Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 31 TEMMUZ1993 CUMARTESİ
10 DIZIYAZI
'PKK, Bingöl'de yanhş yapü'
KEMAL
BURKATLA
KÜRT
SORUNU
ORAL CALI 5LAR
-3-
A
teşkeşten sonra siz Abdul-
lah Öcalania diğer Kürt
örgütlerinin liderieri, Av-
rupa'da > aşayan Kürt ör-
gütlerinin liderieri ve Ce-
lal Talabani Şam'da bu-
kçtumız. Ateşkesin koşullannı ve Kürtier
arasındaki üişkileri gözden geçirdiniz. Ve
bu muhtemelen Suriye'nin kofltroiünde
oldu.
BURKAY - Biz Şam'da buluştuğu-
muzu söylemedik.
- Ama herkes öyle olduğunu biliyor. Si-
zn söytetnemiz önemli değil.
mek ıçın uygun bır
araçtır, banşçı çözûm için
uygun bir araçtır; hem de
biz bölgede genel olarak
Kürt sorununun banşçı
çözûmünden yanayız,
kornşu ülkeler arasındaki
ihşkılerin banşçı çözüm-
lere kavuşturulmasından
yanayız. Mesela su soru-
nu; diyoruz ki, bu ırmak-
lann kaynakları Kürdis-
tan'dadır. Dicle'nin,
Fırat'ın. Bunda en başta
Kürt halkının söz sahibi
olması gerekir. Çünkü bi-
zim ülkemizden dogan
Elazığ-Bingöl karavolunda pusu kuran PKKIı teröristler 33 askeri şehit etmişti. Katliamdan sonra bölgede geniş çaplı operas-
yotılar düzenlenerek teröristler kıskaca alınıp bulunduklan vadi baştanbaşa bombalandı.Şefait erlerin cenazeleri Diyarbakır 2.
Taktik Hava Kuvvet Komutanlığında düzenlenen törenle memleketlerine gönderildi.
Ateşkesin sona ermesinde Suriye bilmecesi
BURKAY - Biz onu söylemedik. bu-
gûn de söylemıyorum. Biz buluştuk ger-
çekten. Ortadoğu'da buluştuk, ama ne-
redeydi o ayn bir konu. Diğer yandan bu
buluşmamız kesinlikle Suriye'nın deneti-
mınde veya Suriye'nin yönlendirdiği bi-
çimde olmadı. Biz gerek Talabani, ge-
rekse Abdullah Öcalan'la kendi irade-
mizje görüştük. Bunun dışında herhangi
bir dış gücün katkısı, etkisi olmadı. En
aandan benim açımdan öyledir. Sonra
Kürt hareketinin çıkanna olan, ulusal
hareketin çıkanna olanı biz orada sap-
tadık. Ona uygun şekilde davrandık. o
kanıdayım.
- O dönemde şöyle bir yorum da ya-
pddı: Suriye'nin ateşkeşten memnun ol-
raadığı söylendi. Türkiye ile olan pa/ar lı-
klannda veya güç hesaplannda PKK
varlığı Suriye için bir pazariık konusu ola-
rak hep kabul edildi. Suriye yönetiminin
ateşkesle böyle bir imkanın elden gittiği
gibi bir endişeye kapıldığı söyleniyor .Son
gelişmeler sırasında da. bugün görülcbi-
len, başlayan olaylaria birlikte Suriye'nin
de bir rolü olduğuna dair yorumlar
yapddı. Özellikle sol çevrelerde olsun, di-
ğer çevrelerde olsun böyle yorumlar
yapddı. Ateşkesin ortadan kalkraasına
Suriye'nin memnun olduğu iddası \ar.Siz
bunu nasıl değerlendiriyorsuDiız?
Suriye'nin tavn
BURKAY - Ben bilemiyorum. Suriye
gerçekten ateşkeşten memnun oldu mu.
olmadı mı? Ve yeniden çatışma başladığı
zaman Suriye'nin tavn acaba ne oldu?
Yalnızşunu söyleyebilirim: Açık ki Suri-
ye bir bölge ülkesidir. Suriye de Kürt so-
rununda yeri olan bir ülke; ilişkıleri, rolü
olan bir ülke. Ve onlar kendi çıkarlannı
gözetiyor doğal olarak, bölgedeki bütün
ülkeler gibi. Kürt sorunu ile ilgilenen bü-
tün ülkeler gibi. Suriye'nin de Kürt soru-
nunda mutlaka savaşçı olacağını, her za-
man savaş isteyebileceğini veya bundan
yararlanabileceğini de düşünmemek
lazım.
Öyle gelişmeler olabilir ki, banşçı ola-
bilir, ama Suriye"nin de yaranna olabilir.
Örneğin bölgede su meselesi adil bir şe-
kilde çözülürse ve Kürt sorununun çö-
zümü, Kürtlerin Türkiye Kürdistanı'-
nda kendi haklanna kavuşmalan. örne-
ğin bir demokratik federasyon, eğer bu
yönde olumlu sonuçlar doğurursa Sun-
ye neden bundan yana olmasm? Diyehm
ki biz. bizim poliükamız en azından, par-
ti politikamız öyledir. Biz demokratik fe-
derasyonu savunuyoruz. Bize göre bu
hem Türkiye'deki Kürt sorununu çöz-
ırmaklardır. Tarihsel ola-
rak bu ırmaklar güneye
akıp gıtmiştir, Arabistan"ı
da sulamıştır. O halde bu
su sorununu adil bir şekil-
de çözmek gerekir diyo-
ruz. Yani Suriye'yi ve
Irak'ı da susuz bırakma-
dan, bir baskj araa ola-
rak kullanmâdan bu so-
runu çözmek mümkün-
dür. Ve biz Kürtier böyle-
sine olumlu bir rol oyna-
yabiüriz diye düşünüyo-
ruz.
Bingöl olayı
S.'uriye gerçekten ateşkeşten memnun
oldu mu, olmadı mı? Ve yeniden çatışma
başladığı zaman Suriye'nin tavn acaba ne
oldu?Bilemiyorum. Suriye de Kürt
sorununda iüşkileri, rolü olan bir ülke. Ve
onlar kendi çıkarlannı gözetiyor doğal
olarak, bölgedeki bütün ülkelergibi. Kürt
sorunu ile ilgilenen bütün ülkeler gibi.
- Şimdi siz ateşkese destek verdiniz.
Yam PKK'nın ateşkesini olumhı karşı-
ladığınızı ilan ettiniz. Fakat Bingöl olay-
ları ile birlikte benim açıklamalannızdan
izlediğim kadanyla esas vuruşunuzu yeni-
den Türk hükümetinin tutumuna. Türk
ordusunun rutumuna yaptınız. Mesela
Öcalan Bingöl olayları için "Bu bir talih-
sizlik olmuştur" dedi. Ama ben sizin açı-
klamalannızdan izlediğim kadanyla işin
bu yönüne vurgu yapmaduıız. Neden bu
ateşkes ortadan kaldırddı? Burada PKK'-
nın da bir günahı yok mu? Belki de Kürt
hareketlerinin uzun yıllardan gelen prob-
lemlerini kaşunak istemediğiniz için böyle
davrandınu. Ben si/den şöyle bir tutum
bekledim: Bingöl olaylarında iki tarafın
da sorumlnluğu vardır veya Bingöl olay-
lan ile başlayan sureçte iki tarafın da so-
rumluluğu vardır. Böyle bir açddama
yapmadınız...
BURKAY - Bingöl olaylannı olumsuz
bulduk. Başlangjçta gerçekten olay nasıl
cereyan etti henüz belli değil, açık değil-
di. Olay netleştikten sonra
bizim tutumumuz böyle
oldu. Olayı olumsuz bul-
duğumuzu söyledik. Keş-
ke gerçekleşmeseydi.
Ama olay, Türk devleti-
nin bölgede yüriittüğü
son politikanın. eylemle-
rin bir sonucu oldu; biz
bunu beürttik. Doğrusu
da oydu. Bugün de o
kanıdayım. PKK tek ta-
raflı ateşkes ilan etmişti.
Bunun tek taraflı yürü-
meyeceği belli idi o za-
man. Her ne kadar devlet
bölgedeki büyük bahar
operasyonunu durdur-
duysa da tümüyle durdurmadı. Bunu
kısmen sürdürdü. Ve bunu PKK'nın
altını oyma, köşeye sıkıştırma, dağdaki
sılahlı gruplan dağıtma amaayla yürüt-
tü. Bu çok açıktı. Bu yüzden mesela
Kulp, Lice, Sason yörelerinde köyler bo-
şaltıldı. yer yer bombalandı. Bu dönem-
de başka yerlerde de çatışmalar oldu,
100'ün üzerinde insan öldü. Bunun bir
bölümü PKK'nın gerillalanydı. Dola-
yısıyla bu sıkıştırmanın bir yerde tepkiye
yol açacağı belliydi. Hükümet güçleri.
Celal Talabani, Abdullah Öcalan ve Kemal Burkay Kürt Cephesi için el ele vermişlerdi
ordu birlikleri bunu yaparken bunun bi-
lıncindeydiler. Belki de bu sonucu sağla-
mak istiyorlardı. O sonuç orada sağ-
landı. Bingöl olayında bu sonuç sağ-
landı. Gerçekten orada PKK bir yanlış
yaptı.
Bunu denetleyemedi; şu bölümüy-
le, bu bölümüyle yaptı ama. bu politi-
kanın ürünüydü. Bunu görmek gereki-
\ordu. O halde bir taraf sistemli bir şekil-
de kurnazca bu sonucu almava çalışı-
rken, ve alırken PKK'yı suçlaftıak ger-
çekçi olmaz tek başma...
"İki taraf da ateş kessin"
- Ateşkesle birlikte bir sürcç yaşandı.
Halk rahatladı orada. Yer yer devletin
operasyonları sürse bile eskisinden ol-
dukça olumlu bir dunım ortaya çıktı.
Türk de\leti içinde banşçı çözümden
veya işin siyasi çözûmünden yana eği-
limler daha fazla ifade edibneye başlan-
dı. Ama dediğiniz gelişmeler sonucu,
PKK'nın kendi iradesi dışında, merkezi
iradesinin dışında. onaylamadığı bir ey-
lem sonucu Bingöl olayları patlak verdi.
Türk devleti operasyonlara girişti. Ar-
kasından PKK ona karşılık verdi. Ve
böyle bir süreç başladı. Peki şu ortam
içinde siz PKK'ya mesela yeniden bü-
tün bunlara rağmen. işin olumlu çözü-
münde sizin ateşkesiniz iyi bir rol oy-
nar.gelin bir ateşkes çağnsı daha yapın
der misiniz?
BURKAY - Bu gerçekçi olmaz. Biz
bir çağn yaptık. Ama bu çağn tek ba-
şma PKK'ya yönelik değil. Birkaç gün
önce bizim bir bildirimiz yayımlandı.
Biz şiddetin böylesine tırmanmasın-
dan duyduğumuz endişeyi dile getir-
dik ve hem Türk devletine. hem de
PKK'ya çağnda bulunduk. Şiddet ey-
lemleri dursun, banş ve diyalog yolu
açılsın diyoruz. Biz bu çağnmızı dün
olduğu gibi bugün de yapıyoruz. Ne
yazık ki şu ortamda bunu dinleyecek
taraf yoktu. Ve bunun anahtan hükü-
metin elindedir. PKK'nın elinde değil.
bunu görmek gerekir. Yani PKK'nın
tek taraflı 'ben ateş kesiyorum demesi'
şu aşamada zaten beklenen sonuçlan
doğurmaz. Yani bizim özlediğimiz so-
nuçlan doğurmaz. Bunu hükümet
yaptığı zaman sonuç doğurabilir.
PKK zaten buna açık. Bugün de açık
olduğunu söylüyor. Yani hükümet
ateşkes önerisinde bulunsa, PKK he-
men uyar buna.
YARIN: Antalyaeyleıııi
SOSYALIZM
Tek parti diktatörlüğü hataydı• Pou'tikayaTürkiye tşçi Partisi'Dde
başladmız. Daha öncesi var mı onu bümiyorum.
TİP içinde politika yaptınız. Bu, o zamanki tek
sosyalist hareketiydi Türkiye'nin. Ve daha sonra
da sosyaUst bir Kürt partisi kurdunuz. Sizin.
dünyadaki sosyalist sistenüerde uygulanan
politikanın birçoğunu aynen benimsediğinizi ve
geçmiş ideolojuv ahşkaıüıklan sürdürdüğünüzü
de yakmdan biliyorum. Proletary a
diktatöriüğünden merkeziyetçi parti si
stemlerine kadar bütün bu geleneklerin çok sıkı
bir savunucusu oldunuz.
Yenigelişnteleri sizin
ağzınızdan dinleroek
S p ^
şimdi sosy aUst bir
partinin başkaıusuıız.
D k k
merkeziyetçilik Ukesi hâlâ
M k U i k
esas oldu, demokrasi ise
neredeysehiç
uygulanmadı pratikte.
Uhjslararası tecrübeierde de böyleolmuştur.
Proletary a diktatörlüğü diye bir genel iktidar bi-
çimi vardır, sosyalist ülkelerin. Bu iktidar biçimi
sonuçta proletary a diktatörlüğü adı altında
küçfik bir ktiğin. hatta bir kişinin diktatörlüğü
şeklinde hayat buhnuştur, pratikte böyle
olmuştur. Bütün bu tecriibelerin ıştğında siz şu
anda hangi noktadasınız?
BURKAY - Geçmişten farklı bir noktada.
Şunu da ben ekley eyim: Geçmişte bile bizim
sosyalist saflardaki tutumumuz diğerlerine çok
benzemiyordu. Bugünkü gibi düşünmüyorduk
elbette. birçok konuda farklıydık. O dönemin
n büyük eksik,düzenin
demokratik olmayışıydı.
Tek parti dıktatorluğu bana
&0TQ K
açıniimaz oıaraK
yozlaşır, altematifl yoktur.
sosyalizm anlayışmdan derin biçimde
etkilenmiştik. Ama buna rağmen şunu
diyebilirim, kişi olarak ve parti olarak daha
demokratik bir anlayışa sahiptik geçmişte. En
azından sol arasındaki çatışmalann şiddete
dayanmasını yanhş buluyorduk. Tartışma ile
yetinmek gerekirdi. İkna için çaba göstentıek
gerekirdi. Buna rağmen geçmişteki sosyaüzm
anlayışınuzda yanbş olan çok şey vardı. Ve biz
bunu son üç dört yıla kadar sürdürdük. Son 3-4
yıhn değişiklikleri bizi sarsü. Çünkü bizim
inandığımız, doğru
olduğunu sandığımız
birçok tabuyu >ıkü
bunlar. Bunlan
berümsemek biziın için
kolay olmadı. Yeni
degişikliklere uyurn
sağlamak bizim için
kolay oknadı, ama
şağladık o uyumu.
Örneğin biz geçmişte
Sovyet sıstemini ve Doğu
bloku ülkelerini,
sosyalist denen ülkelerdeki sosyalizmi örnek
olarak biliyorduk ve iyi bir örnek biliyorduk.
Kimi hatalan biz küçümsüyorduk. Yahut da
büyük hatalan, yanlışlan göremiyorduk.
Sistemin iyi işlediği kanısındaydık.
Sosyalizmin; kapitalizmin, yani şu andaki
mevcut kapitalizmin çok daha üstünde
ekonomik, kültürel yaşamı gerçekleşürmiş
olduğunu sanıyorduk, yanıldık. Bunun
nedenlerini de tartışük. Bize göre bir kere tek
parti diktatörlüğü anlayışı yanlıştı. En büyük
eksik düzenin demokratik olmayışıydı, -kı biz
diyorduk diğer ülkelere göre bin kez daha
So
demokratiktir, öyle olmadığını gördük.- Tek
parti diktatörlüğü bana göre kaçınılmaz olarak
yozlaşır, altematifl yoktur. Sosyalizm kitlelere
dayanarak, yığınlara dayanarak kurulmalıdır.
Yığınlann ısteği, katkısıyla kunılabilir. Başka
türlü sosyalizm kurulamaz. Ancak bir
diktatörlük kurulur, öbür kitlelerden
soyutlanır. işçi sırufindan soyutlanır. Işçi sınıfı
üzerinde de bir baskıya dönüşür. Sizin de
belirttiğinız gibi parti diktatörlüğü, grup
diktatörlüğüne Merkez Komitesi
diktatörlüğüne ve
giderek bir kişi
diktatörlüğüne dönüşür.
Nitekim bütün bu
ülkelerde böyle oldu.
Ben. Stalin de dahil
olmak üzere suçu tek tek
kişüere yüklemekle işin
içinden
çıkamayacağımız
kanısındayım. Elbet tek
tek kişilerin de rolü
vardır. Olumlu ya da
olumsuz roller oynayabilirler. Ve Stahn
olumsuz bir rol oynamış besbelli. Ama bu salt
bir kişi sorunu değil. Bir mekanizma
sorunudur. Stahn olmasaydı da bu yozlaşma
olacakü. Nitekim birçok sosyalist ülke yozlaştı.
Hemen hemen hepsinde bunlar görülüyor. Ve
baştaki kişinin iyi bir insan olması da yetmiyor
durumu kurtarmaya. Sosyalizm yığınlara
dayanan, demokratik yollardan İcurulmah. Bu
daçokpartililiği gerektirir. Burjuva partileriyle
yanşarak bunu yapmak gerekir. Devrim bile
yapılsa, devrimden sonra çok partili
demokratik bir yaşam gerçekleştırilmelidir.
osyalizm, yığınlara
dayanan, demokratik
yollardan kurulmak. Bu çok
partililiği gerektirir. Burjuva
partileriyle yanşmak gerekir.
• Siz Sovyetler Birtiği'ndeki değişiklik başladığı
sırada karşı çıkıyordunuz ilk başta.
BURKAY-Evet.
- Hatta siz sapıyor, sosyalizm gidiyor gibisjoden
budeğişüdikleremuhafazakârbirtepki
gösteriyordunuz o dönemde.
BURK\Y - Sovyetler"deki değişiklikleri biz
başlangıçta iki yönlü değerlendirdik: Bu açıklık
poh'tikasını tümüyle destekledik. Yani sosyalist
demokrasinin yetkinleşmesi olarak gördük.
Toplum çoksesü olmalidır. basm özgür
ohnahdır. Bunu
destekledik. Ekonomik
değişimi ise kuşkuyla
karşıladık. Yani
yenilenmeden yana
olduğumuzu söyledik.
Sosyalist ekonomi de
yenilenmelidir, eski
yöntemlerle gitmez dedik.
O konuda ilkesel olarak
yine destekledik. Ancak
örneğin toprağın yeniden
köylülere dağıülması.
özel mülkiyet haline getirilmesine karşı çıkük.
Bu, sosyalist ekonomiye aykın bir tutumdur
dedik. Bunuihtiyatlakarşıladık. Reformlan
destekledik, ama kapitalizme yönelmeyi yanhş
bulduk. Buda doğal bir şey. Çünkü sosyalizmi
savunuyoruz. Biz sosyalızmin demokratik
olmasını istiyoruz, açık olmasını ıstiyoruz.
yenilenmesini istiyoruz. Eski ekonomik çark da
değişmek zorunda. Ama kapitahzme dönüşten
yana olmadık.
SÜRECEK
POLITIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Çok Yazık Olmuş...
Dünyanın, nüfusu bir milyonu aşan kentlerinin hemen
hepsinde metro varmış... Artık çağımızda milyonu aşan
kentler metrosuz ve tramvaysız olmuyormuş. Toplu ta-
şıma ancak metro ve tramvayla olasıymış. Büyük kent-
lerimizin metro ve tramvayla yanıp tutuşan belediye
başkanlarını tanıdım. Araları açık olsa da Dalan ve Sö-
zen'in Istanbul için metro ateşiyle yanıp tutuştuklarına
tanıklık ettim. Metro için ilk kazmayı vurma şansı Prof.
Nurettin Sözen'in oldu. Dalan, Aksaray - Esenler tram-
vayını gördü.
Ali Dinçer'den sonra Ankara metrosunun kazması
Murat Karayakpın ın elindeydi. Yüksel Çakmur'un izmir
metrosu için nasıl yanıp tutuştuğunu Nadir Bey'in büstü-
nün açıldığı gün kendinden dinledim. Izmir'e metro ge-
lecekti.
Kentler için metrodan söz ediyoruz ama ilk iş, kazma-
yı vurmada... 1871 yılında istanbul metrosu (tünel) için
Fransız mühendisi Mr. Gavand ilk kazmayı vurmuş...
Dört yıl sonra 17 Ocak 1875'te tünel (metro) işletmeye
açılmış. Bu tünelin yüzyılı aşkın bir süre adı anılmış ama
bir daha kazması vurulmamış... Gelmiş geçmiş beledi-
ye başkanları sözünü etmişler ama, kazmasını vurama-
mışlar. Birçok projeleryapılmış; bunların içinde Fransız,
Italyan, Rus, Alman, Amerikan projeleri var... Hiçbiri
gerçekleşmemiş. Son yıllara doğru bir özet yapacak
olursak, 1973 yılında devlet Istanbul metrosunun yapı-
mını üstleniyor. Birbakanlarkurulukararıylagörevlmar
Koordinasyon Kurulu'na veriliyor. Bu projeler, yıllar
içinde el değiştirerek, makamlar arasında dolanıyor.
Sonunda Nurettin Sözen döneminde benimseniyor. So-
zen yönetimi projeyi etaplara bölerek kendi özkaynakla-
rıyla gerçekleştirmeye karar veriyor. Işe Taksim - 4.
Levent kesiminden başlıyor.
30 Eylül 1991 yılında, Taksim'de hat boyunca 23 metre
derinlikte, 40 metre uzunlukta ön tünelin temeli atılıyor.
Vaktiyle belediye başkanları trafik sıkıştı mı, alt ve üst
geçitler (Aksaray - Karaköy) yaparak trafiği hafifletip
göz boyarlardı. Bunların içinde en çok takdir toplayan
Haşim ışcan oldu. Kimse metro için kazma vurmaya ce-
saret edemedi. Bu cesareti başkanlar arasında ancak
Sözen göze alabildi. Şimdi tünel kazılıyor, yakında ray
da döşenebilir.
Sayın Sözen birkaç gün önce bizlere yapılanları gez-
dirdi, gösterdi. Birazçamurlar içinde bocaladık, karan-
lıklar arasında dolaştık ama doğrusu değer. Metroyu
gezmek için halk günleri de düzenlemiş. Halk, kentinde
neler oluyor, bitiyor öğrenecektir. Kuyuları, tünelleri,
geçitleri gördük.
İlk kazma vurulmuş, yol açılmış, ardı gerçekten gele-
cektir. Hükümette, koalisyon da olsa yapılanları engelle-
yenler varmış; yeri geldiğinde kalkar. Son durum şöyle-
dir:
Fiilen 11 Eylül 1992 günü başlayan Istanbul metrosu
birinci aşama yapımı dokuz ayrı şantiyede sürdürülü-
yor. Ana tünellere ulaşmak için bağlantı tünelleri ve
kuyuları tamamlanmış... llerleme bir buçuk km'dir. Ken-
di terimleriyle anlatacak olursak, her girişten tünel ek-
aenine önce iki tünel aynası, daha sonra dört tünel
aynası vardır. Böylece 18 ayna çalıştyor.
llkin Taksim'- 4. Levent'e ulaşılacaktır. Sonra Taksim -
Topkapı geliyor. Istanbul, tarihi surlar gibi, tarihi metro-
suna da kavuşuyor. Neden bu kadar geç kalındığınaçok
üzüleceğiz. Istanbul'a yazık etmişler.
Birkaç otomobil satmak için deger miydi?
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ John Boonnan'ın bi-
ürnkurgu türündeki ünlü
fümi... Bir görevin yürii-
tülebihnesi için merkez
olarak seçilen yer. 2/ Evin
bölümü... Fin hamamı.
3/ "Akarsu krosu" da de-
nilen bir spor dalı. 4/
Uçurum... Kanşık renkli.
5/ Soyundan gelinen
kimse... "Güzel sever di-
ye - - - ederler'Benim 8
Hak'tan gayn sevdiğim g
mi var" (Karacaoğlan).
6/ Un, et ve bamya ile yapılan bir
yemek. 7/ Türkiye'nin ilk deniz
araşürma gemisinin adı... Eski
Türklerin yağmur yağdınp yel es-
tirdiğine inandıklan büyü taşı. 8/
Anadolu'nun kırsal kesiminde er-
kekler arasında düzenlenen yaren
toplantılanna verilen ad... Radon
elementinin simgesi.9/ Zaviye...
Mallar, saulacak şey ler.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Cacoyannis ın. Nikos Kazanca-
kis'in aynı adh romanından sinemaya aktardığı ünlü film...
Yünden dövülerek yaptlan kahn ve kaba kumaş. 2/ Her yam
suyla çevrili kara parçası... Bir cins sülün. 3/ Giyim süsiemede,
şapka, canta, sepet örmede kullanılan parlak renkü ve dayanık-
h şerit... Kaüşıksız. 4/ Tantalın simgesi... Bir oyun ya da fılmde
dinlenme süresi. 5/ Eski Mısır'da ölülerin koruyucusu olan tan-
n... Bir soru sözü. 6/ Sanı... Tayland'ın eski adı. 7/ Afrika'da bir
ülke. 8/ Ses... Eskiden şairi bilinmeyen şiirlerin altına yazılan
sözcük. 9/ Gümüş üstüne kurşunla işlenen siyah nakış... Lütfi
Akad'ın bir fümi.
İLAN
ÇA Y ASLİYE HUKUK HÂKÎMLİĞİ'NDEN
1993/87
Davacüar Kadir Akdağ ve Ayşe Taşbaş vekillerinin davalılar
Hasan Akdağ, Fatma Uğurluer, Neriman Çeün, Elif Salük. Halis
Saluk, Fikriye Salük, Adalet Salük aleyhlerine mahkememizde ika-
me eylediği Çay Aktaş mahallesi Pafta: 23, Ada: 70, Parsel: 2 nolu
taşınmaz üzerine yapılan inşaaün davaalar tarafından yapıldığının
tesPitine dair tesPit davasında aşağıda isimleri yazılı davalılara dave-
üye tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğine karar verünıekle:
Davalılann adresleri de zabıta kanalıyla tespit edilemediğinden
davalılar Elif Salük. Halis Salük. Fikriye Salük, Adalet Salük'lann
20.9.1993 günü saat 09.00'da mahkememizde yapılacak duruşmada
bizzat veya kendilerini temsil eden vekillerinin hazır bulunması, bu-
lunmadıklan veya vekille temsil olunmadıklan takdirde HUMK'un
213 ve 377. mad. uyannca yargılama yokluklannda yapılarak gıyap-
lannda karar verileceği adı geçerdere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 50065
İLAN
T.C.
KIZILTEPE KADASTRO
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1990'88
Tespite itiraz davasından dolayı davacı Maliye Hazinesi ve da-
valı Mahmut Kaplan arasında icra kılınan açık yargılama sonunda;
Davah Mahmut Kaplan adına çıkanlan davetiyenin adres yeter-
sizliği nedeniyle tebliğinin bila ikmal iade edildiği ve zabıtaca yapılan
tüm aramalara rağmen adı gecenin adresinin fesbit edılmediğinden
ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla;
Kızıltepe ilçesi Tepebaşı mahallesine ait ve kadasuoca 452 ada,
15-17 parsel olarak tespiü yapılan taşınmazın 22.9.1993 günü saat
09.00'da yapılacak duruşmaya gelmediği veya kendisini bir vekille de
temsil ettirmediği takdirde duruşmanın gıyabınde yapılacağı gibi ge-
rekli karann da verileceği ilanen tebliğ olunur. 16.7.1993
Basm:50071