Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 2SNİSAH1993PAZAII
12 DIZIYAZI
Türkiye'yikurmakiçinbiıılira
İLKMECLJS
j
RTİSMALARİ
ileyolaçıkblar
LJıvas'a eecilirken de Dara voktu. Mustafa 1 vj. ustafa Kenustafa Kemal Paşa, bankalardan borç
Ç
LJıvas'a geçüirken deparayo f
Kemal Paşa'nm Manastır'aan arkadaşı ve ahnmasınıistemedi. 'Sıvas'taAmerikan
sağ kolu Kazim Dirik, hareketin başanya Okulumüdiresif
istenen stepne ve benzini
ulaşması için 900 lira armağan etti. Delegeler verebileceğini,paraalamayacağını
aralannda 100 lira daha denkleştirdUer. söyledi.Müdiredenbukonudabelgeakndı.
Sumtş
Birinci Büyük Millel Meclisi, Tür-
kiye'nin tohumudur. Üçüncü Cum-
hurbaskanı Celal Bayar'ın cumhuri-
yelimizin 50. yıldönümünde vurgu-
hdığı gibi, "Meclis olmasaydı Tür-
kiye Cumhuriyeli olmazdı."
1920'nin soylu yurtseverleri, bize
bağımsız veyönetimde lıalkın egemen
oiduğu bir iilke bırakabilmek için bo-
yunlarmda padişahın idamfermanıy-
la ve düşman çtmesıgölgesindeyaşa-
masavaşı verdiler. İşgalcileriyurllan
kovmak amacıyla 'soba bortısu gibi
loplar 'la savaştüar, mum ısığında ay-
larca uykusuz sabahfadılar. Meclis'te
oluracak sıra bulamaılıkları gibi 'aç
yattıkları geceler' de oldu.
Şimdi hepsi sonsuzluk uykularını
uyuyan ilk meclisin saygıdeğer üyele-
ri, tüm bu mucizeleri büyük para
stkmtısı' içinde gerçekleşlirdiler.
'Para' konusu TBMM'nin birinci
dönemi sürecinde savasların kazanı-
bnası', 'düşmamn yurttan atdması' ve
'iç isyanlann bastınlması' ölçüsünde
gündemde kaldı.
İlk milletvekillerimiz, bûtçeyi
denkleştirmek, kaynak bulmak ve
harcamalarda ktsıtlamaya gitmek
için birbirleriyle sürekli tartıstılar.
Bunu yaparken tek amaçları vardı.
Bitmis, tükenmiş, çaresiz duruma ge-
tirilmiş milletin hakkmı korumak ve
kollamak.
Bu dizidc ağırlık bütçe' olmak üze-
re, ilk meclisnvizdeki bazı tartışma-
lardan örnekler bulacaksınız.
20'li vıllarm Türkçesi çok ağdalı ol-
duğundan, özetlikJe genç kusağm an-
larnası için diziyigünümüz diliyle ka-
leme aldm. Aynı dönemde soyadt
yoktu. Yasa çıkttktan sonra ilk rnil-
letvkilleri de soyadı alddar. Kimin
kim oiduğu kolay anlaşılsm diye,
devlelımizi kuranları soyadlarıyla
yazdun. NŞ.
ı ' i - » M
B
f ağunazlığıraaleJ konan
pek çok ülkenin günü-
müzde bile ömek aldığı
'Anadohı ihtilalT, 30 Ekim
]918"de Osmanh İmpara-
torluğu'yla ililaf devletlen
arasında Mondros Müla-
rekesi'nin imzalanması üzerine başladı.
Antlaşma, Osmanh devletini haritadan
sildi, ûlke düşmanca parsellendi. Ata-
lan üç kıtada at çatlatan, ancak
bağımsızlığını yitiren ulus, şinıdı kendi
ülkesinde tutsaklı. Yürek parçalayan
sonucu, Osmanlılann I. Dünya Savaşı'-
nda yenilmesi geürmişti. Mutlakiyet
yönetiminın boyun eğdiği tabloyu
'bağımsı/Jığını sahiplencn ulusun azim
ve karan' değiştirecekü. Amasya Ge-
neJgesi'ni bu düşunceyle yayımlayan
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum ve Sıvas
kongrelerini de aynı amaçja topladı.
Devletin adıru Türkiye'ye dönüştürecek
Büyük Millet Mcclısi'nin açtlmas! da bu
hedcfin ürûnüydü. (1)
23 Nisan 1920'de Hacıbayram Ca-
mii'nde k/lınan cuma namaandan sonra
toplanan Meclis, ilk birleşıminı ertesi
gün saat 16.05'te 'gızli oturum'da yapü.
Başkanlık divanı kürsüsünde en yaşh
üye Şerif Bey oturuyordu. tlk sözü Mus-
tafa Kemal Paşa aldı ve ülkcnın içinde
bulunduğu durumu, mechsin oluşma ge-
rekçesiyle yapılması gerekenleri anJatü.
Sonra başkanlık divanı seçımıne geçildi.
Meclisi Mebusan'ın (Osmanh Meclisi'-
nin) son başkanı CeJafettin Ariften bır
oy fazla alan Ankara milletvekilı Musta-
fa Kemal Paşa, TBMM Başkanı oldu.
Aynı zamanda başbakanlığı da üstlenen
Mustafa Kemal'in geçid hükümetinde
Genelkurmay Başkanı lsnet Paşa dışı-
ndaki beş üye, Osmanh Meclısf nden gc-
tenlerdi ve aralannda Celalettin Arif de
vardı. (2)
Birinci BMM'ye Anadolu ve Rumeli
Müdafaai Hukuk Cemıyetleri'nce seçi-
len 437 milletvekjli geldi. Üç buçuk yıllık
dönemi 337 üye tamamladı. Nedeni, 25
milletvekilinin Meclis'e gelmeden, 34'-
ünün de katıldıktan sonra istifa etmeleri
ya da etmiş sayjhnalan; dördünün yol-
dayken eşkıyaca katledılmesı, birinın
Çerkez Ethem birinın de İstiklal Mah-
kemesi'nce idam edilmesi. beşinın düşü-
rülmesi, ikisinin reddedilmesı, bırinin öl-
dürülmesi, yedisinin memunyete dön-
mesi, 20'sinin de ölmesıydı. (3)
Ankara'ya gelmeden istifa edenlcrin
başını Menteşe'den beş, Ergani ve Hak-
kari'den dörder, Malatya'dan üç millet-
vekili çekiyordu.
Meclis toplandığında ülkenin dört bır
yanı işgal altındaydı. Bu nedenle açılış
gününe 110 milletvekih yeuşebıldi (Bazı
kaynaklar böyle yazıyorsa da başkanlık
seçimi oylamasından ilk günlerde 219
üyenin geldıği anlaşılıyor). Dönem süre-
cinde Ankara'ya ulaşanlann 119'u Os-
manh Meclisi'ndendi, aralanndan do-
kuzu da Malta'dan sürgündcn gelcnler-
di.(4).
Halk meclisi
Günümüzde bazı kişilenn iddia ettik-
leri gibi ilk meclis 'asker meclisi' değil,
tam bir 'halk meclisi'ydi. Çoğunluk, 64
temsılciyle (profesör, doktor, avukat,
dava vekili ve üç kadı) hukukçulardaydı.
Bunlan 56 asker. 32 memur, 27 çiftçı, 26
belediyeci, 22'şer öğretmen ve tüccar.
17şer kaymakam vc mûftü, İ5 tıp dok-
Heyeti Temsiliye üyeteriSivas Kongresfnde. Onlar,1920Terin soylu yurtseverleri. Bize bagırastz ve yönetimde halkm
egemen oiduğu bir ülke bırakabilmek için boyunlannda idam fermanı,parasız «uykusuz,ve açsavaştüar...
az bir yabana dıl biliyordu. En çok dil
bilen üye ise Yugoslavya Federasyonu
Karadağ'da doğan Van Milletvekili
Haydar Vaner'di Seçım yöresinin eski
valisı Vancr; Arapca. Farsça, Kürtçe,
Arnavutça, Rusca. Lehçe, Sırpça, Hı-
23 Nisan 1920'de Birinci Büyük MiUet Meclisi'nin toplanması öncesinde halk
Heyet-i TemsiHye ûyelerini bekliyor.
toru, 10 gazeteci, sekizer sancak beyi ve
vah, altışar aşiret reisi ve PTTci, beş
bankaa. dörder defterdar, polis ve dip-
lomat ve iki mühendis izliyordu. Mekle-
bi Sultani'nin (Gaiatasaray Lısesi) ilk
mezunu, emekli Mıllı Eğıtim Müdürü
Şerif Avkan da Meclis'te Sinop'u temsil
ediyordu. Meclis'teki tek işçi îstanbul
Milletvekih Numan Usta'ydı. Öıeki üye-
lcr de biri Nakşıbendı şeyhı, dördü post-
nişin olmak üzere çoğunluğu din adamı
ve çeşitü meslek gruplanndandı.(5)
flk mılletvekilimian tümüneyakını en
rvatça ve Bulgarca dillerine sahipti. (6)
BMM, üç yıl üç ay süreoek pleli sa-
vaşımı sonucunda. tarihte eşi görülme-
mış utkular kazanacak; Yunan, İngiliz,
Fransız, İtalyan ve Ermeniler, Mustafa
Kemal Paşa'nm deyişiyle 'geldiklcri gibi
gidecekler'di Mutlu sonucu: İnönü, Sa-
karya ve Başkomutanlık Meydan savaş-
lannın kazanıltnası, Gümrü ve Lozan
anıJaşmalannın imzalanması ve iç isyan-
lann bastınlması getirecekü. (7)
Jlk meclis bu mucizeîeri, aşılması ola-
naksız 'ekonomik bunalım' içinde ger-
çekleşürdi. Bu nedenle dönem sürecinde
gündemın bınnci maddesini hep 'para'
konusu oluşturdu. Aslında 'parasızlık'
yeni de dcğildi. Ucu tam Erzurum-Sıvas
kongrelenne dayanıyordu. Erzurum
Kongresı delegelerinin yol giderlerini
halk ödemişli. Vılayatı Şarkıye Müdafa-
ai Hukuku Milliye Cemiyetı Erzurum
Şubesi l7Haziran 1919'dabiraçıklama
yapü, kamuoyunu yardıma çağırdı.
Açıklamaya görc demeğin sınırlı harca-
malannı şımdiye dek bcllı kişiler bağış
yoiuyla karjilasrnışJardı. Bundan sonra
büyük harcama yapmak zorunluluğuy-
ia karşılaşılacaktı. 'Moskof çizmesi',
'EJTtıera baltasj' allında czılcn Erzurum-
lu, özvensinı tek başına sürdürmek iste-
se de gücü yetmeyecekti. Çaresiz, ilçe-
lcrden de katkıda bulunmalan ıstenc-
cekti. Erzurum Kongresi'nın toplana-
bilmesi için halk 1500 lira bağışta bu-
lundu. (8)
Benzin ve stepne
Sıvas'a gecilırken dc para yoktu.
Mustafa Kemal Paşa'nm Manasur'dan
arkadaşı ve sağ kolu Kazun Dirik, hare-
ketin başanya ulaşması için 900 lira ar-
mağan etti. Delegeler aralannda 100
lira daha denkleşürdiler. (9)
Bin lirayla ekmek-pcynir-zcytinden
oluşan kumanya hazırlandı, üç otomo-
bil ve üç at arabasından oluşan kafıle 29
Ağustos 1919'da Erzurum'dan yola
çıktı. (10)
Mazhar Möfıt Kansu, bu otomobille-
rin karoserlerinın berbat, körüklennin
yırük pırtık olduğunu, farlannın yan-
madığını, yola gecc dcvam ctmek zorun-
da kalırlarsa karpit kullanmalan gerek-
tiğini, onu da bulamadıklannı anlatırdı.
(11)
4 Eylül 1919'da başlayan Sıvas
Kongresi bir hafta sürdü. Son gün ger-
çekleştinlen sekızinci toplantı günde-
minin ikinci maddesi 'bütçe'ydi. Dele-
geler, bütçenin düzenlenme süreci ko-
nusunda tartışmışlar, kaynak bulama-
yacaklan kanısına vannca, Bursa tem-
silcisı Hüseyin Bey'in bin liralık bağı-
şıyla üç aylık programlannı uygula-
mayı kararlaştırmışlardı. (12)
Kongrenin sectiği, TBMM'nin çe-
kirdcği olan Heyeti Temsiliye üyeleri-
nin şimdiki hedefleri Ankara'ydı. Fa-
kat bunun için de 'para' bulmak gc-
rekliydi.
Mustafa Kemal Paşa, bankalardan
borç ahnmasını islemedi. 'Milli Müca-
dele'ye karşı olanlar ve düşman, böyJe
bir eylemi aleyhte kullanabılirlerdi. Sı-
vas'ta otomobili olan tek kuruluş
Amerikan Okulu'ydu. Müdire, iste-
nen stepne ve benzini verebilecegini,
ancak para kabul cdcmeyeceğıni söy-
ledi. Heyeti Temsiliye 'parasını ver-
mezsek, durum ileride hangi bicimde
karşımıza cıkar bilınmez'düşüncesiyle
öncriyi kabul etmedi. Fakat çaresizdi-
ler. Çözüm bulundu. Müdireden 'ver-
diklerime karşılık para kabul etmem'
yaalı belge alındı. (13)
YAROT: Ah
liraolsa
bir 60 bin
Ç
(l)-(7): Knrtutuş Savaşı ve Atatirk
Devrimi Kronolojisi-TTKyayım
(2): TBMM, 1. Dönem GizS Oivrum
Tutanaktan
(3), (4), (5), (6): TBMM AUmmü,
1920-1970-Öztürk, Kaz/m
(8): MUti Mücadele'de Erznrum-Durstı-
noğlu, Cevat
(9), (10): Sıvas Kongresi-Gohghı, Mah-
tmt
(11), (13):StvasKongresi-Afkıu, Vehbi
Cem
(12): Sıras Kongresi Tutanakhn-İğde-
rmr-L'lug
'Bizilaikliktenkiııısevazgeçireıııezf
O N B I N L E R
ICİNYAZDI
Sevgfli Uğur Mumcu, senin
ölümün belki de Türk milleti-
nin bilinçli Atatürkçü düşünce-
yi savunmasını ve korumasını
baslatacak bir olay olmakla
kalrnayıp bu ülkenin geleceği
İçin özgür düşüncenin bir tim-
sali haline getecektır. Jnsan öl-
dürmekle fikır öldürülemez.
Serdar Gorak
Sevgili Uğur ağabey, iştc yine
seninle beraberiz. Seninlc bcra-
ber olabılmek için tabiki bura-
ya gelmem gerekmıyor ve her
zaman beraberiz. Ancak Cum-
huriyet gazeıesine gelince ailc
ortamı içinde seninle beraber
olduğumu duyumsuyorum.
Son günlerde aklıma hep bir ya-
nşma geüyor. Hani bir sözcük
söylenir veduyduğunda ilk çağ-
nştırdığı sözcük nedir? dıye so-
rulur. Mum sanki seninle bağ-
daştı. Ne zaman mum sözcüğü
aklıma gelse ilk scni çağnştın-
yor. Yaşamında yanlannla hep
yol göstena oldun bize, aydm-
tattın yolumuzu. Fakat şimdi o
yolda mumcular doğdu.
NurettinBilgj
Sevgili Uğur abi, Atatürk'ün
yoluna. senın ışığında aydın
gençler oiacağız. Bize güvenin.
Cumhuriyeli vc demokrasiyi
seviyoruz. Bizi laiklikten kimse
vazgcçiremez.
Zuhai Kaan
Uğur Ağabey, bılmıyormusun
ben çok şanslıyım. Nedcn mi?
Genç yaşıma rağmen scnin fi-
kirlerinr ve düşüncelerini anla-
yabılen, benimseyebilen yeğane
insanlardanım. Keşke parlayan
güneşimız söndü diycbilscydin.
Ama diyemem kı. Scn hala ya-
şıyorsun; Sevgilcr
Dilmin Özdemir
Uğur tükenmez memleketimiz
güzel cennet vatanınıma Tür-
kiye'min dağ dağ ova ova, ır-
mak, ırmak, pınl pınl her kanş
toprağı şehit kanıyla sulanan
canımız kanımız varlığımız
Türkıyemız. Vatan, istiklal,
hürnyel uğruna Atatürk inki-
lap vc dcmokrasiye sahip çıkan
memleketimızin savuncusu se-
nin kanın yerde kalmıyacak.
Hürriyel şehidımiz Uğur
Mumcu sen rahal uyu. Milleti-
mizin değçrli varlığı.
Mehmet Özmen
seni unutmayacağız.
Hüseyin Toprak
Uğurlar bir ölür bin dinlir. De-
mokrasinin unutulmaz savu-
nucusu olan Türkiye var olduk-
ca siz hiçbir zaman ölmiyecek-
smiz. Daıma yaşayacaksınız.
Ahmet Temei
Düşünceler öldürülemez. Bü-
yük aamız ve artık asla ölmeye-
cek. Bir Uğur Mumcu abimiz
var.
Ümit Karanfil
rum. Öylesine çok şey yaaldı ve
çizildikı sanınm bana düşen sa-
dece yattığm yerde huzur içinde
olmandır. Senı gerçekten sev-
dım.
M.Metin Akmançoy
Aydın düşüncelerinle her za-
man haikımızı desteklcdim ön-
cü oldun. Senin düşüncelcrin
doğrultusunda her zaman yü-
riiyeceğimi ve senin yakmış ol-
duğun mumu son nefesine ka-
dar yakacağıma söz veriyorum.
H.Duman
Uğurlar bir ölür bin dirilir. De- Sevgili Uğur Mumcu, buraya Demokrasinin yüceliği ve Türk
mokrasinin yılmaz savunucusu ne yazmam gerek inan bilmiyo- insanı için vazgeçilmez bir par-
cası oiduğu senin kaybmla. es-
kısınden çok daha gür bir sesle
tüm dünyaya bir kez daha kay-
nidı. Bu senin laiklik düşman-
lannı ürküttüğünü herkes gör-
dü. Binler, yüzbinJer senin fikir-
lerini okuyarak bu kadar kuv-
vetle bağırdı. Yerin dokiurul-
mayacak.
Hanın Ada
Kemalist düşünceli, devnmci
demokrat bir insanı kallelliler.
Aamız büyüktür.
Hasan Alkılıç
SÜRECEK
ANKARA NOTLART
MUSTAFA EKMEKÇİ
Riyad MahlufTa
SöyleşJ... (1)
Kırklareli Cezaevi'ne varmadan, Kırklareli C. Başsav-
ctsı'ner uğrayacaktık. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif
Evleri Genel Mûdürü Yargıç Zeki Güngör'ün verdiği ya-
zılı izne dayanarak, Kırklareli Cezaevi'nde tutuklu Riyad
Mahluf'la görüşecektik. Günlerden 22 Nisan Perşembe,
o gün Hacı Tö, Istanbul'da tekbirler, yeşil bayrak, takke-
lerle toprağa veriliyor. Uçakla istanbul'a geldim. Yeşit-
köy'de, Oral Çalışlar'la dostlar karşıladılar. Uçakta çok
matrak karşılaşmalar oldu. önce ANAP'lı Yaşar Oku-
yan'ı gördüm havaalanında. Oradan buradan konuştuk;
uçağa girince de VIP koltuklanna kurulmuş, Zaman'cı
Fehmi Koru ile Yeni Türkiye'den Yalçın Ozer'i görmeye-
yim mi? TV'deki açık oturumlardan, Hacı Tö'nün Koca-
tepe'deki cenaze töreninden dönüyorlardı. Yaşar Oku-
yan rtereye gittiğimi merak ediyordu. Cenazeye gitsem,
elimdeki çanta ne oluyordu? Fehmi Koru, bizi bir arada
görünce, senaryosunu kafasında çoktaaan çatmış olma-
lıydı. Oral Çalışlar'ın beni Yeşılköy'de karşılaması Feh-
mi Koru'nun kafasını iyice karıştırmalıydı ki, bir şeye
benzesin!
Neyse, Atatürk Havaalanı'nda aynldık, tam ayrılırken
Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü Leyla Ozhan
da yanımıza gelmiş, "Allahaısmarladık" diyordu.
- Oh, demişlerdi, tanıtma da tamam!
Kırklareli'nde, C. Başsavcısı Hüseyin Özbakır yerinde
yoktu. Cezaevinde, gardiyanlar için verilen bir eğitim-
deydi. Cezaevi yöneticisi Cengiz Keskin arandı:
- Savcı bey derste, on dakika sonra gelecek! diyordu.
lyi de, ordakiler benim yedi aylık olduğumu bilmiyor-
lar mıydı ne? Onca yolu tepip gelmiştim, on dakika bek-
leyebilsem, yedi ay on günlük olmazdım! Başsavcılık
yazı işlerinde, Aydın Terbıyık'ın odasında oturuyoruz.
Aydın Terbıyık bize çay ısmarlıyor. Elimizde fotoğraf
makineleri video kameralar, birfilm ekibi gibiyiz. Kapt-
dan içeri bir baş uzanıyor. Aydın Bey'e:
- Tunuslu 'nun karan geldi mi? diye soruyor.
- Hayır Savcı Bey, gelmedi!
Demek, burada Riyad Mahlufun, Bakanlar Kurulu'-
ndan çıkacak Tunus'a geri verme karan bekleniyor!
Hani, idam karan gibi, herkes ilgileniyor. Içim birtuha*
oluyor. Bir haksızlığın, insanlık dışı bir olayın, insanlar
da uyandırdığı merak. Bir diktatör, Tunus Cumhurbaş-
kanı Zeynel Abidin Bin Ali, demokrat bir eylemciyi isti-
yor, söylentilere göre "kanını" içecek. Kırklareli'nde,
Riyad Mahluf bir "kahraman" gibi görülüyor, halk ner-
deyse anıtını dikecek...
Bakanlar Kurulu'ndan beklenen karar çıkmadı! DYP'li
bir bakan, tek başına o, önüne getirilen karan imzala-
madı. Adaiet Bakanlığı'yla Dışişleri Bakanlığı'na, kendi-
sini aydınlatacak bilgi verilmesini istedi. Bunun üzerine
Başbakanlık dosyayı oiduğu gibi Adalet Bakanlığı'na
gönderdi. Adalet Bakanı Seyfi Oktay da, yargılama açt-
sından işin içinde bir aksaklık oiduğu kanısındaydı. Kırk-
lareli mahkemeleri, sanığı dinlemeden, kağıt üzerinde
"Tunus'un istekleri haklıdır" gibi bir sonuca vararak, ka-
rajları vermişler, imzaları bastrmışlardı. Adalet Bakan-
lığı bunun üzerine, Başbakanlık'a yazmış, Riyad Mah-
iuf'un Tunus'a gönderilmesi için gerekli Bakanlar Kuru-
lu kararmın verilmesini istemişti. Başını, Başsavcılık
Yazjişleri Yönetmeni Aydın Terbıyık'ın kapısından uza-
tarak:
- Tunuslu'nun karan geldi mi? diye sormakta, Kırkla-
reli'deki savcmın hakkı vardı.
- Hayır, Savcı Bey, gelmedi!
Başsavcı Hüseyin özbakır, az sonra geldi. Adalet Ba-
kanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nün yazn
sının bir örneği de elindeydi. Bize, cezaevine gidip
görüşebileceğimizi söyledi. Hemen arabamıza atlayıp
cezaevinin yolunu tuttuk.
Cezaevi yöneticisi Cengiz Keskin'in odasında, uzun
boylu, esmer, yakışıklı bir gertçle el sıkışbk. Riyad Mah-
luf buydu. Cezaevinin oğretmeni Macit Sabır'la Oikili'de
biriikte olmuşuz. Onunla kucaklaştık.
Cezaevi temizdi. Biz geliyoruz diye ternizlenmiş ola-
maz!
Riyad Mahluf, Türkçe derdini anlatabiliyordu. Sözcük-
leri kesik kesik söylüyordu, ancak anlaşılıyordu. Hakkın-
da birkaç yazı yazmıştım:
- Gördüm! dedi. Oral Çalışlar'la ikimiz de, onu soru
yağmuruna tutuyorduk.
- Size yüklenen suçun siyasal olmadığını ileri sünjyor-
lar; "Onun suçu adi suçtur, banka soygunudur, bize geri
verin" diyorlar. Buna ne diyorsun Riyad?
- Onlar biliyorlar adi suç olmadığını. Çok iyi biliyorlar.
Bu girişimler olmadan önce, benim dükkanım vardı, pa-
rasal durumum çok iyiydi. Onun için benim kişisel ge-
reksinimim yok böyle şeylere.
Oral Çalışlar giriyor araya, o soruyor
- Siyasaldeyince, nasılbirsiyasalamacı vardı eylemi-
nizin?
- Biz demokrasisiz bir kalkınma olabileceğine inanmh
yoruz. Tunus'ta bir tür koyun gibi yaşıyoruz. Bunu kabul
etmiyoruz. Bizde demokratik bir adım atılmadı. Benim
dediklerimi anlayabilmek için bir Tunuslu olarak, oradı'
yaşamak gerekir...
BULMACA
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6
1/ İlkel toplumlarda do- «
gaüstü bir güç tasıdığma
inanılan nesne... Odeşme, 2
raa olma. 2/ Ortodoks-
larda tahta pano üzerine
yapılmış her türlü dinsel
resrne verilen ad... Birçe- c
şit İngiliz birası. 3/ Bir şiir
türüne adını vermiş antik 6
calgj... Ank, etsiz. 4/ Ke- j
miklerin yuvarlak ucu...
İtalya'da bir kent. 5/ Bir 8
nota... "Kırmızı bir - - - g
oluyor soluğum / Yüzü-
mün yanmasından anlıyorum
Yoksuluz gecelerimiz çok kısa /
Dört nala sevişmek lazım" (Cemal
Süreya). 6/ Gebeliği önlcmek için
dölyatağı içine konan sarmal biçi-
minde araç... Lityumun simgesi. 7/
Bir kürk hayvanı... En kalın erkek
sesi. 8/ Tann... Kansızlık. 9/ Mert,
kalender ve babacan kimse... Ku-
zu ağıiı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Asma bitinin yol açüğı bir bağ
hastalığı. 2/ Bir ay adi... Çek Cumhunyeti'nin başkenti. 3/ Sık
gözlü ağ... Tropikal Afrika'da yetişen ve kerestesi mobilyaalık-
la kullanılan bir ağaç. 4/ Yabanıl hayvan bannağı... Madagas-
kar'da yaşayan bir maymun cinsi. 5/ Isviçre'ye özgü, ağaç
kütüklerinden yapılma dağevi... Kurnaz, tecrübeli. 6/Takıma-
da... Nikelin simgesi. 7/ Tahtadan parçalan uç uca takılı, üfle-
meli bir çalgı... Kötü, çirkin. 8/ "Evrak ile olunur cümle
nizâmâl / Elfâz ile terfih-i raiyyet yeni çıktı" (Ziya Paşa)... Do-
kusunda gümüş ya da alun renginde tel bulunan kumaş. 9/ Bir
çcşitantibiyotık.