afşar'ın, doyumsuz "Yaşasın Edebiyat"oyununu da ele almayacağım. Eğer Kerim Afşar bugün tiyatro dünyamızda bir kutup yıldızı gibi parıldamıyorsa, bun- dan başkaları utansın. Aslında birkaç istisna dışında, belediyelerin düzenle- dikleri bu tür şenliklere katılmıyorum. Ikinci sınıf piyasa şarkıcılarına yüz milyonlar harcarken; yazar-çizer ve bi- lim adamlarını "göstermelik" olarak çağıran ve akılla- rınca, beldenin politize olmuş ve öğrenim açlığı içindeki gençlerini avutan belediye başkanlanndan da sıkıldım artık. SevgiÖzel. AylaKuHuveDemirtaşCeyhun uSilifke- de kent dışında bir parkta unutanlar da bunlar; Muzafter İlhan Erdost'a, bir darbukacıya gösterilen saygıyı gös- termeyenler de. Bunlardan biri beni Babaeskideasan- sör kapısında bekletmişti. Bir başkası ise Çanakkale'de çarşı içinde bir otelde yatırdı. (Tabii son oldu). Fakat bu konularda en ilg/rtç olayı geçenlerde yaşa- dım. Kartal Belediyesi'nin düzenlediği birşenlikte; sanı- yorum "2000leredoğru7ür/c/ye"gibisindenbaşlığıolan bir panelin ilanını gördüm. "Acaba kimler konuşacak?" diye bakınca ne göreyim? Konuşmacılar arasında beni adım da var. Bu kadarı da olmaz... "Acaba söz verdim de unuttum mu?" diye düşündüm. Zira hava koşulları nedeniyle kışın bir panellerine katıla- mamıştım. Acaba o konuda özür dilerken "Festivale ka- tılırım" diye söz mü vermiştim. Ama öyle yuvarlak bir söz vermiş olsam bile; aradan aylar geçtikten sonra in- san bir anımsatmaz mı, kesinleştirmez mi? İki satır ol- sun, bir şey yazmaz mı? Şenliğin diğer toplantılarına davet etmez mi? Televizyonda açılış törenlerini izlemiş- tim. Koltuklara otuz beşlik simitler gibi kurulmuşlardı. Festivalde yer alan diğer insanlar da davet edilmez mi? Bunlar, Beyoğlu pavyonlarında "sahne alan" dönme şarkıcılara bile daha fazla saygı gösteriyorlar. Milyonlar ödedikleri şarkıcılarla da bağlantıyı böyle mi yapıyorlar? Yeni yetme genç bir şarkıcı "Limuzin göndermezlerse gitmem"diyormuş. Hakkıdır. Göndersinler. Ama Rıfak Örnek bunlardan değildir. Kimi zaman ka- çınılmaz bazı aksaklıklar olsa bile, Ayancık Şenliği'nin kültür boyutuna çok özen gösterir. Konserleri bilmem ama, panelleri sonuna dek izler. Zaten Ayancık'ın aydın gençleri de onun için Rrfat örnek'i baştacı ediyorlar. Aslında benim bugün ele almak istediğim konu, ufacık bir kıyı kasabasında da olsa, "katılımcılığın" bir toplu- mun kaderini ve görüntüsünü nasıl değiştirebileceği idi. Ama "Pandora'nın kutusunu" açınca, gene başka bo- yutlara kaydı. Bundan beş yıl önce, ilk kez Ayancık'a gittiğim zaman, ne doğru dürüst yatacak bir yer vardı, ne doğru dürüst yemek yiyecek bir yer. Ayancıklı hanımların imece ile yaptıklan inanılmaz lezzetteki pirinç börekteriyle, tadı nokulları bile parkta yemiştik. ~ '• ' " ' ' Yolların çoğu tarla gibiydi. Kanalizasyon şebekesi, şebeke olmaktan çıkmıştı. Eski Belediye Başkanı'nın yaptırdığı güzel Belediye binasının bile, sayılamayacak kadar çok eksiği vardı Ama Ayancıklılar ve özellikle gençler, beldelerine sa- hipçıktılar. Veoemekve alınterinin karşılığı bugün alını- yor. Örneğin Ayancık keteni ve keten ürünleri; neredeyse, birkaç yaşlının çeyizlerinde kalan ve unutulmaya yüztut- muş bir sanattı. Hatta beş yıl önceki şenlikte, keten ürün- leri satılmıyor, sadece sergileniyordu. Bu yıl ise Halk Eğitim Merkezi ve Kız Meslek Lisesi ayrı ayrı sergi aç- mışlardı ve ürünlerini pazarlıyorlardı. inanıyorum ki; bundan kısa bir süre sonra, Ayancık keteni modacıların gözdesi olacak. Aynen kırk yıl önce; tam unutulurken, birkaç öncü hanımla canlanan ve hayat bulan Şile bezi gibi. PKK terörü. trafik anarşisi, KİT özelleştirmeleri, emeklinin durumu, Bosna dramı, Azerbaycan sorunu, Denktaş'a yapılmak istenenler vb. arasında kararan gönlüm, Ayancık'ta rahafladı. Huzur buldum. istenir ve uğraşılırsa neleryapılabileceğini gördüm. Karadeniz'in kıyıcığındaki bu şirin kasabada, Türkiye'ye olan inancım tazelendi. Tül perdenin 67 yılı • Magazin/TV Servisi- Unkapanı'nda. IMÇ Bloklan olarak tanınan Istanbul Manifaturaalar Çarşısı adı. genelükle müzik sektöründe bilinir. Ancak. İMÇ'nin gerçek evsahipleri^ adlan unutuhnaya yüz tutan manifaturaalardır. İşte, o aynı IMÇ Bloklan'nda önceki akşam alışılmışın dışında bir defile vardı: Tül perde defılesi. Necdet Narin'e ait Broderi Narin perakende satış mağazasırun açılışı. mankenler Gülay Onay, Gonül Sayın, Itır Beyazvürek ve Fulya Özcan'ın katıldığı "haÛt delîlesi"y|e gerçekleştirildi. 1926 yıhndan günümüze broderi, tül, duz tül ve yatak örtusü üretimi yapan firma. bu ürünlereek olarak ithal. dikişsız Amerikan perde sistemleri, aksesuar ve saten güneşliklen de satışa sunacak. Defilede mankenler, tül perdeden üretilmiş giysiler sundular. Efes Antik Tiyatno'da restorasyon İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Efes Antik Tiyatro'da Avusturyalı kaa ekibi tarafından başlanan restorasyon çalışmalan. tarihi tiyatronun göründüğünden daha fazla tahrip olduğunu ortaya çıkardı. Antik Tiyatro'da programlanan konserler. restorasyon nedeniyle Kültür Bakanlığı'nca ikinci bir emre kadardurduruldu. Uzmanlar, tiyatrodaki tahribatın tehlike yaratabilecek düzeyde olduğunu söylediler. Lûks lokantalara denetim •İstanbul HaberServisi- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta ve Sağlık Müdürlüğü ekiplerince denetlenen işyerlerinin hiçbıri kurallara tam uygun bulunmadı. Ekiplerin önceki gece lüks lokanta ve tavernalarda yaptıklan denetleme sonucu 5 işyerinden 4'ü sağlık koşullanna aykın bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle