Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20TEMMUZ1993SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çetin'den
Çiller'e brifing
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin, dün Başbakan
Tansu Çiller'e Kıbns vediğer
dış politika konulannda
brifing verdı. Yeni
başbakanlık binasındaki üç
saatlik görüşmeden sonra
açıklama yapan Çetin.
KKTC'deerken seçimitı bir
an önce yapılması gerektiğini
vurguladı. Çetin, BM Genel
Sekreteri Kıbns Özel
Temsilcisi Joe Clark'ın
Türkiye'yi ziyareti öncesinde
Kıbns ile ilgili gelişmeleri
Başbakan'a aktardığmı
söyledi. Çetin. genel dış
politika konulannın da ele
alındığını sözlerine ekledi.
Çetin, Türkiye'nin Irak'a
ilişkin politikasında bir
değişiklik olup olmadığı
yolundaki birsoruyu
yanıtlarken de, Irak"ın dünya
ile bütünleşmesini başından
beri isteyen Türkiye"nin.
Körfez Savaşı'ndan sonra
ekonomik açıdan en çok
etkilenen ülke olduğunu
vureuiadı.
SHP'den RP'li
başkana tepki
İstanbul Haber Servisi-SHP
İstan^ul İl Başkaru Yüksel
Çengel, Kâğıthane'nin
Refah Partili (RP) Belediye
Başkanı Arif Calban'ın işten
atıldıklan için açlık grevi
yapan işçilerle ilgili olarak
"Olürlerse ölsünler"
sözlerine tepki gösterdi.
Çengel, eylemdeki işçileri
"terörist" olarak nitelendiren
Calban'ın yerel yöneticiliğe
yakışır davranışlarda
bulunmadığını belirtti.
Calban'ın, 'Bunlar belediye
işçisi değil. eylem işçisi.
Geçmiş yönetim döneminde
bumiütanlan belediyeye
doldurmuşlar. Biz, bunlan
temizlemeye kalkınca da
keyifleri bozuldu" demesine
sert yanıt veren Çengel
"Kâğıthane direnişçileri salt
Refah Partili olmadıklan
için, düzmece gerekçelerle
işlerinden çıkanldılar. Açhğa
mahkûm edildiler. Ve SHP
olarak bizler, her zaman
haklı mücadelelerinde
onlann yanındayer
aldık"dedi.
İçişlepi Bakanı
• ANKARA (UBA) -
İçişleri Bakanı Mehmet
Gazioğlu, telefonunu
gizlemeye başladı. Bakan
Gazioğlu. bakan olmadan
önce kullandığı ev
telefonunun numarasını
değiştirdi. UBA
muhabirinin belirlemesine
göre İçişleri Bakanı Mehmet
Gazioğlu, bakan olmadan
önce kullandığı 490 33 93
numaralı telefonun
numarasını değiştirdi.
Bakanlık koltuğuna oturur
oturmaz yoğun terör
eylemleri ile karşılaşan ve 37
kişinin öldüğü Sıvas'ta
Madımak Oteli'nin
yakılması sırasında yaptığı
şaşırtıcı açıklamalarla
kamuoyunun ilgisini üzerine
çeken Bakan Gazioğlu'nun,
telefonunu değiştirme
karannı. ismini bir süre
kamuoyunun gündeminden
düşürmek amacıyla aldığı
ifade ediliyor.
Pakdemirli:
Memura oyun
oynadılar
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Ekrem
Pakdemirli, ülkenin Çiller
hükûmeti tarafından büyûk
bir bunahma sokulduğunu
ileri sürerek "Türkiye'nin,
böylebirhükümet
tarafından yönetilmesine göz
yummak yanlıştır" dedi.
Pakdemirli, ümitlendirilen
memurlara yapılan maaş
zamlanyla "Alicengiz oyunu
oynandığı" görüşünü
savundu. 5 parti yöneticisiyle
toplanan ANAP Başkanlık
Divanı'nın açış konuşmasını
yapan Pakdemirli, hükümeti
eleştirdi.
Bakan yerine
telesekreter
• ANKARA (UBA) - Tansu
Çiller hükümetinin baa
bakanlan, gerek
milletvekillerinden gerekse
seçmenlerinden ve başından
geîen taleplerden
kurtulmanın yolunu buldu.
Bakanlar, telefon aracılığıyla
zamanlı zamansız
beklemedikieri soru veya
konuşmak istemedikleri
kişilerle muhatap olmamak
için, süratle telesekreter
sahibi oldular. Bakanlannev
telefonlannı arayanlara,
bakanlann kendi seslerinden
kayda alınmış telesekreterler
cevap veriyor. Telesekreter
kaydında, "Lütfen mesajınızı
bırakın" deniliyor.
Terörekarşıüçlüsilalı
Çiller ve bakanlann G.Doğugezisi22 temmuzda başlıyor. Kabine ilkkez bölgede toplanacak
DOĞAN AKIN
ANKARA - Hükümet, ayn-
lıkçı teröre karşı mücadelede,
birbirinı tamamlayan üç yakla-
şım belirledi. Bunagöre. "güven-
lik önlemlerinin arttınlarak
sürdürülmesi" politikası. terör
bölgesinde uygulanacak özel
ekonomik paket ile desteklene-
cek. Devlet Bakanı ve Hükü-
met Sözcüsü Yüdınm Aktuna.
asken ve ekonomik önlemlerin
yanı sıra teröre karşı "psikolo-
jik" yaklaşımın da devreye so-
kulacağını, bu yönde bir haar-
lık yaptığını bildirdi. Başbakan
Tansu Çüier ve hükümet üyele-
rinin 22 terrtmuz perşembe sa-
bahı çıkacağı Güneydoğu gezisı
sırasında. kabine bolgedeki ilk
toplantısını yapacak.
Bakanlar Kurulu yann top-
lanarak Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgeleri için hazırla-
nan önlemler paketine son biçi-
mini verecek.
Başbakan Çiller. programda
bir değişikliğe gidilmemesi du-
rumunda. 22 temmuz perşembe
sabahı. kabine üyelerinin eşli-
ğinde saat 08.30'da Başbakan-
lığa ait "ATA" uçağı ile Van'a
hareketedecek.
Van'da yapılacak ınceleme-
lerden sonra helikopterler ile Şı-
rnak, Hakkari ve Batman'a ge-
çecek olan Çiller ve bakanlar,
geceyi Diy arbakır'da geçirecek-
ler. Diyarbakır'da 23 temmuz
cuma günü temaslarda buluna-
cak olan Tansu Çiller. basın
mensuplan ile yapacağı söyleşi-
nin ardından, aynı gün öğleden
sonra Ankara'ya dönecek.
Güneydoğu gezisine Genel-
kurmay Başkanı Orgeneral Do-
ğan Güreş'in de katılacağı. as-
keri yetkililerin özel bir uçakla
Van'a gidecekleri bildirildi.
Başbakanlık da Güneydoğu
gezisine katılacak basın men-
suplan için özel bir uçak kirala-
yacak. Çiller'in Güneydoğu ge-
zisi sırasında açıklayacağı eko-
nomik paket. "Doğu ve Gü-
neydoğu'daki KİT'lerin özel-
leştirme kapsamı dışında tutul-
ması, hayvancılığın sıfır faizli
krediler ve hibelerle teşvik edil-
Ordu, Başbakan'ınradyo-TV'deKürtçe yayın ve eğitim önerisine karşıçıkü
TSK'dan 'Kihtçeyayınahayır'
EVRENDEĞER
ANK4RA -Türk Sıiahlı Kuvvetleri
(TSK). Başbakan Tansu Çiller'in. liderler
turu sırasında ortaya attığı. "Kürtçe yayın
ve eğitim" önerisine karşı çıkü. Komuta
kademesınden üst düzeyde bir askeri yet-
kili. Kürtçe radyo \e televizyon yayınının
önünde. her şeyden önce anayasanın bu-
lunduğunu belirterek "bir terör örgütü
olan PKK'nın eylemlerini, bu tür yayınla-
ra izin verilmesinin durduramayacağını"
bildirdi. Askeri yetkili. "Bazı haklann ve-
rilmesi ile örgütün taleplerinin nereye va-
rabileceğmin de kestirilmesi gerekir" diye
konuştu.
Başbakan Tansu Çiller'in iki hafta ön-
ce. Genelkurmay Başkanlığı'nda katıldığı
"anarşi ve terör" konulu brifingin ardın-
dan çıktığı liderler turu sırasında. muhale-
fet partilerinin liderlerine götürdüğü.
radyo. televızyonda Kürtçe yayın ve eği-
tim önerilerine. partilerin içindeki "şahin-
lerden" sonra, TSK da karşı çıkü. PKK-
nın, "stratejik denge" aşamasında, son
hedefıne ulaşma yolunda. başta kültürel
haklar olmak üzere, bir dizi araç kullan-
mayı seçtiğini kaydeden askeri yetkili,
"Ana amaca ulaşmak için. birçok hedefı
var. Bunlan tek tek gerçekleştirmeye çalı-
şıyor. Kültürel haklan da elde ettikten
sonra başka şeyler talep edecek. Zaten so-
nuçtaki amacı. bağjmsız bir Kürdistan
kurabılmek. Kültürel haklardan sonra
özerklik isteyecektir, daha sonra da başka
şeyler. Bu hakkın. yani yayın hakkının ve-
rilmesi. örgütün eylemleri açısından bir
şey değiştirmeyecektir" dedi. Toplumda,
Kürtçe vayın ve eğitim konusunda farklı
görüşler oİduğunu kaydeden asken yetki-
li, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir görüşe göre şöyle: Örgütün elinde
belli silahlar var. Orneğin. maaşıruz az.
Ama siz bunun için ses çıkarmıyorsunuz,
ama biri sizin yerinize çıkıp da "maaşlar
az" diye bağırdığı zaman. içiniz bir anda
ferahlıyor. memnuniyet duyuyorsunuz.
Yani kimileri. "örgütün elindeki kültürel
silahı almak gerekir' dı>or. Bu bir görüş-
tür. Ama işin bir de diğer yani var. Bunu
verdiğiniz zaman. örgütün istekleri bitme-
yecektir. aynca örgütle bir de pazarlık gibi
bir olgu söz konusu olacaktır. Örgülün te-
rör eylemlerinin, bu tür yayınlara ve eğiti-
me izin verilmesi ile bir ilgisi yoktur. Onla-
nn nihai hedefı.bağımsız Kürdistan'dır.'
Türk-Amerikan Bilim Adamlan Birliği ve Boğaziçi Üniversitesi'nce düzenlenen 'Bilim ve Teknoleji" başhklı toplantının açıltşına
katdan Demirel, dünyarun banş ve huzur içinde yaşayacağı bir arayış içinde olduğunu söyledi.(UĞUR GÜNYÜZ)
Demirel, ABD'nin gücünü hoşgörüye bağlayanlar olduğunu söyledi:
Kîmseye etnik kökeııi sorulmuyor
İstanbul Haber Servisi- Tür-
kıye'nin sıkınüsmın deliğin bü-
yük, yamanın ise küçük ol-
masından kaynaklandığını ifa-
de eden Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel. "Türkiye
merdivenleri hiç birer birer ba-
sarak degil, uçarak bir yere
varmak istemiştir. Her şeyi
devletten beklememek lazım.
Imkan diye bir olay var" dedi.
Türk-Amerikan Bilim
Adamlan Birliği ve Boğaziçi
Üniversitesi'nce düzenlenen
"Bilim ve Teknoloji" başhklı
toplantırun açılışına katılan
Demirel, dünyarun banş ve
huzur içinde yaşayacağı bir
arayış içinde olduğunu söyledi.
Türkiye'nin de bu arayıştan
kendisini ayıramayacağını ifa-
de eden Demirel, "Insanlar,
dünyarun her tarafında banş
içinde vaşayabilmelidir. İnsan-
lar hür oîmahdır. İnsanlar da-
• Demirel. dünya banşının önündeki en büyük
düşmanın inanç aynlığı olduğuna da dikkat çekti.
Her milletin ayn bir devlet kuramayacağım ifade
eden Demirel. hoşgörü ve banş içinde yaşamanın
öğrenilmesi gerektiğini söyledi.
ha zengin. dahatemiz bir dün-
yada yaşayabilmelidir" dedi.
Hızla artan nüfusun berabe-
rinde birçok sorunlar getirdiği-
ne dikkat çeken Demirel, 2000
yılında dünya nüfusunun 4.5
milyan bulacağını belirtti.
Dünya banşı sağlanmadığı
sürece bilim ve teknolojinin in-
sanbğın yaranna kullanama-
yacağını anlatan Demirel, her
ülkenin bireyleri ve dünya ül-
kelerinin birbirleriyle ilişkile-
rinde banş ve sevgiyi hakim kı-
lmalan gerektiğini voırguladı.
Demirel, şöyle devam etti:
"Özellikle Sovyet impara-
torluğunun dağılmasından
sonra, dünyada bir iyimserlik
oldu. Bu iyimserliği iyi yönde
kullanmak lazım. Bugün dün-
yada nüfusun 3'te biri gayrisafı
milli hasılanın 3'te 2'sini abyor.
Bu da zenginlik ve fakirliği ya-
ratıyor. İnsan haklan bugün
dünyarun pek çok ülkesinde
bilinmiyor. Bu dünyanın her
yerinde nasıl uygulanacak, bi-
linecek? Bu ancak demokra-
siyle olacak."
Eğitim sorunu
Eğitim sisteminin de diğer
sorunlardan ayn olmadığıni.
diğer sorunlann çözümüyle
birlikte bunun da çözüleceğini
ifade eden Demirel. "Nasıl ki
bir toprağa bir şey ekerseniz o
toprak onu yetiştiremezse. bi-
lim ve teknolojiyi de geliştire-
cek uygun bir ortam lazımdır"
diye konuştu.
ABD'nin gücünü. herkesin
birbirini hoşgörüyle karşıla-
masına bağlayanlann bulun-
duğunu hatırlatan Demirel.
"Kimse 'siz hangi etnik köken-
densiniz' diye sormuyor" dedi.
Demirel. dünya banşırun
önündeki en büyük düşmanın
inanç aynlığı olduğuna da dik-
kat çekti. Her milletin ayn bir
devlet kuramayacağını ifade
eden Demirel. birlikte, hoşgö-
rü ve banş içinde yaşamanın
öğrenilmesi gerektiğini söyle-
di. Türkiye'nin gelişen bir ülke
olduğunu anlatan Demirel, ül-
keyi gelişmiş ülkelerle kıyas-
layarak karamsarlığa kapıl-
manın veya "gelişiyoruz" diye-
rek rahatlamanın yanbş ola-
cağını kaydetti.
mesi. bölgede işsizlik sigortası
uygulamasına geçilmesi" politi-
kalannı da içeriyor.
Başbakan Çiller'in. teröre
karşı mücadelede 3 yaklaşım
belirlediği bildirildi. Devlet Ba-
kanı ve Hükümet Sözcüsü Yıl-
dınm Aktuna, söz konusu 3
yaklaşım konusunda, Cumhu-
riyet'e şu açıklamayı yapü:
"Şunu yaptı Sayın Başba-
kan: Birincisi, askeri harekat
çok daha etkin olarak, daha
güçlü olarak. çok daha sonuç
alacak biçimde terörün üzerine
gidecektir. İkincisi. o bölgenin
birçok alandaki. özellikle eko-
nomik temele dayanan sorun-
lannı çözmek için oraya yöne-
lik arka arkaya ekonomik pa-
ketler ortaya konulacak ve
bunlar uygulamaya sokulacak.
Üçüncüsü de psikolojik yakla-
şım. Bu da ayn bir kategori.
Onun calışmasını da ben yap-
maktayım. Psikolojik yakla-
şımda birçok konular var."
Aktuna'nın açıkladığı psiko-
lojik yaklaşım çerçevesinde, ön-
ceki hafta toplanan Bakanlar
Kurulu'nda. DYP'den üç,
SHP'den iki bakanın katılımıy-
la oluşturulan "Propaganda
Komisyonu"nun devreye so-
kulması bekleniyor.
"Kûrtçe" önerileri rafa
Çiller'in "liderler turunda"
dile getırdiği "Kürtçe yayın ve
eğitim konulanru partilerarası
komisyonda tartışalım" öneri-
si, başta DYP grubu olmak
üzere çeşitli kesimlerden sert
eleştiri alınca, Güneydoğu pa-
ketine bu doğrultuda yaklaşım-
lann "şimdilik" yansıtılmaması
görüşü ağırlık kazandf.
Çiller'in mesajı
Başbakan Çiller'in. ABD
başkanlannın. önemli sorunlar
hakkında her yıl televizyonlara
yaptığı ve "halka hitap" olarak
adlandınlan yöntemi benimse-
yerek bugün yurttaşlara seslen-
mesi bekleniyor. Çiller'in, özel-
likle terör olaylan üzerinde
odaklanması beklenen konuş-
ması için. geçen cuma gününe
göre haarlık yapurdığı. ancak
son anda karannı değiştirerek
bugüne bıraküğı bildiriliyor.
Çiller'in konuşması bu gece
TRT-I. TRT-2 ve TRT-INT
kanallannda banttan yayınla-
nacak.
Türkiye'den
Iran'a
PKKsorgusu
• İran Büyükelçisi Bagheri,
bugün Dışişleri Bakanlığı'na
çağnlarak, ülkesinin PKK'yı
topraklannda banndırdığına
ilişkin belgelergösterilecek ve
yanıt istenecek
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye, İran-PKK bağ-
lantısını resmen gündeme geti-
riyor. İran'ın Ankara Büyükel-
çisi Muhammed Rıza Bagheri,
bugün Dıjişleri Bakanlığı'na
çağnlarak. Iran'ın PKK'yı top-
raklannda banndırdığı doğrul-
tusundaki belgelere yanıtlar
isteyeceği öğrenildi.
Dışişleri Bakanlığı kaynakla-
n. PKK'nın bazı İran toprakla-
nnda üs kurduğu ve buradaki
üslennden Türkiye'ye sızarak
eylemler yaptığı doğrultusunda
iki dosya dolusu belgenin top-
landığını bildiriyorlar. Yetkili-
ler. İran'ın bu belgelere yanıünı
26 temmuzda Ankara'da yapı-
lacak İran-Türkiye Güvenlik
Komitesi toplanüsmda verme-
sinin bekleneceğini bildiriyor-
lar.
Bagheri, önceki gün gazete-
mizde yayımlanan demecinde,
İran'ın PKK'yı topraklannda
banndırdığı yolundaki iddiala-
n yalanlayarak. "Basın araalı-
ğıyla değıİ, hükümetler araalı-
ğıyla konuşalım" önerisinde
bulunmuştu.
İstanbul İl Başkanı Çengel, kongre öncesi atağa geçtiklerini açıkladı
i iktidm alternatifiyapacakkadro arayışı
AYŞE YTLDIRIM
Kongre öncesi SHP İstanbul
örgütü atağa geçü. Toplumun
çeşitli kesimlerinden kendi
alanlannda başanL isimler par-
tiye çağnlmaya başlandı. İl
Başkaru Yüksel Çengel,
"Amacımız. partiyi iktidar al-
ternatifi yapacak nitelikli bir
kadroyu oluşturmak" dedi.
1 ağustosta yapılacak İstan-
bul İl kongresinin güçlü ismi
Yüksel Çengel, kongrenin de-
mokratik bir yanş havasında
gececeğini söyledi. Kim ka-
zanırsa kazansın partinin kong-
reden daha da güçlenerek çıka-
cağıru belirten Çengel, "İlçe
kongrelerinde elde edilen ba-
• İl yönetim kurulunun oluşmasında niteliğe önem verileceğini
ifade eden Çengel, sendikacılardan, gazetecilerden ve üniversite
çevrelerinden bazı isimlerle görüşmelerde bulunduklannı da
bildirdi.
şan, kongreye de yansıyacak.
Genel başkanın seçileceği ku-
rultay öncesi yapılan kongrele-
rimizde herhangj bir aday ismi-
nin telaffuz edilmemesine özen
gösterdik. Partinin şımdiden
böyle bir bölünmeye girmesinin
yaratacağı sonınlan gözönüne
alarak birlik ve bütünlük içinde
hareket ettik. Ayru şey il kong-
resinde de yaşanacaktır" dedi.
Görevde'bulunduklan süre
içinde İstanbul'un birikmiş so-
runlanna çözüm bulmaya çahş-
tıklannı anlatan Çengel, partiyi
kucaklamaya ve örgütle birlik-
te hareket etmeye de özen gös-
terdiklerini vurguladı. İl yöne-
tim kurulunun oluşmasında ni-
teliğe önem verileceğini ifade
eden Çengel, sendikacılardan,
gazetecilerden, üniversite çevre-
lerinden baa isimlerle görüş-
melerde bulunduklannı da bil-
dirdi. Çengel, şöyle devam etti:
"İstanbul tüm Türkiye'nin
gözünün önünde olduğu bir
kent. Türkiye politikasını
önemli ölçüde etkileycn bir
metropol. Böylesi bir kentte
sosyal demokrat bir partinin il
yönetimine çok büyük sorum-
luluklar ve görevler düşüyor.
Bu sorumluluklann altından
layıkıyla kalkabilecek bir yöne-
timin oluşması için çaba göste-
receğiz."
Yenilikçi kanat
Kongrede aday çıkarmaya
hazırlanan parti içindeki Yeni-
likçi Sol kanat ise yapuğı basın
açıklamasında. kongredeki bi-
rinci hedeflerinin "Başdöndürü-
cü inişe karşı hiçbir etkin çaba-
ya giremeyen statükocu yapıyı
esas kaynağı olan İstanbul'dan
başlayarak kırmak" olduğu gö-
rüşüne yer verdi. Diğer öncelik-
lerinin ise erdemlilik ve her tür-
lü çıkar ilişkisinden annrruş bir
pob'tika anlayışı olduğunu be-
brten Yenilikçi Sol kanat, açı-
klamasında şöyle devam etti:
"Bu kongreyi siyaset yapma-
nın ön koşulu olması gereken
özelbkleri aranır duruma geti-
ren, siyaset çizgilerini ticari ge-
reksinimlerine dikte ettiren,
hemşerileriyle dayanışma ve
bölüşmeyi sosyal demokrasi sa-
nan bazı kadrolan saf dışı bı-
rakmamıza vesile olacak bir
platform olarak algıbyoruz."
ÜĞÜPOLÎTÎKAGtJNLÜĞÜ
HtKMET ÇETÎNKAYA
Halkım, Sevdam...
Prof.Dr. Erendiz Atasü dokunaklı bir mektup gönder-
miş bize. Yazar Erendiz mektubunun bir bölümünde ay-
nen şöyle diyor:
"Gazetemizin kendini ayrı tutmadığım halkımla, acı-
mı, öfkemi ve düşüncelerimi paylaşmamı engellemeye
hakkı yoktur..."
Erendiz Atasü, kanlı Sivas katliamının ardından şair
Behçet Aysan'la ilgili duyarlı bir yazı göndermiş. Ancak
yazının bir bölümü arkadaşlarımdan edindiğim bilgiye
göre "yer yetmezliğinden ötürü" atılmış. Biz Sayın
Erendiz'den özür diliyoruz. Sakın bunu böyle bir kısıtla-
rrıa, "engelleme" olarak nitelendirmesin. Kanlı Sıvas
olaylarından sonra o denli yazı geldi ki tümünü kullan-
ma olanağı bulamadık
Cumhuriyet'e her gün yüzlerce yazı gelir yayımlan-
mak üzere. ikinci sayfamızın sorumlusu Sami Karaören
bunlan titizce okur ve ayırır. İkinci sayfada kullanama-
dıklarını diğer sayfaların sorumlularına verir.
Cumhuriyet okurlarının büyük çoğunluğu sanata, ede-
biyata, tiyatroya, sinemaya, ekonomiye, dış politikaya
ilişkin görüşlerini yazıya döker gönderir. Bize gelen
mektuplar da öyledir. Her mektup bir köşe yazısı niteli-
ğindedir. Çoğunluğunda bir olayın perde arkası aktarılır
ustaca.
Zaman zaman okur mektuplarını köşemize konuk
ederiz. Bugün de öyle olacak...
Oysa dün Güneydoğu yine kanlı bir gün yaşadı. PKK
militanları Van'ın Bahçesaray ilçesi'nin Sündüz Yay-
lası'nı bastı. 25 yurttaşımızı öldürdü. ilk gelen haberlere
göre 14'ü çocuk, 8'i kadındı
Tüylerim yine diken diken oldu...
Çocukları bile öldüren PKK örgütünü böylesine acı-
masızlığa iten neydi? Bu kan gölünden acaba kimler ya-
rarlanmak istiyordu?
Türkiye'de gerek PKK'nın gerek dinci örgütlerin boy
atması, 12 Eylül 1980 sonrası hızlanmıştı. O dönemde
örgütlenen "ölüm mangaları" görmemezlikten gelin-
mişti.
Şimdi neredeydik? Kişinin yaşama hakkını elinden
alan "ölüm mangalarına " karşı ne yapmalıydık? Soru-
nun çözümü askeri çerçevede mi olmalıydı yoksa de-
mokrasi içinde mi?
Tartışma sürüp gidiyordu...
Galiba çevremizi bir yılgınlık, umursamazlık kuşat-
mıştı.
Ama tek çözüm yolu vardı ve o da şuydu:
"Demokrasi."
Işte Erendiz Atasünün mektubunu bu nedenle aynen
yayımlryorum. Çünkü toplum olarak bizde eksik olan
sevgiydi. Bunca acımasızlığın altında yatan sevgisizlik-
ti.
• • •
"Ağacın kötü kaderi kurumak değildir, yapraklarının
döküldüğünü, filizlerinin solduğunu görmektir.
Her yaşam bir tymlenme çabasıdır, ne yazık ki herya-
şam, yaprak dökümü gibi eksile eksile sürer...
2 Temmuz 1993 Sıvas ayaklanmasında, irticanın kur-
ban ettiği 36 aydınımızın arasında, dostum, kardeşim
Behçet Aysan'ı kaybettim, eksildim... Ulusumuz, dilinin
usta bir ozanını kaybetti... Eksildin halkım, haberin var
mı?
insanlann sağlığı ve mutluluğu için çalışan bir hekim,
yaraticı bir sanatçı, sıcak bir dosttu Behçet. Alçakgönül-
lü, güleç ve yumuşak, kendisiyle alay etmesini bilen biri.
Zarif imgelerle örülü şiirinin dokusuna, sözcüklerin bü-
yüsüyle, ince kırılganlıkları, duyarlı bir yüreğin duygu
ebrusunu nakşedebilmiş yetkin bir ozan. '68 kuşağının
sorumiu bir üyesi. Türkiye'nin edebiyatçılara reva gör-
düğü ekonomik koşullarda yaratıcılık kişilik yapısıyla
çalışan, 9.00-17.00 mesailerinde bunalan, kendisini dile-
diği gibi geliştirebilecek zamandan yoksun kaldığı için
acı çeken bir aydın... Yaratıcılık bunalımlarını çevresine
değil, kendisine yönelten ince ruhlu bir insan... Yaşamı-
nın ilk ve büyük aşkı, gençliklerinden bugüne yirmi kü-
sur yıldır, hayatın inişlerinde ve çıkışlarında onu anla-
yan, seven, destekleyen karısı Adviye'ye ve biricik yav-
rularına içten bağlı, sevecen bir koca ve baba. Düşünce
ve vicdan özgürlüğüne, herkesin inancına sonuna dek
saygılı, uygar bir yurttaş, halkım. haberin var mı?
Kim bilir, belki de Behçet'i hekim kimliğiyletanıyanla-
rın bir kısmı bile bilmiyordu, onun Ankara kentinde ses-
siz sedasız yarattığı şiirleriyle edebiyatdünyasının kurt-
lanna yaranmaya çalışmadan, hatta onları tanımadan
bile, ödül üstüne ödül kazanabilmiş koca bir ozan oldu-
ğunu!
Türkiye 'büyürken' bakınız başına ne geldi. Dünya şii-
rinin en güzel kimi örnekleriyle bezenmiş dilimizi, Türk-
çemizi ve onun işçilerini. ustalarını unuttu! Dilimize iha-
netimiz kolektif bir suç boyutunda!
Türkiye büyürken' kolektif suçlar işleniyor, hayatın
her alanında! Kimimiz sevgisizçocuklukların bedeli kor-
kunç yıkıcılığımız ve kıyıcılığımızla, kimimiz kör inançla-
rımızla, servet ve makam hırsının gözlerini döndürdüğü
kimimiz büyük çıkarlar uğruna, kimimiz içerisine böcek
gibi büzüştüğümüz anlamsız yaşamların küçük çıkarları
için, kimimiz bilinçli kötülüklerle, kimimiz bilinçsiz iyi ni-
yetierle, kimimiz çıkarların zalimleştirdiği zekalarımız,
kinimiz, düpedüzaptallığımızla, kimimiz etkin katılım, ki-
mimiz sessiz onayla, kimimiz başımızı eğip gözlerimizi
yumarak kolektif suçlara ortak oluyoruz!
2 Temmuz 1993 Cuma günü, Pir Sultan Abdal'ın, Aşık
Veysel'in ili, Kuva-yi Mıllıye nın kenti oıma onuruna ay-
dın katliamıyla ihaneteden bir beldede, dizelerinde ulu-
suna 'Halkım, sevdam' diye seslenen büyük bir ozan,
halkı tarafından katledildi, devletinin gözü önünde.
Utanalım halkım, utanabilmek bir erdemdir!.."
Çiller, Ozal'ın 'prens'
bürokratlanna el atü
Vakıflar Bankası GenelMüdürlüğü'ne Ayaydoı,
Hazine Müsteşarhğı'na Osman Unsalatandı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Başbakan Tansu Çiller.
Turgut Özal'ın Başbakanbğı
döneminde yurtdışmdan
transfer ederek görevlendirdiği
ve kamuoyunun "prens" adıru
taktığı bürokratlara el atü. Çil-
ler'in Turgay Özkan ve Ahmet
Söylemezoğlu'na. danışman-
lan araabğıyla görev önerdiği
bildirildi.
Başbakan Çiller, Vakıflar
Bankası Genel Müdürlüğü'ne
Aydın Ayaydın'ı atadı. Mar-
mara Üniversitesi'nde "eko-
nometri" doçenti olan Ayay-
dın. daha önce Şekerbank
Genel Müdürlüğü yapmıştı.
Tansu Çiller, Hazine'nin ba-
şına da "sağ kolu" olarak nite-
lendirilen, Osman Ünsal'ı ge-
tirdi. Halen Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarb-
ğı(HDTM)'nda Müsteşar
Yardımcılığı görevinde bulu-
nan Ünsal. kamudaki geçirdiği
süreler yeterli ounadığı için bu
göreve "tedviren" atandı.
Başbakan Çiller'in. Söyle-
mezoğlu'na kamu bankalann-
dan birinde genel müdürlük,
Özkan'a ise "dış ekonomik
ilişkiler"le ilgili görev vermek
istediği öğrenildi.
Bürokrasi çevreleri, Çiller'in
"kadrosunu oluşturamamak"
sorunu ile bunaldığmı, son ge-
lişmelerin bunu açıkça ortaya
koyduğunu da ileri süriiyorlar.
Bu çevrelere göre Zekeriya Yıl-
dınm, Mahfı Eğilmez, Yavuz
Canevi gibi isimler, kendilerine
Çiller tarafından önerilen gö-
revleri kabul etmiyorlar.