Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 27 MART1993 CUMARTESİ
8 DIŞ HABERLER
Himflstan'da set
35ÖIÜ
• JAMML(AA)-
Hindistan'ın kuzeyinde
şıddetli yağışlardan meydana
gelen sellerde 35 kışinin
öldüğü bildırildi. Hindistan
Birleşik Haber Ajansı,
Jammu-Keşmir eyaletinde
son üç günde meydana gelen
şiddetli yağışlann ardmdan
oluşan sellerin Hani Gali
köyündeki evlerin
yıkılmasına yol açtığını, 4"ü
kadın ve 6'sı çocuk olmak
üzere, toplam 35 kışinin
hayatını kaybettiğini
, duyurdu. Ajans. yağış ve
seller nedeniyle bÖlgedekı
birçok köyle bağlantının
kcsildiğını de bildirdı.
TogoDevlet
Başkanı'na saMn
• LOME(AA)-Togo
Dev let Başkanı General
Gnassingbe Eyadema'nın
konutuna önceki gece silahh
bır grup tarafından saldın
düzenlendiği bildırildi.
Yetkilıler, Devlet
Başkanı'nınbaşkent
Lome'dekı konutuna ağır
silahlarla düzenlenen ve
yaklaşık 45 dakika süren
saldından yara almadan
kurtulduğunu bildırdıler.
Togo televizyonu saldında
Genelkurmay Başkan
Yardımcısı'nın öldüğünü
kaydetti. Hükümetsaldınyı.
roİcetatar ve ağır silahlar
taşıyan "yabancılar'ın
düzenlendiğini öne sürdü.
ABD'den Atina'ya
savaş uçağı
• ATİNA(AA)-ABD'nin,
Savunma İşbirliğı Anlaşması
çerçevesınde Yunanistan'a
vereceğı36adetA-7E
Corsair tipı savaş uçağının
ilk bölümü, Georgja
eyaletındeki Jacksoville hava
üssünde Yunan Hava
Kuvvetlerine teslim edildi.
Önümüzdeki günlerde
Yunanistana getirilecek ilk
parti A-7E savaş uçaklannın
bakım ve onanmı ABD'de
yapıldı. Sözkonusu
uçaklann modern teknoloji
ve ateş sistemleri ile
donatıldıklan bildirildi.
ABD, 36 adet A-7E Corsair
savaş uçağinı aynı anlaşma
çerçevesinde Yunanistan'a
hibe olarak tahsisedıvor.
Karabajj'da
çatışmalap
• MOSKOVA(AA)-
Azerbaycan'ın Dağhk
Karabağ bölgesinin
kuzeyinde saldınlannı
sürdüren Ermenilerile Azeri
kuv\etleri arasındaki şiddetli
carpışmalardevam ediyor.
Turan Ajansı, bölgedeki
ycrel yöneticilere dayanarak
verdıği haberde, Ermenilerin
Akdere kent merkezıne
girebilmek içın dün
başlattıklan yeni bir
saldınnın daha
püskürtüldüğûnü belirtti.
Ermeni kaynaklannın.
bölgedeki son çauşmalara
ilişkinolarakTASS
kanalıyla yayımlanan
açıklamalannda da,
bölgedeki çarpışmalarda
Ermenilenn kayıplar
verdikleri ve ilerlemeyi
başaramadıklan doğrulandı.
2200 ABD askeri
Kismayo'ya
göndepiUi
• MOGADİŞU(AA)-
Somali'deki çokuluslu gûç
içinde yer alan A BD
askerlerinden 2200 deniz
piyadesi, güneydekı liman
kenti Kismayo'ya gönderildi.
ABD komutasındaki
çokuluslu gücün (UNİTAF)
başkent Mogadişu'daki
basın bürosu. biri USS Wasp
uçak gemisi olmak ûzere
toplam dört gemiden oluşan
deniz amfibi gücünün.
Somali'de catışan gnıplann
Kismayo'ya birlikler
gönderdiği yolunda haberler
almması ûzerine bu kente
gönderildiğini belirtti. Bu
sabah Kismayo limaruna
gelen gemilerdeki araçlar ve
lojistik malzemenin
indırilmesine başlandığı.
uçaklann kent üzerinde ve
çevresinde keşif uçuşlan
yaptığı bildirildi.
gosterisî• BONN(AA)-
Almanya'da çelik
endüstrisindeki kriz
nedeniyle 20 bin kişinin toplu
işten çıkanlmak istenmesini
protesto etmek amaa ile dün
Bonn'da 75 bin kişı protesto
gösterisinde bulundu.
Dortmund'dan salı gecesi
yolaçıkan2000işçil75
kilometre yolu yayan 55
saatte kat ederek bugün
Bonn'a geldi. Aynca 1300
otobüs ve çok sayıda özel
tren seferleri ile Almanya'nın
çeşitli kentlerinden 75 bin kişi
Bonn'da toplandı.
A\njpa'da sol partiler zorlamyor
Sosyalist ve Sosyal Demokrat partiler, sağın karşısında doyurucu bir alternatif ortaya koyamıyor
Dış Haberler Servisi - Avrupa'da bir
süredir gözlenen bir olgu var:
Sosyalist ya da Sosyal Demokrat partiler,
sağ partilere karşı do> urucu bir alternatif
oluşturamıyorlar. İngiltere"de
Thatcherizm'ın sosyal dokuda yaptığı
bü\ük tahribata karşın İşçı Partisi,
muhafazakarlan iktidardan
uzaklaştıramadı. Almanya'da Sosyal
Demokrat Partı (SPD). Helmut
Kohl hükümetine karsı yıllardır
dov urucu biralternatif
oluşturamıyor.
Fransa'da ise geçen hafta yapılan
seçimlerin ilk turunda Sosyalist Parti
hezimete uğradı. Bu olgunun kuşkusuz
çeşitli nedenleri var. Ömeğin Fransa"da
Sosyalist Partisi"nın uzun süredir
iktidarda kalmasının halkta bıkkınlık
yarattığı, değişiklik özlemini gündeme
getirdığı söylenebihr. Aynca çığgibi
büyüyen işsızlıkle yolsuzluk
şkandallannın da partiyi yıprattığı açık.
İngiltere'de İşçi Partisi ile Almanya'da
Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise bir tür
"ideolojik boşluk" ıçindeler. Kapitalizmin
parçası olmuş bu partiler. sistemin birçok
\ anını eleştirmelerine karşın ortaya
doyurucu biralternatif
kov amıyorlar. Hastalığm tedavisi için
sunduklan ilaçlan genelde kapitalizmin
kendi kendini tedavi için kullandığı
ilaçlar. Ne var ki Sosyal Demokratlar bu
ilaçlannçoksulandınlmış şeklini
sunduklanndan hastabk tedavi olamıyor.
Bunun üzenne yığınlann dikkati sağ
partilenn sunduğu ~acı ilaca" çevriüyor.
Işin ilgınçyanı, sol partiler de iktidara
geldiklerindeekonomk bunalımı
atlatmak için seçim kampanyası
sırasında yaptıklan vaatleri unutarak sağ
partılenn reçetelerini kullanıyorlar. Bu
olgunun iki somut örneği, Yunanistan'da
Andreas Papandreu'nun PASOK'unun
iktidarda ve Fransa'da Sosyalist
Parti'nin işbaşında bulunduğu dönemde
yaşandı. Gerek PASOK gerekse
Fransız sosyalist partileri iktidara
geldikten sonra ekonomik bunalımı
aşabilmek için Margaret Thatcher'ın
ekonomı politikasına çağnşım yapan
"kemerleri sıkma" ve "sıkı para"
politıkalan uyguladılar.
Sol partilenn çevre, insan haklan gibi
sav unduklan ilkelerin giderek sağ partiler
tarafından benimsenmesi de solun elinden
önemli kozlann kaçmasına yol açtı.
Çumhuriyet muhabirleri Almanya,
İngıltere ve Fransa açısından sorunu
ırdelediler.
ALMANYA
kriz döneminde sağa bakıyor
Kohl - İktidarını komyor
DtLEK ZAPTÇ1OĞLL
BERLlN - "Sosyal demokratlar
halkın gözünde. ancak paylaşılacak
bır şeyler varsa makbuldür. Ama
ekonomınin kötüye gittığı. hazıne-
nin boşaldığı dönemlerde halk "Bızı
diıze ancak muhafazakarlar
çıkartır' inancından hareketle oyu-
nu sağ partilere vermeyi yeğler." Al-
manya'da on iki yıldır iktidarda
olan muhafazakar Kohl hükümeti-
nin bütün yıpranmaya rağmen hala
niçin tümüyle gözden düşmediğini
Alman bir gazeteci böv le açıkbyor.
Alman Sosyal Demokrat Partisi
SPD ne İngiİtere'deki İşçi Partisı
gıbi ne de Fransız sosyalistleri gibi
görece "radikal" tezler savunmuyor
çoktandır. SPD kendisini, I959"da
kabul ettiği Bad Godesberg prog-
ramı uyannca "sosyalist" olarak de-
ğil, "ortanın solunda bir kitle parti-
si" olarak tanımlıyor ve başlıca he-
defını refahın adilce paylaşünlması
olarak niteliyor. Ama refah, ancak
var olduğu «ürece adilce paylaştın-
labıleceğinden kriz dönemlerinde
gözler. kapitalızmde ekonomıden
en ıyi anladığı varsayılan muhafaza-
kar partilere. "ortanın sağına" çev-
riüyor.
Kohl dönemi
Kohl hükümetinin iktidannda
1980'lerde Batı Almanya larihinin
en mürefTeh döneminı yaşadı. "Sos-
yal pazar ekonomisı" kavramıyla
tanımlanan birsüreçti bu. Refahtan
herkese pay düşüyor; zengjnleşen
devlet toplumun en alt kademeleri-
ne işsizlik parası, sosyal yardım gibi
türlü ödeneklerle destek veriyor:
çok ince dokunduğu söylenen sos-
yal yardım aği herkesi kucaklar gö-
rünüyordu. Almanya'nın ıhracata
dayalı zenginliğı sürdükçe muhale-
fetteki sosyal demokratlara sağın
yapamadığını yapıp, geleceğe ilişkin
vizyonlar üretmek kaldı. Ekoloji,
nükleer enerjiyi terk, kadın-erkek
eşitliği gibi alanlarda sosyal demok-
ratlar sağa oranla daha ılen düşün-
celiydi. Hatta savunduklan tezlerle
Yeşiller Partisi'ni bile gereksiz hale
getiriyorlardı.
Berlin Duvan
Eğer 1990'daki genel seçimlere
Baü Almanya ahştığı koşullarda
girseydi, SPD'nin muhafazakarlar-
dan ıktidan devralacaği kesindi.
Araa Berlin Duvan'nın yıkılışı Al-
manya'nın bugününü ve gcleceğını
birden değiştiriverdı.
Duvar yıkıhp Doğu Almanya
Baü'ya katıldıktan sonra küresel so-
runlann da etkisiyle Almanya'da
beklenmedik ekonomik sıkıntılar
başgösterdi. Devlet, tarihinin en
ağır borç yükü altına girdi. Doğu
Avrupa'da açılan pazarlar orta ve
uzun vadede Alman ekonomisine
refah katacaksa da bugün önce içine
gınlen görece darboğazdan çıkmak
gerekıyor. Birleşmenin ve dünya
konjonktürünün getirdiği sorunlara
bir de Almanya'da geleneksel üre-
tim dallannda başgösteren yapısal
kriz ekleniyor. Demir-celık, kömür,
makine sanayii gibi branşlar küçü-
lüyor. İşsizler ordusu büyüyor. Bu
şartlarda sorun refahın nasıl pay-
laştınlacağı değil, refahın nasıl elde
tutulacağı ve hatta Doğu Almanlar
açısından refaha nasıl erişileceği ola-
rak belirmekte. Gelecek yılkı genel
seçimlerden Almanya. muhafaza-
karla sosyal demokratlan birleşti-
ren. Türkiye'de gibi bır "büyük koa-
lisyon" beklıyor. SPD de adeta tek
başına iktidara gelmekten korkar-
casına cabalannı bu yönde yoğun-
laştınyor. İktidarla muhalefet şim-
diden aslı konularda ortak davranı-
yorlar. Secmende ise bir "politika
yorgunluğu" gözlenmekte. Kohl,
on iki yıllık iktidann getirdiği doğal
yıpranmadan muzdarip. Sosyalde-
mokratlar bariz alternatıfler ürete-
meyen, iktidarla işbirliğinı yeğleyen,
kanzmatik lıderlerden yoksun zayıf
bir partı görünümünde.
Ve Alman seçmeni umutsuzluğu-
nu şımdilik başka partilere oy vere-
rek değil. hiç sandık başına gjtmeye-
rek gösterme eğılimınde. Son anket-
lere göre seçimlere kaülım oranı
yüzde 70in altına düşebılecek.
Devlete ve otoriteye bağlılığın had
safhaya vardığı Almanya'da seç-
men "en kutsal görevi" kabul ettiği
seçme hakkıru kullanmıyorsa, de-
mokratık partiler için tehlike çanlan
en tiz seslerle çalıyor demek.
İNGILTERE
işçi Partisi
ideolojik
boşluk içinde
EDİPEMtL
ÖYMEN
Fransı/ sosyalistlerinin renkli liderlerinden Michel Rocard'ın seçim kampanyası sırasında halka. oylannı sola vermeleri için yaptığı çağrı etkili olmadı.
FRANSA
Sol kendisinden bekleneni veremedi
MtŞEL PERLMAN
PARİS - Kamuoyu yokla-
malannm meydana çıkardığı
sonuçlar pazar günü bir kez da-
ha doğruîandığı takdirde Fran-
sız parlamento tarihi çoktandır
tanık olunmarruş bir fırtınanuı
izlerini uzun süre taşıyacak.
1981'de halkın büyük coşku-
suyla iktidara gelen sol, şimdi
adeta can çekışirken 5. cumhu-
nyet döneminde, daha önce
Fransa'yı yaklaşık 25 yıl yönet-
miş sağ. 12 yıllık bır aradan
sonra (1986-88 hariç) yeniden
sahnede.
Fransız seçmenınin genel
olarak sola. özel olarak da sos-
yalistlere ödettiği ağır faturanın
ardında neler mı yatıyor? İşsiz-
liklemücadelesindeki başansız-
lık ve kamu yaşamında kendi-
sinden beklenen siyasal ahlak
ilkesını iyice geliştirip oturt-
maktaki beceriksizliği.
Fransızlann bugün nerede
ise 3 milyona ulaşan işsizlik so-
runu karşısındakı tutumunu
doğuran nedenler karşısında
nasıl bir korkuya kapıldıklannı
anlamak için profesyonel göz-
lemci olmaya hiç mi hiç ihtiyaç
yok. 1981 mayısında ıktidara
gelinirken yaşanan mutluluğun
yaratıalan sol güçler, işsizlik
canavannı yok edecek savaşçı
görünümöne şrmişti. Şimdi ise
boyunlar bükük, bu gelişmede
"uluslararası ekonomik duru-
mun etkıleri de var" demekle
yetinıyorlar.
Başarılan yok mu?
François Mitterrand'ın, top-
lam 2 cumhurbaşkanlığı döne-
minde sol hükümetler salt başa-
nsız mı oldu ekonomi alanın-
da? Kuşkusuz hayır. Örneğin,
> üzde 14 dolaylannda teslim al-
dıklan enflasyon belasını yüzde
2 dolaylanna ındırmeyi başar-
dılar. Frankı güçlü birpara ha-
lıne getirdiler. sanayicileri vergi
indirimı teşviki>le verimlilik
alamnda sağlam bir duruma çı-
karmaya çalıştılar. O kadar ki
parti saflanyla mılıtan çevrele-
nnde "Bizler hala sosyalist mi-
yiz" şeklindeki eleştiri sorulan
bıle yankılandı etrafta.
Bu arada Fransa'nın sanayi
üreüminin geçen şubat aymda
yüzde 4'lük bir artış gösterdiği,
Sosyalıst Ekonomı ve Maliye
Bakanhğı tarafından açıklanır-
ken kımi uzmanlann 1994'te
gerçekleşmesı beklenen ekono-
mik kalkmmaya pek de inan-
madıklan gözleniyor. Bunun
yaru sıra yaklaşık 230 milyar
frankı bulacağı öne sürülen
bütçe açığı da sanah bir etki
yapmıvor değil.
Siyasal ahlak alamnda, adli
soruşturmalan hala süren yol-
suzluk olaylan kamuoyunu
olumsuz yönde etkilerken
"AIDS'L kan olayı"nın yarattı-
ği hava, ortalığı kanştırdı
François Mitterrand- Ağır ye-
niigiaMı.
LONDRA - Ingil-
tere'ye balçık gibi bu-
laşan yapışkan ve
çıkıp gitmek bilme-
yen ekonomik dur-
gunluğa çareyı, yıne
de mecburen iktidar-
daki Muhafazakar
Parti'den başka bula-
cak yok. Ovsa bu . . . .,„. ^.,.
dertten ülkeyi, "sos- Major-Alternatıfsız
>al vicdanı daha güçlü" ana
muhalefet îşçi Partisi'nin kur-
tarabileceği akla gelmeliydi.
Ama hiç de öyle değil. "iktida-
ra yürüyonız" diye diye iktidar
olamayan fşçi Partisi. genel
başkanını değiştirip eski liderin
vardımcısı avukatı genel baş-
kan seçince bır "ara dönem"
havasına girdi. Partiye genç,
atıkmcı, çağdaş bir dinamizm
gerekiyordu oysa. 1979'dan bu
yana kendi kendisi ile hesaplaş-
maktan. seçmene seçilebılir gö-
zükmeyen, ınandına olamayan
İşçi Partisi. en azından 1996'ya
kadar yeni bir genç lider üretip
yeni ve carpıa reçeteler öne sür-
mek zorunda. Tabii gelecek se-
cime kadar iktidar partisi bir
skandalla sarsıhr da bir erken
seçim farz olursa, İşçi Parn'si*-
nin bekleme süresi kısalabilir.
Ancak iktidar partisi skandal-
lara karşı bağışıklık kazandı.
Hükümet. skandallara artık al-
dırmıyor.
Birbıri ardından açıklanan
olumsuz ekonomik göstergeler,
hızı kesılen tüketici talebi, nefe-
si kesilen üretim, artıp duran iş-
sizlik, kapanıp duran iş yerleri.
İflas oranı bir yıl öncesine bakı-
^la yan yanya arttı. Küçük iş-
letme sahipleri, orta boy giri-
şimciler. ev sahibi orta sıruf ay-
lardır güçlük içinde. İş yerlerini
ve saün aldıklan evlerini finan-
se etmeleri için sağ-
ladıklan kredilerin
faiz ödemeleri yü-
zünden böyle bu.
Banka ipoteği ile ev
sahibi olmak için
kredi alanlar, öde-
me güçlüğüne dü-
şüyor. Bu. artık ha-
ber bile olmaktan
çıktı.
Bütün bu olum-
suzluklan. İşçi Par-
tisi'nin 1992 secimi
öncesinde düzeltebileceği bek-
lenüsi yaygındı. Bu beklentiyi,
basın-yayın ve kamuoyu yokla-
malan yansıtıyordu. Ama sec-
men, iktidar partisini secmeye
gelince durakladı. Muhafaza-
kar Parti'ye desteğini büyük öl-
çüde çekip bunu işciJere ak-
tardı, ama partiyi iktidara getir-
medi Muhafazakarlar 40 san-
dalye kaybetti. İşciler 40 san-
dalye kazandı. Ama yetmedi.
İşçi Partisi'nin temel sorunu
şu: İdeolojik boşluk içinde. Par-
ti, 1979 seçim yenilgisi ardmdan
soldan ortaya. ortadan da orta-
nın sağına kaydı. Thatcher'ın
başansını ızlemeye karar verdi.
İşçi Partisi, iktidar yolunu ka-
patuğına inandığı temel ilkele-
rinden on yılda vazgeçti. Bir
süre sonra "neye inandığı" an-
laşılmaz hale geldi. Sadece sos-
val vicdanı, Muhafazakar Par-
ti'den ne de olsa daha güçlü ol-
ması dışında partinin "öbürün-
den" farkı kalmadı. İşçi sen-
dikalan ile tarihsel ve gelenek-
sel bağlannı zayıflattı. Tek
yanlı silahsızlanmayı savundu,
sonra vazgeçti. Amerikan üsle-
rinin kaldınlmasını savundu,
sonra vazgeçti. Devletçilikten
özelleştirmeye kaydı. Doktri-
ner sosyalizmden, sosyal des-
tekli dev let kapitalizmine geçti.
ATden cıkalım derken, AT'ye
kalalım dedi.
Güvenlik Konseyi, Denktaş ve Klerides'ten kısa süre içinde anlaşmaya varmalannı istedi
Kıbrısk liderleri anlaşmaya çağırdı
İZZETRIZAYALIN
LEFKOŞA - Birleşmiş Milk-tler
(BıYl) Güvenlik Konsevi, 30 martta New
York'ta bir arava gelecek kıbrıslı lider-
ler KKTC Cunihurbaşkanı Rauf Denk-
taş ile Rum kesimi lideri Glafkos Kleri-
des'ten kısa zamanda bir anlaşmaya
varmalarını istedi.
New York'a bu gece hareket edecek
olan Denktaş. Lefkoşa'dan ayrılmadan
önce, Ne» York'a bovunduruk altına gir-
meye gitmediklerini. iki tarafın kendi rı-
zasıyla bir sonuca varması gerektiğini
söyledi.
BM Güvenlik Konseyi, dün vaptığı
toplantıdan sonra yavımladığı açıklama-
da, Kıbnsiı liderlerden Genel Sekreter
Butros Gali'nin "Düşünceler Dizisi" te-
melinde olmak kavdıvla "en kısa zaman-
da" görüşmeler voluvla karşıhklı kabul
edilebilir bir çerçeve anlaşmasına varıl-
masını istedi. Konsey, iki toplunı liderin-
den, yakında başlatıİması öngörülen yeni
tur görüşmelerde belirli bir ilerleme kav-
dedilmesi için. Gali'yle iyi niyetle işbirİi-
ğinde bulunması isteminde de bulundu.
Kıbrıs'ta bugün vanlan durumun kabul
edilemez olduğumı vurgulayan Konsey.
Kıbns sonınunun bugünkü temelde çözü-
me ulaşması için Genel Sekreter Gali'ye
her türlü yardımı sağlamaya hazır ve ka-
rarlı oMuklan belirtti.
Açıklamada. 30 marttaki görüşmeden
sonra Genel Sekreter'in Güvenlik Kon-
seyi'ne bilgi »ermesi istenivor.
Konsey'in bu açıklamasını bir gün ön-
ceden yavımlayan Rum komünist AKEL
partisinin yayın organı Haravgi gazetesi,
açıklamav ı taraflara bir baskı olarak de-
ğerlendirdi.
Türk tarafında da Gmenlik Konseyi
açıklamasının bir baskı unsuru içerdiği
görüşünün hakim olduğu belirtildi. Bazı
gözlemciler, Konsev'in tarafların uzlaş-
maması durumunda Güvenlik Konseyi'-
nin devreye girerek uzlaşma davatması
unsurunu da içeren 789 savılı kararmı
anımsatarak. son çağrınm bu karar çer-
çevesinde değerlendirilebileceğini belirt-
tiler.
C linton: ABD kararlı
Öte yandan ABD Başkanı Bill Clin-
ton, kıbrıs'taki bölünmüşlüğe son verme
konusunda kararlı olduğunu belirterek,
"Kıbns sorunu çözülünceye kadar ABD
konunun içinde olacak" dedi. Beyaz Sa-
ray'ı dün zivaret eden Rum >e Yunan
kökenli Amerikan tatandaşları ile gorû-
şen Clinton, Kıbns sorununu Türkiye
Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Beyaz
Saray'da Başbakan SüleyTnan Demirel
ile de telefon görüşmesinde ele aldtğını
söyledi.
Bu arada KKTC Cumhurbaşkanı
Denktaş "30 Mart New York Görüşme-
leri" öncesinde "Kıbrıs'taki Türk ve
Rum-Yunan ordularının Beşparmak ve
Trodos sıradağlannın gerisine çekilme-
si" önerisine olumsuz yanıt verdi. Türk
tarafı, Klerides'in Maraş konusundaki
son önerilerini de gerçekçi bulmadı.
KKTC yetkiiileri Rum tarafının görüş-
lerini içeren veni bir belge ortaya çıkar-
ma hazırlığı içinde olduğuna inanıvor.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş
"New York'ta sürpriz olarak karşısına
böyle bir belgenin çıkarılmaması gtrekti-
ğini">ureulama>a başladı. *
AZERBAYCAJV
Gence'dekiisyan
kansizsonaerdiMOSKOVA (AA) - Azer- rak çalışmayı kabul ettiğinibaycan'ın ikinci büyük kenti
Gence'de, asi lider Suret Hüse-
yinov'un önderliğindeki 200
askerin başlattığı isyanın sona
erdiği bildiriliyor.
Azerbaycan Cumhurbaş-
kanlığı Sekreterliği'ndeki bir
görevli. adının açıklanmaması
koşuluyla yaptığı açıklamada,
dün bütün gün devam eden gö-
rüşmeler sonucunda isyancı
askcrlenn silahlannı bıraktıkla-
nnı ve asi lider Suret Hüseyi-
nov "un da. Cumhurbaşkanı
Ebulfez Elçibey tarafından
alandığı bir tanmsal sanayi iş-
letmesinin genel müdürü ola-
söyledi.
Bu yetkilinın henüz başka
kaynaklarca doğrulanmayan
açıklamalanna göre. isyana as-
kerler de. eylemleri dolayısıyla
yargılanmama sözü karşıbğın-
da Dağlık Karabağ'daki ön
cephelere gönderilmeyi kabul
ettiler.
İsyanı sona erdirmek için gö-
rüşmeleri sürdüren Cumhur-
başkanlığı danışmanlan Penah
Hüseyinov ve Necef Necefov'-
un. Suret Hüseyinov'a, kendisi-
ni tehdit ettiğini iddia ettiği İçiş-
leri Bakanı Iskender Hamidov'a
karşı herhangi bir güvence ve-
np vermedıkleri bilinmiyor.