23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtYET 27 MART1993 CUMARTESİ 8 DIŞ HABERLER Himflstan'da set 35ÖIÜ • JAMML(AA)- Hindistan'ın kuzeyinde şıddetli yağışlardan meydana gelen sellerde 35 kışinin öldüğü bildırildi. Hindistan Birleşik Haber Ajansı, Jammu-Keşmir eyaletinde son üç günde meydana gelen şiddetli yağışlann ardmdan oluşan sellerin Hani Gali köyündeki evlerin yıkılmasına yol açtığını, 4"ü kadın ve 6'sı çocuk olmak üzere, toplam 35 kışinin hayatını kaybettiğini , duyurdu. Ajans. yağış ve seller nedeniyle bÖlgedekı birçok köyle bağlantının kcsildiğını de bildirdı. TogoDevlet Başkanı'na saMn • LOME(AA)-Togo Dev let Başkanı General Gnassingbe Eyadema'nın konutuna önceki gece silahh bır grup tarafından saldın düzenlendiği bildırildi. Yetkilıler, Devlet Başkanı'nınbaşkent Lome'dekı konutuna ağır silahlarla düzenlenen ve yaklaşık 45 dakika süren saldından yara almadan kurtulduğunu bildırdıler. Togo televizyonu saldında Genelkurmay Başkan Yardımcısı'nın öldüğünü kaydetti. Hükümetsaldınyı. roİcetatar ve ağır silahlar taşıyan "yabancılar'ın düzenlendiğini öne sürdü. ABD'den Atina'ya savaş uçağı • ATİNA(AA)-ABD'nin, Savunma İşbirliğı Anlaşması çerçevesınde Yunanistan'a vereceğı36adetA-7E Corsair tipı savaş uçağının ilk bölümü, Georgja eyaletındeki Jacksoville hava üssünde Yunan Hava Kuvvetlerine teslim edildi. Önümüzdeki günlerde Yunanistana getirilecek ilk parti A-7E savaş uçaklannın bakım ve onanmı ABD'de yapıldı. Sözkonusu uçaklann modern teknoloji ve ateş sistemleri ile donatıldıklan bildirildi. ABD, 36 adet A-7E Corsair savaş uçağinı aynı anlaşma çerçevesinde Yunanistan'a hibe olarak tahsisedıvor. Karabajj'da çatışmalap • MOSKOVA(AA)- Azerbaycan'ın Dağhk Karabağ bölgesinin kuzeyinde saldınlannı sürdüren Ermenilerile Azeri kuv\etleri arasındaki şiddetli carpışmalardevam ediyor. Turan Ajansı, bölgedeki ycrel yöneticilere dayanarak verdıği haberde, Ermenilerin Akdere kent merkezıne girebilmek içın dün başlattıklan yeni bir saldınnın daha püskürtüldüğûnü belirtti. Ermeni kaynaklannın. bölgedeki son çauşmalara ilişkinolarakTASS kanalıyla yayımlanan açıklamalannda da, bölgedeki çarpışmalarda Ermenilenn kayıplar verdikleri ve ilerlemeyi başaramadıklan doğrulandı. 2200 ABD askeri Kismayo'ya göndepiUi • MOGADİŞU(AA)- Somali'deki çokuluslu gûç içinde yer alan A BD askerlerinden 2200 deniz piyadesi, güneydekı liman kenti Kismayo'ya gönderildi. ABD komutasındaki çokuluslu gücün (UNİTAF) başkent Mogadişu'daki basın bürosu. biri USS Wasp uçak gemisi olmak ûzere toplam dört gemiden oluşan deniz amfibi gücünün. Somali'de catışan gnıplann Kismayo'ya birlikler gönderdiği yolunda haberler almması ûzerine bu kente gönderildiğini belirtti. Bu sabah Kismayo limaruna gelen gemilerdeki araçlar ve lojistik malzemenin indırilmesine başlandığı. uçaklann kent üzerinde ve çevresinde keşif uçuşlan yaptığı bildirildi. gosterisî• BONN(AA)- Almanya'da çelik endüstrisindeki kriz nedeniyle 20 bin kişinin toplu işten çıkanlmak istenmesini protesto etmek amaa ile dün Bonn'da 75 bin kişı protesto gösterisinde bulundu. Dortmund'dan salı gecesi yolaçıkan2000işçil75 kilometre yolu yayan 55 saatte kat ederek bugün Bonn'a geldi. Aynca 1300 otobüs ve çok sayıda özel tren seferleri ile Almanya'nın çeşitli kentlerinden 75 bin kişi Bonn'da toplandı. A\njpa'da sol partiler zorlamyor Sosyalist ve Sosyal Demokrat partiler, sağın karşısında doyurucu bir alternatif ortaya koyamıyor Dış Haberler Servisi - Avrupa'da bir süredir gözlenen bir olgu var: Sosyalist ya da Sosyal Demokrat partiler, sağ partilere karşı do> urucu bir alternatif oluşturamıyorlar. İngiltere"de Thatcherizm'ın sosyal dokuda yaptığı bü\ük tahribata karşın İşçı Partisi, muhafazakarlan iktidardan uzaklaştıramadı. Almanya'da Sosyal Demokrat Partı (SPD). Helmut Kohl hükümetine karsı yıllardır dov urucu biralternatif oluşturamıyor. Fransa'da ise geçen hafta yapılan seçimlerin ilk turunda Sosyalist Parti hezimete uğradı. Bu olgunun kuşkusuz çeşitli nedenleri var. Ömeğin Fransa"da Sosyalist Partisi"nın uzun süredir iktidarda kalmasının halkta bıkkınlık yarattığı, değişiklik özlemini gündeme getirdığı söylenebihr. Aynca çığgibi büyüyen işsızlıkle yolsuzluk şkandallannın da partiyi yıprattığı açık. İngiltere'de İşçi Partisi ile Almanya'da Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise bir tür "ideolojik boşluk" ıçindeler. Kapitalizmin parçası olmuş bu partiler. sistemin birçok \ anını eleştirmelerine karşın ortaya doyurucu biralternatif kov amıyorlar. Hastalığm tedavisi için sunduklan ilaçlan genelde kapitalizmin kendi kendini tedavi için kullandığı ilaçlar. Ne var ki Sosyal Demokratlar bu ilaçlannçoksulandınlmış şeklini sunduklanndan hastabk tedavi olamıyor. Bunun üzenne yığınlann dikkati sağ partilenn sunduğu ~acı ilaca" çevriüyor. Işin ilgınçyanı, sol partiler de iktidara geldiklerindeekonomk bunalımı atlatmak için seçim kampanyası sırasında yaptıklan vaatleri unutarak sağ partılenn reçetelerini kullanıyorlar. Bu olgunun iki somut örneği, Yunanistan'da Andreas Papandreu'nun PASOK'unun iktidarda ve Fransa'da Sosyalist Parti'nin işbaşında bulunduğu dönemde yaşandı. Gerek PASOK gerekse Fransız sosyalist partileri iktidara geldikten sonra ekonomik bunalımı aşabilmek için Margaret Thatcher'ın ekonomı politikasına çağnşım yapan "kemerleri sıkma" ve "sıkı para" politıkalan uyguladılar. Sol partilenn çevre, insan haklan gibi sav unduklan ilkelerin giderek sağ partiler tarafından benimsenmesi de solun elinden önemli kozlann kaçmasına yol açtı. Çumhuriyet muhabirleri Almanya, İngıltere ve Fransa açısından sorunu ırdelediler. ALMANYA kriz döneminde sağa bakıyor Kohl - İktidarını komyor DtLEK ZAPTÇ1OĞLL BERLlN - "Sosyal demokratlar halkın gözünde. ancak paylaşılacak bır şeyler varsa makbuldür. Ama ekonomınin kötüye gittığı. hazıne- nin boşaldığı dönemlerde halk "Bızı diıze ancak muhafazakarlar çıkartır' inancından hareketle oyu- nu sağ partilere vermeyi yeğler." Al- manya'da on iki yıldır iktidarda olan muhafazakar Kohl hükümeti- nin bütün yıpranmaya rağmen hala niçin tümüyle gözden düşmediğini Alman bir gazeteci böv le açıkbyor. Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD ne İngiİtere'deki İşçi Partisı gıbi ne de Fransız sosyalistleri gibi görece "radikal" tezler savunmuyor çoktandır. SPD kendisini, I959"da kabul ettiği Bad Godesberg prog- ramı uyannca "sosyalist" olarak de- ğil, "ortanın solunda bir kitle parti- si" olarak tanımlıyor ve başlıca he- defını refahın adilce paylaşünlması olarak niteliyor. Ama refah, ancak var olduğu «ürece adilce paylaştın- labıleceğinden kriz dönemlerinde gözler. kapitalızmde ekonomıden en ıyi anladığı varsayılan muhafaza- kar partilere. "ortanın sağına" çev- riüyor. Kohl dönemi Kohl hükümetinin iktidannda 1980'lerde Batı Almanya larihinin en mürefTeh döneminı yaşadı. "Sos- yal pazar ekonomisı" kavramıyla tanımlanan birsüreçti bu. Refahtan herkese pay düşüyor; zengjnleşen devlet toplumun en alt kademeleri- ne işsizlik parası, sosyal yardım gibi türlü ödeneklerle destek veriyor: çok ince dokunduğu söylenen sos- yal yardım aği herkesi kucaklar gö- rünüyordu. Almanya'nın ıhracata dayalı zenginliğı sürdükçe muhale- fetteki sosyal demokratlara sağın yapamadığını yapıp, geleceğe ilişkin vizyonlar üretmek kaldı. Ekoloji, nükleer enerjiyi terk, kadın-erkek eşitliği gibi alanlarda sosyal demok- ratlar sağa oranla daha ılen düşün- celiydi. Hatta savunduklan tezlerle Yeşiller Partisi'ni bile gereksiz hale getiriyorlardı. Berlin Duvan Eğer 1990'daki genel seçimlere Baü Almanya ahştığı koşullarda girseydi, SPD'nin muhafazakarlar- dan ıktidan devralacaği kesindi. Araa Berlin Duvan'nın yıkılışı Al- manya'nın bugününü ve gcleceğını birden değiştiriverdı. Duvar yıkıhp Doğu Almanya Baü'ya katıldıktan sonra küresel so- runlann da etkisiyle Almanya'da beklenmedik ekonomik sıkıntılar başgösterdi. Devlet, tarihinin en ağır borç yükü altına girdi. Doğu Avrupa'da açılan pazarlar orta ve uzun vadede Alman ekonomisine refah katacaksa da bugün önce içine gınlen görece darboğazdan çıkmak gerekıyor. Birleşmenin ve dünya konjonktürünün getirdiği sorunlara bir de Almanya'da geleneksel üre- tim dallannda başgösteren yapısal kriz ekleniyor. Demir-celık, kömür, makine sanayii gibi branşlar küçü- lüyor. İşsizler ordusu büyüyor. Bu şartlarda sorun refahın nasıl pay- laştınlacağı değil, refahın nasıl elde tutulacağı ve hatta Doğu Almanlar açısından refaha nasıl erişileceği ola- rak belirmekte. Gelecek yılkı genel seçimlerden Almanya. muhafaza- karla sosyal demokratlan birleşti- ren. Türkiye'de gibi bır "büyük koa- lisyon" beklıyor. SPD de adeta tek başına iktidara gelmekten korkar- casına cabalannı bu yönde yoğun- laştınyor. İktidarla muhalefet şim- diden aslı konularda ortak davranı- yorlar. Secmende ise bir "politika yorgunluğu" gözlenmekte. Kohl, on iki yıllık iktidann getirdiği doğal yıpranmadan muzdarip. Sosyalde- mokratlar bariz alternatıfler ürete- meyen, iktidarla işbirliğinı yeğleyen, kanzmatik lıderlerden yoksun zayıf bir partı görünümünde. Ve Alman seçmeni umutsuzluğu- nu şımdilik başka partilere oy vere- rek değil. hiç sandık başına gjtmeye- rek gösterme eğılimınde. Son anket- lere göre seçimlere kaülım oranı yüzde 70in altına düşebılecek. Devlete ve otoriteye bağlılığın had safhaya vardığı Almanya'da seç- men "en kutsal görevi" kabul ettiği seçme hakkıru kullanmıyorsa, de- mokratık partiler için tehlike çanlan en tiz seslerle çalıyor demek. İNGILTERE işçi Partisi ideolojik boşluk içinde EDİPEMtL ÖYMEN Fransı/ sosyalistlerinin renkli liderlerinden Michel Rocard'ın seçim kampanyası sırasında halka. oylannı sola vermeleri için yaptığı çağrı etkili olmadı. FRANSA Sol kendisinden bekleneni veremedi MtŞEL PERLMAN PARİS - Kamuoyu yokla- malannm meydana çıkardığı sonuçlar pazar günü bir kez da- ha doğruîandığı takdirde Fran- sız parlamento tarihi çoktandır tanık olunmarruş bir fırtınanuı izlerini uzun süre taşıyacak. 1981'de halkın büyük coşku- suyla iktidara gelen sol, şimdi adeta can çekışirken 5. cumhu- nyet döneminde, daha önce Fransa'yı yaklaşık 25 yıl yönet- miş sağ. 12 yıllık bır aradan sonra (1986-88 hariç) yeniden sahnede. Fransız seçmenınin genel olarak sola. özel olarak da sos- yalistlere ödettiği ağır faturanın ardında neler mı yatıyor? İşsiz- liklemücadelesindeki başansız- lık ve kamu yaşamında kendi- sinden beklenen siyasal ahlak ilkesını iyice geliştirip oturt- maktaki beceriksizliği. Fransızlann bugün nerede ise 3 milyona ulaşan işsizlik so- runu karşısındakı tutumunu doğuran nedenler karşısında nasıl bir korkuya kapıldıklannı anlamak için profesyonel göz- lemci olmaya hiç mi hiç ihtiyaç yok. 1981 mayısında ıktidara gelinirken yaşanan mutluluğun yaratıalan sol güçler, işsizlik canavannı yok edecek savaşçı görünümöne şrmişti. Şimdi ise boyunlar bükük, bu gelişmede "uluslararası ekonomik duru- mun etkıleri de var" demekle yetinıyorlar. Başarılan yok mu? François Mitterrand'ın, top- lam 2 cumhurbaşkanlığı döne- minde sol hükümetler salt başa- nsız mı oldu ekonomi alanın- da? Kuşkusuz hayır. Örneğin, > üzde 14 dolaylannda teslim al- dıklan enflasyon belasını yüzde 2 dolaylanna ındırmeyi başar- dılar. Frankı güçlü birpara ha- lıne getirdiler. sanayicileri vergi indirimı teşviki>le verimlilik alamnda sağlam bir duruma çı- karmaya çalıştılar. O kadar ki parti saflanyla mılıtan çevrele- nnde "Bizler hala sosyalist mi- yiz" şeklindeki eleştiri sorulan bıle yankılandı etrafta. Bu arada Fransa'nın sanayi üreüminin geçen şubat aymda yüzde 4'lük bir artış gösterdiği, Sosyalıst Ekonomı ve Maliye Bakanhğı tarafından açıklanır- ken kımi uzmanlann 1994'te gerçekleşmesı beklenen ekono- mik kalkmmaya pek de inan- madıklan gözleniyor. Bunun yaru sıra yaklaşık 230 milyar frankı bulacağı öne sürülen bütçe açığı da sanah bir etki yapmıvor değil. Siyasal ahlak alamnda, adli soruşturmalan hala süren yol- suzluk olaylan kamuoyunu olumsuz yönde etkilerken "AIDS'L kan olayı"nın yarattı- ği hava, ortalığı kanştırdı François Mitterrand- Ağır ye- niigiaMı. LONDRA - Ingil- tere'ye balçık gibi bu- laşan yapışkan ve çıkıp gitmek bilme- yen ekonomik dur- gunluğa çareyı, yıne de mecburen iktidar- daki Muhafazakar Parti'den başka bula- cak yok. Ovsa bu . . . .,„. ^.,. dertten ülkeyi, "sos- Major-Alternatıfsız >al vicdanı daha güçlü" ana muhalefet îşçi Partisi'nin kur- tarabileceği akla gelmeliydi. Ama hiç de öyle değil. "iktida- ra yürüyonız" diye diye iktidar olamayan fşçi Partisi. genel başkanını değiştirip eski liderin vardımcısı avukatı genel baş- kan seçince bır "ara dönem" havasına girdi. Partiye genç, atıkmcı, çağdaş bir dinamizm gerekiyordu oysa. 1979'dan bu yana kendi kendisi ile hesaplaş- maktan. seçmene seçilebılir gö- zükmeyen, ınandına olamayan İşçi Partisi. en azından 1996'ya kadar yeni bir genç lider üretip yeni ve carpıa reçeteler öne sür- mek zorunda. Tabii gelecek se- cime kadar iktidar partisi bir skandalla sarsıhr da bir erken seçim farz olursa, İşçi Parn'si*- nin bekleme süresi kısalabilir. Ancak iktidar partisi skandal- lara karşı bağışıklık kazandı. Hükümet. skandallara artık al- dırmıyor. Birbıri ardından açıklanan olumsuz ekonomik göstergeler, hızı kesılen tüketici talebi, nefe- si kesilen üretim, artıp duran iş- sizlik, kapanıp duran iş yerleri. İflas oranı bir yıl öncesine bakı- ^la yan yanya arttı. Küçük iş- letme sahipleri, orta boy giri- şimciler. ev sahibi orta sıruf ay- lardır güçlük içinde. İş yerlerini ve saün aldıklan evlerini finan- se etmeleri için sağ- ladıklan kredilerin faiz ödemeleri yü- zünden böyle bu. Banka ipoteği ile ev sahibi olmak için kredi alanlar, öde- me güçlüğüne dü- şüyor. Bu. artık ha- ber bile olmaktan çıktı. Bütün bu olum- suzluklan. İşçi Par- tisi'nin 1992 secimi öncesinde düzeltebileceği bek- lenüsi yaygındı. Bu beklentiyi, basın-yayın ve kamuoyu yokla- malan yansıtıyordu. Ama sec- men, iktidar partisini secmeye gelince durakladı. Muhafaza- kar Parti'ye desteğini büyük öl- çüde çekip bunu işciJere ak- tardı, ama partiyi iktidara getir- medi Muhafazakarlar 40 san- dalye kaybetti. İşciler 40 san- dalye kazandı. Ama yetmedi. İşçi Partisi'nin temel sorunu şu: İdeolojik boşluk içinde. Par- ti, 1979 seçim yenilgisi ardmdan soldan ortaya. ortadan da orta- nın sağına kaydı. Thatcher'ın başansını ızlemeye karar verdi. İşçi Partisi, iktidar yolunu ka- patuğına inandığı temel ilkele- rinden on yılda vazgeçti. Bir süre sonra "neye inandığı" an- laşılmaz hale geldi. Sadece sos- val vicdanı, Muhafazakar Par- ti'den ne de olsa daha güçlü ol- ması dışında partinin "öbürün- den" farkı kalmadı. İşçi sen- dikalan ile tarihsel ve gelenek- sel bağlannı zayıflattı. Tek yanlı silahsızlanmayı savundu, sonra vazgeçti. Amerikan üsle- rinin kaldınlmasını savundu, sonra vazgeçti. Devletçilikten özelleştirmeye kaydı. Doktri- ner sosyalizmden, sosyal des- tekli dev let kapitalizmine geçti. ATden cıkalım derken, AT'ye kalalım dedi. Güvenlik Konseyi, Denktaş ve Klerides'ten kısa süre içinde anlaşmaya varmalannı istedi Kıbrısk liderleri anlaşmaya çağırdı İZZETRIZAYALIN LEFKOŞA - Birleşmiş Milk-tler (BıYl) Güvenlik Konsevi, 30 martta New York'ta bir arava gelecek kıbrıslı lider- ler KKTC Cunihurbaşkanı Rauf Denk- taş ile Rum kesimi lideri Glafkos Kleri- des'ten kısa zamanda bir anlaşmaya varmalarını istedi. New York'a bu gece hareket edecek olan Denktaş. Lefkoşa'dan ayrılmadan önce, Ne» York'a bovunduruk altına gir- meye gitmediklerini. iki tarafın kendi rı- zasıyla bir sonuca varması gerektiğini söyledi. BM Güvenlik Konseyi, dün vaptığı toplantıdan sonra yavımladığı açıklama- da, Kıbnsiı liderlerden Genel Sekreter Butros Gali'nin "Düşünceler Dizisi" te- melinde olmak kavdıvla "en kısa zaman- da" görüşmeler voluvla karşıhklı kabul edilebilir bir çerçeve anlaşmasına varıl- masını istedi. Konsey, iki toplunı liderin- den, yakında başlatıİması öngörülen yeni tur görüşmelerde belirli bir ilerleme kav- dedilmesi için. Gali'yle iyi niyetle işbirİi- ğinde bulunması isteminde de bulundu. Kıbrıs'ta bugün vanlan durumun kabul edilemez olduğumı vurgulayan Konsey. Kıbns sonınunun bugünkü temelde çözü- me ulaşması için Genel Sekreter Gali'ye her türlü yardımı sağlamaya hazır ve ka- rarlı oMuklan belirtti. Açıklamada. 30 marttaki görüşmeden sonra Genel Sekreter'in Güvenlik Kon- seyi'ne bilgi »ermesi istenivor. Konsey'in bu açıklamasını bir gün ön- ceden yavımlayan Rum komünist AKEL partisinin yayın organı Haravgi gazetesi, açıklamav ı taraflara bir baskı olarak de- ğerlendirdi. Türk tarafında da Gmenlik Konseyi açıklamasının bir baskı unsuru içerdiği görüşünün hakim olduğu belirtildi. Bazı gözlemciler, Konsev'in tarafların uzlaş- maması durumunda Güvenlik Konseyi'- nin devreye girerek uzlaşma davatması unsurunu da içeren 789 savılı kararmı anımsatarak. son çağrınm bu karar çer- çevesinde değerlendirilebileceğini belirt- tiler. C linton: ABD kararlı Öte yandan ABD Başkanı Bill Clin- ton, kıbrıs'taki bölünmüşlüğe son verme konusunda kararlı olduğunu belirterek, "Kıbns sorunu çözülünceye kadar ABD konunun içinde olacak" dedi. Beyaz Sa- ray'ı dün zivaret eden Rum >e Yunan kökenli Amerikan tatandaşları ile gorû- şen Clinton, Kıbns sorununu Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Beyaz Saray'da Başbakan SüleyTnan Demirel ile de telefon görüşmesinde ele aldtğını söyledi. Bu arada KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş "30 Mart New York Görüşme- leri" öncesinde "Kıbrıs'taki Türk ve Rum-Yunan ordularının Beşparmak ve Trodos sıradağlannın gerisine çekilme- si" önerisine olumsuz yanıt verdi. Türk tarafı, Klerides'in Maraş konusundaki son önerilerini de gerçekçi bulmadı. KKTC yetkiiileri Rum tarafının görüş- lerini içeren veni bir belge ortaya çıkar- ma hazırlığı içinde olduğuna inanıvor. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş "New York'ta sürpriz olarak karşısına böyle bir belgenin çıkarılmaması gtrekti- ğini">ureulama>a başladı. * AZERBAYCAJV Gence'dekiisyan kansizsonaerdiMOSKOVA (AA) - Azer- rak çalışmayı kabul ettiğinibaycan'ın ikinci büyük kenti Gence'de, asi lider Suret Hüse- yinov'un önderliğindeki 200 askerin başlattığı isyanın sona erdiği bildiriliyor. Azerbaycan Cumhurbaş- kanlığı Sekreterliği'ndeki bir görevli. adının açıklanmaması koşuluyla yaptığı açıklamada, dün bütün gün devam eden gö- rüşmeler sonucunda isyancı askcrlenn silahlannı bıraktıkla- nnı ve asi lider Suret Hüseyi- nov "un da. Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey tarafından alandığı bir tanmsal sanayi iş- letmesinin genel müdürü ola- söyledi. Bu yetkilinın henüz başka kaynaklarca doğrulanmayan açıklamalanna göre. isyana as- kerler de. eylemleri dolayısıyla yargılanmama sözü karşıbğın- da Dağlık Karabağ'daki ön cephelere gönderilmeyi kabul ettiler. İsyanı sona erdirmek için gö- rüşmeleri sürdüren Cumhur- başkanlığı danışmanlan Penah Hüseyinov ve Necef Necefov'- un. Suret Hüseyinov'a, kendisi- ni tehdit ettiğini iddia ettiği İçiş- leri Bakanı Iskender Hamidov'a karşı herhangi bir güvence ve- np vermedıkleri bilinmiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle