Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28ŞUBAT1993PAZAR CUMHURİYET SAYFA
Yorulmaz hvkuk savaşçısı Orhan Apaydın'ı ölümünün 7. yıldönümünde saygıyla anıyoruz
Özgürlüğe adanmışbir yaşam
s özlük "çelebf'nin karşıhğını "centilmen" olarak venniş.Yazık.Melon
şapkalı. kırmızı suratlı, şemsiyeli ve Londralı bir centilmenin
soğukluğu i)e tertemiz giysilerinin içinde alçakgönüllü, kibirsiz ama
gururlu, caka satmaktan uzak, bilgisındederin ve İstanbullu
"çelebi"nin sıcaklığı arasmda neredeyse dağlar var...
1979'da Selimiye'de sıkıyönetim mahkemelerinden birinde. sesini
yûkselten bıravukata duruşma yargıcı iğneli biralayla yanıt vermeyi denedı.
"Beyfendi," dedi. "Sizi bircentilmen olarak tanınm. Sesinizj yükseltmeyi size
yakışüramıyorum."
Apaydın, dudağjnın kıyısına iliştirdiği belli belirsiz ve fakat besbelli ki pek zehirli
gûJücükle duruşma yargıcına baktı: "Yanlış tanırruşsıruz sayın yargıç, dedi. Ben bir
centilmen değilim. Ama birçelebi olmaya hep gayret ederim"...
27 Mayıs sonrasında toplumsal isterinin dorukta olduğu günlerde "devrik" başbakan
Adnan Menderes'in savunmasını üstlenmek hukuk bilgisi kadar bir hukuk savaşçısı
olmayı da gerektiriyordu. Türkiye kamuoyu Orhan Apaydın adıru ilkin o zorlu
sınavda tanıdı. Yıllarsonra Banş Derneğı'nde, İstanbul Barosu'nun başında.
DİSK'in etkinliklerinde Orhan Apaydın'ı ön saflarda görenlerden "Bugün solculuk
yapıyorsunuz ama daha dün Yassıada'da Amerikancı Menderes'i savunuyordunuz'*
diyenler, üstelik bunu yüzüne karşı dıyenleroldu. Orhan Apaydın, çelebice güldü.
sesini yükseltmeden Voltaire'nin ölümsüz sözûnü alıntıladı: "Fikirlerinize
katılmıyorum. Ama fıkirlerinizı savunabilmeniz ıçın kellemi vermeye hazınm!"
Verdi de. Generallerin ülkeyi demokrasi otu bitmez, fıkir ağaçlan yeşermez, düşünce
pınarlan kurumuş bir çöle çevırdıkleri o uğursuz eylüj günlerinde, aylannda,
yıllannda bükülmeden. eğıjmeden, "başınm gölgesini önüne düşürmeden" banşı.
hukuku, demokrasiyı, özgürlüğü savundu.
Sıkıyönetim mahkemelerinin koridorlanndan sıkıyönetim hapishanelerinin
ranzalanna, bılekJerinde kelepçe demirinin ızi ve bedeninde kansenn öldürücu
tümörûyle eğilmeden. dönmeden, boyun eğmeden.
Orhan Apaydın öldükçe çoğalanlann soyundan.
Bakın çevrenize, örneğin bakın Uğur Mumcu'nun anısına yürûyen insan sellerine, ne
kadar çok Orhan Apaydın var orada...
Nekadarçokuzbu... _ • AYDINENGfN
Başkan Apaydın'a saygıTURGUTKAZAN
irölüm
yıldönümünde
daha, Apaydın'ı
düşünürken
neler neJer
gelivoraklıma.
ıangisini eıe alsam
diyorum Örneğin,
avukatlığınj, hukukçuluğunu.
demokrasiye vurgunluğunu mu
anlatsam? Yoksa, temel ban
nitelikJerini mi sıralasarn?
Ama, bu yönJeriyle Apaydın'ı
bilmeyen kalmadı ki.
Evet, güzel insandı. Değerli bir
hukukçu ve iyi bir avukatü.
Demokrasiye âşıktı.
Hıç korkmadı, yılmadı. Hep
inandığı doğrulan savundu.
Ama çok acıdır ki, adı hukuka
sembol olmuş bu insana,
hukukun zerresi bile
tanınmadı. Önce, evinde
gözaltına ahndı, başkanı
olduğu baronun kapısına
mühür vuruldu. Sonra
tutuklandı, andanlara kondu.
Sağlığıyla oynandı vehayatı
noktalandı. Doğrusu, bu
aynnulara girmek, bana hüzün
veriyor. Hemen, 5'li çetenin
Apaydın'a uyguladığı zulüm
akhma geliyor.
Dayanamıyorum. Böyle bir
yıjdönümünde, yalnızea
güzelliklen anmak istiyorum.
Özel bir insandı
Benım için "O" "Orhan Abi"
veya "Başkan Apaydın"dı.
Baromuzun 1977 Genel
Kurulu'nu hiç unutamam.
İstanbul Hukuk Fakültesi'nin
1. Sınıf anfisinde, Sevgili
Gürsel'le yan yana
oturuyorlardı. Birazsessiz,
biraz heyecanlı. Veo kongrede
"Orhan Abi" "Başkan
Apaydın" oldu. Sonra, Türkiye
Barolar Birliği'nin her
etkinliğine koşturan bir yürek
ERDALATABEK
F
otoğrafı hiç çekilmemiş bir
görimtü belleğimden çıkmadı.
öylesine kazınmış ki.. Maltepe
Askeri Cezaevi'nden Sağmalcılar
Cezaevi'ne getirildiğimiz anın
göriintiisü. Saclarıoracıkta bir
sandalye üzerinde kesilmiş,
cezaevi giv sileri giydirilmiş Banş Derneği
santklannın görüntüsü. Baktığım zaman
herkesin birbirine benzediğini görüyorum,
sanki biitün farklüıklar vîtip gitmiş. İnsanın
kendi içinde
üstünlüğânü sauınurken, banşı anJanrken;
emeği, demokrasiyi konırken toplumun
kahramanlanndan biri oldu. O\sa -öyle
sanırun ki- hayattan bekJedigi tek şey, mutlu
bir insan olarak sade > aşamını sürdüımekti.
O> lesine sade, ö> lesine içten bir insandı.
İçindeki çocuğu büyütmemiş bir insan. Belki de
bu yanıv la aramızda \ aşaj an ender
insanlardan. Ama kendi mutluluğunu, yaşadığı
toplumunda da gönnek istedi. V aroluşumı
toplumuyfa paylaşmak istedi. (, ektıgı çileler
ondandır. Çektiklerinden deyakınmadı.
Yaşanan her şeyin nedenlerini çok iyi biliyordu.
Bugün Orhan Apaydın da, İsmail Hakkı
Güneşbatarken..
bir şeylere turunmaya çalıştığı anlardan biriydi.
Orhan Apaydın'ın her zaman tufuıunak istediği
"hukukun üstünlüğü" de ellerimizin arasından
yirJp gitmişti. Onu en çok varalayanın bu
olduğunu sonradan hep düşündüm. Ölümü de
kaJp utmezliğinden değüdi, "hukuk
yetmezliğf'ndendi.
İnsana insan olarak yaşamak hakkını
veremeyen toplumlar kendi kahramanlannı da
yaratır. Orhan Apaydın da bugün kahramanlar
galerimizde. Hukukun
öztorun da, Nedim Tarhan da aramızda
değiller. Hıfzı Veldet'ler gibi, Lğur Vlumcu'lar
gibi.
Aramızda değiller ama her gün biraz daha
büyüyorlar. Günümû/ûn v apa> insan
manzaraları içinde "gerçek insan"lar olarak
daha da büyüyorlar.
Onlar dün> ada insan varoldukça da
varoiacakiar. Daha da büyüyerek
varolacaklar.
Güneş batarken gölgeler büyür...
doğdu. Ankara'da yapılan
kongreler, demokrasi ve hukuk
devleti için verilen mücadeleler.
Yakalanan kişiye, avukattan
yararlanma yolu açılsm diye,
Adalet Bakanı Mehmet Can'ı
zıyaret. Ve en demokrat
hükümetteki bir bakanın bu
öneriye tepkisi. Apaydın'ın
sessizcegülüşü. Müebbet
hükümlülere yapılmış bir
haksızhğı çözmek için Niğde'ye
gidiş. Dönerken Ankara
molası.Dedeman Hotel'de
YaşarÖzel dinletisi. Derken, 12
Eylül parantezınde Antalya
Kongresi. Darbe destekçisi bazı
delegelerin itiraa ve faşizme
karşı demokrasinin zaferi.
Akşam yat limanmda lagos
ziyafeti. Sonra. Apaydm'sız bir
Zonguldak Kongresi. Başkan
hapis. Kürsüden selamı
iletilince. salonun inleyişı. Yine
faşizmın pençesinde, Apaydın
adıyla demokrasının gövde
gösterisı. Arada sırada
çiğköfteye özlem. Çorabı yanlış
gıymek. Kısaca, güzel bir
insandı, özel bir insandı.
Evet, benim için "Orhan Abi"
veya "Başkan Apaydın"çok
sevdıği barosunda yine yaşıy or.
2.5.1992 günü
gerçekleştirdığimiz coşkulu
törenle, ona zuJmedenleri
mahkûm ettik. TBMM Başkanı
Cindoruk. Adalet Bakanı
Oktay, Uluslararası Avukatlar
Bırliğı Başkanı, Paris Barosu
Başkanı veçok sayıda yabana
hukukçu ile Apaydın'ı andık.
Müzikle, dansla, konserle adını
taşryan prakelı seVdiğı sokağıri ™
duvanna çakıp bütün dünya
hukukçulanyla, ona ve başka
insanlara aa çektirenleri tarihin
çöplüğüneattık. Başka söze
gerekduymuyorum. Önünde
saygıyla eğiliyorum. Sen rahat
uyu Orhan Abi diyorum.
Avukat
Orhan
Apaydın
A vukat Orhan Apaydın, gazelemtideheın
sosyal ve hukuksal olaylardadanışmanlık
veyazarlık, hem degazeteaJeyhine acılan
davalardaavukatlıksorumlıduğunu
üstlenmişti. 30 mart 1980günü, bir ay
önce bombalı suikaste kurbangiden
arkadışvmz Uğur Mumcu nun,
"Adaymuz, Dr. Biigiç"başlığı ile
yayvnlananan yazısı üzerine
Cumhurbaşkmhğına adayhğını koyan
Saadettrn Biigiç, kendisinehakaret
edîldiği iddiasıylamahkemeye
başvurmuştur. Fotoğrafta, bu davanm bir
duruşmasında Orhan Apaydın, yazı işleri
müdürlerimizden Orhan Erinç ve Uğur
Mumcu ileBiigiç'in o dönemdekiavukatı
Hüsamettin Cindoruk 'labirlikte
görülüyor...
Orhan Apaydm, en sevdiği fotoğrafta eşi Gûrsd Apaydın'la birlikte.
Adı gururveriyor
GÜRSEL APAYDIN
şim Orhan Apaydın, bütün
yaşamı mücadele içinde
geçmiş ve bunun çilesini de
ömrününçok büyük bir
bolümünde çekmiş bir
_ _ ^ _ ^ _ kişiydi. Henüz genç bir
avukatken 1960'tan sonra Yassıada'daki
duruşmalarda Başbakan Adnan
Menderes'i askeri rejime karşı savunurken
gösterdıği demokrasiye, insan haklanna
bağlılığını yaşamının hiçbir dönemınde
kaybetmedi. Daha sonra, 1963'te sendıkal
çıkarlan savunarak grev-lokavt yasalanmn
hazırlanmasında katkıda bulundu. Orhan
Apaydın. 12 Mart, 12 Eylül sıkıyönetim
mahkemelerine kadar aydın olmanın.
hukukçu olmanm. tek kelime ile insan
olmanın borçlannı bu ülkeye. bu halka
cömertçe ödeyen bir banş savaşçısıydı.
Uğradığı haksızlıklar ve baskılar bu
yüzdendir. Ancak onu baskılar yıldırmadı.
Etrafındakilere her fırsatta "Evrensel
hukuk kurallan bir kere zedelendi mi arkası
gelir. Onun için hereğilimdeki insanın.
hukukçunun. politıkacmın. hukukun
üstünlüğü ilkesıni sayunması gerekir"
diyerek mücadelesinin nedenlerini
anlatırdı. Yaşamı da bu mücadeleler içinde
son buldu.
Tabii bunlar, dışandan incelendiğinde
görülebilecek noktalar. Bir de Orhan
Apaydın'ın özel yaşantısı var. Yüreği insan
sevgısiyle dolu olan Orhan Apaydın
haksızlıklara tahammül edemezdi.
Davalannda, kendisıni haksızlığa
uğrayanlarla özdeşleştirip bu haksızhkJan
ortadan kaldırmak için bütün gücüyle
uğraş verirdi. Başı derde giren aydınlan
sa\aınurken günlerce uyumaz, araştırmalar
yapar, araştırmalannda yalnızca hukukla
ılgıli değil, hemen herkonuda kitaplar
okuyarak güncel gelişmelen titızlikle takip
ederdi. Bu nedenledir ki, bilgi ile devrimci
çağdaş bircesaret veenerii ile
haksızlıklann üzerine giderdi.
İnsancıl ve sevecendi
Orhan Apaydın duygulu bir insandı. İliş-
kilerinde yumuşak, insancıl ve sevecendi.
En zor anlannda bile inancını kaybetmez.
etrafındakilereinançaşılardı.Sıkıntılıza-
manlarda kendine özgü mce esprilerle ka-
ramsarlıklan dağıtırdı.
Bu mücadeleci ınsanı belki de en çok yo-
ran ve üzen, bazı aydınlarda gördüğü riya-
karlık ve samimıyetsizlıkti. İnandığı insan-
lann değişmelerini aa ile izledi ve bir türlü
kabul edemedi. Türkiye'de aydın olmanın
bedelini iyi biliyordu.
Bu durum, onun, güvendıği aydıniara.
arkadaşlanna daha da sıkı sanlmasına
nedenoldu.
Yaşasaydı gözü gibi titrediği
arkadaşlannın kaybedilmesinden büyük
üzüntü duyardı. Mutlaka daha hırsla ve
dirençle, hukukun üstünlüğü. insan
haklan mücadelesinedevam ederdi.
Haksızlıklara. 12 Eylül dikta rejımine
karşı güçlü kişiliği ve ödün vermez ta\irla-
nyla mücadele etmiş, kimJiğini, savunma
hakkıyla bırleştirmış bir ılke ve yürek
adamı olan kararlı mücadeleci yaşamı
boyunca evrensel hukuk kavgası vermiş
olan sevgili eşim Orhan Apaydm ile kısa
da olsa aynı hayatı paylaşmak bana büyük
mutluluk vermiştir.
Adını taşımaktan onur
duyacağım.
Banş, adalet ve demokrasi kavgası
O
rhan Apaydm, 1 Mart 1926'daİstanbul'da doğdu.
Yatılı okuduğu Haydarpaşa LJsesi'ni bitirdikten
sonra tstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne
girdi. Tek parti dönemindeki öğrencilik yıllannda
" Yeniden Doğuş" adb bir fıkir ve edebiyat dergisi
yayımladı. Demokrat Parti iktidan dönemine
Milliyet ve Dünya gazetelerine yazılar yazdı.
27 Mayıs 1960'tan sonra Yassıada'daki duruşmalarda Başbakan
Adnan Menderes'in savunma avukatlığını yaptı. Kardeşi Burhan
Apaydm'la birlikte 1961 "de politikaya girdi. Adalet Partisi'nden
Aydm milktvekili seçildı. Bir yıl sonra AP'den istifa eden Apaydın.
Yeni Türkiye Partisi'ne girdi. Parlamentoda işçi haklannı savunarak
sendikalar ile grev-lokavt yasalanmn hazırlanmasında katkıda
bulundu.EkremAücan'ıprotestoetmekiçinYTP'denistifaedenA-
paydınskardeşler 1965seçımlerinekadarbağımsızmil]etvekiliolar-
akparlamentodakaldılar. Apaydın, daha sonra Türk-tş'in hukuk
danışmanıoldu. İşhukukuüzerineyaptığıçalışmalannıbirkitapta
topladı. 1969'da "Türk-İş'in PohukYönü" adlı kitabını yayimladı.
1970'te Cumhuriyet şazetesine yazı yazmaya başladı.
1975'te Türkiye Yazarlar Sendikası Yönetim Kurulu üyeliğine
seçilen Apaydm, 1976'daJstanbul Barosu Başkanı oldu. Üçdönem
üst üste, 1983 yılına kadar Baro Başkanhğı yaptı. 1978'de Baro'nun
100. kuruluş yıldönümü törenlerinı düzenledi ve Avrupa Baro
Başkanlan'nı İstanbul'da bir araya getirdi.
1978'de. 12 Eylül öncesi terörolaylannı ınceleyen "Kim Öldürüyor,
Niçin Öldürüyor?" kitabını yayımladı. 1979'da, Avrupa İnsan
Haklan Komisyonu Başkanı Golsong'la birlikte İstanbul
Barosu'nda Avrupa Konseyi İnsan Haklan Araştırma Merkezi'nı
kurdu. 12 Eylül'de sonra tutuklanan Devrimci İşçi Sendikalan
Konfederasyonu Genel Başkanı Abdullah Baştürk ve DÎSK
yöneticilerinin savunmalannı üstlenen avukatîar arasında yer aldı.
istanbul Barosu Başkanhğı görevini sürdürürken 26 Mart 1982'de
Banş Derneği Davası ıle ilgili olarak tutuklandı. Cezaevinde 8.5 ay
kaldıktan sonra dava devam ederek 23 Arahk 1982'de tahliyeedildi.
Ancak 14Kasım 1983'te yeniden tutuklandı. Yargılanması sürerken
Adalet Bakanlığı'nın Avukathk Yasası'nda yaptığı değişiklikle Baro
Başkanbğı görevinden alındı. 3 Kasım 1984'te ikinci kez tahliye oldu
ve toplam 20.5 ay cezaevınde kaldı. Bu arada, Türkiye Yazarlar
Sendikası yöneticihği nedeniyle hakkında bir başka dava daha açıldı.
Orhan Arjaydm'ın, Banş Derneği Davası nedeniyle tutuklanması
Avrupa Konseyi çevresinde geniş tepkilere yol açtı ve serbest
bırakılması ıstendı. 982'de, savunma gorevmdekı ettcınüklen
nederuyle UHB''nin PierreCot ödülünü aldı. Aynı yıl Paris
Vincenne Üniversitesı'nden Honoris Causa fahri hukuk doktorluğu
unvanı verildi.Orhan Apaydın, 38 yıllık savunma mesleğinde son
olarak, Dünya Barolar Bırlıği Başkan Vekilhği'ne seçildi.
20 kasun 1982'de başlayan Banş Derneği DavasTnda yargılanan Apaydın, 13 kasım
1984'te toplam 20.5 ay hapis yattıktan sonra tahliye ofanustu.
Onun
İlkeleri
yaşıyor
HÜSEYtN APAYDIN
T
utuklama '
sebeplerinin
ortadan
kalkmamış
olduğu kanaat ve ;
sonucuna
vanldığından tutuklu
sanıklann tutukluluk hallenrun .
devamına..."
Duruşma hakimi bu sözleri
bılmem kacıncı kez
tekrarladığında dınleyici
sıraianndan babamın
gözlerindeki hüznü fark
edebih'yordum.. öyle ya,
yıllarca mahkemelerde
insanlann haklannı kıyasıya
savunmuş bir Orhan Apaydın
niye tutuklandığını, tutukluluk
halinin hangi "kanaat ve
sonuçla" uzatıldığını
düşünüyor olsa gerekti..
Gözlerindeki aynı hüznü net
olarak görmesem de hissettığim
bir başka yer de. Sağmalcılar
Devlet Hastanesi'nin tutuklu
görüşmelerinin yapıldığı
bölümdü. Bana defalarca
"Gelme" demişti. "beni böyle
görmeni istemıyorum.."
Bütün baskı uygulamalanm
bırakın, biradalet savaşcısına
bu ülkenin reva gördüğü bu
davranış en ağır işkence
sayılmalıydı bence.. Savunma
kürsüsünde yıllannı veren
Orhan Apaydın, sanık
* sandalyesinde komik ' *" -**
suçlamalann muhatabı olmayı
hiçbir zaman onuruna
yediremedi ve bunun bedelini
de yaşamıyla ödedi..
Siyasal tarihimizin en fırtınalı
üç döneminde; 27 Mayıs, 12
Martve 12 Eylül'de
demokratik ilkelerinden asla
taviz vermeyen babam Orhan
Apaydın'ın bu onurlu tavn,
aynı soyadını taşıyan bizlere de
baa görevleryüklüyor
kuşkusuz.
İşte bu nedenle babamın sevgili
dostlan ile biraraya gelerek
onun savunduğu ve uğrunda
yaşamını verdiğı ilkeleri
yaşatacak bir vakıf kurduk.
Orhan Apaydın Demokrasi ve
BanşVakfı:İIhanSelçuk,
Erdal Atabek. Tank Akan,
Gülçın Çaybgil, Oktay
Kurtböke, Müjdat Gezen.
Gürsel Apaydın ve Hüseyin
Apaydm tarafından
oluşturuldu ve şubat ayında
resmen faaliyete başladı.
Burs olanağı
Vakıf, insan haklan, demokrasi
ve hukuk alanında çeşitli
faaliyetlerde bulunacak. Bu
alanlarda heryıl bir "İnsan
Haklan Ödülü" verecek.
Aynca hukuk fakültesi
öğrencileri için burs olanağı da
şağlayacak.
Öyle zannediyorum ki bu
ülkenin Orhan Apaydınlara
çok, ama çok ihtiyacı var. Ve
ona yaptıklanndan ötürü utanç
duyulması gerekiyor. Geçen sene
İstanbul Barosu'nun önündeki
sokağa Orhan Apaydm adının
verilmesi nedeniyle TBMM
Başkanı Hüsamettin
Cindoruk'un yaptığı konuşma,
bir anlamda "devletin özür
dilemesi" olarak da
algılanabilirdi. Şöyledemişti
Cindoruk: "İnsanlar toplum
için yapüklan yararlı
hizmetlerle yücelirler ve
anıhrlar. Unutulmazlar. Orhan
Apaydın; hukuk, demokrasi,
insan hak ve özgürlükleri
konulannda hiçbir ideolojik
saplantmın esıri olmadan,
öncelikle insan değerini en üstte
tutan saygın biraydırumız
olarak yerini almıştır. Onun bu
doğrultuda yaptığı
savaşımında savunduğu tüm
görüş ve ilkeleri bugün tüm
dünyada evrensel değerler
olarak benimsenmiştir.
Rahmetli Orhan Apaydm ile
meslektaş ve ayru düşünceleri
paylaşan yakm dost olarak
uzun yıllar beraber olmanın
onurunu yaşıyorum."
İnsan olmanın onuru bazı
ilkelere sıkı sıkıya sanlmayı
gerektiriyor. Bu ilkeleri
savunmak da bizlere düşüyor,
böylesine aalann,
haksızlıklann bir daha
tekrarlanmaması için...