18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT1993 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Demokrasi, laiklikve siviltoplumtuzağı Sivıl toplum adına ve demokrası havallen ıçinde 'ceberrut devlet' ve bunun 'resmı ıdeolojısme karşı çıkıyorum dıye laik düzene karşı dın kurumunu savunmak buyük bır aymazlıktır. Prof. Dr. TOKTAMIŞ ATES T urk toplumsal bılım- lennın oldukça dar çer- çevesı ıçinde (bılebıldı- ğım kadanyla) son yır- mı yıldır, yoğun. fakat bsır bır "sıvıl toplum' Urtışması yaşandı ve aynı kısır tartı- şına bugün de bır başka bıçımde surü- y»r ABD'de ve Kıta Avrupası'nda önce Max VVeber'ın denn ızlennı taşıyan bır 'yapısalcılık' bıçımınde karşımıza çıkan 'sivıl toplum anlayışr", tanhçıle- nn pek yuz \ ermemelenne karşın, top- lum bılımdler ve sıyaset bılımcıler arasında yoğun bır ılgı ve taraftar top- lamış ve ıçinde vaşanan toplumu açı- kJama ve yorumiama konusunda ıl- gınç modefler ortaya konulmasına ne- den olmuştu Si>il toplum tanımı Gerçekten o doneme değın ıçinde yaşanan topJum ve bunun geJışımı ko- nusunda 'Marksgıl' (Marksıst değıl) analıze karşı pek bır savunca karutlan (argüman) ılen suremeyen bazı top- lumsal bılim çevrelen, özelhkle ABD ünıversıtelennde Max Weber'ın golge- sme sığınmış ve VVeber'ı de bıraz carpı- tarak, oldukça tutarh toplumsal ve a- yasal modeller gelıştırmışlerdı 2 Dunya Savaşı sonrası koşullannda. ABD'den onemiı destek bulan kımı Avrupa unıversıtelennde de aynı yak- laşımlar önemlı ölçude paylaşılmıştı Ve ışte bu çerçeve ıçinde 'sıvıl toplum' anlayışı Hegeİ'den de, Marks'tan da, Engels'ten de çok farklı bır bıçımde ele alınmış ve kullanılmıştı Dûnyayı Marksızm adına kasıp kavuran prole- tarya dıktatorlüğu anlayışı karşısında avıl toplum, hem ozgurlüğü hem de demokrasıyı temsıl dıyordu Bu yazı çerçevesındekı amacım bu tartışmaya gınşmek değıl Kaldı kı bu- gün Fukuyama adında bır Anglo- Japon hanka çocuğun ortaya attığı 'bılgı toplumu' anlayışı, Max NVeber'ı ve yapısalcıhğı da yerlennden etü 'Ta- nhın sonu'nun geldığını anlayan kımı 'super beymler', yakında 'bılgı toplu- munda' üretmeden tuketmenın nasıl mümkün olacağını anlatacaklar bızle- re Ya da "globalleşıne" ıçinde kımı toplumlar et, ekmek, sut, makıne vb uretırlerken kımı toplumlar bunlann ureümırun nasıl gehştınleceğını düşü- necek ve 'bılgj'yı bu bılgısızlere sata- rak yaşayacaklar Ne dıyelım, bakar- sınız o da olur Sıvıl toplumu herkes kendınce ta- nımlar Ama genelde herkesın kabul ettığı ya da ıtıraz edemedığı bır tanım vardır Sıvıl toplum, ınsanlann hıçbır dış baskı ve müdahale olmaksızın or- gutlendıklen ve kendılenyle ılgıh ka- rarlan, kendı başlanna alabıldıklen bır toplum bıçımıdır Bu tanım hıç kuşkusuz demokrası tanımı ya da tanımlanyla da onemiı olçude örtuşen bır tanımdır Zıra en kaba tanımıyla demokrası, halkın kendmı yoneümı olduğuna göre her demokrasının bır sıvıl toplum olduğu- na kuşku duyulmasa gerekır Ancak sorun bu kadar basıt değıldır Her şey- den once demokrası "halkın kendı kendıru yöneümınden"' daha fazla bır şeydır ve belkı de daha onemiı bır hu- sus olarak, ışın ıçıne dın kurumu ve la- ıklık gırdığı zaman sorun ıyıce buyür Sıvıl toplumla ılgıb çozümlemeler (analızler) yapan yazarlar, dın kuru- munu genelhkle sıvıl toplum kurumla- n arasında sayarlar Hatta daha da ıle- n gıderek "aykın" bırtakım dınsel ce- maatlen, "en has" sıvıl toplum ku- rumlan ya da örgütlenmelen olarak değerlendmrler kı bu çozumleme, bu yorum, çok yanlışür Hele sorun Tur- kıye açısından ele alındığı zaman bu hata "çok yanlış' olmanın da ötesıne geçer Zıra bınncıhusus olarak dın ku- rumu ve dınsel cemaat, dış baskı ve müdahale olmaksızın ortaya çıkan bır şey değıldır Dınlenn ortaya çıktıklan ve resmıyet kazanmamış bulunduklan ılk donemlen dışında bu tur kurum- laşmalar zorlayıa bır bıçımde vardır ve bıreylenn kendılennı bundan so- yutlamalan mûmkün değıldır Ikına olarak Islamlık, gundelık yaşamı en ınce aynntılanna kadar duzenleyen bır dındır ve "Islam toplumunda" bı- reylere kendı kararlannı alabııcceklen bır "sıvıl alan" bırakılmaz Dmın katı kurallannı yumuşatmak amacında olan kımı tankatlar belkı bır olçüde sı- vıl orgutlenmeler olarak değerîendın- lebılır, ama genelde tankatlar da ın- sanlara sıvıl alan bırakmayacak kadar baskıcıdırlar Laiklik-demokrasi Şımdı bıraz da laıkbk uzennde du- ralım ve sıvıl toplum ve demokrasıyle ılgısını değerlendırehm Laıklık, bır toplumda yönetenlenn yonetme yetkı- lennı zorbalıktan ya da Tann'dan de- ğıl halktan aldıklan toplumsal duzen- len tarumlayan bır kavramdır Kav- ram karmaşası ıçinde boğulmadan ve aynnülanna gırmeden şu kadannı söyleyehm kı laıklık demokrasının temel ve "olmazsa olmaz" koşuludur Zıra bır toplumsal duzen eğer de- mokrası olduğunu ıddıa edıyorsa. o toplulukta yonetenler yonetme yetkı- sını halktan almak ve halk adına yö- netmek durumundadırlar Eğer ege- menlığın halkta değıl, Tann'da oldu- ğunu kabul edersenız, demokrat ol- manızmumkun değıldır ÇünkuTann adına ve Tann'nın kurallan çerçeve- sınde bır yönetım, halk adına bıryöne- tım olamaz (Belkı halkın çoğunluğu- nun hoşuna gıden bır yonetım olabılır, ama bu ayn bır konudur) Burada "dın ve vıcdan ozgürluğü- nu" de laıkbkle kanşürmamak gere- kır Bu ozgûrluk doğal olarak laık bır toplumda vardır Ancak .bu özgurluk laık olmayan bır toplumda da olabılır Örneğın bır tslam toplumunda azın- lıklara kendı dın ve ınançlanna uygun yaşama olanaklan tanınabıhr kı bu la- ıkLk değıl, hoşgorudur(tolerans) Gene aynı bıçımde kültür duzeyı çok ılen kımı topluluklarda düzen, ıs- ter laıklık olsun, ıster olmasın, ınsanla- ra ıstedıklen gıbı düşünme, yaşama ve ınanma ozgûrluğu tanınabılır kı bu- nun adı da sekülanzmdır Laıklık bunlann tümunden farklı bır şeydır Laıklık bır demokrası ıçinde devlet ta- rafından korunacak bır düzen bıçımı- dır Aynen demokrasınm öbur ku- rumlan gıbı Nasıl demokrası ıçinde demokrasıyı yok etme ozgûrluğu yok- sa, aynı bıçımde demokrası ıçinde laık düzenı değışürme ozgûrluğu yoktur Zıra eğer laıklık ortadan kalkarsa, de- mokrası de ortadan kalkar Sıvıl toplum adına ve demokrası ha- yallen ıçinde 'ceberrut devlet' ve bu- 1 nun 'resmı ıdeolojısme' karşı çıkıyo- rum dıye laık düzene karşı dın kuru- munu savunmak buyuk bu- aymazhk- ür Çunku bu sıvıl topluma yakınlaş- tırmaz, sıvıl toplumdan uzaklaşünr Ve sonunda sıvıl topluma ulaşacağım dıye çabalarken, R Debray'ın bır yer- de vurguladığı gıbı ıktıdar, mafyanın ve dın adamlanrun elıne geçer Sıvıl toplum uğruna bu tuzağa düş- memek gerekır ARADABIR ILHAN MİMAROĞLU York 'tanj Kuşaklı Reklamcılık Nuut reno uttna joou up terrı reu dıye gıdıyor otobus- lerın üstundekı yazı Bır reklam olsa gerek Ama kımın neyın reklamı? Burada konuşulan dıllerden hıçbırıne benzemıyor Ne Meksıkaca ne Hondurasça, ne Bolıvya- ca Acaba Asyaca ya da Afrıkaca mı? Anlayanı var mı? "Beşıncı kuşak reklamcılık başladı galıba,' dedı bıigıfı bır dostum Beşıncısı buysa, dörduncusu nedır? Anlattı ne olduğunu Çok tyı bıldığım orneklerını her yerde gor- düğum bır tur reklamcılık Bır malı kotu gostererek ılgı çekme reklamcılığı Otobüs duraklarında koskoca bır fotoğraf Zıpırın bırı belden yukarısı çıplak, gobek atarken pantolonu duş- muş, donu ortaya çıkmış Calvın Kleın'ın reklamı O don paça zıpır, bır bınanın dort beş katını kaplayan bır fotoğrafta Tımes Square'e sırıtarak bakarken de çıktı karşıma Karşısındakı bınada aylarca sureyle bır başka dev fotoğraf vardı Ustlerı başları dokulen gecekondu kocakarıları toplanmışlar, aralarına elı yuzu duzgunce, mayolu bır tazecık almışlar Kenar adlı bır şırketın rekla- mıydı bu Duyduğuma gore gıysı satarmış Kenar Hem de, adından anlamalıydım, bır Turkunmuş o şırket Bır başka gıysı şırketı adıyla da reklamlarıyla da Ke- nar la boy olçuşme çabasında Adı bu şırketın, Gap, 'ge- dık, deşık" demek oluyor Gap'ın otobus duraklarında astığı fotoğraflardan bırınde, kenar mahallenın çırkın kı- zı sere serpe yatmış gorunuyor Bır başkasında, guzel bır kadın çıplak ayaklarına en kabasından erkek papuç- ları geçırmış Benetton aşağı kalır mP Dergılerın orta bolümunde, ıkı sayfayı boydan boya kaplayan bır fotoğraf Sıvıl polıs oldujdarı anlaşılan uç kışı bır adamıyere yatırmışlar, ka- fasını saçlarındân tutup suratını kaldîrıma bastırıyorlar Fotoğrafın sağ ust koşesınde "Unıted Colors of Benet- ton" yazıyor Ya Roy Rogers'ın televızyondakı reklamına ne buyu- rulur? Bu reklamdan çıkan anlama gore Roy Rogers'ta yedığınız hamburgerı bır sokak serserısı, çıplak ayakla- rının parmak aralarım karıştırdığı pıs ellerıyle tutup sıze getırmış olacak Televızyondakı otomobıl reklamları, bır malı kötu gos- termek ıçın reklamcıların buluş guçlerını en acayıp yol- larda kullanmalarının başlıca örneklerı arasında Şu marka otomobıl1 alırsanız, yenı tanışöğınız kadın solak çıkacak Bu marka otomobıl1 alırsanız, bır ses sıze aptal aptal sorular sormaya başlayacak, derken o sesın kendı sesınız olduğunu anlayacaksmız, çunku gerı ze- kâlı oluvermışsınızdır Öbur marka otomobıl 1 alırsanız, Kızıldenlılerın saldırısına uğrayacaksınız, neyse kı atnk- ları oklar sızı de otomobılınızı de vurmayacak "Şu marka, bu marka" dıyorum, çunkü adlarını unut- tum otomobıllerın Ama unutmadıklarım da var örne- ğın, Volsvvagen Passat alıp da tanımadığınız bır kızla telefonda randevulaşırsanız ve kıza sızı otomobılınız- den tanımasını soylersenız kız Volksvvagen Passat'ın neye benzedığını bılemedığı ıçın buluşamayacaksınız Butun bunlara "dorduncu kuşak reklamcılık ' denıyor- muşmeğer^ Reklamcıların numaralı kuşak takmadıkları gunlerde çocukluğumda, Anne 1 Bana şunu al, bunu al Bak' Reklamını yapıyorlar hem de," dıye tuttururdum An- nem de, "Oğlumi' derdı "1yı bır şey olsa reklamını ya- parlar mı''" Arta sözu dınleyen bır çocuk olduğum ıçın o gun bu- gün reklamı yapılan hıçbır şeyı almıyorum, kullanmıyo- rum Hele şımdı, karşıma bır reklam çıktığında, "Nuut reno uttna joou up terrı reu " deyıp geçıyorum OKURLARDAN Bilinçli atılan her adım I azanmızAzız Nesın'ın, Salman Ruşdü'nün 'Şeytan Ayetlen' kıtabını yayımlamak ıstemesı, gencı guçlenn, Türkıye'yı ortaçağ karanbğına surükJemek ısteyenlenn açık hedefı durumuna geürmıştır Devleün gerekb önlemlen alarak yazanmızm can guvenhğını sağlamasını ıstıyorum Yazanmızm, "Şeytan Ayetlen' kıtabını ülkemızde yayımlamasını ben de ıstenm fakat zamanı değıldır Bu kıtabın ülkemızde yayımlanması ıçın herşeyden once halkımızın laıklığı tam anlamıyla benımsemcsı gereklıdır Laıklığın dınsızbk obnadığmı. aksıne dınde özgurluk olduğunu anlatmak ve haSamızın yüzde seksen/seksenbeşının bıbnçb obnası gereklıdır Eğıtım sevıyemızçağdaşeğıtım sevıyesmeenşmelı, Edırne'den Ardahan'a halkımızın her turlu fiknnı ozgürce tartışması, düşuncelennı so> leyebılmcsı gereklıdır Unutmayalım kı bıbnçb atılan her adım yere sağlam basar Basılan her adım da Turkıyemızı çağdaş mederuyete enştınr Ayşe Aktemur fstanbul TARHŞMA Bir mesleğin hazin öyküsü^W ^W^şy • • yıhnda K _ ^ J Hacettepe I • Ünıversıtesı J J Fızık Tedavı ve " ^ ^ Rehabıhtasyon Yuksek Okulu'nun kunılması ılebaşladı Ilk mezunlannı 1964 yılında vermeye başlayan okul, otuz yıldır fızyoterapıst dıplomasıyla yaklaşık 1500 kışıyı mezun etmıştı Bu ınsanlann ne tur zorluklarla karşılaştıklannı bılemıyorum, ama 1969 yıhnda kurulan Fız> oterapıstler Derneğı'nın sadece200avannda üyesının olduğunu soylemekten de kendımı alamıyorum O yuzden ben de asıl öykuyü 1986yıbndan başLtmak nıyetmdeyım Evet Yıl 1986'ydı İstanbul Ünıversıtesı. istanbul Tıp Fakultesı Ftak ve Rehabılıtasyon Bölümü resmen kurulmuştu YÖK'ün ıcraatlan doğrultusunda kurulan bolumün tek demırbaşı bır tabeladan ıbarettı ve bu tabela ılk oğrencılenn okula abnmasından epey sonra "Fızık Tedavı Kursüsu" yazan tabelanın yanına çakılmıştı Oysa bına kursuye aıttı ve öğrencılen ıstemıyordu Öğretım uyesı yok denecek kadar az, hatta ılk başlarda tek kışıydı Kürsüyleyapılan yoğun goruşmeler sonucunda bodrumdakı sınıfta ders yapılmasına ızın venlmıştı Yıljar bırbınnı kovalıyor, her yıl ÖYS kurbanı fızyoterapıst adaylan umduklan çağdaş eğıtım venne. bulduklan tek demırbaş tabela ıle yüz yüze gebyorlardı Dort yıl sonunda abnan dıploma ıyı bırmeslek veıyı bır ış kazandırmahydı. Çunkü fızyoterapı onemh bır tıp bıbouydı v e çağdaş tedavı yöntemlennın butunleyıcısıydı Ama gel gor kı ışler hıçde bu kadar basıt değıldı İşleyış 1930'lardakı sağbk kanunuyla yennde saymaktaydı Bu kanun hıçbır şeye açıklık getıremedığı ıçın herkes kendı ıç kanunlannı koyup kendısı uyguluyordu Çebşkı neredeydı 9 Bırtakım kanunlarla okullar açıbyor ve uzman kadrolar yetıştınlıyordu Yıneaynı şekıldeyetışünlen uzman kadrolara fırsat tanınmıyor, bu ınsanlann yapması gereken ışı "alay "dan y etışen v asıfsız elemanlaryapıyordu Bırcok devlet hastanesınde (tıp fakultelen dahıl) durum böyleydı Yıne aynı şekılde bır haftahk Çın gezısı sonucunda dev tabelalar asmış "Akupunktur uzmanlan" özel muayenehanelerde bır haftahk deneyımlennı rahatca uygularken fizyoterapıstlenn dort yıl boyunca aldıklan tıp eğıtımınden kuşku duyuluyor, o buyük pasta dılımlennın kuçulmesıne ızın vermıyorlardı Bazıtuccar hekımler açtıklan ozel muayenehanelennde "alay "b fızyoterapıst çalışürmayı daha ekonorruk görüyor ve butçelennde tasarruf sağlıyorlardı Boyle gebnış boylegıtmekte olan bırdüzenı değıştırmek -her zaman olduğu gıbı- haksızlığa uğramışlann hakkını arama ve alma savaşıydı Fızyoterapıstler ugradıklan haksızbklan duyurmak amaayla az da olsa seslennı yükseltmeyeçabştılar Engeller -herzamankı gıbı- tanhsel, haklı-haksız ve guçlu-guçsüz ıkılemlen arasındakı çelışkılerdı Bırtakım guçlere sahıp olanlar guçlennı eüennden bırakmak ıstemıyor, rahat kazançlanndan vazgeçmek nıyetınde olmak bılezorgebyordu Her şeyın 1961 "de başlaması gorecebırsöyiemdı Asıl her şey "bıg bang'ie başlamıştı ve bıbm her zaman haklı çıkmış, bıbmsel venler çağdaş yaşam ıçensınde her şeyın ve herkesın yennı belırlemışü Bıbmsel tartışma ve konuşma her zaman haklıyı guçlu, haksızı guçsuz kılma yolunda vazgeçılmez muspet yöntemdı Hayrettin Horoz Fızyoterapıst Laik demokratik düzeni koruyalımüyfik vatanperver Uğur Mumcu'nun şehit edilmesi ardındanuyanan Türkiye'nin basktsı Büyük Milkt Mecüsi'nde imam hariplilere harp okullarma girme hakkını veren kanunun çıkanbnasını şimdilik öniedi. Şimdilik divoruz, çunku şeriatçı kaoat sinsi metotlar kullanarak Mecliste kendı faraftarlarmın çoğunlukU olduğu oturumlarda görüşülen herhangi bir kanunun maddeleri arasına geçirilmesira istedikleri maddeyi son anda sokup kanunlaşmasmı sağlıyoriar. Bu şeriatçı gnıbun de\ amlı kontroi alnnda tutulnıası laik düzeni savunan çoğunluğun ödevidir. Uğur Mumcu için Cumhuriyet gazetesinde çıkan yazılar ve ilanlarda da belirdiği gibı Türkive ölçüsünde laik düzeni savunan derneklerin çokluğu tahminlerimizin çok üstündedir. Bız laik. demokratik Türkiye savunucularına duşen odev bu derneklerin haberleşerek. goruşurek bir arada çalışabiunelerini temin edecek organizasyonu yapmak, mesda kanunlann musaade etriği ölçude bır federasv on çansı aJtında çalışmalannı temin etmektir. Bovlece kuvveth' bir organizasyon kanun yapıcılannın laik demokratik düzeni bozmamalan için kuvvetli bir lobi oluşturabiiir. Herkesın Medis >e parti başkanlarma, hükümet öyelerine ve milletvekiUerine ayn ayn yazı kaleme alıp göndermeieri gûçrur. Fakat tek birorgantzasyondan idare Sorun nerede?1 bırfikırdeğıl elbette solda bırleşme ıçın yapılan çağnlar Ancak yıllardır Ataturkılkeve devnmlennın geleceğını endışe ıle ızfeyen yuz bınler, mılyonlar artık bu köşekapmaca oyununa daha fazla seyırcı kalmadan sokaklarda bu çağnyı yaparak, tabandan oluşturacaklan bırbkle gerçekleştırme yolunda adım atmaya başlamıştır O halde nedır solda aynlığa, parçalanmaya neden olan şeyler 9 Çok farkb ekonomı pobukalan mı'' Çok farkb bır dış pobtıka mı 9 Elbette bunlar çok genış kavramlar ve çok farklı şekıllerle ortaya atılabıîecek, uretılebılecek pobtıkalardır Ancak ozunde sol duşunce çatısı altında hepsınde büyuk ortak yanlar yok mudur 9 Hepımızın ıdealı, ulkemızın oz kaynaklannın uretken hale donüşturüleceğı, emeğın hakkının venleceğı, gelınn adıl dağıülacağı, ınsan naklanna saygının var olacağı, zengının daha zengın fakınn daha fakır olmay acağı. çalışanlann sendıkal naklannın olacağı, duşunduğumüz ıçın yargılanmayacağımız. yazdığamız iiçın oldürulmeyeceğımız, laık, edilecek lobi baskısı çok başanlı olur. Bunun en güzel örneği, l ğur Mumcu'nun kaybından sonra büv ük gazetelere gönderilen ve Ataturk'ün gençliğe hitabesinin >a\ Bnlanmasını istey en onbinlerce faks mesajı ile aluuuı sonuçtur. Gazetelere gönderilen y azı aynı yazıydı, fakat her Atatûrkçunün keodinegelen mesajı gazetelerin >anı sıra kendi muhirine fakslaması zjncirleme bir mesaj ıletiminı doğurmuştur. Ankara'ya ilgilüere iletiimesi düşünülefl mesajlar bu yolla temin edilebilir ye cok başanlı olur. İvedilikle uzerinde dunıunası lazun gelen bir süru mevzu var: Saym A>. Vedat Atabek'in 14 Şubat 1993tarihli Cumhuriyet gazetesndeki yazısında belirttiği gjbi ihtiyacın çok üstünde çıkmtşolan ve kuruluş onurlu, tam bağımsız bır Türkiye değıl mı 9 O zaman sorun nerede' Lıderler rru 9 Hayır, hayır Benımçağnm onlara değıl zaten Çunkü bu çağn yuzlerce defa yapıldı onlara ama hep aynı nakarat Bırleşme bırvana dursun, bu çağnlar yapıİdıkça yenı lıderler turedı Arük bu oyunlara dayanacak gucümüz kalmadı gayesinden alabiMiğine saptırıbnış olan ımam hatip okullarının sınırlandırılması ve dini statü içensme çekilmesi. Tek tip laik eghım düzeninin tekrar rayına onırtulması. İlkokul tahsili ohnayanlann millervekili seçflmesi. Diyanet fşleri başkaıunın protokoideki yeri. Medis kürsüsûnden büyük nüllete karşı laik düzeni konıyacakîanna dair namus ve şerefsözü vernuş olanlann sozlerini tutmalannm temin edilmesi. Vebaşkalar. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Atatürkcü Düşünce DerneğTninöocülük yapmasuu beldiyoruz. g lkemın her koşesınde yukselenoduyarlıseslere Arük bırlık ıçın sız bderlere değıl, onlar sıze kulak versın Vaşar Erdoğan DUYURU Bu sayfada yayımlanmasını ısiediğiniz yazılar için şu noktalara özen gösterümesinı rica edıyoruz. Yazılar, • Çiftarahklı, • Sayfanm tek yüzüne yazümah, • "OLAYLAR VEGÖRÜŞLER"için600, • "ARADA BİR"süîununa400, • "TARTIŞMA " için 200 kelimeyigeçmemelıdir. Ayrıca açık adjadres ve telefon numaranızı mutlaka belirtmenizi bilgilerinize sunar, bu ölçû'lere ve şartlara uymayan yazıların yayım- lanamayacağını üzülerek duyururuz. PENCERE Sarmaşık Çıkmazı Geçen gun, bu koşede 5 Mayıs 1966 da yayımlanmış bır yazım rastlantı sonucu elıme gectı, adı 'Sarmaşık Çıkmazı" Kesıp saklamışım. bır kıtabın arasından çıktı, merak edıp okudum, nedır dıye Bızım gazetede çıkan bır habe- rı konu edınmışım Haber şoyle "Fatıh, Acıceşme, Neslışah Mahallesı, Sarmaşık Çık- mazı 6 numarada tek odalı bır kulubede oturan 19 yaşın dakı felçlı Selahattın Fenercı, dun sabah kendısını yaka- rak hayatına son vermıştır " Olay oylesıne çarpıcı kı yazmadan gecememışım, ama olayın ustunden de 27 yıl geçmış, Şımdı neden ele alıyorum? Çünku istanbul un sokakları, yolları, çıkmazlan, ırtsanı çeken, duşunduren, kımı zaman kendıne bağlayan ad- larla anılır Kısacık bır haberdekı yer adlarına bakın Acıceşme Neslışah Sarmaşık • Babıâlı'de bır kaç adım atsan, Turbedar sokağından Molla Fenarı sokağına geçersın Kım Molla Fenarı? 14'- uncu yuzyılda yaşamış bır şeyhulıslam, adım verdığı sakakkuçuk, ama Molla Fenarı, buyuk Nıçın"? Molla Fenarı Bursa kadısıyken, bır davada taraf tuta- cağını duşunerek Yıldırım Beyazıt ın tanıklığını padışa- hın yuzune karşı reddetmış istanbul da her sokağın yazılası bır oyküsü var, şurası Kuyulubostan sokağı, burası Hacımansur, Veledçelebı 1 - yı geçtın mı Yanıkkapı çıkmazında duşunur durursun Ulkenın her yanında kentleşme başını alıp gıdınce, halk her yenı sokağa bır ad koymaya başladı Içlerınde ne guzellerı var Yalnız sokak adları, çıkmazlar meydanlar mı' Yenı camıler yapılıyor, parklar duzenlenıyor, kulturevlerı, okullar, kıtaplıklar açılıyor Hepsıne bır ad gerek Bakırkoy/Bahçelıevler'de açılan bır kulturevıne, SHP- lı beledıye donemınde, unlu şaırımız ve yazarımız Rıfat llgaz'm adı verılmış Sonra o bolge Refah Partılı beledıyeye geçınce kultu- revının tabelasını ındırmışler Yenı tabela Necıp Fazıl Kulturevı Ne ayıp' Adın değıştırılmesı kararı, Istanbul Anakent Beledıye Başkanı NurettınSozen ınonunegelmış Sözenbuayıbı sılmek ıçın ne yapabıleceğını araştırmış? Veto hakkı ol- duğunu gormuş, yenıden goruşulmek uzere kararı Bah- çelıevler Beledıye Meclısıne gerı gondermış, çok yenn- de bır ış yapmış Anakent Beledıye Başkanı nın yennde yaptığı ış yal- nız bu değıl, gerçı çalışmaları 10 mılyonluk Istanbul yu- tuyor, ama, kentın kaymağını yıyen çevrelerın atbkları sıs bombaları dağıldığı zaman, sonuçlar ortaya çıkacak, bıraz daha zaman gerek • Tevfık Fıkret bızım şaırımız, Mehmet Akıfde Rıfat llgaz Turkçenın şaırı, Necıp Fazıl da Cfsenın şaınn, bu benım şaınm dıye kavganın ılkellığı beledıye meclıslerınde bır başlarsa, kentlerımızın so- kaklarında, caddelerınde, meydanlarında savaş çıkar Bahçelıevler Beledıye Meclısı uyelerı boyle bır ılkellığe ınşallah bır daha duşmezler Molla Fenarı, Osmanlı Şeyhulıslamı, ama, bızımdır, hepımızındır tarıhımızındır Kım ılışebılır Molla Fenari Sokağı'nın tabelası uzerındekı yazıya' Refah Partılıler, sokakların, kulturevlerının, meydan- ların, caddelerın, kıtaplıkların adlarına savaş açacak kadar bağnaz kışılerse, hem bızyandık hem de kendılerı yanacak Atatürkcü, laik, demokrat yiğit insan UĞUR MUMCU'nun hunharca öldurulmesini nefretle kınıyoruz.. Onun onurlu mücadelesini surdurmeye kararhyız... BtYOLOGLAR DERNEĞt SİVAS ŞUBESİ UĞUR MUMCTTyu koruyamadık, ama duşunduklerini, savunduklannı koruyacağız... Dı. Dilşen Bilfin, Dt. Hamdi Erol. Dt. tfaaan Oıgüç, Dt. Mehroel Eskicioğla, Dt. trtaa Eraoy, Dr. tnci Gflneri, Dt. Nevin Gflner Karadağ, Dt. Şehriban Yefilku^ak. Dt. Mehmet tlkimen, Dt. Ali Occan, Dr. Ayfer Saflam. Dt. Nail Karaka>a. Dt. tbrahim Çengel, Dt. Sevgı Kaşh, Dt. Hakan KIIIIK- Dt. tlhan Erpncan, Dt. Mehmet Kayafoğlu, Dt. Ibrgay Ayar. MURATHANOĞLU Y.Mühendis Benım umudum veçağnm, sevgısı yüreğımızde hıç bıtmeyecek Uğur Mumcu'muzun ölümu ıle yenıden filızlenen düşuncelerle uvanano güzel ınsanlara. • ulkemın her koşesınden I yukselcnoduvarlıseslere • Onurlu yaşamın, durustluğun simgesı olan, bıze daıma insan sevgisıni işleyen büyük insan, sevgili babamız; DURSUN DÜZGÜN'ti kaybettik. Ancak onu bütun özellıkleri ile yureklerimizde yaşatarak ölumsüzleştireceğiz. Yasımızı paylaşan, bizi yalnız bırakmayan, onurlandıran butun dostlara ailece yurekten sağolun dıyoruz. DUZGUIV AİLES! I TEŞEKKÜR Hastalığunı zamanında teşhis edıp, amehyat sonrası beni tekrar sağlığıma kavusturan; Doç. Dr. EMİN ÖZYURT, Dr. FADIL MUSTAFA, Ass. Dr. FATMA ÖZLEM, Ass. Dr. NEVAL tPEK, Uzm. Dr. ERCAN TÜRECİ ve Cerrahpaşa Tlp Fakultesı Hastanesı Nöroşirurji Servısı'nın personelıne teşekkur ederun. RABtYA ÇEIİK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle