Katalog

22 ŞUBAT1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER SHPkurujtayı cptelendi •ANKARA (ANKA)- SHP'de Genel Başkan ve yeni parti mecSsinin belirleneceği seçimli Büyük Kurullay, temmuz ayından eylül ayına ertelendi.Seçimli Büyük Kurultay'ın eyîül ayına ertelenmesine 20-21 şubatta yapılmasi öngörülen Program-Tüzük Kurultayı'nın, 3-4nisan tarihlerine alınması neden Idu. SHP Tüzük-Program ı'aslaklan, Ramazan ayına rastlaması nedeniyle ve nıevsim koşullanrun ağırhğı gerekçesiyle yeterince tartışılamadı. Değışiklikler, SHP Genel Merkez yetkililerinin de katılacaklan bölge toplanülanyla Türkiye genelinde tartişılacak ve ortak noktalarda anlaşma aranacak. Mevsim koşullanmn olanak sağlamasından ve CHP'nin 9 martta yapılacak Birinci Olağan Kurultayı'ndan sonra Tüzûk ve Program Kurultayı toplanacak. MuamroerYaşap Bostana amMı • ANKARA (AA)- Gazctcci-yazar Mıuumner Vaşar Bostana, ölümünün birinci yıldönümünde mezannın başında anıldı. BostancTnın, Cebeci Asri Mezarlığj'ndaki kabrine yapılan ziyarette bir konuşma yapan HBB Ankara Temsilcisi gazeteci Ertan Karasu, Muammer Yaşar Bostancı'nın yaşam boyunca her şeyin iyisini yapmak için çaba gösterdiğini söyledi. Karasu, 'Kendısi çok iyi bir ınsan olduğu kadar iyi bir eş, baba, gazeteci, vatansever, cumhuriyetçi ve demokratü' dedi. Bostancı'yı anma toplanüsına, ailesi ve yakınlan ile çok sayıda gazeteci kaüldı. HElıtren kavgası • HaberMerkezi- Başbakan Süleyman Denürel ile ANAP Genel Başkanı Mesut Yıfanaz arasındaki "hızli tren düellosu" giderek kıaşıyor. Yılmaz. İstanbul-Ankara arasındaki 10 milyar doiara mal olacak hızlı tren projesini eleştirmeyi dün de sürdürdü. Yılmaz proje için, "Demirerin ıhtiyarlık oyuncağı" nitelemesıni yapü. Demirel de buna karşılık, "Bazı cüce beyinliler bunu anlama7. Bir cüce beyinli de bu lafı söylemiş. Ama bu projeye her karşı çıkana da cüce beyinli demek istemem" karşıhğını verdi. Demirel, Yılmaz için aynca "zeka fukarasi" nitelemesini yaptı. Baykal, Ülman'ın yeniden il başkanlığına seçildiği istanbul Kongresi'nde konuştu: Iktidar SHP'yi tahrip etti •Kongrede konuşan Baykal, birleşrneçağnsını da yinelerken, "Gelin iç- tenlikle konuşalım, alın karannızı. Gelsin sizin delegeleriniz, Parti Mecli- si üyeleriniz bizimle bir- leşsin, kaynaşsınlar. Neyi, nasıl yapıyorlarsa yapsınlar, hiç birimizin itirazı yok" diye konuştu. İç Politika I Servisi- Ikti- dar denemesi- nin SHP için I gençlik ve kuvvet aşısı olamadığını ileri süren CHP Genel Başkanı De- niz Baykal. "Aksine partinin inandıncılıgı. tutarlıbğı. güve- nilirliği açısından çok ağır tah- ribatı da beraberinde geürdi" dedi. SHP'nin. bir arada yaşa- madan dolayı "Dün dündür, bugün bugündür" anlayışı içine girdiğini savunan Baykal, bir- leşme çağnsını da yinelerken "Gelin içtenlikle konuşalım. ahn karannızı. Gelsin sizin de- legeleriniz. Parti Meclisi üyele- riniz bizimle birleşsin. kaynaş- sınlar. Neyi, nasıl yapıyorlarsa yapsınlar, hiçbirimizin itirazı yok" dive konuştu. 12 yıl sonra yeniden siyaset sahnesine çıkan CHP, tstanbul 1. Olağan Kongresi'ni dün yap- tı. İl Başkanlığı'na atamayla gelen Haluk Ülman yeniden se- çildi. Divan Başkanhğı'na tek aday olarak gösıerilen Hasan Fehmi Güneş'in seçildiği kong- rede CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, iki saate yaklaşan bir NOTLAR Baykal, 12 >ıl sonra \apdan CHP İstanbul tl KonresinekatıMı.(MEHMET DEMİRKAYA) konuşma yaptı. Baykal, sosyal demokratlann dağınıklığı iize- rinde dururken koalisyon orta- ğı SHFyi dc sert bir dille eleştir- di. Sosyal demokratlann '20 Ekim 91 Genel Seçimleri'nde yakaladıklan tarihi fırsatı de- ğerlendiremediklerini ifade eden Baykal, bu yenılgının ar- dından SHP'nin gençlik ve kuv- vet aşısı olarak iktidar ortaklığı şansmı gördüğünü belirtti. Baykal. şoyle devam etli: "Tersine iktidar deneyimi. sosyal demokrasiyi iktidarda yansıtan partinin inandıncılıgı. tutarlıbğı. güvenilirliği açısın- dan çok ağır bir tahribatı da beraberinde getirdi." Baykal. SHP'nin yanlış poli- tikalar içine girdiğini ve DYP ile birlikte yaşâmaktan dolayı 'Dün dündür, bugün bugün- dür' anlayışıru benimsediğini savunarak sözlerini şöyle sür- dürdü: •'Sosyal demokrasiyi bir sağ partinin himayesinde başbakan yardımcıhğına indirgemeye kimsenin gücü yetmeyecekü'r. Sosyal demokrat partinin hak- kı tam iktidardır. başbakanlık- tır" CHP'nin varolan misyonunu tamamlamak ve Türkiye'yi ye- niden kurmak iddiasıyla ortaya çıküğmı belirten Baykal. bunun için birleşme çağnsını yapükla- nnı hatırlattı. Baykal, SHP ile CHP'nin bir tutulamayacağını vurgulayarak birleşme çağnsı- nın bazı çevrelerce tam değer- lendirilemediğine dikkat çekti. Birleşme için tüm fedakarlığa hazır olduklannı söyleyen Bay- kal, çağnsını şöyle yineledi: "Gönlü ve kafası, böyle bir bütünleşmede olduğu halde, koşullar olgunlaşmadığı için, tayini, kadrosu olmadığı için 'ben de hazınm' diyemeyenkr, ışinızı bitirin, sorununuzu çö- zün, sizi CHP'de bekliyoruz. Herkesin kendi takvimi var, onu bekleyebilirsiniz. CHP'nin ocağı tütüyor. Herkese yer var. Sofrada çatallan, bıçaklan bek- liyor. Odalan hazır, yataklannı serdik. Bekliyoruz." Bülent Ecevit, birlik gündeminin sol partilerin enerjilerini dağıtüğını söyledi: Birlîk kampanyaları durdurulsun HUKUKSUZ DEMOKRASİ HalitÇelenk tZMtR-(Cım- huriyet Ege Bûro- su)- DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit soldaki par- ti leri birleştirmeye yönelik kampanyalara son ve- rilmesini istedi. Kampanyalan- nın durdurulmasıyla soldaki partilerin enerjilerini sağdaki partilere yönelteceğini savunan Ecevit, "Birleşin kampanyası yerine Türkiye'yi adaletsiz se- çim sisteminden kurtann kam- panyası açılmahdır. Sol bölü- nüyor diye fazla kaygılanmaya gerek yoktur. Çünkü sol anlayı- şı bilinçli olarak benimseyenler DSP'de güçlerini birleştiriyor- lar" dedi. 'Yapay birleşme oimaz' Partisine katılımlarla ilgilı düzenlenen bir toplantıda ko- nuşan Ecevit partisinin her ge- cen gün güçlendiğini söyledi. Sol bölünüyor diye herhangi bir kaygıya gerek olmadığını • DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, sosyal demokratlann enerjilerini sağpartilerle mücadeleye ayırlamalan gerektiğini söyleyerek, solda birlik kampanlanna son verilmesini ya da dondurulmasını istedi. söyleyen Ecevit, birleşme kam- panyalannın biürilmesini ya da dondurulmasını isledi. DSP*- nin solu bölen değıl, sola sağcı partilerin tabanından oy ka- zandıran bir yapıda olduğunu savunan Ecevit şunlan söyledi: "Soldaki üç partiyi yapay ve sağlıksız bir birleşmeye zorla- yanlar herhalde, artık, yakın gelecekte öyle bir birleşme ola- mayacağını görmüş olmalıdır- lar. Üstelik birleşin kampanya- sı sürdükçe veya soldaki parti- lerden biri ötekıleri o konuda baskı altına aldıkça. bu üç parti sağdaki partılerden çok birbir- leriyle mücadcle etmek zorun- da bırakılmaktadırlar. Oysa bir deneme olarak yakamız bırakı- hrsa o zaman bu üç parti, eneT- jilerini birbirleriyle mücadelede tükctmek yerine, sağdan gele- cek ciddi tchlrkelere karşı mü- cadelede değerlendirme olana- ğını bulacaklardır. Öyle bir sü- reç içinde de doğrultulan belki bırbirlerine daha kolaylıkla yakınlaşabüecekür. Onun için soldaki soruna birinci çözüm önerim şudur, birleşin kampan- yası durdurularak veya cn azın- dan dondurularak soldaki her üç parti sağa karşı daha etkin ve etkili bir mücadele açabilme fir- satına kavuşturulmalıdır." Ecevit ikinci önerisi olarak scçim sisteminin değiştinlmesi gerektiğini söyledi.Doğru bir seçim sistemiyle soldaki 3 parti- nin oylannı arturabileceğini ve TBMM'de daha güçlü bir ko- numa gclcceklerinı savunan Ecevit, bundan sonra da Meclis içinde birleşme olanağının sağ- lanacağını belirtü. Seçim sistemindeki degişikli- ğın sağdaki bölünmüşlük için de yararh olacağını belirten Ecevit,"Sağdaki partiler de yü- rürlükteki seçim sisteminden büyükzarar göreceklerinı ıdrak edecek noktaya varmı$ 'olmalı- dırlar" dedi. 'Başkasına oy vermezkr' Ecevit, DSP seçmeninin bir başka partiye oy vermeyeceğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "DSP'li seçmenlerin büyük çoğunluğu, DSP kapan- sa veya başka bir partiye katılsa bile SHP'yc veya CHP'ye oy vermeyecek kimselerdir. O ne- denledir ki. DSP eğer SHP veya CHP ile birleşirse, bu panilerin oylan birleşmiş olmayacakür. Tam tersine, öyle bir birleşme soldaki toplam oylan, birleştir- mek yerine azaltacakür. Film yerineil kongresi AYŞEV1LPIRIM Beyoğlu Fitaş Sinemasfnda vizyondaki etkinlik dün sabah 11.30'dan iübaren CHP !l Kongresi'ydi. Baykal'ın, Atatürk ve kendi portresi önünde heyecanla yaptığı ko- nuşma karşısında bazı delege- ler. gözyaşlannı tutamadı. CHP'liler Baykal'ın konuşma- sındanöyleetkilendilerki,'Dağ Başını Duman Almış Marşı'nı bu ruh haliyle hep birlikte söy- lediler. Baykal, partilerinin henüz 'bir otobüsleri ve müzikleri bile olmadığı'ndan yakındı. Ama arkasından. siparişlerin verildi- ğini, 9 Mart kurultayından son- ra Türkiye'nin en modem se- çim otobüsünün kendilerinde olacağı müjdesini verdi. Kongrenin en hareketli bölü- mü akşam üzeri yapılan seçim şeklinin oylanmasıydı. İl Baş- kanı Haluk Ülman ile ilçe baş- kanlannın büyük bölümü, blok listeden yana olduklannı açık- larken delegelerin bir kısmı ise çarşaf listede ısrar etti. Divan tarafından yapılan oy- lamaya iürazlar olunca, Divan Başkanı Hasan Fehmi Güneş, kürsüden inerek sinema kol- tuklannın arasında dolaşmaya başladı. Bu kez de. delegelerin arka sıralardan_ön sıralara ge- lip tekrar sayıldıklan yolunda itirazlar yapılınca Güneş, çare- yi 638 delegeyi tek tek okuya- rak oylama yapmakta buldu. Güneşin ardından Genel Başkan Yardımcısı Ali Topuz kürsüye çıkarak "Bütün seçim- lerde çarşaf listeyi savunmama rağmen, kongrenin bütünlüğü açısından blok liste lehinde oy kullanmanızı istiyorum" dedi ama buna karşın oylama sıra- sında da 'çefcimser' oy kuüandı. İlçe başkânlan larafındah 1l Başkanlığına önerilen Haluk Ülman'ın önerdiği 32 kişilik il meclisi üyesinin 23'ünün eski üyeler oîduğu dikkat çekü. Kongrenin sonucunun başın- dan beri belli olduğunu söyle- yen milletyekilleri ve ilçe baş- kanlan Ülman'ın karşısına bağımsız aday olarak çıkan Güngören ilçe meclisi üyesi Ali Demir'in sonucu etkilemeyece- ğini söylüyordu. Oylamadan sonra ortamı yu- muşatmak için şiir okuyacağını söyleyen bir delegenin, şiiri ger- çekten biraz sertti: "Yolunu şaşırmış, nankör Ecevit de- fol..." Almazamanı mı, satmazamanı mı? YÜKSELEN BORSA'DA KAZANMANIN YOLLARI...• Bu dönemde Borsa'da başarmanın sırrı nerede? • Teknik analize göre mi, temel analize göre mi hareket etmeli? • Hisse senetlerinden nasıl porttöy oluşturmalı? • Profesyoneller alım satımda neleri dikkate alıyorlar? Bankaların faiz indirimi siiriiyor • Aracı kurumlar kaynıyor: Kim, hangi aracı kurumdan ayrıldı, kim hangi aracı kurumu aldı? • Kârlılığı yuksek olan Turcas, yözde 15'lik payını daha halka açacakl Koç Yatırım'ın temel analizi • Marshall, Mensucat Santral, Metaş, Migros, Otosan, Peg Profilo, Petkim, Pınar Et ve Pınar Un'un teknik analizleri • Faiz, döviz, yatırım fonları, hazine bonosu, devlet tahvili, VDMK ve repodan hangisi daha çok kazandıracak? Yanıtları TREND'de... TREND'E BAKMADAN YATIRIM KARARI ALMAYIN! YATIRIMCININ YOLUNU AYDINLATIR BO3VIBA İHBARI Hindistan uçağmdan Ankara 9 ya zorunlu inış • Hindistan eski Başbakanı Rajiv Gandi'nin eşi Soniya Gandi'nin de içinde bulunduğu. Yeni Delhi-Londra seferini yapmakta olan Hindistan Havayollan'na ait uçak, bomba ihban üzerine Esenboğa'ya zorunlu iniş yaptı. Aramalar sonucu ihbann asılsız olduğu anlaşıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hindistan Havayollan'- na ait Yeni Delhi-Londra sefe- rini yapan bir yolcu uçağma bomba konulduğu \olundaki ihbar Ankara'da heyecan ya- ratu. İhbar üzerine Ankara Esenboğa Havalimanı'na zo- runlu iniş yapan uçakta yapılan arama sonucunda, ihbann asıl- sız olduğu belirlendi. Bir suikast sonucu öldürülen Hindistan eski Başbakanı RajŞv Gandi'nin eşi Soniya Gandi'nin de bulunduğu Hindistan Hava- yollan'na ait bir uçağa dün Türkiye hava sahasma girdik- ten sonra bomba konulduğu yolunda ihbar yapıldı. Uçak Erzurum üzerinde iken, Yeni Delhi'deki Hindistan Havayol- lan bürosuna yapılan ihbar üzerine, saat 10.20'de, uçak Esenboğa Havalimanı'na zo- runlu iniş izni istedi. Uçağm Esenboğa'ya inmesinden son- ra, yolcular uçağı boşaltırken emniyet ekipleri. yaklaşık 3.5 saat kadar uçağı baştan sonra aradılar. Yolcu bagajlannın da aranması sonrasında ihbann asılsız olduğu anlaşıldı. Toplam 412 yolcu ve 23 mürettebatı bu- lunan uçak öğleden sonra saat 15.00 sulannda Esenboğa'dan aynlarak Londra'ya devam et- ti. AYNADA (ANILAR-2) Mttcsp 20.000 lira (KDV içinde) İLAN GEREDE ASLİYE HLKUK MAHKEMESİ EsasNo: 1992/53 Davacı SSK Genel Müdürlüğû vekili tarafından davah Mehmel Yar- dıma aleyhinc açılan nıcuan alacak davasmın verilcn ara karar gerefince; Şanlıurfa ilı Birecik ilçesi Kurluluş Mahallesi Doğan Sokak No. 32 ad- resinde ikamet eden. ancak bilahara bu adresmden ayrılan veadresi tespit edilemiyen davalı Mehmel Yardımcı'ja dava dilekcesinin ve duruşma gunünün bugüne kadar tebliğ edılemedığı. teblıgata yarar sarih adresmm de zabıtaca tcspıt edücmedığındcn davah hakkında ılanen tchlıgal yapıl- masına karar venlmış olup. iş bu ılan dava dilekçcsi ve duruşma günu lebliğ yenne kaım olmak ûzere duruşma gûnü olan 15 4.1993 günu saat 10.20"de davalının mahkcmemızde hazır bulunması veya kendisını bir ve- kılle tcmsil ellirrnesı, duruşmaya gelmedıği veya kendisını vckıllc icrnsil etlirmediği lakdirde yargılamaya yokluğunda devam edilıp karar verile- ceği, dava dılckçesi yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ oiunur. (HUMK.nun 213-377 Mad.) Basın: 46341 POIİTİKA GtİNLÜĞÜ HÎKMET ÇETİNKAYA Çağdaş Bir infaz Yasası... Adalet Bakanı Sevfı Oktay Nevşehir ve Bayrampaşa cezaevlerinden kaçış olaylarıyla ilgili görüşlerini açık- larken "kimi izlenimler edindik "deyip ekliyor. "Cezaevleriyönetimleri içinde kendilerine destek ve- recek kişilerlerle ilişki kurdukları ve kaçtıklarına ilişkin betirtiler görülüyor" Niçin böyle konuşuyor Adalet Bakanı Seyfi Oktay? Sanınz kimi bilgiler edinmiştir Bakan Oktay. Onun için de böyle konuşmaktadır. Ama işin ilginç yönü kimi gazatelerde çıkan haberler. Gardiyanlar adlarını açıklamadan kimi bilgileri sızdırı- yorlar. Diyorlar ki: "Bütün cezaevlerinde infaz koruma memurian örgüt mHitanlannın tehdidi altındadır. Hepimizin ev adresleri- ni tespit etmişler. Koğuşta bizi sıkıştırıp gözdağı veriyor- \ar." Demek ki gardiyanlar görevierini öldürülme korkusu altında yapıyorlar... Gazeteciler gardiyanlara soruyor: "Nevşehir'de tünel kazıldığını biliyor muydunuz?" Yantt: "Tünel kazarlar da gardiyanlar bilmez mi?" Nevşehir ve Bayrampaşa'daki kaçış olaylarından sonra gazetelerimizin cezaevlerındeki insanlık dışı dav- ranışların da üzerine gitmeleri gerekir. Düzen karşıt birtutuklu ya da hükümlü kaçmayı plan- layacak, devlet de onu kaçırmamayı... Son kaçış olaylarının ardından "Adalet Bakanı istifa" demek neyi değiştirecektir? Cezaevlerinde bundan böy- le tutuklu ve hükümlülere uygulanacak baskı kaçışları önleyecek midir? Olaya demokrasi ve insan hakları açısından bakmak gerekir. Eğer bunu yapabilirsek, soruna böyle yaklaşır- sakdogru bir tam koyabiliriz... Cezaevlerinde uzun yıllar ve yoğun savaşımlar sonu- cu elde edilen haklann bir çırpıda yok sayılmaya çaiışıl- dığı dönemler yaşandı. Tutuklu ve hükümlü yakınlan hiçbir neden gösterilmeden gözaltına alındı, dövüldü. Hayri Duman adlı bir tutuklu kaldığı Matatya E Tipi Ce- zaevi'nde 2-4 temmuz günlerinde jandarmaların saldırı- sına tanık olduğunu belirten dilekçesiyle 28 Ağustos 1991'deTBMM Insan Hakları Komisyonu'nabaşvurdu. Acaba TBMM insan Hakları Komisyonu bu konuda bugüne dek ne yaptı? Türkiye'de 1991 yılında cezaevlerine ilişkin insan hak- larını yakından ilgilendiren iki önemli olayın yaşandığın, unutmuş olabilirsiniz. Bunlardan birincisi 12 Nisan 1991'de yürürlüge giren 3713 sayılı "Terörle Mücadele Yasası"nın getirdiği şartlı tahliye uygulaması, diğeri 1991 kasım ayında 206siyasi tutuklunun "tabutluktan" oluşan Eskişehir Özel Tip Ce- zaevi'ne gönderilmeleridir. Şöyle gerilere doğru gidelim ve anımsayalım: "Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde kalan Ibrahim Bingöl ve Lütfü Topâl'ın firarından sonra cezaevinde ka- lan 38 siyasi tutuklu 2 kasımda tek kişilik hücre esasına göre yapılan, kamuoyunda tabutluk' diye bilinen Eski- şetıir Özel Tip Cezaevi ne sevk edildi. Sevkten önce gar- diyan ve jandarmaların koğuşlara saldırması sonucu 21 tutuklu yaralandı. Dayak olayı sonrasında tutuklular su- resiz açlık grevine başladılar. 21 kasım günü 200 kadar tutuklu ve hükümlü yaktnı Eskişehir Cezaevi'nin boşaltılması ve yıkılması istemle- rini AdaletBakanı ve insan naklarından sorumlu bakana iletmek amacıyla Meclis'e doğru yapmak istedikleriyü- rüyüş polis tarafından engellendi. Daha sonra seçi/en temsilciler Adalet Bakanı Seyfi Oktay ve insan hakların- dan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Kahraman ile gö- rüştüler. Gelişen tepkiler sonucu Adalet Bakanı Seyfi Oktay ile insan haklarından sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Kah- raman, 22 kasım günü Eskişehir Cezaevi'nde inceleme yaptılar. Cezaevinde inceleme yapan 2 bakana, İHD Ge- nel Başkanı NevzatHelvacı, TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Recep Akdur, TİHV yönetim kurulu üyesi Ata Sayar ile bazı milletvekilleri de eşlik etti. Cezaevindeki tutuklu ve hükümlüler, heyette bulunanlara 'kendilerine yapılan insanlık dışı uygulamaları ve işkenceleri' aktar- dılar. Bakanlar Kurulu 'nun 24 kasım akşamı yaptığı top- lantıda Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nin boşaltılarak ka- patılması sağlandı." Nevşehir ve Bayrampaşa cezaevlerindeki kaçışlar bi- ze yukanda anlattıklarımızı anımsattı bir kez daha... Biliyoruz ki, bu kaç'ışlar tutuklu ve hükümlülerin görev- lilerle işbirliği yapmaları sonucu gerçekleşti. Eğer demokrasi ve insan haklarından söz ediyorsak hem cezaevlerinden kaçışları önlemek hem de tutuklu ve hükümlüleri insanca yasatmak zorundayiz. Onun Jçin de çağdaş bir infaz yasası biri fc iso İSTANBUL SANAYİ ODASI KALİTE VE STANDARTLAR ŞUBESİ ISO-9000 KALİTE GÜVENCE StSTEMtNDE ÖLÇÜMLEME (METROLOJt) VE KALtBRASYON SEMİNERİ Güniimüzde, tüketicinin ürün kalitesine yönelik beklentısi giderek artmakta, bu nedenle "ÜRÜN KALİTESİNİN TEMİNl" her Oreti- ci kuruluş için önemli bir görev olarak kabul edilmekıedir. Bu ko- nu, özellikle gelecekte Avrupa Onak Pazan'nda, TUrk ekonomisinin konumunu güçlendirmesi yönünden de büyük önem taşımaktadır. "Kalitesi yuksek ürün" taJepleri, tüketiciye uygun bir kalite siste- minin kunılmasıru şart koşmaktadır. Kalite sistemine esas olan un- surlar, uluslararası standartlar içinde yer alan ISO-9000 serisinde beJirlenmiştir. Bu standartlar, kurulan kalite sisteminde, ürün kaü- tesinin temini, kontrolü ve dogrulanması için kullanılan test ve ölçü donanımlannın denetlenmesini ulusal kalibrasyon sislemlen yolu ile uluslararası düzeyde izlenilebilirligin sağlanmasını gereküımektedir. Bilindiği üzere tstanbul Sanayi Odası ISO-9000 konusunda çok sa- yıda kotıferans, sempozyum ve eğitim semineri düzenlermş ve son ola- rak da Fransa'dan getirtilen üç uzman tarafından sürdürülen egitim faaliyetleri üyemiz sanayi kuruluşlarında ISO-9000 konulu destekle- me faaliyetleri ile devam etmiştir. Bu kez kalite derneği işbirliği ile ISO-9000 kalite giivence sisteninöc ökçimteme-<m*tro)oji) »e kalibrasyon" konulu bir günlük semincr düzenlemiş bulunmaktayız. ISO-9000 kalite güvence standartlannın temel amacı olan "tüke- ticinin korunması" konusunda metroloji ve kalibrasyonun önemi, bu konuda üreticilere düşen görev ve sonjmhıluklar ve Türkiye'de resmi ve özel kaynaklar tarafından yapılan kalibrasyon ile ilgili ça- hşmalann tanıtılması hedeflenmiş, bu amaçla aşagıda gösterilen prog- ram dahilinde 16 Mart 1993 Safa göaa Odaknle Konfenas Satomı'ııda 1 günlük scminer duzenlenmiştir. Söz konusu seminere konuşmaa olarak Adnan Bumin (UME), Ata- kan Bajtürk (TSE), îsmail Eyyüp Yücel (Teletas) ve Derya Turgay (SİMKO) katılacaklardır. . . Program: • • 9.00-10.3»: Gtmti metroloji 10.30-10.45: Çay molası 10.45-12.30: Olcme hiyerarsisi (azutak, kütk, zaman, ncaklık, vohaj, rezfataas, pariakhk, qık, basınç, kuvret) 12.30-14.30: Ara 14.00-15.15: Firmalartta kalibrasyoa uygBİaması, 15.15-15.30: Çay motesı 15.30-16.30: Türkiye'de metrolojinin altyapısı, 16.30-17.30: Türkiye için önerilen ölçme ve akreditas>on sistcmi. önemi yukarıda belirtilen ve ücretsiz olan söz konusu seminere ka- tılmak istediğiniz takdirde, katılımcılann isimlerinin Odamız Kalite ve Standartlar Şubesi'ne faksla (2513087-2493963-2453282) bildiril- mesini önerale rica ederiz. Baan: 20787 '-i