Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT1993 CUMARTESİ
HABERLER
Emniyet CMUK'a
direniş içinde
• İZMİR (Cumburiyet Ege
Börosu)-İzmır Barosu
Yönetım Kurulu. baa
emniyet yetkililerinin
CMLK'a direndiğini. yasayı
iş,letmemeye çalıştıklannı
açıkladı Baro Başkanı
avukat Volkan Alposkay. bu
yetersız haliyle bile yasadaki
değişıklikleri uygulamayan
görevlileri uyardıklaıırıı
bildirdi. Alposkay.
yelkililerin. karakollarda
işkencc iddialannın sona
erdiği. istcyen herkesin
avukatı>lagörüşıüğü.
ha/ırlık soruşiurması
sırasında kimscyc haksı/
işlcm yapılmadığı gıbı
açıklamalarla kamucn unu
vanılttığını sö\lcdi.
Özal'ın
Arnavutluk
temasları
•TİRAN(AA)-
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, "Demokrasi belki en
ideal sistem olmayabilir, ama
bugüne kadar bulunabilen
şistemlerin en iyisidir" dedi.
Ozal. Arnavutluk'un
başkenti Tiran'daki
temaslannı sürdürüyor.
Halk Meclisinde bir
konuşma yapan Özal,
demokrasiyesıki sıkıya
sanlmak gerektiğini,
Türkiye'nin çoğulcu
demoİcrasi yolunda
yürümeye uzun bir süre önce
başladığını ve birçok zorluk
veengellerle karşılaştığını
kaydetti.
Demipel'e "vafi"
sorasu
• ANKARA(ANKA)-
ANAP A\dın Milletvekili
V üksel Ysdova. Başbakan
DemireTe Bayındırlık ve
Iskan Bakanı Omır
KumbaracıbaşTnın valilere
vönelıksözlcrini
anımsatarak
'"Kumbaracıbaşı tüm
nalılerden şikâyetçi olduğu-
göre bakanı mı görevde
tutacaksınız. Tüm valıleri mi
değiştireceksiniz?" diye
sordu. Yüksel Yalova.
TBMM Başkanlığı'na
verdiği soru önergesinde
Şırnak Valisi Muştafa Malay
ile Bayındırlık ve İskan
BakanjOnur
Kufnbaracıbaşı arasında
çıkan tartışmadan sonra
bakanın, "Valilerden
şikayetçiyim" sözlerini
anımsattı. Bakan
Kurnbaracıbaşı valilerden
ökâyetçi olduğuna göre
bakanı mı görevde tutmayı
veya bütün yalileri mi
değiştirmeyi
dûşünüyorsunuz" diye
sordu.
HEP'in Şırnak ve Muş milletvekilleri, partilerini kolaycılık ve sloganalıkla suçladı:
Alınakve Demîr istifa ettiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - HEP Şırnak Milletvekili
Mahmut Alınak ile HEP Muş
Milletvekili Muzaffer Demir.
dün partilerinden istifa etüler.
AJınak ve Demir, HEP'i "ko-
laycı, teslimiyetçi düzen parti-
si" olmakla suçladılar ve bun-
dan böyle bağımsız kalacakla-
nnı bildirdiler. HEP Genel Baş-
kanı Ahmet Tûrk. "Böyle zor
bir dönemde hem istifa edecek-
siniz, hem de suçlamalarda bu-
lunacaksınız. Bu, basit bir ah-
lak anlayışının göstergesi"dedi.
Göriiş aynlığı
HEP'in kapatılması için Ana-
yasa Mahkemesi'nde açılan
dava sürerken. ÖZDEP için de
• Halkın Emek Partisi Şırnak Milletvekili Mahmut Alınak ile Mûş Milletve-
kili Muzaffer Demir, partilerini, kolaycı, teslimiyetçi ve düzen partisi niteleme-
leriyle suçlayarak istifa ettiler. Genel başkan Türk, istifalan basit bir ahlak an-
layışı olarak değerlendirdi. HEP Meclis'teki sandalye sayısı 16'ya düştü.
kapatma istemiyle dava açıl-
mıştı. Bugelişmelerüzerinenasıl
bir yol izleneceği konusunda
HEP milletvekilleri arasında
görüş aynhğı ortaya çıktı. Bazı
milletvekilleri, "sonuna kadar
partide kalma" karannda ol-
duklarını açıklarken, Mahmut
Alınak ile Muzaffer Demir'in,
tüm demokratik yollan kullan-
ma, bunun için de partinin ka-
patılması ve baa siyasal hakla-
nru kullanma yollanrun tıkan-
masını beklemeyi doğru bul-
madıklan bildirildi. Aynca,
HEP yönetimine. "Partiyi ka-
pattırmak istiyorlar. Böylece
'tüm demokratik yollar tıkan-
dı' diyecekler. Partinin kapatıl-
ması olasıhğına karşı hazırlıklı
olmak gerek. Parti kapatıbrsa
ve bunda suçlu olarak bazı mil-
letvekillerinin adlan geçerse, o
milletvekillerinin milletvekilliği
düşecek, siyasal haklan sınırla-
nacak" eleştirileri yöneltildi.
Yapılan toplantılarda bir uz-
laşmaya vanlamaması üzerine
dün Alınak ile Demir, istifalan-
nı açıkladılar. İstifa metninde.
"halkademokrasi.insan haklan
ve insanca bir yaşam vaadi ile
parlamentoya girdiklerini" an-
îatan Alınak ve Demir, "Peki,
üstümüze düşen görevleri yeri-
ne getirebıldik mi? İnsanlar, iş-
kenceden geçirildi. Demokrasi,
insan haklan uluslararası söz-
leşmeler ayaklar altına alındı,
sömürü vahşet düzeyine çıkan-
larak, insanlar açlığın ve yok-
sulluğun kucağına itildi. Öysa
ki biz, bu vahim gelişmelere se-
yirci kaldık ve beylik demeçler-
le durumu kurtarmaya çalıştık.
Yıldız Üniversitesi öğrendleri gözaltında işkence gördüklerini söyleyerek, baskıları protesto ettikr.(İBRAHİM GÜNEL)
Gözaltmda işkence iddiası
ÇiııiliKarakolır
ogünCMUKyoktutstanbul Haber Servisi- Üs-
küdar Çinili Polis Karakolu ta-
rafından gözaltına alınan Os-
man Korkut, Ekrem Deniz iş-
kence gördüklerini iddisıyla.
Cumhuriyet Savcılığına başvu-
ruda bulundu. İnsan Haklan
Derneğı'nde düzenlenen basın
toplantısında. Çinili Polis Ka-
rakolu'nda gözaltında bulun-
dukian 24 saat içinde kaba da-Rı
Vak, joplarla işkence gördük-
ferihi iddia eden Osman Kor-
kut'un kafa kemiklerinde kınk
olduğu adli tıp rapornnca doğ-
rulandı.
Üsküdar Fıstıkağacı semtin-
de cumartesi günü saat 20.30'-
da evine gitmek için arabadan
inen Osman Korkut tanımadığı
kişıler tarafmdan saldınya uğ-
radığını, arkadaşlan Ekrem
Deniz ve Hiisnii Avdın'ın da
olaya kanşüğıru belirterek şöy-
le söyledi:
"Polislerin olay yerine gelme-
siyle kargaşa daha da arttı.
Yarumdaki sivil bekçiye attı-
ğım tokat yüzünden üç arkadaş
gözaltına alındık. Karakol'da
sabaha kadar dayak, tazdkli su
ve job darbeleriyle dövüldük."
Öğrencilere işkence
YıJdız Üniversitesi'nde 17
Şubat çarşamba günü yemek
zamlannın geri ahnması ve sağ-
lık hizmetlerinin ücretsiz hale
getirilmesi için Yıldız-Der tara-
fından gerçekleştirilen 'Yemek
Boykotu' sırasında polis tara-
fından gözaltına alınan 12 öğ-
renci Beşiktaş Emniyet Amirli-
ği ve Gayrettepe'de işkence
gördüklerini belirttiler.
Osman Korkut, Ekrem Deniz işkence gördüklerini iddisıyla,
Cumhuriyet Savcılığına başvunıda bulundu.
Ama şunu yapabilirdik, halk
yığınlannı kucaklayarak, onlan
demokratik ve ekonomik hak-
lan ve istekleri doğrultusunda
seferber edip, halka yapılan bu
haksızlıklan kısmen de olsa en-
gelleyebılirdik. Ama yapmadık,
yapmak istemedik. Buna hiç mi
hiç hakkımız yoktu?" dediler.
İstifa metni
İstifa metninde aynca, HEP'-
in taraftarlanna ve mensuplan-
na bile sahip çıkılmadığı savu-
nularak. şu görüşlere yer veril-
di:
"Çünkü, HEP'in bazı mer-
kez yöneticileri, halka ve halkın
caydıncı gücüne inanmadılar,
inanmak istemediler. Bunlar.
halkın ve HEP tabanının de-
mokratik muhalefetınin önünü
de kesmiş oldular.
Böylece, HEP de, öteki parti-
ler gibi sisteme muhalefet etme-
yen bir düzen partisine dönüş-
türüldü. Bunun kaçınılmaz so-
nucu olarak, HEP Genel Mer-
kezi'nin siyasal mücadelesi;
parti binalannın açılışlannı
yapmak \e zaman zaman da
slogan türü demeçler vermekle
sınırlı kaldı. Halka güvenme-
yen ve halkın etkinliğini öne çı-
karmaktan çekinen bu yöneti-
ciler. elbette ki, haksızlıklara
karşı çıkma gücünü kendilerin-
de bulamazlardı ve demokrasi
mücadelesini de veremezlerdi.
Böylece parti, Anayasa Mah-
kemesi'nin insafına, taraftarlan
da özel tim ve korucu insafına
bırakılmış oldu. HEP, düzen
partilerinden hiçbir farkı olma-
yan bir parti haline gelmiş
oldu."
Kolaycılık, slogancıhk
Abnak ve Demir, "öneh'leri-
nin hiçbirinin yaşama geçiril-
mediğinı, hiçbir şey üretilmeyen
bu ortamda daha fazla kalma-
lannın mümkün olmadığını"
vurgulayarak, "Parti merkez
yöneticilerinin kolaycı, slogana
ve teslimiyetçidüzenpartisi yak-
laşımlanna tarihvehalk önünde
ortakolmamakveayrusonımlu-
luğu paylaşmamak için bundan
böyle poütika>ı bağımsız millet-
vekili olarak sürdürmeyi istivo-
nız" dediler,
Meclis aritmetiği
Alınak ve Demir'in istifasıy-
la, HEP'in milletvekib sayısı
16'ya düştü. TBMM'de sandal-
ye dağılımı da şöyle oldu:
DYP (182). AN.\P (92).
SHP(52), CHP(21), RP(40),
HEP (16), MHP (13), BBP (7),
DSP (3). MP (2). Bağansız (20).
Boş(2). ^
Laikliğin, devrimlerin ve gerçeklerin savunucusu, sevgili
UĞUR MUMCUCumhuriyete, düşünce özgürlüğüne ve Atatürk ilkelerine sahip
çıkmaya, bu ilkeleri genç kuşaklara aktarmaya devam edeceğiz.
ANKARA ÇANKAYA LİSESİ ÖĞRETMENLERİ:
A.Adıgüzel. S.Akar, N.Akınoıoglu. N.Akpak, S.Aksu, L.Akyapı. U.AJp. L.Altunbay,
L.Araz, M.An, G.Ansoy, N.Artvinli, S.Atabek, Y.Atakurt, B.Atala>, Ş.A>, S.Ajdın.
E.Avgül. E.Ayöz, B.Ba#cı. N.Baiak. N.Ba«ak, S.Batırbek. A.C.Binıet. IS.Bozkaya,
T.Bozkurt, M.Barsalıoğlu, Ş.Caba. M.Candan, E.Cotjkun. A.Çalışkan. Y.Ça>lak,
R.ÇekmeceligiK M.Çeltikçi, H.Çetin. İ.Çoban, A.Demir, H.Demir, M.Demir. G.Demiroğlu.
F.Devebacak. N.Dinçal. M.Dineer. N.Doğan. S.Dumanlı. Y.Efendioflu, A.Ekmen.
F.Ekgin. Ç.Erdemcı, A.Erdoğan. N.Erdoğmuş. G.H.Eren. >.Evkuran. Ç.Fırat, A.Gediz,
A.Genç, S£eneo|lu, F.Göbelezoglu. Z.Gokay. O.Gökoglan. S.Gönülalan. HjGöce,
E.GüİM)>. S^ttngön M.Güven. Z.Güven. G.Güven^ B.B.İpek. F.İyidogan, M.Kahraman.
aKaraer. Y.Karababa, F.Karabıılut. N.Kavi, A.Kavlak, l.Kavukçu. R.Kaya. >.Kepenek.
Nuray Keskin, Nurten Keskin. T.S.Kızaloglu. S.Kibar. IS.KoUu, A.Kökşoy. T.Kuman,
O.Knrt, M.Mete, S.Naipo|lu, E.Onar, G.Oz, Ö.Ö«can. M.Özdemir, M.Özen. S.Ö«er,
E.Özgür, S.Özhelvacı. A.Oziürk. N.Özveren. T.Rad. M.Sağanak, A.Sava^. V.Savaş.
E.Sayılır. A.Serin. H.Sonal. M.Suzan, E.Tan. A.G.Tannkulu. M.Tanyeri, G.Ta^demir.
G.Tekin, >.Tekin. N.Tekiner. N.Temel, Z.Temiz, IN.Tenneli, F^erzigil, F.Tunoel. M.lsseli.
S.Ün*al, B.Yağcı. G.Yapıncak, A.Yaşar, S.Yava^. G.Yazıcıoğlu, CYedidağ, İ.Yeşihepe,
A.Ydmaz, Ş.Yılmaz. N.Yozgat, M.Yüksel. l .Yüksel.
Sevgili
UĞURMUMCU
Sen bağımsızlık ve özgürluk mücadelesinin onurusun...
l ZIJ\KÖPRL ÖĞRETMENLERİ
H. Altuğ, H. Okuyucu. M. Biririk. M. Çetinkaya. H. Çetinkaya. S. Genean. R.
Dinrbilek, M. Gezer. G. Calay. E. Çevik. K. TÛrkekul. İ. Künteci. >. h.r»en. S.
Hamuzlu. f.F. Akınrı. Ş. Kttrkltt. M. Akbulut. A. Tabak. H. Atalık. F. Erdaş. Y.
Gündogdn. E. Gürçay, D. Yava«, Y. Avcu. Ü. Dönmez. G. Yttksel. A. Dilmaç. G.
Gökçe. S. Kır. S. Tufan.H. Tezel, E. Erbaş. M. Erbaş. E. Aktar. G. Özen. V. G. Okta>.
H. Ergönttl. E. Or.pan. S. Özkayalarlı. M. Akala. F. N. Efgan. S. Akta«, K. Hanımeli!
B. Adahlar. M. Korabıyık. Ş. Seyhan. H. Erdem, A. Ambarlı. K. kaya. O. Akman, (..
Karavit. V. Alp. Z. Ogıiz. A. Demirlek. M. Bayrak, C. Pelin. G. K. Göleç, H. Cantttrk.
A. L'ztosun. F. Peker. F. Kaya. R. Akbulut, S. Arda. S. Tukenmez, G. Adıgttzel, S.
Kahveci. Y. Yenilmez. F. Polat, G. Günay. >. Ülger. M. Kıragsı, A. Özbudak, R.
Bajaban. V Balaban. Y. Kare^en. H. Pala. S. Şentttrkler, Y.t. Güngör, A. Bayrak. E.
Özgüner. E. Erpolat. N. Yümaz. H. Aydın. k. Akbaş, N. Korkut, H. Çekinmez, E.
Sevgi. E. Çakır. S. Degirmenci, N. Özcaiı. S. İlmen. Ö. Erdem. T. Çakmaz. H. Atakul,
C. Okyay. Ş. Tunca, M. Afaean. Ö. Debreli, S. Yaman, A. Diler. Y. Bora, S. Altay, Ş.
Yıldızparlak. M. Tekkeli, R. Söylemiş. M. Karaka«, M. Avcu, A. Çıtak, A. O. Gezer, H.
Sözer. İ.H. Engin. M. Aktin, S. Efgan, S. Gezer. H. Gttndoğan, N. Mete. N. Sancar. T.
Ardah. N. Erdem, t. Tekin, H. Bilgiseven. t. Yıldınm. İ. Sözer, A.İ. Şapdeniz. H.
Fidan. S. Cetinoğlu, M. Karadede, H. Sezenlcr. O. Kıranlar. S. Kuyucu. M. Maijkılı. A.
Sava«, A. Gönür. A. Kalyoncu, H. Dömekeli. A. Çaglayan, C. Boduk. Ş. Yanar. M. A.
Turgut. Y. Yiizer. A. Paytoncu. F. Kahraman, A. Uzun. N. Sevinç, F. Çifllikli, B.
Girgin. N. Öztörk. N. Horoz. E. Karaku«, M. Yanaç. R. Yıldızparlak, B. Çeliker, S.
Durucalı, G. Durucalı, H. Kuvan, S. Çobanoğlu, Z. Erdogan, H. Aydogan. Y.
Ydmazer. IV. Debreli, C. Uzun. S. Arslan, C. Kılıç. M. Dogan, S. Kaya.
Toplumumuzun, demokrasi ve laikliğin
ödünsüz savunucusu
UĞUR MUMCU'yu
saygıyla anıyoruz.
SOSYOLOJİ DERNEĞİ
BAŞSAĞUĞI
Sevgili fizyoterapistimiz Tarık ağabeyimizin babası,
Jandarma Genel Komutanı
Org. Sayın
EŞREF BİTLİS'i
elim bir kaza sonucu yitirdik. Acısını paylaşır,
başsağlığı dileriz.
ÇOCUKLARIN
BORA, GÖKHAN, NATAIİ,
TÜRSU, ZEYNEP ve SEVDEĞER
Ülkemizin insanının aydınlanmasına kalemiyle,
bilgisiyle, onuruyla, cesaretiyle örnek olmuş eşsiz
yunsever
UĞUR MUMCU'yu
saygıyla anıyoruz.
MARMARA ÜNt>ERSİTESİ ATATÜRK EGİTİM
FAKÜLTESİ MÜZİK EĞİTİMİ BÖLÜMÜ
ÖĞRETtM ELEMANLARI
Demokrasi ve laikliğe yönelen
saldırıları nefretle kınıyor,
Uğur Mumcu'yu
saygıyla anıyoruz.
Kadıköy tmam Hatip LisesFnden
bir grup ögretmen.
AVRUPA'DAN
EDİP EMtL ÖYMEN
Türkiye'yi "Satmak"...
Satışlar artık 30 saniyede yapılmak zorunda. Normal
bir reklam spot süresi bu çünkü. Hatta çoğu kez bu süre-
nin de altında. Bu sürede sattınız sartınız, satamadınız
satamadınız. Devlet adamları da tıpkı reklamcılar gibi
kullanmak zorundalar sürelerini. Kısıtlı sürede, çok an-
latılacak şeyi az-öz cümle ile, tam nişan alarak, ok gibi
hedefe atarak anlatmak şart. Çünkü başka konuşmak is-
teyenler de var. Herkesin anlatacak şeyi çok. Onun için
süreyi iyi kullanmak gerek.
Geçen hafta, Rauf Denktaş, tam bir Batıh reklamcı gibi
kullandı süresini. Avrupa televizyonlarına daha ilk 10
saniye içinde, "Klerides eski bir EOKA'cıdır. Bizi Mec-
lis'ten atmıştı" dedi. Yetti bu. Fazlasına zaten süre yoktu.
Dünya dilini de iyi bildiği için, mesajını oturttu. önemli
olan, mesajı, en can alıci cümlesiyle vermekti. Karşı ta-
raf anlar mı, "satın alır mı". o ayrı konu.
Türkiye de 30 saniyede "satılabilir mi?" Ya da nasıl
"satılır?" Olmadık senaryolarla kendi kendimizi aldata-
rak mı? Ama aldandığımızın farkına bile varmayarak
mı? Yoksa, gerçekçi verilerden hareket ederek, ılımlı,
makul ve ölçülü bir tavırla mı? Birincisi, gösterişli, caf-
caflı bir ego cilası. ikincisi, alçakgönüllü. Birincisi için
uzun sütunlar, uzun süreler, dolambaçlt laflar gerek.
İkincisi ise düz.
Bu biten hafta, ingiltere'de Türkiye "satıldı". Kimi ca-
hil, kimi yarı-aydın, kimi bizi bizden çok iyi bilen, kimi
seven, kimi hor gören yabancılara. "Satanlar", Türkiye'-
nin seçme beyin takımından bir kesitti. Içlerinde Merkez
Bankası başkanından Başbakanlık Başdanışmantna,
Boğaziçi'ndeki üniversitenin rektöründen Siyasal Bilgi-
ler'den hocalara, Cenevre'den diplomatlara kadar süz-
me aydınlar vardı. Türkiye'nin "satışı'na; Türkiye'yi biz-
den iyi bilen, anlayan, bir yerlere oturtan yabancılar,
Türkiye'yi uzaktan çok daha iyi gören, yabancı diyarlar-
da yabancılara çalışan Türkler de katıldı.
Dört gün boyunca bir malikanede kafa kafaya verip
beyin cimnastiği yaptılar. Dün de Londra'da başkaları
da katıldı ve forum büyüdü. Dört günlük maratonun be-
şinci güne uzatılması ve bunun Londra'ya taşınması,
şimdiye kadar görülmemiş bir uygulamaydı. 12 Eylül
sonrasında demokrasiye dönmeye başladığı 1985yılın-
dan bu yana Türkiye, Batı Avrupa'daki en önemli ve so-
runsuz müttefiğinin "kanaatönderlerine" ilk kez buden-
li güçlü ve yoğun biçimde "satıldı". Ekonomik durumu,
iç ve dış siyasal durumu, her şeyi anlatıldı.
Aynı günlerde de, "Türkiye'nin Balkanlar'da gözü ol-
madığı, eski imparatorluk hayalleri peşinde koşmadığı,
Bosna'ya müdahale derken bunu mutlaka Birleşmiş
Milletler aracılığı ile önerdiği, tek başına bir müdahale-
den söz etmediği" şeklinde bir düzine açıklama birbirini
izliyordu. Adeta bir "düzeltme yayımlanıyordu". Demek
ki bir yerlerde, Türkiye'nin Bosna siyaseti "satılırken"
yanlışlar yapılmış, Batılılarda olmadık imajlar yaratıl-
mıştı.
Demek ki Türkiye'nin tutumu ve durumu, olmadık be-
yanlar ve ayaküstü -ifadelerle anlatılmak istenmiş ve
bunlar, zaten öküz altında buzağı aramaya alışkın Batılı-
ların Reuter, Daily Telegraph, Le Figaro, Alman Haber
Aja/ısı gibi güçlü "kanaatönderleri" tarafmdan, birazda
sansasyon amacıyla dünyaya yayılmıştı. Bii. istediğimiz
kadar, Bosna'da barışsever ve insanlıktan yana tavır.'
alalım, miHiyetçütk-*e bdbürlenme hevesi ile söytenen
ve nereye gittiği, ne etki yaptığı önemsenmeyen sözler,
büyüteçle inceleniyor, belki de söyleyenin de amaçla-''
madığı, hiç hesapta olmayan biçimde yorumlanıyordu.
Ondan sonra da bunu gidermek için değil 30 saniye,
uzun dakikalar gerektiren açıklamalar diziliyordu sıra-
ya. Bunlara ise dünya medyasının vakti yoktu. "Düzelt-
me" yayımlamak hiç bir zaman hiç bir yerde itibar gör-
mez çünkü. Amaç, mesajı ilk hamlede doğru vermek ve
bunu ısrarla ve tutarlılıkla yinelemektir. Üstelik, Tür-
kiye'yi makul ölçüler içinde "satmaya" çalışanlar güç
durumda kaldılar, "Türkiye'nin emellerine" ilişkin en ol-
madık soruları sakin biçimde yanıtlamak ağırlarına gitti.
Satıcılık sadece bir sanat değil artık, bir bilim. Bir mal
ya da hizmetin, bir fikir ya da siyasetin "satılması" için
heves, heyecan, içtenlik yetmiyor. Satmayı bilmek de
gerek.
Parti başkanlığı
Ozal'ın yeni
emanetçisi Doğan
• Cumhurbaşkanı Turgut Özal kurulacak partinin başına
geçene dek Hüsnü Doğan'ın 'koordinasyon niteliğinde' genel
başkanlık yapması konusunda milletvekilleri hemfıkir.
AVŞEYILDIRIM
BUKETUZUNER
BENİM ADIM MAYIS
İkinci basısı çıktı.
Remzi Kitabevi
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'in, "yeni emanetçisi"nin
Hüsnü Doğan olacağı belirtili-
yor. Özal kurulacak partinin
başına dönene kadar Doğan'ın
'koordinasyon niteliğinde' ge-
nel başkanlık yapması konu-
sunda milletvekilleri arasında
mutabakat sağlandığı bildirildi.
ANAP'tan istifalar döneminde
Özal'ın emanetçisi olacağı bili-
nen Mehmet Keçeciler'in ise
son gelişmelerden sonra tavır
değıştirerek ANAP'lılarla te-
mas halinde olduğu belirtildi.
Istanbul'da dün akşam
ANAP"tan istifa eden partililer
tarafmdan düzenlenen Gazios-
manpaşa Toplantılan'nın ilki-
ne katılan İstanbul Milletvekili
Hüsnü Doğan bu konudaki so-
rulara yanıt vermeyeceğini vur-
guladı. ANAP"tan istifa eden
milletvekillennden Naci Ekşi
ise, Hüsnü Doğan"ın Özal par-
tinin başına dönünceye kadar
Genel Başkanlık göreviniyürü-
teceğinı söyledi. Ekşı. "Lideri-
miz Özal'dır. O'nun partinin
başına ne zaman döneceğini
tartışıvoruz. 94"deki yerel se-
çimlerde mi dönsün, yoksa da-
ha sonraki scçimlerde mi?" diye
konuştu.
Toplantıda konuşan Hüsnü
Doğan da. partinin nisan ayı
içinde kurulacağını açıkkıdı.
"Bu parti Özal'a görc di/ayn
edilmekte" diyen Doğan, çok
güçlü bir programla ortaya çı-
kacaklannı söyledi.
ANAP'tan istifa cdcn partili-
ler larafından dün Gaziosma-
paşa'da düzenlenen yemckli
toplantıda konuşan Hüsnü Do-
ğan, Özal liderliğindeki
ANAP'ın 80"li yıllara damgası-
nı vurduğunu savundu.
ANAP'tan ayrılış nedenlerini
anlatan Hüsnü Doğan, şu anda
kurulaeak partinin program ve
tüzük çalışmalannın yapıldığı-
nı ifade etti. Partinin adının
henüz belli olmadığını belirten
Doğan, "ANAP'ın ismini ku-
rucular bile kurulduğu gün öğ-
rendi" dedi.
İktıdar ve muhalefetin sıkın-
tıda olduğunu ileri süren Do-
ğan, Türkiye'nin iki binli yıllar-
da dünyanın sayılı ülkelerinden
biri olmasının yolunun güçlü ve
cesur programlardan geçtiğini
savundu. Mevcut partilerde bu-
nu göremediklerini söyleyen
Doğan. "80'li yıllarda yapüğı-
mızı 90"lı yıllara uygulamalıyız.
Bir partinin iktidara gelmesinin
kolay olmadığını biliyorum.
83"de bize kimse inanmamışt
Kurucu üye ve milletvekili ada-
yı bulmakta sıkıntı çektik. Bu-
gün öyle değil. Bız elimizden
gelenı yapanz. taktir de Cenabı
Hak'kındır'" diye konuştu.
Kendisini. "'ÂNAP'ın 2 nolu
kurucusu" olarak niteleyen
Hüsnü Doğan, şöyle devam et-
ti:
"Kurulmasına. programına
katkıda bulunduğum bir parti-
yi terketmek kolav değildir.
Sayın Özal'ın dediğı gibi. 'Biz
siyaseti sadece halka hizmet
olarak görüyoruz. Makamlar
ise hizmette sadece bir araçtır".
Ama orada bu hizmeti vermek
mümkün değil"
Teşkilatlanma çalışmalanna
bazı yerlerde başladıklannı da
sözlerine eklcyen Doğan. parti-
nin nısan ayında resmiyet kaza-
nacağını belirtti.