25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20TEMMUZ1993SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çetin'den Çiller'e brifing ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, dün Başbakan Tansu Çiller'e Kıbns vediğer dış politika konulannda brifing verdı. Yeni başbakanlık binasındaki üç saatlik görüşmeden sonra açıklama yapan Çetin. KKTC'deerken seçimitı bir an önce yapılması gerektiğini vurguladı. Çetin, BM Genel Sekreteri Kıbns Özel Temsilcisi Joe Clark'ın Türkiye'yi ziyareti öncesinde Kıbns ile ilgili gelişmeleri Başbakan'a aktardığmı söyledi. Çetin. genel dış politika konulannın da ele alındığını sözlerine ekledi. Çetin, Türkiye'nin Irak'a ilişkin politikasında bir değişiklik olup olmadığı yolundaki birsoruyu yanıtlarken de, Irak"ın dünya ile bütünleşmesini başından beri isteyen Türkiye"nin. Körfez Savaşı'ndan sonra ekonomik açıdan en çok etkilenen ülke olduğunu vureuiadı. SHP'den RP'li başkana tepki İstanbul Haber Servisi-SHP İstan^ul İl Başkaru Yüksel Çengel, Kâğıthane'nin Refah Partili (RP) Belediye Başkanı Arif Calban'ın işten atıldıklan için açlık grevi yapan işçilerle ilgili olarak "Olürlerse ölsünler" sözlerine tepki gösterdi. Çengel, eylemdeki işçileri "terörist" olarak nitelendiren Calban'ın yerel yöneticiliğe yakışır davranışlarda bulunmadığını belirtti. Calban'ın, 'Bunlar belediye işçisi değil. eylem işçisi. Geçmiş yönetim döneminde bumiütanlan belediyeye doldurmuşlar. Biz, bunlan temizlemeye kalkınca da keyifleri bozuldu" demesine sert yanıt veren Çengel "Kâğıthane direnişçileri salt Refah Partili olmadıklan için, düzmece gerekçelerle işlerinden çıkanldılar. Açhğa mahkûm edildiler. Ve SHP olarak bizler, her zaman haklı mücadelelerinde onlann yanındayer aldık"dedi. İçişlepi Bakanı • ANKARA (UBA) - İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu, telefonunu gizlemeye başladı. Bakan Gazioğlu. bakan olmadan önce kullandığı ev telefonunun numarasını değiştirdi. UBA muhabirinin belirlemesine göre İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu, bakan olmadan önce kullandığı 490 33 93 numaralı telefonun numarasını değiştirdi. Bakanlık koltuğuna oturur oturmaz yoğun terör eylemleri ile karşılaşan ve 37 kişinin öldüğü Sıvas'ta Madımak Oteli'nin yakılması sırasında yaptığı şaşırtıcı açıklamalarla kamuoyunun ilgisini üzerine çeken Bakan Gazioğlu'nun, telefonunu değiştirme karannı. ismini bir süre kamuoyunun gündeminden düşürmek amacıyla aldığı ifade ediliyor. Pakdemirli: Memura oyun oynadılar •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Pakdemirli, ülkenin Çiller hükûmeti tarafından büyûk bir bunahma sokulduğunu ileri sürerek "Türkiye'nin, böylebirhükümet tarafından yönetilmesine göz yummak yanlıştır" dedi. Pakdemirli, ümitlendirilen memurlara yapılan maaş zamlanyla "Alicengiz oyunu oynandığı" görüşünü savundu. 5 parti yöneticisiyle toplanan ANAP Başkanlık Divanı'nın açış konuşmasını yapan Pakdemirli, hükümeti eleştirdi. Bakan yerine telesekreter • ANKARA (UBA) - Tansu Çiller hükümetinin baa bakanlan, gerek milletvekillerinden gerekse seçmenlerinden ve başından geîen taleplerden kurtulmanın yolunu buldu. Bakanlar, telefon aracılığıyla zamanlı zamansız beklemedikieri soru veya konuşmak istemedikleri kişilerle muhatap olmamak için, süratle telesekreter sahibi oldular. Bakanlannev telefonlannı arayanlara, bakanlann kendi seslerinden kayda alınmış telesekreterler cevap veriyor. Telesekreter kaydında, "Lütfen mesajınızı bırakın" deniliyor. Terörekarşıüçlüsilalı Çiller ve bakanlann G.Doğugezisi22 temmuzda başlıyor. Kabine ilkkez bölgede toplanacak DOĞAN AKIN ANKARA - Hükümet, ayn- lıkçı teröre karşı mücadelede, birbirinı tamamlayan üç yakla- şım belirledi. Bunagöre. "güven- lik önlemlerinin arttınlarak sürdürülmesi" politikası. terör bölgesinde uygulanacak özel ekonomik paket ile desteklene- cek. Devlet Bakanı ve Hükü- met Sözcüsü Yüdınm Aktuna. asken ve ekonomik önlemlerin yanı sıra teröre karşı "psikolo- jik" yaklaşımın da devreye so- kulacağını, bu yönde bir haar- lık yaptığını bildirdi. Başbakan Tansu Çüier ve hükümet üyele- rinin 22 terrtmuz perşembe sa- bahı çıkacağı Güneydoğu gezisı sırasında. kabine bolgedeki ilk toplantısını yapacak. Bakanlar Kurulu yann top- lanarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri için hazırla- nan önlemler paketine son biçi- mini verecek. Başbakan Çiller. programda bir değişikliğe gidilmemesi du- rumunda. 22 temmuz perşembe sabahı. kabine üyelerinin eşli- ğinde saat 08.30'da Başbakan- lığa ait "ATA" uçağı ile Van'a hareketedecek. Van'da yapılacak ınceleme- lerden sonra helikopterler ile Şı- rnak, Hakkari ve Batman'a ge- çecek olan Çiller ve bakanlar, geceyi Diy arbakır'da geçirecek- ler. Diyarbakır'da 23 temmuz cuma günü temaslarda buluna- cak olan Tansu Çiller. basın mensuplan ile yapacağı söyleşi- nin ardından, aynı gün öğleden sonra Ankara'ya dönecek. Güneydoğu gezisine Genel- kurmay Başkanı Orgeneral Do- ğan Güreş'in de katılacağı. as- keri yetkililerin özel bir uçakla Van'a gidecekleri bildirildi. Başbakanlık da Güneydoğu gezisine katılacak basın men- suplan için özel bir uçak kirala- yacak. Çiller'in Güneydoğu ge- zisi sırasında açıklayacağı eko- nomik paket. "Doğu ve Gü- neydoğu'daki KİT'lerin özel- leştirme kapsamı dışında tutul- ması, hayvancılığın sıfır faizli krediler ve hibelerle teşvik edil- Ordu, Başbakan'ınradyo-TV'deKürtçe yayın ve eğitim önerisine karşıçıkü TSK'dan 'Kihtçeyayınahayır' EVRENDEĞER ANK4RA -Türk Sıiahlı Kuvvetleri (TSK). Başbakan Tansu Çiller'in. liderler turu sırasında ortaya attığı. "Kürtçe yayın ve eğitim" önerisine karşı çıkü. Komuta kademesınden üst düzeyde bir askeri yet- kili. Kürtçe radyo \e televizyon yayınının önünde. her şeyden önce anayasanın bu- lunduğunu belirterek "bir terör örgütü olan PKK'nın eylemlerini, bu tür yayınla- ra izin verilmesinin durduramayacağını" bildirdi. Askeri yetkili. "Bazı haklann ve- rilmesi ile örgütün taleplerinin nereye va- rabileceğmin de kestirilmesi gerekir" diye konuştu. Başbakan Tansu Çiller'in iki hafta ön- ce. Genelkurmay Başkanlığı'nda katıldığı "anarşi ve terör" konulu brifingin ardın- dan çıktığı liderler turu sırasında. muhale- fet partilerinin liderlerine götürdüğü. radyo. televızyonda Kürtçe yayın ve eği- tim önerilerine. partilerin içindeki "şahin- lerden" sonra, TSK da karşı çıkü. PKK- nın, "stratejik denge" aşamasında, son hedefıne ulaşma yolunda. başta kültürel haklar olmak üzere, bir dizi araç kullan- mayı seçtiğini kaydeden askeri yetkili, "Ana amaca ulaşmak için. birçok hedefı var. Bunlan tek tek gerçekleştirmeye çalı- şıyor. Kültürel haklan da elde ettikten sonra başka şeyler talep edecek. Zaten so- nuçtaki amacı. bağjmsız bir Kürdistan kurabılmek. Kültürel haklardan sonra özerklik isteyecektir, daha sonra da başka şeyler. Bu hakkın. yani yayın hakkının ve- rilmesi. örgütün eylemleri açısından bir şey değiştirmeyecektir" dedi. Toplumda, Kürtçe vayın ve eğitim konusunda farklı görüşler oİduğunu kaydeden asken yetki- li, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir görüşe göre şöyle: Örgütün elinde belli silahlar var. Orneğin. maaşıruz az. Ama siz bunun için ses çıkarmıyorsunuz, ama biri sizin yerinize çıkıp da "maaşlar az" diye bağırdığı zaman. içiniz bir anda ferahlıyor. memnuniyet duyuyorsunuz. Yani kimileri. "örgütün elindeki kültürel silahı almak gerekir' dı>or. Bu bir görüş- tür. Ama işin bir de diğer yani var. Bunu verdiğiniz zaman. örgütün istekleri bitme- yecektir. aynca örgütle bir de pazarlık gibi bir olgu söz konusu olacaktır. Örgülün te- rör eylemlerinin, bu tür yayınlara ve eğiti- me izin verilmesi ile bir ilgisi yoktur. Onla- nn nihai hedefı.bağımsız Kürdistan'dır.' Türk-Amerikan Bilim Adamlan Birliği ve Boğaziçi Üniversitesi'nce düzenlenen 'Bilim ve Teknoleji" başhklı toplantının açıltşına katdan Demirel, dünyarun banş ve huzur içinde yaşayacağı bir arayış içinde olduğunu söyledi.(UĞUR GÜNYÜZ) Demirel, ABD'nin gücünü hoşgörüye bağlayanlar olduğunu söyledi: Kîmseye etnik kökeııi sorulmuyor İstanbul Haber Servisi- Tür- kıye'nin sıkınüsmın deliğin bü- yük, yamanın ise küçük ol- masından kaynaklandığını ifa- de eden Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel. "Türkiye merdivenleri hiç birer birer ba- sarak degil, uçarak bir yere varmak istemiştir. Her şeyi devletten beklememek lazım. Imkan diye bir olay var" dedi. Türk-Amerikan Bilim Adamlan Birliği ve Boğaziçi Üniversitesi'nce düzenlenen "Bilim ve Teknoloji" başhklı toplantırun açılışına katılan Demirel, dünyarun banş ve huzur içinde yaşayacağı bir arayış içinde olduğunu söyledi. Türkiye'nin de bu arayıştan kendisini ayıramayacağını ifa- de eden Demirel, "Insanlar, dünyarun her tarafında banş içinde vaşayabilmelidir. İnsan- lar hür oîmahdır. İnsanlar da- • Demirel. dünya banşının önündeki en büyük düşmanın inanç aynlığı olduğuna da dikkat çekti. Her milletin ayn bir devlet kuramayacağım ifade eden Demirel. hoşgörü ve banş içinde yaşamanın öğrenilmesi gerektiğini söyledi. ha zengin. dahatemiz bir dün- yada yaşayabilmelidir" dedi. Hızla artan nüfusun berabe- rinde birçok sorunlar getirdiği- ne dikkat çeken Demirel, 2000 yılında dünya nüfusunun 4.5 milyan bulacağını belirtti. Dünya banşı sağlanmadığı sürece bilim ve teknolojinin in- sanbğın yaranna kullanama- yacağını anlatan Demirel, her ülkenin bireyleri ve dünya ül- kelerinin birbirleriyle ilişkile- rinde banş ve sevgiyi hakim kı- lmalan gerektiğini voırguladı. Demirel, şöyle devam etti: "Özellikle Sovyet impara- torluğunun dağılmasından sonra, dünyada bir iyimserlik oldu. Bu iyimserliği iyi yönde kullanmak lazım. Bugün dün- yada nüfusun 3'te biri gayrisafı milli hasılanın 3'te 2'sini abyor. Bu da zenginlik ve fakirliği ya- ratıyor. İnsan haklan bugün dünyarun pek çok ülkesinde bilinmiyor. Bu dünyanın her yerinde nasıl uygulanacak, bi- linecek? Bu ancak demokra- siyle olacak." Eğitim sorunu Eğitim sisteminin de diğer sorunlardan ayn olmadığıni. diğer sorunlann çözümüyle birlikte bunun da çözüleceğini ifade eden Demirel. "Nasıl ki bir toprağa bir şey ekerseniz o toprak onu yetiştiremezse. bi- lim ve teknolojiyi de geliştire- cek uygun bir ortam lazımdır" diye konuştu. ABD'nin gücünü. herkesin birbirini hoşgörüyle karşıla- masına bağlayanlann bulun- duğunu hatırlatan Demirel. "Kimse 'siz hangi etnik köken- densiniz' diye sormuyor" dedi. Demirel. dünya banşırun önündeki en büyük düşmanın inanç aynlığı olduğuna da dik- kat çekti. Her milletin ayn bir devlet kuramayacağını ifade eden Demirel. birlikte, hoşgö- rü ve banş içinde yaşamanın öğrenilmesi gerektiğini söyle- di. Türkiye'nin gelişen bir ülke olduğunu anlatan Demirel, ül- keyi gelişmiş ülkelerle kıyas- layarak karamsarlığa kapıl- manın veya "gelişiyoruz" diye- rek rahatlamanın yanbş ola- cağını kaydetti. mesi. bölgede işsizlik sigortası uygulamasına geçilmesi" politi- kalannı da içeriyor. Başbakan Çiller'in. teröre karşı mücadelede 3 yaklaşım belirlediği bildirildi. Devlet Ba- kanı ve Hükümet Sözcüsü Yıl- dınm Aktuna, söz konusu 3 yaklaşım konusunda, Cumhu- riyet'e şu açıklamayı yapü: "Şunu yaptı Sayın Başba- kan: Birincisi, askeri harekat çok daha etkin olarak, daha güçlü olarak. çok daha sonuç alacak biçimde terörün üzerine gidecektir. İkincisi. o bölgenin birçok alandaki. özellikle eko- nomik temele dayanan sorun- lannı çözmek için oraya yöne- lik arka arkaya ekonomik pa- ketler ortaya konulacak ve bunlar uygulamaya sokulacak. Üçüncüsü de psikolojik yakla- şım. Bu da ayn bir kategori. Onun calışmasını da ben yap- maktayım. Psikolojik yakla- şımda birçok konular var." Aktuna'nın açıkladığı psiko- lojik yaklaşım çerçevesinde, ön- ceki hafta toplanan Bakanlar Kurulu'nda. DYP'den üç, SHP'den iki bakanın katılımıy- la oluşturulan "Propaganda Komisyonu"nun devreye so- kulması bekleniyor. "Kûrtçe" önerileri rafa Çiller'in "liderler turunda" dile getırdiği "Kürtçe yayın ve eğitim konulanru partilerarası komisyonda tartışalım" öneri- si, başta DYP grubu olmak üzere çeşitli kesimlerden sert eleştiri alınca, Güneydoğu pa- ketine bu doğrultuda yaklaşım- lann "şimdilik" yansıtılmaması görüşü ağırlık kazandf. Çiller'in mesajı Başbakan Çiller'in. ABD başkanlannın. önemli sorunlar hakkında her yıl televizyonlara yaptığı ve "halka hitap" olarak adlandınlan yöntemi benimse- yerek bugün yurttaşlara seslen- mesi bekleniyor. Çiller'in, özel- likle terör olaylan üzerinde odaklanması beklenen konuş- ması için. geçen cuma gününe göre haarlık yapurdığı. ancak son anda karannı değiştirerek bugüne bıraküğı bildiriliyor. Çiller'in konuşması bu gece TRT-I. TRT-2 ve TRT-INT kanallannda banttan yayınla- nacak. Türkiye'den Iran'a PKKsorgusu • İran Büyükelçisi Bagheri, bugün Dışişleri Bakanlığı'na çağnlarak, ülkesinin PKK'yı topraklannda banndırdığına ilişkin belgelergösterilecek ve yanıt istenecek ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye, İran-PKK bağ- lantısını resmen gündeme geti- riyor. İran'ın Ankara Büyükel- çisi Muhammed Rıza Bagheri, bugün Dıjişleri Bakanlığı'na çağnlarak. Iran'ın PKK'yı top- raklannda banndırdığı doğrul- tusundaki belgelere yanıtlar isteyeceği öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı kaynakla- n. PKK'nın bazı İran toprakla- nnda üs kurduğu ve buradaki üslennden Türkiye'ye sızarak eylemler yaptığı doğrultusunda iki dosya dolusu belgenin top- landığını bildiriyorlar. Yetkili- ler. İran'ın bu belgelere yanıünı 26 temmuzda Ankara'da yapı- lacak İran-Türkiye Güvenlik Komitesi toplanüsmda verme- sinin bekleneceğini bildiriyor- lar. Bagheri, önceki gün gazete- mizde yayımlanan demecinde, İran'ın PKK'yı topraklannda banndırdığı yolundaki iddiala- n yalanlayarak. "Basın araalı- ğıyla değıİ, hükümetler araalı- ğıyla konuşalım" önerisinde bulunmuştu. İstanbul İl Başkanı Çengel, kongre öncesi atağa geçtiklerini açıkladı i iktidm alternatifiyapacakkadro arayışı AYŞE YTLDIRIM Kongre öncesi SHP İstanbul örgütü atağa geçü. Toplumun çeşitli kesimlerinden kendi alanlannda başanL isimler par- tiye çağnlmaya başlandı. İl Başkaru Yüksel Çengel, "Amacımız. partiyi iktidar al- ternatifi yapacak nitelikli bir kadroyu oluşturmak" dedi. 1 ağustosta yapılacak İstan- bul İl kongresinin güçlü ismi Yüksel Çengel, kongrenin de- mokratik bir yanş havasında gececeğini söyledi. Kim ka- zanırsa kazansın partinin kong- reden daha da güçlenerek çıka- cağıru belirten Çengel, "İlçe kongrelerinde elde edilen ba- • İl yönetim kurulunun oluşmasında niteliğe önem verileceğini ifade eden Çengel, sendikacılardan, gazetecilerden ve üniversite çevrelerinden bazı isimlerle görüşmelerde bulunduklannı da bildirdi. şan, kongreye de yansıyacak. Genel başkanın seçileceği ku- rultay öncesi yapılan kongrele- rimizde herhangj bir aday ismi- nin telaffuz edilmemesine özen gösterdik. Partinin şımdiden böyle bir bölünmeye girmesinin yaratacağı sonınlan gözönüne alarak birlik ve bütünlük içinde hareket ettik. Ayru şey il kong- resinde de yaşanacaktır" dedi. Görevde'bulunduklan süre içinde İstanbul'un birikmiş so- runlanna çözüm bulmaya çahş- tıklannı anlatan Çengel, partiyi kucaklamaya ve örgütle birlik- te hareket etmeye de özen gös- terdiklerini vurguladı. İl yöne- tim kurulunun oluşmasında ni- teliğe önem verileceğini ifade eden Çengel, sendikacılardan, gazetecilerden, üniversite çevre- lerinden baa isimlerle görüş- melerde bulunduklannı da bil- dirdi. Çengel, şöyle devam etti: "İstanbul tüm Türkiye'nin gözünün önünde olduğu bir kent. Türkiye politikasını önemli ölçüde etkileycn bir metropol. Böylesi bir kentte sosyal demokrat bir partinin il yönetimine çok büyük sorum- luluklar ve görevler düşüyor. Bu sorumluluklann altından layıkıyla kalkabilecek bir yöne- timin oluşması için çaba göste- receğiz." Yenilikçi kanat Kongrede aday çıkarmaya hazırlanan parti içindeki Yeni- likçi Sol kanat ise yapuğı basın açıklamasında. kongredeki bi- rinci hedeflerinin "Başdöndürü- cü inişe karşı hiçbir etkin çaba- ya giremeyen statükocu yapıyı esas kaynağı olan İstanbul'dan başlayarak kırmak" olduğu gö- rüşüne yer verdi. Diğer öncelik- lerinin ise erdemlilik ve her tür- lü çıkar ilişkisinden annrruş bir pob'tika anlayışı olduğunu be- brten Yenilikçi Sol kanat, açı- klamasında şöyle devam etti: "Bu kongreyi siyaset yapma- nın ön koşulu olması gereken özelbkleri aranır duruma geti- ren, siyaset çizgilerini ticari ge- reksinimlerine dikte ettiren, hemşerileriyle dayanışma ve bölüşmeyi sosyal demokrasi sa- nan bazı kadrolan saf dışı bı- rakmamıza vesile olacak bir platform olarak algıbyoruz." ÜĞÜPOLÎTÎKAGtJNLÜĞÜ HtKMET ÇETÎNKAYA Halkım, Sevdam... Prof.Dr. Erendiz Atasü dokunaklı bir mektup gönder- miş bize. Yazar Erendiz mektubunun bir bölümünde ay- nen şöyle diyor: "Gazetemizin kendini ayrı tutmadığım halkımla, acı- mı, öfkemi ve düşüncelerimi paylaşmamı engellemeye hakkı yoktur..." Erendiz Atasü, kanlı Sivas katliamının ardından şair Behçet Aysan'la ilgili duyarlı bir yazı göndermiş. Ancak yazının bir bölümü arkadaşlarımdan edindiğim bilgiye göre "yer yetmezliğinden ötürü" atılmış. Biz Sayın Erendiz'den özür diliyoruz. Sakın bunu böyle bir kısıtla- rrıa, "engelleme" olarak nitelendirmesin. Kanlı Sıvas olaylarından sonra o denli yazı geldi ki tümünü kullan- ma olanağı bulamadık Cumhuriyet'e her gün yüzlerce yazı gelir yayımlan- mak üzere. ikinci sayfamızın sorumlusu Sami Karaören bunlan titizce okur ve ayırır. İkinci sayfada kullanama- dıklarını diğer sayfaların sorumlularına verir. Cumhuriyet okurlarının büyük çoğunluğu sanata, ede- biyata, tiyatroya, sinemaya, ekonomiye, dış politikaya ilişkin görüşlerini yazıya döker gönderir. Bize gelen mektuplar da öyledir. Her mektup bir köşe yazısı niteli- ğindedir. Çoğunluğunda bir olayın perde arkası aktarılır ustaca. Zaman zaman okur mektuplarını köşemize konuk ederiz. Bugün de öyle olacak... Oysa dün Güneydoğu yine kanlı bir gün yaşadı. PKK militanları Van'ın Bahçesaray ilçesi'nin Sündüz Yay- lası'nı bastı. 25 yurttaşımızı öldürdü. ilk gelen haberlere göre 14'ü çocuk, 8'i kadındı Tüylerim yine diken diken oldu... Çocukları bile öldüren PKK örgütünü böylesine acı- masızlığa iten neydi? Bu kan gölünden acaba kimler ya- rarlanmak istiyordu? Türkiye'de gerek PKK'nın gerek dinci örgütlerin boy atması, 12 Eylül 1980 sonrası hızlanmıştı. O dönemde örgütlenen "ölüm mangaları" görmemezlikten gelin- mişti. Şimdi neredeydik? Kişinin yaşama hakkını elinden alan "ölüm mangalarına " karşı ne yapmalıydık? Soru- nun çözümü askeri çerçevede mi olmalıydı yoksa de- mokrasi içinde mi? Tartışma sürüp gidiyordu... Galiba çevremizi bir yılgınlık, umursamazlık kuşat- mıştı. Ama tek çözüm yolu vardı ve o da şuydu: "Demokrasi." Işte Erendiz Atasünün mektubunu bu nedenle aynen yayımlryorum. Çünkü toplum olarak bizde eksik olan sevgiydi. Bunca acımasızlığın altında yatan sevgisizlik- ti. • • • "Ağacın kötü kaderi kurumak değildir, yapraklarının döküldüğünü, filizlerinin solduğunu görmektir. Her yaşam bir tymlenme çabasıdır, ne yazık ki herya- şam, yaprak dökümü gibi eksile eksile sürer... 2 Temmuz 1993 Sıvas ayaklanmasında, irticanın kur- ban ettiği 36 aydınımızın arasında, dostum, kardeşim Behçet Aysan'ı kaybettim, eksildim... Ulusumuz, dilinin usta bir ozanını kaybetti... Eksildin halkım, haberin var mı? insanlann sağlığı ve mutluluğu için çalışan bir hekim, yaraticı bir sanatçı, sıcak bir dosttu Behçet. Alçakgönül- lü, güleç ve yumuşak, kendisiyle alay etmesini bilen biri. Zarif imgelerle örülü şiirinin dokusuna, sözcüklerin bü- yüsüyle, ince kırılganlıkları, duyarlı bir yüreğin duygu ebrusunu nakşedebilmiş yetkin bir ozan. '68 kuşağının sorumiu bir üyesi. Türkiye'nin edebiyatçılara reva gör- düğü ekonomik koşullarda yaratıcılık kişilik yapısıyla çalışan, 9.00-17.00 mesailerinde bunalan, kendisini dile- diği gibi geliştirebilecek zamandan yoksun kaldığı için acı çeken bir aydın... Yaratıcılık bunalımlarını çevresine değil, kendisine yönelten ince ruhlu bir insan... Yaşamı- nın ilk ve büyük aşkı, gençliklerinden bugüne yirmi kü- sur yıldır, hayatın inişlerinde ve çıkışlarında onu anla- yan, seven, destekleyen karısı Adviye'ye ve biricik yav- rularına içten bağlı, sevecen bir koca ve baba. Düşünce ve vicdan özgürlüğüne, herkesin inancına sonuna dek saygılı, uygar bir yurttaş, halkım. haberin var mı? Kim bilir, belki de Behçet'i hekim kimliğiyletanıyanla- rın bir kısmı bile bilmiyordu, onun Ankara kentinde ses- siz sedasız yarattığı şiirleriyle edebiyatdünyasının kurt- lanna yaranmaya çalışmadan, hatta onları tanımadan bile, ödül üstüne ödül kazanabilmiş koca bir ozan oldu- ğunu! Türkiye 'büyürken' bakınız başına ne geldi. Dünya şii- rinin en güzel kimi örnekleriyle bezenmiş dilimizi, Türk- çemizi ve onun işçilerini. ustalarını unuttu! Dilimize iha- netimiz kolektif bir suç boyutunda! Türkiye büyürken' kolektif suçlar işleniyor, hayatın her alanında! Kimimiz sevgisizçocuklukların bedeli kor- kunç yıkıcılığımız ve kıyıcılığımızla, kimimiz kör inançla- rımızla, servet ve makam hırsının gözlerini döndürdüğü kimimiz büyük çıkarlar uğruna, kimimiz içerisine böcek gibi büzüştüğümüz anlamsız yaşamların küçük çıkarları için, kimimiz bilinçli kötülüklerle, kimimiz bilinçsiz iyi ni- yetierle, kimimiz çıkarların zalimleştirdiği zekalarımız, kinimiz, düpedüzaptallığımızla, kimimiz etkin katılım, ki- mimiz sessiz onayla, kimimiz başımızı eğip gözlerimizi yumarak kolektif suçlara ortak oluyoruz! 2 Temmuz 1993 Cuma günü, Pir Sultan Abdal'ın, Aşık Veysel'in ili, Kuva-yi Mıllıye nın kenti oıma onuruna ay- dın katliamıyla ihaneteden bir beldede, dizelerinde ulu- suna 'Halkım, sevdam' diye seslenen büyük bir ozan, halkı tarafından katledildi, devletinin gözü önünde. Utanalım halkım, utanabilmek bir erdemdir!.." Çiller, Ozal'ın 'prens' bürokratlanna el atü Vakıflar Bankası GenelMüdürlüğü'ne Ayaydoı, Hazine Müsteşarhğı'na Osman Unsalatandı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Başbakan Tansu Çiller. Turgut Özal'ın Başbakanbğı döneminde yurtdışmdan transfer ederek görevlendirdiği ve kamuoyunun "prens" adıru taktığı bürokratlara el atü. Çil- ler'in Turgay Özkan ve Ahmet Söylemezoğlu'na. danışman- lan araabğıyla görev önerdiği bildirildi. Başbakan Çiller, Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü'ne Aydın Ayaydın'ı atadı. Mar- mara Üniversitesi'nde "eko- nometri" doçenti olan Ayay- dın. daha önce Şekerbank Genel Müdürlüğü yapmıştı. Tansu Çiller, Hazine'nin ba- şına da "sağ kolu" olarak nite- lendirilen, Osman Ünsal'ı ge- tirdi. Halen Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarb- ğı(HDTM)'nda Müsteşar Yardımcılığı görevinde bulu- nan Ünsal. kamudaki geçirdiği süreler yeterli ounadığı için bu göreve "tedviren" atandı. Başbakan Çiller'in. Söyle- mezoğlu'na kamu bankalann- dan birinde genel müdürlük, Özkan'a ise "dış ekonomik ilişkiler"le ilgili görev vermek istediği öğrenildi. Bürokrasi çevreleri, Çiller'in "kadrosunu oluşturamamak" sorunu ile bunaldığmı, son ge- lişmelerin bunu açıkça ortaya koyduğunu da ileri süriiyorlar. Bu çevrelere göre Zekeriya Yıl- dınm, Mahfı Eğilmez, Yavuz Canevi gibi isimler, kendilerine Çiller tarafından önerilen gö- revleri kabul etmiyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle