Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 20TEMMUZ1993SALI
6
Beyne giden oksijen miktannı azaltarak cinsel heyecanı arttırma yöntemi 'otoerotik asfıksi', tartışılıyor
TarihineniyisaklanmışcinselsırnHaber Merkezi - Beyne giden
oksijen mıkıannı azalıarak cinsel
heyecanı arttırma yöntemine •otoe-
rotik asfıksi" deniyor. Bu yöntem
genellikle bovnun etrafına geçirilen
bir ilmeğin yardımıyla uygulanıyor.
Bugüne kadar daha çok mazoşistler
tarafından uygulandığ bilinen bu
yöntem. bazen daha genç ve tecrü-
besiz insanlar tarafından da orgazm
sırasmda duyarlılığı arttırdığı inan-
cıyla, mastürbasyon sırasında kulla-
nılıyor. Nasıl ve neden yapıldığıyla
ilgjli söylentilererkek soyunma oda-
lannda ve yurtlarda dolaşadursun
söylenmeyen şey, bu yöntemin öl-
dürücü olabileceğı.
The Independent gazetesinin
habenne göre Esse\'ten kalp-damar
hastalıklan uzmanı Dr. Dean ko-
nuyla ilgilı olarak "Boyunda bulu-
nan vagus sınirine baskı yapıldıgı-
nda anı ölüm meydana gelebilir.
Basınçtaki ani yükselme. kalbe me-
saj yollayarak bir kalp knzine yol
açabilir. Bu uygulamanın sağlığa
son derece zararlı ve tehlikeli ol-
masının sebebi bu" dıyor.
Kinsey Enstitüsü tarafından 1990
yılında yayınlanan "Seks Üzerine
Veni Rapor"da otoerotik asfıksi.
"Beyne giden oksijenin kasıtlı ola-
rak azaltılması - geçicı boğulma"
olarak tanımlanıyor \e " Bu yönte-
Rugüne kadar daha çok mazoşistler
tarafından uygulandıgı bilinen bu yöntem,
bazen genç ve tecrübesiz insanlar tarafından
da kullanılıyor.
min orgazm sırasında duy ulan zevki
arttırdığına inanılmasına rağmen
bugüne kadar bunu doğrulayan bı-
lımsel bir sonuç alınamadığı" belir-
tiliyor. Herhangi bir tehlike duru-
munda kendilerini kurtarmaya ya-
rayacak güvenlik önlemleri aldık-
lanna inanan kurbanlar bile bu uy-
gulama sırasında yaşamlannı yitire-
biliyor. Bir kere kandaki oksijen
miktannı azalttıktan sonra boyun-
lanndakı bağı gevşetmelerine firsat
bulamadan bilinçlerini yıtirebile-
ceklerini anlamıyorlar.
Edinburgh Kraliyet Hastanesi
klinik danışmanlanndan Dr. John
Bancroft'a göre bu uygulamayı teh-
likeli hale getiren unsurlardan biri
degiz!iyapılıyorolması."Biraksılık
olduğu takdirde sizı kurtaracak
kimse olmuyor" dıyor Dr. Banc-
roft.
ABD'de yapılan biraraşürma, her
yıl meydana gelen ölümlerden 500-
1000'ine otoerotik asfıksınin sebep
olduğunu ortaya çıkardı. FBI tara-
fından bu olavlann I35'i üzerinde
yapılan bir incelemedc kurbanlann
yaş ortalamasının 26 olduğu görül-
dü. Bu tarzda 150 olayı ınceleyen Dr.
Dietz. "Bu yönteme tekrar tekrar
başv uranlann neredeyse tümü. cinsel
mazoşızm diye bilinen psıkoseksüel
bir rahatsızlığı olan insanlar" diyor.
Otoerotik asfıksi tabu olarak
kaldığı sürece. kurbanlan çoğalmoya
devam edecek. Bundan birkaç yıl
önce Vanity Fair dergısınde yayım-
lanan bir yazıda ergenlik çağındaki
oğlu otoerotik asfıksiden ölen bir
baba. bu tehlikeli uygulama için."Ta-
rihin en iyi saklanmış sırn" diyor.
Bu, ne yaak ki bugün de geçerli bir
tanımlama.
indelikyâş?
ir nasıl giyinir diye
fünüyor insan. Ama
moda biraz da yaratı ve
çılgınlık ürünü değil mi?
Sanki bilim-kurgu
fılmlerinin
kostümleri gibi. Her biri
uzay çağının değişik ve
çarpıcıçizgilerini
yansıtıyor sanki.
Garip ama carpıcı
tılistlerdeahif iç
fnçokuzağında
^ieğil, mimarbkta kağıt
üzerinde düşünüp
bunu kağıda
uyguluyorsunuz, modada
da farklı bir şey
yapmıyorsunuz. Ama
kullandığımız
malzeme biraz
farklı" diyor.
Academia'nın genç stilistler için açtığı yanşmada bilinen moda kalıplannın dışına çıkıldı
Moda,herbirçılgınlığıkaldırırHaber Merkezi - İlk bakışta çarpı-
cı, son derece garip modeller. Birisi
Babil Kulesi gibi kat kat. Bir diğeri
sadece siyah şeritlerden yapılmış ha-
vasında. Bir başkası. üst kısmı ta-
mamıyla bedene oturmuş ve büstün
dörtte üçünü açık bırakıyor. "Gün-
dehk hayatta bunlar nasıl giyilir?"
diye düşünüyor insan. Bir de man-
kenlerin saç biçimleri. kurgu-bilim
fılmlerindeki kadınlannkine benze-
yenmakyajlan...
Hiç bir bilinen modaya. moÖa ka-
lıbına oturtulamayan stiller... Sunu-
luşlan çok da avant-garde (öncü)
bir ortamda yapılınca insana daha
da çarpıcı geliyor. İşte. BeyTnen'in
iki yıldır yaptığı Academia yanşma-
sı finallerine kalan çizgilerden, stil-
lerden örnekler.
Aslında Academia bambaşka bir
rüzgâr estiriyor. Şimdiye kadar Tür-
kiye'de hiç denenmemiş, yapılma-
mış bir şey bu. Genç stilistler için
açılan bir yanşma. Her stilist kendi
dosyasıyla yanşmaya katılıyor. Ön
elemede 30 kişi eleğin üzerinde kalı-
yor. Finallerde de beş yanşmacı...
İş bununla da kalmıyor. Acade-
mia yanşmasında finale kalan yanş-
macılann önleri açık. Mutlaka
önemli hazır giyim, tekstil kuruluş-
lannda kendilerine yer edıniyorlar.
Academia"nın amacı. taklitten
uzak yeni bir moda yaratmak. Fikir
babalığını da Cem Boyner yapmış.
Academia Bölüm Müdürü Behire
Özbaş olayı şöyle anlatıyor:
"Fikir Cem Boyner'den çıktıktan
sonra Beymen grubu olarak otur-
duk. çahştık. Dünyada bunun bir
örneği olduğunu da pek sanmıyo-
rum. Çeşıtlı okullar stilizm yanşma-
lan açıyorlar. ama bu yanşmadan
sonra kazananlann ürünlerinin bi-
rebir uygulandıgı yer. Academia.
"Birinci yanşmayı Aralık 1990'da
açtık ve beklediğimizin çok üzerinde
katılım aldık. Bu arada yanşmayı
her sezon yapamayacağımızı da an-
ladık. Çünkü her sezonda süre çok
kısalıyor, çalışma zamanı çok dara-
lıyordu. Yılda bir kez yapılmahydı."
lıkta kâğıt üzerinde düşünüp bunu
kâğıtüzerindeuyguluyorsunuz. Mo-
dada da farklı bir şey yapmıyor-
sunuz. Moda. üzerinde bir sürü kül-
türü banndırabiliyor. Bana her za-
man çok canlı bir alan olarak gö-
riinmüştür. Oysa iç mimarlığın içine
teknik. mühendislik de giriyor. Da-
ha köşeli. Modada ise olay daha yu-
muşak."
Academia'nın amaa nedir, soru-
muza Behire Özbaş şu yanıtı veri-
yor:
Y.anşmaya katılan tüm stilistler farklı
olmak için alabildiğine düş zenginliklerini
yansıtmayı yeğlemişler.
Academia'ya katılan yanşmacılar
tanınmış isimler değil. Bazılan doğ-
rudan bu işle ilgili. bazılan ise tama-
mıyla farklı dallarda uğraşırken sti-
listliğe ilgi duyan kişiler. Hepsi de
gencecik insanlar. Son Academia
yanşmasında finale kalanlardan
Tayfun Mumcu. iç mimar. Ama o,
özellikle görsel sanatlarda güzel sa-
natın bir dalına eğilimi olanlann di-
ğer dallarda da başanlı olabılecekle-
ri inancında. Şımdi yaptığı işın esas
mesleğıyle çok yakından ilgili oldu-
ğunu savunuyor. Diyor ki:
"Moda. iç mimarlığın çok uza-
ğında bir olay değil. Bırdeiçmimar-
"Amaç. şu anda Türkiye'de tasa-
nm yapan. Türkiye'de ya da Türki-
ye dışında stilist olarak çalışan genç-
leri keşfetmek. onlan keşfettikten
sonra Türk tasanm ve tekstil piya-
sasına tanıtmak. Tanıttıktari sonra
da onlann ürünlerinden koleksiyon
üretmek. Ama biz bu yanşmacılann
her binne, sırf bizimle çalışacaksı-
nız. demiyoruz. Bütün büyük firma-
larda, bizde mansiyon ya da derece
almış yanşmacılanmız var. Acade-
mia'da kazanmış olmak, galiba
bundan sonra ış için aranan bir nite-
lik hahne gelecek yavaş yavaş..."
Academia tasanmlannda hiçbir
sınırlama. moda şu, diye bir kalıp-
laşma yok. Modellerde u/unu da
var, mıni minisi de. Çok açığj da var.
gırtlağına kadar kapalısı da. Çok
canlı renklerin yanı sıra. kıugun ka-
ralan dikkat çekiyor.
Academia finalısti Tayfun Mum-
cu, Academia'da kadına yönelik
olarak işe başlandığı için bir sınır ol-
madığını şöyle anlaüyor:
"Kadın kişiliği erkekten çok daha
avant-garde geliyor insana. Bu. yal-
nız Türkiye'ye özel bir şey değil. her-
halde dünyada da öyle. Kadın, yeni-
ükleri üzerinde daha kolay taşıyor.
Ama erkekler bu konuda daha tutu-
cu. Erkek modası kadınınki kadar
değişken değil. Örneğin Academia
erkekle başlasaydı katılanlar ister is-
temez kendilerini sınırlayacaklardı.
ister istemez geleneksel modellere
yöneleceklerdi. Çünkü sonuçta ha-
zırlanan modeller satılmalı. Ama
avant-garde kadın modelleri bile er-
keklennkinden çok daha kolay."
Academia başlatılırken 'kadın-
erkek bir arada mı. yoksa sadece ka-
dın mı' tartışması çok yapılmış.
Ama sonunda, kadınlann bütün
dünyada yeniliklere daha açık ol-
dukİanndan hareketle kadınlarla
başlanması gerektiğinde karar kılın-
mış. Bu, yine de erkeklerin Acade-
mia'dan dışlandıklan anlamına gel-
miyor. Behire Özbaş. "Benim ak-
lımda. bunu ıleride erkeğe de açmak
var. Belkia avant-garde erkek çizgi-
siyle başlayıp geliştirebiliriz. Bu da
çok uzak bir gelecekte olmavacak"
divor. İlk bakışta çarpıcı, son derece garip modeller.
Türk adaleti
rekorlar
kitabında
ANKARA (L BA) - Adalet
Bakanı Seyfi Oktay, yargının
hızlandınlması için y asa
tasansı hazırlarkcn hukuk
mahkemelerinde 1950
yılından ben görülen dava ol-
duğu ortaya çıktı.
Adalet bakanlıef nca hazır-
lananverılerderi9ÎOile 1960
yıllan arasında açılıpda halen
bıtınlemeyen 425 dava
bulunduğubelırlendi.
Bakanlığın vcrilerine göre
1961 -1970 y ıllan arasında bin
228.197l-l'98Oyıllan
arasında açılıp da halen
sonuçlandınlamayan 10
bın6l4dava. hukuk
mahkemelerinde görülüyor.
Adalet Bakanhğı'nın,
Av rupa'dakı ülkelerin yargı
sistemivle karşılaştırmalı
olarak hazırladığı vende.
Türk mahkemelerine. çok
ağır iş düşıüğünü bclirledi.
Buna göre. A\ rupa'da
mahkemelere yıllık olarak
ortalama I20dosyadüşerken,
Türkiye'de ağır ceza
mahkemelerine 350. asliye
ceza mahkemelerine 800. sulh
ceza mahkemelerine de bin
200dosyadüşüyor."
Yeni mahkemeler
Hâkımler ve Savalar Yüksek
Kurulu tarafından hazırlanan
veılkekaran olarak
uygulanması öngörülen iş
y ükünün de Avrupa stan-
dartlanna göre çok fazla
olduğu ifadeedıldı. HSYK-
nın ılke karanna göre.
mahkemelerdekı iş yükünün
azaltılabılmesi için öncelikle
per^onel açığının gidenlmcsi
\ e bin 768 yeni mahkeme
kurulması gerekiyor.
Öte yandan. mahkcmelerdeki
ış yükünün azaltılması
amacıylaıki yıl önce
kurulması kararlaştınlan 144
mahkemenın de personel ve
ödenek yokluğu yüzünden hiç
kurulamadığı belirtıldi. Yeni
kurulacak oîan bu I44mah-
kemeye.toplam432hâkimve
savcı atanması gerektiğı
v urgulanan araştırmada.
varolan koşullarda bu
gercksınımi karşılamanın
• mümkün olmadığı
kaydedildı.
Ekonomik
kalkınmışlık
hayvanlara
yaramıyor
CALIFORNIA(UBA)-
Ekonomık kalkınmışlık
hayvanlara yaramnor
Gelışmiş ülkelerde hay \ an
nesli azalırken. kalkınmakta
olan ülkelerde hayv an
neslinin de\ am ettiği
belirlendi. Bu arada Kuzey
Amerika'da I9cinşdomuza
rastlanırken. Asya'da
yaşamını sürdürendomuz
cinsinin 140 olduğu ortaya
çıktı. İleılıler, hayvan neslinin
> üz yıldan ben azaldığını.
bunun başlıca nedenlerindcn
birinin. gitgide uzmanlaşılan
modern üretmeçalışmalan
olduğunu bıldirdiler.
Bu arada. Avrupa'daki köpek
cinsı yüzyılın başındakine
oranla yan yanya azaldı.
FAO raporlanna göre kalan
• 770cinsdeönümüzdeki20yıl
içerisınde y ok olma
tehlikesıyle karşı karşıya.
Alman\a'daiseöncelen35
olan köpek cinsi yalnızca 5'e
duştü. Kuzey Amerika'daki
yararlı hayvanlann ve
kuşlann üçte binnden fazlası
için de yok olma tehlikesi var.
İngiltere'nin
Güzin Ablalan
LONDRA (AA) - İngiltere'de.
kişilerin dert ve sorunlanna
çözüm bulmaya çalışan
"Güzin Ablalar'a gelen
mektuplar arasında yapılan
bir araşurma sonucu,
gençlenn büyük bir
çoğunluğunun cinsel
konularda çarpık bilgiye
şahip olduklan ortaya çıktı.
Ülke genelinde yayımlanan
gazete ve dergilerdeki 52
"Güzin Abla' köşesine gelen
mektuplar arasında
gerçekieştırilen araşurma,
sorunlanna çözüm arayan
kişilerin üçte binnin 9 ile 18
yaş arası olduğu ve yüzde
25'ini de adet günlerinden
dolayı endışelenen kızlann
oluşturduğunu ortaya
çıkardı
Gençlerin cinsel sorunlarda
tekeğitımlenni,
çe\relenndekı yaşıtlanndan
ve konu hakkında yanlış bilgi
\eren dergilerden aldıklanru,
bundan dolayı da çarpık
bilgılendınldikleri açıklanan
raporda. genç erkcklenn de en
büyük sorunlannın v ücutlan,
cinsel organlannın küçük
oluşu \e karşı cinsle ilışkıleri
olduğu belirtildı.