Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28ŞUBAT1993PAZAR* CUMHURİYET
HABERLEREN DEVAMI
ŞAYPA
17
HAVA DLRLML TÜRKİYE'DE DÜNYADA
r
Meteorolofi Genel Mudurlugu'nden alınan bılgıye gore. yurdun
kuzeydogu kesımlerı parçalı. çok bulutlu. Ooğu Karadenız kıyılan
yagmoriu. ötekı yerie' az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcakhı batı
Dotgelerımızden ıtıba
r
en artacak Ruzgar, guney vedoğu yönlerden
lafıf, ara sıra orta kuvvette esecefc Van Goiu r>de *ıava, az buluttu
geçecek. Ruzgar, guney ve dogu yönlerden hafıf. ara sıra orta
kuvvette eseceK Gol «jçuk dalgalı olacak
Adana
Atyon
Ağn
Ankara
Antalya
Aydın
Bursa
Çanakkale
Oyarbafcır
Edırne
Erzurum
Ejloşetıır
Istanbm
izmır
Kars
Konya
Samsun
Trabzon
Zongutttafc
A 19
A 8
B 0
A 8
A 18
A 16
A 8
A 9
B 10
A 6
A 2
A 8
A 8
A 15
8 1
A 9
8 14
Y 12
A 9
Yağmurlu Bulutlu Sisli # Güneşli Karlı
OLAYLARIN
ARDENDAKI
GERÇEKi • Baştarafl 1. Sayfada
f zik" bir konumdadır. Vstelik
raktiyle Evren'e uyguladığı by-
pass yasası, 3612 sayıh kannn
olarak yürürlüktedir.
Politika yaşammm cilveleri il-f
gınç...
Bugün Çankuya 'da oturan
Sayın Özal, devletyaşamımyal-
nız kendi özel duntmu açısından
değerlendirdiği için gündemden
düsmüyor. Sayın Cumhurbas-
kanı'nm tuhafgörünen yöntem-
leri var; sürekli biçimde olay
çıkarıyor; üstüne vazife olmadı-
ğı luılde dıs politikayı yönlendir-
nteye çabalıyor, 'İki başh bir
siyasal iktidar" görüntüsünü
oluşturmak için çaba harayor:
anayasayı çiğnemekten sanki
zevk altyor...
Peki, şimdi Sayın Evren'e uy-
guladığı yöntemin kendisine
uygulanması karşısında yorumu
ne olacak?
Gerçekte bütün bunlar dış ve
iç sorunlarla gündemi yiiklü
Türkiye'de bir incir çekirdeği
dotdurmayacak konulardır.
Ama ülkemiz daha "1983 Re-
fiwi"ni asamadı. 12 Eylülaskeri
hükümeti başbakan yardımctsı-
nın hugün Türkiye Cumhurbaş-
kanı otması bile rejimin "srflfr-
şemediğim"gösıermiyor mu?
"Sivil tophım" nieraklılan bu
göstergevi elbette görmezlikten
geleceklerdir; ama, "83 Rejbta"
aşılmadan ülkemizin çağdaş de-
mokrasiye geçebileceğini sâyle-
mek de güçtür. Üsielik koalis-
von hükümetinin uyguladığı
by-pass operasyonuyla rejimin
tam sağlığa kavustuğunu da ileri
sürmek gereksizdir.
Şimdilik operasyongerçekleş-
li. nabız düzenli, tansiyon nor
mal.bir yaramazlık yok... •••
G Ü N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
UBaştarafi 1. Sayfada
Başbakana göre "by-passın çıktığı gecenin sabahı, ba-
sının büyük bölümü TÖ 'nün elinden devlet gidiyor diye
yasayatmış"\ı.
Dünkü kımi yorumlar by-passın "kargaşa yaratacağı-
nı" yazıyor. Kimileri ise "devlet içindeki dengeleri
sarsan olası durumlardan" söz açıyor.
Bu yasa henüz tasarı halindeyken uzun süre Meclis
komisyonlannda görüşülürken Çankaya'nın hükümete
karşı kullandığı silahın, atama yetkisinin önemli ölçüde
tırpanlanacağı biliniyordu.
Yasa hükümetten geldiği gibi Meclis'ten geçtiğine gö-
re bugün devlet çarkıyla ilgili çeşitli kaygılar, hatta
kuşkular öne sürenler, acaba o sürelsrde niçin suskun
duruyor; kargaşa oiasılıklarına dayalı, gerekli uyarılan
neden yapmıyorlardı?
Ola ki iktidar partilerinin Meclis'te yeterli çoğunluğu
bulamayacağını yadabilinen engellemetaktikleriyleta-
sannın yasallaşmayacağını hesaplıyorlardı.
Evdeki hesap çarşıya uymayınca, şimdi geleceğe dö-
nük kimi olasılıkları sıralayarak by-passın ikinci kez
görüşülmesinde engelleyici kimi çengeller atmayı deni-
yorlaf
Vurdfjmduyrnazhk
Kararnamelerin, Çankaya'dan zamanmda çıkmayışı-
na hükümetir kurulduğu ilk aylarda önem veren basın,
bir süke sonra konuyu alışılmış olaylar düzeyine indirdi.
Ne çare, hükûmetin halka karşı sorumluluğu sürüyordu.
By-pa$s devlet çarkını çalıştırma zorunluğu ile günde-
me gir'di.
VılCt-ııfnduynniJİ'k o-dontt ilori aşoerısuiaydı ki aoaya-
sa çigneniyor, anayasa hiçe sayılıyor, anayasanın sıra-
ladığıl yetkiler deliniyor. "Alışılmamış bir Cumhurbaş-
)l kanı'ritn" bu hareketleri bir yıla yakın süredir artık ne
eleştirtliyor, ne önlem öneriliyor.
Hükümetin şu ya da bu nedenle görevden uzaklaştır-
dığı ne kadar bürokrat varsa, Çankaya'ya alınıyor.
ıi
Çankaya'da ikinci bir hükümet kurulmuş gibi ister eko-
nomik olsun, ister devlet yapısını ilgilendirsin, her
kararname adeta yeni baştan yazılıyor.
Başbakan Demirel, "devlete musallat olan derdi" by-
passla tedavi edeceklerini savunurken "Devlet işlemi-
yordu. İktidar paylaşılmış gibi bir durum vardı. Başka
çarem yoktu'' diyor.
Atama ve görevden almalarda Çankaya'y* devre dışı
bırakan yasa bu denli tartışmalara, neredeyse hükümeti
suçlamaya varan irdelemelere yol açarken gelecek haf-
ta görüşülmesi beklenen ekonomik kararları TÖ nün
elinden alacak ikinci by-pass üzerinde durulmuyor.
Yasalaşırsa, Tû adına feryadın bini bir paraya! Oysa
devlet içinde ikinci bir hükümet gibi davranan sorumsuz
Çankaya, örneğin sorumlu hükümetin hazırladığı "hay-
vancılık kredisi"ni imzalayıp uygulamaya girmesini
engelliyor.
Hiçbir yetkisi olmamasına karşın örneğin pancar tesli-
matında kooperatiflerin üreticiden yaptığı yüzde birlik
kesintinin kaldırılmasına karşı çıkıyor. Geri gönderiyor,
yenisini istiyor. Petrol ürünleriyle ilgili başka bir karar-
nameyi engelliyor.
Kamuoyunda onca gürültü uyandıran konuya Çan-
kaya'dakinin sesini yükseltmemesinin bir nedeni yok
mu acaba?
Arkadaşımız Tuncay özkan'ın diğer sütunlardaki ha-
berine bir göz atarsanız, hem nedeni hem de gerçeği
anlarsınız.
Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e ilk by-pass'ı yapan,
hem de kanun hükmünde kararnameyle kendisine fazla
güçlükçırakmayan Evren'i dışlayan ta kendisi!
Parlamenter hiçbir rejimde bir Cumhurbaşkanı'nın
hükümetin elini kolunu bağlayacak düzenlemeler içine
girdiği görülmefniştir.
Ama bizde basın, aydın çevreler yeterince ve sürekli
tepki göstermeyince ya da olumsuz gelişmelerı oluruna
bırakınca; "alışılmamış"Çankaya, anayasaya aykırı her
davranışını birazdaha genişletti.
Şimdi, by-pass adındaki "alışılmamış tepkiye", karşı
çıkılıyor.
Ozal,
4
by-pass'la
Mbaştaraftl. Sayfada —•---•
Özal'ın yetkilerine büyük sı-
nırlama getiren ikinci by-pass
yasa tasansı da TBMM gûn-
deminde bekliyor. Bu tasanyla
da 54 yasada daha cumhur-
başkarunın atama, tayin ve
ekonomik kararlar üzerindeki
yetkileri başbakan ile bakanla-
ra devrcdiliyor.
Cumhurbaşkanlanna karşı
by-pass geleneğini, ilk kezTur-
gut Özal'ın, başbakanlığı dö-
neminde Kenan Evren'e karşı
gercekleştirdiği ortaya çıktı.
Ozal. kararnamelerini imzala-
makta sorun çıkaran Evren'e
karşı 4 Temmuz 1988 gûnü
336 sayıh kanun hükmünde
kararname (KHK) ile "by-
pass" uyguladı. 1988'deçıkan-
lan KHK, TBMM'de ancak
1990 yılında yasalaşarak, 16
Şubat 1990'da Resmi Gazete'-
de yayımlandı. Ancak, KHK"-
nın yasalaşana değin, yürür-
lükte olması nedeniyle Evren'e
uygulanan "by-pass" fülen
gercekleşti. özal'ın by-pass ya-
sası da, 3612 sayıh yasa olarak
bugün de yürürlükte bulunu-
yor.
Turgut Özal'ın başbakanlığı
döneminde Başbakanlık Ka-
nunlar ve Kararlar Dairesi'ne
hazırlatüğı by-pass'lann an-
cak 50 yasayı kapsayan kısmı
yürürlüğe sokulabildi. Özal'ın
o dönemdeki siyasi gûcünüa,
Kenan Evren'e karşı "by-
pass" girişimlerinin diğer kıs-
mını uygulamaya yetmediği
kaydediliyor. DYP-SHP koa-
lisyon hükümeti, başbakanlık
uzmanlanna Özal'ın başlattıgı
hazırlığı. çok az değışıklıklerle
benimseyerek, özafa karşı
kullandılar ve ilk bölum by-
pass yasası gectrğımızgünlerde
TBMM'den çıkanldı. Siyasi
çevreler. Cumhurbaşkanı
özal'ın, kendi yelkilerini bü-
yük ölçüde tırpanlayan by-
pass yasasına büyük ölçüde
tepki göstermemesinin, döne-
minde başlatılan hazırlığın
kendisine karşı kullanılmasın-
dan kaynaklandığını ifade edi-
yorlar.
Özal'ın yetkilerini büyük öl-
çüde kısıtlayan ikinci paket
by-pass yasa tasansı da
TBMM gündcminde bulunu-
yor. Bu tasan, hemen bütün
kararlann başbakan ve bakan-
lann onayıyla yürürlüğe gir-
mesini öngörüyor. Tasan ile
kimi Bakanlar Kurulu karar-
lannda da cumhurbaşkanının
imzasının bulunması koşulu
ortadan kalkıyor. İlgili baka-
nın tekltfi. başbakanın imzası
onay ve yürürlük için yeterli
oluyor.
tkinci by-pass ile Özal'ın Di-
yanet Işleri Başkanı ile Din |ş-
leri Yüksek Kurulu üyelerini
atama yetkisi de elinden alını-
yor. Buralara yapılacak ata-
malarda da ilgili bakarun olu-
ru ve başbakanın onayı yeterli
hale geüriliyor. Aynca Şeker
Yasası da yürürlükten kaldın-
hyor. Yeni düzenlemeyle,
Özal'ın anayasada yer alan
yetkileri ile özel yasalardaki
atama yetkileri dışında onay
vereceği veya kullanacağı imza
yetkisi, hemen hemen hıç kal-
mıyor.
1076 sayıh Yedek Subaylık
ile 1111 sayıh Askerlik Yasası
da, by-pass kapsamına alına-
rak, bunlarla ilgili onaylarda
da, Milli Savunma Bakanı'nın
önerisi ve Başbakan'ın imzası
yeterli kılınıyor.
özal'ın öncülük edip, bugün
kendisine karşı kullanılan ya-
sayı hazırlatması ve bunun
yürürlüğe girmesi, siyasi çevre-
lerde kimi sıkınülan da bera-
berinde geurdi. Hükümet ile
Köşk arasındaki gerginliğin
yol açtığı yeni modelde başba-
kan en ve tek yetkili otorite
durumuna geliyor. Bu durum,
SHP ve diğer partilerin içinde
bazı sıkıntılara yol açtı. SHP'-
liler, bu tür yetkilerin başba-
kanda toplanmasının ve cum-
hurbaşkanının rejimde böyle-
sine dışlanmasının, Özal
sonrası sistem içinde sakınca-
lar yaratabileceğini dile getiri-
yorlar.
Cumhurbaşkanlığı'nda ha-
len özal'ın imzasını bekleyen
30 kadar kararnamenin bulun-
duğu öğrenildi. Özal'ın, 1992
mayısından I. haziranından 1.
temmuzundan 1, ağustosun-
dan 1, eylülünden 2. ekimin-
den 2 karanameyi imzalama-
dığı belirtihyor.Bunlann ara-
sında, PTT Genel Müdür
Yardımcıhğı'na Hüseyin
Balcı'nın atanmasıyla ilgili ka-
rarname, BOTAŞ yönetim
kurulu üyeliğinden Osman
lşık'ın alınmasıvla ilgili karar-
name, Talim ve Terbiye Kuru-
lu üyeliğine Mehmet Ak'ın
aianmasına ilişkin kararname,
İller Bankası Yöneüm Kurulu
üyeliğinden Mücteba Buhara-
lıîar'ın alınması kararnamesi,
Malatya Bayındırhk Müdürii
Selçuk Bilgili'nin görevden
alınmasına dair kararname.
Brüksel ve Bonn tanm müşa-
yirleıinin merkeze alınmasına
ilişkin kararnamelerin olduğu
öğrenildi.
îsa
kinıdir?
Doğumu ile Tarihi Başlatan,
Yaşamı ileTarihe Yön
Veren Isa'yı Tanıyor
musunuz? İsa'yı Anlatan
Kitaplarımızın Ana Mesajını
Içeren Tanıtım
Kitapçığımızı ısteyiniz.
P.K.:77(C)Bosiancı/lsL
GOZLEM
UGUR MUMCU
f
TV
reklamlarının
tartışmaları
neden
basın
reklamlarıyla
yapılır?
r*1
i
• Baftarafi 1. Sayfada
coşkulu, öyle yürekten... Ve ceza yasasının tel örgüleri
ile kuşatılan aydınların davalarındaki bilgi tuğlalan ve
bilinç harçları ile ördüğü savunmalarını...
Orhan Apaydın ile ağabeyi Burhan Apaydın, en güç
dönemlerde en güç davaları sırtlamışlardı 27 Mayıs ihti-
lali'nden hemen sonra kurulan Yassıada mahkemele-
rinde devrik Başbakan Adnan Menderes'e avukat bulu-
namıyordu. Menderes, Prof. Bülent Nuri Esen'e bir
mektup yazarak avukatlığını üstlenmesını istemiştı
Prof. Esen, Yassıada'daki Yüksek Adalet Divantnda
Menderes'in avukatı olmayı kabul etmedi Bu görevi
Apaydın Kardeşler üstlendiler.
Burhan Apaydın, Adnan Menderes'i savunurken tu-
tuklandı ve Balmumcu Cezaevi'nde hapis yattı.
1961 seçimlerinden sonra AP'den milletvekili olan ikı
kardeş, önce CHP-AP hükümeti kurulması için uğraş
verdiler, daha sonra da Yassıada mahkûmlarının affe-
dilmeleri için gece gündüzçahştılar.
Bundan sonra Apaydın Kardeşler ile AP'nin yolları
ayrıldı.
Orhan Apaydın, uzun süre Türk-lş'te baş hukuk danış-
manı olarak çalıştı. Isçi haklarını koruyan birçok yasa,
Orhan Apaydın'ın kaleminden çıkarak parlamentoya
yansıtıldı. Işçi yararına birçok iş davası, yine Apaydın'ın
hukuk bilgisinden süzülerek noktalandı.
12 Mart günlerinde avukat Orhan Apaydın, yine ilerici
aydınların ve işçilerin yanındaydı. 12 Mart mahkemeleri
yine Apaydının sesi ile yankılandı. Işkencelerden ge-
çen, turlü baskılarla karşılaşan sanıklann avukatı, hukuk
bilgisini gönlü gibi herkese açmasını bilen Apaydın'dı.
Adı da öyle değil miydi?
Orhan Adli Apaydın!
12 Eylül öncesindeki terör ortamına var gücü ile karşı
koydu. Bu yüzden silahlı sağ kesimin boy hedeflerinden
biri oldu. Çelebi kişiliği, sevecen tavrı ve ilerici düşünce-
leri ile Istanbul Barosu'ndaki bütün ilerici avukatları
çevresinde topladı. O günlerde baro başkanlığı için on-
dan başkası düşünülemezdi. Bu görevini yılmaz bir hu-
kuk savaşçısı olarak tamamladı. Hukuk devleti ve insan
hakları savunuculuğundan bir adım geri atmadı.
Çağdaş bir hukukçunun bütün erdemi, direnci ve öz-
verisi ile çalıştı.
12 Eylül dönemi geldiğinde Apaydın, DİSK davasında
Abdullah Baştürk ve arkadaşlarının avukatlıklarını ala-
rak savgnma görevini sürdürmek istedi. Daha ilk duruş-
mada "savaş hali hükümleri" uygulanarak Apaydın,
duruşma salonu dışına çıkanldı. Apaydın, duruşmadan
çıkarılırken bağırıyordu:
- Savunma olarak sesimizi duyurmak istiyoruz...
Siyasal davaların yılmaz avukatı Orhan Apaydın, 12
Eylül dönemini "siyasal tutuklu" olarak yaşadı. Barış
Derneği davası sanığı olarak tutuklandı; uzun süreceza-
evlerinde kaldıktan sonra salıverildi. Apaydın'ın cezaevı
günleri acıyla geçti. ölümcül bir hastalığın pençesirıde
günden güne eriyordu. Cezaevinden hastaneye götürü-
lürken elleri arkasından kelepçelenerek zincire bağlanı-
yordu. Sağmalcılar Cezaevinden böyle elleri arkasın-
dan kelepçelenerek vapura bindirilip iki janaarma eri
arasında Haydarpaşa Hastanesi'ne götürülmeyı onuru-
na yediremedi.
Bir daha tutuklu ve elleri arkasından keiepçeli olarak
hastaneye götürülmek istemedi. Cezaevi revirinde has-
talığı ile öyle pençeleşip durdu.
Salıverildiğinde kendisini bir acı sürpriz bekliyordu.
Duruşmalar sürerken yaz ve kış, duruşma salonlarının
dışında. araba tçfode oğiunun salıverilmesi habenni
bekleyen yaşlı annesi de son yılları oğul özlemi ile ge-
çen acılı yaşamına gözlerini kapıyordu.
Apaydınlar için, bu ana yüreğinin acılarla kavrularak
susması büyük bir yıkım olmuştu.
Siyasal davalarda "infaz" yalnızca hapis cezaları ile
sınırlı kalmıyor Apaydınlar'a olduğu gibi, ana yürekleri-
ni acılarla kahredip susturuyor ve hastalıkların amansız
penceleri ile sanıkları ceza-
evlerinde yavaş yavaş öldü-
rüyor. Bu da bir başka türiü
"infaz "oluyor.
Bir yılmaz hukuksavaşçısı
şu yaşadığımız son yıllarda,
sanık avukatlığından saniK
sandalyesıne oturtuluyor ve
oradan da bugün "musalla
taşı "na çıkarılıyor.
Apaydın'ınyaşamöyküsün-
de biraz da iki yüzyıldır sa-
vaşı verildiği söylenen
demokrasi ve hukuk devle-
tinin de dramı okunmuyor
mu?
OrhanApaydın'ı bugün top-
rağa veriyoruz. Içimizdeki
kahırlarfa, acılarla ve göz-
yaşları ile..
İlerici aydınlar, avukatınız
musalla taşında; işçiler.
sendikacılar, avukatınız son
yolculuğunda; düşünce su-
çu sanıkları, avukatınız artık
üzerinden zorla çıkarılmak
istenen avukatlık cübbesi
yerine beyaz kefenler için-
de, bir başka dünyada.
Rahat uyu Apaydın, rahat
uyu benim dostum, avuka-
tım. Orhan Ağabey acıların
ancak böyle dindi, ne yapa-
lım? Rahat uyu, rahat uyu!
Basın reklamlannda doğrulan ve yanhşları tüm aynntılanyla kamuoyuna
söyleme olanağı vardır.
Basın reklamlan bu yönûyle de avantajlıdır.
ONCE BASIN SONRA TELEVİZYON
PENCERE
• Baştarofi 2. Sayfada
Ne var ki "Aydınlanma" fel-
sefesini ve devrimini yok
sayarak insanlık tarihine
bakınca, ne 1960'larda ger-
çek sosyalist olabilirsin ne
de 1990larda demokrat.
•k
21'inci yüzyıla yaklaşan
insanlıkta bir milyarlık Is-
lam dünyasına örnek gös-
terilen model ne:
Laik Atatürk Cumhurıyetı.
Atatürk öyledevlet kurrr.uş
ki uygarlık dünyasında Ort£>
Asya Türklerine model ola-
rak sunuluyor; bizim sosya-
list eskileri de içeride başka
model arıyorlar.
ÇOKKAPDJ
ODA
Asım Berirci
3. bası 20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Turkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğhi-islanbul
ÖdeBcU|Mderila«z.