25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURfYET 2SNİSAH1993PAZAII 12 DIZIYAZI Türkiye'yikurmakiçinbiıılira İLKMECLJS j RTİSMALARİ ileyolaçıkblar LJıvas'a eecilirken de Dara voktu. Mustafa 1 vj. ustafa Kenustafa Kemal Paşa, bankalardan borç Ç LJıvas'a geçüirken deparayo f Kemal Paşa'nm Manastır'aan arkadaşı ve ahnmasınıistemedi. 'Sıvas'taAmerikan sağ kolu Kazim Dirik, hareketin başanya Okulumüdiresif istenen stepne ve benzini ulaşması için 900 lira armağan etti. Delegeler verebileceğini,paraalamayacağını aralannda 100 lira daha denkleştirdUer. söyledi.Müdiredenbukonudabelgeakndı. Sumtş Birinci Büyük Millel Meclisi, Tür- kiye'nin tohumudur. Üçüncü Cum- hurbaskanı Celal Bayar'ın cumhuri- yelimizin 50. yıldönümünde vurgu- hdığı gibi, "Meclis olmasaydı Tür- kiye Cumhuriyeli olmazdı." 1920'nin soylu yurtseverleri, bize bağımsız veyönetimde lıalkın egemen oiduğu bir iilke bırakabilmek için bo- yunlarmda padişahın idamfermanıy- la ve düşman çtmesıgölgesindeyaşa- masavaşı verdiler. İşgalcileriyurllan kovmak amacıyla 'soba bortısu gibi loplar 'la savaştüar, mum ısığında ay- larca uykusuz sabahfadılar. Meclis'te oluracak sıra bulamaılıkları gibi 'aç yattıkları geceler' de oldu. Şimdi hepsi sonsuzluk uykularını uyuyan ilk meclisin saygıdeğer üyele- ri, tüm bu mucizeleri büyük para stkmtısı' içinde gerçekleşlirdiler. 'Para' konusu TBMM'nin birinci dönemi sürecinde savasların kazanı- bnası', 'düşmamn yurttan atdması' ve 'iç isyanlann bastınlması' ölçüsünde gündemde kaldı. İlk milletvekillerimiz, bûtçeyi denkleştirmek, kaynak bulmak ve harcamalarda ktsıtlamaya gitmek için birbirleriyle sürekli tartıstılar. Bunu yaparken tek amaçları vardı. Bitmis, tükenmiş, çaresiz duruma ge- tirilmiş milletin hakkmı korumak ve kollamak. Bu dizidc ağırlık bütçe' olmak üze- re, ilk meclisnvizdeki bazı tartışma- lardan örnekler bulacaksınız. 20'li vıllarm Türkçesi çok ağdalı ol- duğundan, özetlikJe genç kusağm an- larnası için diziyigünümüz diliyle ka- leme aldm. Aynı dönemde soyadt yoktu. Yasa çıkttktan sonra ilk rnil- letvkilleri de soyadı alddar. Kimin kim oiduğu kolay anlaşılsm diye, devlelımizi kuranları soyadlarıyla yazdun. NŞ. ı ' i - » M B f ağunazlığıraaleJ konan pek çok ülkenin günü- müzde bile ömek aldığı 'Anadohı ihtilalT, 30 Ekim ]918"de Osmanh İmpara- torluğu'yla ililaf devletlen arasında Mondros Müla- rekesi'nin imzalanması üzerine başladı. Antlaşma, Osmanh devletini haritadan sildi, ûlke düşmanca parsellendi. Ata- lan üç kıtada at çatlatan, ancak bağımsızlığını yitiren ulus, şinıdı kendi ülkesinde tutsaklı. Yürek parçalayan sonucu, Osmanlılann I. Dünya Savaşı'- nda yenilmesi geürmişti. Mutlakiyet yönetiminın boyun eğdiği tabloyu 'bağımsı/Jığını sahiplencn ulusun azim ve karan' değiştirecekü. Amasya Ge- neJgesi'ni bu düşunceyle yayımlayan Mustafa Kemal Paşa, Erzurum ve Sıvas kongrelerini de aynı amaçja topladı. Devletin adıru Türkiye'ye dönüştürecek Büyük Millet Mcclısi'nin açtlmas! da bu hedcfin ürûnüydü. (1) 23 Nisan 1920'de Hacıbayram Ca- mii'nde k/lınan cuma namaandan sonra toplanan Meclis, ilk birleşıminı ertesi gün saat 16.05'te 'gızli oturum'da yapü. Başkanlık divanı kürsüsünde en yaşh üye Şerif Bey oturuyordu. tlk sözü Mus- tafa Kemal Paşa aldı ve ülkcnın içinde bulunduğu durumu, mechsin oluşma ge- rekçesiyle yapılması gerekenleri anJatü. Sonra başkanlık divanı seçımıne geçildi. Meclisi Mebusan'ın (Osmanh Meclisi'- nin) son başkanı CeJafettin Ariften bır oy fazla alan Ankara milletvekilı Musta- fa Kemal Paşa, TBMM Başkanı oldu. Aynı zamanda başbakanlığı da üstlenen Mustafa Kemal'in geçid hükümetinde Genelkurmay Başkanı lsnet Paşa dışı- ndaki beş üye, Osmanh Meclısf nden gc- tenlerdi ve aralannda Celalettin Arif de vardı. (2) Birinci BMM'ye Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemıyetleri'nce seçi- len 437 milletvekjli geldi. Üç buçuk yıllık dönemi 337 üye tamamladı. Nedeni, 25 milletvekilinin Meclis'e gelmeden, 34'- ünün de katıldıktan sonra istifa etmeleri ya da etmiş sayjhnalan; dördünün yol- dayken eşkıyaca katledılmesı, birinın Çerkez Ethem birinın de İstiklal Mah- kemesi'nce idam edilmesi. beşinın düşü- rülmesi, ikisinin reddedilmesı, bırinin öl- dürülmesi, yedisinin memunyete dön- mesi, 20'sinin de ölmesıydı. (3) Ankara'ya gelmeden istifa edenlcrin başını Menteşe'den beş, Ergani ve Hak- kari'den dörder, Malatya'dan üç millet- vekili çekiyordu. Meclis toplandığında ülkenin dört bır yanı işgal altındaydı. Bu nedenle açılış gününe 110 milletvekih yeuşebıldi (Bazı kaynaklar böyle yazıyorsa da başkanlık seçimi oylamasından ilk günlerde 219 üyenin geldıği anlaşılıyor). Dönem süre- cinde Ankara'ya ulaşanlann 119'u Os- manh Meclisi'ndendi, aralanndan do- kuzu da Malta'dan sürgündcn gelcnler- di.(4). Halk meclisi Günümüzde bazı kişilenn iddia ettik- leri gibi ilk meclis 'asker meclisi' değil, tam bir 'halk meclisi'ydi. Çoğunluk, 64 temsılciyle (profesör, doktor, avukat, dava vekili ve üç kadı) hukukçulardaydı. Bunlan 56 asker. 32 memur, 27 çiftçı, 26 belediyeci, 22'şer öğretmen ve tüccar. 17şer kaymakam vc mûftü, İ5 tıp dok- Heyeti Temsiliye üyeteriSivas Kongresfnde. Onlar,1920Terin soylu yurtseverleri. Bize bagırastz ve yönetimde halkm egemen oiduğu bir ülke bırakabilmek için boyunlannda idam fermanı,parasız «uykusuz,ve açsavaştüar... az bir yabana dıl biliyordu. En çok dil bilen üye ise Yugoslavya Federasyonu Karadağ'da doğan Van Milletvekili Haydar Vaner'di Seçım yöresinin eski valisı Vancr; Arapca. Farsça, Kürtçe, Arnavutça, Rusca. Lehçe, Sırpça, Hı- 23 Nisan 1920'de Birinci Büyük MiUet Meclisi'nin toplanması öncesinde halk Heyet-i TemsiHye ûyelerini bekliyor. toru, 10 gazeteci, sekizer sancak beyi ve vah, altışar aşiret reisi ve PTTci, beş bankaa. dörder defterdar, polis ve dip- lomat ve iki mühendis izliyordu. Mekle- bi Sultani'nin (Gaiatasaray Lısesi) ilk mezunu, emekli Mıllı Eğıtim Müdürü Şerif Avkan da Meclis'te Sinop'u temsil ediyordu. Meclis'teki tek işçi îstanbul Milletvekih Numan Usta'ydı. Öıeki üye- lcr de biri Nakşıbendı şeyhı, dördü post- nişin olmak üzere çoğunluğu din adamı ve çeşitü meslek gruplanndandı.(5) flk mılletvekilimian tümüneyakını en rvatça ve Bulgarca dillerine sahipti. (6) BMM, üç yıl üç ay süreoek pleli sa- vaşımı sonucunda. tarihte eşi görülme- mış utkular kazanacak; Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Ermeniler, Mustafa Kemal Paşa'nm deyişiyle 'geldiklcri gibi gidecekler'di Mutlu sonucu: İnönü, Sa- karya ve Başkomutanlık Meydan savaş- lannın kazanıltnası, Gümrü ve Lozan anıJaşmalannın imzalanması ve iç isyan- lann bastınlması getirecekü. (7) Jlk meclis bu mucizeîeri, aşılması ola- naksız 'ekonomik bunalım' içinde ger- çekleşürdi. Bu nedenle dönem sürecinde gündemın bınnci maddesini hep 'para' konusu oluşturdu. Aslında 'parasızlık' yeni de dcğildi. Ucu tam Erzurum-Sıvas kongrelenne dayanıyordu. Erzurum Kongresı delegelerinin yol giderlerini halk ödemişli. Vılayatı Şarkıye Müdafa- ai Hukuku Milliye Cemiyetı Erzurum Şubesi l7Haziran 1919'dabiraçıklama yapü, kamuoyunu yardıma çağırdı. Açıklamaya görc demeğin sınırlı harca- malannı şımdiye dek bcllı kişiler bağış yoiuyla karjilasrnışJardı. Bundan sonra büyük harcama yapmak zorunluluğuy- ia karşılaşılacaktı. 'Moskof çizmesi', 'EJTtıera baltasj' allında czılcn Erzurum- lu, özvensinı tek başına sürdürmek iste- se de gücü yetmeyecekti. Çaresiz, ilçe- lcrden de katkıda bulunmalan ıstenc- cekti. Erzurum Kongresi'nın toplana- bilmesi için halk 1500 lira bağışta bu- lundu. (8) Benzin ve stepne Sıvas'a gecilırken dc para yoktu. Mustafa Kemal Paşa'nm Manasur'dan arkadaşı ve sağ kolu Kazun Dirik, hare- ketin başanya ulaşması için 900 lira ar- mağan etti. Delegeler aralannda 100 lira daha denkleşürdiler. (9) Bin lirayla ekmek-pcynir-zcytinden oluşan kumanya hazırlandı, üç otomo- bil ve üç at arabasından oluşan kafıle 29 Ağustos 1919'da Erzurum'dan yola çıktı. (10) Mazhar Möfıt Kansu, bu otomobille- rin karoserlerinın berbat, körüklennin yırük pırtık olduğunu, farlannın yan- madığını, yola gecc dcvam ctmek zorun- da kalırlarsa karpit kullanmalan gerek- tiğini, onu da bulamadıklannı anlatırdı. (11) 4 Eylül 1919'da başlayan Sıvas Kongresi bir hafta sürdü. Son gün ger- çekleştinlen sekızinci toplantı günde- minin ikinci maddesi 'bütçe'ydi. Dele- geler, bütçenin düzenlenme süreci ko- nusunda tartışmışlar, kaynak bulama- yacaklan kanısına vannca, Bursa tem- silcisı Hüseyin Bey'in bin liralık bağı- şıyla üç aylık programlannı uygula- mayı kararlaştırmışlardı. (12) Kongrenin sectiği, TBMM'nin çe- kirdcği olan Heyeti Temsiliye üyeleri- nin şimdiki hedefleri Ankara'ydı. Fa- kat bunun için de 'para' bulmak gc- rekliydi. Mustafa Kemal Paşa, bankalardan borç ahnmasını islemedi. 'Milli Müca- dele'ye karşı olanlar ve düşman, böyJe bir eylemi aleyhte kullanabılirlerdi. Sı- vas'ta otomobili olan tek kuruluş Amerikan Okulu'ydu. Müdire, iste- nen stepne ve benzini verebilecegini, ancak para kabul cdcmeyeceğıni söy- ledi. Heyeti Temsiliye 'parasını ver- mezsek, durum ileride hangi bicimde karşımıza cıkar bilınmez'düşüncesiyle öncriyi kabul etmedi. Fakat çaresizdi- ler. Çözüm bulundu. Müdireden 'ver- diklerime karşılık para kabul etmem' yaalı belge alındı. (13) YAROT: Ah liraolsa bir 60 bin Ç (l)-(7): Knrtutuş Savaşı ve Atatirk Devrimi Kronolojisi-TTKyayım (2): TBMM, 1. Dönem GizS Oivrum Tutanaktan (3), (4), (5), (6): TBMM AUmmü, 1920-1970-Öztürk, Kaz/m (8): MUti Mücadele'de Erznrum-Durstı- noğlu, Cevat (9), (10): Sıvas Kongresi-Gohghı, Mah- tmt (11), (13):StvasKongresi-Afkıu, Vehbi Cem (12): Sıras Kongresi Tutanakhn-İğde- rmr-L'lug 'Bizilaikliktenkiııısevazgeçireıııezf O N B I N L E R ICİNYAZDI Sevgfli Uğur Mumcu, senin ölümün belki de Türk milleti- nin bilinçli Atatürkçü düşünce- yi savunmasını ve korumasını baslatacak bir olay olmakla kalrnayıp bu ülkenin geleceği İçin özgür düşüncenin bir tim- sali haline getecektır. Jnsan öl- dürmekle fikır öldürülemez. Serdar Gorak Sevgili Uğur ağabey, iştc yine seninle beraberiz. Seninlc bcra- ber olabılmek için tabiki bura- ya gelmem gerekmıyor ve her zaman beraberiz. Ancak Cum- huriyet gazeıesine gelince ailc ortamı içinde seninle beraber olduğumu duyumsuyorum. Son günlerde aklıma hep bir ya- nşma geüyor. Hani bir sözcük söylenir veduyduğunda ilk çağ- nştırdığı sözcük nedir? dıye so- rulur. Mum sanki seninle bağ- daştı. Ne zaman mum sözcüğü aklıma gelse ilk scni çağnştın- yor. Yaşamında yanlannla hep yol göstena oldun bize, aydm- tattın yolumuzu. Fakat şimdi o yolda mumcular doğdu. NurettinBilgj Sevgili Uğur abi, Atatürk'ün yoluna. senın ışığında aydın gençler oiacağız. Bize güvenin. Cumhuriyeli vc demokrasiyi seviyoruz. Bizi laiklikten kimse vazgcçiremez. Zuhai Kaan Uğur Ağabey, bılmıyormusun ben çok şanslıyım. Nedcn mi? Genç yaşıma rağmen scnin fi- kirlerinr ve düşüncelerini anla- yabılen, benimseyebilen yeğane insanlardanım. Keşke parlayan güneşimız söndü diycbilscydin. Ama diyemem kı. Scn hala ya- şıyorsun; Sevgilcr Dilmin Özdemir Uğur tükenmez memleketimiz güzel cennet vatanınıma Tür- kiye'min dağ dağ ova ova, ır- mak, ırmak, pınl pınl her kanş toprağı şehit kanıyla sulanan canımız kanımız varlığımız Türkıyemız. Vatan, istiklal, hürnyel uğruna Atatürk inki- lap vc dcmokrasiye sahip çıkan memleketimızin savuncusu se- nin kanın yerde kalmıyacak. Hürriyel şehidımiz Uğur Mumcu sen rahal uyu. Milleti- mizin değçrli varlığı. Mehmet Özmen seni unutmayacağız. Hüseyin Toprak Uğurlar bir ölür bin dinlir. De- mokrasinin unutulmaz savu- nucusu olan Türkiye var olduk- ca siz hiçbir zaman ölmiyecek- smiz. Daıma yaşayacaksınız. Ahmet Temei Düşünceler öldürülemez. Bü- yük aamız ve artık asla ölmeye- cek. Bir Uğur Mumcu abimiz var. Ümit Karanfil rum. Öylesine çok şey yaaldı ve çizildikı sanınm bana düşen sa- dece yattığm yerde huzur içinde olmandır. Senı gerçekten sev- dım. M.Metin Akmançoy Aydın düşüncelerinle her za- man haikımızı desteklcdim ön- cü oldun. Senin düşüncelcrin doğrultusunda her zaman yü- riiyeceğimi ve senin yakmış ol- duğun mumu son nefesine ka- dar yakacağıma söz veriyorum. H.Duman Uğurlar bir ölür bin dirilir. De- Sevgili Uğur Mumcu, buraya Demokrasinin yüceliği ve Türk mokrasinin yılmaz savunucusu ne yazmam gerek inan bilmiyo- insanı için vazgeçilmez bir par- cası oiduğu senin kaybmla. es- kısınden çok daha gür bir sesle tüm dünyaya bir kez daha kay- nidı. Bu senin laiklik düşman- lannı ürküttüğünü herkes gör- dü. Binler, yüzbinJer senin fikir- lerini okuyarak bu kadar kuv- vetle bağırdı. Yerin dokiurul- mayacak. Hanın Ada Kemalist düşünceli, devnmci demokrat bir insanı kallelliler. Aamız büyüktür. Hasan Alkılıç SÜRECEK ANKARA NOTLART MUSTAFA EKMEKÇİ Riyad MahlufTa SöyleşJ... (1) Kırklareli Cezaevi'ne varmadan, Kırklareli C. Başsav- ctsı'ner uğrayacaktık. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Mûdürü Yargıç Zeki Güngör'ün verdiği ya- zılı izne dayanarak, Kırklareli Cezaevi'nde tutuklu Riyad Mahluf'la görüşecektik. Günlerden 22 Nisan Perşembe, o gün Hacı Tö, Istanbul'da tekbirler, yeşil bayrak, takke- lerle toprağa veriliyor. Uçakla istanbul'a geldim. Yeşit- köy'de, Oral Çalışlar'la dostlar karşıladılar. Uçakta çok matrak karşılaşmalar oldu. önce ANAP'lı Yaşar Oku- yan'ı gördüm havaalanında. Oradan buradan konuştuk; uçağa girince de VIP koltuklanna kurulmuş, Zaman'cı Fehmi Koru ile Yeni Türkiye'den Yalçın Ozer'i görmeye- yim mi? TV'deki açık oturumlardan, Hacı Tö'nün Koca- tepe'deki cenaze töreninden dönüyorlardı. Yaşar Oku- yan rtereye gittiğimi merak ediyordu. Cenazeye gitsem, elimdeki çanta ne oluyordu? Fehmi Koru, bizi bir arada görünce, senaryosunu kafasında çoktaaan çatmış olma- lıydı. Oral Çalışlar'ın beni Yeşılköy'de karşılaması Feh- mi Koru'nun kafasını iyice karıştırmalıydı ki, bir şeye benzesin! Neyse, Atatürk Havaalanı'nda aynldık, tam ayrılırken Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü Leyla Ozhan da yanımıza gelmiş, "Allahaısmarladık" diyordu. - Oh, demişlerdi, tanıtma da tamam! Kırklareli'nde, C. Başsavcısı Hüseyin Özbakır yerinde yoktu. Cezaevinde, gardiyanlar için verilen bir eğitim- deydi. Cezaevi yöneticisi Cengiz Keskin arandı: - Savcı bey derste, on dakika sonra gelecek! diyordu. lyi de, ordakiler benim yedi aylık olduğumu bilmiyor- lar mıydı ne? Onca yolu tepip gelmiştim, on dakika bek- leyebilsem, yedi ay on günlük olmazdım! Başsavcılık yazı işlerinde, Aydın Terbıyık'ın odasında oturuyoruz. Aydın Terbıyık bize çay ısmarlıyor. Elimizde fotoğraf makineleri video kameralar, birfilm ekibi gibiyiz. Kapt- dan içeri bir baş uzanıyor. Aydın Bey'e: - Tunuslu 'nun karan geldi mi? diye soruyor. - Hayır Savcı Bey, gelmedi! Demek, burada Riyad Mahlufun, Bakanlar Kurulu'- ndan çıkacak Tunus'a geri verme karan bekleniyor! Hani, idam karan gibi, herkes ilgileniyor. Içim birtuha* oluyor. Bir haksızlığın, insanlık dışı bir olayın, insanlar da uyandırdığı merak. Bir diktatör, Tunus Cumhurbaş- kanı Zeynel Abidin Bin Ali, demokrat bir eylemciyi isti- yor, söylentilere göre "kanını" içecek. Kırklareli'nde, Riyad Mahluf bir "kahraman" gibi görülüyor, halk ner- deyse anıtını dikecek... Bakanlar Kurulu'ndan beklenen karar çıkmadı! DYP'li bir bakan, tek başına o, önüne getirilen karan imzala- madı. Adaiet Bakanlığı'yla Dışişleri Bakanlığı'na, kendi- sini aydınlatacak bilgi verilmesini istedi. Bunun üzerine Başbakanlık dosyayı oiduğu gibi Adalet Bakanlığı'na gönderdi. Adalet Bakanı Seyfi Oktay da, yargılama açt- sından işin içinde bir aksaklık oiduğu kanısındaydı. Kırk- lareli mahkemeleri, sanığı dinlemeden, kağıt üzerinde "Tunus'un istekleri haklıdır" gibi bir sonuca vararak, ka- rajları vermişler, imzaları bastrmışlardı. Adalet Bakan- lığı bunun üzerine, Başbakanlık'a yazmış, Riyad Mah- iuf'un Tunus'a gönderilmesi için gerekli Bakanlar Kuru- lu kararmın verilmesini istemişti. Başını, Başsavcılık Yazjişleri Yönetmeni Aydın Terbıyık'ın kapısından uza- tarak: - Tunuslu'nun karan geldi mi? diye sormakta, Kırkla- reli'deki savcmın hakkı vardı. - Hayır, Savcı Bey, gelmedi! Başsavcı Hüseyin özbakır, az sonra geldi. Adalet Ba- kanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nün yazn sının bir örneği de elindeydi. Bize, cezaevine gidip görüşebileceğimizi söyledi. Hemen arabamıza atlayıp cezaevinin yolunu tuttuk. Cezaevi yöneticisi Cengiz Keskin'in odasında, uzun boylu, esmer, yakışıklı bir gertçle el sıkışbk. Riyad Mah- luf buydu. Cezaevinin oğretmeni Macit Sabır'la Oikili'de biriikte olmuşuz. Onunla kucaklaştık. Cezaevi temizdi. Biz geliyoruz diye ternizlenmiş ola- maz! Riyad Mahluf, Türkçe derdini anlatabiliyordu. Sözcük- leri kesik kesik söylüyordu, ancak anlaşılıyordu. Hakkın- da birkaç yazı yazmıştım: - Gördüm! dedi. Oral Çalışlar'la ikimiz de, onu soru yağmuruna tutuyorduk. - Size yüklenen suçun siyasal olmadığını ileri sünjyor- lar; "Onun suçu adi suçtur, banka soygunudur, bize geri verin" diyorlar. Buna ne diyorsun Riyad? - Onlar biliyorlar adi suç olmadığını. Çok iyi biliyorlar. Bu girişimler olmadan önce, benim dükkanım vardı, pa- rasal durumum çok iyiydi. Onun için benim kişisel ge- reksinimim yok böyle şeylere. Oral Çalışlar giriyor araya, o soruyor - Siyasaldeyince, nasılbirsiyasalamacı vardı eylemi- nizin? - Biz demokrasisiz bir kalkınma olabileceğine inanmh yoruz. Tunus'ta bir tür koyun gibi yaşıyoruz. Bunu kabul etmiyoruz. Bizde demokratik bir adım atılmadı. Benim dediklerimi anlayabilmek için bir Tunuslu olarak, oradı' yaşamak gerekir... BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 1/ İlkel toplumlarda do- « gaüstü bir güç tasıdığma inanılan nesne... Odeşme, 2 raa olma. 2/ Ortodoks- larda tahta pano üzerine yapılmış her türlü dinsel resrne verilen ad... Birçe- c şit İngiliz birası. 3/ Bir şiir türüne adını vermiş antik 6 calgj... Ank, etsiz. 4/ Ke- j miklerin yuvarlak ucu... İtalya'da bir kent. 5/ Bir 8 nota... "Kırmızı bir - - - g oluyor soluğum / Yüzü- mün yanmasından anlıyorum Yoksuluz gecelerimiz çok kısa / Dört nala sevişmek lazım" (Cemal Süreya). 6/ Gebeliği önlcmek için dölyatağı içine konan sarmal biçi- minde araç... Lityumun simgesi. 7/ Bir kürk hayvanı... En kalın erkek sesi. 8/ Tann... Kansızlık. 9/ Mert, kalender ve babacan kimse... Ku- zu ağıiı. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Asma bitinin yol açüğı bir bağ hastalığı. 2/ Bir ay adi... Çek Cumhunyeti'nin başkenti. 3/ Sık gözlü ağ... Tropikal Afrika'da yetişen ve kerestesi mobilyaalık- la kullanılan bir ağaç. 4/ Yabanıl hayvan bannağı... Madagas- kar'da yaşayan bir maymun cinsi. 5/ Isviçre'ye özgü, ağaç kütüklerinden yapılma dağevi... Kurnaz, tecrübeli. 6/Takıma- da... Nikelin simgesi. 7/ Tahtadan parçalan uç uca takılı, üfle- meli bir çalgı... Kötü, çirkin. 8/ "Evrak ile olunur cümle nizâmâl / Elfâz ile terfih-i raiyyet yeni çıktı" (Ziya Paşa)... Do- kusunda gümüş ya da alun renginde tel bulunan kumaş. 9/ Bir çcşitantibiyotık.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle