Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16ŞUBAT1993SALI CUMHURİYET SAYFA
Suçlu Kim
Uğur'u göz yaşlan vecoşkun kınamalarla
uğuıiadık. Âma, oldukça yoğun ve
görkemli olan bu tepkı yeterli midir? Yararlı
olduğu görüntüsü sergileyen coşkun
tepkiye yeterh olarak nitdemek oldukça
gûç. Umudumuz, bu coşkunun daha da
yaygınlaşarak bir büinçh devrjmler
savunuculuğunun toplumda perçinteşerek
yaşama geçırilmesjdir.
Olâyi iyice değerierebumemiz için biran
duygulanmızı bır yana iterek. Uğur'a kıyan
canavann tohumİân üzenned durmarruz
gerekiyor. Suçu. onu doğuran koşullar ve
ortamla birhkte değerlendirmek
zorundayız. Uğur'un kapısının önüne
kadar gelebilen canavann arkasında
kapkara bir örgüt ve onu meydana getiren
toplumsaL ayasal olaylar ve koşullar vardır.
AkıTa ve aydınlanmaya karşı kul obnayı,
ulusve\atandaşakarşıtümmetolmayı
yeğteyen kara güç, cumhuriyetin ilk
günlerinden beri var olagdmişdir. Yılan,
Kubulayı sokmakla işe başlamışor. Milh şef
yönetimı döneminde gücüne rağmen Inönü
köy enstitükrinin kapaülmasına göz
yummuş. imam hatip okullan onun
zamanında açümışdır. Celal Bayar
Cumhurbaşkanı olur ohnaz ilk işi, Türkçe
e2anı kaldırmak olmuşdur. Onun
başbakanı da mediste "siz isterseniz hüafeti
büe getirebilırsiniz" dıyebilmış ve devnm
düşmanı Said-ı Nura'nin eHru öpebümışür.
Sürekh olarak devnmlerden venlen ödunfer
bu günlerin tohumlannı atmışdır Hiç bir
iktkiar laikliğin güçlü ve K^enl
savunucusu olarnamışdır. Öğretim btrüği
ilkesi yok edıhniş. inançdünyaa
programlan, mevlitler, laik devletin
vatandaşlanndan ahnan vergüerle ayakta
duran Dıyanet İşleri Başkanlığının varhğı
tartışalamamıştır Alevi kıyımlan
olmuşdur. Ve nihayet on iki eylül cuntas
anayasa ya zorunlu din derslerini koymakla
laikHğe en büyük darbeyi indirmişdir.
Mecfete açılan mescit, iftariar, cuma
namazJarmda oturumlara ara vermekler,
Said-i Nursfye iHm adamhğı yakışnrmak ve
mevlidine lelgrafgöndermek teamül halıne
gelmişdır. Atatürk'ü tePin eden açık
oturumlar, bazı dernekler de anü laik
paneller ve laıkliği demogoji yaparak
yozlaştırma çabaJan görulmüştür.
Devrirnlerin mezaralığtna soyunan
milletvekillen hâlâ mechsçatısı altında
oturabilmektedır. Toplumda,
demokrasinin vetümdevrirnkrinanası
olan laiklik, Ö2E0ikleaydınlarca gereğı gibi
korunupyaşaülamamıştır. Bütûn bu
olanlardan sonra "izindeyiz, Alam" diye
bağırmak neye yarar?
Yazımın başındakı sorunun yanıtı şudur
"Hepımız sucluyuz''
Dileğımiz odur kL Uğur"un mumu güneş
olsun ve karanlık beyınfcri ışıtsın. Uğur'a
ağjtdeğıl,arutgerek!
MadtDerinAvukat
Aydınlarasalıipçıkabm
Atatürkçülüğün yılmaz savaş-
çısı gazeteci-yazar Uğur
Mumcu'nun fotoğrafını verme-
nizden dolayı Cumhuriyet ga-
zetesini taktir ediyoruz. Ve
bununla beraber bu uğurda
mûcadele vermiş ve canı paha-
sına da olsa düşüncelerinden
ödün vermeyen ve yılmayan ay-
dın düşünürlerimizin de birer
fotoğrafını istiyoruz.
Başta Gazi Mustafa Kemal
Atatürk ve İsmet İnönü olmak
üzere Hıfzı Veldet Velidedeoğ-
lu, Nadir Nadi, Abdi fpekçi,
Muammer Aksoy, Bahriye
Üçok, Turan Dursun, Çetin
Emeç, Musa Anter'in fotoğraf-
lannın Türk halkı ve gençbği
Dİarak verilmesiru rica ediyo-
ruz.
Reşat Arsian, Kemal Korkmaz,
Muhittin Usta, Muharrem
Tuncel, Ömer Yiğiter, Hamdi
Türkmen. Nad Ancı, Oktay
Akan, Simge Lfltnj, Mustafa
Eren, Aydm Kaplan, tsmail
Çamdal. Osman Kalkan, Gül-
şah Çakır. Sebahattin Karayan,
Murat Abbas, Rıfat Topcu,
Fettah Kunım, Cemil Akdeniz,
Mustafa Akdenız, Erkan De-
mirel. Şaban Erşamn, Meris
Kalakoğlu, Duygu Tonbul.
Necmettin Dılek, Fahrettin Di-
lek, Raşit Aktekm, Murat Ta-
MB, Mehmet Ergın. Metin
OcaL, Durmuş Aydın, Bekir
Aktaş, Nehır Çevik. Nurettin
Baloğhı, Zeynel Dılek, Cenab
Şener, Necip Durak. Muzaffer
Değerti, Sabit Berser. Yalçn
Ö., Biral Kaya, M.Doğan Faik
Akdeniz, Alı Tosun. Erol Keee-
d, t.Günay Korkmaz. Fertiat
özturan, Ahrnet Çakar, Hüse-
yin Akdeniz, İsmail Enyir. Mu-
zafler Dumancı, S.Şahinoğlu.
A.Kadir, Keko Akashı. Hasan
Çalpaa, Gürcan. Sami Kara,
Ercüment.
Bilga çahşanlan:
Ina Karadede, Atifet Karlı, De-
met Güven. Aylin Egesoy, Cen-
gjz Arsian. Nihal Aksüt, Erhan
Selkan. Şebnem Arasü. Fahret-
tin Gençalp. Mustafa Laçin, Ali
Osman Erdem, Ramiz Şenman,
A. Levend Abay, H. Gültem
öğütgen, Ayşegü Çaycı. Pınar
Gencay Caırtûrk, Ayşen Tan,
Esra Ferendeci, Işın Ozer, Ve-
dat Cankılıç. Hamza Tugalay.
Seda KuJa, Bülent Dereci, Ka-
dir Ava, Zeynep Yörük. Yalçın
Sal, Fatma Ok, Yeşiın Omır,
Figen Şimşek. Fatma Eşim,
Gülistan Şahin. Pelin Balı, Oya
Yapıcıoğlu, Handan Başer, Ece
Kutlucan, Neda Münevveroğhı
Engin Tavşanlı, Gülşen Kıtalar,
Nuray Arat, Figen Sönntez,
Kadir Erdem. Tufan Çatma,
Can Tokoğlu, Abdullah Ongül,
Neval Polat. Gûberen AkcUşli.
Demet İnaler, Alaaddin Üstek,
Gûnnur Soysal, Can Toraman,
Ali Öztürk. Figen Gûrol, Nilay
Küçükören. Hayrunnisa Kök-
sal, İbrahim Özakat, Zafer Ka-
rabflek, Oya Hakkı, Nurten
Saldere, Ahmet Baysal, Turhan
Köktürk, Hakkı Erdoğan. Sem-
ra Şen, Bahar Madazlı. Meriç
Aykot, Zeynep Bınatlı, özden
Ahsbah, Naci Turman.
Ebru Güngör, Nurgül Tosun,
EBf Demirsoy. Dr.SeyfuUah
Hayıroğlu. Hatke Orhan,
özcan Yiğenoğlu, Menü
Gdkçerer, Filiz Emen, Hicran
Altmtaş, Ali GGül. Ertuğral
Kuaba, Nebahat Bilgin, Aysri
KarayeB,Ülkü Kara, EBf
Gûndnz, Sevgı Aksu, Av. BetöL,
Av.Ali Kurmaz, Serpfl Oztürk,
Bircan M., Zehra Mercan,
Şafak Saray, Nad Uzun, Cemal
Demirok, Bahtiyar Eyraan,
Akan Saygu, ÖyasGöksu,
Serdar K., Zöbeyde Hadivent,
Gülseren Coşkun, SeJcuk
Odabaş. Muharrem Yalçın,
Murat Toraman, Halil Uğurlu,
AJtıza Demirel, N.Aktarma,
C.Koç, C.Özbağa, Muharrem
Yetişkin, Muammer Dikel.
Kenan Kırca, Şevki Turgut,
Kıyroet Çağlar, Gûlcan Kırca,
Makbuie Derin, Nermin
Yılmaz. Habibe Karadağ, Fati
Sönmez, Sinan Souksu,
Gülseren Şahin. Hatke özcan,
Muharrem Çamur, tsmail
Bayraktar, Serpil Güler.
SÜRECEK
Kan bitmedi... Durmadılar, durduramadık
Tanhin karanhk sayfalanru aralamakla ve
demokrasinin işleyişindeki pürüzleri su
yüzünden çıkarmakla neyi göze aldığım
biliyonım. İnsanlık tanhirunen onurlu
savaşçılannın, dûşünen beyinler olduğunu
da...
Tuttuğun ışık, sana yapılan hainliği
unutturmayacak.
Sabahattin Ali'ler, Bedettin Cömertler,
Abdi tpekçiler, Tütengiller, Turan
Dursun'lar... Keşke daha fazla
sayamasaydım. Giderek örgütlü ve planlı
işlyene kıyıma bır yenileri eklendi.
Eğitimciler, gazeteci yazarlar,
bilimadamlan. öğrenciler veemek sömürü
ilişsinin ayırdına varan kim olursa...
Sonunda seni de zincirin son halkasma
eklediler. Lanet olsun! Evet... Senın
aramızdan ayrlışınla elbette demokrasinin
işleyişi durmayacak. Ama seni
namussuzca haklayan, emperyalizmin
yobaz uşaklan yine de rahat
uyuyamıyacak. Çünkü öldürmek,
korkaklığın kaçınılmaz sonucudur.
Karapeçeler bir bir yere düşüyor. İŞlenen
planlı cinayetlerde kuyruğu kısmış bir
köpek paniği görüyoruz ve yine biliyoruz
ki demokrasi, eli kanlı bırkaççarşafı kirli
itin haın saldınlan ile kesintiye uğramaz.
Sevgili Uğur Mumcu biliyordun ki ölûm,
düşünen insan için en acıdan değildir... Bu
yüzden sonunda kana dönüşen kara korku
seni yıldırmadı. Bir adım geri durmadın.
Hep üzerine gittin hainliğin. kalpazanlığın.
Canına okudun kaleminle insana yapılan
namusuzluğun. Belki kaç kez provasını
yapülar su uyur gibı katletmeyi seni
önceden.
Köşe bucakta katıl aramaya gerek yok.
Bunlara rağmen namussuzluğa adıyla
seslendin. Bu ürküttü onlan. Gizli güçler
masallanyla insanlann kafalanru
bulandırmadın çünkü. Kimin ne olduğunu
biliy ordun ve her yazında adlan ile
çağırdm onlan insanlık arenasına "Hey
namussuz. Senin amaan ne?Gel ve bunu
açıkla." Kıvrak zeka ve akılhca belgelerle
iyiden iyiye ürkütmüştün din asalaklannı.
Demokrasi kıha senin ellerinde öylesine
keskin olmalıydı ki, bir zamanlar hışımla
putlanru kırdıklan, dinlerini yalanladıklan
günahkar saydıklan adamlann ülkelenne
kaçıp sonra da Atatürk heylekilini
tepeliyerek sürgünde devlet kurma
sevdasıyla yarup tutuşan çift standartlı
kara yürekli korkaklar seni aramızdan
almakla emellerine ulaştıklannı sandılar.
Çözüm olarak kustular.
Uzüntümüz derin. ama katlin Uğur
Mumculan çoğaltmaktan başka işe
yararnıyacak.
Şimdi söz demokrasinin sürekli demokrasi
çığlıklan savuran, 1 Mayıslarda alnından
özenle vurulup yere senlen öğrencinin
ülkesi ve bu ülkenin duvarlanna baharath
et firlaülan meclisi! Söz sLrin... Demokrasi
diye başımıza sardığırruz ne ıdüğü belirsiz
sistemin yoksul. yetkin ve çaresiz insanlan
olarak Uğur Mumcu yu koruyamadık.
Gücü elinde tutan sizlerden çok halk
duydu ki bu katliamın utancını rejim
adına. Bu sizlere hiç ipuçlan vermiyor mu?
Bir insanın korumasını salamaktan aciz
duruma düştüğünüzü ve büy'ük bir hızla
halkı güvenini yitirmekte olduğunuzu hiç
kimse hatırlatmadı mı yoksa saym meclise.
Bu ayıbı nasıl sılecekseniz bilmiyorum ama
lütfen kendinizi devşinn. Unutmayın halk
kandınlarak ta seçse sızi, bostan
korkuluğu olun diye getirmedı.
Eğer bu cinayetin katıL zavallı beyinsızi
bulduğunuzda birçırpıda yargılayıp
demokrasiyı kurtaracağmıza ınanıyorsa
kara sesin soluğu ensesinizdedir. Gözü
dönmüş katiller otel lobilerinde kadeh
kaldınrken tekkelerde şerbet sefası
yapıyorlar. Onlararamızda! Bombay
koyan maşayı kırmakla ateşi
söndüremezsiniz. Maşa öyle çok ki"Bu
katliam için geç büe kalındı" diyebilecek
soysuzlarla dolu çevremiz.
Lütfen kendınize gelıniz bır ülkede halkın
duyarhğı devleti aşarsa yönetenler zor
durumda kabrlar. Günden güne
yürüklendinlen karasesınsemizkurbanı
genç Türk devleti idarecileri halk çok şey
biliyor. Köşe başındaki simıtçi genç bile
artık çok şeyi biliyor?.. Her seferinde
katillerin mutlaka bulunup en ağız cezaya
çarpünlacağıru söyleyerek bol bol
bassağlığı dıle ile lanetle kınamalarla
demokrasiyı kurtaramazsmız. Gücünüz
yetmıyorsa çekiün. Cilalı masalarda
biribırinizin yüzüne bakıp utanacağınıza
halka yol verin de görün demokrasi nasıl
korunur. Mumcular nasıl çoğalır.
Dünyada olağanüstü şeyler yaşanırken
ülkeninriskesokulamıyacağını kaç kez
hatırlattı sizlere Uğur Mumcu. Bu katliam
sizlere yakın gelecek için bırşeyler
anımsatmıyorsa sözüm yok. Kolay gelsın.
Dört duvan halka kapalı, ceviz kaplamalı
meclisinizde kolunuzu kaldırarak evet
hayır oy unu oynamaya devam edin.
Terör aynı zamanda dev let otoritesinin
artık var olmadığının son kanıtıdır. Bu da
küpe olsun size.
Eflatın Acaroğlu
Ressam
Mumcu'yu
Norveç'de andık...
Kötü haber yine çabuk ulaşü bizc,
Türkiye'den uzakta olanlara. Telefonlarçaldı
gece yanlannda. Türkiye'den eşler dostlar
arayıp kara haberi ilettıler. Sesleri buruktu.
Aldık haberi. Sinirlendik. Kızdık. Kükredik.
Uzakta olmakta aayı iyice ağırlaştınyordu.
Birbinmizi aradık Oslo'da yaşayanlar. Aayı
paylaşmak için. Kızgınbğı diri tutmak. yenihk
duygusunu silip atmak için, "Varhğı
yokluğuna döndüğünde, varhğı olmaksızın
yokolacağımızı duyduğumuz" bir aydın
olduğunu kavradık Uğur Mumcu'nun
dehşetle. Gözlerimizin önüne çeküğimiz
unutkanlık bağı çözüldü birden. Abdi İpekçi,
Musa Anter, Çetin Emeç ve sayılan yirmiye
yakın gazeteci duyurdular kendilerini, son
yıllann perdelerini ısrarla çekib' tuttuğumuz.
anımsamak, bılmek, seyretmek istemedığımiz
tarihin sahnesinden. Onlarsız iyic. uzağımıza
düştüğünü gördük demokratik Türkiye'nin.
Uzakta olmak iyice ağırlaşünyordu aalan ve
korkulan da. Oslo'da yaşayan, Türkiye'yi
vatan bilen herkes olarak biraraya gelmemiz
gerektiğını, yılgınlık ve k'orku yaratmaktan
fayda umanlara yılgın ve korkak
olunmadığın], Uğur Mumcu gibi gerçeği
arayışın, düşündüğünü özgürce söyleşin
temsilcisi olduğuna inandığımız bir insanı
öldürerek yokedeceklerine inananlara
hınamızı ve onlardan korkmadığımızı
dünyarun neresinde olursa olsun göstermemiz
gerektığıne savunarak harekete geçtik.
Oslo ve çevresinde 5000e yakın Türkiyeli
insan yaşar. Bunlann çoğünluğu buraya işçi
olarak gelmiştir, bir kısmı siyasi mültepdir, bır
kısmı öğrencidır. Bu insanlann pek çoğu,
"Türk Işçı Derneği", "Türk Islam Derneği",
"Kürt İşçi Derneği", "Şamlar Köyü Derneği"
ve daha pek çok sayıda dernek çatısı altında
örgüüenmışlerdir. Tahmin edilecegi gibi
hayatın farklı alanlanna farkh bakarak
yaİclaşır bu dernekler. Buçeşitbbğın teminatı
Norveç Devleti'ne aittir gibi görünse de elbette
pek ıyi bilmek ve anlamak gerektir ki bu
özgürlüğün güvencesi Norveç insaında. onun
demokrasiye olan inanç ve bağhbğında yatar.
Düşünce, inanç ve ihüyaçlan çevresinde ve bu
çeşitlilikte biraraya gebniş Türkiyeli insanlar,
Norveç'te hazır bulduklan bu ortamın ve hatta
daha da ilerisınin Türkiye'de kurulup
sağlamca varolmasına cahşan ınsanlann
kıymetini en çok bilir olmalan gerekır .. diye
düşünerek. en çok da Uğur Mumcu ve onun
gibi 'terör'e kurban gitmiş pek çok düşünce
adamını anmanın ancak "çok sayıda" ınsanla
bu değerleri savunmak olduğuna kanı olarak,
Türkiye'nin uzağında bu garip Oslo şehrinde
yukanda adı geçen derneklerin tümüne
davetiye gönderdik. Bir ada. basın ve düşünce
özgürlüğü için yiirümeye çağırdık. Oslo'da,
dünyanın neresinde olursa olsun...
Oslo'daki, diyelım genelde Türkiye'nin
dışındaki Türkiyeli'li insanlann. örgütlerin,
hareketlerin "70'lerdedonupkalmış" yanlan
çoktur. Uğur Mumcu'nun öldürülmesini.
düşüncenin öldürülmesini. protesto etmeye.
koşulsuz, gönülden bır katılım olacağını
umuyorduk. (Nitekim bu Türkıyede tam da
böyle yaşanmış, onbinlerce insanın koşulsuz
gönülden katılımıyla. Televizyonlardan.
radyolardan işitük biz de burada). Ne yazık kı
katılım bekledığimizölçüdeobnadı. Çok kısa
bır sürede harekete geçmek zorunda katmıştık.
Ancak katılım oranını yalnızca bunu bakarak
açıklamak mümkündeğıldi İnsan varlığını
tehdit eden bir tehlikeyle karşılaştığında başka
herşeyi bırakıp o tehlikenin üzerine yürümek
zorunda değil midir? Bazı haberler anında
kulaktan kulağa yayılmak zorunda değil
midir? Uğur Mumcu'nun hayatıyla ödediği
özgür düşüncesi yaşamak zorunda değil midir?
"Terörün her türlüsünü -devlet terörü, etnik
terör, sol terör, sağ terör, islama terör- aynmı
yapmadan kınamak ve suçlamak birinsanlık
görevidir" diyen Uğur Mumcu düşüncesi
banşın sözcülüğünden başka bir şeye ışaret
edebilir mi?
Banşın ve teker teker biey olarak varbğımızın
temeb olan "demokrasi" düşüncesini tehdit
eden her kim olursa olsun buna taviz
vermekten en büyük zaran görecek yine biz.
teker teker bireyler oluruz.
29 Ocak 1993 cuma akşamı. şu ve ya bu
pedenlcgdmeyeokr bir yana. Oslo'da anlamJı
bir yurüyüş. bır protesto gerçekleşü. Çok farklı
siyasi görüşlerden yana pek çok insan biraraya
geldi. Siyasi tutumlan, dine, kürt-türk
sorununa bakışlan birbirinden ıyıce farklı olsa
da. bu yürüyüşle, demokrasiden. düşünce ve
söz söyleme özgürlüğünden taviz
vermeyeceklenni dıle getirdiler. Birarada.
Yanyana. Oslo sokaklannı ellerinde meşaleler,
Uğur Mumcu ve öldürülen başka 15
gazetecinin adlan ve silüet portlerinin
bulunduğu afişler ve özgürlük ile kardeşlik
sloganlannın yazıb olduğu pankartlarla
arşınlayarak düşünceden korkan terörü karşı
olduklannı duyurdular.
GâlayKutal.Osk)
Ağıtyakümasın
Çalışkan dosrunuzu yitirdi-
niz. Türkiye halkı, Cumhuriyet
okuyanlan. okumayanlan yi-
ğh bir basın mensubunu, Tur-
kiye Cumhuriyeti'ni kcmryan
bir mendireği yitirdi. Hep bir-
likte, değerli araştırmacıyı,
namuslu bir aydını yitirmenbı
üzüntüsü içindeyiz.
L'ğur Mumcu, ülke çıkarla-
nna karşı karanlık işler cevi-
retılerin maskelerini sökerdi.
Politik, ideolojik temellerini,
bo>ntlannı aydmlatırdı. Bun-
lara karşı cesaretle savaşırdı.
Hizmetlerini saymakla bitire-
meyiz. Ömek bir yazardı. Bu
yûzden Türkiye halkınm çıkar-
lannı, insanlığın zenginliğini
talan etmeyi adet edinenlerin
de düşmanlığmı kazanmıştı.
Ne yazık ki beklenen. korkunç
olay gerçekleşti. Hepimizin
>weği yanıyor.
Şimdi oyunun demokrasinin
belli kuralİan içinde oynanma-
smdan yana olduğunu sürekli
vurgulayanlar, sokak terörü-
nün asıl kaynağını -hiç olmaz-
sa L.Mumcu'yu okuyarak-
öğrenmeierine, bilmelerine
rağmen olayı sokak teröriiyle
eş anlamlı kullanıyorlar. Oysa
düşmanın bir kolu aşırı dinci,
Cumhuriyet düşmanı, bir kolu
Amerikancı ya da köle ruhlu.
Bir kolu aşın milliyetçi-şoven,
bir kolu devlet düzeni sırtmda
ulusiararası 'mafya'ya bağlı
her türiü namuzsuzluğa açık.
Bu gerçekleri bütün olarak
görmek istemeyenler de ağıt
yakıyor Uğur Mumcu'nun ar-
kasından.
Türkiye'nin önemli sorunla-
rmı görmemezlikten gelerek
insanlann zayrflıklannı politik
mirasçılıkla kendi çıkarlan
için kullanmaktan çekinme-
yenler de ağıt yakıyor.
Uğur Mumcu için 'namus-
luydu, dürüsttü, cesurdu' de-
mek bugün ortak bir görüş
oidu. Düşmanın cesaretine
hayranlıkla bakılabilir, ama
neden namusluydu Lğur
Mumcu, nasıl kazandı bu dü-
rüstlügü... Bunu kendilerine
sormadan, ruhunun iç yaptsını
gizleroeye çalışanlar da ağıt
yakıyor Uğur Mumcu'nun ar-
kasından.
Görüş farkı demokrasüerde
koşuldur, sma sorun ülkemizi
yakından ilgüendiren sonınla-
ra karşı, birtakm çıkarlar te-
melinde ideolojikfir. politiktir.
Hatta basit ekonomik çıkarla-
ra kadar indirgenebilir. (Tör-
kiye aydınını utandıracak
kadar dürüstlükten uzak olan-
lardan bahsetmiyonım.) Basın
mensubu olarak namuslu ol-
mak zorunda olanlardan bah-
sediyorum. Bunu nıhunda
duymayanlar da ağıt yakıyor
Uğur Mumcu'nun arkastndan.
Uğur Mumcu'nun kişiliğin-
de, (bir gün kına yakacak olan-
lann bile) ağıt yaktığını görü-
yoruz. Her y azmasını bilenin
aydın sayddığı ülkemizde bile-
ğinin hakkıyla. söke-söke ulaş-
mıştır bu yüceliğe. Ne mutlu
Cumhuriyet gazetesine, ne
mutlu Türkiye'nin namuslu ay-
duılarına. Hepinizin başı sağ
olsun.
Aysan Uçta-Berlin