29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 14 CUMHURİYET 27 MART1993 CUMARTESİ DIZI YAZI Nurculuğun Başkaldıran Kolu Aczmendiler AYDIN ENGIN Aziz Nesin'i ne yapnı_ J_ ı_^ıŞeyh Hacı Müslim: Inancı bozuksa onunla ayrı hesaplaşınz. Gideriz, onu konuşuruz. İnşaallah ohu tevhid'e getiririz. Yahut biz yanlışsak o bizi ateist yapar. Dahili cihat böyle olur. Şe>h Hacı Müslim - Bu bir tekeffül (kc- fil olmak). Yanlış çıkarsa bu dediğim. o gün gcldiğinde ben ölmüş olursam. gel kabrime söyle. - Peki. siz şiddeti reddedhorsunuz. Zo- runlu. mecbur kalmadıkça şiddeti reddedi- yorsunuz. Oysa İslamda cihad var. İslanv da flituhat. Müslüman olmayan lükeleri fethetme >ar. Değil mi? Şeyh Hacı Müslim - Evct. cvet. var. - Ama cihad da flituhat da ister istemez zor ile zor kullanmakla. şiddetle, küıç zo- nıyla. topla tüfekle ilintili. Bunu nasıl bağ- daştırıyorsunuz? ŞeyhHacı Müslim-Efcndımcıhat. . Bır insanın kendı. nefsıne uyguladığı ıcrbiye ctmc sistcmindcn başlar. bir imparaıorlu- ğun üç yüz bın kişilik ordu kaldınp A\ ru- pa'yı altüst etmesine kadar sının gcnişür. Hatla en büyük cihal. insanın kcndi nefsi- nc karşı yapuğı cıhaUır. Bu. hadis-i şerifle sabitlir. - Beıtim sorum bu değil ama. Şeyh Hacı Müslim - Biliyorum. Şimdi dahilin cihadı başkadır. haricin başkadır. Biz bunu böylc köru körüne söylemiyo- ruz. Harici düşmanın istilasında takınıla- cak lavır başkadır. Kcndi kardcşinin yanlışa gitliğınden dolayı. ona karşı cihat clmck mccbunyclini hissctmek başkadır. Bu mcmlekcuc ku\vct kullanıp kimi öl- düreccksin? Söylc hcle kimi? Mescla Aziz Ncsin diyorlar değil mi? Niyc öldürcsin Aziz Nesin'i yahu? Adam bu vatanı valan kabul ctmiş. "Bcn başka ycri scvmiyo- rum. burayı scviyorum" diyor. Öyle mi? Kardcşimdir. valandaşımdır yani. İnancı bozuksa onunla ayn hesaplaşınz, Gide- riz. onu konuşuruz. İnşaallah onu tev- hid'c gctiriri/. Yahul da biz yanlışsak o bızi aleisl yapar. Dahili cihat böyle olur. Öylc adam öldürmcyle... Yok canım. Onun için bu nokta-ı nazardan ben dıyo- rum: Bu devlcl elıni kandan çcksin! Çek- sin... Bu dcvlct clini kandan çcksin. Bu. yol dcğildir. Kürtlcri. öldürmcyle bttirc- mczlcr. Şarkı öldüimcylcn biıircmczlcr. Bu. yol değildir. - Peki, o konuya ben de geleceğim. Ama önce başka bir şey söylemck istivonım. Si- zin bu şiddet üstüne, fetih üstüne, cihad üs- tüne söyledikleriniz, öteki İslam tarikatla- nnın ileri gelenlerince filan böyle söylenmi- yor. Sizin gibi açık secik bir şeyler duymak pek miimkün olmuyor onlarla konusuldu- ğunda. Nedir aranızdaki fark? Şeyh Hacı Müslim - Şimdi kültürel bcs- lcnmc noklalan değişik. Bu söyledikleri- min hiçbıri kendi kafamdan konuşma- maya gayrct ettiğim içindir. Rısalc-i Nur'- un kültürü ıle konuşuyorum. Biz Risale-i Nur'u ahir zamanın (günümüzün) netice- yc götürücü. vah>-i ılahidcn mülhcm (il- ham alan) olarak ortaya çıkmış bır escri olarak görüyoruz \c onun koyduğu düs- turlarda nctıccalıyor. Bu fiilcn degörülü- yor... Bak mesela. gidiyor polisi vuruyor biri. Oldu mu? Polisi \urmak kolay. Alt tarafı iki mermı. Üçcr yüz. bcşer yüz lira- dan nc yapar... Işte öldü polis. Gıt ba- kalım onun evini dinle. Binsinin günahı ile başkası cezalandınlmaz. Polıs diyelim yanlış yaptı. Eyi peki. oğlunun negünahı var? Kansınınne günahı var? Dahili cihat ikna ile olur. icbar ıle olmaz. Biz oturur konuşuruz. Bak scninleoturupkonuşuyo- ruz. Anlaşıyoruz. Sen benim dediğimi anlıvorsun. bcn senın sorduğunu anlıvo- Birsiyasipartigibi: Tüzük veProgram Aczmcndi larikatı bir yandan polıtika- dan uzak duruyor. siyasal alanda at koştu- ran Müslümanlariçin"Allah kurlarsın"dı- lcğınde bulunuyor: ama ötc yandan •"lüzıik ve program'ı var. Tıpkı bir siyası parti gibi Programlannın adı: Program. Tüzüklcrine "Usûl-ü Risale-i Nur" adını lakmışlar. Bıldığirniz siyasi partilcrdc olduğu gibi. Aczmendilerin lüzüğü de kısıı bır kitapçı- klan ibaret. Buna karşılık programları (tıpkı bildiğınıız siyasi partilcrdc olduğu gibi) oldukça kalın bir kitap. Gerek "Tüzük"ie. gereksc •"Program"da Şc>h Hacı Müslim Gündüz. Nurculuğun öteki kollanyla serl bir tarlışmaya. uzlaş- masız bır "polcmığc" gınşiyor. Özellikle "Program"da Nurculuğun bir tankat oldu- ğu vc hcr tarikal gibi bir mürşıdı (Mürşid: Yol göstcren. aydınlalan) olması gcrcktiği savunuluyor. Kcndilcrinc "Risale-i Nur Talebcleri" adını lakan Nurcular arasında bu tarıışnıa noklalan eok önemli. Bugün Nureu önder- ler hem "Nurculuğun bir larıkat olduğu" sa\ına. hem de Said-ı Nursiden sonra. onun yerine geceeek bir "Mürşid"e kesin- lıkie karsı eıîuyorlar. Aczmendiler ise bu konuda Saıd-i Nursi'niıı kıuplanndan bıkıp usanmudan alıntılar yaparak sav- lannı kanıllamaya ealışıyorlar. Bu arada karşıtlannı da "İslama vc Nurculuk ilkeleri- ne aykın yaşamak"la ele^tırcrek oııları. dünya zcvklcrine dalıp Nurculuğun hcdcl- lennfunutmaklasuçluyor. Rahat ve\arlıklı e\lcr. uHcvizyon seyredilert >alonlar. ksdr- nlannın çarşaf vc pcce yerıne •geniş bır manuVilcörlünmclcrincgö/vuiTima. . Bu- tiinbunlargcrck"Tüzük"te. gereksc "Prog- Tarik-ı Aczmendi Tslblk»tır«Jan Tüzük (solda) ve Program''ın kapaklannda a> nı desen y er alıy or. Burada. Risale-i Nur'un ya/ılmasınabaşlanan 1926'danSaid-iNursTninöldüğü 1%0'a kadar Nurculuk hareketi- nin dümdüs >e ışıklı bir yolda girtiği, 1960'tan I986'ya kadar /ik/aklı >e karanlık birçizgi izlediği >e Aczmendi tarikatının kurulduğu 1986'dan itibarense ışıklı (nuriu ?) yola yeniden giriMiği. üstelik bu kez gitgide genişleyen bir yolda olunduğu \urgulanıyor. ram'da kıyasıya eleştırılıyorvc bueleşimler doğal olarak varlıklı Nurcuları ıcdirgın edı- yor. Helc hclc Ac/nıcndı Şcyhı Hacı Müs- İım Uüııdü/ün kendisme mürşid olarak "biad vc itaai edilnıcsinı" Ntemcsi Nurcu sallaniıı karı^iırıvor Bu nedenle Nurcu önderlcr. Ac/mcndilc- loraa oıumugu >urguıanıyor. ri "yok saymaya". önemsizmıs gibi göster- meye çabalarlarken. Aczmendiler de "Anı- ıkabır yurüyüşü" gıbı göstcri^lı eylcmlerlc. ılümv, kılıklunyUı dikkav^vp bttnTch otarak tkabır yurüyü^ü gibi göstcri^l eylcmlrlc. ılüinv, kılıklunyUı dikkav^vp bttnTçh oitirak üstlcrine eekmeye çabalıyorlarlar. Son altı ayda ise bunda cpey başarılı olduklan göz- lennorlennor. rum. E peki niyc birbirimizin gırılağına sanlalım yahu? - Peki harici cihat için ne diyeceksiniz? Şeyh Hacı Müslim - Harici cihad... Yanı harbi olursa kâfir - Vani bize saldırırsa mı demek istiyor- sunuz? Şe)h Hacı Müslim - Aynen böylc dc- medim mi zatcn? - Dediniz. dediniz. Şeyh Hacı Müslim - Hah. kâfir harbi olursa. bize. İslama. Kuran'a muzırlık ya- parsa oadam usulü dairesinde. siyasi nok- tadan \csairc. icbar cdici sebeplerle dur- durulmaya çalışılır. Harp son iştır. Son ış- tir. Harp son iştir. Dahılde ise hiç caiz de- ğildir. Onun için... Bakın eğer yazar- sanız... İşte buradan devlete sesleniyoruz - Ya/arım tabii. Niye yazmayayım? Şeyh Hacı Müslim - İştc buradan biz bu devlete sesleniyoruz: Elinizi kandan çckin! Yetmiş üç senedır öldürdüğünüz yetcr. Bu yol. yol dcğildir. Kanncgctiriryahu! Bun- lann, bu devlcün aklına turp sıkmak lazım turp... - Peki şiddeti, zoru reddediyorsunuz. bu- nu yetcrince açıkladınız. Ama sizTürkive'- ye şeriat düzeninin, Kuran nizamının gel- mesini istiyprsunuz. Bunu elde etmek için hangi yoldan gideceksiniz? Şe> h Hacı Müslim - Haaa. bak şimdi bu çok güzel. Bu çok mühim bir sual. Ben de çok mühim bir sır \ereceğim. Bak şimdi. Mustafa Kcmal'c Cenab-ı hak 1920"den itibaren bir değnck vcrdi. Bu değnek sırlı bir değnck. Vazifcsi var yani. Vazıfcsi var o değneğin. Vazifcsi: Nc kadar münafık. mürted (dinden dönmüş). hain. bilmem ne varsa hepsinı bu değneğin başına topladı Mustafa Kemal. Müslümanlar bir ümiı- lcndiler. Bir kere evvela>bir askeri paşa. Türk milletinin paşalara. askere olan şeyi- ni biliyoruz. O noktadan bır kere toz kon- durmadı. Ondan sonra tek ağız. devlctı de svt. hcpsını bu yaptt. bu etti. Milletr;r<Jn- deki adamına itiraz etmcmck bu mılletin scciycsinc (bcnliğinc. karaktcrine) yerleş- miştir. Asırlardan gelen bir şey bu. Teslim olurbastakinc. Sadıklırbu millet. - Anlaşılıyor. O şeye.. değneğe dönelim mi gene?.. Şeyh Hacı Müslim - İştc biz bunun kul- landığı değneğı anlayana kadar bu adam yennc olurdu Ula bu henfe bir bakıyor- sun. çıkmış 2^ağanos Paşa Camii'nde mimbere: bir bakıyorsun en sunturlu dua- larla padişaha arz-ı tazimediyor. Bakıyor- sun ki Hacı Bayram Camıi'nden hiç çıkmıyor bu adam. Ondan sonra bir ba- kıyorsun ki gitmiş bır enstitüden bir kız almış. götürmüş Çankaya'da iğfal elmiş. Şimdi. ula bu ne iştir yarabbi diyorsun. Bir o hale bakıyorsun, bir bu halc bakıyorsun. Bu adamın elindeki değneği anlayana ka- dar ireni kaçırdık. Geldi Çankaya'ya oturdu. Ondan sonra işimizi bitirdi Haaa. şimdi bizim elımizdede sihirlı değnek var. Nasıl geleceksıniz dediniz ya. işte bizim si- hirli değnek de bızi oraya oturtturacak. Bunlar da bunu çok geç anlayacaklar. Si- hırli değnek var elimizde. Bunu zaman gösterecck. - Bakın, şu ana kadar ne sorduysam çok açık, çok sarih cevaplar aldım. Bu söyledi- ğiniz ise sarih bir ce\ap değil. Sihirli değnek fılan yani... Şeyh Hacı Müslim - Bu sarih değil mi. İktidar ne zaman? - Hayır, değil. Şeyh Hacı Müslim - Bu sünneti seniye değneğıdır. Ahlak-ı peygamberi değneği- dir. Sünneti seniye yaşanır hale geldiğı anda... "Ulan ne oluyor? Bir sallantı var. Bizim demokraside bir şey var dıyecekler. Diyorlar. Başladılar bile. Son zamanlarda zaten üç kelimeden biri demokrasi. Durup dururken. ne oluyor? Düğün değil. bay- ram değil. Bunlar nıye bu kadar demokra- si derdinde. Bir şey var yani. bir sallantı var. Başladı bir sallantı? Bir rahatsızlık var besbelli. İşte bu sünnet-i seniyyenin nük- sctmc^ıdır mucizevidir. Omın. o Mustafa konıarm e.ındekı demucizevıydi. Şeytani deniyor ona. Bizim l i i d k i ' T f i ' î f e t dir. " SÜRECEK HABERLERIN DEVAMI P^role yeni körfez Ceyhan • Baştarafi 1. Sayfada Buna karşılık ulaşımın Kara- deniz'den tankerlerle yapılacak olması şu sakıncalan yarattı: DOĞAL SAKINCALAR • Karadeniz ikliminin yılda en az 100 gün yüklemeye engel ol- ması ve düzenlı deniz trafığine elverişli olmayan olumsuz hava koşullannın varlığı. • 32 km uzunluğundaki İs- tanbul Boğazı"nın gemilerin geçişlerine genelde güçlük gös- termesi. yer yer oluşan adacık- lan ve buna karşılık 12 nokta- daki kıvnmlarda kılavuz almadan rota değiştirilmesi zo- runluluğunun bulunması, • Boğaz'da sürekli olarak dipten ve üstten olmak üzere aynı anda birbirine ters düşen ve biri 3-4. ötekisi 7-8 knot'a kadar çıkan iki akıntının varlı- ÇEVRESEL SAKINCALAR • Boğaz'da bir tanker kaza- sının 10 milyon nüfuslu İstan- bul'un fıziksel güvenliği üzerin- de yaratacağı can ve mal kaybı- na ilişkin lehlikenin büy üklüğü. • Petrol yüklü bir tankerin batmasının Boğaz'da yarataca- ğı ekolojik facia olgusu, • Böyle bir kaza olayımn or- taya çıkması ile boğazlann de- niz trafığine tümü ile kapanma- sı ve bundan Karadeniz'e taraf ülkelerin ticaretleri üzerinde ya- ratacağı güvensizlik, Nitekim 1 Ocak 1991 ile 31 Aralık 1992 larihleri arasındaki iki yıl boyunca Boğazlar Bölge- si ve Marmara Denizi'nde 95 deniz kazası olmuş. 4 yat. 7 ge- mi batmış ve 7 kişi ölmüştür. Kazalann 38 tanesi İstanbut Boğazı'nda olmuştur. Bunlar- dan 10 tanesi tankerdir. Shetland Adası yakınında tanker faciasından sonra İngil- tere ATiçinde "tankerlerinkıyı- lara en az 15 mil açıktan giıme- si" ilkesini getirmeye çalışırken Türk hükümeti 700 metre ge- nişliğinde İstanbul Boğazı- ndan tankerlerin geçmesinin yaratacağı sakıncaya dikkat çe- kiyor. ULAŞIM SAKINCASI • Boğazlar'dan ayda 3000 adct transit gemi geçmckte ve bunun yüzde 35ini tankerler oluşturmaktadır. Bir başka de- yişle İstanbul Boğazı'nda gün- de ortalama 1315 ve Çanak- kale'de 400 geminin hareketi demektir. • Karadeniz'de 35-40 mil- yon ton petrolün taşınması dü- şünülmektedir. •90 bin GRT ve daha büyük gemilerin boğazdan geçmesine olanaksızdır. Bu büyüklükte bir geminin Akdeniz'e bir ini- şinde 150-200 bin ton petrol ta- şıması demektir. Bu ise sâyılan 175-235 arasında değişen tan- kerin Akdeniz'e inmesi ve aynı sayıda boş tankerin de Karade- niz'e çıkması gibi ek bir trafık yükünü getirmektedir. Bu durum boğazın günde 3-4 saat trafiğe kapanması sonucu- nu doğuracaktır. • Eğer 20-80 bin tonluk tan- kerler kullanılacak olursa 450-1750 adet dolu ve aynı mik- tarda da boş tanker ek trafiği yaraülmış olmaktadır. Bu olay ise boğazlar giHşinde tüm tanker. yolcu gemisi ve şi- leplerin kuyruk olup saatlerce geçiş izni beklemesine yol aça- caktır. • Kazakistan'ın yılda petrol satışından sağlayacağı 6,5 mil- yar dolann karşıhğında yapa- cağı ithalatı da Karadeniz üze- rinden gerçekleştireceği için boğaz trafiği daha da artacak- tır. Türkiye, bu sakıncalan başta Rusya olmak üzere Karade- niz'e taraf ülkelere anlatmış ve özellikle 1. Dünya Savaşfnda boğazlann kapanması ile Rusya'nın karşı karşıya kaldığı ekonomik ambargonun bu kez boğaz trafığinin aksaması ileor- taya çıkacağına dikkati çekmiş- tir. Bu nedenle Rusya'nın da Türkiye gibi bu yola yanaşma- dığı. ancak Karadeniz'e taraf ülkelerin petrol gereksinimleri için ileride bir kılcal boru hattı ıle karşılanabileceği görüşü or- taya çıkmıştır. CJ Bakü-Midyat-Ceyhan (Türkiye): 1068 km uzunluğun- daki bu hattın maliyefı Gürcis- tan hattına kıyasla daha fazla- dır. Ancak bu sakıncayı gjdere- bilmek için hesaplamalarda şu anda var olan 540 km'lik Mid- yat-Ceyhan boru hattı ile Yu- murtalık yükleme tesislcrinin kullanılabileceği varsayılmak- tadır. Böylcce daha ekonomik olan bu seçeneğın, aynca Nahci- van'a ham petrol verilmesini ve burada bir rafineri yapılması is- temini de karşıladığı bildirili- yor. llk aşamada 25 milyon ton- luk bir kapasiteyi öngören bu hat için şu üç yol öngörülüyor: 1. Azerbaycan-Iran-Nahci- van-Türkiye: İran'dan geçen 60 km'lik bölüm ile ilgili Tahran görüşmelen son aşamadadır. 2. Azerbaycan-Ermenistan- Nahcivan-Türkiye: Azerbay- can'ın herhangi bir itirazının olmamasına karşın yine de iki ülke arasındaki sorunun çözü- mü ile bağlantılıdır. Taraflar arasında anlaşmaya vanklığı takdirde, boru hattı- nın Azerbaycan-Ermenistan sınınnda ikiye aynlarak, bir ko- lun İran-Nahcivan. öteki kolu- nun ise Ermenistan-Nahcivan yolunu birlikte izlemesi de ola- nakhdır. 1.250 milyon dolarlık bir ma- liyet içinde ek 40 km'lik bir hat- tınmaliyetinin önemsiz olduğu belirtiliyor. 3. Azerbaycan-Gürcistan- Türkiye: Teknik açıdan ola- naklı, sarp arazi yapısından dolayı ek pompalamayı gerek- tirdiğinden 140 milyon dolarlık maliyet artışına neden olmak- tadır. Bilindiği üzere Azerbaycan Petrol Bakanı Sabit Bagiroğlu ile 9 mayısta Ankara'da boru hattı anlaşması ilk iki seçeneği dikkate aîacak biçimde imza- lanmıştı. 2.KAZAKİSTAN PETROLÜ Ortadoğu petrolüne eşdcğer- de bir rezerv bulunan Orta As- ya ülkeleri içinde en önemlisi Kazakistan'dır. Şu anda Kaza- kistan'da çok geri teknoloji ile çıkanlan petrol tam anlamıyia değerlendirilememektedir. Bu nedenle Kazakistan pet- rolünün açık denize ulaşması gerekmekte ve bunun için de daha önce.değindiğimiz üç kör- fez (Hınt, İran ve Ceyhan) ağır- lıklı projeler oluşturulmakta- dır. Kazakistan'ın iki büyük pet- rol alanı olan Tengiz ve Karac- haganak'ta 32 milyar petrol varilc cşdeğerde bir petrol ve aynca doğalgaz rczervındcn söz ediliyor. Beş yılda 45 milyon ton ka- pasiteyi öngören bu petrolün Hint Okyahusu ve İran Körfezı yerine Avrupa'ya yönlendiril- mesi olayı karşısında ortaya yine iki seçcnek çıkıyor: 1. Ceyhan Körfezi, 2. Karade- niz. Karadeniz'e ulaşımın yarat- tığı. iklım. çevre ve ulaşım sa- kıncalanndan dolayı bu boru hattının. Azerbaycan ile bağ- lanlılı boru haıtına bağlanması öngörülüyor. Bu durumda Kazakistan'ın Tengiz ve Karachaganak'laki petrol alanından başlayacak olan boru hattı. Aral Gölü ve Hazar Denizi'ni aştıktan sonra Bakü'ye gelecek ve buradan Azerbaycan boru hattının izle- •jiği yolu geçerek Ceyhan'a ula- şabilccektir. Avrupa ve Akdeniz ülkelen- nin ABD ve (özellikle İsrail'in) Ortadoğu petrolüne bağımlılık- tan kurtulmalanndan dolayı Ceyhan projesini destekledikle- ri bildiriliyor. 3. IRAK PETROLÜ: Körfez savaşından sonra devreden çıkan Kerkük- Yumurtalık yolunu izleyen iki boru hattının kapasitesı 80 mil- yon tondur. Irak üzerindeki ambargonun kalkması ve bu hattın açılması ıle Ceyhan Körfezı üçüncü pet- rol desteğine ycniden kavuşmuş olacaktır. Böylece Ceyhan Körfezi; Irak. Azerbaycan ve Kazak petrollen ile İran Körfezi'ndeki Suudi, Kuveyt. Katar, İranfieı- rolünün sevkedildiği İran Kör- fezi'nin petrol gücüne eşdeğer- de bir ekonomik güce ve Türki- ye de dünya çapında siyasal ve stratejik öneme kavuşmuş çla- caktır. Maliyet düşkünlüğü sağla- masından dolayı Azeri ve Ka- zak petrollerinin Midyat'ta Irak boru hattına bağlanması- nın olanağı vardır. Çünkü bu- Hayalicinin öııü açıbyor MLSTAFABALBA\ "Hıçbirgörevli. görev yapma gerekçesiyle ıhracatçının faali- yetlerini engelleyemez. İhracat- çıya ait bütün bilgiler ilgili kuruluşlardan alınmadıkça, ıh- racatçının üretimi ve sevkiyatı- nı durduramaz." ANAP'ın ıktidara gelir gel- mez 29 aralık 1983'te Resmi Gazete'de yayınladığı ihracat rejiminin binnci maddesi böy- leydi. Bu madde tabii ki gerçek ihracatçılann işinı kolaylaştıra- cak, bürokratik engellere takıl- mamasını sağlayacaktı. Ama, hayali ihracatçılar da. herhalde bundan daha elverişli bir ortam bulamazlardı. Aynı gün resmi gazetede ya- yınlanan bir diğer lebliğ de, Türk parasınm kıymetini koru- mayla ilgiliydi. Bu tebliğin be- şinci maddesi uyannca, Tür- kiye'ye her türlü yoldan döviz girişinin serbest olduğu. kayna- ğının sorulamayacağı vurgula- nıyordu. Ihracatçıya teşvik bununla kalmadı. 12 Ocak 1984'te ya- ytnlanan yeni bir ihracatı teşvik karanyla ihracatçılann "itıba- nnın zcdelenmcsi" önlcniy or- du Bu karar: Başbakanlık Teşvik ve Uygulama Başkan- lığı'ndan izin almaksızın hiçbir dcvlct kurulu ve denetim biri- minın ihracatçmın yurtiçi ve yurtdışı satış ve tıcan ıtıbannı zedeleyici uygulama yapama- yacağı hükmünü getiriyordu. Bu karann Türkçesi şuydu: "İhracatın hayali olduğun- dan emin olsanız bıle hcmen olaya el koymayacaksınız. So- ruşturma açmak için önce izin isteyeceksiniz. İzin çıkarsa araş- tıracaksınız." Bu karar nedeniyle pekçok hayali ihracat olayı hakkındaki soruşturma ancak gerçekleşti- rildikten sonra açılabildi. Vergi iadesini bekletmevin I985'te hayali ihracat söylen- tılen yaygınlaşmaya başlayınca Hazinc vc DışTicaret Müsteşa- n Ekrem Pakdemirli rahatsız oldu. Pakdemirli, olaya el ko- yup suçlulann ortaya çıkanla- cağını açıklayınca, Başbakan Turgut Özal ani bır karar aldı. Bu tip soruşturmalarla Hazine değil Devlet Planlama Teşkilatı ılgılenmeliydi. Devlel Bakanı Başbakan Yardımcısı Kaya Er- dem'ın imzasıyla 2 Ekim 1985'- te beklenen karar yayınlandı ve Pakdemirli'nin elinden hayali- cilerin araştınna yetkisi alındı. Yetkilcr DPT'ye geçtıklcn son- ra nedense soruşturmalardan da birşey çıkmadı. İhracalçıya teşvik bununla kalmıyor. ANAP hükümeti bir güne değın bu boru hatlan hiçbir zaman 70 milyonluk ka- pasiteyi aşmamıştır. Başlangıçta kullanılacak bu boru hattının ileride öngörülen tam kapasiteye çıkması halınde yanmda kapasite arttıncı bır boru hattının bir yıl içinde biti- nlebileceğj saptanmış durum- dadır. BOTAŞ yetkililerinin bu amaçla Türkiye-Irak arasında- ki anlaşmalar çerçeyesinde gö- rüşmeler yapmak üzere Bağ- dat'a gidecekleri öğrenildi. Irak'ın o/wv' için karşıhğın- da bir sYraja/'fe'dİp/'isteyipiste- meyeceğı bilinmiyor. Geçen kasım ayında Türkiye ile Irak arasında yapılan görüşmelerde. halen boru hattı içinde bulunan ham petrolün Türkiye'nin ken- di iç tüketiminde kullanılması konusunda anlaşmaya vanl- mış, ancak Çekiç Güçün Ku- zey lrak'ta yaptığı son harekat nedeniyle gerçekleşmemişti.^ ilke benımsıyor: "Ekonomik suça ekonomik ceza verilmeli." Bu amaçla ilk olarak 1985'te Türk Parasının Kıymetini Ko- ruma Kanunu'nda değişiklik yapıldı. Böylece, döviz kaçakçı- lığj suçu işleyenler 7 aydan 5 yı- la kadar hapis cezası yerine 100 bin lira para cezasına çarptınlı- yordu. İkinci ve daha önemli deği- şiklik ise 1918 sayıh Kaçakçılı- ğın Men veTakibi Kanunu'nda yapıldı. Bu kanunda gümrük beyannameleri üzerinde oyna- yanlar. yanlış bildirimde b'ulu- nanlar hakkjnda. "toplu ka- çakçılık" suçundan 5 ile 10 yıl arasında hapis cezası öngörülü- yordu. Bu kaçakçılık "teşekkül halınde" yapılmışsa ceza 15 yıla çıkıyor. kaçakçılık olayına dev- let memurlannın adı da kanş- mışsa eğer, bu kişilere 20 yıla kadar ceza uygulanıyordu. İCa- nunun 27. maddesi değiştınldi, hapis cezası gerektiren suçlar için 50 bin lira para cezası kon- du. Böylece. milyarlarca liralık hayali ihracat yapanlar, güm- rüğe yanLş bilgi vermek suçun- dan yargılanacak ve 50 bin lira para cezasına çarptınlacaktı. Bu yasanın mutlaka değişti- rilmesi gerckiyordu. Çünkü, yeğen Yahya'nın başına işaçan ve 20 yıl 40 ay hapis cezasına çarptınlmasına neden olan Türkiye'nin petrol üretme şansı kaçıyor TLNCAYÖZKAN ANKARA - Türkiye, Kaza- kistan petrolünü elden kaçın- yor. Türkiye Petrollen Anonim Ortaklığı (TPAO). Türkiye'nin 31 yıllık petrol ihtiyaanı karşıla- yabilecek Kazakistan petrol sahalan ile ilgili yaptığı anlaş- malan. ekonomik yükümlü- lüklerini yenne getiremediği için. rekabete giren uluslararası petrol tekellerine kaptırma teh- İikesiyle karşı karşıya kaldı. Türkiye, Kazakistan'ın pet- rol açısından en önemli havzası Pre-Caspian alarunda toplam 20 bin kilometre karelik 7 ayn petrol sahasında. arama ve üre- tim anlaşması yaptı. Projenin. TPAO'ya toplam 2.092 milyar dolara malolacağı kayded'ili- yor. Türkiye'nin, projeyİe üreti- İebilir petrol rezervi payının madde buydu. Ama, aynı kanunun 45. mad- desi unutulmuştu. Bu madde- de. ekonomik suça ekonomik ceza veriliyordu, ama şöyle bir hüküm vardr. "Bu fıillerin aynca suç teşkil etmesi halinde buna ilaveten il- gili kanun hükümleri tatbik olunur." İzmır Devlet Güvenlik Mah- kemesi 1986 yıhnda Şafak-1 adlı gemiyle Antalya gümrü- ğünden yapılan hayali ihracatın 27 sanığı hakkında bu maddeyi şöyle yorumladı: "Hayali ihracatı yapanlar ekonomik bir suç işlemiştir. Bu- nun karşılığı 50'şer bin lira para cezasına çarptınlmıştır. Ancak. şirket kurarak bu olayı planla- mışlar ve fulı gerçekleştırmişler- dir. Bu da teşekkül halinde kaçakçıhğa girmektir. Bunun cezası 10'aryılhapistir." Bu karar hayali ihracatçılar arasında bomba etkisi yaptı. Umut Yargıtay'ın karan boz- masındaydı. Ama Yargıtay 7. Ceza Dairesi de, karan aynen onayladı ve hayali ihracatın ce- zası netleşu: -50 bin lira para cezası, ama yanında 10 yıl da hapis. İzmir Devlet Güvenlik Mah- kemesi Antalya olayının ardın- dan. İzmir. Marmaris, Kaş olaylannda da aynı yöntemi iz- lcdf. 3,570 milyar varil olduğu ve 1995 yılında üretimin planlan- dığı ifade ediliyor. Türkiye'ye 25 yıl süre içinde 31.3 milyar dolarlık net gelir getirmesi he- saplanan projede, aksaklıklann ortaya çıkması, büyük sıkınüya yol açtı. 9 Ocak 1993'te imzala- nan anlaşmanın üzerinden 4 ay geçmesine karşın. TPAO, eko- nomik yükümlülüklerini yerine getiremedi. TPAO. ekonomik sorunlar yüzünden. bölge için ilk etapta 540 milyon dolarlık arama yatınmına para ayıra- madı. Türkiye''nin Pre-Caspion alanı için imzala- dığı anlaşmayı yerine getireme- mesi durumunda, nisan 1993'te Kazakistan ile imzalanması ön- görülen Mangislak petrol böl- gesinın ve gaz işletmesinin işle-. tilmesine ilişkin anlaşmanın da zarargörebileceği kaydediliyor. Özal hükümeti bunun üzeri- ne yeniden harekete geçti ve hayali ihracat davalannda veri- lecek cezalara ilişkin yeni bir yasa hazırladı. 1918 sayıh yasa- nın unutulan 45. maddesi değiş- tirildi ve "Fiilin suç teşkil etmesi halinde ilave kanun hükümleri uygulanır" maddesi kaldınldı. Böylece. ekonomik suça sadece ekonomik ceza verilecekti. An- cak. komisyonlardan ve TBMM'den ÂNAP oylanyla geçen yasa Cumhurbaşkanı Kenan Evren'de takıldı ve veto edildi. Bu konuda kamuoyu da duyarlı hale geldiğı için değişik- lik yasalaşamadı. DGM bu maddeyi bugüne kadar hayali ihracat olayına adı kanşan gümrük memurlanna, hayali ihracat firmalannın işle- rini takip eden kişilere uygula- dı. Çünkü, mahkemenin karşı- sına suçlu olarak sadece onlar çrkanlmıştı. Şimdi gözler TBMM'de oluşturulan Hayali İhracat Ko- misyonu'nda... Komisyonun vereceği, bir ay içinde tamamla- ması beklenen raponında, kim- lerin adının geçeceği merakla bekleniyor. Y u u : Hayali İlurmcat KomLsyonu'ndjuı n« bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle