Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
« ŞUBAT1993 CUMARTESİ CUMHUBİYET
HABERLEREV DEVAMI
SAYFA
17
GUNCEL
ARCAYÜREK
• (Baştarafi 1. Sayfada)
Bakanlar Kurulu, Başbakanlık'ta özenle düzenlenmiş
bir salonda, kapalı kapılar ardında toplanmıyor sanki.
Bakanlar Kurulutoplantısı,Kızılay Meydanı'nın orta ye-
rinde yapılıyormuş gibi, hükümetin gızlemeye önem
verdiği ne kadar olay, konuşma, tartışma varsa, olanca
aynntıyla sütunlara yansıyor.
Son günlerde Başbakanlık'ta kimileri haklı olarak iki
«oruya yanıt anyor: Şırnak Valisi ile Bayındırlık Bakanı
asındaki tatsız tartışmayı, son olarak hapishaneden
kaçan 18teröristile ilgili Bakanlar Kurulu görüşmelerıni
hangi bakan ya da bakanlar "dışarıya taşıdı?"
Çünkü, dünku manşetlerde DYP'li bakanların, SHP'li
Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ı Bakanlar Kurulu'nda fena
halde sorguladığı, hatta suçladıklan yazılı Bakan, uyarı-
lara karşın Nevsehir'de önlem almamış Neredeyse te-
röristlerin kaçmasına göz yummuş demeye gelecek
konuşmalar yapılmtş.
ûyte ki, Bakanlar Kurulu'nd-a olayın özünü öğrenme-
ye çaltşan bakanların bilgi almaya yönelik sorularına
Seyfi Oktay'ın verdiği yanıtlar, bir kavga, bir sorgulama
ya da suçlama havasıyla yansıtılıyor.
Bir koalisyon hukümetini sarsacak nitelikteki bu ve
benzeri haberleri hükümet derhal yalanlayacagı, gerçe-
ği duyuracağı yerde, hangı hikmetten ise susuyor. Kuş-
kusuz bu davranış, yalan yanlış ıçerikli bılgüeri kamuo-
yunun doğru bilmesine ya da kabul etmesine yol açıyor.
tnömr.Susmak
Oysa Adalet Bakanı, alınan bılgiler gösteriyor ki, üze-
rine düşeni yapmış. Kaçak olacağı yolundaki ihbar nite-
likli duyumları, validen gelen uyanları ilgililerine bildir-
miş. Buna karşı, olaydan hemen önce hapıshane ilgilile-
rinin verdiği son raporda, "yapılan araştırmalarda
kaçak olacağını gösteren en ufak bir işarete rastlanma-
dıjj/'yazılıyor.
Bu koşullarda bir bakanı suçlamak ya da suçlandığı
izlenimini vermek, insafa, dürüst sıyasete sığıyor mu?
Dün söyleşiyorduk, Inönü, "Bakanlar Kurulu'ndaki^o-
nuşmalar etrafa çıkınca boyle oluyor. Basını suçlamıyo-
rum, ama hükümetteki konuşmalann dışan çıkmaması
lazım" dedi.
Inönü, bir iki cümleyle basına hoş görünmeye meraklı
"geveza bakanlan" suçluyordu.
Başbakan Yardımcısı, Bakanlar Kurulu haberlerinin
saptınlıo saptırılmamasının üzerlnde değildi. "Kapalı
yerdeki konuşmaları açıkta yapılmış gibi duyurursantz,
o zaman ondan guvenli bir sonuç alamazsıruz" diyor,
olaya şöyle bir yorum getiriyor.
"Çünkü bir konuşmanın kime yapıldığı önemli. O ko-
nuşmayı dinleyen herkesin sorumluluğu var. Sorumlu-
luğu olmayan kişiler dinlerse o konuşmayı, herkes
kendine göre bir sonuç çıkarır; doğru der, eğri der. Sonu
gelmez bir labirent olur bu."
Inönü, bu aşamada, sorumluluğu olmayan kişiler di-
yerek, herhalde basının bir olaydaki çok değişik yorum-
larını amaçlıyor olmalıydı.
Ne çare, kapalı kapılar ardından bilgi sızıyor, sızdmlı-
yor. Bakanlar Kurulu'nun her toplantısı, yanlış-doğru
haberleıie koalisyonun başma gün aşırı yeni bir sorun
çıkanyor. Bakanlar Kurulu dediğimiz, topu topu 20-30 ki-
şi. Susmasını bilmiyor.
Hükümet, bu duruma bir önlem anyor mu acaba?
Inönü, sorduk, önlemi açıkladı:
"Bakanlan konuşturmamak!"
Tabii, olanağı bulunursa... ~"
!
'"i
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE
OLAYLARIN
ARDBNDAKI
GERÇEK
U Baştarafi I. Sayfada
Türkçede güzel bir deyiş var:
"Kör kör pmmagm göziine"
derler.
Şu strada Şanlturfa 'da birga-
zetecinin daha öldürülmesi çok
yankı yapmadı. İş dünyamızda
şu gûnlerdeki heyecan, faiz
oranlannda odaklanıyor. Zaten
birbirinden ayrı ya da birbiriyle
kesişmeyen toplumlarda yaşı-
yoruz. Ses geçirmeyen bölme-
lerle ayrümış çevrelerin birbir-
leriyle ilişküeri yok. Enflasyon
dundurgibi olduğu içinfaizlerin
düşürülmesi doğal sayılıyor;
ama ya bu kez de Türk Urası-
ndan kaçış başlayıp dövize yö-
neliş artarsa ne olacak
?
"Yuka-
n tükirsen bıytk, aşağı tükmr-
sen sakaL" Bu ikilem, bozuk
ekonominin eski bir derdidır,
bakanları, bürokratları, iş dün-
yasuu çok yakından ügilendirir;
sonuçtapek bir şey değişmez.
Batı Anadolu Ue Doğu Ana-
dolu arasındaki uçurum. yaJnız
ekonomide değüdir; iki toplu-
mun dünyalarıfarkh...
Bu arada Cumhurbaşkam-
mız, dıs gezilerini sürdurüyor;
Sayıtı Ozal da bir başka dünya-
da yaşamaktadır.
Cumhurbaşkam. Taksim 'de
Bosna mitingi yapttnyor; heş
on bin kişilik bir lopluluk karşı-
suıda konuşuyor; "Laik Türki-
ye" deyinceyuhalanıyor ve laık
Türkiye'nin ' Cumhurbaşkam
hemen ağız değiştirip laiklik
karşıüarım memnun etmek için
"Müsüman Türkiye" diye ba-
ğırıyor; sonra kalabahğt yiirü-
yüşe davet edîyor; önde Cum-
hurbaşkam, Taksim'den Har-
biye'ye yürû'yenler, sağda solda
yabancı işyerlerinin camını çer-
çevesini indiriyorlar.
Cumhurbaşkanımız, hu gör-
kemli gösterinin ardından Bal-
kan seferine çıkıyor; Make-
donya'yı silahlandırmak üzeri-
ne lemaslarmı sürdürüyor, Ne
güzel buluş!.. Almunlar bize si-
lah ambargosu uygutamak üze-
rine el ense çekerek şakalar
yaparken ve bütün dünya bir
Balkan savaşı çıkmastndan
kaygıduyarken, Makedonya'yı
donatmamızda saymakla bıt-
mez yararlar bulunmaktadır.
Sonuçta ünlü özdeyişimtde-
kigibi "Kz bize benzeriz"; hem
bize bir şeycikler olmaz. Muğla
yöresine yazın gelecek olan ya-
bancı lurisiler rudyasyondan
korksunlar...
Radyasyon bize vız gelir. Bu-
nu Cumhurhaşkanı'nın Taksim
miıinginde "Ordu Bosna'ya"
diye bağıran aslanlarunvz hil-
mezler mi!.. Yatağan Termık
Santralı'nda muhubbete dı>-
vam'.. •••
Dd operasyondatoplam
114kilo eroin ele geçti
Haber Merkeri - Hatay'ın
Reyhanh ilçesinde Cılvegözü sı-
nır kapıstnda bir TIR'da yapı-
lan aramada 82 kilogram eroin
ele geçirildi. Olayla ilgili olarak
dört kişi yakalandı. Bulgaristan
ve Romanya arasındaki Vidincı
nır kapısında da Türkiye'den
,en iki Alman uyruklu kişiye
ait bir minıbûste 32 kilogram
eroin ele geçirildiği bildirildi.
İçel Emniyet Müdürlüğü'-
nden alınan bilgjye göre, nar-
kotik büro elemanlan, MersirT-
de faaliyet gösteren Yenişehir
Nakliyat Firması sahibı Ekrem
Çîçek'in TlR'larla Almanya'ya
eroin kaçırdığı ıhbannı aldılar.
Harekete geçen narkotik büro
elemanlan, Ekrem Çiçek'in
Nakliyefirmasındaçalışan Sev-
ket Çağırtekin'e aıl Davut Ça-
kar'ın yönetimindeki 33 FA
458 plakab TIR'ı izlemeye baş-
ladı. İçel Emniyet Müdürü Ha-
19 İbrahim özkan, Davut Ça-
kar yönetimindeki TIR,
Almanya'ya mal götürmek için
Suriye'den giriş yapmak ister-
ken Cilvegözû smır kapısında
durdurularak arandığını açık-
ladı. Arama sırasında TlR'ın
Meleoro)o|i Genel Muduriuğu'nden alınan bılgıye gore, Marmara
Ege, Akdenız. Iç Anadotu ıle Orta ve Doğu Karadenız yağışlı geçe-
cek Yağışlar genellıkle yağmur Iç Anadolu ıle Batı Karadenız'ın ıç
kesımlerınde kar şeklınde otacak Hava sıcaklığı anacak Ruzgar,
guney ve batı yonlerden hafıl. ara sıra orta kuvette esecek Van Go-
lu'noe hava, parçalı bulutlu geçecek Ruzgar, guney ve batı yöoler-
den hafıf, ara sıra orta kuvvette esecek.
Yağrnurlu l Bulutlu Sisli
DUNYADA
Anısıerdarr
Amrnaı ı
Atına
Bağdal
Bonn
BfUksel
Cenevre
Cezayır
FranHun
Letkoşa
Peıersoutg
Londra
MadrK)
Mnano
Moskova
Mûnh
Oslo
Para
Pl»9
Rıyad
Roma
Vinna
A 7
B 16
¥ 6
A 1B
S 6
A 7
A 6
B 15
S 6
Y 14
K -5
A 7
A 14
B 12
K -5
S 4
B 2
S 6
B 4
A 20
Y 1 2
B 5
Hizbullah
9
ı devletkurdurdu
m (Baştarafi 1. Sayfada)
Bu yargı Batmanda gerek
sendikal çevrelerde. gerekse
kente konuşma olanağı buldu-
ğumuz aydınlar ve öğrelmen-
lerce de benimscnıyor.
NurullahÖzkılıç
Batman'da terörcü-dinci
gruplann adeta ftşkırması'.
ünü bugün bile keite yaşayan
Milh Eğitim Müdürü Nunıllah
Özkılıç'a bağlanıyor. Derledi-
ğimız bilgilere göre 1987-1991
yıllan arasında Nunıllah Kılıç
Batman'da ilk ve orta öğreti-
min başındaki resmı devlet gö-
revlisi. O zamanlar ilçe olan
Batman'da Milli Eğitim Mü-
dürlüğü yapan Nurullah Özkı-
hç başangıçta Süleymancı çev-
relere yaslanarak kentteki eği-
tim kurumlannın kilit noktala-
nna kendi kadrolannı yerleşür-
di.
Baiman il olunca bir üçtü ka-
rarnamc ıle ıl mılli eğitim mü-
dürlüğüne yüksellılen Numllah
özkılıç, müdür yardımcılıklan-
na getirdığı Söleyman Mamak
(Mamak şu anda da aynı gö-
revde) Mahmut Erkmç ve Meh-
met Ozan'la birlikte okullarda-
ki laik eğilimli öğretmenleri
ayıklayarak ya da ctkisizleştire-
rek ilk adımlan attı. Ardından
da özellıkle Batman Endüstri
Meskk Lisesi'ndcki öğrenciler
arasında din tcmeline dayanan
örgütlenmelen başlattı.
Kamhi suikastında yakala-
nan Hizbullahçı terönstlenn
büyük bir bölümü bu iki okul-
dan geçmiş ve doğum tarihleri
göz önüne alındığında hepsinin
ortaöğretim çağı. Nurullah Öz-
kılıç'ın milli eğitim müdürü ol-
duğu döneme rasgeliyor.
Ozkıhç daha sonra ve anlaşı-
lan terfîan' Ankara'ya Milli
Eğitim Bakanlığı Talim Terbi-
ye Kurulu'nda görevlendiril-
rniş. DYP-SHP koalisyonunda
ise Mardin'e *söriildüğfi' söyle-
niyor. Ancak bu konuda aynn-
tıb bilgi almak mümkün olma-
dı.
Batman'da aydın obnak
Batman Barosu Başkanı 2jt-
ki Ekmen biamlc adını, kimliğı-
ni saklamaksızın konuşan, söy-
lediklerini adını belirterck
yazmamıza ızin veren. dahası
fotoğraf çekmemizE de kabul
eden çok az sayıdaki aydından
biri, Batman'da bir aydın olma-
nın ve aydın olmanın gereği 'bir
aydın gibi' davranmanın bedcli-
ni de ödemekte.
Zeki Ekmen'e gerek avukat
olarak kenlleki ilericilcrin da-
valannı kabul ettiği için gerek
Baro Başkanı olarak gösterdiği
etkinliklcrdcn dolayı ve gerekse
Batman'daki bir miüngde yap-
üğı konuşmadan dolayı hiç de
'sıcak baktnayan'' HizbuÜahçı-
lar 27 Şubat 1990'da akşam
saat 19.20'deevinınbahçekapı-
sının önünde kurşun yağmuru-
na lutmuşlar. Beş kurşun yiyen
Zeki Ekmen ölümden dönmüş.
Ekmen kurtuluşunu kalbine
yönelen kurşunun göğüs cebin-
deki ajandaya saplanmasına
borçlu.
Olayı 'Batman'da aydm olan
ve aydmlıktan yana olan herkes
için doğal' diyerek dcğerlendı-
ren Zeki Ekmen, 'Batman ger-
çegi' üslüne ilginç ve sağlıkh
dcğcrlendirmelcr yapıyor. Ek-
men şöyle diyor:
"Olay Hizbullah olayı değil.
Hizbullah bir araç. Eğer Hiz-
bullah varsa bu belki de kurul-
madı, kurduruldu. Şunu açıkça
görclim. Devlet PKK'ya karşı.
Bu konuda cıddi ıddialar var.
Ama demokraük bir ortamda
ya$amıyoruz. Demokratikleş-
mede yol alamadık. O yüzden
kimin nc dcdiği, kimin ne yapü-
ğı açıklıkla bilinmıyor. Bu alaca
karanlıkla her türlü karanhk iş
mümkün. Demokrasi olsa,
açıklık olsa bilinir, anlaşılır,
kavranır. Bakın şımdi Bat-
man'da devlet kendi güvenlik
güçleriyle PKK'run üstesindcn
gelemedi. Bu yüzden PKK'yla
savaşabilmek için bir 'karşı ör-
güt' istendi. Bu istcndi. 'Bu bir
dini örgüt ohrsa daha iyi olur'
diye düşünûldü."
Kendi içinde tuıarlı bir dü-
şünce. Batman'da dinsel güçte-
rin oldum biıtim ciddi bir ağırlı-
ğı var. örneğin MSP'nin
Konya'dan sonra en güçlü ol-
duğu yer Batman'dı. SHP'nin,
buna HEP'in demek daha doğ-
ru ve gerçckçi bir yaklaşım ola-
cak, son seçim zaferinden önce
Batman'da en güçlü parti Re-
fah idi. Batman Baro Başkanı
Zeki Ekmen'e faili meçW de-
nen anayetlcr konusunda ne
düşündüğünü yomyoruz. Ya-
nıtîıyor.
"Söylemeye dilim varmıyor
ama, bu kadar 'faili meçhul' ci-
nayet var. E\"ct doğru, PKK'-
dan ya da PKK yandaşlann-
dan da öldürülenler oldu,
Hizbullahçı bilincnlerden de.
Ancak büyük coğunluğu sıra-
dan yurtlaşlar. Öldürülenler
Batman'da karanhk
• {Baştarafi I. Sayfada)
buluşma. Eve kapanıyor ve te-
levvzyon seyrediyoruz."
- Peki gazete? Gazete okumu-
vormusunuz?
Güldüler. Keyifie değil ke-
derlc:
- Batman'da gazcteler sadece
bir lek yerde, polis kanlininde
salılır.
- Oradan gidip alamryor mu-
sunuz?
- Bu mümkün. özgür Gün-
dem istcrscniz itilip kakılmayı.
Cumhuriyet istcrscniz bclkı ha-
fıf bir hakareile kurtulmayı
göze alırsanız gazete salın ala-
bılirsinız Batman'da. Ama siz
bunda onur kına bir yan bul-
muyur musunuz? Gazelclerin
bir kcnltc sadccc polıs kantinın-
d ^ l d k
kücülerin sızmayı beceremedi-
ği, İslamcı gcnçlik harekeıinin
kurtanlmış bölgelcrinden biri
olarak kaldı. Yönctiminde çok
sayıda Batmanlı üniversile öğ-
rcncisi vardı) üst kadrolan Baı-
manlı'ydı. Bunların daha sonra
bölgcdeki radikal islama harc-
kcllere ideolojik halia "asker-
seT anlamda önderlik cttiklcri
anlaşılıyor.
Aynca 12 Eylül sonrasında
Batman'da - galiba - bilinçli bir
öğrelmen kadrolaşması yaşan-
dı. Aşın dincı, mililan bir ey-
lcmliliğin yandaşı olan bu öğ-
rctmenlcr kilıt noktalara ycrteş-
tilcr. Batman Lisesi, Batman
İmam Hatip Lisesi ve Batman
Endüstri ve MesJek Lisesi pilot
çalışma alanlan olarak saptan-
mıştı. Bu ekilcn zehirli lohum-
i d i i
adına otanç venci bulmuyor
musunuz? Siz olsanız gider ga-
zete alır mıydınız ?
Soru sarsıa ve imanına haklı.
Sustuk. Daha sonraki günlerde
gazete almak için polis kanlini-
ne gitmedik. O çok saygın iki
eğitim emekcisi arkadaşla da-
yanışmak gibi bir davranıştı bu.
Bir >andan "dayanışma"nın bu
kadar göslcrmclikleşmcsindcn
belli belirsiz bir utanç duyarak
bir daha gazete almak için Polis
Kantini'ne gitmedik.
PKK'hdeğUama
Öğrelmen arkadaşlanma ıs-
rarla 'Neden Batman ? Neden
bir başka kent değil de Batman
7" diye soruyorum. Sohbetı bu
noklada yoğunlaşürmaya ça-
balıyorum. Uzun, burada akla-
nlamayacak kadar uzun bir
sohbet bu. Kimi kcz uzun açık-
lamalar, kimi kcz kısa kınk
cümlc parçacıklanndan oluşan
bir mozaik döşüyorlar
" Tek bir neden yok. Birçok et-
ken bir araya geldi. Bir çok ct-
ken larihin adeta uğursuz bir
rasllantısıyla eş zamanlı olarak
Batman'da buluştu.
12 Eylül önccsindc, hatta
1970 öncesinde özellikle
MTTB'nin (Milli Türk Talebe
Birliği. 6O'lı yıllarda etken bir
öğrenci üst örgütü. Öncelcri AP
yandaşı gençlerin dcnetimindc
iken, daha sonra aşın dinci öğ-
rcncilerin dcneliminc geçti. Ül-
• Başka?
- öğrelmcn arkadaşlardan
biz yaşta olanı gcnc gülüyor.
Gcne kcdcrlc... - Vc devlet Ay-
dın arkadaşım. Ve devlet, di-
yor. Devlcl burada zulmü ve
şiddcli scçti. PKK ilc savaşmak
dcrken Balman'ı Batmanlıyı
czdi. Özel lim, lerörk mücade-
lc. kontrgcrilla fılan dcrken
halk acı çckti ve çekiyor. Hiz-
bullarî'ın çıkışını da, scrpilişini
de bu noklada aramak gerek.
Konuşluğum başka öğrel-
men arkadaşlar da daha sonra
bu yargıyı desteklcyeceklcrdi.
Baimanlı aydınlar, pctrol işcilc-
ri, scndikacılar aynı yargıyı pc-
kiştıren sayısız örneklcr suna-
caklardı. Bir pctrol ışcısnin,
nercdcysc bir acı çığlığı gibi ku-
lağımızda çınlayan sesi bugün
bilcaklımızda:
- Devlet, diyordu pclrol işçisi,
korucunun. kolordunun Bat-
man halkına sökmcdiğıni gö-
rüncc Hizbullahiye sığındı.
Onu bcslcdi. scmirtti ve kullan-
dı. Hizbullah devietin tetikçisi
oldu.
Ycnidcn bcn yaştaki öğrel-
men arkadaşıma dönüyoruz:
- Bak, diyor, ben PKK'lı de-
ğilim. Ama devietin zulmüne.
bu kcnlc gccclcri bir karabasan
gibi çökcn korkuya, gerilmiş si-
nirlcrimizc, ürken çocuklanmı-
za baklıkça, içimdcn sana
w
Bea
de PKK'lıym" dcmck geliyor.
Beni anlıyor musun ?
Anlıyorum. Hem de nasıl.
Polis Kılıç'a silalı rulısaü vermedi
arasında 15-16 yaşında çocuk-
lar var. Sonra polis memurlan,
memurlar, esnaf var. Kadınlar
var. Her kesımden insan var ci-
nayete kurban gitrniş ve bunlar
poKlik olarak aktif fılan dcğıl-
ler. Zaten böyle bir aktiflikleri
olacak kadar bilinçli dc degil-
ler."
- Peki bunlar niye öMûrûJdü-
ler?
- Kimileri bunları PKK'a
olarak niteliyor. Doğru değil
Tümüyle sıradan kendi halindc
yurtlaşlar bunlar. Ama öldürii-
îüyorlar. Peki niye?
Ekmen, kendi sorusuna ken-
di gibi 'Itdle koltukta' yaşayan
iki avukat arkadaşı, iki yürekli
aydınla, İnsan Haklan Derneği
Batman Şubesi Başkanı Sedat
Özevin ve Avukat Sabih AUç'la
birlikte yanıt vermeye çabalı-
yor. Hep birlikte ulaştıklan
yargı özetle şöyle:
"Sıradan yurttaşlann öldü-
rühncsi ve kaiillerinin buluna-
mamaa, yakalanmaması, bir
gücün Batman'ı, Batmanlılan
andırmek istedıgini gösteriyor.
Sıradan insanlara sanki sakın
etliye süllüye kanşmaym yok
olursunuz. önde gelcn dernok-
ratar olmanız gerekmiyor. Sıra-
dan kişiler de olsanız öldürülür-
sünüz, öldürülebihrsıniz deni-
vor."
Otel lobişindc Habizbin aşi-
retindcn Rifat Demir Ağa'nın
açıkça söylcdığı 'HizbuUahİlerin
özel tim ve Batman emniyetinin
tepe noktalarmdakilerce koru-
nup desteklendiği' gcrçeğme
Baiman'da üç hukukçu, Baro
Başkanı Zeki Ekmen, Avukat
Sabih Ataç, Avukat Sedat Gü-
levin akıl yürütme ve kendileri-
nc ulaşmış bılgılcrlc bir başka
açıdan vanyorlar.
. Zeki Ekmen f»Ui meçhul'de-
ficn iki cinayctle öldürülenler-
den birinin PKK'lı ya da PKK
yandaşı, öldürülen bir başkası-
nın da Hızbullahcılardan oldu-
ğunun kcntte açıkça bilindiğinc
işarel ettikten sonra ilginç bir
soru soruyon
"Biri PKK'cı, öteki Hizbul-
lahçı iki kışıyi öldürcn kurşun-
lar aynı silahtan cıkmış. Bu
balistik raporlanyla inkâr ka-
bul etmez biçjmde kanıllan-
dı..."
İnsan Haklan Demeği Bal-
man Şubesi Başkanı Sedat Gü-
levin bir başka çarpıa olayı
aklanyor.
"Ccvzcl Soysal. Söylcndiğinc
göre Hizbullah yandaşı bir
TPAO işçisi. Söylentilere bakı-
lırsa birçok eylemde yer aldı.
Halk arasında 'Hizbullahın te-
tikçisi' olarak anılıyor. İşçi
olmasına rağmen 10 gün, 15
gün ortadan kayboluyor. Son-
ra bir gün çıkageüyor kenie.
Ben hukukçuyum. Suçu kanıt-
lanmadıkça kimseyı suçlamam.
Söylentılerin gerçekliğini bile-
mem. Ama bu Cevzet Soysal
Silvan-Batman arasında bir de-
netim sırasında tam 14 tane
tabanca ile yakalandı. Kısa sü-
re gözaltında kaldı ve serbest
bırakıldı. Savalığa intikal etmiş
bir dosya bile yok. Ama yaka-
lanan 14 tane tabanca var. Tam
14 tane. Bu olayı nasıl açıklaya-
cağız şimdi. "Hizbullah devlet-
ten destek görüyor mu
görmüyor mu' sorusunun yanı-
tını nasıl vermeli şimdi?"
GOZLEM
gizli bölmelerinde piyasa değeri
7 milyar dolayında yaklaşık 82
kilogram eroın ele geçirildi.
Yetkililer olayla ilgili olarak
fırma sahibi Ekrem Çiçek, Şev-
ket Çağjrtekin, Davut Çakar ve
Mehmet Cemil İnanç adh kişi-
lerin yakalanarak gözaltma
alındığını, iki kişinin de arandı-
ğını bildirdiler. Olayla ilgili so-
ruşturma sürdürülüyor.
Bulgaristan'da yayınlanan
günlük Continent Gazetesi'nin
gümrük yetkililerine dayana-
rak verdiği haberde Bulgaristan
ve Romanya arasındaki Vidin
sınır kapısında 32 kilogram
eroin ele geçirildiği bildirildi.
Eroinin Türkiye'den gelen iki
Alman uyruklu kişiye ait bir
mınibüste bulunduğu kaydedil-
di.
Türk narkoükçilerin son üç
ay içinde yaptıklan üç büyük
operasyonda yaklaşık 18.5 ton
uyuşiurucu madde ele geçirildi.
HUKUKSUZ
DEMOKRASİ
HaütÇelenk
ŞANUURFA(Cumhuriyet) -
Akçakalc yolu üzcrinde uğradı-
ğı silahlı saldmda yaşamtnı yıü-
ren Özgür Gündem gazetesi
Urfa temsilcisi Kemal Kıhç'ın,
öldürülmedcn önce kaçınlmak
istendiği saptandı.
Kılıç dün doğum yeri olan
merkeze bağlı Abdurrahman-
dede köjründe loprağa verilir-
ken Özgür Gündem Diyarba-
kır Temsilcisi Mehmet Şenol,
Kıhç'ın öldürülmeden önce
yaptığı silah ruhsatı başvurusu-
nun reddedildiğini açıkladı.
Özgür Gündem'in kapanma-
sından sonra mesleğini' Yeni
Ülke gazetesinin Urfa bürosun-
da sürdürcn gazeteci Kemal
Kıhç'ın öldürülmeden önce ka-
çınlmak istendiği anlaşıldı. Kı-
Iıç'ın ağabeyi Cemil KHIÇ, kar-
deşinin Külünçe köyü kavşa-
ğında indikten sonra beyaz bir
otomobüden inen 4 kişi larafın-
dan kaçınlmak islendiğini öne
sürdü. Olay yerindc ip vc ağız
kapatılmasında kullanıldığı
saplanan bantlar bulunduğunu
belirtcn Cemil Kılıç "Kardeşim
önce kaçınlmak istenmiş. Bu
yüzden saldırganlarla uzun sü-
re boğuşmuş. Vücudunda yara
bcrc izlen vardı. Elini bağlayıp,
ağzını da bantlamaya çalışmış-
iar. Ancak kaçıramayınca par-
kasını kafasına gcçirerek 2
kurşun sıkmışlar" dcdi.
Kemal Kıhç'ın öldürülmesini
olay yerinden yaklaşık 50 melre
uzaktan izleyen bir görgü tanığı
da polisçe gözaltma alındı. Adı
açıklanmayan vc Balaban fır-
masmın kanalet şantiyesinde
bekçi olarak çalıştığı öğrenilen
görgü tanığının Kemal Kılıç ile
saldırganlann boğuşmasını ön-
ce 'şakalaşma' olarak niteledi-
ği, ancak kurşun sesleri üzcrinc
koşarak yakındakı bir benzin-
liktcn polisi aradığı öğrcnildi.
Kemal Kıhç'ın cesedi yakınlan
tarafından Külünçe köyünc ge-
tiriidiklen sonra önceki gcce
otopsi icin Devlet Hastancsi'ne
götürüldü. Kıhç'ın cenazcsi
dün Abdurrahmandede kö-
yünde toprağa verildi.
Halkm Emek Parüsi (HEP)
Şanlıurfa İl Başkanı Muhsin
Mdik ile Özgür Gündem'in Di-
yarbakır Temsilcisi Mehmel
Şenol dün Şanhurfa'da ortak
basın toplantısı düzcnlcdilcr.
Mehmet Şenol, Kemal Kıhç'ın
öldürülmeden önce silah ruhsa-
tı başvurusunda bulunduğunu,
ancak bu isteminin reddedildi-
ğini belirterek Kıhç'ın aldığı
lehditler ve gazetesinc yönelik
baskılardan dolayı yaptığı ba-
sın açıklamalan üzcrinde dc
soruşiurmaya uğradığını ve bir
süre gözaltında tutuldueunu"
anlattı.
Halkın Emek Partisi il Baş-
kanı Muhsin Melik, aynı za-
manda İHD yönelicisi vc HEP
üyesi olan Kemal Kıbç'ın öldü-
rülmeden önce kaçınlmak is-
lcndığini yinelcdi. Mclık şunlan
söylcdi:
"Dcmokrasi vc halk düşma-
nı kaliller ülkenin dört bir ya-
nında cirit almakta, Latin
Amcrika'daki gibi ölüm man-
galan kol gezmcktedir. Baskı
ve zulüm düzenlerini devam et-
tirmck isleycnlcr, cinaycllcrle
halkı korkutup sindirmck islc-
mektedir. Kan dökenler, dök-
lükleri kanda boğulacaklardır.'
UĞURMUMCU 6Arahkl992
• (Baştarafi 1. Sayfada)
sonra da Diyanet Işleri Başkan Yardımcısı.
1977 seçimlerinde MSP listesinden Erzurum milletve-
kili adayı. 1980 öncesinde de Adana Müftüsü.
Müttülük yaptığı yıllarda Adana islama Hizmet Vakfı'-
nı kurup, dinsel yayınlar yapmış.
Kaplan 1981 yılında "re'sen emekli" oluyor. O zaman-
lar Erbakan, Milli Selamet Partisi yandaşı. Erbakan'ın
isteği üzerine Almanya'ya gidip 'Milli Göruşçüler' adh
grupla çalışmaya başlıyor.
Cemaleddin Kaplan'ın Almanya'da oturma izni alma-
sı eski milletvekillerinden ve MHP'nin, hakkında soruş-
turma açılmayan tek yöneticisi işadamı Murat Bayrak
tarafından sağlanıyor
Kaplan, Almanya'da '0002601' sayılı oturma izni sahi-
bi.
Cemaleddin Kaplan'ın Almanya'daki ilk görevi ilginç:
Avrupa Mılli Görüş Teşkılatları Irşad ve Fetva Başka-
nı.
Kaplan, soyadını 'Hocaoğlu'olarakdeğiştiriyor.
Hicret Dergisi nde yazılar yazan Kaplan ile Milli Gö-
rüşçüler'in yolları 1983 yılında ayrıhyor.
Kaplan'ın Milli Görüş' grubundan aynlması Iran'a ge-
zisi ite başlıyor 1983 yılı 13ağustos günü Köln'deki Bar-
baros Camii'nde, 'Mill Göruşçüler' ile Kaplan yanlıları
arasında bir çatışma oluyor Kaplan yanlıları, Devlete
gidiş yolu parti mi, tebliğ mi?' başlıklı bir bildiri dağıtıyor-
lar. 'Milli Görûşçüler' bildirinin dağıtımına engel oluyor-
lar.
Kaplan vearkadaşları, 1985 yılında 'Islami Cemiyetler
ve Cemaatler Birliği'<' adıyla bir örgüt kuruyorlar.
Birliğin Kaplan dışındaki kurucuları şunlar:
1926 doğumlu Ahmet Polat, pasaport no 831758.1938
doğumlu Selahattin Yazıcı, pasaport no: 256203. 1949
doğumlu Hasan Hayri Kılıç, Bochum'da 6532117 numa-
ralı ehliyet sahibi. Seyfettin özkan, pasaport no: 831759.
Süleyman Aslan, Mustafa Ozçelik, İbrahim Kaba, Hilmi
Elgünlü.
O tarihten sonra Kaplan, çeşıtli camilerde konuşmalar
yaptı. Bu konuşmalar, vıdeo bantlar ve kitaplarla Av-
rupa'nın birçok yerıne olduğu gibi Türkiye'ye de gönde-
rildi.
Kaplan'a göre Hazreti Peygamber Islam dinini insan-
lığa nasıl ulaştırmışsa. o da tebliğ' yoluyla devleti ele
geçirecektir.
'Tebliğ' her türlü yolla olur. Televizyonlarla olur, gaze-
telerle olur, video kasetlerle olur. Kaplan Ümmed-i
Muhammed' adlı bir gazete çıkanyor. 'ÜmmetYayınları'
ile de kitaplar basıyor.
Peki resım yapmak?
Resim yapmak günah; ancak video kasetler Rabbin
lütfu ve n/meff'dir!
- Dünyada üç put var. Bunlar; Firavun, Karun ve "BeV-
amdır"dır. Bunlardan birincisi diktatör, ikincisi kapita-
list, üçuncüsü de bunların destekçileridir.
Hoca boyle düşünü,yor.
Kendisini 'Inkılapçı Hoca diye nitelendiren Kaplan, Is-
lam devriminin şu üç aşamadan geçeceğıni soyluyor
Medrese Devri, Tekke Devri, Kışla Devri.
'/tfedrese Devrı'nde Kuran'ın anayasa ve şeriatın da
yasa olduğu öğretilecek. Sonra 'Tekke Devri' başlaya-
cak Bu devirde, tarikatçılık İslamcı akımları örgütleye-
cek.
Bundan sonra 'Kışla Devri' başlayacak. Bu dönemde
ayaktenacaMar Hoca
J
yagör3 "M/sır fethe mubtaç, Şam
fethe muhtaç, Kudüs fethe muhtaç."
Istanbul? (stanbul da fethe muhtaç.' Tahran? Tahran,
fethe muhtaç değil, çünkü "Islam inkılabı tarafından iş-
gal edilmiş."
Türkiye'de Islam devrimi için hazırlık yapıyorlarmış,
bir anda "50 bin camide 50 bin hoca ağaya kalkacak."
Hoca bunu tasarlıyor ve planlıyor
Peki paralar?
Paralar, Almanya'da Deutsche Bank'ın Köln Şubesi'-
nde 370400044 sayılı hesap ile Hollanda'da 'Rabobank-
Oss-180405934' numaralı hesaplara yatırılıyor
Cemaleddin Hoca'nın hazırladığı 175 maddeden olu-
şan Islam Anayasası' kelime kelıme 'Iran Islam Cumhu-
riyeti Anayasası ndan kopya
Cemaleddin Kaplan ve arkadaşları, Türkiye Cumhuri-
yeti'ni ihtilal ile devirmek için çalışmalar yapıyor, fede-
re devlet' kurduğunu da açıkça ilan ediyor.
Alman 'Yabancılar Yasası'nın 37. maddesine göre ya-
bancıların sıyasal calışmaları; 'şiddet kullanımı, politik,
dini veya diğer çıkarların gerçekleştirilmesinde araç
olarak açıkça desteklenmesi, onaylanması, bu gibi ey-
lemlerde kışkırtma amacı taşıması ve buna uygun olma-
sı' hallerinde kısıtlanıp yasakianıyor.
Almanya, yasadakı bu açık hükümlere karşın serihil-
dan = ayaklanma' hazırlayan PKK ile Islam devrimi için
ayaklanma calışmaları yapıp devlet kurduğunu ilan
eden Kaplan'a neden bu kadar hoşgörü gösteriyor?
Sorular da soru Işaretleri de bu noktadan kaynaklanı-
yor...
PENCERE
• (Baştarafi2 • Sayfada)
Terör ormanında it izi at izine kanştığından, öngörü-
lerden medet umuluyor.
Atalarımız 'Damlaya damlaya göl o/ur'demişler; Ana-
dolu'da akan kanlar, bir göl oiuşturmaya başladı. Halkın
tepkisi de birike birike büyüyor; bu gibi durumlarda her-
kesin arayışı bir otoritenin gereğıne doğru yönelecektir.
Bütün dünyada ve gecmişte bizde yaşanan deneyim-
lerden çıkan ders budur.
•
Anadolu'nun Türküne ve Kürtüne sevgisi ve saygısı
olan kişi, ne olursa olsun, nereden gelirse gelsin teröre
karşı çıkar. Ne Türkçülük, ne Kürtçülük ne de Islamcılık,
terörü aklayabilir. 1990'lardünyasında terör, Ortadoğu'-
da, yalnız, ama yalnız emperyalizmin ekmeğine yağ
sürer.
AHah'aküfreden 2kişiyi öldürdü
ADANA(Cumhuriyet y
İlleri Bürosu) - Tescttürlü lcz-
gâhlar çalıştırmasıyla ünlü Çe-
tinkaya mağazalannın güven-
lik görcvlisi, "Allah'a küfrctli-
ği" için 2 şoförü öldürdü, biri
polis iki kişiyi de yaraladı.
Valisi Necati Çetinkaya'nın
kardcşlcnnc ait Çclinkaya Ma-
ğazası'nın güvenlik görevlisi
Lürfi Serin, mağaza önünde
lariışan iki kişiyi ayırmak için
müdahalcde bulundu. Şoförle-
rin küfürctmelcrı üzerine MP-5
Olay dün sabaha karşı saal olomotik silahını atcşlcyen Se-
01.30 sıralannda mcydana gcl- rin (32), Fahri Atalan (30) ile
di. Eski Olağanüstü Hal Bölge N«ci Sedat Doğan'ı (33) öldür-
Sinemamızın ortaklarından İrfan
Demirkorun annesi
ŞAZİYE DEMİRKOL'u
yitirdik. Acımız derindir.
BEYOĞLU SİNEMASI
dü, polis mcmuru Hasan Anü
ile Ziya Ağaçyontar'ı yaraladı.
Sanık Serin, Emniyet Müdür-
lüğü'ndc olayı gazelecilcrc şöy-
le anlallı:
"İki şoför aralannda tartışı-
yorlar ve Allah'a küfrediyorlar-
dı. Bcn ise kcndilcrini uyararak
'Allah'a değil, avratlannıza
küfredin' dedim. Buna karşıhk
bu kez de 'Scn nc kanşıyorsun"
deyip bcnim de Allah'ıma küf-
rettiler. Benim için en değerli
varlık Allah olduğundan küf-
rctmclcrinc dayanamadığım
için öldürdüm. Bir ara silahım
tutukluk yapü, yapmasaydı da-
ha da atcş cdcceküm. Pisman
dcğıiını öldürdüğüm için. Çün-
kü bız Allah'un geldik, Allah'-
l.ılı u'lclCCCgl/
Cîüvcnlık görevlisi Lütfı Sc-
ı m. gazctccilcrc olayın aynnlı-
sında.ı sö/. cdcrkcn, "Tartışma
sııasında polis ekibi gcldi. Bizi
ayırmaya çahştılar. Sonra 'da-
ğılın' diycrck gittiler. Polisler
gitukien sonra şoförler yine Al-
lah'ıma küfür ctliler. Ben de
çckip laradım. Sarhoş oldukla-
n belliydi" dedi.
Ancak gazetecilere olay hak-
kında bilgi veren Emniyet
Müdürlüğü Asayiş Şube Mü-
dürü Hüseyin Lirnoncuoğlu.
polisin olay yenne geldiği sıra-
da ateş acıldığını, polislerin ara-
baoan ınmesıyle bir polisin
kurşunlara hedef olduğunu
söyledi.
Kentin en işlek merkezinde
dün sabaha karşı işlenen cina-
yclin duyulması üzerine 50 ka-
dar şoför arabasına bincrek
Çctinkaya Mağa/ası'nu doğru
yol almaya başladı. Ancak gü-
venlik güçlcn şoförlcn durdur-
du.