Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21MART1993PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Oyun mu cehalet mi?
Neredençıkıypr "yenıükçı sağ". "tutucu sol" gıbısınden
uydurmalar
0
İlerıcı olmanın erdemı üe, ozvensı ıle ve sırasında
risklen ıle yaşayamayıp; daha rahaünı. daha kolayını seçenler
-bence utanç veria olan- durumlannı "ılericılik" olarak adlandınp
rahatlamaya çahşıyorlar
Prof. Dr. TOKTAMIŞ ATEŞ
B
ır ıncır çekırdeğını doldur-
mayacak konulan nıcedır
tartışıp duruyoruz Yok
efendım "venı Osmanlıcı-
hk"mış, yok "ıkıncı cum-
hunyet"mış Ortaya bır
tek -evet altını çızerek yınelıvorum. bır
lek- yenı karut. belge >a da ınandıncı
bır başka şey getırmeyen bırtakım
"heveslıler" (amatorler), gerçekten uz-
manı olduklan alanlan bırakarak
Türkıye'ye "sağını solunu ıyıce oğret-
mek" gıbısınden ıddıalarla ortaya çı-
kabılıyorlar Gulelım mı, ağlayalım
mı, karar veremıyorum
TKP 1936da ya>ımladığı ve kendı
açısından anlaşılabıhr bır bıçımde
CHP'yı eleş.ürdığı bır raporunda.
" İnkılap sıfatı ıle tavsıf edılen butun
bu reformlann mahıyet ve kıymetını
alçaltmak aklımızdan geçmez Onla-
nn hakıkı değerlennı aşağıda sırası
gelınce gostereceğız " ıfadesını kulla-
nırken (Tanh \e Toplum, Mart 199\
s 10 138) bu belgeyı bulup yayımla-
yan Sayın Tunçay, "Osmanlı saltana-
tına son venlmese de olurdu Batfda
olduğu gıbı meşrutı bır monarşı daha
ıvı ışlerdı " dıyebılenlerie avnı safta
>er alıyor (mu acaba9
) Tum yaşamın-
da konuyla ılgılı cıddı beş-altı kıtap
okumamış bın "Turkıye nın yakın ta-
nhının entelektuel hantası bır sahte-
karlığın. kaba bır fotomontajın ustune
oturuyor' dıve \azabılı>or
Bu zata gore. "gerçek ılencıler ve sol-
cular toplumsal fotoğraftan kesılerek
çıkanlmış, onlardan boş kalan vere de
Kemalıstler verleştırılmış " Bu mon-
tdjlı resmı goren ınsanlar -Allah bu
parlak zekâlılardan başka kımseye
akıl vermedığı ıçın- bu montajlı fotoğ-
rafı gorerek '"Kemalıst" olmakla
"solcu"" olmanın, "ılencı' olmanın av-
nı şev olduğuna ınanmışlar Inşan
boyİesıne ıddıalı bır goruş ılen surdu-
ğu zaman bırkaç da ornek venr Bır-
kaçından vazgeçtım, bır tek evet bır
tek ornek venr Kımmış acaba ""ger-
cek ılencıler ve solcular17
"' Vahdettın
mı, Damat Fent mı. Ah Kemal mı. Alı
Galıpmı Nemrut Mustafamı Çerkes
Ethem mı. Mehmet Akıf mı Alı Şuk-
ru mu, Zıya Hurşıt mı, Ayıcı Anf mı.
Çapanoğullan mı° Kımmış gerçek
solcu ve ılencıler0
Aslında cumhunvet ve Turk devnmı-
ne karşı çıkanlar muthış bır "ılencı ve
solcu" olmak kompleksı ıçındeler Ad
vermek istemıvorum ama, >ukardakı
goru^len aldığım dergıde. kendını hâlâ
'solcu' olarak nıtelendıren bır başka
zat Ozal'cı olma ımajını açıklarken,
bu durumu 'venılıkçı sağcılarla venı-
lıkçı solculann " ışbırlığı olarak lanım-
lıvor Tabu "sağ ve solcu tutucular"a
karşı1
Bu arkadaşımız elbette '"sağ"ın
ve sağcı nın tanımını bılır Ikı vuz
\ıldır sağ, kurulu duzenın surdurulme-
sınden vana olan düşunce, sol. bu du-
zenı daha "ılen"" bır duzenle değıştır-
meve çabala>an duşuncedır Nereden
çıkıvor •"v.enılıkçı sağ "tutucu sol
gıbısınden uydurmalar' İlencı olma-
nın erdemı ıle. ozvensı ıle ve sırasında
nsklen ıle yaşavamayıp daha rahatını.
daha kolayını seçenler -bence utanç
vencı olan- durumlannı 'ılencılık"
olarak adlandınp. rahatlamava çalışı-
>orlar Aslında hıç kımse ılencı olmak
va da ilencı kalmak zorunda değıl kı
"Arkadaş ben dondum " dersınız. olur
bıter Zaten bunu dıvenler de var ve
bence demeyenlerden çok daha durust
vetutarlılar
Solculuk anla\ışına bakın!
Bır başka zat, daha da ılgınç bır sa-
vunma mekanızması gelıştınyor. eskı-
den solda olup da şımdı sağda bulu-
nanlara "haın gozuyle bakmadığını"
söyleven bu zata gore ne duşunce ola-
rak ne evlem olarak "soldan hıçbır
lıberahzm gelmı>or'muş "Bovle bır
durumda sağdan gelen bır guç tıka-
nıkhklan açmakta daha etkılı oluvor-
sa ışte ılkelere bağlılığındanjOturu bır
solcu dao sağ gucudestekleyebılırmış
Bıraz yukarda da vurguladığım gıbı
gulelım mı ağlayalım mı° Kendı ala-
nında olağanüstu vetkın olan bu zata
gore 1993 Turkıvesf nde hberal olmak
solcu olmak demek herhalde Ve her-
halde solculuğun amacı da hberal bır
devleı kurmak (Zaten aralanndan bın
bunu daha once de avnen boyle dıle
getıımıştır)
Ülkenızı nerede>se kavıtsız şartsız
emperyalızmın kollanna atmak ıste-
veceksınız, bağımsızlığı tümuvle rafa
kaldıracaksınız. emekçı kıtlelen en de-
nn sefalet çukurlanna atacaksınız.
ulke gençlığını yoz bır kulturun arena-
sında tutmak ısteyeceksınız ve bunlara
karşın, gelır uçurumunun getırdığı
zengın bır azınlığa dunyantn en luks
vaşamını sunacaksınız. devlet elıyle
tufeylı bır mılyarder sınıfı oluştura-
caksınız, papatyalarla->uppıeslerle en
voz ılışkılen yaşayacaksınız, toplum-
dakı fırsat eşıtlığını ortadan kaldıra-
cak değerler sıstemını altusı edecek-
sınız ya da tum bunlan yapanlan
destekleyeceksınız ve buna "solculuk"
ve "ılencılık" dıyeceksınız Bu alçaklı-
ğaızınvermeyu Onun-bununpeşınde
dolaşarak ıktıdara yaklaşabıhrsınız.
gununuzu gun edebılırsınız. dunyalığı-
nızı doğrultabılırsınız, moral doyum-
lara da ulaşabılırsınız Ama yuzyıllar
suren onurlu savaşımlann bayrağı
olan kav ramlan kullanamazsınız, de-
jenere edemezsınız. kırletemezsmız
Bır başka ' ıkıncı cumhunyetçı" altı
ok arasında "demokiası" olmadığı
ıçın cumhunyetı "tek adam" ve "tek
partf" vonetımıne davalı bır dıktator-
>a olarak adlandınyor Yazısında ne
gıbı kavnaklar kullandığına bakıyo-
raz. gene kendısı gıbı duşunen bırkaç
>azann yazdıklan1
Zaten bunlara
baktığımızda ılgınç bır tutum gozlu-
>oruz Önce bın bır şeyler karalıvor,
oburu ondan dıpnot venyor. sonra bır
başkası bunlardan dıpnot venyor ve
ılk yazan bır başka yazısında bu son
sozunu ettığımız >azıyı kaynak goste-
nyor Ve boylece hepsı bırden "bılım-
sel" oluyorlar (Bunlar bızım YÖK
sıstemının atamalanna benzıv. or)
Döneklik ezikliğidir bu...
Bılemıyorum buyuk bır oyunun bel-
lı sahnelennı mı seyretmek zorunda
bırakılıyoruz9
Yoksa ılgınç olmak ıs-
teyen bırtakım ınsanlann ya da do-
nekhklennın ezıklığını yaşayan bırta-
kım ınsanlann çırpımşlan mı bunlar
Ama her ne olursa olsun çabalan bo-
şunadır Tanhın tekerleğını hıç kımse
genye çevıremez 1980 sonrası Turkı-
>esı 1830 sonrası Fransasına çok ben-
zıyor Ama unutmamak gerekır kı
1830 Fransasfnın ardından 1848 ıhtı-
lallen ve Kasım 1848 Anayasası gel-
mıştı Merak edıyorlarsa açıp baksın-
lar'
ARADABIR
H. AVNİ USLUOĞLU
Emekli Müsteşar Yardımcısı
Dflnya Ormancılık Günö8 yılda 4 kez çıkarılan odullendırıcı, suça yoneltıcı ve
ışledıklerınızı de ışleyeceklerınızı de affedeceğız vaadlı
orman suçları aflarına tanık olduk Ulkemızde doğal
dengenın oy oy turkulenyle ne denlı bozulduğuna bu kış
yıne bır felaketduzeyıneulaşmış olan çığduşmeolayla-
rının da yurdumuzu ot bıle bıtmeyecek taşlık kayalık ha-
lıne getırmeye Orta Anadolu'da gozle gorunur hale
gelen çolleşmeye, dağlar duzeyıne ulaşmış toprak kay-
malarına verımlı alanlan, hatta yerleşım yerlerını mo-
loz yığınına çevıren çok buyuk olcude can mal urun
kaybına neden olan sellerın de doğal dengedekı bu bo-
zulmadan kaynaklandığına defalarca değındım (özel-
lıkle 5 2 1976 2 6 1976, 21 3 1979, 19 3 1982 21 3 1985
18 1 1993 gunlu bu sutunlardakı yazılarım )
Doğal dengenın bozulması sadece orman alanlarının
kaybı, suç olan eylem ıle olmayabılır Asıt toz yağdıran
canavar ağzı gıbı bacalar da denız gol, ırmak kenarla-
rındakı yakınından geçenlerı bıle yaşamsal tehlıke ıçın-
de bırakan, olum saçan tesısler de atmosferde bırıken
karbondıoksıt de hatta ozon tabakasındakı delınmeler
de genış anlamda doğal dengedekı bozulmalardır Çev-
re kırlenmelerı de adeta garnıtürudur
Bugun 21 mart yanı Dunya Ormancilık Gunu
Doğal dengeye ormancılık açısından bakarsak yazı-
mızın konu ve çerçevesı "toprak su ve bıtkı dengesı"
olacak
Otlak (mera) alanlan dahıl bıtkının kaybı erozyonu,
erozyon ıse yuz bınlerce yılda oluşmuş hazıne değerın-
dekı verımlı toprağın denızlere taşınmasını, Orta Ana-
dolu'da gormeye başladığımız çolleşmeyı ve yağışların
toprakça emılıp derınlıklere ınerek yeraltı ırmaklarını,
kaynakları oluşturan su duzenını sağlaması yerıne, çığ,
sel gıbı felaketlere neden olmayı çağınyor
Bu gerçeğe daha fazla ılgısız kalamayanlar çıkıyor or-
taya, ormanın bu dengedekı ışlevını buyuk halk kıtlelerı-
ne aktarabılmek ıçın uyesı bulunduğumuz AvrupaTarım
Konfederasyonu (CEA) Ekım 1971 tarıhınde yapmış ol-
duğu toplantıda 'Dunya Ormancılık Gunu" kutlamala-
rında yarar duşunuyor Ve bır yıl sonra Roma da duzen-
lenen Bırleşmış Mılletler Gıda ve Tarım Teşkılatı (FAO)
toplantısına bu duşunceyı onerı olarak getırıyor, destek
de goruyor Kuzey Yarım Kure de ılkbaharın, Guney Ya-
rım Kure'de sonbaharın ılk gunu olan 21 mart gunu
^Dunya Ormancılık Gunu ' olarak kabul edılıyor
Amacı genış halk kıtlelenne ormanı ve onemını tanıt-
ma Maddı ve manevı yararlarını doğayı koruma ve
rekreasyon yonunden hızmetlennı açıklamadır Boyle-
ce genel ormancılık çalısmaları duyurulur, çevre sorun-
ları ıçınde ormanın, doğa-ınsan ılıskılerının ozellıkle
erozyon konusunun ulke açısından onemı dıle getırılır
Orman urunlerıne duyulan gereksınımle orman kaynak-
larının venmı arasındakı açığın gıderılmesı ağaçlandır-
ma çalışmalarının buyuk onemı yonunden (Orman
Bakanlığı'nın ruhuna fatıha okutanların kulakları çınla-
sın
1
) kamuoyu bılgılendırılır Ormanların sosyo-ekono-
mık değerı ve orman alanlarının yeterınce genışletılme-
sı konuları okullardan başlanarak her yaş ve duzeydekı
vatandaşlara, ılgılerını çekecek şekılde anlatılmaya ça-
lışılır
Ormanlar, sadece ağac ve ağaççık topluluğu olarak
gereksınmelerı karşılamak uzere plan ve programla ke-
sılecek odun hammaddesı değıl, sınesınde barındırdı-
ğı çeşıtlı bıtkılerı, kuşlan boceklerı ve av hayvanları ıle
toprağın ustunde ve altında bulunan çok çeşıtlı canlı ve
cansız varlıklarıyla her mevsım derınlığıne ve genışlığı-
ne değışen taze renklerı ve sevımlı çehresıyle ınsan kal-
bınde sonsuz bır hayranlık ve heyecan yaratan gerçek
ve muazzam bır âlemdır Ormanlar bu yonu ıle renkler
sesler, ışıklar ve golgeler armonısı ve esrarlı guzellıkler
ve zengınlıkler ulkesıdır Doğanın buyukluğunu, zengın-
lığını ve yaratıcılık kudretını gormek, ancak ormanı tanı-
makla mumkundur'
Bu sozlere katılmıyorum dıyene rastlanmaz Ancak
ne zaman kı bır seçım donemı gelır, bır seçılme hırsı tum
değerlerın ve lyılıklerın onune geçer ve hemen ışıtılır,
hatta fısıltı olarak değıl yazılı vaatlere donuşur "Orman
suçları ıçın af çıkaracağız' sozlerı' Son genel secımde
bıle buna tanık olduk Ve başlar elıne suç aletını alıp or-
mana koşmalar1
Ormanlar kesılır sokulur, açılır yakı-
lır, yerleşmeler olur, kapanın elınde kalır, yağmalanır,
orman ağlar orman haykırır, feryat eder, sesı ınıltısı
yangındır erozyondur, çığdır, seldır dağlar duzeyınde
toprak kaymalarıdır doğal dengedekı bu denlı bozulma-
ların çeşıtlı gorunumlerıdır Elden gıden ıse ulkemızdır,
guzel yurdumuzdur
Dünyaya hoşgeldin
14.3.1993
Toksöz - Çakmak ailesi
TARTIŞMA
Kişilik sorunu kolay geçiştkilemez
B
ırev lenn. yaşam
bo> u toplumsal.
ekonomıkve
sıyasal
ılışkılenndekı
tutum ve
davranışlan belırlı ozellıkler
taşır Sergıledıklen bu "kendıne
ozgu" davranış bıçımlen.
kımhklennı. yanı kışılıklennı
belırler Herdavranışbıçımı
bırergostergedır
Korkak-cesur
namuslu-namussuz,
onurlu-onursuz,
kaypak-kararlıvb gıbı
tammlamalann doğru olup
olmadığı, hep bu somut
gostergeler ışığında ortaya
çıkar Orneğın. hersıyaset
adamının bır dunya goruşu
vardır Sıyasalınançlanvardır
Benımsedığı bu goruş ve
mançlar doğrultusunda çaba
gosterraesıdoğaldır Iştebu
çabalann. uğraşlann nıtelığıne
gore de onun kışılığı belırlenmış
olur fanatıkdıncı,sos>alıst.
faşıstvb gıbı Çekırge omeğı
partıden partıye atlayıveren.
her donemde ıktıdar partısıne
kapağı atmaya çalışan bır
polıtıkacının, ınançlanndan
çok kışısel çıkarlannın
peşınden koştuğu gorulurse
"çıkara" olarak tanımlanır
Gıderek dev letı dolandınp
> argı onunde mahkûm
edılmışse, bu kez "dolandına"
olarak anılacaktır Yukanda
da belırttığımız gıbı bu
tanımlamalar kuşkusuz
elımızdekı somut venlenn
nıtelığıne gore j apılır
Bu açıklamamızdan sonra. 14
Şubat 1993 gunlu "Sabah"ta
koşe yazarlanmızdan Çetın
Altan'ın' Kışılığı Kanıtlama
Testlen" başlığını taşıvan koşe
yazısı uzennde kısaca durmak
ıstenm
Çetın Altan, >azısının başında
"Kışılık sahıbı olmayı nasıl
tanımlıy orsunuz
9
" dıye
sormakta, ardından kışılık testı
olarak okuyuculanna otuzdan
fazla soru yöneltmektedır.
Sorulardan da anlaşılacağı gıbı
yazanmız. kışılık kavramını
sulandınp. bulandırmakta.
sonunda "fasarya" olarak.
'hodukluk zmcın" olarak
nıtelemektedır "Kışılık"
sorununu arapsaçına
donuşturerek değer
yargılanmızın aydınlığına
karanlık bır perde çekmekle.
neyın amaçlandığını bılemeyız
Acaba kışılığın tanımını
sağhklı olaral ona>a
koymanın Çetın Altan'ca
korkulacak bır vanı mı var
9
Ne
vapılırsa yapılsın. bıreylenn
kışılık duzeylen, çaplan.
elımızde var olan
gostergelerden soyutlanamaz
ve bunlara dayanarak
tanımlamalar v apmaktan
kımse alıkonulamaz Kışıhk
kavramını "hodukluk" olarak
tanımlarsak. ardından tum
değer yargılanmızın gırgıra
alınması gundeme gelebılır
Erdemlı bır kışıv le erdemsızın
avırdına varmadan ıkısını de
aynı kefe>e koymak gıbı gerçek
"hodukluk zıncın"ne venı
halkalar eklemış oluruz
Boylesı anlav ışın egemen
olduğu bır toplumda ışler
"şıraze"sınden çıkmış
demektır Genye lafazanlıktan
başka bır şe> kalmaz
Batıh toplumlann, bu gıbı
sorunlan çoktan aştığı
doğrudur ama kışılıklen de
kuşku duyulmayacak bır
bıçımde oluştuktan ve
behrgmleşükten sonra
gerçekleşmıştır bu başanlan
Ilen duzeyde olmalannın temel
nedenı de budur sanınm
Bızım, bu ve benzen konular
uzennde çok daha
durmamızın. uğraş vererek
ırdeleme yapmamızın
gereklığıne kesınhkle
ınaruyorum Toplumumuzdakı
kavram kanşıklığı uzenne
kımler kafa yorup bıze ışık
tutmuştur
9
Doğrusu ışın
abece'sınde bıle değılız
Kışılığı olmayan bıreylenn
oluşturacağı toplumlar, kolecı
toplumlardır Nevazıkkı
egemen çevreler. her donemde
kışıhk uzennde durulmasına
karşı çıkmışlar. "şahsıyat
yapmayın" dıyerek
bırçoğumuzu susturmuşlardır
Oysa bu konuda soylenecek o
kadar çok şey var kı En
buyuk eksıklığımız de bunlan
soylememekten
kaynaklanıyor
Ömer Nida
Küçükyalı
PENCERE
Sikkenin tarihsel değeri
B
ugıin cebımızde
taşıdığımız bozuk
paranın tarihi,
gunumuzden
vaklaşık2600>ıl
oncesine
uzanmaktadır. Sikke dcdiğimLz
madenı para. ılk kez uzerinde
yaşadığımız bu topraklarda.
yani Anadolu'da basılmıştı;
vatanı \nadolu ıdi. Vntikçağda
bu topraklar uzerinde kurulan
vüzlerce kent-devletı ile bdyıik
devletlervekrallıklarınhepsi
sikke bası>orlardı. Anadtılu.
adeta bir darphane ağı ile
orulmuştu. Ortaçağda. Bizans
İmparatorluğu'nun egemen
olduğu donemlerde \e Osmanlı
İmparatorluğu donemınde
(İmparatoriuk sınırlan dahilinde
vine azımsanmav acak sa> ıda
olmasına karşın) \nadolu
toprakları uzerinde darphane
sa> ısı azalmıştır. Fakat vine de
başlangıçtan Osmanlı
İmparatorluğu'nun sonuna
kadar \nadolu toprakları
uzerinde, açılan-kapanan-yeni
açılan darphanelerin sa) ısı
Kalemlerimiz
500'un altında değildir. Aynca
antikdunvadaki
kent-darphanelerinin sav ıca
onemli bır kısmının \nadolu"da
y er almış olması da kav dadeğer
bir konudur.
Sikkelerin maddi değerlerinin
\ anı sıra bır de tanhsel değerieri
vardır ki bu vanı çok onemlıdir.
Resmi kazılarda bulunmav an y a
da tesadufen ele geçen sikkeler
bulundukları verden
koparıldıkları andan itibaren
değer kav betmeve
baslamaktadırlar bile. Çünkü
sikke. kendısını basan ve
tedavuleçıkaran
toplumun/devletin kulrürel,
sosyal, ekonomik, tarihsel >e
dinsel v apısı ile y aşantısı
hakkında bilgi veren en onemli
birınci elden kav naklardan
birisıdir. Bugun. bir zamanlar
tarıh sahnesınde gonılmuş ve bir
siire sonra yok olmuş
uv garlıkların tarihi
yazdabiliv orsa, bu salt o
uygarlıkların gunumuze kalmış
yazılı belgelennden v a da diğer
maddi kultur kalıntdarından
" ^ ^ ^ ^ ^ ^ emokrası
I ^ ^ sadece dort
• • yılda bır sandık
I m başına gıdıp oy
M JW atmak değüdır
" ^ ^ • ^ ^ Demokratık
ulkelerde bıreylenn seçımde oy
kullanma dışında da
sonımluluklan v ardır
Ülkesınde ve dunyada yaşanan
olaylara karşı ılgısız ve tepkısız
kalmamak bu sorumluluklann
başında gebr Busorumluluk
hem çeşıtlı orgutlere kaülarak
topluca, hem de bıreysel olarak
gorduğu yanlışlık ve
haksızhklara karşı mucadeleyı
ıçenr
v ararlanılarak v apılmıvor.
Çok onemli siv asal olay Iarın da
tek kav nağı bazen sikkeler
olabılmektedır. Orneğın,
gunumuzden > aklaşık 2300 > ıl
kadar once \nadolu'nun
batısında vedi kent tarafından
oluşturulan sıv asal birliğin
> arlığına daır bilgimizı v alnı/ca
sikkelere borçluvuz. Bu nedenle
sikkenin bulunduğu yer >eortam
fev kalade onemlıdir. Sikke) i
bulunduğu v erden hıçbır kayıt
tutmaksızın aldığımızda, o sikke
kımliğıni kav betmış demektir.
Artık o. ona sahip olmak isteven
kişiler arasında. değerinden
kav betmış bır durumda,
v aînızca madenı değeri (aitın,
gümuş gıbi) v e pıv asa değen
uzerinden ışlem gorecektir.
4vnı sekilde. herhangı bir verde
tesadufen ele geçen define için de
ay nı şey ler soz konusudur.
Fakat define. define olduğu >e
bılinçlı olarak gomulup
saklandığı içın de av n bir oneme
sahiptır Defineji içeren sikkeler
genellikle belli bir zaman
dilınıındebirarava
E>emokrasılerle bıreyın sılahı
duşuncesıvekalemıdır Bır
mektup neyı değjştınr dıye
duşunmeyın Gorduğuhuz
yanlışlan, karşı olduğunuz
goruşlen, dost sohbetlennde
yakındığınız konulan yazın
Tepkınızı gostenn Neyı
degışünr kı denılmeden yazılan
getirildiklerinden, birbirlerinin
tarihlendirilmesine v ardımcı
olacakları gibi o zamana kadar
tarihlendirilmesı v apılamamtş
sikkelerin (ve birlikte ele
geçtikleri diğer
buluntularm/kalıntıların)
tarihlendirilmesi için de önem
taşıriar. Dolayısıvla bulunduğu
> eri belli olan ve butun olarak ele
geçen definenin tarihsel ve
arkeolojik onemi daha
buv uktur. Fakat çoğu kez,
içerisinde çok sav ıda sikkenin
bulunduğu defineler ya
bulundukları anda
v ağmalanmakta v a da piyasada
elden çıkarılmalan sırasında
birbirlennden ayrılmakta, ayn
avrı satılmaktadırlar. Daha
sonra kaçakçılık olay ı tespit
edilip sikkeler ele gecırilseler
bile. bırakınız tarihsel v a da
arkeolojik kav ıplarını, maddi
değerlerini de onemli olcude
kavbetmişolacaklardır.
Y.Doç.Dr. Oğuz Tekin
İ.Ü. Edebıyat Fakultesı
mektuplann sayısı bınlen, yuz
bınlen bulunca ınanın kı
tahmınlenn otesınde ses
getu"ecektır Öyleyse, haydı
kalemler omza
Ateşhanörs
İstanbul
Hasan Efendi
Coğunluk 'Hasan Amca' dıye çağırırdı, ben 'Hasan
Efendi derdım NadırBey 'Hasan dıyeseslenırdı Irıke-
mıklı uzun boylu, sağlam yapılıydı, sıtma gormemış bır
sesı vardı
Yunus Nadı Bey'ın odacısıydı
Nadır Bey'e yadıgâr kalmıştı
Gazetede calışmaya başladığım zaman, bana Nadır
Nadı nın bıtışığındekı odayı vermışlerdı Hasan Efendi
ıkımıze de bakıyordu O yıllarda kapıda Zıhnı Efendi,
kahve ocağında Cemal Efendi vardı Zıhnı asık suratlıy-
dı Cemal şen, şakrak, nuktedan, bır gun kahve gotur-
mek ıçın Doğan Nadı^nm odasına gırmış bakmış kı uç
konuk oturuyor Gazete'nın yazarı Ömer Rıza, tıyatrocu
Vasfı Rıza, ses sanatçısı Necmı Rıza Kahvecı Cemal
durur mu
- Oooo demış burada bır Allah ın rızası eksık
Doğan Nadı anlatmıştı bu oykuyu
Hasan Efendi, Zıhnı'den de Cemal den de daha ağır
basıyordu Şaka değıl Nadır Bey'ın odacısı ustelık Yu-
nus Nadı den anılar anlatıyor
-'Bır gece Gazı cağırmış araba geldı, Dolmabahçe'-
ye gıttı gece gec vakıt geldı, ben beklıyordum, gorunce
yanağımı okşadı 'Hasan oğlum, nıye yatmadın' dıye sor-
du
Gençlığınde Anadolu'dan Istanbul'a gelmıştı Hasan
Efendi, bır omur boyu memleketını kışılığınde taşıdı, 'sa-
dakat'dı yaşamının yasası, olunceye kadar Nadır Bey'e
sadık kaldı, ıkısı arasındakı ılışkı, ancak bır eskı zaman
zabıtıyle emırberı arasındakı bağla olçulebılır
Pekı, Nadır Bey oldukten sonra ne olacaktı? Hasan
Efendi, Nadır Bey ın odasına sahıp çıktı, anahtarı cebın-
deydı ıçerde ne var ne yok o bılırdı Kımbılır belkı de
'Beyefendı nın sıgaralarını bıleyerlı yerındesaklıyordu,
ola kı Nadır Bey bır gun çıkagelır, seslenır
- Hasan, bana sıgaramı getır
•
Başlangıçta guçlu kuvvetlı bır Anadolu çocuğuydu Ha-
san zamanla herkes gıbı ıhtıyarladı, son yıllarında yaşlı
genç herkesı de///can//'dıyeçağırmayabaşladı Doğru-
su delıkanlı dıye çağrılmak yaşlıların hoşuna gıdıyor-
du, ama Hasan Efendi Nadır Bey'ı gormeye gelen ba-
kanlara, mılletvekıllerıne de yuklenıyordu
- Delıkanlı bu ışlen ne zaman duzelteceksın?
Hasan Efendi çevresıne ağır gelmeye başlayınca şı-
kâyetler de çoğaldı
- Ne yapacağız bu Hasan Efendıyı?
Hasan Efendi olumsuz gelışmelerın farkında mıydı
7
Bır ışe yaradığını anlatmak ıçın sıralı sırasız kapıyı açar,
gozlerımm ıçıne bakarak sorardt
- Bır ıhtıyacın var mp
- Sağol Hasan Efendi yok
- Kahve ıcer mısın?
- Sağol Hasan Efendi şımdı ıçtım
Bır gun yıne kapıyı açmış gozlerımm ıçıne bakarken
ben onun gozlerıne baktım Gormuyorgıbıydı Bana de-
ğıl duvara donuktu bakışları, beş parmağımı açıp sor-
dum
- Hasan Efendi bu kaç
9
Yaklaştı, sonra yanıtladı.
-Beş
•
Hasan Efendi gormuyordu Ne yapmalıydı
9
Hastane-
ye yatmak ıstemıyordu, 'doktor dedığım zaman duy-
mazlıktan gelıyordu Arkadaşlarla konuşuyorduk, her-
kes Hasan Efendi nın bırdenbıre çoktuğunu gorüyordu,
o yıne de geç vakıtlere kadar gazetede kalıyor gıderken
ızın ıstıyordu
- Izın venrsen ben gıdeyım
- Gule gule Hasan Efendi
Bır de yenı âdet çıkardı son gunlerde, ayrılırken elimi
sıkmaya başladı
- Ver elını, Allah a emanet ol, ben gıdıyorum, kızıma
selam soyle Allahaısmarladık
Son gunlerınden bır gun elımı sıkarken Hasan Efendı'-
nın elını duyumsadım O ın kemıklı adamın elı, ıncecık,
upuzun yumuşacıktı, şaşırdım Belkı de yuzu gıbı elı de
suzulmuştu, bende kalan son anısı elının sıcaklığı oldu
İnsan Haklan savunucusu, Demokrat ve
yurtseverinsan
EMIL GALIPS AND ALQ
anısı önünde saygıyla eğilıyoruz.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası
İnşaat Mühendisleri Odası
Jeoloji Mühendisleri Odası
Maden Mühendisleri Odası
Makina Mühendisleri Odası
"ATESKES"İN
PERDE ARKASIBeyrut-Ankara-Londra hattında neler oldu
7
Talabanının MİT
aracılığıyla gönderdıği haber •Türkıye taraftar değılse çaba
harcamayayım' MİT Müsteşan Sönmez Köksal-Demirei
göruşmelen Orgeneral Ilter-Barzanı gönjşrrvesı Chnton, Irak'ı
parçalamaya hazıtianıyor Doğu Perinçek "Banşçı çözüm ıçin
Batı ınısıyatıfı dışlanmahdır*
I 2000't DOMU'NUN «DA SAYBI, 1 MAYlStft
ATMNUrTA I0UMUM Sefmh Balooğlu, Fethı Nad,
Selahattın Hılav Fent Edgu, Ents Batur Onat Kutlar,
Hılmı Yavuz Fıkret Otyam Abu Firaz, Şökrû Günbulut,
Füsun AKattı Izzettın Onder, Pıyale Madra, Yıldız Cıbıroğlu,
Osman Şahın, Oıtıan Koioğlu, Zekı Saruhan Aydıntıkto 1
Mayıs'ta 8 5 mılyarlık tnrikıme ulaşıyoruz Yenı adres Yd
Sokak Potet Cetıl Ağa Işhanı, Kat S, Moodıyeköy/ İstanbul
Irtıbat leleforlan 9-1-513 83 52-53 Faks 513 96 76
Doğu Perinçek, Klm il Sung He görûçtâ ABCCnin Kore
provokasyonu • Turk-lş heyetının Kürt raporu, çözüm
önenlen . Eğit-Sen ve Eğltim İşin birllk göfüşme») • Sağlık
meslek örguttenntr ortak deklarasyonu • Türkiye'nln Ilk
bedensel âzüriüter tlyatrosu • Şükrû Gunbulut akıl
yûrûtmenın zararlannı yazdı • Cezml EraAz'dan 'Yeni moda
bariar* • Demır Özkı "partı ve devtefi yazdı