Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT1993 PAZARTESf
14 HABERLERIN DEVAMI
TRTiçin
MBaftarafi 1. Sayfada
aynı neden ve "yayının suç
oluşturacağı" gerekçesiyle An-
kara Devlet Güvenlik Mahke-
mesi'nin (DGM), TRTye yaa-
Iı başvurusuna karşın, hafta
ortasında TRT-l'de Ertürk
Yöndem tarafından yayımla-
nan haber-programda, bomba-
mn tipinden, nasıl yerleştirildi-
ğine ve hangj olaylarda kulla-
nıldığına kadar açıklanması
tepki yaratü. Bu yayın ile ilgili
olarak Mumcu'nün avukatlan-
nın DGM'ye suç duyurusunda
bulunacaklan öğrenilirken, ga-
zetemize, Ankara Emniyet
Müdürlüğû'ne ve DGM'ye ula-
şan çeşitli ihbarlann. polis tara-
fından ne kadar değerlendirildi-
ğine çeşitli çevrelerin yanı sıra
DGM de kuşkuyla bakıyor.
DGM yetkililerinden edini-
len bilgiye göre, gelen ihbarlar
anında emniyete iletilerek, bu
ihbarlann araştınlması isteni-
yor. Araştırma sonuçlannın da
rapor halinde DGM'ye iadesi
istenirken, bugüne kadar gelen
ihbarlardan somut bir sonuç el-
de edilemediği öğrenildi. DGM
yetkilileri. suikastın aydınlatıl-
ması konusunda. ıhbarlara
büyük umutla bakarken. bu ih-
barlann polis tarafından ne öl-
çüde araştınldıgı konusundaki
sorulara ise. kuşkuyla dolu ya-
nıtlar veriyorlar. Bir DGM yet-
kilısı bu konuda, "Bizim gidip
ihbarlan yerinde araşürma ola-
nağımız yok. Biz polise bildiri-
yoruz, ne ölçüde araştınldığını
ise bilmiyonız" yorumunu yap-
tı.
DGM yetkilileri, gelecek ih-
barlar sonucu ban örgüt evlen-
ne yapıJacak baskınlar sonra-
sında, olayda kullanılan tipte
bir paîlayıanın ele geçirilmesi-
nin, suikasün aydınlaülmasın-
da önemli bir mesafe taşı oldu-
ğuna işaret ederken. TRT'de
yayımlanan haber- programın,
olayla ilgili fail ve faillerin delil-
leri yok etmelerine yol açabile-
ceğini söylediler.
Mumcu suikastından hemen
sonra. Çerin Emec ve Tursuı
Dursun cinavetleri ile ilgili ola-
rak basına sızan bilgilerin özel-
likle Ankara'daki operasyonla-
n olumsuz yönde etkilediğini
kaydeden DGM çevreleri, İs-
tanbul'da yakalanan ve An-
kara'ya getinlen bazı zanlılann
verdiİcleri adreslerin. olayın ba-
sına sızması sonrasmda boşal-
lılmış olduğuna dıkkat çekü'ier.
Soruşturma ile ilgili bazı te-
mel bilgilerin yanlış ve farklı
olması da soruşturmanın ciddi-
jteti açısından kuşku yaraüyor.
Mumcu'ya yapılan otopside,
yazanmız siyah saçiı olmasına
karşın beyaz saçlı olarak göste-
rilirken. olay yerine ılışkın ha-
zırlanan krokilerde. anahtar
fırlama mesafesi birinde 30, di-
ğerinde ise. 40 metre olarak
gösteriliyor. Aynca olay yerine
ait krokilerde, su deposu olarak
gösierilen bina ise aslında trafo
merkezi.
Suikastın gerçekleştirildiği
günün gece yansı. Mumcu'nun
evinin bulunduğu Karlı sokak-
ta saat 02.00'de farlan açık ve
çalışır durumdaki üç araçla ilgi-
ak ne tür bulgulara ulaşıldığı da
henüz bilinmiyor. Özelhkle biri
Tunus Büyükelçiliği'nin önün-
deki polis kulubesinin önünde
bulunan Mazda benzeri araçla
ilgili olarak, o gece büyükelçilik
önünde nöbette bulunan poli-
sin ifadesinden bir sonuç alına-
mazken, bir yetkili, "Belki polis
bu araçtaki kişi veya kişileri ta-
ruyordu" yorumunu yaptı.
Kıbrıs'ta iç
• Bagtarafi 1. Sayfada
kaçakçıhk düzeninden şikayet
etti.
Bu partiler. bir süre önce de
TBMM Başkanı Hüsamettin
Gndoruk'un önünde, KKTC
hüümetiyle başına ağır eleşüri-
ler yağdınruşlardı.
Hükümet Başkanı Eroğlu,
olumsuz ekonomik düzenden
anü-demokraük uygulamalara
kadar her konuda şiddetle eleş-
tiriliyor. Bu eleştiriler, son ay-
larda, Kuzey Kıbns'ta ailece
haicsız olarak arsa ve arazi aün-
dığı noktasına kadar vardı.
Dost çevresinden milletvekil-
liğine seçtirdikten sonra bakan-
lığa getırdiği Sağlık Bakanı
yönünden de büyük eleştirilere
uğrayan Eroğlu, çarşamba gü-
nü sağlık hizmetlerindc gerçek-
leştirilecek büyük bir grevle de
karşı karşıya bulunuyor.
TÜRKtYETNtN
KALBİ
ANKARA
MetaedKeaul
20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınian Türkocağı
Cad. 39-4] Cağoloğlu-kumbul
A tğ J
CUMHURBAŞKANI
GAZİ M.KEMAL
PAŞATSIN
SONBAHAR
CEZİLERt
Nuri Onal
(yayına hazuiayan)
20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınian Türkocaiı
Cad. 39-41 Cagaloğlu-tstanbul
ÖdeBieli göodcritaez.
Türkiye'ye ıızıuıgözalü sorgusu• Baştarafi 1. Sayfada
Son olarak Olağanüstü Hal
hukukunun bu "nimeti"nden
yırmiyi aşkm Jdilli yararlandı!
İçlerinde SHP İlçe Başkanı,
CHP İlçe Meclisi üyesinin de
bulunduğu Jdilliler 22 Ocak'ıa
gözaltına ahnmaya başladılar.
15 günlük "olağan" gözaltı sü-
releri dolunca , savalık bir de
"olağanüstü" süresi verdi. Boy-
kce gözalünda otuz günü "ga-
ranti"oldu İdilliler'in.
Bunun üzerine Avukat Hasip
Kaplan, gözalundaki dört mü-
vekkili için Avrupa Insan Hak-
kxı Komisyonu'na "acil ön-
ltm" başvurusu yaptı. Avukat
Kaplan'ın başvurusunda "gö-
zaltındakilerin bir an önce dok-
tor kontrolünden geçirilmesi ve
yırgıç önüne çıkanlması" is-
lemleri yeralıyordu.
Hükümete çağrı
Başvuru üzerine hemen top-
k.nan komisyon "adına başvu-
rulan kişilerin sağlık dunımu ve
bir hekim tarafından muayene
edilebilme imkanlan hakkında
lürkiye Cumhuriyeü Hükü-
nıeti'ni bilgi vermeye" çağır-
nıak amacıyla İnsan Haklan
Komisyonu Sekreterci H.C.
Krüger'i görevlendirdi. Komis-
yanun bu konuda Türkiye'ye
üınıdığı sürede bugün doluyor.
Komisyon sekreteri gözaltm-
daki tdillilerin avukaiı Hasip
Kaplan'a gönderdiği mektupta
"Hükümet bu bilgileri 22 Şubai
1993 larihine kadar bildirmeye
davet edilmiştir. Hükümet ta-
rafından verilecek bilgiler size
• 'İdil"de 30gün gözaltı' olayıyla ilgili olarak Avrupa Insan
Haklan Komisyonu'na yapılan 'acil önlern' başvurusu kabul
edildi. Komisyon Türkiye'yi gözaltındakiler hakkında bilgi
vermeye çağırdı.Türkiye'ye tanınan süre bugün doluyor.
•• GözaltındakiİdiIliler"Kamuoyuna"başlıklıbiryazıyla
gözaltı nda kendilerineelektrik verildiğini, kar üzerindeçinl
ç plak bekletildiklerini öne sürdüler.
gönderilecek ve bunlan yaalı
olarak cevaplamak imkanınız
olacaktır" deniyor.
Aynca bir bilgi daha vargön-
derilen mektupta. Buna göre,
Komisyon Genel Sekreteri,
Türkiye'deki gözalü süresiyle
ilgili bir dava açılabilmeleri için
Kaplan'a gönderdikleri for-
mun doldurulup gönderilmesi-
ni istiyor.
Bunun aniamı şu:
Gerek DGM kapsamına gi-
ren on beş günlük. gerek Olağa-
nüstü Hal'de uygulanan otuz
günlük gözaltı süreleriyle ilgili
olarak Türkiye Avrupa İnsan
Haklan Komisyonu'nda yargı-
lanabilecek.
İngiltere örneğine bakılacak
olursa da bunun arkasında yeni
bir "mahkumiyef var.
İngiltere ömeği
İngiltere, Brogan adh İR.A
militanını dört günlük" makul
süre"den daha fazla gözaltında
tutuyor. Yapılan başvuru şo-
nucunda İngiltere . Avrupa İn-
san Haklan Komisyonu'nda
mahkum oluyor. İngiltere sa-
vunmasında , "sözleşmede, te-
rörle ilgili suçlara karşı çckincc
koyduğunu, bu nedenle mah-
kum edilemeyeceğini" öne sü-
riiyor. Ancak ne "terörle ilgili
suç", ne de "konulan çekincc"
İngilıere'yi mahkum olmaktan
kurtanyor.
İngiltere gibi Türkiye'nin de
çekincesi var Avrupa İnsan
Haklan Sözleşmesi'nde. 1990
yılında Türkiyc sözleşmeye
koyduğu bu çekincc ile Olağa-
nüstü Hal Kanunu'nu ve ilgili
kararnameleri sözleşme dışı bı-
rakmak istedi. Ancak bu çekin-
ce Türkiye'yi pek kurtaracak
gibi görünmüyor. Çünkü ingil-
tere de koyduğu çekinceye kar-
şın mahkum oldu ve gözaltı
süresini Komisyona yedi gün
olarak bildirdi.
İdil'de dtırum
Avrupa İnsan Haklan Ko-
mısyonu'nun Türkiye'ye tanı-
dığı süre bugün doluyor. Ne var
kı gözalundakiler önceki gün
çıkanldıklan mahkeme tarafın-
dan tutuklandılar. Peki, Avru-
pa konseyinin isleğine göre en
geç bugün "sağlık durumu ve
bir hekim tarafından muaycnc
edilcbilme imkanlan" hükümet
tarafından bildirilecek olan
İdilliler'in durumu nc ?
GÖzalundan alınıp mahkc-
meye çıkanlırken , yirmi iki
imzalı bir mektup ulaşürdı İdil-
liler. İdilliler'in "kamuoyuna"
başlıklı mektuplarından bazı
tümceler: -t
"Gözaltında bulunduğumuz
süre içerisinde içimizdcjşkence
görmeyen kalmadı. Özellikle
dışan çınlçıplak çıkanbp eksi
yirmi derecede kann üzerine
yaünlmamız, tazyikli su ile yı-
kanmamız, vücudumuzun
eleklriğe verilmesi, özellikle cin-
sel organlanmızda , hepimizin
vücudunda çeşitli ızkr bırak-
masına ve korkunç bir şekilde
hastalanmamıza sebep olmuş-
tur."
CHP İlçe yöneücisi ve Hürri-
yet Haber Ajansı'ndan Faik
Kaplan'ın da bazı iddialan ye-
ralıyor mektupta:
"Çınlçıplak soyup dövdüler.
Eksi yirmi derecede dışan
çkarttıiar. Gözlerim bağlı bir
şekilde kann üzerinde bekle-
dim. Beni bir PKK militanı gibi
konuşturmak istediler. Redde-
dince de mermiyi tabancaya
vererek başıma dayadılar."
"Komptoyaptılar"
Gözalundaki SHP Jlçe Baş-
kanı Hüseyin Demir'ın de bir-
kaç tümcesi var mektupta:
"İdil Emniyet Amiri Nihat
Yılmaz'ı gccen yı) Ağustos
aymda aynlıkçı davrandığı için
Cumhurbaşkanına, Başbaka-
na, Adalet Bakanhğı'na şikayet
etlik. Bu onun bir komplosu-
dur. Neylc suçlandığımız söy-
lenmeden işkence yapıldı.
öiümle lehdil cdildik. önümü-
ze çeşitli belgeler getirilcrek,
gözlerimiz bağlı bir şekilde
okutturulmadan zorla imzala-
mamıa istediler. Jtiraz ettim.
Beni çınlcıplakvsoyup soğuk su-
yun içine koyarak sabaha ka-
dar yanmşar saat arayla bırak-
tılar. Ben imzalamayı reddetti-
ğim için iki gün gecikmeyle
mahkemeye çıkanldım. Dos-
yamda bu durum mevcuttur."
Mektupta bir bilgi daha var:
"Doktora çıkanldığımızda
doktor da bu insanlann etkisin-
de kalarak işkence gördüğüme
dair rapor vermemiştir."
Herhalde "gözaltındakilerin
sağlık durumlan"yla ilgili ola-
rak da bu bilgi ulaştınlacak
Avrupa Komisyonu'na.
Türkiye'nin Avrupa karşısın-
daki durumu bu.
Türkiye'deki insan haklan
ihlallerinin, Avrupa İnsan
Haklan Komisyonu'na yansı-
ma&ı, bir de gözaltı süreleriyle
ilgili yargılanmayı ve mahku-
miyeti gündeme getiriyor.
Gözaltına alınıp tutuklanan
sanıklann başlanna gelcnlcrlc
ilgili iddialan da "kamuoyuna"
başlıklı mektupta yeralıyor.
"Demokratıkleşme" ve "şef-
faf karakol" diye diye ikudara
gelen DYP-SHP koalisyonu
bakalım ne yapacak ?
Bu iddialan soruşturmak için
hemen harekete gecilecek, ola-
ğanüslü hal hukukunun insan
haklanna, Avrupa standartla-
nna uyumlu hale getirilmesine
mi calışılacak? Yoksa Türkiye
Cumhuriyeti kendi yurttaşla-
nyla Avrupa İnsan Haklan
Komisyonu üzennden mi ha-
berleşecek?
ÖzaTın Balkan gezisi sona erdi
Hırvadarla Boşnak'tan doğal nıüttefik
ZAGREB (AA) - Cumhur-
başkanı Turgot Özal, Hırvat-
\i rla Müslüman Boşnaklann
doğal müttefik olduklannı söy-
Itdı.
Hırvatistan Cumhurbaşkanı
Fraııjou Tudjman, Bosna-Her-
sck'teki sorunun çözümü için
Müslüman ve Hıristiyanlann
Uım ışbirliğınin gerekli olduğu-
nu kaydetti.
özal ve Tudjman, dün Zag-
reb'de iki ülke heyetleri arasın-
daki görüşmelerin tamamlan-
masından sonra ortak bir basın
toplanüsı düzcnlediler.
Cumhurbaşkanı Özai. basın
toplanusında Tudjman'a, böl-
g'ilekj sorunun çözümünde
Boşnaklarla Hırvatlar arasın-
daki işbirljğinin zorunlu o!du-
ğunu söylediğini bclirtti.
Boşnaklann Hırvatlarla
anenk içinde yaşama arzulannı
Tudjman'a ilettiğini anlatan
Özal, Bosna-Hersek'teki çözü-
mün gecikmesinin hem bu böl-
gedeki halkın aalannı hem de
Sırp şovenizmini arttıracağını
kaydetti. Bu konularda Tudj-
man'la aynı görüşleri paylaştık-
lannı tespit ettiğini söyleyen
özal, görüşmelerde ikili ilişkiler
üzerinde durduklannı bildirdi.
Özal, Tudjman'ı Türkiye'ye
davet ettiğini ve yakında bu zi-
yaretin gerçekleşeceğini belirtü.
Hırvalistan Cumhurbaşkanı
Tudjman da, özal'ın Balkan
gezısıne büyük önem verdikle-
nnı söyledi. Türkiye ile Hırva-
tistan'ın Bosna-Hersek'teki
savaşın sona erdirilmesinde iş-
birliği içerisinde olacaklannı
vurgulayan Tudjman, sorunun
çözümünde Müslümanlarla
Hınatistan'ın başkcnti Zagreb'deki İsianı Merke/i'nde incekmelerde bulunan Cumhurbaşkanı OzaL, oturan Uahi dinledi.
Hınstıyanlann tam ışbirlığı ge-
rektiği konusunda Özal'la aynı
fıkirde olduklannı kaydetti.
Tudjman. knzin sona erdiril-
mesinde Boşnaklarla Hırvatla-
nn işbirliği içerisinde bulunma-
lannın kendileri için olduğu
kadar Avrupa'dakı banşın tesi-
si için de çok önemli olduğunu
anlattı.
İki cumhurbaşkanı daha
sonra gazetecilerin sorulannı
cevaplandırdı. Özal bir soru
üzerine, Bosna-Hersek'teki so-
runun bir dinsel kavga obnadı-
gjnı belirtü. Cumhurbaşkanı
Ozal, sorunun derin larihlere
dayandığını ifadcctü.
Hırvatistan Cumhurbaşkanı
Tudjman da bir soru üzerine,
Rusya ile aralannda herhangi
bir ihülaf bulunmadığmı söyle-
di. Tudjman, Hırvatlarla Boş-
naklar arasında zaman zaman
çauşmalar olduğunu belırterek
yöneltilen bir soruyu cevaplan-
dınrken, ufak tefck dc olsa bazı
çaüşmalann olduğunu kaydet-
li. Tudjman, ancak bunlann
bazı lahrik ve aşınhğın sonucu
olduğunu belirtü. Tudjman,
Özal'la yapüklan görüşmeden
sonra bu yanlış anlamalann or-
tadan kaldınlmasının hızlana-
cağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı özal da
Tudjman'ın bu sözlenne ilave
olarak Hırvatlarla Müslüman-
lann doğal müttefik olduklannı
söyledi.
Bu arada iki cumhurbaşkanı
başkanlığında heyetler arasın-
da suren gorüşmelcnn öğleden
sonraki bolümünde Özal'ın bir
ara Bosna-Hersek Cumhurbaş-
kanı Begoviç'in tcmsılcileriyle
göriiştüğü öğrenildi. Cumhur-
başkanı Ozal dün yurda döndü.
11 yüdır neredeydindz?
• Baştarafi 1. Sayfada
için" "geçıcı vegöstermelık" bir
yıklaşım olarak yorumiandı.
Yatağan Belediye Başkan Ve-
kili Halil Arslan, santralın çev-
reye zarar vermeden çalışması
icin gerekli parayı devletin göz-
dsn çıkarmaya yanaşmadığını
belirterek "12 yıldır başımıza
sıilfırik asit yağıyor da ne yapıl-
dı" dedi. Çocuklar Yatağan'da
eytemlere başlarken çarşamba
günü de "insana saygı" yürüy ü-
şıi yapılacak.
Yatağan'da radyasyon tehli-
kesi ve yoğun kirlilikle ilgili ge-
lişmeler termik santralın devre-
den çıkanlmasıyla yeni bir
boyut kazandı. Yatağanlılar,
"Santral kapaüldı tehlike bitti"
gibi bir mesajın verilmeye çalı-
şıldığını, oysa kül dağlanyla
kömürden kaynaklanan rad-
yasyon korkusunun yann han-
gı boyutlara varacağının bilin-
mediğini söylediler.
Yatağan Termik Santralı için
acilen yapılması gereken desül-
firizasyon ünitesinin maliyeti
1 2 trilyon olarak belirlenirken
13 yıllık bir ömrü bulunan sant-
rala bu yaünmın yapılmayaca-
ğı yaklaşımlan bulunduğunu
belirten Yatağan Belediye Baş-
kan Yardımcısı Halil Arslan
şunlan söyledi:
"Herkes bugünü tarüşıyor
•Yann neler yapılacağından hiç
kimse söz etmiyor. Şu anda
Muğla ve yöresinde radyasyon
U-hlikesinin insan sağlığını etki-
kyecek düzeyde bulunmadığmı
belirten yetkililer yann sabah
ns olacağını biliyorlar mı? Ter-
mik santrabn geçıci bir süre için
susturulması çözüm değil. Ya-
pılması gerekene kimse yanaş-
madığı için geçici göstermelik
uygulamalar vapılıyor. Santra-
iın devreden çıkanlmasıyla ilgili
karar da tansiyonu düşürücü,
'santral kapandı olay bilti' ka-
nısmı yayıcı bir uygulamadır.
Başımıza her gün 600 ton kü-
kürt dioksit yağarken geçen 11
senede yetkililer neredeydi?
Şimdi bize açık seçik söylesin-
ler, desülfırizasyon ünitesi, asit
fabrikası yapılacak mı yapılma-
yacak mı? Biz santralın susma-
sını değil, çevreye zarar verme-
den çalışmasını istiyoruz."
Nükleer Savaşa Karşı He-
kimler Derneği Muğla Tcmsil-
cisi Dr. Bedriye Giirkan, yörede
büyük bir ilgisizlik yıllan ya-
şandığmı, artan solunum yolu
hastalıklan, kanser riski olayla-
nnın üzenne gıdilmediğinı, son
aylarda yaşanan olaylannın da
ilgi çekici olduğunu vurgulaya-
rak, şunlan söyledi:
"Bağcılar köyünden Süley-
man San ve Haydar Cevizbaş
iki örnektir. İkisi de 50 yaşlann-
daydı. Önce solunum yollan
hastahklanna yakalandılar.
Son haftalarda yaşanan kirlilik
ortamında da astım krizinden
yaşamlannı yiürdiler. Birbaşka
örnek de çok önemli. Erzu-
rum'dan üç ay önce Yatağan'a
gelen PTTçalışanı 35 yaşındaki
Nevzat Karakelle'nin daha ön-
ce hiçbir sağlık sorunu yokken
son günlerde üç kez arka arka-
ya asüm krizi geçırdi. Santral
kurulalı 11 yıl oldu. Bundan
sonra kanser vakalan daha iyı
izlenmeli."
Yatağan Belediye Başkanı
Sadi Özcan dün Yatağan Ter-
mik Santralı'na giderek yetkili-
lerle görüştü. Sadi özcan, Ya-
tağan'ın her yarunın kirlilik
kuşaunası altında bulunduğu-
nu ve yöre halkında korku ya-
ratüğını belirterek "Bir yanda
kül dağlan, bir yanda kömür,
bir yanda santralın aük sulann-
dan oluşan kirlilik, Yatağanlı-
lan boğacak" diye konuştu.
Yetkililer, Muğla ve yöresin-
de radyoaktivite oranının tehli-
ke sınırlannın altına indiğini
belirtirken, TAEK'in gönder-
diği uzmanlar incelemelerini
sürdürüyor. Muğla'da ilan edi-
len alarm ise süriiyor. Yalağan
Termik Santralı Müdür Yar-
dıması Mehmet Arslan santra-
lın kapatma gerekçesi süresi ile
ilgili bilgi vermezken Muğla
Valisi Dr. Lale Aytaman, sanl-
ralın birkaç gün kapaülmasının
çare olmadığını söyaledi. Ayta-
man. çevresel konularda kapat-
ma yeıkilerinin bulunduğunu,
ancak şu anda santralı kapat-
ma işleminin Enerji Bakanhgı-
nın talimatıyla yapıldığını belir-
terek şunlan söyledi:
"Santral, yüzde 60 kül ihtiva
eden kömür yakıyor. Yann
Gökova Termik Sanlralı da
devreyegirecek. Öncelikle yapı-
lacak iş. bu santrallarda bölge-
dekı kalitesiz kömürün yakıl-
maması olmalı. Artık yakınma-
yı bırakıp somul adımlar
aülmalı. Santrallarla ilgili ÇED
raporları hazırlanmalı, bu ra-
porlar neyi gerek liriyorsa yapıl-
malıdır. Yatağan Termik Sant-
ralı kamuoyunun tepkisi nede-
niyle kapatıldı sanıyorum."
Yöre halkı eylem diyor
Yatağan Termik Santrah'nın
susturulması yöre halkının ey-
lem yapma gırişimini engelleye-
medi. Yatağan'da çocuklar
cumartesı ve pazar günü taülle-
rini imza toplayarak gecirdiler.
Okullannın önünde loplanan
küçükler her gördüklerinden ve
genellikle çocuklardan kirliliğe
çözüm için imza lopladılar.
Küçüklerden Berna Babaoğlu,
büyükleri duvarsızlıkla ve ço-
cuklann yaşamını karartmakla
suçlarken Nihal Çolak, "Biz
boğucu bir havada yaşamak,
hastalıklı bir ömür geçjrmek is-
temiyoruz. Bu yöre ınsanını
gözden çıkarmış gibi davranan
yetkilileri kınıyoruz" diye ko-
nuştu.
Öte yandan Yatağan Çevre
Kurulu ve Belediye Medis üye-
lerinin yapüklan toplanüda
aldıklan eylem kararlan da sı-
rayla uygulanacak. Çarşamba
günü, Yalağan'ın gözden çıka-
nlmasını, çevrcnin ve insanla-
nn yok olmasına göz yumul-
masını protesto eylemleri yapı-
lacak. Yatağan'da toplanacak
yurttaşlar termik santrala "in-
sana saygı" yürüyüşü yapacak-
lar.
TAEK'in açıklaması
Türkiye Atom Enerjisi Ku-
rumu, Muğla'daki Radyasyon
Erken Uyan İstasyonu'nda, iki
gün süreyle yapılan dcğcrlen-
dirmelerde, ortalama radyas-
yon dozunun 6 milirem olarak
belirlendiğini bildirdi. Bu do-
zun, insan sağlığı üzerinde etki
yapacak düzeylerin çok altında
olduğu ve endişeye gerek olma-
dığı kaydedildi.
TAEK'ten yapılan yazıh
açıklamaya göre, Muğla mcr-
kezinde, 17 şubat sabah 07.30'-
ten, 19 şubat 11.35'e kadar
yapılan radyasyon ölcümleri
sonucunda, 24 saat dışanda bu-
lunan bir kişinin, 6 milirem rad-
yasyon aJdığı belirlendi. Bu
süre içinde, Muğla'daki doğal
radyasyon oranının toplam 0.5
milirem olduğu, bu oran çıka-
nldığında, toplam net dozun
5,5 milirem olarak bulunduğu
belirtıldi.
ROMAN VE Y4ZARLIK ONURU
Samim Kocagöz
20.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınian TUrkocoğı Cad. 39-41 Cağaloğhı-IsUnbul
ö
KÖYENSTtrÜSÜ
YILLARI
T«HpAp«yd«
20.000 lira (KDV içiude)
Çagdaş Yayınian rtirkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğhı-lsumbul
SOYLEV
(Belgeler Bölümü: Cilt 3)
Hıfn V. VcUdedeoğla
3. buı 20.000 Ura (KDV içinde)
Çagdaf Yayınian Türkocağı
Cad 39-41 l
ö
Devlet
Güneydoğu'da
köy boşaltmadı
DİYARBAKIR (Cumhuri-
yet) - Devlet Bakanı Mehmet
Kahnunan, güvenlik güçlerince
Güneydoğu'da baa köylerin
boşaluldığı konusundaki iddia-
lan yalanîayarak "Devlet tara-
fından fıili olarak boşaltılan
hiçbir köy yok" dedi.
Diyarbakır'da incelemelerde
bulunan İnsan Haklanndan
Sorumlu Devlet Bakanı Meh-
met Kahraman, dün Güneydo-
ğu Gazeleciler Cemiyeti'ni zi-
yaret ederk basın mensuplany-
la sohbet etti. Bölgcde yaşanan
ekonomik ve sosyal sorunlann
toplumda rahatsızlık yaratlığı-
nı belirten Bakan Kahraman,
koalisyon hükümetinin de-
mokratıkleşme konusunda ha-
zırladığı tasanlann birer bırer
Meclis'ten geçtiğini söyledi.
Bölgede meydana gelen olayla-
nn aydınlığa kavuşturulmama-
sının yanı sıra işsizlik ve hızlı
göç yaşanmasmın sorunlan da-
ha da ağırlaşürdığını kaydeden
Devlet Bakanı Mehmet Kahra-
man, "1992 yılında Olağanüstü
Hal Bölge Valiliğı kapsamında-
ki illere verilen istihdam kadro-
lan toplumda kısmen de olsa
bir rahatlık yarattı. Demokra-
tikleşmeye yönelik gerçekleşti-
rilen reformlann yanında eko-
nomik sorunlann çözümü
içinde iyileşürme çalışmalan-
mız sürüyor. Bölgeye verilen
teşviklerin amacına uygun kul-
lanılmaması topluma yarar ye-
rine zarar getiriyor. Bu nedenle
teşviklerin amacına uygun oL
rak kullanılması için etkin ön-
lemler alınıp denetlenecektir"
diye konuştu.
Bakanlığıyla ilgili yasa tasan-
sının Meclis gündeminde bu-
lunduğunu anımsatan Kahra-
man, Güneydoğu'da insan
haklan ihlalleri ve faili meçhul
cinayetler konusunda çok deği-
şik iddia ve yorumlann bulun-
duğunu, ancak bunlardan hiç
birinin somut bir şekilde kanıt-
lanmadığını belirterek "Bölge-
de yaşananlann aydınlaülması
konusunda olaylann işleniş tar-
zı ve durumlan itibanyla bazı
güçlükler ortaya çıkıyor. Böl-
gede huzur ve güvenliğin sağ-
lanması için gereken her türlü
tedbir alınmaktadır. Demokra-
tik hukuk kurallan içerisinde
sorunlarçözümlenmeye çalışılı-
yor" dedi.
Güneydoğu'da meydana ge-
len faili meçhul cinayetlerle ilgi-
li bir başka soruyu yanıtlayan
Kahraman, "Bölgede bazı ka-
ranlık olaylar yaşanıyor. An-
cak devlet, insanlar birbirini
öldürmesine seyirci kalamıyor.
Bu konuda önemli olan karan-
lık odaklann kurutulmaadır.
Bölgede can güvenliğinin sağ-
lanması için gereken önlemler
alınmaktadır" dedi. Burada ba-
zı köylerin güvenlik güçlerince
boşaltıldığı yolundaki bir soru
ya Kahraman, "Devlet fıilen
hiçbir köyü boşaltmamıştır"
yanıünı verdi.
Örgüt y<»kJ'KKva tepki
• Baştarafi I. Sayfada
yennden elde edilen bir bilgi idi.
Bizim çalışmalanrnızda böyle
bir örgüt yapısı örgüt şeması
y5nünde elde etüğimiz bir bilgi
y3k"dedi.
Faili meçhul cinayetler konu-
sunda son bir yıldır Türkiye'nin
gündeminden düşmeyen Bat-
nıan'da vali Zeki Şanal. geliş-
melcrle ilgili hükümet, Içişleri
Bakanı, bölge valisinin aksine
radikal fslamcılarla ilgili farklı
yaklaşımlarda bulundu. Şanal,
PKK'nın bölgedeki terör faali-
yetleriyle toplumda ağır tahri-
bat yaratlıgını, bu tahribata
tepki olarak da halkın cephe
oluşturduğunu, PKK'nın bu
sert tepkiye Hizbulkontra, Hiz-
bullah, kontrgerilla adını taktı-
ğını söyledi. Tepkinin boyutu-
nun örgütün beklediğinin çok
ilerisinde gelişüğini kaydeden
Şanal, şöyle devam etti:
"PKK'ya tepki kendiliğin-
den oluşan bir sistemdir. Bu
tepkiyi yaratanlar bu bölgenin
insanlandır. Sıradan vatandaş-
ür. Halkın yerlesik değerteri
var. Bu değerler de örgüt tara-
fından yok sayıldı. Ortadan
kaldınlmaya yönelinince bir
ccphe oluşturmuşlardır. Sade
vatandaşlann sahip olduklan
değerleri bir örgütün baskıa ile
kaybetmek istemiyorlar.Bunu
böyle bilmek iazım. Üstelık
Batman, sosyal kültürel ve eko-
nomik yönden gelişmiş yerle-
şim birimlerinden birisidir"
Vali Şanal, İçişleri Bakanı İs-
met Sezgin'in Jak Kahmi'ye
suikast girişiminin ardından
yakalanan kişilerden alınan ifa-
dcler doğrultusunda İslami
Kurtuluş Hareketi'nin Bat-
man'da kurulduğu yönündeki
açıklmamalanna da değinerek,
şunlan söyledi:
"Biz Valilik olarak yapüğı-
mız çalışmalarda .şoyle, böyle
teşkilatlanmışür, şeması, mali
kaynağı, yönetimi şudur diye
ulaşüğımız bir orgüt şeması el-
de yoktur. İçişleri Bakanlığı
buraya gelip özel bir soruştur-
ma yöntemi yapmadı ki, Tür-
kiye'nin bir çok erinde özellikle
de Uğur Mumcu'nun ölümün-
den sonra çeşitli şekilde yakala-
nan kişilerden alınan bilgilerin
ürünüdür."
Vali Şanal, Hizbullah örgü-
tünün cephesi, yönetimi gibi
elde edilen bir sonucun bulun-
madığmı, bu nedenle örgüt lafı-
nı kullanmaktan kaçmdjğmı
belirtti. Halen Batmar?da bazı
radikal İslamalann gözeiim al-
tında bulunduğunu vurgulayan
Şanal, PKK'nın bilinen bir ha-
reket olduğunu, bu nedenle bili-
nenin çözülmesinin kolay oldu-
ğunu, ancak örgüt yapısı bilin-
nıejen radikal islamalann bu
nedenle çözümlenmesinin zor
olduğunu söyledi.
Şanal, Batman'daki öldürme
olaylannın tamamının radikal
İslamcılann veya Hizbullah'ın
yapüğına da inanmadığını be-
lirterek, kan davası ve benzeri
nedenlerle işlenen cinayetlerin
de faili meçhnul eylem olarak
göstenldiğıni PKK'nın bunu
propaganda malzemesi yapüğı-
nı kaydetü.
Batman Valisi Şanal, faili
meçhul cinayetlerin söylendiği-
nin aksine Batman'ın ekono-
mik yapısını etkilemediğini,
kentten göç yaşanmadığını,
kentin göç aldığını vurguladı.
Kavganm içyüzü
• Baştarafi 1. Sayfada
yitirmiş
v-î yozlaşmış bir ıktidann gü-
nahlannı paylaşınak isteme-
nıek ve tıkanan demokrasiye
V'^ıiden işlerlik kazandırmak'
olarak açakladı. 'Dokuzlar Ha-
n:keü' ağustos aymda aralanna
sonradan katılan bir milletveki-
li ile birlikte Demokrat Parti'yi
(DP) kurdu. Kurucular arasın-
da Denktaş'ın oğlu Lefkoşa
Milletkvekili Serdar Denktaş
da yer aldı. Cumhurbaşkanı
Denktaş başından itibaren
DP'ye açık destek vererek
Eroğlu ve UBP ile arasına me-
safe koydu. DP, halk arasında
"Danktaş'ın Partisi" olarak
anılmaya başlandı.
Denktaş-Eroğlu kavgası ha-
ziran ve temmuz aylan arasın-
da New York'ta yapılan Kıbns
görüşmeleri sırasında iyice su
yüzüne çıkü. Cumhurbaşkanı
toprak ayarlamasına ılişkin gö-
rüşmelerde Türk carafına 'yüz-
de 29 aıtı' oranında toprak
bırakılmasını kabul ederken,
Başbakan Kuzey Kıbns'ı dola-
şarak, "Bir kanş toprak verile-
mez" görüşünü savundu. Nite-
kim Denktaş'ın dünkü açıkla-
masında Eroğlu'na yönelltiğı
"alünu oyuyor" suçlaması da
bu gerçekten kaynaklanıyor.
Eroğlu aynca sürekli olarak
federasyona karşı çıkarak Tür-
kiye'nin resmi görüşü ile de ters
düştü.
Denktaş kısa bir süre önce de
Eroğlu ve UBP iktidannı son
derece ağır bir dılle eleştırerek,
ülkede 'rüşvetçilik, kaçakçıhk,
yolsuzluk ve yalanalığı yay-
mak"la suçladı. Denktaş ilk kez
bu denli açık konuşuyordu ve
sözleri Kuzey Kıbns basınınıda
bomba etkisi yaratü.
Böylelikle gerilen ipler Denk-
taş'ın dün Devlet Bakanı Or-
han Kilercioğlu'nun ve bizzat
Başbakan Derviş Eroğlu'nun
önünde UBP iküdanna yönelt-
tiği eleştirilerden sonra kopma
noktasına geldi.
Eroğlu ve iktidar bugüne dek
Denktaş'ın suçlamalanna yanıt
vermekten kaçındı. UBP'nin
yayın organı Birlik gazetesinde
Denktaş aleyhine tek bir söz
edılmcdı. Uyuşturucu kaçakçı
lığından adam kayırmaya dek
ağır ithamlarla karşıya bulunan
UBP milletvekillerinin dünkü
açıklamalardan sonra nasıl bir
tutum takınacağı merak konu-
su.
50 üyeli KKTC Meclisi'nde
UBP'nin 34 milletvekili bulu-
nuyor.
Son tartışmalar KKTCde
erken seçime gıdılmesini günde-
me getirdi. Denktaş ve mahale-
fet de erken seçimin kaçanıl-
mazlığına dikkat çekiyor.
Türkiye uzun bir süre
'KKTC'nin iç sorunu olarak"
gördüğü bu gelışmeler karşısm-
da sessiz kaldı. Ancak Denktaş
dünkü manevrasıyla Türkiye'yi
de tutum takınmaya zoıîadı.