Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21MART1993PAZAR
12 DIZIYAZI
BalkanPakü'ndaTürkiyebaşrolde
TÜRKİYE'NİN72YILLIK
DIŞ
POLİTİKASI
(1921-1992)
İsmail SOYSAL, Em. Büyükelçi •
Milü sınııiar içinde vatan bir bütündür.
(Temmuzl9l9)
Dış politikanın içerdeki durumuyla uy-
gun olması gerekir. (Nısan 1920)
Savaş zorunlu ve yaşamsaJ obnalıdır.
L lusun yaşamı tehlikeyle karşı karşıya kal-
madıkça, savaş cinayettir. (Şubat 1923)
Kılıç ve sapan: İki fatihten birincisi ikin-
cisine her zaman yenilir. (Mart 1923)
L lusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun
karşsında zincirier erir, taç ve tahtlar ya-
nar. vok olur. Llusların tutsaklığı üzerine
Atatürk'ten özdeyişler
kunılmuş kurumlar her yerde yıkılmaya
mahkûmdur. (1924)
Türkler bütün uygar uluslann dostudur.
(Şubat 1924)
Ülkeler çeşitlidir, ama uygarlık birdir.
Bir ulusun yükselmesi için bu biricik uygar-
lığa katılması gereklidir. (Şubat 1924)
Millerimizin hedefi, milletimizin iilküsü.
bütün dünyada tam anlam ile uygar insan
topluluğu olmaktır. Bilirsiniz ki, dünyada
her insan topluluğunun variığı. değeri, öz-
gürlük ve bağımsızhk hakkı, kendisinin
olan ve olacak uygarlık eserleri ile orantılı-
dır. Lygar eser meydana getirmek olana-
ğından yoksun toplumlar. özgürlük ve ba-
ğımsızlıklanndan ayrılmaya mahkûmdur-
lar. Uygarlık yolunda yürümek ve başarı
kazanmak hayatın şartıdır Lygariığın bu-
luşlan ve tekniğin harikalannın dünyayı
değişiklikten değişikliğe uğrattığı bir dö-
nemde. yüzyıllık köhne anlayışlaria ve geç-
mişe saplanıp kalarak varlığmı dayandıra-
bilrnek, kesinlikle miimkün değikür. (Ağus-
tos 1924) sörecck
Türkiye'nin coğrafı konumu onu her
zaman uluslararası dengeleri gözetmeye,
temkinli davranmaya ve güçlü olmaya
sevketmişıir. Etrafında sık sık savaşlar
vegerginliklerçıkmaktaolmasınınonu
tehlikelerle karşılaştırdıği birgerçektir.
Ama bu gerçek Türkiye'yi sık sık aranır
birdevlet durumuna getirmektedir
Acaba Türk diplomasisi doğru yolda
mıdır? Bunu anlamak ıçin her şeyden
önce geçmış olaylan göz önüne getirip
sonra dış polıtikamız üzerine bir
değerlcndirme yapmakta yarar vardır.
fşte bız bu yazımızla yeni Türkiye'nin
son 72 yıllık dış polıtikasıyla ilgili başlıca
olgulan anmsattıktan sonra. genel bir
analiz yapmak istedik.
Mustafa Kemal (Atatürk) liderliğindeki
kurtuluş savaşı (1919-1922) başanya
ulaşınca. 1923'teimzalanan Lozan Banş
Antlaşması'yla Türkiye'nin -Fransa
mandasındaki Suriye'ye kalan
tskenderun sancağı (Hatay) ve Ingiltere
işgalindeki Musul bölgesi dışında-
ülkesel bir sorunu kalmamış ve Osmanlı
tmparatorluğu'ndan devralınan siyasal,
ekonomik, parasal, eğitimsel, yargısal
vb tüm sorunlardüzenlenmişti.
Atatürk Kurtuluş Savaşını izleyen
yıllarda sömürgeci devletlerin
yönetimindeki "ezilmiş milletler"in
kurtuluşu için Türkiye ömeğini gösteren
açıklamalar yapmıştı. Ancak onun bu
ülkücü tutumuçok geçmeden "real
politik"edönüşecekti.
1921 yılndan 1930'luyıllannortalanna
dek Atatürk ülkenin güvenliği için tek
desteği Sovyetler Birliği'nden görmüştü:
Dostça ilişkilen kuran 1921 Moskova
Antlaşmasını 1925saldırmazlıkpaktı
izlemişti. 1929'dabupaktaeklenenbir
protokol ile ikı komşu devlet birbirlerine
danışmadan bölgelerinde başka
devletlerle siyasal anlaşmalar
yapmamayı yükümlenmışlerdı ki, bu
Türkiye'nin dış politikasında
Moskova'nın vazgeçilmezağırlığını
ortaya koyacaktı. Hatta 1932'de
Türkiye MılletlerCemiyeti'negirme
karannı bile Moskova'ya danıştıktan
sonra verecekti.
Lozan'daçözümlenemeyen Musul
sorunu. 1926 yılında Türkiye'nin bu
bölge üzerindeki iddıasından
vazgecmesiyle bır çözüme bağlanmış ve
bugünkü Türk Irak sının kesinleşmişti.
Türkiye artık Avrupa'da ülkesel "statu
quo"nun ve banşın korunması yanlısı
birdevlet olarak, savaşın yasaklanması
ile ilgili 1928 Briand-KelloggPaktına ve
bunun Doğu Av rupa'da uzantısı olan
Litvonov Protokolüne katılmıştır. '
Aynca pek çok dostluk ve iyi komşuluk
antlaşması imzalamıştır.
1930'lu yıllann ilk yansında Mussolini
ttalyası Akdeniz'de ve Yakın Doğu'da
genişleme emellen besleyen bir tutum
içinegirince Türkiye ile İngiltere
arasında bir yaklaşma başîamıştı. Bu
yaklaşma. ftalya'nın 1935'te
Hâbeşıstana saldırması üzerine. bir
dayanışmayadönüşmüş ve İngiltere.
öbür Akdeniz devletleriyle olduğu gibi.
Türkiye ilede İtalya'ya İcarşı geçici
nitelikti bir ittifak (Mediterranean
Agreement) imzalamıştır.
Av rupa'da ttalyaveAlmanya'nın
yarattığı tehlikeler artarken
Balkanlar'da "revizyonist"
Bulgaristan'a karşı 1934'te Türkiye,
Yunanistan. Romanya ve Yugoslavya
arasında bir Balkan paktı yapılmasında
Türk hükümeti baş rolü oynamıştı.
Atatürk boyle bir paktla bölge dışından
gelebilecek tehlikeye (ftalya) karşı da
yükümlülük ortaya konu'lmasını çok
dstemişsede Yunanistan'ın muhalefeti
nedeniyle bu mümkün olamamıstı
Montreux konferansı sırasında iyice
belirgin duruma gelmişti. Bununla
birlikte Ankara Sovyetler Birliği ile iyi
komşuluk ilişkilerinin korunması için,
Moskova'nın !939'da Almanya ile
anlaşmasına dek. elinden geleni
yapaçaktı.
Türkiye, batısındaki Balkan
devletleriyle yaptığı gibi, doğusunudaki
İslam devletlerle de bir banş düzeni
kurmak girişimınde bulunmuş ve
Londra. Paris ve Moskova ile
danıştıktan sonra, 1937 yılmda Irak,
İran ve Afganistan ile saldırmazlık ve iyi
komşuluk temeline dayanan Saad-Abad
(Tahran) paktını bağıtlamıştı. Her ne
kadar bu bir savunma paktı değil ise de
smırlann değişmezliğıni ve birbirine
Hatay'ın Türkiye'ye bağlanmasını
istemişti. O sırada Alman tehdidi
karşısındaki Fransa, Türkiye'nin
İngiltere ile yaptıği İkili Deİclarasyon
gibi, bir bağjtla ittifak yolunu açmak
istediği için, 1939 haziranında
Ankara'da imzalanan bir anlaşma ile
Hatay'ı Türkiye'ye bırakmıştır.
Türkiye'nin dış politikasına yön veren
Kemal Atütürk lOKasım 1938'de
ölmüştü, ama onun bu milli dış
politikası sürdürülecekti.
Türk hükümeti 2. Dünya Savaşı
yaklaşırken Mihverdevletlerinin olası
saldınsını düşünerek İkili
Deklarasyonlar yaptığı İngiltere ve
Fransa ile bir ittifak imzalamakta
kararlıydi. Ancak bunu yapmadanönce
Atatürk,Ürdün Kralı Abdullah gibi yabancı konuklannı Savarona yatmda ağırlardı.
Bu arada Türkiye, 1923 Lozan Boğazlar
Sözleşmesi'yle silahtan anndınlmış
duruma getirilen Boğazlar bölgesinin,
artan tehlikeler karşısında, yeniden
silahlandınlması gereğini ortaya atmş ve
bunu 1936Montreuxsözleşmesiyle
gercekleştirmiş ve Boğazlar için daha
güvenceli birgeçiş rejimi kurulmasını
başarmıştır.
Türkiye'nin Moskova'ya bağımlı
durumunudengelemek üzere İngiltere
ileyakınilişkilerkurması 1936
Montreux sözleşmesiyle gerçekleştirmiş
ve Boğazlar için daha güvenceli bir geçiş
rejimi kurulmasını başarmıştır.
Türkiye'nin Moskova'ya bağımlı
durumunu dengelemek üzere İngiltere
ile yakın ilişkiler kurması 1936
karşı aşiretleri kışkırtmamak ve iyi
komşuluk ılişkileri sürdürmek gibi
banşcı amaçlar güdüyordu.
Fransa 1936'daSuriye'dekimandasma'
son vermek üzere Suriye ile görüşmelere
girmek isteyince Türkiye, 1921
Türk-Fransız Ankara anlaşmasında
İskenderun Sancağı'nda (Hatay)
çoğunluktaki Türklere tanınan özel
haklan anımsatarak bu bölgenin
Türkiye'ye geri verilmesini ileri
sürmüştü. Bunun üzerine iki devlet
arasında bir uyuşmazlık çıkmış, konu
MilletlerCemiyeti Konseyi'ne
götürülmüş ve 1937 yılında Hatay'ın
özerk bir varlık (entit distinct) olması
kabuledilmişti. Ancak Türk hükümeti
bunun yürümeyeceğini görünce.
Sovyetler Birlığı ile aynı doğrultuda bir
savunma tertibi için temasa geçmiş ve
Dışişleri Bakanı Saracoğlu'nu
• Moskova'ya göndermişu. Oysa Stalin
bu arada Almanya ile anlaşmış.
dolayısıyla Türk-Sovyet görüşmelen
çıkmaza girmiş ve 1921 "den beri
sürdürülen dostluk ve işbirliği havası da
bozulmuştu. Budurumda. Türkiye daha
fazla beklenemeden 19Ekim 1939'de(2.
Dünya savaşının çıkışından 49 gün
sonra) Cçlü ittifak Antlaşmasını_
imzalamıştı. Buantlaşmayaekli2.sayılı
protokol ile ittifakın Türkiye'yi
Sovyetler Birliği ile savaşa
sürüklemeyeceği yolunda bırçekince
koymayı da ihmal etmemişti.
1940'da Mussolini İngiltere ve
Fransa'ya savaş açınca. Türkiye bu
"Sovyet çekincesini" ileri sürerek "savaş
dışında müttefık" statüsü içinde kalacak
ve 1941 haziranında Almanya ile bir
saldırmazlık paktı imzalayarak bu
statüsünü daha güvenceli duruma
getirecekti. Dahasonraki savaş
yıllannda, müttefıklerce girişilen savaş
baskılanna karşın. Türk hükümeti,
gerekli silah yardımı yapılmadığı
gerekçesiyle. bu durumunu
değiştirmeyecekti.
Türkiye'nin "savaş dışı müttefik"
durumu savaşın Boğazlar ve Yakın
Doğu bölgesıne yayılmasını önlemişti.
Bu gerçek. savaş sona erdikten sonra
hem Batılılar hem de Sovyetlerce
anlaşılacaktı.
Saldırmazlık paktı
2. Dünya Savaşf ndan sonra, Türkiye
Sovyetler'in ciddi tehdidi ile
karşılaşmıştır: Stalin. Rusya'nın savaş
sonrası güçlü durumunu hesaba katarak
Boğazlann denetıminde (üs: hak sahibi
olmak istemiş ve 1945 yılında 20 yıllık
Türk-Sovyet Saldırmazlık Paktına son
vermişti. Âynca. boğazlar konusundaki
baskısını arttırmak için, Kars-Ardahan
bölgesinin Rusya'ya gen verilmesi
gereğini "Gürcü ve Ermeni ıstemleri"
kisvesi altında yan resmı bir biçimde ilen
sürmüştü. Türİc hükümeti de, Sovyet
ıstemlenne karşı dururken Batılılardan
destek istemişti. En etkin destek
Amenka Bırleşik Devletlen'nden
gelmişti. Boğazlar ve dolayısıyla Doğu
Akdeniz bölgesınde Sovyet tehlikesini
sezen ABD, Türkiye ve Yunanıstan'ı
komünıst tehdıdine karşı korumak
üzere, 1947'de""Trumandoktnni"
çerçevesınde, bu ülkelere silah
vardımını. ertesi yıl da Marshall planı
çerçevesınde. ekonomik yardımı
başlatacaktı.
Batılılarla ilışkilerinı pekıştirmek isteyen
Türkiye. 1946'danbaşlayarak
demokrası yolunda olumlu adımlar
atınca. 1949 yılında kurulan Avrupa
Konseyi'nın üyesı olmuştu. Öteyandan.
Marshall planının bir uzantısı olarak
I948'de kurulan Avrupa Ekonomik
İşbfrhğ»4)rgütü ve 1960daonunyerine
aeçen OECDiçindeyeralmıştı.
Türkiye 1949'da kurulan NATO'ya '
alınmamıştı. Ama zamanla onun
Sovyetler Birliği'ne karşı Doğu Akdeniz
ve Yakın Doğu'daki önemi anlaşılınca.
Ankara ile stratejik bir işbiriği için
formülleraranmıştı.Sonunda.Türk
kuvvetlerinin 1950'de BirleşmişMilletler
Kuvvetleri içinde Koresavaşında
gösterdıği başannın da etkisiyle. 1952'de
NATO'ya tam üye olmuştu.
Sürecek
O N B I N L E R
İÇİN YAZPI
Ak güvercin
Duydum ki Uğur Mumcu ölmüş.
Kardeşlik
insanhk
dünya banşı için
bir güzel insan öldürülmüş!
•
Duydum ki Uğur Mumcu ölmüş.
Elinin
yanağının
sözünün sıcaklığı birÇinli dııymuş.
Duyunca,
sanlası gelmiş!
Duydum ki Uğur Mumcu ölmüş.
Bir yürek sönüp
bir meşale yanmış.
Pınltısı,
kutuplardan görülmüş,
Görülünce
gözleri kamaştırmış!
•
Duydum ki Uğur Mumcu ölmüş.
Hissettim kalbimde.
-daha önce hiç hissetmediğim-
bir ağabey kaybetmenin acısını
Gözlerim
dolmuş!
•
Diyorlar ki Uğur Mumcu ölmüş.
Hayır
hayır
hayır diyorum ölmemiş,
O
ak bir güvericin olup
ellerime dolmuş.
HAKAN BAHADIR
İstanbul
Onceoğhımusoııra senikaybettimHor bakmadı kanncaya
Kırmadı kanadını serçenin
Vurmadı karacanın vavrusunu
Ya nasJ kıy arlar böyle insana
L'ğuriar ola uğunını.
Ergin Çalıkkan
Sayın Uğur Mumcu.
Sen ölmedim bundan sonrakı demokrasi ve laiklik
mücadelesinin en önünde yer alacaksın.
Av. Selahattin A)yıldız
Şu an seriatçılara karşı bile nefretimi dizginleyerek,
senin öğrettığin gıbi.demokrasiye olan inancımla bek-
liyorum Gerçeği öğrenmek için daha çok araştırmak
ve okumak ise karanlığın aydınlanacağına inanarak.
Av. Kemal Çavuşoğlu
Sevgilı Uğur Abi
Demokrasi uğruna, Cumhuriyet uğruna, adalet uğru-
na verdiğin savaşta bedeni aldılar. Ruhun teslim
etmeyeceğiz ve ettiğimiz an Türkiye Cumhuriyetinin
artık yok olacağının da bilincindeyiz. Ruhun şad ol-
sun.
Av. Kamil Özbaran
Ölüm. insan yaşamı kadar gerçek, ancak senin yaşam
mücadelen öiümünü sonlayamaz. Sana güle güle der-
ken, bir basın mensubu olarak saygıyla eğiliyorum.
Samiye L lusoy
Işıklar içinde yat. Mücadelen tüm aydınlara örnek ol;
sun.
Şcb'i Nur Keskin - Cumhuriyet çalışanı
Aydınlık savaşcısı büyük insan. büyük Kemalıst bu
ülkenin aydınlan seni unutmayacaklar.
Şerafettin Aydoğdu
Ne yazabihrim diye düşündüm. Hiçbir söz acımı an-
latmaya yetmıyecekti Seni yaşadıkça herkes anla-
tacağım. çok eski bir okurunum.
Çakmakoğlu
Bir basın şehidi daha verdik. Demokrat düriist na-
muslu karanlık odaklardan korkmayan yiğit insan
Uğur Mumcu'vu yıtırdık. Hain, alçak gericiler karşı-
sında gulü olmayan sessiz kalan sol demokratlar artık
sessiz kalmamah. Devlet içinde devlet kontrgerila or-
taya çıkanlmalı bu cinayetlere son verilmesi ıçin dev-
let desteklı imam hatıp lıseleri kapatılmalı bu şeriatçı
gerici yuva bu gericılere militan asker yetıştiren odak-
lann üstüne cesaretle gıdilmeli tüm demokratlar bir-
leşmeli. lsAiail Altun
Ga/ı tt nıi/in merkc/ binası önüne gelenler Mumcu için karanfil getirmeyi sürdürüyorlar.
İnsanbk buyuk bir hukukçu. ve demokrasi savaşcısını
yitirdı.
Macit Çakınısta
Sevgili Uğur Abi, seni öldürmekle düşüncelerinı fikir-
lerini öldüremezler tersine düşüncelenn Fıkirlerin
daha çok gelişerek çoğalarak kök verecektir. demok-
rasi her zaman var olacaktır.
Atatürkçü Kemal Yıldınm
Kırşehirli olarak her zaman gurur kaynağımız sevgili
hemşerim Uğur Abi, 15 Kasım 1991 günü kuyumcu
soygununda kaybettiğim ondokuz yaşındakı oğlu-
mun acısıyla yaşarken senin acınlada yaşama gerçe-
ğinle de karşı karşıyayız ruhun şad olsun kahpe eller
kahrolsun.
Yıktaim öztürk
Haksızlığa kalkan eller kmlsın.
Yeter Işık
Sen vaşayacaksın. Uğur Mumcu! Savaşımız. gericili-
ğe. namussuzluğa.
Nurgül Çetinkaya
Yiğit Uğur abi, Yaşamında her zaman ışığınla ka-
ranlığı aydınlattın. Sana kahpe kurşun sıkan eller
kmlsın f oprağın bol oisun.
Kemu Yonca
Atatürkçülüğü, laikliği ve dürüstlüğünü örnek aldığV
mız. bizlere ışık saçan ve yeni ufuklar açan yazılannı
severek okuduğumuz Uğur abimize bu kahpece cina-
yetı düzenleyenleri lanetliyoruz.
Dr. İsmail Hakkı Özler
Sevgili Uğur Abi cümle yazmanın hiç bu kadar zor ol-
duğunu bilmiyordum. Sen ki aydınlık tarlasmda ko-
partılan daha çok meyve verebiîeek bir fidandın!
Gendc kalanlara tamıdan kuvvet, sana da tanndan
rahmet diliyorum.
Not: Ergeç hesap sorulacağına inanıyorum.
Erdem Çağdaş
Dü^ünceleri sılahla susturamazsınız.
Avşegül Baloğlu - Çapa Tıp Fakültesi
UğurMumcuoldü.a>dınlattığızihınlerhâlâyaşıyor.
Jülide Umuriıan
Uğur Mumcu öldürüldü. Ama toplumdakı Uğur
Mumcu'lan susturmaya kbnsenin gücü yetmez!
Hamm Tarakçı - Çapa Tıp Fakühesi
Bedenler yok edılmekle düşünceler yok edilemezler.
Gerici çağdışı bu zavallılar tüm dünya lanetle anacak-
tır.
Hasan Krsacık
O'nu Kuvvavi Milliye şehitlerimizin yanına uğur-
ladık.
Bunda üzülecek ne var?
Ama niye ağlıyorum?
O mutlaka oradan da birşeyleryazar...
Ö> le değil mi?
Hoşçakal Uğur Mumcu
Gürsel Elunekçi
Köşe dönücülüğün egemen olduğu günde sen mes-
leğinin erdemı idın. İşte yıkılmak istenen de bu erdem
değil mi"' Yerini kim doldurabilir?
Mustafa Ergül
Sürecek
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Gılay Havası...
Bugün 21 Mart, geceyle gundüzün eşit olduğu gün;
bugün "Sultan" Nevruz! Halkımızın bayramı. Çocuklu-
ğumun güzel günlerinin anıları saklı onda. Bayrama
şunun şurasında üç gün kaldı. Apo'nun çıkışları, Hacı
TÖ'nün "iftarları" sürüyor. Kimse ne olacağını bilmiyor;
at izi it izine karışıyor. Bir okurun mektubu, Istanbulları
dolaşarak böyle bir günde geldi. Zarfın üzerindeki adres
İstanbul adresi; mektup istanbul'u dolaşıp gelmiş.
Ben İstanbul da değil, Ankara'da oturuyorum; An-
kara'da çalışıyorum. Gazetenin Ankara adresine yaza-
bilseydi okur, mektubunu daha erken alabilirdim. Okur,
şöyle diyor özetle:
"Sayın Mustafa Ekmekçi hocam,
Size ve sizin gibi aydın kişilere, bizlere yol gösterdiği-
niz için şükranlarımı sunar, bir Cumhuriyet okuru olarak
daima Ataturkçu, laik bir Türkiye için verdiğiniz müca-
delelere teşekkür eder, saygılar sunarım.
28.2.1993 Ankara Notlan
1
köşenizde yazdığınız yazıyı
okudum, teşekkür ederim.
Sayın hocam, ben yobaz kesimde yetişmiş, Kuran
kursu ve İmam-Hatip te okumuş birisi olarak sarıklı ve
dinle Kuran la hiç alakası olmayan kişilerin buralarda
nasıl insan yetiştirdiklerini birkaç cümle ile size anlat-
maya çalışacağım:
Buralarda okuyan öğrencilerin hemen hemen hepsi,
çatmada, barakada. naylon ve tahtadan yapılmış; ban-
yosu, doğru dürüst tuvaleti. suyu, elektriği olmayan,
banyosu olsa bile yıkanamayan fakir köylü çocukları.
Gece ders çalışma fırsatı olmayan, anne ve babasının
cinsi münasebetlerine şahit olan bu çocuklar, acaba ne
derece din adamı olup topluma faydalı olurlar? •
Not almak için cunüp cünüp Kuran okunur; hocaya
kalsan, çarpılırsın; ama bir şey olduğu yok! Ezan okur,
namaz kıldınrsm. hocaya kalsan çarpılırsın, bir şey yok!
Bu. Kuran kursunda da aynı, imam-hatipte de. Yatılı
pansiyon derler, sakallı, utanmaz ( ), nerdeyse er-
kek öğrencilerine ilişecekler. Zaten kız öğrencilerin hali
bin berbat. Aybaşıdır, bacağınm arasına koyacak bir şey
yok Pansiyon yapılmış, 4-5, hatta daha çok katlı, banyo-
su yok. Olsa da su gider diye sureklı akmaz. Oğlan cü-
nup, kız aybaşılı Kuran okunur. Karşı çıkarsan, Benim
şu sorunum var' dersen, ya sıfır alırsın ya da çeşitli
oyunlarla disipline verilir, okuldan atılırsın.
Acaba o oyun kağıtlarını dağıtan ( ), bunları bilmi-
yor mu? Oyun kağıtlarıyla ilgileneceklerine, Uğur Mum-
cu Abimizin, Hasan Mezarcı 'ya 55 milyonun karşısında
dediği gibi 'Bunların namusu ve şerefi acaba Suudi ser-
mayesi mi?' O Dilipak, Mezarcı gibileri, Atatürk ve laik-
likle uğraşacaklarına soyleyin de bunlarla ilgilensinler.
Yalan derlerse hodri meydan! Erkeklerin ve kızların
külotlarınıyokiamalan yeterli. Selam vesevgilerimle."
Okurun anlattıkları, kanınızı dondurmadı mı? Atatürk
düşmanı, laiklik düşmanı gerici yobazlarla, bücüryazar-
ların ellerine bıraktığınız yoksul köylü çocuklarının ülke-
nin geleceği olduğumj düşünüyor musunuz?
Köy Enstitülerıni kapatanları lanetleyecek yerde, o ku-
rumları karalayanlar ıçin yalan yanlış yazanlar için ne
düşünüyorsunuz. bilmek isterdim. 1993 yılında, ülke bu-
ralara geldi. Din sömürüsü, dinsel baskılar geçer akçe.
Ramazanda korkudan oruçlu görünenler, oruç tutma-
dıkları halde, sessizce "iftar"lara katılıp hurmaya, zeyti-
ne uzananlar..
Hele politikacıların "iftar" vermeleri. Bunun siyasal
bir 'oyon -otaiuğumı döşunüyorum. Bir "iftar" kaç oy
getirir? TRT artık, politikacıların "iftar"larına "yemek"
diyor. "Ankara Notları'nın buncağız bir katkısı oldu de-
mek! Bir anlamda, ortadaki ikiyüzlülüğü örttü! Ama kimi
politikacılar, ikiyüzlülüğü sürdürüyorlar..
Mahmut Makal'ın "Memleketin Sahipleri" kitabının
son bölümünde "Gılay Havası" başlıklı bir öyküsü var.
Köyde, öğretmenle köylüler, Erskin Caldwel'in "Din Ti-
careti" kitabını okurlar. Kitapta bir papaz, köylü Clay'in
parasını üter. Clay ise papazın oyunlarını ortaya çıkarır.
Bizim köylu delikanlılar, köylüyü hele Clay'i çok sever-
ler. Ona kendi deyişleriyle "Gılay " derler. "Yaşa be Gı-
lay" diye desteklerler. Artık tutulan bir deyim olmuştur
"Gılay!" "Çek bir Gılay havası" derler...
Bu nedenle, ramazanın Gılay havasında geçtiği söyle-
nebilir Ben de ramazanda bîraz "Gılay havası" çaldım!
Alaşehir'de bir yıl once yıkılan Atatürk büstü yapılıyor;
23 Nisan bayramına yetişecek. Bingolde sağlık meslek
lisesinde öğrenciler azıcık soluk aldılar. Bingöl'deCum-
huriyet, yok sattı! Kayseri'de. daha pek çok ilde kimi lo-
kantalar. perdelerini kapatıp konuklannı ağırladılar
öğleleri..
Apo, Hacı TÖ'yü desteklıyormuş. Hacı TÖ'yü, Apo da
kurtaramaz! Hacı TÖ'nün yazarlarının ne duruma düş-
tükleri ortada değil mi? Apo da Hacı TÖ gibi yanlıştan
yanlışa duşe düşe bugünlere geldi. Uğur Mumcu, 15
Ekim 1992 günlü yazısında. bir Köşk yazarı için şöyle di-
yordu:
".... Karanlık serüvenleri ruhuna sinen bu soytarının
son görevi, Talabani ile Köşk arasında özel ulaklık' yap-
maktır.
Sanat dergilerinde kendisini ünlü Amerikan yazarı
Hemingvvay ile karşılaştıracak kadar alçakgonüllü olan
bu mega-soytarıyı kimlik kartı ile birkoşeye iliştirip yolu-
muza devam edelim..."
Uğur, şimdi sağ olsaydı. bunlara ne güzel bir "Gılay
havası "çekerdi...
Apo'nun kravatlı fotoğraflanna bakan İnsan Haklan
Vakfı'ndan Fevzi Argun, mırıldanmış:
- Poşu out, kravat in!
BULMACA
1
2
3
1 2 3 4
8
SOLDANSAĞA:
1/ Sığır çobanı... Eski
Türk güreşlerinden biri.
2/ Hattatlar tarafından
kullanılan yan mat bir
kâğıt türii... Gelecekten
haber verme amacıyla ki-
mi nesnelere bakıp anlam
çıkarma. 3/ Bakış... Tele-
fon sözü. 4/ Lapina balı-
ğının büyük cinsi. 5/
Uluslararası Basketbol
Federasyonu'nun simge-
si... Bal koymaya yarar
küçük tekne. 6/ Mafya
örgütünün suskunluk yasası.
Kök, sap ve yaprak şeklinde fark-
lılaşmamış bir bitkinin yaşama ye
büyüme organı... Göreceli. 8/ İs-
panyollann sevinç ünlemi... Kar-
bonil grubuna iki alkil kökünün
bağlanmasıyla türeyen bileşik. 9/
Nesne, şey... Huzur.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ İşyeri olarak kullanılan birkaç
katlı yapı... Boşlukta 300.000 km<
sn'lik bir hızla yayılan ışık taneciği.
2/ En küçük izci birliği... Aruz ölçüsünde kısa okunması gere-
ken bir heceyi kalıba uydurmak için uzatma. 3/ Çıplak toprak...
Dağ sırtlannda geçit veren çukur yer. 4/ İstanbuİ'un bir ilçesi.
5/ Icar... Ekmek ufağı. 6/ Canlı renkli kumaştan yapılmış bir
tür spor ceket. 7/ Harman yerindeki tahılın taş ve toprakla kan-
şık kalıntısı... Gelecek. 8/ Gemici, ışci gibi kimselerin eğlenmek
için gittikleri içkıli yer.. Belırli bir iş için aynlan para. 9/ Tirsi
balığı... Bir İngıliz uzunluk ölçüsü birimi.