Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ŞUBAT1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Kastamonu
evleri sergisi
ANKARA (ANKA)- Sevim
Sarıtabak'ın "Kastamonu
Evleri" konulu yağlıboya
resim sergisi dün Galen Z'de
açıldı. Ankara Kadın
Ressamlar Derneğı. Ankara
Ressamlar Derneğı ve
Ankara Dışışleri Dayanışma
Demeği'nın yurtıçı ve
yurtdışı sergilerinede katıldı.
Ressam Sevgı Sanlabak'ın
Kastamonu Evlen konulu
yağlıboya sergisi lOmarta
kadar izlenebılır.
Çocukresimleri
yarışması
GAZİANTEP(AA)-
Gaziantep Şahinbey
Beledıyesince, "Çevre"
konulu çocuk resimleri
yanşması düzenlendi.
Beledıye Başkanı Yaşar
Ağyüz, bu yıl üçüncüsü
yapılacak yanşmanın
amaanın, geleceğin
güvencesı olan çocuklan
sanata ve kültüre
özendirmek, becerilerini
arttırmak ve desteklemek
olduğunusöyledi İlkve
ortaokul öğrencılenne
yönelık olarak 3 kategoride
düzenlenen yanşma sonucu
ilk üç dereceye girenlere para
ödülü verilecek. Yanşmaya
katılacak eserlerin 26 marta
kadar Gazıantep Şahinbey
Beledıyesı'ne ulaştınlması
gerekiyor.
Chunchon
festivali
ANKARA (AA)-"93
Chunchon Uluslararası
Tiyatro Festivali". 24-29
haziran tarihleri arasında
Güney Kore'de
düzenlenecek. Uluslararası
Amatör Tiyatrolar
Birliğı'nin Kore Temsılciliği
tarafından düzenlenen
fesüvale katılmak ısteyen
amatör tiyatrolann. Devlet
Tiyatrolan Opera ve Balesı
Çahşanlan Yardımlaşma
Vakfı'na(TOBAV)veya
Fesüval Organızasyon
Komitesi'ne 28 şubata kadar
başvurmalan gerekiyor.
Jean-Louis Petit
konseri
ANKARA (AA)-Mİ11İ
Piyango Kültür ve Sanat
Etkinlikleri çerçevesinde,
pazartesi günü Jean-Louıs
Petıt Oda Orkestrası'nca bir
konser verilecek. Gülsiıı
Onay'ın solist olarak
katılacağı konser,
Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrası Konser
Salonu'nda verilecek.
Konserde, Lalande, Mozart.
Haydn ve Camille Saint
Saens"dan örnekJer verilecek.
Dansçı Wilson
öldü
•WASHINGTON-TEL
AV1V(AA)-Sinema
dünyası. oyuncular kadar
göz önünde olmasalar da,
sinemaseverler tarafından
gayet iyi tanınan iki ismini
yitirdi. Amerikalı
dansçı-koregraf Lester
U'ilson ile İsrailli yönetmen
Amos Gutman öldü.
Başrolünü John Travolta'nın
oynadığı "Cumartesi Gecesi
Ateşi" adlı filmin koregrafı
Wilson, kalp krizi sonucu 51
yaşında Los Angeles'ta öldü.
israilli film yönetmeni Amos
Gutman ise "çağımızın
vebası" AIDS'den yaşamını
yitirdi. Tel Aviv'de 39
yaşında ölen Gutman, kjsa
metrajlı filmleriyle
tanınıyordu.
Albayrak'ın
sergisi
KONYA (AA)- Konya'da
ressam Adem Aibayrak ın
resim sergisi açıldı. Akbank
Sanat Galerisi'nde açılan,
sanatçının üçüncü kışısel
sergisinde 23 adet yağlıboya
tablosu bulunuyor. Sergi 5
marta kadar izlenebilir.
Karma Sergi
Kültür Servisi- Hacettepe
Üniversitesi Sanat
Galerisi'nde açılan "Türk
Ressamlar Karma Sergisi"
açıldı. Nııri Abaç, Naik
Akıncı, Mustafa Ayaz, Habip
Aydogdu, Avni Arbaş,
Mustafa Ata gıbı sanatçılann
resımlennden oluşan sergi 6
marta kadar gezilebilir.
Fotoğraf sanatçısı Sami Güner'i iki yıl önce 20 şubatta bir trafık kazasında yitirmiştik
'Doyuhnaz lezzetle' aııılıyorMEHMET BAYHAN
Sami Güner'ı apansız yılirişimizden
bu yana iki yıl geçti. Trafik canavan bü-
tün lııncı ile canlar almayı sürdürmekte.
İnsana yaraşan duygusalhğı teknoloji-
nin önüne alamazsak sürecek gıbi de
gözükmekte.
Sevgi ile mayalanmış çoşkusu
Geçenlerde. yıllar vılı hazırladığı tak-
vimleri gözden geçirdim. Hani kentler-
den dağ başmdaki kahvelere kadar
yayılan, ülkemizin güzellikleri ile bera-
ber fotoğrafın tadını kitlelere götüren
takvimler Evet, sıradan sayılabilecek
fotoğraflar da var. Ama sonunda öyle
bir duyarhlık kaplıyor ki yüreği; yalın,
saf. tertemiz. ıçten, sevgı ile sarrna-
lanmış. Yaşamaya, algılavabildiğimiz
her şeye yönelik bir sevgi. Sevgi ile uyum
ayru kaynaktan gelebilir rrü?.. Anlık
yanılgılann ya da çıkarlann yanhş tanı-
mlanması değıl, mutlak sevgı. Belki de
göremediğımiz boyutlardaki parçacık-
lann. salmımlann uyumu sevgiyi yarat-
makta. Evren tek bir bütünden geliyor
ve ayru sahnımda bütünleşmeye gidi-
yorsa, mutlak sevgi o ilk ve vanlacak
son noktada olmalı. Bazılannın yüre-
ğinde, yüzünde yankılanır o enerjınin iz-
leri ve etraflanna saçarlar. Sami Güner
bu tür ender insanlardan bin idi. Yaşa-
dıklanmız. böylesi yüreklere ne kadar
çok gereksindiğimizı göstermekte.
Fotoğrafın asıl işlevi belgelemek, de-
ğerini korumakta henüz. Beynin
aynntılan ile kaydedemediği görüntüle-
ri kalıci kılmak ki sonra bakıldıgında
çağnşımlarla zenginleşsin. İşte elde bir
makine, nereye yöneltir ve nasıl ayarlar-
sanız öyle görüyor. Ama bazılannın
elinde bır araç oünaktan çıkıp duyarga
nıteliğı kazanıyor. Sami Güner'in; ma-
kinesine kapanmış, dudaklannı
sarkıtmış, o metal ve cam nesne ik bü-
tünleşmiş halini gördünüz mü hiç. Op-
tik ve kimyasal yolla değil de ruhu ile
aktanyor gıbi. Öncülügü, olağanüstü
çalışkanhğı, sevgı ile mayalanmış coş-
kusu yanında fotoğrafçı olarak önemli
bir özelligi bu idi.
1%0'lardaki gelişmeler
Bır ulkede yapılan fotoğraf, teknoloji
ile olduğu kadar sosyal-ekonomik-kül-
türel düzey ile de yakından ilişkihdir. Bu
alanlardakı değişıklik veya gelişmeler
yeni fotoğraf alanlannı ve biçımlerini
gerekli kılar. 1960'lardaki gelışmeler,
Sami Güner'in ortaya çıkışını getirmiş-
ti. İşlevını büyük bir görev duygusu ve
coşku ile yerine getirdı. Şimdi değişen
koşullar yeru yorumlan zorlamakta. fo-
toğraTanlayışımız ve kitlelerin fotoğraf-
tan beklentisi yavd^ça değışmektedir.
Ancak Sami Güner'in özelliklen seçkin
bir örnek olarak önümüzde kalacaktır.
_ Fotoğraf matbaada biten bir süreçtir.
Üreten işini basılmış görmek ister. An-
cak böylece en geniş dağılım. gözlere
ulaşma şansı yakalanır. Ülkemiz kültür
ortamında ise fotoğraf tüketilememekte
henüz. Fotoğraf çalışanlannın üretim-
"Tannm gölgeleme bulutunla, güzelliklerini herkesc görme>e geldik" diye haykırıyordu Sami Güner.Yaşa-
mayu var oluşu tutku ile seviyor ve bu duygusunu herkese aktarmava çabalıyordu. Batan güneş her seferinde
yeni bir heyecan ve fotoğraftı onun için: "Aman Tanrnn şunlara bakın. ağaçlar, çiçekler, tomurcuklar, kele-
bekler. Binbir türliisü.Mutiuluk. sevinç bunlar. Daha da ötesinde bir şeyler ama anlatamıyonım. Fotoğraf-
larıru çekiyorum, doyamıyorum"...Makinasına sarümış 'görevini yapıyor, hem yaşıyor tiem aktamor'du.
Ülkemiıin güzelliklerinden söz eden bir şiirini şöyle bitirmişri: "Sizlere biraz olsun tattırabildiysem / Bu
doyulmaz lezzeti / Hatırlarsınız belki bir gün / Dostunuz Sami Güner'i"
lerini ve kendilerini yenılemelerini bir
açıdan engelleyen olumsuzluktur bu.
Sami Güner'i sürdürülmesi gereken
tann ile anmak. arkadaşlanmızın ürün-
lerini değerlendirmek ve daha ilen çalı-
şmalara özendirmek için bir albüm
hazırlamayı düşünmüştük. Aradığımız
destek BP Türkiye'den geldi. Dernekle-
rimizın kaülımı ile fotoğraflar derlendi
ve "Sami Güner'in Anısına Türkiye
1992 Albümü" gerçekleşti. Bir süre
önce tanıtırru yapılan albümde 131 ar-
kadaşımızın 250'ye yakın fotoğrafı yer
aldı. Fotoğraf tarihimizde seçkin ber
yeri olduğuna inandığım bir ustayı böy--
le anabildiğimiz için mutluyum.
Gelecekte de yeni albümler için çaba
göstermelıyiz. Yayıncılar fotoğrafı da
programlanna ahp bu tür albümler pro-
fesyoneke hazırlanana kadar. Belki de
ıçlerinden birinin öncülüğü yolu açıve-
rir. denenmesınde yarar var. Bugünler-
de, adı "Türkiyemizin İnsanlan" olacak
bır albüm için hazırhk yapıyorum ve
çağnları yoUayacağım. Gene geniş
kaülım ve destek kazanılmasını uma-
rak.
ESKİŞEHİR
Nasrettin
Hoca
şenlikleri
Kültür Servisi- Her yıl Eskişe-
bir ve Eskişehir'e bağlı Sivrihi-
sar hcesi'nde düzenknen Nas-
rettin Hoca şenlikleri kapsa-
mında bu yıl bir de karikatür
yanşması yapdması karariaşn-
nldı.
Nasrettin Hoca'yı anmak, mi-
zah geleneğini sürdürmek \e fel-
sefesiııi yeni kuşaklara aktar-
mak amacıvla vapılan şenlikler
kapsamında düzenlenen van-
şmada konu serbest bırakıldı.
Üniversitede eğitim gören öğren-
cilere de açık olan yansmava is-
teniküği sayıda karikatürie
katıhnabilecek. \ apıtlann \ayı-
nlanmış ya da yayinlanmamış ol-
ması şartının aranmayacağı
yanşmaya son katılım tarihi 30
nisaji 1993. Yapılan açıklamava
göre yanşmamn sonuçlan Nas-
rettin Hoca Şenliklennden bir
hafta önce bildirilecek. Renkli
ya da siyah-beyaz. boyııtlan
25x35 cm'yi geçmeyecek .. Ad-
res: Anadolu Üni>ersitesi Kari-
katür Kulübü V. Doç. Atila
özer Yunusemre Kampösü Bilgi
İşJem Merkezi 26470 Eskişehir.
Brittany
Scarlet'i
oynayacak
FRANKFLTIT(AA)- Dallas'
adlı TV dizisinde oynayan Ame-
rikalı yıldız Morgan Brittany,
"Rüzgâr Gibi Gecti' filnıiran
onutulmaz 'Scarlet'ını canlandı-
racak. Dallas dLrisinden sonra
Los Angeks'taki >illasnıda eşi
ve iki çocuğu ile sakin bir hayat
yaşadığını söyleyen Morgan
Brittany. "Scarlet rolünün bana
verildiğini öğrendiğimde sevinç-
ten ağladım" dedi.
BiOndiği gibi film klasikleri
arasında yer alan "Ruzgar Gibi
Geçti"nin ikinci böhıımimi cevir-
me karan alan yapuncılar,
'Scarlet' ı canlandıracak kadın
sanatçt konusunda oldukça zor-
lanmtşlar ve bu nedenle de Tür-
kiye'den Derya Arbaş'm da
katıidığı uluslararası çapta bir
yanşma düzenleyerek 'Scarlet'
rolünü >erecekleri sanatçıy ı sap-
tamak istemişlerdi.
Paul McCartney, umutsuz
'Dahafazla
mücadelegerek'
Kültür Servisi - Paul
McCartney, ABD Başkanı Bill
Clinton'dan daha ünlü olduğu-
nu ileri sürdü. Paul McCart-
ney, 'Ena' dergısinde yer alan
söyleşısınde, "Eski sanatçı-
lann daha fazla sattığına inanı-
yorum. Ben, Tina Tumer, Cher
ve Enc Clapton, Bill Clinton'-
dan bile daha ünlüyüz." dedi.
Paul McCartney, gerekli or-
tamın hazırlanmaması halinde
ne ekolojik cevre felaketine ne
de Avrupa'da gıderek yayılan
faşizm-ırkçılık sorunlanna
çare bulunabileceğini ifade de-
rek şöyle dedi:'
'İnsanlar faşızm fenomeni
karşısmdaki endişeleriru pay-
laşmalıdır. Rock şarkıalan da
, şöhretlerini kullanarak sosyal
ve politik konulara müdahale
etmelidir."
"Beatles"'ın artık mazi oldu-
ğunu kaydeden McCartney,
yaptığı müziğin Beatles müzi-
ğine benzemesinden de ra-
hatsızlık duymadığını söyledi.
McCartney, "Eğer dünyada
Beatles gibi müzik yapmaya
hakkı olan insanlar var, onlar
da ben. George Harrison ve
Ringo Star'dır" dedi.
İlerleyen yaşına karşın
önünde üretken yıllar bulun-
duğuna inandığım söyleyen
McCartney görüşlerini şöyle
aktardı. "Daha faila mücadele
vermem gerektigine inanıyo-
rum. Çevremde bem tedirgin
eden şeyleri müzıkle dile getir-
me isteğini duyuyuorum. son
çalışmam 'Off theGround" da
bu yönde. Yani besteden çok
söze dayanıyor."
Nüzhet Aytekin'e ikindlik
Çiçeklerödül açtı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ressam Nüzhet Ayte-
kini Ankarablar, evinin terası-
nda açtığı resim sergılen ile
tanıyor. Nisan ayı sonlannda
evinde 8. kişisel sergisini açma-
ya hazırlanan Aytekin, bu
günlerde çifte sevinç yaşıyor.
Dikili Eyrensel Kültür ve
Sanatevi'nin düzenlediği kül-
tür etkinliklen çerçevesindeki
yanşmada sanatçının bir tab-
losu ikincilik ödülü aldı. De-
ğerlendirmesi Stockholm Hü-
manist Enternasyonal tarafı-
ndan yapılan yanşmada sa-
natçı, öykü dalında da jüri özel
ödülüne değer görüldü.
Resim çahşmalanrun yarusı-
ra, öykü ve şiir de yazan sa-
natçı, yanşmaya önce öykü ve
şiir dalında kaülmayı düşün-
düğünü söylüyor. Yanşmada
ikincilik alan tablosunun da il-
ginç bir öyküsü var.
"Yapüğım tablolan, evimin
salonunda ve terasında sürekli
sergiliyorum. Gelen giden
dos^lanm görsün istiyorum"
diyen Aytekin, yanşmaya
katılışını da şöyle anlaüyor:
"Evrensel Kültür ve Sanatevi'-
nin yanşması için seçtiğıni şiir ve
öyküleri terasta zarfa yerleştiri-
yordum. Tam bu sırada şiddetli
bir rüzgar geldi ve elimdeki bü-
tün kağıtlan uçurdu. Bu sırada
rüzgann etkisiyle kartpostal bü-
yüklüğündeki bir çalışmam du-
vardan yere düştü. Tabü >ere
düşünce camı kınknıştı. O tablo-
ya yerden kaldınrken. 'tamam'
dedim. 'bunu yanşmaya gön-
dermeliyim.' Hemen resmı, kınk
çerçeveden çıkanp, zarfa koy-
dum. Çiçek desenli bu tablo
bana ödül getirdı."
Aytekın"ın resımlerinin ko-
nusunu kış ve çiçekler oluşturu-
yor. Kış mevsiminı ve çıçekleri
çok sevdiğini söyleyen Aytekin,
kışın kendisine Fiübe'de geçen
çocukluk günlennı aru-
msattığını söylüyor. 1948
yüında Türkiye'ye gelen ve yer-
leşen Aytekin, Filibe'nin küçûk
bir kasaba olduğu günlen anlatı-
yor. "Öyle çok kar olurdu ki,
yollan kürediklerinde. iki yanda
kocaman tepeler oluşurdu. Ben
o zamanlar Fransız Koleji'ne gi-
diyordam ve okul evden biraz
uzaktı. Yürüye yüriiye ama neşe
içınde okula giderdim o günler-
de" diyor. Çiçekler ise, çok özel
Aytekin için. Evinin terası da
tam bir çiçek cenneti. Çankaya
Belediyesi'nin 1987den beri dü-
zenlediği "Balkon bezeme ve çi-
çek düzenleme" yanşmalannın
hep birincisı olmuş. "Onlarla
konuşmayı onlara şiir yazmayı
seviyorum" diyor sanatçı. Sa-
natçı onlarla konuşmasını dıze-
lerle dile getirdiğini belirterek,
bir şiiriyle sözlerini noktalıyor:
"Sen herkesten içtensin çiçek/
Toprağını kanştırdım tomur-
cuklandın/Bır avuç suya karşı,
neredeyse ışık fışkıracaİcsın/Bili-
yorum, konuşabilsen beni hiçkı-
rmayacaksın."
Bilsak Tiyatro Atölyesi'nden oyunculuk ve sahneleme açısmdan ilginç bir çalışma
6
Kent uçurumu^nda yitip ğidenlerGitmeden öoce / Yazan:
Stephen Poliakoffj Çevi-
ri: Nihal G.Koldaş, Emre
Baykal j Oynayanlar:
Emre Baykal, Nihal G.
Koldaş, Ceysu Koçak.
DtKMENGÜRÜN
UÇARER
Tiyatroda mekan ve bu me-
kanla kişiler arasındaki ilişki,
anlatımı güçlendiren öğeler...
Böylesi bir ortamı yaratmak.
değerlendirebilmek ise tiyatro
sanatıyla içh dışh olmanın öte-
sinde araşürmaahğın, drama-
turjinin bir uzantısı... Twenty-
Nineteen, gri atmosferi ıçinde
büyük bir kentin (bu kent Lei-
çester de olabilir. Londra da.
İstanbul da) neonlarla yan a> -
dınlatılmış ölü sokaklannı.
bomboş yiyecek yerlerini. kas-
vetli apartman dairelerini ve
böylesi bir boşluk içinde yaşa-
yan insanlann bunabmlannı iz-
leyiciye taşıyan bir mekan.
Oyunculann bu mekanla ve
birbirleriyle kurduklan denge.
Stephen PoIiakofTun "Gitme-
den Önce" ile vermeyi amaçla-
dığı iletiyi güçlendirmekte.
Bilsak Tiyatro Atölyesi'nin
oyunculuk ve sahneleme yön-
temleri ve bu yöntemlerden çı-
karak vardıklan noktalar, yap-
tıklan her çalışmada ilginç bo-
yutlar sergiliyor. Vanlan bu
noktalann bir doğurganlık
içinde olduğu, sürekli yeni yö-
nehşle're açıldığı da bir gerçek.
'Gitmeden Önce'de Nihal G.Koldaş, Emre Baykal ve Ceysu Koçak oynuyorlar.
Burada da Nihal G. Koldaş,
Emre Baykal ve Ceysu Koçak'-
ın metın çalışmasındakıortak
arayışlan, "Gitmeden Önce"-
dekı gerçekleri sankı daha da
vurucu kılıyor. Tıtiz. detaycı
yorumlar, içten dışa yönelen
anlatımlar. abartıdan uzak bir
çarpıcılıkla yaşamı sorgula-
maktan bıkmış tüketim kuşağı-
nın sanalannı yansıtmakta.
Dostoyevsky ve Dickens'tan
etkilendiğini söyleyen yazar.
yapıtlannda olaylardan çok,
kişiler üzerinde durdugunu
vurgular, ama bu kişılenn geç-
mişleri ya da geleceklerinden
çok, onlann "kent uçurumu"
içinde kaybolup gıdişleridir
üzerinde durulan. Clare ve
Ralph arasındaki ensest ilişki,
Nicole'ün karanlık bir disko-
tekte çılgınca şarkı söylemesi,
Ralph'ın bir hamburgercide
masanın üzerinde yiyecekler-
den iğrenç bır bulamaç yapması
ya da Clare'in odasında dola-
şan böceklerle oynaması. beton
yığınlan arasında yitip giden
güzelliklerin ve bunlann yerini
alan vahşetin, aomasızlığın.
yalnızbğın, karmaşanın işaret-
leridir. "... bir şehri, ancak o
şehrin domateslennin içindeki-
lerle tanıyabılirsin. İstenmeyen
her şey domateslerin içine tıkı-
lır. Şehir de işte bu domatesle-
rin içinden kusar. Çevreyi bir
kolaçan edeyün. Bakalım ne
bulacağım. Tiksindirici gerçek-
liği." Oare, Ralph ve Nicole
arasındaki ilişki, Poliakoffun
"kent uçurumu" olarak tanım-
ladığı bu ortamda inançlann ve
idealizmin uğradığı erozyonu
irdeler.
68 sonrası yalnızlık
Yazara göre 68 sonrası top-
lumsal çöküntünün getirdiği
somut bir yalnızlıktır bu. "ne-
den şimdiki öğrencilerin hepsi
bu kadar yaşlı ve yenik ve bık-
kın... Sahip olduğun enerjiyle
ne yapacağını bilemiyorsun."
Gürültülü bir büyük yaşamın
ortasında kurtulmaya çalışan,
ama bunun nasıl yapüacağmı
bilmeyen kıraç küçük yaşamlar
zinari. Birbirinin yoluna çıkan,
bırleşen, aynlan kopuk yaşam-
lar... Bir yanda Nicole gıbi kay-
bolmuş insanlan afyonlayan te-
levızyonlar, radyo istasyonlan,
öte yanda, yine kaybolmuşluğu
içinde patlamaya hazır, sankı
saatli bombalar ve duygulannı
bastırarak yaşamı sürdürmeye
çahşanlar... Hepsinin de ortak
yanlan. bir derin uçurumun
içinde olmalan...
"Gitmeden Önce", sezonun
görülmesi gereken oyunlann-
dan.
Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'ndeki yapıtlar yıllardır sahiplerini bekliyor
Saııatçılamı deposuna dönüşen galenANKARA (AA) - Ankara Zafer
Çarşısı'nda bulunan Devlet Güzel Sa-
natlar Galerisi'nde, çeşitli sergiler ve
yanşmalar nedeniyle getirilen çok sayı-
da heykel, resim ve fotoğraf, sanatçı-
lannı bekliyor.
Galeride 10 yıldan beri sahiplerinin
alması için bekletilen yapıtlann fiyatlan
5-200 milyon lira arasında değişiyor.
Devlet sergılen, mezuniyet sergileri,
yanşmalar ve devlet resim sergilerinden
kalan çok sayıdaresim,hcykcl ve fotoğ-
raf. sahipleri tarafından gen alınmadığı
için galennin depolannda saklanıyor.
Yetkililer, depoda 50'ye yakın heykel
bulunduğunu, bunlann boyutlan nede-
niyle sahiplen tarafından geri alınmak
istenmediğinı belirterek, "Biz de kayıtlı
olduklan için atamıyoruz. Sahipleri ise
burayı depo gibi kullanıyorlar ve yapı-
tlannı defalarca uyarmamıza karşın
almıyorlar" dediler.
Alınmayan heykellcr arasında fıyatı
200 milyon lira olan yapıtlar da bulun-
duğunu bıldiren yetkililer, Mustafa Bu-
lat, Orhan Tekin, Vahap Avşar, Hülya-
Dinç Ercan. Arzu Çakır. Ayşegül
Tekyıldırım, Esin Turan, Ayhan Yal-
man, Recep Özer, tlker Çalışkan, Tekin
Koçan ve Hüseyin Suna'yı heykellennı
gen almaya çağırdılar.
50'yi aşkın resim
Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde
aynca 50'yi aşkın resim ve 100'ü aşkın
fotoğraf da sahiplerini bekliyor.
Galeri yetkilileri, sanatçılann bu
yapıtlannı yıllardan beri geri almadı-
klannı. kendilerinın de yeterlı yerleri ol-
mamasına karşın bu yapıtlan itina ie
sakladıklannı bildirdiler.
Öte yandan galerinin sanatçılarla
yaptığı şartnamede. "İade işlemlerinin
başladığı tarihten bir ay içinde teslım
edildiği toplama merkezlerinden geri
alınmayan yapıtlann kaybından veya
uğrayabileceği hasarlardan Bakanlığın
sorumlu tutulamayacağı" belırtılıyor.
Modern
sanatmüzesi
eksikKği
ADANA (AA) - Adana Güzel
Sanatlar Galerisi'nin bir bölö-
mümin diizenlenerek modern sa-
nat müzesine dönfişrürüleceği
bildirildi. Güzel Sanatlar Gale-
risi Müdürii Mustafa Dulda
yaptığı açıklamada , Türkiye'-
nin dördüncü büyük kenti olan
Adana'da. modern sanat müze-
sinin buhmmaraasınm önemli
bir eksiklik oMuğunu belirterek
şöyle dedi: "Yaklaşık 10 yd ön-
cesine kadar Adana'da resira
sergisi açılabilecek salon bul-
mak oldukça zordu. Şimdi bu
asıldı, bazı bankalar bile sanat
galerileri acmaya başladdar.
Biz de galerimizin giriş bölümfi-
nü sanat müzesi olarak kullana-
cağız ve Kültür Bakanlığı'nca
daha önce satın alınan resim ve
heykelleri burada senaleyece-
1991-92 sezonunda Adana
Güzel Sanatlar Galerisi'nde 12
sergi açıldığını belirten Dulda,
sergilere tanınmış sanatçılann
yeterli ilgiyi göstermediğine de-
ğindi.
Köpekli
filmler
dönemi
Kültür Servisi - "Reservoir
Dogs" ve "Man Bites Dog" gibi,
oldukça vahşi sahnelerin yer
akhğı 'köpekli fiimler', Avrupa'-
da gösterildiği tüm sinemalarda
büyük ilgi görüyor.
Belçika yapimı "Man Bites
Dog"un yazan, yönetmen >e ak-
törii Remy Be)vau\,, "Cannes'-
da bürün insanlar bizimle tanış-
maya çekintyordu. Hasta, tuhaf
insanlar göreceklerini sanıyor-
lardı" diyor. BeJvauv, filmdeki
rahatsız edici sahneler hakkında
da , "Bazı insanlar anlamayabi-
lir ancak insanlann aptal ol-
madığını düşümiyorum. New
^'ork'ta TV programında bir ka-
mera gerçek polisleri izliyor ve
kavgayi izliyor. Bu gibi şeyler
gerçek korku filmi." şeklinde
konuşuyor.
Bel>aux, sözkonusu TV prog-
ramınuı "insanlar daha fazlasuıı
istediği için" giderek daha da
vahşileştiğini ve cinayertere ka-
dar uzandığım bdirtiyor.