Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
14
CUMHURİYET 27 MART1993 CUMARTESİ
DIZI YAZI
Nurculuğun
Başkaldıran Kolu
Aczmendiler
AYDIN ENGIN
Aziz Nesin'i ne yapnı_ J_ ı_^ıŞeyh Hacı Müslim:
Inancı bozuksa onunla
ayrı hesaplaşınz. Gideriz,
onu konuşuruz.
İnşaallah ohu tevhid'e
getiririz. Yahut biz
yanlışsak o bizi ateist
yapar. Dahili cihat böyle
olur.
Şe>h Hacı Müslim - Bu bir tekeffül (kc-
fil olmak). Yanlış çıkarsa bu dediğim. o
gün gcldiğinde ben ölmüş olursam. gel
kabrime söyle.
- Peki. siz şiddeti reddedhorsunuz. Zo-
runlu. mecbur kalmadıkça şiddeti reddedi-
yorsunuz. Oysa İslamda cihad var. İslanv
da flituhat. Müslüman olmayan lükeleri
fethetme >ar. Değil mi?
Şeyh Hacı Müslim - Evct. cvet. var.
- Ama cihad da flituhat da ister istemez
zor ile zor kullanmakla. şiddetle, küıç zo-
nıyla. topla tüfekle ilintili. Bunu nasıl bağ-
daştırıyorsunuz?
ŞeyhHacı Müslim-Efcndımcıhat. . Bır
insanın kendı. nefsıne uyguladığı ıcrbiye
ctmc sistcmindcn başlar. bir imparaıorlu-
ğun üç yüz bın kişilik ordu kaldınp A\ ru-
pa'yı altüst etmesine kadar sının gcnişür.
Hatla en büyük cihal. insanın kcndi nefsi-
nc karşı yapuğı cıhaUır. Bu. hadis-i şerifle
sabitlir.
- Beıtim sorum bu değil ama.
Şeyh Hacı Müslim - Biliyorum. Şimdi
dahilin cihadı başkadır. haricin başkadır.
Biz bunu böylc köru körüne söylemiyo-
ruz. Harici düşmanın istilasında takınıla-
cak lavır başkadır. Kcndi kardcşinin
yanlışa gitliğınden dolayı. ona karşı cihat
clmck mccbunyclini hissctmek başkadır.
Bu mcmlekcuc ku\vct kullanıp kimi öl-
düreccksin? Söylc hcle kimi? Mescla Aziz
Ncsin diyorlar değil mi? Niyc öldürcsin
Aziz Nesin'i yahu? Adam bu vatanı valan
kabul ctmiş. "Bcn başka ycri scvmiyo-
rum. burayı scviyorum" diyor. Öyle mi?
Kardcşimdir. valandaşımdır yani. İnancı
bozuksa onunla ayn hesaplaşınz, Gide-
riz. onu konuşuruz. İnşaallah onu tev-
hid'c gctiriri/. Yahul da biz yanlışsak o
bızi aleisl yapar. Dahili cihat böyle olur.
Öylc adam öldürmcyle... Yok canım.
Onun için bu nokta-ı nazardan ben dıyo-
rum: Bu devlcl elıni kandan çcksin! Çek-
sin... Bu dcvlct clini kandan çcksin. Bu.
yol dcğildir. Kürtlcri. öldürmcyle bttirc-
mczlcr. Şarkı öldüimcylcn biıircmczlcr.
Bu. yol değildir.
- Peki, o konuya ben de geleceğim. Ama
önce başka bir şey söylemck istivonım. Si-
zin bu şiddet üstüne, fetih üstüne, cihad üs-
tüne söyledikleriniz, öteki İslam tarikatla-
nnın ileri gelenlerince filan böyle söylenmi-
yor. Sizin gibi açık secik bir şeyler duymak
pek miimkün olmuyor onlarla konusuldu-
ğunda. Nedir aranızdaki fark?
Şeyh Hacı Müslim - Şimdi kültürel bcs-
lcnmc noklalan değişik. Bu söyledikleri-
min hiçbıri kendi kafamdan konuşma-
maya gayrct ettiğim içindir. Rısalc-i Nur'-
un kültürü ıle konuşuyorum. Biz Risale-i
Nur'u ahir zamanın (günümüzün) netice-
yc götürücü. vah>-i ılahidcn mülhcm (il-
ham alan) olarak ortaya çıkmış bır escri
olarak görüyoruz \c onun koyduğu düs-
turlarda nctıccalıyor. Bu fiilcn degörülü-
yor... Bak mesela. gidiyor polisi vuruyor
biri. Oldu mu? Polisi \urmak kolay. Alt
tarafı iki mermı. Üçcr yüz. bcşer yüz lira-
dan nc yapar... Işte öldü polis. Gıt ba-
kalım onun evini dinle. Binsinin günahı ile
başkası cezalandınlmaz. Polıs diyelim
yanlış yaptı. Eyi peki. oğlunun negünahı
var? Kansınınne günahı var? Dahili cihat
ikna ile olur. icbar ıle olmaz. Biz oturur
konuşuruz. Bak scninleoturupkonuşuyo-
ruz. Anlaşıyoruz. Sen benim dediğimi
anlıvorsun. bcn senın sorduğunu anlıvo-
Birsiyasipartigibi: Tüzük veProgram
Aczmcndi larikatı bir yandan polıtika-
dan uzak duruyor. siyasal alanda at koştu-
ran Müslümanlariçin"Allah kurlarsın"dı-
lcğınde bulunuyor: ama ötc yandan •"lüzıik
ve program'ı var. Tıpkı bir siyası parti gibi
Programlannın adı: Program. Tüzüklcrine
"Usûl-ü Risale-i Nur" adını lakmışlar.
Bıldığirniz siyasi partilcrdc olduğu gibi.
Aczmendilerin lüzüğü de kısıı bır kitapçı-
klan ibaret. Buna karşılık programları
(tıpkı bildiğınıız siyasi partilcrdc olduğu
gibi) oldukça kalın bir kitap.
Gerek "Tüzük"ie. gereksc •"Program"da
Şc>h Hacı Müslim Gündüz. Nurculuğun
öteki kollanyla serl bir tarlışmaya. uzlaş-
masız bır "polcmığc" gınşiyor. Özellikle
"Program"da Nurculuğun bir tankat oldu-
ğu vc hcr tarikal gibi bir mürşıdı (Mürşid:
Yol göstcren. aydınlalan) olması gcrcktiği
savunuluyor.
Kcndilcrinc "Risale-i Nur Talebcleri"
adını lakan Nurcular arasında bu tarıışnıa
noklalan eok önemli. Bugün Nureu önder-
ler hem "Nurculuğun bir larıkat olduğu"
sa\ına. hem de Said-ı Nursiden sonra.
onun yerine geceeek bir "Mürşid"e kesin-
lıkie karsı eıîuyorlar. Aczmendiler ise bu
konuda Saıd-i Nursi'niıı kıuplanndan
bıkıp usanmudan alıntılar yaparak sav-
lannı kanıllamaya ealışıyorlar. Bu arada
karşıtlannı da "İslama vc Nurculuk ilkeleri-
ne aykın yaşamak"la ele^tırcrek oııları.
dünya zcvklcrine dalıp Nurculuğun hcdcl-
lennfunutmaklasuçluyor. Rahat ve\arlıklı
e\lcr. uHcvizyon seyredilert >alonlar. ksdr-
nlannın çarşaf vc pcce yerıne •geniş bır
manuVilcörlünmclcrincgö/vuiTima. . Bu-
tiinbunlargcrck"Tüzük"te. gereksc "Prog-
Tarik-ı Aczmendi Tslblk»tır«Jan
Tüzük (solda) ve Program''ın kapaklannda a> nı desen y er alıy or. Burada. Risale-i Nur'un
ya/ılmasınabaşlanan 1926'danSaid-iNursTninöldüğü 1%0'a kadar Nurculuk hareketi-
nin dümdüs >e ışıklı bir yolda girtiği, 1960'tan I986'ya kadar /ik/aklı >e karanlık birçizgi
izlediği >e Aczmendi tarikatının kurulduğu 1986'dan itibarense ışıklı (nuriu ?) yola yeniden
giriMiği. üstelik bu kez gitgide genişleyen bir yolda olunduğu \urgulanıyor.
ram'da kıyasıya eleştırılıyorvc bueleşimler
doğal olarak varlıklı Nurcuları ıcdirgın edı-
yor. Helc hclc Ac/nıcndı Şcyhı Hacı Müs-
İım Uüııdü/ün kendisme mürşid olarak
"biad vc itaai edilnıcsinı" Ntemcsi Nurcu
sallaniıı karı^iırıvor
Bu nedenle Nurcu önderlcr. Ac/mcndilc-
loraa oıumugu >urguıanıyor.
ri "yok saymaya". önemsizmıs gibi göster-
meye çabalarlarken. Aczmendiler de "Anı-
ıkabır yurüyüşü" gıbı göstcri^lı eylcmlerlc.
ılümv, kılıklunyUı dikkav^vp bttnTch otarak
tkabır yurüyü^ü gibi göstcri^l eylcmlrlc.
ılüinv, kılıklunyUı dikkav^vp bttnTçh oitirak
üstlcrine eekmeye çabalıyorlarlar. Son altı
ayda ise bunda cpey başarılı olduklan göz-
lennorlennor.
rum. E peki niyc birbirimizin gırılağına
sanlalım yahu?
- Peki harici cihat için ne diyeceksiniz?
Şeyh Hacı Müslim - Harici cihad... Yanı
harbi olursa kâfir
- Vani bize saldırırsa mı demek istiyor-
sunuz?
Şe)h Hacı Müslim - Aynen böylc dc-
medim mi zatcn?
- Dediniz. dediniz.
Şeyh Hacı Müslim - Hah. kâfir harbi
olursa. bize. İslama. Kuran'a muzırlık ya-
parsa oadam usulü dairesinde. siyasi nok-
tadan \csairc. icbar cdici sebeplerle dur-
durulmaya çalışılır. Harp son iştır. Son ış-
tir. Harp son iştir. Dahılde ise hiç caiz de-
ğildir. Onun için... Bakın eğer yazar-
sanız...
İşte buradan devlete sesleniyoruz
- Ya/arım tabii. Niye yazmayayım?
Şeyh Hacı Müslim - İştc buradan biz bu
devlete sesleniyoruz: Elinizi kandan çckin!
Yetmiş üç senedır öldürdüğünüz yetcr. Bu
yol. yol dcğildir. Kanncgctiriryahu! Bun-
lann, bu devlcün aklına turp sıkmak lazım
turp...
- Peki şiddeti, zoru reddediyorsunuz. bu-
nu yetcrince açıkladınız. Ama sizTürkive'-
ye şeriat düzeninin, Kuran nizamının gel-
mesini istiyprsunuz. Bunu elde etmek için
hangi yoldan gideceksiniz?
Şe> h Hacı Müslim - Haaa. bak şimdi bu
çok güzel. Bu çok mühim bir sual. Ben de
çok mühim bir sır \ereceğim. Bak şimdi.
Mustafa Kcmal'c Cenab-ı hak 1920"den
itibaren bir değnck vcrdi. Bu değnek sırlı
bir değnck. Vazifcsi var yani. Vazıfcsi var
o değneğin. Vazifcsi: Nc kadar münafık.
mürted (dinden dönmüş). hain. bilmem ne
varsa hepsinı bu değneğin başına topladı
Mustafa Kemal. Müslümanlar bir ümiı-
lcndiler. Bir kere evvela>bir askeri paşa.
Türk milletinin paşalara. askere olan şeyi-
ni biliyoruz. O noktadan bır kere toz kon-
durmadı. Ondan sonra tek ağız. devlctı de
svt. hcpsını bu yaptt. bu etti. Milletr;r<Jn-
deki adamına itiraz etmcmck bu mılletin
scciycsinc (bcnliğinc. karaktcrine) yerleş-
miştir. Asırlardan gelen bir şey bu. Teslim
olurbastakinc. Sadıklırbu millet.
- Anlaşılıyor. O şeye.. değneğe dönelim
mi gene?..
Şeyh Hacı Müslim - İştc biz bunun kul-
landığı değneğı anlayana kadar bu adam
yennc olurdu Ula bu henfe bir bakıyor-
sun. çıkmış 2^ağanos Paşa Camii'nde
mimbere: bir bakıyorsun en sunturlu dua-
larla padişaha arz-ı tazimediyor. Bakıyor-
sun ki Hacı Bayram Camıi'nden hiç
çıkmıyor bu adam. Ondan sonra bir ba-
kıyorsun ki gitmiş bır enstitüden bir kız
almış. götürmüş Çankaya'da iğfal elmiş.
Şimdi. ula bu ne iştir yarabbi diyorsun. Bir
o hale bakıyorsun, bir bu halc bakıyorsun.
Bu adamın elindeki değneği anlayana ka-
dar ireni kaçırdık. Geldi Çankaya'ya
oturdu. Ondan sonra işimizi bitirdi Haaa.
şimdi bizim elımizdede sihirlı değnek var.
Nasıl geleceksıniz dediniz ya. işte bizim si-
hirli değnek de bızi oraya oturtturacak.
Bunlar da bunu çok geç anlayacaklar. Si-
hırli değnek var elimizde. Bunu zaman
gösterecck.
- Bakın, şu ana kadar ne sorduysam çok
açık, çok sarih cevaplar aldım. Bu söyledi-
ğiniz ise sarih bir ce\ap değil. Sihirli değnek
fılan yani...
Şeyh Hacı Müslim - Bu sarih değil mi.
İktidar ne zaman?
- Hayır, değil.
Şeyh Hacı Müslim - Bu sünneti seniye
değneğıdır. Ahlak-ı peygamberi değneği-
dir. Sünneti seniye yaşanır hale geldiğı
anda... "Ulan ne oluyor? Bir sallantı var.
Bizim demokraside bir şey var dıyecekler.
Diyorlar. Başladılar bile. Son zamanlarda
zaten üç kelimeden biri demokrasi. Durup
dururken. ne oluyor? Düğün değil. bay-
ram değil. Bunlar nıye bu kadar demokra-
si derdinde. Bir şey var yani. bir sallantı
var. Başladı bir sallantı? Bir rahatsızlık var
besbelli. İşte bu sünnet-i seniyyenin nük-
sctmc^ıdır mucizevidir. Omın. o Mustafa
konıarm e.ındekı demucizevıydi. Şeytani
deniyor ona. Bizim l i i d k i ' T f i ' î f e t
dir. "
SÜRECEK
HABERLERIN DEVAMI
P^role yeni körfez Ceyhan
• Baştarafi 1. Sayfada
Buna karşılık ulaşımın Kara-
deniz'den tankerlerle yapılacak
olması şu sakıncalan yarattı:
DOĞAL
SAKINCALAR
• Karadeniz ikliminin yılda en
az 100 gün yüklemeye engel ol-
ması ve düzenlı deniz trafığine
elverişli olmayan olumsuz hava
koşullannın varlığı.
• 32 km uzunluğundaki İs-
tanbul Boğazı"nın gemilerin
geçişlerine genelde güçlük gös-
termesi. yer yer oluşan adacık-
lan ve buna karşılık 12 nokta-
daki kıvnmlarda kılavuz
almadan rota değiştirilmesi zo-
runluluğunun bulunması,
• Boğaz'da sürekli olarak
dipten ve üstten olmak üzere
aynı anda birbirine ters düşen
ve biri 3-4. ötekisi 7-8 knot'a
kadar çıkan iki akıntının varlı-
ÇEVRESEL
SAKINCALAR
• Boğaz'da bir tanker kaza-
sının 10 milyon nüfuslu İstan-
bul'un fıziksel güvenliği üzerin-
de yaratacağı can ve mal kaybı-
na ilişkin lehlikenin büy üklüğü.
• Petrol yüklü bir tankerin
batmasının Boğaz'da yarataca-
ğı ekolojik facia olgusu,
• Böyle bir kaza olayımn or-
taya çıkması ile boğazlann de-
niz trafığine tümü ile kapanma-
sı ve bundan Karadeniz'e taraf
ülkelerin ticaretleri üzerinde ya-
ratacağı güvensizlik,
Nitekim 1 Ocak 1991 ile 31
Aralık 1992 larihleri arasındaki
iki yıl boyunca Boğazlar Bölge-
si ve Marmara Denizi'nde 95
deniz kazası olmuş. 4 yat. 7 ge-
mi batmış ve 7 kişi ölmüştür.
Kazalann 38 tanesi İstanbut
Boğazı'nda olmuştur. Bunlar-
dan 10 tanesi tankerdir.
Shetland Adası yakınında
tanker faciasından sonra İngil-
tere ATiçinde "tankerlerinkıyı-
lara en az 15 mil açıktan giıme-
si" ilkesini getirmeye çalışırken
Türk hükümeti 700 metre ge-
nişliğinde İstanbul Boğazı-
ndan tankerlerin geçmesinin
yaratacağı sakıncaya dikkat çe-
kiyor.
ULAŞIM SAKINCASI
• Boğazlar'dan ayda 3000
adct transit gemi geçmckte ve
bunun yüzde 35ini tankerler
oluşturmaktadır. Bir başka de-
yişle İstanbul Boğazı'nda gün-
de ortalama 1315 ve Çanak-
kale'de 400 geminin hareketi
demektir.
• Karadeniz'de 35-40 mil-
yon ton petrolün taşınması dü-
şünülmektedir.
•90 bin GRT ve daha büyük
gemilerin boğazdan geçmesine
olanaksızdır. Bu büyüklükte
bir geminin Akdeniz'e bir ini-
şinde 150-200 bin ton petrol ta-
şıması demektir. Bu ise sâyılan
175-235 arasında değişen tan-
kerin Akdeniz'e inmesi ve aynı
sayıda boş tankerin de Karade-
niz'e çıkması gibi ek bir trafık
yükünü getirmektedir.
Bu durum boğazın günde 3-4
saat trafiğe kapanması sonucu-
nu doğuracaktır.
• Eğer 20-80 bin tonluk tan-
kerler kullanılacak olursa
450-1750 adet dolu ve aynı mik-
tarda da boş tanker ek trafiği
yaraülmış olmaktadır.
Bu olay ise boğazlar giHşinde
tüm tanker. yolcu gemisi ve şi-
leplerin kuyruk olup saatlerce
geçiş izni beklemesine yol aça-
caktır.
• Kazakistan'ın yılda petrol
satışından sağlayacağı 6,5 mil-
yar dolann karşıhğında yapa-
cağı ithalatı da Karadeniz üze-
rinden gerçekleştireceği için
boğaz trafiği daha da artacak-
tır.
Türkiye, bu sakıncalan başta
Rusya olmak üzere Karade-
niz'e taraf ülkelere anlatmış ve
özellikle 1. Dünya Savaşfnda
boğazlann kapanması ile
Rusya'nın karşı karşıya kaldığı
ekonomik ambargonun bu kez
boğaz trafığinin aksaması ileor-
taya çıkacağına dikkati çekmiş-
tir.
Bu nedenle Rusya'nın da
Türkiye gibi bu yola yanaşma-
dığı. ancak Karadeniz'e taraf
ülkelerin petrol gereksinimleri
için ileride bir kılcal boru hattı
ıle karşılanabileceği görüşü or-
taya çıkmıştır.
CJ Bakü-Midyat-Ceyhan
(Türkiye): 1068 km uzunluğun-
daki bu hattın maliyefı Gürcis-
tan hattına kıyasla daha fazla-
dır. Ancak bu sakıncayı gjdere-
bilmek için hesaplamalarda şu
anda var olan 540 km'lik Mid-
yat-Ceyhan boru hattı ile Yu-
murtalık yükleme tesislcrinin
kullanılabileceği varsayılmak-
tadır.
Böylcce daha ekonomik olan
bu seçeneğın, aynca Nahci-
van'a ham petrol verilmesini ve
burada bir rafineri yapılması is-
temini de karşıladığı bildirili-
yor.
llk aşamada 25 milyon ton-
luk bir kapasiteyi öngören bu
hat için şu üç yol öngörülüyor:
1. Azerbaycan-Iran-Nahci-
van-Türkiye: İran'dan geçen 60
km'lik bölüm ile ilgili Tahran
görüşmelen son aşamadadır.
2. Azerbaycan-Ermenistan-
Nahcivan-Türkiye: Azerbay-
can'ın herhangi bir itirazının
olmamasına karşın yine de iki
ülke arasındaki sorunun çözü-
mü ile bağlantılıdır.
Taraflar arasında anlaşmaya
vanklığı takdirde, boru hattı-
nın Azerbaycan-Ermenistan
sınınnda ikiye aynlarak, bir ko-
lun İran-Nahcivan. öteki kolu-
nun ise Ermenistan-Nahcivan
yolunu birlikte izlemesi de ola-
nakhdır.
1.250 milyon dolarlık bir ma-
liyet içinde ek 40 km'lik bir hat-
tınmaliyetinin önemsiz olduğu
belirtiliyor.
3. Azerbaycan-Gürcistan-
Türkiye: Teknik açıdan ola-
naklı, sarp arazi yapısından
dolayı ek pompalamayı gerek-
tirdiğinden 140 milyon dolarlık
maliyet artışına neden olmak-
tadır.
Bilindiği üzere Azerbaycan
Petrol Bakanı Sabit Bagiroğlu
ile 9 mayısta Ankara'da boru
hattı anlaşması ilk iki seçeneği
dikkate aîacak biçimde imza-
lanmıştı.
2.KAZAKİSTAN
PETROLÜ
Ortadoğu petrolüne eşdcğer-
de bir rezerv bulunan Orta As-
ya ülkeleri içinde en önemlisi
Kazakistan'dır. Şu anda Kaza-
kistan'da çok geri teknoloji ile
çıkanlan petrol tam anlamıyia
değerlendirilememektedir.
Bu nedenle Kazakistan pet-
rolünün açık denize ulaşması
gerekmekte ve bunun için de
daha önce.değindiğimiz üç kör-
fez (Hınt, İran ve Ceyhan) ağır-
lıklı projeler oluşturulmakta-
dır.
Kazakistan'ın iki büyük pet-
rol alanı olan Tengiz ve Karac-
haganak'ta 32 milyar petrol
varilc cşdeğerde bir petrol ve
aynca doğalgaz rczervındcn
söz ediliyor.
Beş yılda 45 milyon ton ka-
pasiteyi öngören bu petrolün
Hint Okyahusu ve İran Körfezı
yerine Avrupa'ya yönlendiril-
mesi olayı karşısında ortaya
yine iki seçcnek çıkıyor:
1. Ceyhan Körfezi, 2. Karade-
niz.
Karadeniz'e ulaşımın yarat-
tığı. iklım. çevre ve ulaşım sa-
kıncalanndan dolayı bu boru
hattının. Azerbaycan ile bağ-
lanlılı boru haıtına bağlanması
öngörülüyor.
Bu durumda Kazakistan'ın
Tengiz ve Karachaganak'laki
petrol alanından başlayacak
olan boru hattı. Aral Gölü ve
Hazar Denizi'ni aştıktan sonra
Bakü'ye gelecek ve buradan
Azerbaycan boru hattının izle-
•jiği yolu geçerek Ceyhan'a ula-
şabilccektir.
Avrupa ve Akdeniz ülkelen-
nin ABD ve (özellikle İsrail'in)
Ortadoğu petrolüne bağımlılık-
tan kurtulmalanndan dolayı
Ceyhan projesini destekledikle-
ri bildiriliyor.
3. IRAK PETROLÜ:
Körfez savaşından sonra
devreden çıkan Kerkük-
Yumurtalık yolunu izleyen iki
boru hattının kapasitesı 80 mil-
yon tondur.
Irak üzerindeki ambargonun
kalkması ve bu hattın açılması
ıle Ceyhan Körfezı üçüncü pet-
rol desteğine ycniden kavuşmuş
olacaktır.
Böylece Ceyhan Körfezi;
Irak. Azerbaycan ve Kazak
petrollen ile İran Körfezi'ndeki
Suudi, Kuveyt. Katar, İranfieı-
rolünün sevkedildiği İran Kör-
fezi'nin petrol gücüne eşdeğer-
de bir ekonomik güce ve Türki-
ye de dünya çapında siyasal ve
stratejik öneme kavuşmuş çla-
caktır.
Maliyet düşkünlüğü sağla-
masından dolayı Azeri ve Ka-
zak petrollerinin Midyat'ta
Irak boru hattına bağlanması-
nın olanağı vardır. Çünkü bu-
Hayalicinin öııü açıbyor
MLSTAFABALBA\
"Hıçbirgörevli. görev yapma
gerekçesiyle ıhracatçının faali-
yetlerini engelleyemez. İhracat-
çıya ait bütün bilgiler ilgili
kuruluşlardan alınmadıkça, ıh-
racatçının üretimi ve sevkiyatı-
nı durduramaz."
ANAP'ın ıktidara gelir gel-
mez 29 aralık 1983'te Resmi
Gazete'de yayınladığı ihracat
rejiminin binnci maddesi böy-
leydi. Bu madde tabii ki gerçek
ihracatçılann işinı kolaylaştıra-
cak, bürokratik engellere takıl-
mamasını sağlayacaktı. Ama,
hayali ihracatçılar da. herhalde
bundan daha elverişli bir ortam
bulamazlardı.
Aynı gün resmi gazetede ya-
yınlanan bir diğer lebliğ de,
Türk parasınm kıymetini koru-
mayla ilgiliydi. Bu tebliğin be-
şinci maddesi uyannca, Tür-
kiye'ye her türlü yoldan döviz
girişinin serbest olduğu. kayna-
ğının sorulamayacağı vurgula-
nıyordu.
Ihracatçıya teşvik bununla
kalmadı. 12 Ocak 1984'te ya-
ytnlanan yeni bir ihracatı teşvik
karanyla ihracatçılann "itıba-
nnın zcdelenmcsi" önlcniy or-
du Bu karar: Başbakanlık
Teşvik ve Uygulama Başkan-
lığı'ndan izin almaksızın hiçbir
dcvlct kurulu ve denetim biri-
minın ihracatçmın yurtiçi ve
yurtdışı satış ve tıcan ıtıbannı
zedeleyici uygulama yapama-
yacağı hükmünü getiriyordu.
Bu karann Türkçesi şuydu:
"İhracatın hayali olduğun-
dan emin olsanız bıle hcmen
olaya el koymayacaksınız. So-
ruşturma açmak için önce izin
isteyeceksiniz. İzin çıkarsa araş-
tıracaksınız."
Bu karar nedeniyle pekçok
hayali ihracat olayı hakkındaki
soruşturma ancak gerçekleşti-
rildikten sonra açılabildi.
Vergi iadesini
bekletmevin
I985'te hayali ihracat söylen-
tılen yaygınlaşmaya başlayınca
Hazinc vc DışTicaret Müsteşa-
n Ekrem Pakdemirli rahatsız
oldu. Pakdemirli, olaya el ko-
yup suçlulann ortaya çıkanla-
cağını açıklayınca, Başbakan
Turgut Özal ani bır karar aldı.
Bu tip soruşturmalarla Hazine
değil Devlet Planlama Teşkilatı
ılgılenmeliydi. Devlel Bakanı
Başbakan Yardımcısı Kaya Er-
dem'ın imzasıyla 2 Ekim 1985'-
te beklenen karar yayınlandı ve
Pakdemirli'nin elinden hayali-
cilerin araştınna yetkisi alındı.
Yetkilcr DPT'ye geçtıklcn son-
ra nedense soruşturmalardan
da birşey çıkmadı.
İhracalçıya teşvik bununla
kalmıyor. ANAP hükümeti bir
güne değın bu boru hatlan
hiçbir zaman 70 milyonluk ka-
pasiteyi aşmamıştır.
Başlangıçta kullanılacak bu
boru hattının ileride öngörülen
tam kapasiteye çıkması halınde
yanmda kapasite arttıncı bır
boru hattının bir yıl içinde biti-
nlebileceğj saptanmış durum-
dadır.
BOTAŞ yetkililerinin bu
amaçla Türkiye-Irak arasında-
ki anlaşmalar çerçeyesinde gö-
rüşmeler yapmak üzere Bağ-
dat'a gidecekleri öğrenildi.
Irak'ın o/wv' için karşıhğın-
da bir sYraja/'fe'dİp/'isteyipiste-
meyeceğı bilinmiyor. Geçen
kasım ayında Türkiye ile Irak
arasında yapılan görüşmelerde.
halen boru hattı içinde bulunan
ham petrolün Türkiye'nin ken-
di iç tüketiminde kullanılması
konusunda anlaşmaya vanl-
mış, ancak Çekiç Güçün Ku-
zey lrak'ta yaptığı son harekat
nedeniyle gerçekleşmemişti.^
ilke benımsıyor:
"Ekonomik suça ekonomik
ceza verilmeli."
Bu amaçla ilk olarak 1985'te
Türk Parasının Kıymetini Ko-
ruma Kanunu'nda değişiklik
yapıldı. Böylece, döviz kaçakçı-
lığj suçu işleyenler 7 aydan 5 yı-
la kadar hapis cezası yerine 100
bin lira para cezasına çarptınlı-
yordu.
İkinci ve daha önemli deği-
şiklik ise 1918 sayıh Kaçakçılı-
ğın Men veTakibi Kanunu'nda
yapıldı. Bu kanunda gümrük
beyannameleri üzerinde oyna-
yanlar. yanlış bildirimde b'ulu-
nanlar hakkjnda. "toplu ka-
çakçılık" suçundan 5 ile 10 yıl
arasında hapis cezası öngörülü-
yordu. Bu kaçakçılık "teşekkül
halınde" yapılmışsa ceza 15 yıla
çıkıyor. kaçakçılık olayına dev-
let memurlannın adı da kanş-
mışsa eğer, bu kişilere 20 yıla
kadar ceza uygulanıyordu. İCa-
nunun 27. maddesi değiştınldi,
hapis cezası gerektiren suçlar
için 50 bin lira para cezası kon-
du. Böylece. milyarlarca liralık
hayali ihracat yapanlar, güm-
rüğe yanLş bilgi vermek suçun-
dan yargılanacak ve 50 bin lira
para cezasına çarptınlacaktı.
Bu yasanın mutlaka değişti-
rilmesi gerckiyordu. Çünkü,
yeğen Yahya'nın başına işaçan
ve 20 yıl 40 ay hapis cezasına
çarptınlmasına neden olan
Türkiye'nin petrol
üretme şansı kaçıyor
TLNCAYÖZKAN
ANKARA - Türkiye, Kaza-
kistan petrolünü elden kaçın-
yor. Türkiye Petrollen Anonim
Ortaklığı (TPAO). Türkiye'nin
31 yıllık petrol ihtiyaanı karşıla-
yabilecek Kazakistan petrol
sahalan ile ilgili yaptığı anlaş-
malan. ekonomik yükümlü-
lüklerini yenne getiremediği
için. rekabete giren uluslararası
petrol tekellerine kaptırma teh-
İikesiyle karşı karşıya kaldı.
Türkiye, Kazakistan'ın pet-
rol açısından en önemli havzası
Pre-Caspian alarunda toplam
20 bin kilometre karelik 7 ayn
petrol sahasında. arama ve üre-
tim anlaşması yaptı. Projenin.
TPAO'ya toplam 2.092 milyar
dolara malolacağı kayded'ili-
yor. Türkiye'nin, projeyİe üreti-
İebilir petrol rezervi payının
madde buydu.
Ama, aynı kanunun 45. mad-
desi unutulmuştu. Bu madde-
de. ekonomik suça ekonomik
ceza veriliyordu, ama şöyle bir
hüküm vardr.
"Bu fıillerin aynca suç teşkil
etmesi halinde buna ilaveten il-
gili kanun hükümleri tatbik
olunur."
İzmır Devlet Güvenlik Mah-
kemesi 1986 yıhnda Şafak-1
adlı gemiyle Antalya gümrü-
ğünden yapılan hayali ihracatın
27 sanığı hakkında bu maddeyi
şöyle yorumladı:
"Hayali ihracatı yapanlar
ekonomik bir suç işlemiştir. Bu-
nun karşılığı 50'şer bin lira para
cezasına çarptınlmıştır. Ancak.
şirket kurarak bu olayı planla-
mışlar ve fulı gerçekleştırmişler-
dir. Bu da teşekkül halinde
kaçakçıhğa girmektir. Bunun
cezası 10'aryılhapistir."
Bu karar hayali ihracatçılar
arasında bomba etkisi yaptı.
Umut Yargıtay'ın karan boz-
masındaydı. Ama Yargıtay 7.
Ceza Dairesi de, karan aynen
onayladı ve hayali ihracatın ce-
zası netleşu:
-50 bin lira para cezası, ama
yanında 10 yıl da hapis.
İzmir Devlet Güvenlik Mah-
kemesi Antalya olayının ardın-
dan. İzmir. Marmaris, Kaş
olaylannda da aynı yöntemi iz-
lcdf.
3,570 milyar varil olduğu ve
1995 yılında üretimin planlan-
dığı ifade ediliyor. Türkiye'ye
25 yıl süre içinde 31.3 milyar
dolarlık net gelir getirmesi he-
saplanan projede, aksaklıklann
ortaya çıkması, büyük sıkınüya
yol açtı. 9 Ocak 1993'te imzala-
nan anlaşmanın üzerinden 4 ay
geçmesine karşın. TPAO, eko-
nomik yükümlülüklerini yerine
getiremedi. TPAO. ekonomik
sorunlar yüzünden. bölge için
ilk etapta 540 milyon dolarlık
arama yatınmına para ayıra-
madı.
Türkiye''nin
Pre-Caspion alanı için imzala-
dığı anlaşmayı yerine getireme-
mesi durumunda, nisan 1993'te
Kazakistan ile imzalanması ön-
görülen Mangislak petrol böl-
gesinın ve gaz işletmesinin işle-.
tilmesine ilişkin anlaşmanın da
zarargörebileceği kaydediliyor.
Özal hükümeti bunun üzeri-
ne yeniden harekete geçti ve
hayali ihracat davalannda veri-
lecek cezalara ilişkin yeni bir
yasa hazırladı. 1918 sayıh yasa-
nın unutulan 45. maddesi değiş-
tirildi ve "Fiilin suç teşkil etmesi
halinde ilave kanun hükümleri
uygulanır" maddesi kaldınldı.
Böylece. ekonomik suça sadece
ekonomik ceza verilecekti. An-
cak. komisyonlardan ve
TBMM'den ÂNAP oylanyla
geçen yasa Cumhurbaşkanı
Kenan Evren'de takıldı ve veto
edildi. Bu konuda kamuoyu da
duyarlı hale geldiğı için değişik-
lik yasalaşamadı.
DGM bu maddeyi bugüne
kadar hayali ihracat olayına adı
kanşan gümrük memurlanna,
hayali ihracat firmalannın işle-
rini takip eden kişilere uygula-
dı. Çünkü, mahkemenin karşı-
sına suçlu olarak sadece onlar
çrkanlmıştı.
Şimdi gözler TBMM'de
oluşturulan Hayali İhracat Ko-
misyonu'nda... Komisyonun
vereceği, bir ay içinde tamamla-
ması beklenen raponında, kim-
lerin adının geçeceği merakla
bekleniyor.
Y u u : Hayali İlurmcat
KomLsyonu'ndjuı n«
bekleniyor.