Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 10 TEMMUZ1993 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Solingen'denSıvas'a...
12 E>lul darbesmı yapanlar her fırsatta dıllennden
düşürmedıklen "Ataturkçuluk" goruntusu altında rejımm
payandalarını, Ataturkçuluğun ozu olan demokrası-laıklık ve
hukuk devletı anlayışı yenne teokratık-faşıst bır anlayışa
dayandınyorlardı
OKTAY GÖKDEMİR D.E. Ü. Buca Eğt. Fak. Tarih
Böl.
"tanhsel uzlaşma' dıye bır sovlem or-
ta>a atarak asbnda demokrat \e laık
guçlenn bu oluşumlarla ışbırhğı yapa-
rak \enı-Osmanhlık kavramı çerçeve-
sınde yenı bır yapılanmaya gıtmelennı
gerektığıra savundular Kımılenne
goreısehıçbırtehlıke>oktu Turkıye'-
de >apay bır Musluman-laık çatışması
yaraülmak ıstenıyordu, hepa o kadar
Hem şu dınozorlara da ne oluyordu
Bır an once Turkı>e'nın gündemınden
çekılseler de rahat rahat ılancı cumhu-
n>etı ılan etseler ne ıyı olacakü1
K
oktendına Islama akım-
lann 80'lenn ıkıncı
yansında başlattıklan
bıreysel oldurmeler.
son Sıvas katlıamı>la
kıtlesel bır boyuta enş-
ü Laıklık ve demokrası duşman-
lannın bu ulkenın bınbır guçlukle \e-
tıştırdığı sanatçı, yazar \e halk ozan-
lannı gûpegunduz bır otelde hem de
devleün guvenbk guçlennın onunde
yakarak katletmesı 'teokratık fa-
şızm"ın 9O'lı yıllar boyunca da gıderek
guçlendığını gösteren en buyuk kanıt-
lardan bındır
Fundamentalıst Islamcı akımlann
8O'lı yıllarda guç kazanarak gundemı
behrleıne tavırlan uzennde bugune
kadar çok duruldu Kjmılen bu oluşu-
mu. bır ılencılık-gencılık kapsamı ıçe-
nsınde ele almanın olanaksızlığını dıle
getırerek kentlıleşmerun doğal bır so-
nucu olarak ve bır karşı kultur oğesı
şeklınde ele aldılar Kımılen çarpık
modernleşme anlayışının bır sonucu
olarak gorduler Kımılennın ıse Cum-
hunyet donemıyle bırlıkte Turkıye'nın
geleneksel koklennden kopartıldığını
ve Osmanlı'nın sosyo-ekonomık yapı-
sınm Cumhunyetle bırlıkte asker-sıvıl
bûrokratlar tarafındanjakoben bır la-
vırla ortadan kaldınlmasına karşı bır
tepkı olarak değerlendırdıklen bu akım-
lar karşısında baa tatlısu entellen de
Butun bu soylemler 801er boyunca
ve 90'lı yıllarda Turkıye'nın gundemı-
nı ışgal etü Fakat unutulan bır şey
\ardı, Islam koktendıncılığının so>-
lemlen ıle, ozelhkle buyuk şehırlenn
varoşlannda kendılenne >enı kımlık-
ler arayan geleneksel tanm toplumu
normlannı kapıtahzmın en çarpık bır
şekıldeyaşandığı büyuk şehırlerdehâlâ
surdurme uğraşı ıçınde olan bıreylen
etkılemekte gecıkmedıler Başlangıçta
onlan palazlandıran, Turk devnmının
en buyuk kazanımlanndan bın olan
'"laık devlet" olgusunu kesın ve net bır
bıçımde orta>a koyamayan, çeşıtlı la-
vizler veren devlet de artık ne yapa-
cağını bılmez halde olanlan ızlıyprdu
Muammer Aksoy, Bahnye Üçok,
Çetın Emec, Turan Dursun ve son ola-
rak Uğur Mumcu'ya yapılan bıreysel
oldurmeler, bu kez kendını, Alman-
ya dakı Neo-Naa dazlaklann eylem-
İennı aratmavacak şekılde Sıvas'ta
kıtlesel bır katlıama terk edıvordu
Molln dekı Solıngen dekj msanhk
duşmanı faşıst hareket, Sıvas'ta teok-
ratık bır kımhkle yenıden karşımıza
çıkıvordu
Demokrasıyı, ınsan haklannı, laık-
lığı sa\ unmaktan başka yaptıklan bır
şey olmavan Turkıye'nın düşunce ve
kultur tanhıne yapmış olduklan kat-
kılan her zaman anımsayacağımız sa-
natçı. yazar \e halk ozanlannı, tıpkı
ortaçağ bağnazlannın yaptığı gıbı ya-
karak oldurenlen ınsanlık ve uygarhk
tanhı Mussohnı gıbı, Hıtler gıbı, Nazı
toplama kamplanrun yonetıalen gıbı
anımsayacak ve uzerlenndekı kara le-
ke vuzyıllar geçse de sılınmeyecektır
Butun bunlara karşın yuzlerce yıl
oncesınden,
"Kadılar. muftuler fetva yazarşa
İşte kement ışte boynum asarsa Işte
hançer ışte kellem keserse Donen
donsun ben dönmezem yolumdan"
dıyen Pır Sultan Abdal gıbı demokra-
tık. laık ve çağdaş Türkıye yı yaratma
uğraşında ulkemızın onurlu, akılcı,
yureğmdekı ınsan sevgısının boylesı
boyutlara ulaşmasını sağlayan ona
bu odünlen veren, "laık" olduğunu
anayasasında savlayan, ama bunu
pratıkte gostermeye pek nıyetlı olma-
yan dev lettı
12 Eylülcülerin estirdiği
198O'b yıllann başlangıcında dm,
artık 80 öncesının toplumsal harekeüı-
lığının onunde bır engel teşkıl etmesı
amacıyla araç olarak kullanıldı 12
Eylul darbesmı yapanlar her fırsatta
dıllennden duşurmedıklen "Ataturk-
çuluk" goruntusu alünda rejımm pa-
yandalannı, Ataturkçuluğun özu olan
demokrası-laıklık ve hukuk devletı
anlayışı yenne teokratık-faşıst bır an-
layışa da>andın\ orlardı Halkın ço-
ğunluğunun Musluman olduğu bır ul-
kede boyle bır anlayışı >aşama geçı-
recek toplumbılımsel (sosyolojık) olu-
şum da hazırdı Artık, meydanlarda
Kuran dan ayetler okunarak laıklık
anlatılıyordu Laıkbğın ne olduğu de-
ğıl, "Laıklık dmsızhk demek değıldır"
şekbnde açıklamalarla ne olmadığı or-
tayakonuluyordu Resmı ozel Kuran
kurslan> la ımam hatıp lıselenrun sayı-
lanna her geçen gun yenılen eklenı-
yordu Turk-Islam sentezı Turk dev n-
mının demokratık ve çağdaş kazanım-
lannın yenne, eğıtımde teokratık bır
>apılanmarun kapılannı açıyordu
Gerçekten de bu aşamada asken rejı-
mm karşısında kabaca ıkı Musluman
kesım vardı Laıklığı şu ya da bu bı-
çımde benımsemış sıradan Muslu-
manlar ve gelenekçı Islamı cemaatler
ıçınde >er alan daha dındar gorunum-
luler Bınncı kesıme yönelık "Tebbğ"
faabyetını kımı zaman bızzat Kenan
Evren ustlendı
Islamın ne kadar "akılcı, çağdaş,
ılerleme ve yenıbklere açık" bır dın ol-
duğunu Kuran ve hadıslerden ornek-
ler vererek, bırçok konuda ıçtıhat ya-
parakanlatü Ikıncı kesımle ıse değışık
yontemlerle ılışkı kuruldu Çoğunluk-
îa Osmanbdan geltne. dev letın dumen
suyunda ortodoks bır sunnı geleneğı
ızleyen İslamı cemaatler kendılenne
sunulan odunlen değerlendırmekte
gecıkmedıler 12 Ey lülculer devlet ışle-
nnı emeklı askerlerle daha fazla yuru-
temeyeceklennı anlayınca bu cemaat-
lerden yetışme taşra kokenlı ünıversıte
mezunlannı bağırlanna bastılar Ge-
nerallerden farklı olarak kadrosunda
daha fazla dındar banndıran ANAP
ıse onlann kaldıklan yerden devam
ettı Toplum ve devleün İslamıleştınl-
mesı pobtıkasını bu kez Ataturkçülük
maskesıne gerek duymadan surduren
ANAP donemınde O2ellıkle eğıtım
pobtıkalannda dın ıle bılım uzlaştınl-
ma>a çalışıldı Örneğın 1985 yıhnda
Mıllı EğıUm Bakanı Vehbı Dınçerler.
Darwin'ın evnm teonsını destekleyen
kanıtlann bılımsel sahtekârbktan ıbaret
olduğunu soyleyerek. materyabzme
hızmet eden bu teonnın bıbm ıle dını
çatışıyormuş gıbı gosterdığını, bunun
engellenmesı gerektığını bebrtıyordu
Bır başkası, Hasan Celal Guzel, "Bıze
nasıp olursa bız bu temeller uzennde
ınşallah 21 yûzyıbn. ebnde musaf taşı-
yan uzay elbıseh nesbnı >etıştıreceğız"
dı>e ovunurken. daha bır başkası, Ku-
ran kurslannın 8 yıla çıkanlmasını ve
3 yılbk sertıfıka sahıplennın fark ders-
lenne gırerek ortaokul mezunu olabı-
leceklennı savunuyordu
Sonuç
Butun bunlarla beraber 80'lenn
başlangıcmdan 90'lara değın geçen su-
reçte Islamı oluşumlar dunya kon-
jonkturundekı değışmelenn de kendı-
lenne sağladığı olanaklarla gıderek
guçlendıler Amenkanın Sovyet tehdı-
dme karşı oluşturmak ıstedığı "yeşıl
kuşak teonsı" ve İran'da gerçekleştın-
len Islam devnmı ve bu dev nmın Iran
tarafından tüm Musluman ülkelere ıh-
raç edılmesı gınşımı. Turkıye'nın ıç
pohtık gebşmelen ıle adeta cakışan bır
goruntu arzedıyordu Petro-dolarlarla
genış bır sermaye bınkımını de arkala-
nna alarak gıderek palazlanan İslama
akımlann orfâya atmış olduklan du-
zenın çebşkılennı sergıleyen, sevgısını
bır yaşam bıçımı habne getıren ve laık
yaşam bıçmunden dönmeyen tum ın-
sanlanmızın başı sağolsun
ARADABIR
EROL BİLBİLİK
Şeriat Gettoları...
Son gunlerde Refah Partısı ve yandaşı yayın organla-
rında ve camı vaazlarında Islam ın dort ana mezhebın-
de egemen olan şerıatın ımana dayalı şeriat' olduğu
ve sosyal yaşamın ' şerıaf'ın koyduğu kurallara gore
yurutulmesı bu nedenle kurallara uygun yaşam bıçımı-
nın seçiimesınm onemı ısrarla vurgulanmaktadır
Bu vurgulamalar sonucu ımana dayalı şeriat' du-
şunce kalıbına sokulan kışılerın, karşıt duşunceyı be-
nımsemış kışılerle bırlıkte yaşamalarının olanaksızlığı
keskın bır ınanç durumuna getınlmekte ve onlerınde
kendılerı ıle aynı duşuncelerı paylaşan kışılerle bırlıkte
yaşamalarından başka bır yol bırakılmamaktadır
Boytece "ımana dayalı şeriat' duşuncesme getırılmış
kışıler, yaşam bıçımlerıne uygun yerleşım bolgelerı se-
çerek buralarda gruplar halınde yaşamaya başlamakta-
dırlar Nasıl kı bır zamanlar eskı Yunan Roma, Avrupa-
da ve Hz ömer zamanında Musluman ulkelerde dınlerı-
nın ozellıklerını ve ırklarının arıklığını korumak ıçın
"mumınler' ve 'Yahudıler' ayrı semtlerde oturmuşlar-
sa, bugunun 'şerıatçı' grupian da benzer amaçlarla
"getto"\ar oluşturmakta ve yaşamlarını buralarda sur-
durmektedırler
Gettolar bıçımı orgutlenmenın ılk aşamasında, grup-
lar halınde yaşamaya uygun semtler saptanmaktadır
Bu semtler bır sokak, cadde, mahalle bucak, ılçe ve ıl
buyukluğunde olabılmektedır Ikıncı aşamada ıse sapta-
nan yerleşım bırımlerındebağışlaryoluyla' camı' yada
"mescıt
1
ınşasına başlanmakla bırlıkte etrafında yerleş-
me ve konut edınme faalıyetlenne hızla gırışılmektedır
Hızla gırışılen bu faalıyetlerle buralar âdeta bır' şeriat
ussu' durumunagetırılmektedır Bu'us lergıderekda-
ha da buyutulerek ' şerıatçı grup orgutlenmesı, başka
bır deyışle, 'şeriat getto 'larının oluşturulması tamam-
lanmışolmaktadır Oluşturulması tamamlanmış' getto-
'larda yaşamlarını surdurecek olan gruplar ıçın ayrı
camıler, ayrı hastaneler ayrı doktorlar, ayrı eczaneler,
ayrı marketler ayrıgıyımmağazalarıvb duşunulmekte-
dır
Bu gruplar, ışyerı ve konutlarına Mekke, Medıne, Hıc-
ret, Rahmet, Arafat, Maşallah Nur Huzurvb adlar vere-
rek ozel araç ve otolarında "Hâkımıyet Allah'ındır"
' Huzur Islamdadır vb sloganlar kullanarak dunya go-
ruşlerının keskın ayrılığmı dayatmaya (empozeye) ozet-
lıkle onem vermektedırler
Bugune kadar Istanbul'da bu yonde yurutulen yoğun
çalışmalar sonucu Fatıh, Eyup, Uskudar, Beykoz vb ıl-
çelerın buyuk semtlerı bazında "şeriat gettoları" kavra-
mına uygun orgutlenmeler buyuk olçude tamamlanmış-
tır Bu bağlamda, ozelhkle 'Fatıh' ılçemızın Çarşamba
semtının bugunku yaşam bıçımının, şerıatçı Suudı Ara-
bıstan'ın herhangı bır ılçe ya da ılınden farklı bır yonu
kalmamıştir
Gerçekte masumane bır şekılde sunulan bu orgutlen-
me ve yaşam bıçımı, yalnız Turkıye ıçın değıl butun Is-
lam âlemı ıçın bır model olarak onerılmektedır
Şeriat uslerı olarak orgutlenen 'şeriat gettoları 'nın
oluşturulmasında, Mao Tse-Tung un, ılk aşamada 'us-
ler elde edılmesını koşul sayan gerılla savaşı ve oluştu-
rulmuş "us 'lerden oburlerıne sıçramayı ongoren Mac
Arthur'un sıçrama savaşı taktıklerının uygulandığı go-
rulmektedır
Sıvıl taktıklenn yanı sıra askerı taktıklerı de başarılı bır
şekılde uygulamakta olan Refah Partısı'nın uzun vade-
de şerıatçı ve totalıter bır Islam devletının altyapısını
oluşturmayı ve laık cumhurıyete son vermeyı amaçladı-
ğı açıktır Oluşumlann bu açıdan değerlendırılmesı, Tur-
kıye gundemının onemlı maddelerınden bırını oluştur-
maktadır
TARTTŞMA
Zonguldak kömür havzası gerçeği
ımı çevrelerce
1987yılından
ben
kamuo>Tjnun
d k k l
gy
çabşılan, fakat şımdıye değın
bır turlu bılımsel yontemlenn
kullanıkhğı gerçek tartışmalara
açılamavan' Zonguldak
taşkomurocaklan' hukumet
değışımı nın v aşandığı şu
gunlerde gene gazetelenmızın
ekonomı sayfalannda yer
alıyor Busatırlannyazannın.
çeşıtlı zamanlarda Cumhunyet
gazetesının "Ola> lar ve
Goruşler" koşesınde
tartışmaya açüğı yazılann
(Yeraltmda Terkedılen Orman
Urunumuz-30Temmuz 1983.
Çöken Şehır Kara Elmas
Beldesı-3Kasıml983,
Dışardan Abnan Taşkömur
Sorunu-27Şubat 1984. Artık
Zonguldak Taşkomuru
Havzasına Sahıp Olabm-5
Temmuz 1986 vs) Zonguldak
havzası ıle ılıntılıdır Aynı
konu, çeşıtlı bo>oıtlanyla
Maden Muhendıslen Odası
tarafından duzenlenen
bılımsel-teknık \ e komur
kongrelennde 1969 yıbndan bu
v ana surekb ve yoğun bıçımde
ıncelenmektedır Üzulerek
gormekteyızkı, 1987yıbnda
değerb ışadamlanmızdan Sayın
Ishak Alaton tarafından aynı
konu sunulduğunda,
bırdenbıre Zonguldak havzası
"tek tarafb" şekılde
konuşulmaya başlandı Sa>ın
Alaton'un tarüşmalarda
kullandığı "teknık v e malı
buyuklükler" surekb
kamuoyunu yanıltmaktan
oteye geçmedı ve onerdığı
sozde çozum onenlen de
havzada var olan problemlen
gerçekten çozmekten uzaktı
Zıra tek çozum onensı vardı ve
oda "ocaklan kapatalım" ıle
sınırlı ıdı
Şu anda dennden duşunmeye
çahşalım Ulke ekonomısıne,
fiılen ureterek v e v ıllardan ben
fe\ kalade guç çalışma
koşullannda demır-çelık
sektonıne hızmet v ermış
'Zonguldak havzası' nın
bugunku durumu sadeceve
sadece gelmış-geçmış
hükumetlenn bılımsel şekılde
oluşturamadığı 'taşkömur
üretım polıukası"nın
yokluğundan kaynaklanmıştır
Burada çeşıtlı sorular
sorulabıhr
Bu pobtıkanın ıçenğı ne
olmalıdır
9
Vaat edılen hedeflere
nasıl ulaşılabılır
0
Bunlann
yanıtlan yazımın
başlangjcmda behrtılen yazıh
kavnaklann tumunde
Tartışılan şampiyonluk
G
alatasaray bu
vılılkkez
şampıyon
olmuyor
Gelecektede
nıce
şampıyonluklan olacakür
Tanhsel gebşımıy le
Galatasaray anıtsal bır
kurumdur Turk sporundakı
onderbğı v e seçkınhğı
tartışılmaz Doğmabır
Beşıktaşb olarak
Galatasaray'ın saygmbğının
golgelenmesını hıç ıstemem
Adnan Polat seramık
mılyardenymış Sononyılın
yukselen değerlennm urunu
olmab Galatasaray say esınde
spor kamuoyu kendısını
tanımışoldu Sezonbaşında
hakemlere veryansın ettı
Duzenı sağlamak görevı
bulunan Federasyon sessız
kaldı Lıder olduğu haftalarda
Fenerbahçe'yı şıkecı ılan ettı
Cılız bır tepkı aldı Son
haftalara gınldığınde
Gençlerbıriığı'nın aldığı
dısıplın karannı gerçegınden
saptırarak, bu gelışmeyı
Beşıktaş'a mal edıp olayda
tertıp bulunduğunu açıkladı
Baa yaklaşımlanyla yerleşık
değerlen yıkmaktan
kaçınmadı
Lıg>anşmasının
lekelendığını, şampiyonluk
kupasının kendısı ıçın artık
tenekeden farksız
bulunduğunu soy ledı
Bunlan unutmuş olmalı kı.
Sayın Inş Muh Çorbacıoğlu
bu sutunlarda "Galatasaray'ın
Şanipıyonluğu"nu açarken, "
şampiyonluk kupasının
BJKlılarca sah kulup
yonetıcısı Adnan Polat'a layık
gorulmesı bence duygu
bozukluğudur" sozlen
gerçekten talıhsızlıktır Bu tür
\ akıştırmalar şampiyonluk
olgunluğu ıle bağdaşmaz
Demek kı, ıçlenne
sındıremedıklen bır
şampiyonluk soz konusudur
Bunun nedenı Beşıktaş ta değıl,
Adnan Polat adresınde
aranmalıdır Buaradabır
hatırlamada bulunmak ıstenm
Gelecek futbol sezonunda adı
geçen yonetıcı aynı ıtham edıcı
saldırgan tutumunu
surdurecek olursa, korkanm
tnbunler arenaya donecektır
Yetkılı organlann şımdıden
alınacak önlemlen duşunmelen
yenndeolur Işadamlığı ıle spor
adamlığı çok farklı duşunsel
yapı gerektınr Farkın
ayırdında olma> anlann spor
duzlemıne (bırleştıncılığıne.
belgelenmışür
Ne yazık kı ulkemızde cıddı
emeklerle ortaya konulan
tartışılmayaaçılan "yazılı
anlatımlara" nıbar
edılmemektedır
Pek muhtemeldır kı, bu nedenle
partılenmızın araştırma v e
pobtıkauretme
merkezlennın 'teror', "nüfus
artışı",' vergılendınkneyen
karapara", 'konut sorunu",
"ışsızlık'", "eğıtım" gıbı temel
sorunlan ınceleyen analıtık
duşunceye dayanan, ulkenın
tum gerçeklennı ve çozum
onenlennı ıçeren yazılı
anlatımlan yoktur
Saygılanmla
Prof. Dr. Müh. Ergin
Anoğlu
İTÜ Maden
Mühendıshğı Bolümü
yakmlaştıncıbğına,
dayanışmasına vb) vereceklen
zarann sının yoktur
Son olarak Sayın
Çorbacıoğlu'na şunu
soylemebyım Bıroncekı
sezonda boynunda
Sıyah-Beyaz kaşkol taşıdığı
ıçın gencecıkbırınşaat
mühendısı Galatasaray
taratarlannca olduruldu İnsan
vıcdanının boylesıne acıkb bır
olayı unutması mumkun
değıldır Eğer şuuraltı bır
ezıklık duygusundan
kay naklanmış değılse, olen
meslektaşının ruhuna sa>gı
gereğı olarak boyle bır yazıyı
kaleme almamış olmasını
dılerdım
Av.H.TuncayYENER
İzmır
PENCERE
Bir Otuyum Diyebilmek,
Bu Toprağın...
Depremde yangında, su taşkınında, toprak kaymasın-
da sevdıklerını bır anda yıtıren kışının duygularını duşu-
nurdum Anladım kı olum çoğullaştı mı, ınsan yureğı
toplu gomute donuşüyor, hangı bırıne yanacaksın'
Rıfat llgaz, Sıvas katlıamının zamanlamasında yaşa-
ma eyvallah deyınce bır tuhaf oldum
Şaır sankı evınde ölmemıştı, Sıvas takı yobazların
elınde dın dın yakılmıştı
Nereden kaynaklanıyordu bu sanı' llgaz'ın bır omur-
boyu yobazlarla savaşımından mı' Takvım yaprağının
her gun 31 Mart ı gostermesınden mı' Şaırını ve yazarı-
nı dın dırı yakanlarm toplumundan yukselen yanık koku-
sunun genzıme dolmasından mı' llgaz'ın kışılığınde Pır
Sultan Abdal ın ızduşumunü duyumsamaktan mı'
•
Rıfaz llgaz'la dostluğumuz 1955 yılında Beyazıt'takı
Marmara Lokantası nda, bır şışe kırmızı şarap eşlığın-
dekı soyleşıyle başlamıştı, onu.bır köşe yazısına değıl,
bır kıtaba sığdıramam
Ne guzel adamdı'
Guzellığı yakışıklı oluşundan kaynaklanmıyordu, ın-
sandı, alçakgönulluydu, kahvede, koftecıde sokakta,
meydanda, evınde dolaşır gıbı rahattı, zengınle yoksul-
la, buyukle kuçukle eş bıçımde konuşur bır adamdı
Kısaca halk adamıydı
Kımı şaır romancı yazar gazetecı bırazcık parladı mı
seçkınlere katılmaya ozenır Rıfat llgaz ın yapay deger-
lere boşvermışlığı azkışıde rastlanırbırerdemdı Sade-
lık, yaşam bıçemıne donuşunce soyluluk değerı kazanı-
yor, kışıye paha bıçılmez bır kımlık sağlıyor
Yazıları ve şıırlerı, Rıfat llgaz'ın kımlığı gıbıydı goste-
nşten uzak saydam ve duru
Rıfat llgaz'ın tum yaşamındakı ıçerık şıırındekı altı dı-
zeye aşılanmıştı
Ulu çamlara koknarlara karşı
Yaşıyorum diyebilmek goğus dolusu
Bır otuyum diyebilmek bu toprağın
Menekşe değıl bır ardıç eğılmezlığınde
Özsuyunda ureme varolma tutkusu
Ne kışıye boyun eğme ne kula kulluk
•
Rıfat llgaz şaır yazar, mızahçı romancı, oğretmen,
ulkemızın ovuncu, 1911 de Cıde de doğdu
Ilk tutuklanışı 1944
Son tutuklanışı 1982
Arada yaklaşık ktrk yıl var Bu kırk yıl, Ikıncı Dunya
Savaşı ndan sonrakı demokrası tarıhımızın takvımıdır
20'ncı yuzyılın ılk yarısından son yarısına kadar Tur-
kıye'nın nereden nereye geldığını anlamak ıçın al toplu-
mu, vur Rıfat llgaz ın omrune ekle şaırın zındanda yattı-
ğı gunlerı çarp yargılanmalarının sayısıyla sonra böl
yaşamınınyıllarına
1
llgaz ılk kez 1944'te 'Sınıf adlı şıır kıtabından oturu
tutuklanmıştı, o gunden bugune bız sınıfta kaldık
Pekı, Rıfat bu dunyadan nasıl geldı geçtı
Su ayaklar benden hesap soracak
Bır duşuncenın peşınde dolaştırdım
Sokaksokak
Bu baş, bu eğılmez baş da oyle
Bazı sarhoş bazı yorgun,
Her zaman yastığa hasret
Rıffct llgaz gîbi yastığa hasret bır şatrın başı, artcakj
musalla taşında dınlenebılır
ölum bırdınlencedır T
Şu ayrılık olmasaydı
Bizler, dünyanın gözleri önünde
aydınlannın, şairlerinin,
sanatçılarının şeriat çığlıklarıyla diri
diri yakıldığı bir katliama duyarsız
kalınmasınm utancını yüreğimizde
yaşıyoruz.
SESLENDİRME SANATÇILARI
ANKARA
Seslerı çoğalırken gelecek gunlere,
Onlar aramızdan ayrıldılar
Bırer ışıltı olup belleklerımızde
Uzaklara aktılar
Sıvas'ta şenatçı yobazlann katlettığı
36 guzel ınsanı UNUTMAYACAĞIZ,
UNUTTURMAYAC AĞIZ'
Burdur'dan \>dan-Ahmet Şaban. Ayhan Çiftçi. Ay«el-
Ça|lar Yurt, Çığdem-Rıza Kabay. Emine-Necati Ozyurt.
Feza Elcık. Gttlçın tlcı. Ha«met-DUmaç Unal. Hatice-
Kazım Güçlü, tsmaıl Yural. Kami] Canıgttr, Mahmnt
Demırcan. Nazmive Çetin, Necati Kemahlı, Nevzat Zeren,
Nurav-tbrahım Canıgür. Nurçın-Osman Gök. Oğnz
Dönmez. Rabıa-Ahtnet Bıçakçı. Sema-Hüseyın Göz, Seval
Kö*e, Şevket Karahaliloğln, Unal Korkmaz.
BISIKLETINLE BIZE KATIL...
tSlfitumalAssoaahonfor Çıfted
Cfıddnn-Londra ifbırhğı üt
6-12 YAŞ GRUBU ÇOCUKLAR İÇİN
-INGILIZCE -MATEMATIK (ING.)
-FEN (ING ) -SPOR
YAZ PROGRAMI
ABANT TURBAN OTEL
23 Temmuz 1993 - 1 1 Ağuslos 1993
11 Ağustos 1993-31 Ağustos 1993
TAM PANSİYON
PETEK ÇOCCIK
ÖZEL EĞİTİM KURUMIARI LTD. ŞTİ.
"Kaşifler KulObü"
\*\* Felhı Sok No 38 Acıbodem İST Tel 340 11 66 - 340 08 47
N D I R I M E D A H I L D E Ğ I L D I R
Sıvas'takı çırkın
katliamı lanethyorum.
Başımız sağolsun
ALİ BOZAT
AĞLAMAKVE
GÜLMEK
İlhan Selçuk
9 bası 20 000 lıra (KDV ıçınde)
Çağdaş Yayınları Turkocağı
Cad 39-41 Cağahğlu tstanbul
Odemeh gondcrilnez.
SAĞLIK
BAKANLIĞI'NDAN
DUYURU
Bakanlığımızca 11 Temmuz
1993 gunu yapılacağı duyurulan
gözlukçuluk ehlıyet ıkıncı ve son
sınav, ortaokulu dışardan bıür-
me sınavına gırenlerın, butünle-
me sınavlan göz önüne alınarak
21 Kasım 1993 Pazar gününe er-
telenmıştır Sınavla ılgılı müra-
caatlar 1 Kasım 1993 gününe
kadar doğnıdan Bakanlık Temel
Sağlık Hızmetlen Genel Mudür
luğu'ne yapılacaktır
DUYURULUR
Basın 34036