18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16ŞÜBAT1993SAU OLAYLAR VE GORUŞLER Bilimhukukunun temel taşları Komediye katılmryorsak ancak şunu önerebilir ve destekleyebiliriz: Universitelerde hukuk devleti idesinin bütün sonuçlanyla gerçekleştirilmesi... Bilim hukukunun insan onuruna dayalı bir hukuk idesinin ışığında, bilimin doğasına uyar biçimde en somut normlanna kadar yeniden tasarlanması... Dr. HAYRETTİN ÖKÇESİZ Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi B ilim felsefeanin ve sos- yolojisinin, bilgınin ve bilimin gerçekliğine ılişkın köklü tartışma- lannı burada bir yana bırakarak. özellikİe ül- kemızde bilimcilerin bağlı bulunduğu hukuksal rejimi, olması gereken bir "bilim hukuku" açısından baa ilkeler ışığında irdelemek istiyorum. Bu yaa- mı antropolojik açıdan tasarlanmış bir "hukuk idesi" ile bir "hukuk devle- ti ıdesi"nin kılavuzluğunda kaleme alı- yprum. Once insandan başlamak gerekir: Ho- mo sum. humani nihil a me alienum puto (Jnsanım. Insansal olan hiç bir şey bana yabancı değildır. Terenz, t.Ö. 159). Insanın geıeksinimleri, onun maddi ve manevi; bireysel ve toplum- sal varoluşunun çerçevesidır. lnsanı tanımak, onu bu temel koşullannda kavramakür. Nereye gidilecekse, bu temel gereksinimlen öğrenip ve hep hatırda tutarak gitmelidir. tnsanı edi- me iten iç gûçleri araşüranlar, bu güç- lerin sayısnı altı bine kadar çıkarmış- lardır (l). Biz hukukçular açısından da bu çalışmalar, kurallann dilinden an- lamak için, bana oldukça önemli gibi geliyor. Çünkü insan bu gereksinimle- rini gidermek zoruyla kurallar koy- mak ve uygulamak yoluna ginnıştjr. Başka seçeneği de yoktur. İnsanın ol- duğu her yerde hukuk varsa (ubi ho- mo, ibi ius), biraz da bu. kendi özellik- leri nedeniyle hukuk kuraüannın, ge- reksınımlenn giderilmesinın düzenlen- mesinde epeyce işe yarar olmasın- dandır. Hukuk, insanın işe yarar bu- luşlanndan belki en önemlisidir. tnsarun temel gereksinimlen ile temel haklannı, Lampe'ye kaülarak biz de bir koşutluk iüşkisinde görebiliriz. İnsan haklan bildirgelenne baktığı- mızda, bu haklann içeriklerinde ve söyleniş biçemlerinde temel insansal gereksinim olan her bir durumun bir hak ile karşılandığmı görürüz. Temel gereksinimlerden temel haklara ulaşır- ken antropolojik insan betimlemele- rinden de olması gereken birhukuk düzeni lasanmına gelebılıriz. Örneğin Prof.T.Mengüşoğlu insanı "bilen, ya- pıp eden, değerlerin sesini duyan, tavır takınan, önceden gören ve önceden belirleyen, isteyen, özgür hareketleri olan, tarihse) olan, ideleştiren, kendini bir şeye veren, seven, calışan, eğiten ve eğitilen, devlet kuran. inanan, sanat ve tekniğin yarauası olan, konuşan, bio- psişik bir yapıya sahip olan" bir varlık olarak gözlemliyor (2). Bu gözlemden de, insanın temel haklanna ve çağdaş hukuk devleti düşüncesıne götürecek insan gerçekliğini bir kez daha algılı- yoru2. özgûrlük, güvenlik, eşitlik Özellikİe hukuk düşüncesi bakımın- dan, insanın gereksınımlerini şu üç alanda toplayabilınz: Özgûrlük, gü- venlik, eşitlik... Bu üç kavrama ben bı- zim en temel gereksinimlerimiz gözüy- le bakıyorum. İlk aşamada; özgürlük ve güvenlik gereksinimlen ilk ve temel olgusal yönelimler olarak (bellum om- nium contra omnes -herkesin birbirine karşı savaştığı ya da homo homini lu- pus- insanın insana kurt olduğu, Tho- mas Hobbes) bir kapışma ortamına götürürken. ikinci aşamada; bu karga- şayı, özgürlük ve güvenliği paylaştıkça çoğalan değerler düzeyine çıkararak sona erdirecek toplumsal bir temel ge- reksinim: Eşitlik oluşmaktadır. Bu, özgürlük ve güvenlikte eşitliktır. İnsanın temel gereksinimlerinden, pozitif hukuk düzeninin ve devletin meşruluk ölçütlennı oluşturacak üç ûstün değere böylece ulaşmış bulunu- yoruz. Bu değerler antropolojik ba- kımdan başka bir temel kavramda, daha öz bir söyleme kavuşmaktadır İnsan onuru. Bu kavram çağdaş hu- kuk devleti düşüncesinin kılit taşıdır Bu demektir kı hukuk devletinin üç boyutu vardır Bunlar özgürlük, gü- venlik ve eşitlikür. Onlarsız ne insan onurunu tanımlayabiliriz ne de hukuk devleüne bir anlam verebiliriz. Radbruch'un hukuk idesinin üç öğesi: Eşitlik, amaca uygunJuk ve hu- kuk güvenliği de Kaufmann'ın yoru- muyla böylesine antropolojik bir ta- bana oturmaktadır (3). Artık insansız ne hukuk ne devlet tasarlanabilmekte- dir. tnsan-hukuk-devlet üçgenınde in- sanın üç temel gereksinimi: özgürlük, güvenlik ve eşitlik; insan onurunun, hukuk idesinin ve hukuk devletinin vazgeçilemez öğelerini oluştumnakta- dır. Sonunda bir "bilim hukuku"nun (bilimcilerin geneUikle devlet memuru konumunda bulr.nmalan nedeniyle, özellikİe üniversitelerde yapılan bili- min hukukunun) temel ilkelerinin, yu- kanda saptadığınuz: İnsan onuru- hukuk idesi-hukuk devleti çerçevesin- de, bilimi yapanlann, öğrenenlerin bu edımlerinde özgürlüğü, güvenliği ve eşıtlıği olduğunu söyleyebjliriz. Bilim hukukunda da amaç her zaman öz- gürlüktür (in dubio pro libertate): Bi- limcinin, araştırmalannda ve düşün- celerinde koşulsuz özgürlüğüdür. Bu özgürlüğün şu ya da bu nedenleıie kı- sıtlanmasi, bilimciyi "gerçek" değerin- den başka (sözde kamu yaran gerek- çeleriyle) kımi araç değerlere itaate zorlamaktır ki. bunun sonucunda ka- mu yaran değjl, ama kesinükle kamu zaran gercekleşmiş olur. Birkaç efen- diye birden hizmet edılemeyeceğini bi- limci de pekala bılmektedir. Bilim mevzuaürun bilimciyi bu gibı ikırcikli durumlarda temel haklar ve dolayısıy- la hukuk devleti ilkeleri gereğince ko- nıması zorunludur. Ona bu özgürlü- ğünde hukuksal bir güvence vermeli- dir. Bu özgürlük bütün bilimcilerin, can ve mal güvenliği icensinde, öbür bilimrilerle eşit olarak "gerçek'" değe- rine ulaşmakta özgürce çabalamalan- dır. "Emir ve komuta zinciri" altında bir bilim özgürlüğü yeryüzünün göre- bileceği en büyük çeüşkidir. Gerek ku- rum içinde, gerekse dışandan zorla- nan böyle bir hiyerarşi ister istemez. "gerçek" değeri karşıanda bütün bi- limcilerin eşit olduğunu yadsıyarak, bu eşitliği ileri sürenleri kendi basa- maklanndan aşağılara fırlaıacaktır. Komediye kablmıyorsak... Eğer bu komediye kaülmıyorsak ancak gunu önerebilir ve destekleyebi- liriz: Universitelerde hukuk devleti idesinin bütün sonuçlanyla gerçekleş- tirilmesi... Bilim hukukunun insan onuruna dayalı bir hukuk idesinin ışı- ğında, bilimin doğasına uyar biçimde en somut normlanna kadar yeniden tasarlanması... Avnıpa'da bilimin kiliseden bağım- sızhğı ve özgürlüğü 18. yüzyıkJa Ay- dınlanma ile başlar. Bu aydınlanma, düşüncenin, dolayısıyla bilimin kendi doğasına aykın düşen dogmalardan kurtanlması amaayla; düşünürün, bi- limcinin bir insan olarak bu ediminde gercksindıği özgürlüğü kendi dünyası dışındakı egemenlerin yarattığı güven- liksiz ve eşitsizlik pahasına kullanmak ıstemesidir. Kant'a göre aydınlanma "insanm kendi suçu ile düşmüş bulun- duğu bir ergın olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış duru- mu ise insanın kendi aklını bir bâşkası- nın kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır. İşte bu ergin olma- yışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nederu de aklın kendisinde de- ğıl, fakat aklını başkasının kılavuzlu- ğu ve yardunı olmaksızın kullanmak kararhbğınj ve yürekliliğini göstere- meyen insanda aranmalıdır. Sapere aude! Aklını kendin kuUanma cesare- tini göster! Sözü imdi aydınlanmanın parolası olmaktadır" (4). Ülkemizde de bilimci, bu ergin olmama duru- mundan kurtuhnahdır. Yukanda temel taşlannı toparla- maya çalıştığım bu "bilim hukuku", bilimciye içensinde bulunduğu karan- lıktan çıkmak olanağını verecektir. Burada ama şunu hemen söylemeli- yim: Ülkemizde bu durum, ayın iki yüzü gibidir. Bir yüzü hep aydınlıkür. Bu yüzündeki insanlann başına her şey gelse de onlar orasmı aydınlık tut- maktadır. Kant'ın yukandaki sözleri- ni, bir yandan devlet memuru olmaya ve kendisini öyle duyumsamaya zorla- nan, öbür yandan daha bir bilimci adayı olarak üniversitelere girerken karşılaştığı olumsuz bir meslek etho- sunu benimsemek durumunda kalan; içensinde bulunduğu mali sefaletten kurtulmak özlemiyle para ve iktidar kapılanna kapılanmak onursuzluğu- na sürüklenen, fınansçevrelerinin sun- duğu pastadan bir pay ve mümkünse daha büyük bir pay alabilmek için un- van ve itibar yanşında sembiyotik iliş- kilere girmeyi en sonunda bir "ultima (ir) raûo" olarak kabullenen bilimcile- re cesaret olsun diye aldım: Sapere aude! 1) Aynnüh bılgı için bla.- E-J Lampe. Rechl- sanlhropologıe. ane Stnıkturanaly» dcs mensc- hen ım recht, 1 alt, Berbn 1970, s 208 vd. 2) İnsan Fekefesı, Utanbul 1988, s.13 3) Bkz Eınfuhrung ın Rcchtsphüosophie und Rechtstheone d. Gegenwart, S. baslo, Hadd- berg]989.s.95vd. 4) 'Aydınlanma nedır 7 " soneuna yaniL, 1784, b.y : I. Kanı. Seylmış Yazılar, çev. Nejat Bozkurt, tstanbul 1984. s.213) TARTIŞMA Ekici tütün piyasalan ve Güneydoğu'da aknlar kici tütün piyasalan yaklaştı >a. Türk tütüncülüğü ve tütüncüsünün sorunlanna duyarsız yerli ışbırlikçilerle, çıkarlan tütüncü emeğinin sömürüsüne davalı kesımden altında, içfiyatlaryüksek. dışsatımda rckabet gücümüz sıfır..." Söylenenler, yıllardır her piyasa öncesinin alışılmış, düzmece nakaratlandır. Türk tütüncülüğündeasıl traiık sorun Güneydoğu bölgemizde yaşanmaktadır.plke ekonomısine getirdiği yükten öte, ulusal güvenlik ve toprak bütünlüğümüz bakımından kaygı verici boyutlara ulaşan rekoltenın alımlan ivedilikle radikal önlemlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır. Son 5 yılda % 300'e vaı an üretim artışıl992yılında95-100 milyon kg olarak gerçekleşmiştir. Bu olağan dışı sıçramanın iç tüketim gereksinimi ya da dış taleple nerhangi bir bağıntısı yoktur. İç tüketım yıllardır 30 milyon kg dolayında seyreder. Yasadışı aracı-toplayıcılarla başlayan sömürü, ağalardan sonragiderek terör orgütüne dayanmaktadırlar. Bunlar, politik gücün de katılımıyla, ahmlardagörevli her kademeden elemanı baskılayarak fıyatlarda yapay yükselmeler yaptırdıklan gibı, görevlılerin yolsuzluklara katılmalannı da zorlamaktadırlar. Olaylar oldukça aynnüh olarak bir bölüm basında yer aldıktan sonra'Tütün Eksperleri Derneği"nce de üllcenin bölünmez bütünlüğü ve meslek onuru adına. yetkilı katlarda çeşitli girişimierdegündeme getinlmişse de bekienen yankı alınamarnıştır. Oysa devletin G. Doğu"va verdığı trilyonlann büyük bölümünün terorişt örgüteaktanldığı söylentileri yaygındır. Bu oluşum, pobük basiu ve denetim yetersızliği ile yapünm uygulamasmdakı cekinceh davranışlara dayandınlmaktadır. Bu olumsuz gidişjn önlenmesi, bölge alımlannda görevlenecek tekruk ve denetim elemanlannın özenle seçilmesine, yardırncı personelin yerel kişiler dışında oluşturulması gibi kısa vadeli önlemlereek olarak, alımlarda can güvenliği ve huzurun duyarlıkla sağlanmasıyla, uzun vadede. üretimın ruhsat usulüyle dengelenmesınebaglıdır. TurhanN.Aral PENCERE İteriye YürümelL.Elinde şıngır mıngır küçük bir çan, sırtında camlı dolabıyia, eski istanbul'un dar sokaklarında dolaşan bir gezgin satıcı var- dı; yürürken çanını sallar, sonra durup, evlerin pencerelerine bakarak bağınrdt: -Çeeeerçiiii.. Çerçi, ev kadınlanna gerekli şeyler satardı: Topluiğne, dikiş iğnesi. makirte iğnesi, çengelliiğne, makara ipliği, masura ipli- ği, fîrkete, toka, makas, tarak, ayna, vb.. Arök çerçi kalmadı. Kalaycı kaldı mı? Ya tenekeci. lehimci?. Mahalle aralannda tezgârılannı ku- rup tenekelerı lehimleyenler, bakır tencereleri kalaylayanlar nereye uçup grttiler? Bileyicılere ne oldu? Hepsı cim kamında bir nokta. Birer anı oldular. Elinde yayı ve tokmağıyla mahalleoe dolaşıp duran hallaç, çoktan beri görünmüyor. istanbul'un caddelerinde, maviye çalar kurşuni pelerininı dalgalandırarak yürürken, körüklü çizmelerinin mahmuzlarını şakırdatan suvari zabıti nerede? Motor. atı emekliye ayırdı. Süvari zabiti anılarda bir gölgedir, eski romanlarda bir kart- raman. • Rusya'da mujik ortadan kalkt.. Amerika'da koylü.. Yalnız meslekler değil, sınıflar ve katmanlar da ortadan kal- kıp siliniyor Köy, yasamın defterinden silindikce koylülük tümüyle tarihe yazılacâk, bilimsel ve teknolojik devrimin gelistiği ülkelerde işçi sırufı da donı^üyor. Zenginler Kulübü'nün üyetennde, emekçinin zincırlerinden başka yitirebileceğı otornobili de var; Afrika'daki emekçiye gö- re patron gibı yaşar Isveç'teki işçi. Suudi Arabistan'da cellat, devlet memuru.. Ama çoğu ülkede ölum cezası kalkt. Güyotinın yen artık muzedir, darağacının kuoılmadığı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Umut mu bu? Yer yer mezbahaya dönen bir dünyada bu kadar ryimserlik- le konuşmak saflık mO Bir yanda zenginliğin Himalayaları sıralanmış; öte yanda, açlığın dipsiz çukurlarında bir deri bir kemik yaşavan insanları saymak olanaksız. Böyle bir dünyada, degişim rüzgârı ille de lyıden, güzelden yana mı esecek? Yoksa şairın dediği mı doğru: "Umm fakinn ekmegi.. YeMemetye. ' • Oünya dün mu gözeldi? Bugün mü daha güzel. fnsan yaşlandıkça anılarına özlemi yogunlaşır, şimdi genç- lerde nostalji' moda. Anılann tuzağı, geleceği geçmişınde kalmış kişileri içineçe- ker, bellegin girdilerinde çıktılannda güzetlikler aranır, bulu- nur, büyütulür, şişirilir.. Ne var ki kimi zaman bir eski anı, sandık odasında hiç açıl- mamış bir dolabın içinde bulunan degerli bir lamba gibidir. Tozlannı alın, (itilini düzeltin, şişesini silip, hohlayıp paıiabn; gazyağını yenileyin. Sonra bir kibrit cakın.. Işık solgundur. O güzelim lambanın gizemli ışığı, hiçbir zaman elektriğin yerini tutamaz Lambanın ışığını ne kadar seversek sevelim, günümüzün gecesinde bize yetmez. Elektrık düğmesine basıp ortalığı aydınlatöğımız zaman bir solukalırız. Derin bir soluk. Hiçbirzaman geriye donmek olanağı yoktur, ama ilerıyeyü- nimeketimizde... Ö Y ' 93 OYAtaköy'de 100 yeni lüks konut daha... Kentin tüm olanaklarına yakın, dertlerine, sorunlanna uzak. Çağdaş, modern, konforu tam. Altyapısı kusursuz. Yaşam çevresi mükemmel. Ataköylü olmayı, Ataköy'de yaşamayı keyifli bir tutku olarak görenler için kaçırılmayacak fırsat. Ataköy'de 40 yeni lüks iş alanı... Hepsi yaşayan, yaşanan modern kent alant içinde. Konforu tam. Altyapısı kusursuz. Konumları ve özellikleriyle, her işe elverişli. Büro, ofis, mağaza, dükkân gibi her ihtiyaca uygun. Ataköy'deki büyük ticari potansiyeli değerlendirmek isteyenler için kaçırılmayacak fırsat. Fiyatları; satın almak isteyenler -sizler- tarafından oluşturulacak 100 konut ile 40 dükkân; herkesin katılabileceği, kuralları netlikle belirlenmiş Açık Artııma yöntemiyle satılıyor... Verimli bir yatırım, kârlı bir işyeri olanağı ve mutlu bir yaşam Ataköy'de sizi bekliyor. Hazırlığınızı tamamlayın, amacınıza ulaşın. T.C. BAŞBAKANLİK TOPLÜ İDARESİ EAŞKANUĞI MUTLU COĞUNLUK İÇİN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle