23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28ŞUBAT1993PAZAR* CUMHURİYET HABERLEREN DEVAMI ŞAYPA 17 HAVA DLRLML TÜRKİYE'DE DÜNYADA r Meteorolofi Genel Mudurlugu'nden alınan bılgıye gore. yurdun kuzeydogu kesımlerı parçalı. çok bulutlu. Ooğu Karadenız kıyılan yagmoriu. ötekı yerie' az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcakhı batı Dotgelerımızden ıtıba r en artacak Ruzgar, guney vedoğu yönlerden lafıf, ara sıra orta kuvvette esecefc Van Goiu r>de *ıava, az buluttu geçecek. Ruzgar, guney ve dogu yönlerden hafıf. ara sıra orta kuvvette eseceK Gol «jçuk dalgalı olacak Adana Atyon Ağn Ankara Antalya Aydın Bursa Çanakkale Oyarbafcır Edırne Erzurum Ejloşetıır Istanbm izmır Kars Konya Samsun Trabzon Zongutttafc A 19 A 8 B 0 A 8 A 18 A 16 A 8 A 9 B 10 A 6 A 2 A 8 A 8 A 15 8 1 A 9 8 14 Y 12 A 9 Yağmurlu Bulutlu Sisli # Güneşli Karlı OLAYLARIN ARDENDAKI GERÇEKi • Baştarafl 1. Sayfada f zik" bir konumdadır. Vstelik raktiyle Evren'e uyguladığı by- pass yasası, 3612 sayıh kannn olarak yürürlüktedir. Politika yaşammm cilveleri il-f gınç... Bugün Çankuya 'da oturan Sayın Özal, devletyaşamımyal- nız kendi özel duntmu açısından değerlendirdiği için gündemden düsmüyor. Sayın Cumhurbas- kanı'nm tuhafgörünen yöntem- leri var; sürekli biçimde olay çıkarıyor; üstüne vazife olmadı- ğı luılde dıs politikayı yönlendir- nteye çabalıyor, 'İki başh bir siyasal iktidar" görüntüsünü oluşturmak için çaba harayor: anayasayı çiğnemekten sanki zevk altyor... Peki, şimdi Sayın Evren'e uy- guladığı yöntemin kendisine uygulanması karşısında yorumu ne olacak? Gerçekte bütün bunlar dış ve iç sorunlarla gündemi yiiklü Türkiye'de bir incir çekirdeği dotdurmayacak konulardır. Ama ülkemiz daha "1983 Re- fiwi"ni asamadı. 12 Eylülaskeri hükümeti başbakan yardımctsı- nın hugün Türkiye Cumhurbaş- kanı otması bile rejimin "srflfr- şemediğim"gösıermiyor mu? "Sivil tophım" nieraklılan bu göstergevi elbette görmezlikten geleceklerdir; ama, "83 Rejbta" aşılmadan ülkemizin çağdaş de- mokrasiye geçebileceğini sâyle- mek de güçtür. Üsielik koalis- von hükümetinin uyguladığı by-pass operasyonuyla rejimin tam sağlığa kavustuğunu da ileri sürmek gereksizdir. Şimdilik operasyongerçekleş- li. nabız düzenli, tansiyon nor mal.bir yaramazlık yok... ••• G Ü N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK UBaştarafi 1. Sayfada Başbakana göre "by-passın çıktığı gecenin sabahı, ba- sının büyük bölümü TÖ 'nün elinden devlet gidiyor diye yasayatmış"\ı. Dünkü kımi yorumlar by-passın "kargaşa yaratacağı- nı" yazıyor. Kimileri ise "devlet içindeki dengeleri sarsan olası durumlardan" söz açıyor. Bu yasa henüz tasarı halindeyken uzun süre Meclis komisyonlannda görüşülürken Çankaya'nın hükümete karşı kullandığı silahın, atama yetkisinin önemli ölçüde tırpanlanacağı biliniyordu. Yasa hükümetten geldiği gibi Meclis'ten geçtiğine gö- re bugün devlet çarkıyla ilgili çeşitli kaygılar, hatta kuşkular öne sürenler, acaba o sürelsrde niçin suskun duruyor; kargaşa oiasılıklarına dayalı, gerekli uyarılan neden yapmıyorlardı? Ola ki iktidar partilerinin Meclis'te yeterli çoğunluğu bulamayacağını yadabilinen engellemetaktikleriyleta- sannın yasallaşmayacağını hesaplıyorlardı. Evdeki hesap çarşıya uymayınca, şimdi geleceğe dö- nük kimi olasılıkları sıralayarak by-passın ikinci kez görüşülmesinde engelleyici kimi çengeller atmayı deni- yorlaf Vurdfjmduyrnazhk Kararnamelerin, Çankaya'dan zamanmda çıkmayışı- na hükümetir kurulduğu ilk aylarda önem veren basın, bir süke sonra konuyu alışılmış olaylar düzeyine indirdi. Ne çare, hükûmetin halka karşı sorumluluğu sürüyordu. By-pa$s devlet çarkını çalıştırma zorunluğu ile günde- me gir'di. VılCt-ııfnduynniJİ'k o-dontt ilori aşoerısuiaydı ki aoaya- sa çigneniyor, anayasa hiçe sayılıyor, anayasanın sıra- ladığıl yetkiler deliniyor. "Alışılmamış bir Cumhurbaş- )l kanı'ritn" bu hareketleri bir yıla yakın süredir artık ne eleştirtliyor, ne önlem öneriliyor. Hükümetin şu ya da bu nedenle görevden uzaklaştır- dığı ne kadar bürokrat varsa, Çankaya'ya alınıyor. ıi Çankaya'da ikinci bir hükümet kurulmuş gibi ister eko- nomik olsun, ister devlet yapısını ilgilendirsin, her kararname adeta yeni baştan yazılıyor. Başbakan Demirel, "devlete musallat olan derdi" by- passla tedavi edeceklerini savunurken "Devlet işlemi- yordu. İktidar paylaşılmış gibi bir durum vardı. Başka çarem yoktu'' diyor. Atama ve görevden almalarda Çankaya'y* devre dışı bırakan yasa bu denli tartışmalara, neredeyse hükümeti suçlamaya varan irdelemelere yol açarken gelecek haf- ta görüşülmesi beklenen ekonomik kararları TÖ nün elinden alacak ikinci by-pass üzerinde durulmuyor. Yasalaşırsa, Tû adına feryadın bini bir paraya! Oysa devlet içinde ikinci bir hükümet gibi davranan sorumsuz Çankaya, örneğin sorumlu hükümetin hazırladığı "hay- vancılık kredisi"ni imzalayıp uygulamaya girmesini engelliyor. Hiçbir yetkisi olmamasına karşın örneğin pancar tesli- matında kooperatiflerin üreticiden yaptığı yüzde birlik kesintinin kaldırılmasına karşı çıkıyor. Geri gönderiyor, yenisini istiyor. Petrol ürünleriyle ilgili başka bir karar- nameyi engelliyor. Kamuoyunda onca gürültü uyandıran konuya Çan- kaya'dakinin sesini yükseltmemesinin bir nedeni yok mu acaba? Arkadaşımız Tuncay özkan'ın diğer sütunlardaki ha- berine bir göz atarsanız, hem nedeni hem de gerçeği anlarsınız. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e ilk by-pass'ı yapan, hem de kanun hükmünde kararnameyle kendisine fazla güçlükçırakmayan Evren'i dışlayan ta kendisi! Parlamenter hiçbir rejimde bir Cumhurbaşkanı'nın hükümetin elini kolunu bağlayacak düzenlemeler içine girdiği görülmefniştir. Ama bizde basın, aydın çevreler yeterince ve sürekli tepki göstermeyince ya da olumsuz gelişmelerı oluruna bırakınca; "alışılmamış"Çankaya, anayasaya aykırı her davranışını birazdaha genişletti. Şimdi, by-pass adındaki "alışılmamış tepkiye", karşı çıkılıyor. Ozal, 4 by-pass'la Mbaştaraftl. Sayfada —•---• Özal'ın yetkilerine büyük sı- nırlama getiren ikinci by-pass yasa tasansı da TBMM gûn- deminde bekliyor. Bu tasanyla da 54 yasada daha cumhur- başkarunın atama, tayin ve ekonomik kararlar üzerindeki yetkileri başbakan ile bakanla- ra devrcdiliyor. Cumhurbaşkanlanna karşı by-pass geleneğini, ilk kezTur- gut Özal'ın, başbakanlığı dö- neminde Kenan Evren'e karşı gercekleştirdiği ortaya çıktı. Ozal. kararnamelerini imzala- makta sorun çıkaran Evren'e karşı 4 Temmuz 1988 gûnü 336 sayıh kanun hükmünde kararname (KHK) ile "by- pass" uyguladı. 1988'deçıkan- lan KHK, TBMM'de ancak 1990 yılında yasalaşarak, 16 Şubat 1990'da Resmi Gazete'- de yayımlandı. Ancak, KHK"- nın yasalaşana değin, yürür- lükte olması nedeniyle Evren'e uygulanan "by-pass" fülen gercekleşti. özal'ın by-pass ya- sası da, 3612 sayıh yasa olarak bugün de yürürlükte bulunu- yor. Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde Başbakanlık Ka- nunlar ve Kararlar Dairesi'ne hazırlatüğı by-pass'lann an- cak 50 yasayı kapsayan kısmı yürürlüğe sokulabildi. Özal'ın o dönemdeki siyasi gûcünüa, Kenan Evren'e karşı "by- pass" girişimlerinin diğer kıs- mını uygulamaya yetmediği kaydediliyor. DYP-SHP koa- lisyon hükümeti, başbakanlık uzmanlanna Özal'ın başlattıgı hazırlığı. çok az değışıklıklerle benimseyerek, özafa karşı kullandılar ve ilk bölum by- pass yasası gectrğımızgünlerde TBMM'den çıkanldı. Siyasi çevreler. Cumhurbaşkanı özal'ın, kendi yelkilerini bü- yük ölçüde tırpanlayan by- pass yasasına büyük ölçüde tepki göstermemesinin, döne- minde başlatılan hazırlığın kendisine karşı kullanılmasın- dan kaynaklandığını ifade edi- yorlar. Özal'ın yetkilerini büyük öl- çüde kısıtlayan ikinci paket by-pass yasa tasansı da TBMM gündcminde bulunu- yor. Bu tasan, hemen bütün kararlann başbakan ve bakan- lann onayıyla yürürlüğe gir- mesini öngörüyor. Tasan ile kimi Bakanlar Kurulu karar- lannda da cumhurbaşkanının imzasının bulunması koşulu ortadan kalkıyor. İlgili baka- nın tekltfi. başbakanın imzası onay ve yürürlük için yeterli oluyor. tkinci by-pass ile Özal'ın Di- yanet Işleri Başkanı ile Din |ş- leri Yüksek Kurulu üyelerini atama yetkisi de elinden alını- yor. Buralara yapılacak ata- malarda da ilgili bakarun olu- ru ve başbakanın onayı yeterli hale geüriliyor. Aynca Şeker Yasası da yürürlükten kaldın- hyor. Yeni düzenlemeyle, Özal'ın anayasada yer alan yetkileri ile özel yasalardaki atama yetkileri dışında onay vereceği veya kullanacağı imza yetkisi, hemen hemen hıç kal- mıyor. 1076 sayıh Yedek Subaylık ile 1111 sayıh Askerlik Yasası da, by-pass kapsamına alına- rak, bunlarla ilgili onaylarda da, Milli Savunma Bakanı'nın önerisi ve Başbakan'ın imzası yeterli kılınıyor. özal'ın öncülük edip, bugün kendisine karşı kullanılan ya- sayı hazırlatması ve bunun yürürlüğe girmesi, siyasi çevre- lerde kimi sıkınülan da bera- berinde geurdi. Hükümet ile Köşk arasındaki gerginliğin yol açtığı yeni modelde başba- kan en ve tek yetkili otorite durumuna geliyor. Bu durum, SHP ve diğer partilerin içinde bazı sıkıntılara yol açtı. SHP'- liler, bu tür yetkilerin başba- kanda toplanmasının ve cum- hurbaşkanının rejimde böyle- sine dışlanmasının, Özal sonrası sistem içinde sakınca- lar yaratabileceğini dile getiri- yorlar. Cumhurbaşkanlığı'nda ha- len özal'ın imzasını bekleyen 30 kadar kararnamenin bulun- duğu öğrenildi. Özal'ın, 1992 mayısından I. haziranından 1. temmuzundan 1, ağustosun- dan 1, eylülünden 2. ekimin- den 2 karanameyi imzalama- dığı belirtihyor.Bunlann ara- sında, PTT Genel Müdür Yardımcıhğı'na Hüseyin Balcı'nın atanmasıyla ilgili ka- rarname, BOTAŞ yönetim kurulu üyeliğinden Osman lşık'ın alınmasıvla ilgili karar- name, Talim ve Terbiye Kuru- lu üyeliğine Mehmet Ak'ın aianmasına ilişkin kararname, İller Bankası Yöneüm Kurulu üyeliğinden Mücteba Buhara- lıîar'ın alınması kararnamesi, Malatya Bayındırhk Müdürii Selçuk Bilgili'nin görevden alınmasına dair kararname. Brüksel ve Bonn tanm müşa- yirleıinin merkeze alınmasına ilişkin kararnamelerin olduğu öğrenildi. îsa kinıdir? Doğumu ile Tarihi Başlatan, Yaşamı ileTarihe Yön Veren Isa'yı Tanıyor musunuz? İsa'yı Anlatan Kitaplarımızın Ana Mesajını Içeren Tanıtım Kitapçığımızı ısteyiniz. P.K.:77(C)Bosiancı/lsL GOZLEM UGUR MUMCU f TV reklamlarının tartışmaları neden basın reklamlarıyla yapılır? r*1 i • Baftarafi 1. Sayfada coşkulu, öyle yürekten... Ve ceza yasasının tel örgüleri ile kuşatılan aydınların davalarındaki bilgi tuğlalan ve bilinç harçları ile ördüğü savunmalarını... Orhan Apaydın ile ağabeyi Burhan Apaydın, en güç dönemlerde en güç davaları sırtlamışlardı 27 Mayıs ihti- lali'nden hemen sonra kurulan Yassıada mahkemele- rinde devrik Başbakan Adnan Menderes'e avukat bulu- namıyordu. Menderes, Prof. Bülent Nuri Esen'e bir mektup yazarak avukatlığını üstlenmesını istemiştı Prof. Esen, Yassıada'daki Yüksek Adalet Divantnda Menderes'in avukatı olmayı kabul etmedi Bu görevi Apaydın Kardeşler üstlendiler. Burhan Apaydın, Adnan Menderes'i savunurken tu- tuklandı ve Balmumcu Cezaevi'nde hapis yattı. 1961 seçimlerinden sonra AP'den milletvekili olan ikı kardeş, önce CHP-AP hükümeti kurulması için uğraş verdiler, daha sonra da Yassıada mahkûmlarının affe- dilmeleri için gece gündüzçahştılar. Bundan sonra Apaydın Kardeşler ile AP'nin yolları ayrıldı. Orhan Apaydın, uzun süre Türk-lş'te baş hukuk danış- manı olarak çalıştı. Isçi haklarını koruyan birçok yasa, Orhan Apaydın'ın kaleminden çıkarak parlamentoya yansıtıldı. Işçi yararına birçok iş davası, yine Apaydın'ın hukuk bilgisinden süzülerek noktalandı. 12 Mart günlerinde avukat Orhan Apaydın, yine ilerici aydınların ve işçilerin yanındaydı. 12 Mart mahkemeleri yine Apaydının sesi ile yankılandı. Işkencelerden ge- çen, turlü baskılarla karşılaşan sanıklann avukatı, hukuk bilgisini gönlü gibi herkese açmasını bilen Apaydın'dı. Adı da öyle değil miydi? Orhan Adli Apaydın! 12 Eylül öncesindeki terör ortamına var gücü ile karşı koydu. Bu yüzden silahlı sağ kesimin boy hedeflerinden biri oldu. Çelebi kişiliği, sevecen tavrı ve ilerici düşünce- leri ile Istanbul Barosu'ndaki bütün ilerici avukatları çevresinde topladı. O günlerde baro başkanlığı için on- dan başkası düşünülemezdi. Bu görevini yılmaz bir hu- kuk savaşçısı olarak tamamladı. Hukuk devleti ve insan hakları savunuculuğundan bir adım geri atmadı. Çağdaş bir hukukçunun bütün erdemi, direnci ve öz- verisi ile çalıştı. 12 Eylül dönemi geldiğinde Apaydın, DİSK davasında Abdullah Baştürk ve arkadaşlarının avukatlıklarını ala- rak savgnma görevini sürdürmek istedi. Daha ilk duruş- mada "savaş hali hükümleri" uygulanarak Apaydın, duruşma salonu dışına çıkanldı. Apaydın, duruşmadan çıkarılırken bağırıyordu: - Savunma olarak sesimizi duyurmak istiyoruz... Siyasal davaların yılmaz avukatı Orhan Apaydın, 12 Eylül dönemini "siyasal tutuklu" olarak yaşadı. Barış Derneği davası sanığı olarak tutuklandı; uzun süreceza- evlerinde kaldıktan sonra salıverildi. Apaydın'ın cezaevı günleri acıyla geçti. ölümcül bir hastalığın pençesirıde günden güne eriyordu. Cezaevinden hastaneye götürü- lürken elleri arkasından kelepçelenerek zincire bağlanı- yordu. Sağmalcılar Cezaevinden böyle elleri arkasın- dan kelepçelenerek vapura bindirilip iki janaarma eri arasında Haydarpaşa Hastanesi'ne götürülmeyı onuru- na yediremedi. Bir daha tutuklu ve elleri arkasından keiepçeli olarak hastaneye götürülmek istemedi. Cezaevi revirinde has- talığı ile öyle pençeleşip durdu. Salıverildiğinde kendisini bir acı sürpriz bekliyordu. Duruşmalar sürerken yaz ve kış, duruşma salonlarının dışında. araba tçfode oğiunun salıverilmesi habenni bekleyen yaşlı annesi de son yılları oğul özlemi ile ge- çen acılı yaşamına gözlerini kapıyordu. Apaydınlar için, bu ana yüreğinin acılarla kavrularak susması büyük bir yıkım olmuştu. Siyasal davalarda "infaz" yalnızca hapis cezaları ile sınırlı kalmıyor Apaydınlar'a olduğu gibi, ana yürekleri- ni acılarla kahredip susturuyor ve hastalıkların amansız penceleri ile sanıkları ceza- evlerinde yavaş yavaş öldü- rüyor. Bu da bir başka türiü "infaz "oluyor. Bir yılmaz hukuksavaşçısı şu yaşadığımız son yıllarda, sanık avukatlığından saniK sandalyesıne oturtuluyor ve oradan da bugün "musalla taşı "na çıkarılıyor. Apaydın'ınyaşamöyküsün- de biraz da iki yüzyıldır sa- vaşı verildiği söylenen demokrasi ve hukuk devle- tinin de dramı okunmuyor mu? OrhanApaydın'ı bugün top- rağa veriyoruz. Içimizdeki kahırlarfa, acılarla ve göz- yaşları ile.. İlerici aydınlar, avukatınız musalla taşında; işçiler. sendikacılar, avukatınız son yolculuğunda; düşünce su- çu sanıkları, avukatınız artık üzerinden zorla çıkarılmak istenen avukatlık cübbesi yerine beyaz kefenler için- de, bir başka dünyada. Rahat uyu Apaydın, rahat uyu benim dostum, avuka- tım. Orhan Ağabey acıların ancak böyle dindi, ne yapa- lım? Rahat uyu, rahat uyu! Basın reklamlannda doğrulan ve yanhşları tüm aynntılanyla kamuoyuna söyleme olanağı vardır. Basın reklamlan bu yönûyle de avantajlıdır. ONCE BASIN SONRA TELEVİZYON PENCERE • Baştarofi 2. Sayfada Ne var ki "Aydınlanma" fel- sefesini ve devrimini yok sayarak insanlık tarihine bakınca, ne 1960'larda ger- çek sosyalist olabilirsin ne de 1990larda demokrat. •k 21'inci yüzyıla yaklaşan insanlıkta bir milyarlık Is- lam dünyasına örnek gös- terilen model ne: Laik Atatürk Cumhurıyetı. Atatürk öyledevlet kurrr.uş ki uygarlık dünyasında Ort£> Asya Türklerine model ola- rak sunuluyor; bizim sosya- list eskileri de içeride başka model arıyorlar. ÇOKKAPDJ ODA Asım Berirci 3. bası 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğhi-islanbul ÖdeBcU|Mderila«z.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle