23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 10 TEMMUZ1993 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Solingen'denSıvas'a... 12 E>lul darbesmı yapanlar her fırsatta dıllennden düşürmedıklen "Ataturkçuluk" goruntusu altında rejımm payandalarını, Ataturkçuluğun ozu olan demokrası-laıklık ve hukuk devletı anlayışı yenne teokratık-faşıst bır anlayışa dayandınyorlardı OKTAY GÖKDEMİR D.E. Ü. Buca Eğt. Fak. Tarih Böl. "tanhsel uzlaşma' dıye bır sovlem or- ta>a atarak asbnda demokrat \e laık guçlenn bu oluşumlarla ışbırhğı yapa- rak \enı-Osmanhlık kavramı çerçeve- sınde yenı bır yapılanmaya gıtmelennı gerektığıra savundular Kımılenne goreısehıçbırtehlıke>oktu Turkıye'- de >apay bır Musluman-laık çatışması yaraülmak ıstenıyordu, hepa o kadar Hem şu dınozorlara da ne oluyordu Bır an once Turkı>e'nın gündemınden çekılseler de rahat rahat ılancı cumhu- n>etı ılan etseler ne ıyı olacakü1 K oktendına Islama akım- lann 80'lenn ıkıncı yansında başlattıklan bıreysel oldurmeler. son Sıvas katlıamı>la kıtlesel bır boyuta enş- ü Laıklık ve demokrası duşman- lannın bu ulkenın bınbır guçlukle \e- tıştırdığı sanatçı, yazar \e halk ozan- lannı gûpegunduz bır otelde hem de devleün guvenbk guçlennın onunde yakarak katletmesı 'teokratık fa- şızm"ın 9O'lı yıllar boyunca da gıderek guçlendığını gösteren en buyuk kanıt- lardan bındır Fundamentalıst Islamcı akımlann 8O'lı yıllarda guç kazanarak gundemı behrleıne tavırlan uzennde bugune kadar çok duruldu Kjmılen bu oluşu- mu. bır ılencılık-gencılık kapsamı ıçe- nsınde ele almanın olanaksızlığını dıle getırerek kentlıleşmerun doğal bır so- nucu olarak ve bır karşı kultur oğesı şeklınde ele aldılar Kımılen çarpık modernleşme anlayışının bır sonucu olarak gorduler Kımılennın ıse Cum- hunyet donemıyle bırlıkte Turkıye'nın geleneksel koklennden kopartıldığını ve Osmanlı'nın sosyo-ekonomık yapı- sınm Cumhunyetle bırlıkte asker-sıvıl bûrokratlar tarafındanjakoben bır la- vırla ortadan kaldınlmasına karşı bır tepkı olarak değerlendırdıklen bu akım- lar karşısında baa tatlısu entellen de Butun bu soylemler 801er boyunca ve 90'lı yıllarda Turkıye'nın gundemı- nı ışgal etü Fakat unutulan bır şey \ardı, Islam koktendıncılığının so>- lemlen ıle, ozelhkle buyuk şehırlenn varoşlannda kendılenne >enı kımlık- ler arayan geleneksel tanm toplumu normlannı kapıtahzmın en çarpık bır şekıldeyaşandığı büyuk şehırlerdehâlâ surdurme uğraşı ıçınde olan bıreylen etkılemekte gecıkmedıler Başlangıçta onlan palazlandıran, Turk devnmının en buyuk kazanımlanndan bın olan '"laık devlet" olgusunu kesın ve net bır bıçımde orta>a koyamayan, çeşıtlı la- vizler veren devlet de artık ne yapa- cağını bılmez halde olanlan ızlıyprdu Muammer Aksoy, Bahnye Üçok, Çetın Emec, Turan Dursun ve son ola- rak Uğur Mumcu'ya yapılan bıreysel oldurmeler, bu kez kendını, Alman- ya dakı Neo-Naa dazlaklann eylem- İennı aratmavacak şekılde Sıvas'ta kıtlesel bır katlıama terk edıvordu Molln dekı Solıngen dekj msanhk duşmanı faşıst hareket, Sıvas'ta teok- ratık bır kımhkle yenıden karşımıza çıkıvordu Demokrasıyı, ınsan haklannı, laık- lığı sa\ unmaktan başka yaptıklan bır şey olmavan Turkıye'nın düşunce ve kultur tanhıne yapmış olduklan kat- kılan her zaman anımsayacağımız sa- natçı. yazar \e halk ozanlannı, tıpkı ortaçağ bağnazlannın yaptığı gıbı ya- karak oldurenlen ınsanlık ve uygarhk tanhı Mussohnı gıbı, Hıtler gıbı, Nazı toplama kamplanrun yonetıalen gıbı anımsayacak ve uzerlenndekı kara le- ke vuzyıllar geçse de sılınmeyecektır Butun bunlara karşın yuzlerce yıl oncesınden, "Kadılar. muftuler fetva yazarşa İşte kement ışte boynum asarsa Işte hançer ışte kellem keserse Donen donsun ben dönmezem yolumdan" dıyen Pır Sultan Abdal gıbı demokra- tık. laık ve çağdaş Türkıye yı yaratma uğraşında ulkemızın onurlu, akılcı, yureğmdekı ınsan sevgısının boylesı boyutlara ulaşmasını sağlayan ona bu odünlen veren, "laık" olduğunu anayasasında savlayan, ama bunu pratıkte gostermeye pek nıyetlı olma- yan dev lettı 12 Eylülcülerin estirdiği 198O'b yıllann başlangıcında dm, artık 80 öncesının toplumsal harekeüı- lığının onunde bır engel teşkıl etmesı amacıyla araç olarak kullanıldı 12 Eylul darbesmı yapanlar her fırsatta dıllennden duşurmedıklen "Ataturk- çuluk" goruntusu alünda rejımm pa- yandalannı, Ataturkçuluğun özu olan demokrası-laıklık ve hukuk devletı anlayışı yenne teokratık-faşıst bır an- layışa da>andın\ orlardı Halkın ço- ğunluğunun Musluman olduğu bır ul- kede boyle bır anlayışı >aşama geçı- recek toplumbılımsel (sosyolojık) olu- şum da hazırdı Artık, meydanlarda Kuran dan ayetler okunarak laıklık anlatılıyordu Laıkbğın ne olduğu de- ğıl, "Laıklık dmsızhk demek değıldır" şekbnde açıklamalarla ne olmadığı or- tayakonuluyordu Resmı ozel Kuran kurslan> la ımam hatıp lıselenrun sayı- lanna her geçen gun yenılen eklenı- yordu Turk-Islam sentezı Turk dev n- mının demokratık ve çağdaş kazanım- lannın yenne, eğıtımde teokratık bır >apılanmarun kapılannı açıyordu Gerçekten de bu aşamada asken rejı- mm karşısında kabaca ıkı Musluman kesım vardı Laıklığı şu ya da bu bı- çımde benımsemış sıradan Muslu- manlar ve gelenekçı Islamı cemaatler ıçınde >er alan daha dındar gorunum- luler Bınncı kesıme yönelık "Tebbğ" faabyetını kımı zaman bızzat Kenan Evren ustlendı Islamın ne kadar "akılcı, çağdaş, ılerleme ve yenıbklere açık" bır dın ol- duğunu Kuran ve hadıslerden ornek- ler vererek, bırçok konuda ıçtıhat ya- parakanlatü Ikıncı kesımle ıse değışık yontemlerle ılışkı kuruldu Çoğunluk- îa Osmanbdan geltne. dev letın dumen suyunda ortodoks bır sunnı geleneğı ızleyen İslamı cemaatler kendılenne sunulan odunlen değerlendırmekte gecıkmedıler 12 Ey lülculer devlet ışle- nnı emeklı askerlerle daha fazla yuru- temeyeceklennı anlayınca bu cemaat- lerden yetışme taşra kokenlı ünıversıte mezunlannı bağırlanna bastılar Ge- nerallerden farklı olarak kadrosunda daha fazla dındar banndıran ANAP ıse onlann kaldıklan yerden devam ettı Toplum ve devleün İslamıleştınl- mesı pobtıkasını bu kez Ataturkçülük maskesıne gerek duymadan surduren ANAP donemınde O2ellıkle eğıtım pobtıkalannda dın ıle bılım uzlaştınl- ma>a çalışıldı Örneğın 1985 yıhnda Mıllı EğıUm Bakanı Vehbı Dınçerler. Darwin'ın evnm teonsını destekleyen kanıtlann bılımsel sahtekârbktan ıbaret olduğunu soyleyerek. materyabzme hızmet eden bu teonnın bıbm ıle dını çatışıyormuş gıbı gosterdığını, bunun engellenmesı gerektığını bebrtıyordu Bır başkası, Hasan Celal Guzel, "Bıze nasıp olursa bız bu temeller uzennde ınşallah 21 yûzyıbn. ebnde musaf taşı- yan uzay elbıseh nesbnı >etıştıreceğız" dı>e ovunurken. daha bır başkası, Ku- ran kurslannın 8 yıla çıkanlmasını ve 3 yılbk sertıfıka sahıplennın fark ders- lenne gırerek ortaokul mezunu olabı- leceklennı savunuyordu Sonuç Butun bunlarla beraber 80'lenn başlangıcmdan 90'lara değın geçen su- reçte Islamı oluşumlar dunya kon- jonkturundekı değışmelenn de kendı- lenne sağladığı olanaklarla gıderek guçlendıler Amenkanın Sovyet tehdı- dme karşı oluşturmak ıstedığı "yeşıl kuşak teonsı" ve İran'da gerçekleştın- len Islam devnmı ve bu dev nmın Iran tarafından tüm Musluman ülkelere ıh- raç edılmesı gınşımı. Turkıye'nın ıç pohtık gebşmelen ıle adeta cakışan bır goruntu arzedıyordu Petro-dolarlarla genış bır sermaye bınkımını de arkala- nna alarak gıderek palazlanan İslama akımlann orfâya atmış olduklan du- zenın çebşkılennı sergıleyen, sevgısını bır yaşam bıçımı habne getıren ve laık yaşam bıçmunden dönmeyen tum ın- sanlanmızın başı sağolsun ARADABIR EROL BİLBİLİK Şeriat Gettoları... Son gunlerde Refah Partısı ve yandaşı yayın organla- rında ve camı vaazlarında Islam ın dort ana mezhebın- de egemen olan şerıatın ımana dayalı şeriat' olduğu ve sosyal yaşamın ' şerıaf'ın koyduğu kurallara gore yurutulmesı bu nedenle kurallara uygun yaşam bıçımı- nın seçiimesınm onemı ısrarla vurgulanmaktadır Bu vurgulamalar sonucu ımana dayalı şeriat' du- şunce kalıbına sokulan kışılerın, karşıt duşunceyı be- nımsemış kışılerle bırlıkte yaşamalarının olanaksızlığı keskın bır ınanç durumuna getınlmekte ve onlerınde kendılerı ıle aynı duşuncelerı paylaşan kışılerle bırlıkte yaşamalarından başka bır yol bırakılmamaktadır Boytece "ımana dayalı şeriat' duşuncesme getırılmış kışıler, yaşam bıçımlerıne uygun yerleşım bolgelerı se- çerek buralarda gruplar halınde yaşamaya başlamakta- dırlar Nasıl kı bır zamanlar eskı Yunan Roma, Avrupa- da ve Hz ömer zamanında Musluman ulkelerde dınlerı- nın ozellıklerını ve ırklarının arıklığını korumak ıçın "mumınler' ve 'Yahudıler' ayrı semtlerde oturmuşlar- sa, bugunun 'şerıatçı' grupian da benzer amaçlarla "getto"\ar oluşturmakta ve yaşamlarını buralarda sur- durmektedırler Gettolar bıçımı orgutlenmenın ılk aşamasında, grup- lar halınde yaşamaya uygun semtler saptanmaktadır Bu semtler bır sokak, cadde, mahalle bucak, ılçe ve ıl buyukluğunde olabılmektedır Ikıncı aşamada ıse sapta- nan yerleşım bırımlerındebağışlaryoluyla' camı' yada "mescıt 1 ınşasına başlanmakla bırlıkte etrafında yerleş- me ve konut edınme faalıyetlenne hızla gırışılmektedır Hızla gırışılen bu faalıyetlerle buralar âdeta bır' şeriat ussu' durumunagetırılmektedır Bu'us lergıderekda- ha da buyutulerek ' şerıatçı grup orgutlenmesı, başka bır deyışle, 'şeriat getto 'larının oluşturulması tamam- lanmışolmaktadır Oluşturulması tamamlanmış' getto- 'larda yaşamlarını surdurecek olan gruplar ıçın ayrı camıler, ayrı hastaneler ayrı doktorlar, ayrı eczaneler, ayrı marketler ayrıgıyımmağazalarıvb duşunulmekte- dır Bu gruplar, ışyerı ve konutlarına Mekke, Medıne, Hıc- ret, Rahmet, Arafat, Maşallah Nur Huzurvb adlar vere- rek ozel araç ve otolarında "Hâkımıyet Allah'ındır" ' Huzur Islamdadır vb sloganlar kullanarak dunya go- ruşlerının keskın ayrılığmı dayatmaya (empozeye) ozet- lıkle onem vermektedırler Bugune kadar Istanbul'da bu yonde yurutulen yoğun çalışmalar sonucu Fatıh, Eyup, Uskudar, Beykoz vb ıl- çelerın buyuk semtlerı bazında "şeriat gettoları" kavra- mına uygun orgutlenmeler buyuk olçude tamamlanmış- tır Bu bağlamda, ozelhkle 'Fatıh' ılçemızın Çarşamba semtının bugunku yaşam bıçımının, şerıatçı Suudı Ara- bıstan'ın herhangı bır ılçe ya da ılınden farklı bır yonu kalmamıştir Gerçekte masumane bır şekılde sunulan bu orgutlen- me ve yaşam bıçımı, yalnız Turkıye ıçın değıl butun Is- lam âlemı ıçın bır model olarak onerılmektedır Şeriat uslerı olarak orgutlenen 'şeriat gettoları 'nın oluşturulmasında, Mao Tse-Tung un, ılk aşamada 'us- ler elde edılmesını koşul sayan gerılla savaşı ve oluştu- rulmuş "us 'lerden oburlerıne sıçramayı ongoren Mac Arthur'un sıçrama savaşı taktıklerının uygulandığı go- rulmektedır Sıvıl taktıklenn yanı sıra askerı taktıklerı de başarılı bır şekılde uygulamakta olan Refah Partısı'nın uzun vade- de şerıatçı ve totalıter bır Islam devletının altyapısını oluşturmayı ve laık cumhurıyete son vermeyı amaçladı- ğı açıktır Oluşumlann bu açıdan değerlendırılmesı, Tur- kıye gundemının onemlı maddelerınden bırını oluştur- maktadır TARTTŞMA Zonguldak kömür havzası gerçeği ımı çevrelerce 1987yılından ben kamuo>Tjnun d k k l gy çabşılan, fakat şımdıye değın bır turlu bılımsel yontemlenn kullanıkhğı gerçek tartışmalara açılamavan' Zonguldak taşkomurocaklan' hukumet değışımı nın v aşandığı şu gunlerde gene gazetelenmızın ekonomı sayfalannda yer alıyor Busatırlannyazannın. çeşıtlı zamanlarda Cumhunyet gazetesının "Ola> lar ve Goruşler" koşesınde tartışmaya açüğı yazılann (Yeraltmda Terkedılen Orman Urunumuz-30Temmuz 1983. Çöken Şehır Kara Elmas Beldesı-3Kasıml983, Dışardan Abnan Taşkömur Sorunu-27Şubat 1984. Artık Zonguldak Taşkomuru Havzasına Sahıp Olabm-5 Temmuz 1986 vs) Zonguldak havzası ıle ılıntılıdır Aynı konu, çeşıtlı bo>oıtlanyla Maden Muhendıslen Odası tarafından duzenlenen bılımsel-teknık \ e komur kongrelennde 1969 yıbndan bu v ana surekb ve yoğun bıçımde ıncelenmektedır Üzulerek gormekteyızkı, 1987yıbnda değerb ışadamlanmızdan Sayın Ishak Alaton tarafından aynı konu sunulduğunda, bırdenbıre Zonguldak havzası "tek tarafb" şekılde konuşulmaya başlandı Sa>ın Alaton'un tarüşmalarda kullandığı "teknık v e malı buyuklükler" surekb kamuoyunu yanıltmaktan oteye geçmedı ve onerdığı sozde çozum onenlen de havzada var olan problemlen gerçekten çozmekten uzaktı Zıra tek çozum onensı vardı ve oda "ocaklan kapatalım" ıle sınırlı ıdı Şu anda dennden duşunmeye çahşalım Ulke ekonomısıne, fiılen ureterek v e v ıllardan ben fe\ kalade guç çalışma koşullannda demır-çelık sektonıne hızmet v ermış 'Zonguldak havzası' nın bugunku durumu sadeceve sadece gelmış-geçmış hükumetlenn bılımsel şekılde oluşturamadığı 'taşkömur üretım polıukası"nın yokluğundan kaynaklanmıştır Burada çeşıtlı sorular sorulabıhr Bu pobtıkanın ıçenğı ne olmalıdır 9 Vaat edılen hedeflere nasıl ulaşılabılır 0 Bunlann yanıtlan yazımın başlangjcmda behrtılen yazıh kavnaklann tumunde Tartışılan şampiyonluk G alatasaray bu vılılkkez şampıyon olmuyor Gelecektede nıce şampıyonluklan olacakür Tanhsel gebşımıy le Galatasaray anıtsal bır kurumdur Turk sporundakı onderbğı v e seçkınhğı tartışılmaz Doğmabır Beşıktaşb olarak Galatasaray'ın saygmbğının golgelenmesını hıç ıstemem Adnan Polat seramık mılyardenymış Sononyılın yukselen değerlennm urunu olmab Galatasaray say esınde spor kamuoyu kendısını tanımışoldu Sezonbaşında hakemlere veryansın ettı Duzenı sağlamak görevı bulunan Federasyon sessız kaldı Lıder olduğu haftalarda Fenerbahçe'yı şıkecı ılan ettı Cılız bır tepkı aldı Son haftalara gınldığınde Gençlerbıriığı'nın aldığı dısıplın karannı gerçegınden saptırarak, bu gelışmeyı Beşıktaş'a mal edıp olayda tertıp bulunduğunu açıkladı Baa yaklaşımlanyla yerleşık değerlen yıkmaktan kaçınmadı Lıg>anşmasının lekelendığını, şampiyonluk kupasının kendısı ıçın artık tenekeden farksız bulunduğunu soy ledı Bunlan unutmuş olmalı kı. Sayın Inş Muh Çorbacıoğlu bu sutunlarda "Galatasaray'ın Şanipıyonluğu"nu açarken, " şampiyonluk kupasının BJKlılarca sah kulup yonetıcısı Adnan Polat'a layık gorulmesı bence duygu bozukluğudur" sozlen gerçekten talıhsızlıktır Bu tür \ akıştırmalar şampiyonluk olgunluğu ıle bağdaşmaz Demek kı, ıçlenne sındıremedıklen bır şampiyonluk soz konusudur Bunun nedenı Beşıktaş ta değıl, Adnan Polat adresınde aranmalıdır Buaradabır hatırlamada bulunmak ıstenm Gelecek futbol sezonunda adı geçen yonetıcı aynı ıtham edıcı saldırgan tutumunu surdurecek olursa, korkanm tnbunler arenaya donecektır Yetkılı organlann şımdıden alınacak önlemlen duşunmelen yenndeolur Işadamlığı ıle spor adamlığı çok farklı duşunsel yapı gerektınr Farkın ayırdında olma> anlann spor duzlemıne (bırleştıncılığıne. belgelenmışür Ne yazık kı ulkemızde cıddı emeklerle ortaya konulan tartışılmayaaçılan "yazılı anlatımlara" nıbar edılmemektedır Pek muhtemeldır kı, bu nedenle partılenmızın araştırma v e pobtıkauretme merkezlennın 'teror', "nüfus artışı",' vergılendınkneyen karapara", 'konut sorunu", "ışsızlık'", "eğıtım" gıbı temel sorunlan ınceleyen analıtık duşunceye dayanan, ulkenın tum gerçeklennı ve çozum onenlennı ıçeren yazılı anlatımlan yoktur Saygılanmla Prof. Dr. Müh. Ergin Anoğlu İTÜ Maden Mühendıshğı Bolümü yakmlaştıncıbğına, dayanışmasına vb) vereceklen zarann sının yoktur Son olarak Sayın Çorbacıoğlu'na şunu soylemebyım Bıroncekı sezonda boynunda Sıyah-Beyaz kaşkol taşıdığı ıçın gencecıkbırınşaat mühendısı Galatasaray taratarlannca olduruldu İnsan vıcdanının boylesıne acıkb bır olayı unutması mumkun değıldır Eğer şuuraltı bır ezıklık duygusundan kay naklanmış değılse, olen meslektaşının ruhuna sa>gı gereğı olarak boyle bır yazıyı kaleme almamış olmasını dılerdım Av.H.TuncayYENER İzmır PENCERE Bir Otuyum Diyebilmek, Bu Toprağın... Depremde yangında, su taşkınında, toprak kaymasın- da sevdıklerını bır anda yıtıren kışının duygularını duşu- nurdum Anladım kı olum çoğullaştı mı, ınsan yureğı toplu gomute donuşüyor, hangı bırıne yanacaksın' Rıfat llgaz, Sıvas katlıamının zamanlamasında yaşa- ma eyvallah deyınce bır tuhaf oldum Şaır sankı evınde ölmemıştı, Sıvas takı yobazların elınde dın dın yakılmıştı Nereden kaynaklanıyordu bu sanı' llgaz'ın bır omur- boyu yobazlarla savaşımından mı' Takvım yaprağının her gun 31 Mart ı gostermesınden mı' Şaırını ve yazarı- nı dın dırı yakanlarm toplumundan yukselen yanık koku- sunun genzıme dolmasından mı' llgaz'ın kışılığınde Pır Sultan Abdal ın ızduşumunü duyumsamaktan mı' • Rıfaz llgaz'la dostluğumuz 1955 yılında Beyazıt'takı Marmara Lokantası nda, bır şışe kırmızı şarap eşlığın- dekı soyleşıyle başlamıştı, onu.bır köşe yazısına değıl, bır kıtaba sığdıramam Ne guzel adamdı' Guzellığı yakışıklı oluşundan kaynaklanmıyordu, ın- sandı, alçakgönulluydu, kahvede, koftecıde sokakta, meydanda, evınde dolaşır gıbı rahattı, zengınle yoksul- la, buyukle kuçukle eş bıçımde konuşur bır adamdı Kısaca halk adamıydı Kımı şaır romancı yazar gazetecı bırazcık parladı mı seçkınlere katılmaya ozenır Rıfat llgaz ın yapay deger- lere boşvermışlığı azkışıde rastlanırbırerdemdı Sade- lık, yaşam bıçemıne donuşunce soyluluk değerı kazanı- yor, kışıye paha bıçılmez bır kımlık sağlıyor Yazıları ve şıırlerı, Rıfat llgaz'ın kımlığı gıbıydı goste- nşten uzak saydam ve duru Rıfat llgaz'ın tum yaşamındakı ıçerık şıırındekı altı dı- zeye aşılanmıştı Ulu çamlara koknarlara karşı Yaşıyorum diyebilmek goğus dolusu Bır otuyum diyebilmek bu toprağın Menekşe değıl bır ardıç eğılmezlığınde Özsuyunda ureme varolma tutkusu Ne kışıye boyun eğme ne kula kulluk • Rıfat llgaz şaır yazar, mızahçı romancı, oğretmen, ulkemızın ovuncu, 1911 de Cıde de doğdu Ilk tutuklanışı 1944 Son tutuklanışı 1982 Arada yaklaşık ktrk yıl var Bu kırk yıl, Ikıncı Dunya Savaşı ndan sonrakı demokrası tarıhımızın takvımıdır 20'ncı yuzyılın ılk yarısından son yarısına kadar Tur- kıye'nın nereden nereye geldığını anlamak ıçın al toplu- mu, vur Rıfat llgaz ın omrune ekle şaırın zındanda yattı- ğı gunlerı çarp yargılanmalarının sayısıyla sonra böl yaşamınınyıllarına 1 llgaz ılk kez 1944'te 'Sınıf adlı şıır kıtabından oturu tutuklanmıştı, o gunden bugune bız sınıfta kaldık Pekı, Rıfat bu dunyadan nasıl geldı geçtı Su ayaklar benden hesap soracak Bır duşuncenın peşınde dolaştırdım Sokaksokak Bu baş, bu eğılmez baş da oyle Bazı sarhoş bazı yorgun, Her zaman yastığa hasret Rıffct llgaz gîbi yastığa hasret bır şatrın başı, artcakj musalla taşında dınlenebılır ölum bırdınlencedır T Şu ayrılık olmasaydı Bizler, dünyanın gözleri önünde aydınlannın, şairlerinin, sanatçılarının şeriat çığlıklarıyla diri diri yakıldığı bir katliama duyarsız kalınmasınm utancını yüreğimizde yaşıyoruz. SESLENDİRME SANATÇILARI ANKARA Seslerı çoğalırken gelecek gunlere, Onlar aramızdan ayrıldılar Bırer ışıltı olup belleklerımızde Uzaklara aktılar Sıvas'ta şenatçı yobazlann katlettığı 36 guzel ınsanı UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYAC AĞIZ' Burdur'dan \>dan-Ahmet Şaban. Ayhan Çiftçi. Ay«el- Ça|lar Yurt, Çığdem-Rıza Kabay. Emine-Necati Ozyurt. Feza Elcık. Gttlçın tlcı. Ha«met-DUmaç Unal. Hatice- Kazım Güçlü, tsmaıl Yural. Kami] Canıgttr, Mahmnt Demırcan. Nazmive Çetin, Necati Kemahlı, Nevzat Zeren, Nurav-tbrahım Canıgür. Nurçın-Osman Gök. Oğnz Dönmez. Rabıa-Ahtnet Bıçakçı. Sema-Hüseyın Göz, Seval Kö*e, Şevket Karahaliloğln, Unal Korkmaz. BISIKLETINLE BIZE KATIL... tSlfitumalAssoaahonfor Çıfted Cfıddnn-Londra ifbırhğı üt 6-12 YAŞ GRUBU ÇOCUKLAR İÇİN -INGILIZCE -MATEMATIK (ING.) -FEN (ING ) -SPOR YAZ PROGRAMI ABANT TURBAN OTEL 23 Temmuz 1993 - 1 1 Ağuslos 1993 11 Ağustos 1993-31 Ağustos 1993 TAM PANSİYON PETEK ÇOCCIK ÖZEL EĞİTİM KURUMIARI LTD. ŞTİ. "Kaşifler KulObü" \*\* Felhı Sok No 38 Acıbodem İST Tel 340 11 66 - 340 08 47 N D I R I M E D A H I L D E Ğ I L D I R Sıvas'takı çırkın katliamı lanethyorum. Başımız sağolsun ALİ BOZAT AĞLAMAKVE GÜLMEK İlhan Selçuk 9 bası 20 000 lıra (KDV ıçınde) Çağdaş Yayınları Turkocağı Cad 39-41 Cağahğlu tstanbul Odemeh gondcrilnez. SAĞLIK BAKANLIĞI'NDAN DUYURU Bakanlığımızca 11 Temmuz 1993 gunu yapılacağı duyurulan gözlukçuluk ehlıyet ıkıncı ve son sınav, ortaokulu dışardan bıür- me sınavına gırenlerın, butünle- me sınavlan göz önüne alınarak 21 Kasım 1993 Pazar gününe er- telenmıştır Sınavla ılgılı müra- caatlar 1 Kasım 1993 gününe kadar doğnıdan Bakanlık Temel Sağlık Hızmetlen Genel Mudür luğu'ne yapılacaktır DUYURULUR Basın 34036
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle