Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET a ARAUK1993PAZARTESİ
14 DIZIYAZI
V^LMANYA İSLAM KONSEYİ
Şeyhülislam'ıgörevlendirenörgüt
. i . slam Konseyi, Ali Yüksel'e
• Şeyhülyislam görevini veren örgüt. Bu
I örgüt Almanya'nın Berlin kentinde 21
-M. Kasım 1986'da dört Islami cemaatin
kuruluş büdirgesine imza atmasıyla oluştu.
Bunlar, "îslam Kültür Merkezleri Birliği"
adıyla örgütlenmiş Süleymancılar,
Almanya'daki Nurculann örgütü
çoğunlukla Alman ve
başka Avrupalı Müslümanlarca oluştuml-
muş Islam'ın Dostlan Deraeği ile Dünya
Îslam Kongresi Almanya Şubesi idi.
Süleymanalar,Konseyi çok geçmeden, iki yıl
sonra terkettiler.
Süleymancılar bugün ne Konsey'i ne de
Şeyhülislam'ı lslami
cemaatin temsilcisi olarak tanımadıklannı
belirtiyorlar.
Eyaletlerde ayn ayn şubelere sahip olan
Almanya tslam Konseyi, ülkedeki tüm
Müslümanlan temsil iddiasına karşın, bu
iddiasını yenne getirebilmiş değil. Orneğin
Diyanet Işleri Başkanlığı'nın Almanya teşki-
lan olan DÎTİB de ne Konseyi ne de
Şeyhülislamı tanımıyor. DİTÎB yetkilileri.
"kapısına her doktor tabelası asan gerçekten
doktor değildir" diyerek tavnnı özetliyor.
îslam Konseyi'nce Şeyhülislam olarak
atanan Milli Göriiş Genel Sekreteri Ali
Yüksel'in hılat giyme töreni Soest şehrinin
belediye salonunda yapılmışü.
TC Essen Başkonsolosluğu, Soest Belediye
Başkanı'na bizzat müracaatta bulunarak
salonun törene tahsis edilmemesiniricaetti.
Bu talep, Belediye tarafından,
"Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümranhğı
Almanya topraklannda geçmez, Türk
devleti bize kanşamaz" gerekçesiyle
reddedildi.
A Imanya *da
Refah Partili
/ Oilek l*tçmşlM • 1
Şeyhülislamlığa giden yol-2-
Bu araştırmamız sırasında konunun muha-
tapı taraflarla konuştuk. Ali Yüksel, şeyhülis-
lamlığa giden yolda ne gibi çahşmalar yaptı-
klannı ve hangi yollan izkyerek Şeyhülislamhk
hilaünı giydiğini anlattı. Türkiye'nin Bonn Bü-
yükelçisı Onur öymen ise, yeni ortaya çıkan bu
kurum ve kişiyle ilgili, devletin görüşünü açı-
kladı.
Yüksel, Almanya'nın Bonn Parlamentosuna
Îslam Konseyi olarak başvurduklannı ve "Par-
uunentonun TemsUci Kuruhışlar Bölümüne Kon-
sey'in" tüzüğünü tescil etürdıklennı ve bu yolla
"Almanya'da müslümanlann kültürel va kanuni
temsikisi ounaya hak kazandık"lannı belirtiyor.
Yüksel'in iddiasına göre Bonn Parlamentosu'-
ndan tescilh bir tüzük ve temsil yetkisıne sahip-
ler
îslam Konseyi, bu tescıl işlemınden sonra,
kendı arasında bir görev bölüşümü yapıyor ve
"Ruhani İsfcr İdare Kurulu"nun başına da Ali
Yüksel'i getıriyor.
Bundan sonrasını "İslam Arşivi"nin müdürü
ve İslam Konseyi'nin 10 yılhğına seçilmiş Baş-
kanı Salim Abdullah şöyle anlatıyor: "Ali Yük-
sel, Şevbülislamlığa İslam Konseyi tarafından 5
yıihğına seçildi. Ali Yüksel, İslam Konseyi Baş-
kanı değfldir. Başkan benim. 6 bölüme aynlmış
bir Ruhani İsfcr İdare Kurulu'muz >ar, o kurulun
başkanı olarak Şevhüüslamlık yalnızca Ali Y ük-
seTin titridir. Ali Yüksel, Şeyhülislam olarak Ai-
manya'da Milli Görüş potitikası gütmeye kal-
karsa onu sert bir biçûnde uyannz. Eğer ben on-
dan memnııjı kalmazsam baş^derde girer"
İslam Konseyi'nin Başkanı Salım Abdullah,
Ali Yüksel'in de üzerinde önemle durduğu bir
isım. Salim Abdullah, Aimanya'da 66 yıllık bir
tarihe sahip
İslam Arşivi'nin
müdürü. İslam
KoBSeyi.Bİn ^
rulmasında ve
AMGT'nin bu
kuruma alı-
nmasında etkili
bir rol oynuyor.
Araşürmamız sı-
rasında Salim
Abdullah'ı bu-
lup görüştük ve
İslam Konseyi-
nin nasıl ortaya
çıktığmm öy-
küsünü öğren-
dik. Salim Ab-
dullah, Şeyhülis-
lam Ali Yüksel'-
in görev ve yetkilerinin neler olduğunu açıkladı.
Salim Abdullah'm, Ali Yüksel'in Milli Görüş
davası gütmesi halinde başının derde gireceğini
söylemesi pek inandıncı görünmüyor. Çünkü
pratikte Ali Yüksel AMGTnin Genel Sekreteri
ve en faal yöneticilerinden birisi. Maaşını ora-
dan alıyor, günlük mesaisinı orada harcıyor.
Aynca Ali Yüksel, Refah Partisi yanlısı Milli
Görüş'ün etkili isimlerinden birisi. Nasıl olur da
Şeyhülislam olarak Milli Görüş'ün davaaru
gütmez? Zaten güdüyor da. Bunu Ali Yüksel'le
karşılaşan ye konuşan herkes kısa sürede anla-
yabılir. Salim Abdullah'ın bunu anlamamasını
anlamak mümkün değil.
İslam Konseyi 21 Kasım 1986"da Berlin'de
dört islami dernek tarafından kuruluyor. Bun-
lar: Süleymancılann örgütü "İslam Kültür Mer-
kezleri Birliği,'' Nurculann, "Cemaat-in Nur",
Alman Müslümanlannın kurduğu "İslamın
Oostlan DemeğT ve "Dünya islam Kongresi Al-
manya Seksyonu" Süleymanalar, 1988 yılında
Milli Görüş'ün Konsey'e katılması üzerine top-
luluktan aynbyorlar ve Ali Yüksel'in Şeyhülis-
lamhğını da tanımıyorlar. Şu anda İslam Kon-
seyi'nin ıki ana gücünü Nurcular ve Milli Gö-
rüş'çüler oluşturuyor. Bu iki eğilim dışındaki
İslam örgütlerinin ve cemaatlerinin İslam Kon-
seyi ile bir ılgisi yok. Görüştüğümüz cemaatler
Şeyhülislam'm kendileri acısından bir anlam
ifade etmediğinı açıkladılar.
Dikkat çekici bir başka önemli nokta ise,
Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi bir kurumu
olan Diyanet İşleri Başkanhğı Türk İslam Birli:
ği'nin (D.İ.T.İ.B.) bir görevlisinin bu Konşey'iıi
yöneticisi olduğunun iddia edilmesi. İslam
Konseyi Başkanı Salim Abdullah'm iddiasına
göre, D.İ.T.I.B'in Dortmund'daki görevlilerin-
den İsmet Ozengi Konsey Yürütme Kurulu
üyesi.
Ali Yüksel, şeyhühslamlık hilatmı giyme töremnde inüminlere' sedeniyor.
ici bir
başka önemli
nokta ise Türkiye
Cumhuriyeti
devletinin resmi
bir kurumunun
görevlisinin
şeyhülislamı
seçen İslam
Konseyi'nin
üyesi olması.
w
'Işimize geldi, kabul ettik'Ali Yüksel'e Batı'nın icazetiyle naal
şeyhijbslam olduğunu sorduk:
- Milli Sebunet Partisi dönerninde
oJsun. Refah Partisi döneminde olsun
sayın Erbakan diğer partileri
Batı'nın adamı olmakla suçladı.
Şimdi siz Aimanya'da, > ani bir Batı
ülkesinde, onlann izni ve onayıyla
Şeyhüuslam haüne geldiniz. Yani
Batı'dan icazet aldınız. Burada
geçmiş kktialarmızla açıkça çelişen
bir davraıuş içinde değil misiniz?
ALİ YÜKSEL- Şimdı bırkaıde
vardır. Bu kaide, istediklerinizin
hepsıni elde edemiyorsanız, elde
edebildiklerinizden vazgeçmeyin
diyor. Onun için bugün Batı, bize
hakkaten hep kendini düşünerek,
kendi karh çıkacağı şeyler vermiştir.
Ama bunlann arasında işimize
yarayanlar da ohnuştur. Baü'da din
hürriyeti, fikir hürriyeti gerçekten
bizim toplumumuzdan daha fazla.
Bunu yaşayarak görüyoruz. Bu bir
hürriyetin neticesidir. Burada,
şeyhülislamlığa, Cumhuriyetten
sonra gelişen ojaylar ve kafalarda
oluşan şekilde İslam müesselerine
karşı bir tavır, bir tutum yok.
Aynca kilise burada ne kadar
resmiyse, şeyhülislamlık da o kadar
resmi
- Sizi kim şeyhülislam ilan etti?
ALİ YÜKSEL- Bunlann kanunlannda,
başka dinden veya kendi dinlerinden
olanlara ne kadar resmiyet veribyorsa bize de
o kadar veriyorlar. önce İslam Konseyi
kuruldu. Bu Konsey parlamentonun temsilci
kuruluşlar kütüğüne tescil edildi. Kütüğe
tescü belgesinde ise bu Konsey'in
Aimanya'da yaşayandeğişik mılletlerden
müslümanlann dini, kültürel ve sosyal
'Batı'nın bize verdikkrinde işûnize yarayanlar da olmuştur.'
hizmetlen için tescil edildiği belirtildi.
- Bu dunımda insanlar dinle ilgili devlete
yönelik bir sonınlan olduğundasize
başvuracaklar.
ALİ YÜKSEL- Bu şöyle: Bizim
üyelerimizden veya başka herhangi bir
müslüman, devietle dini konulara yönelik bir
sorunla yüzyüze gelınce, bu mesele şöyledir,
yönünde bir açıklama yapıyor. Yetkiİıler de.
bunun böv le olduğunu nereden bileceğiz
diye soruyorlar. Vatandaş, size yetkili bir
makamdan belge getinrim di verek bize
başvuruyor. Bizde bu konuda İslamın
görüşü şudur şekb'nde bir belge
düzenlıyor ve vatandaşa venyoruz.
- Sizin yazdıklannız resmi belge yerine mi
geçiyor?
ALİ YÜKSEL- Tabıi. tabii... Burada
resmi ve gayn resmi anlayışı Türkiyeden
biraz farklı. Mesela Türkiye'de Diyanet
İşleri Başkanlığı resmı bir kurum. yani
devletin kurumu. Tabii o da çok acayıp
bir şey ya neyse. Sözde Diyanet'i siyasete
kanştırmıyoruz, kanşurmayacağız
diyorlar. Fakat bunu nasıl yapıyorlar bir
türlü anlamıyorum. Bir sıyasi parti
seçime gjriyor, iktidar oluyor. O partinin
miUetvekih Bakan oluyor. O Bakan,
Diyanet Başkanını atıyor veya vazifeden
alabibyor. Bu tayin ve alma ışlemi siyasi
olmuyor mu. bu bakan kendi anlayışı
doğrultusunda atama yapmıyor mu?
Zaten Diyanetteki tüm ta>irîler, ben de
orada çahşüğım için iyı bilirim, siyasidir.
Bir müftüyü görevınden aldırmak için
Ankara'ya rnahalh örgütler seferler
düzenlerler. Örneğın Antalya
müftüsünü DYPIilergörevden
aldırmak isterlerse Ankara'ya gidip ilgili
Bakanı görürler ve bunu sağlarlar.
Onlann siyasetı sokmayacağiz demeleri,
Milli Görüşü Diyanet'e sokmayacağiz
anlamına gelir. Buranın resmi anlayışı
Türkiye'den farkh. Buradaki kibselerin
başkanlannı hiç birzaman devlel veya devlet
bakanı atamaz. Burada kilisenın kendı
hiyerarşisı var, kendi yapılanmaa var. O
yapılanma içinde kendilen seçerler.
Yanı:Ş«yhaWaııi:Bizkiiiln
şayMlisiamyızT
İsmet Özengi'nin ne sıfat ve yetkiyle bu
Konsey'e katıldığını D.İ.T.İ.B yetkililerinden
öğrenemedik.
Almanya İslam Konseyi Başkanı Salim Ab-
dullah ve Şeyhübslam sıfatıyla Ab' Yüksel,
kendilennın Alman makamlannca Almanya'-
da İslam'ı temsil eden bir kuruluş olarak res-
men tanındıklannı iddia ediyorlar. Bu önemb'
iddiayı Ahnan devletinin temsilcilerine sorduk.
Almanya'daki bütün Müslüman cemaatleri
kucaklamayan bir örgütlenme olarak Konsey
ve her mümınce tanınmayan Şeyhübslam, ger-
çekten Abnanya'da İslam'ın yegane temsilcisi
olarak tanınmış. parlamento tarafından onay-
lanmış, tescil edilmiş miydi?
İslam Konseyi'nin "biz tüzüğümüzü onay-
latarak kendinüzi İslam'm temsilcisi olarak ka-
bul ettirdik"dediği "Parlamento Temsilci Kuru-
hışiar Böiümü"neydi? Böyle bir işlem yapılmış
mıydı? Yapıldıysa Alman parlamentosu niçin
örneğin Diyanet İşleri Başkanlığı'nı değil, Nur-
culann ve Mılb' Görüş'ün ağırlıkta olduğu İs-
lam Konseyi adb derneğı muhatap kabul et-
mışti?
Yanı: Almaı Partamentosn'mın
kûtüğûic ıtler var?
ÇAIIŞANLARIN SORULARI/SORU1NLARI YILMAZ ŞİPAL
"Dayamşma Aidatı Ödüyonım"
S : Bağlı oMuğum sendikadan 1987 ydmda çekilerek, daya-
luşma aidatı ödeyip toplu iş sözteşmelerinden yararlanıyor-
dum.
Halen de dayamşma aidatı ödüyonm. 1993 ydı başmda
başlayan toplusözleşmeıniz, bir sore önce imzalandı.
Toptusözleşmenin imzasına kadar gecen süre için biriken
farklar, sendika üyesi olmadığım gerekçesiyle ödenmedi.
YapOğım başvuruya da;
"2822 saydı Topta iş Sözkşmesi Grev « Lokavt Kanumı'-
nun 9. maddesinde; toplu iş sözkşmeamn imza taritainde ta-
raf işçi sendikasuıa üye olanJann toplu iş sözlesmesinin yfi-
rüriük başlangıcı tarihinden yanuianabflccekleri, toplu iş
söztesnıesinin imzası sırasında üye oünayanlann toplu is söz-
leşnvesütdeo yaraıianmalanıun, toplu iş sözJeşmesinin tarafı
işçi sendikasına dayamşma aidatı ödemekrine bağiı olduğu
hükme bağtanmıştır.
Bu nedenie tophı iş sözleşmesinden dayaıuşma aidatı öde-
mek suretiyle yararianmak isteyen işçikrin, toplu iş sözkş-
mesimn yürüıiük başlangıç tarihi ile imza edildiği tarih ara-
sındaki dönemden vararlanmalan mümkün değildir" yanırı-
nıaldım.
Bu konu ile ilgili yargı kararlan var mıdır? H.Ö.
YANTT: Konu ile ilgili yargı kararlan özet olarak şöyledir
(1) "ÖZET: Tophı iş sözleşmesinden. yfirürlük tarihinden itibaren
yararianabtlmek için imza tarihinde taraf işci sendikasuıuı üyesi olmak
gerekir. İmza tarihinde üye ohnayan fakat, dayamşma aidatı ödemek
suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanmak isteyenkrin talebi ancak
imza tarihinden sonrası için geçeriidir.*"
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 30.9 1986 tarih. 1986/6715 esas ve
1986/8604 karar)
(2) "ÖZET: Toplu iş sözlesmesinin bem yûrûriük tarihiııde hem de
imza tarihinde taraf sendika üyesi olanlar yürüriük tarihinden itibaren,
yürürlök tarihinde üye olmayıp da imza tarihinde üye olanlar ise üye
otduklan tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararianıriar."
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 6.4.1989 tanh, 1989'246 esas ve 1989*
3185 karar)
(3) "ÖZET: Sendika üyesi otmaytp, dayantşma ödentisi (aidatı)
ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanmak isteyen işci söz-
leşmenin imza tarihinden önceki dönem için hak istevetnez.
Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, uyuhnası zorunludur."
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 20.3.1986 tanh. 1986)1531 esas ve
1986/3176 karar)
(4) "Yargrtay Hukuk Genel Kurulu'nun 7.5.1986 tarih ve 1986/489
s. karanna göre; dayamşma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözlesme-
sinden yararianma, ancak toplu iş sözleşmesi yapdmasından sonra
baş>ıını tarihinden itibaren mümkündür. Basvuru tarihinden önce ya-
pdan zamlardan yarariandamaz."
Kaynak: (1) A) Yasa Hukuk Dergisı Ocak 1987, sayfa: 87,27
B) Lebib Yalkın Yayımlan alt AA/I3, sıra no: 275
(2) Lebib Yalkın Yayımlan cilt AA/13, sıra no: 326
(3) Yargıtay Kararlan Dergısi, Şubat 1987, sayfa: 241
(4) Lebib Yalkın Yayımlan, cilt AA/13. sıra no: 275
POLİTIKA VE ÖTESI
MEHMEDKEMAL
Başından geçeni "ayniyle vaki" diye anlatb, ben de
aktarıyorum, ister inanın ister inanmayin:
...Işyerinin telefonu çaldı; sesinden nazik ve terbiyeli
olduğu anlaşılan biri beni sordu. Işyerinden ancak sant-
raldan geçerek konuşabilirdi. Santral bir tür süzücü olu-
yor, güven veriyor; adımı sordu:
"Evet", dedim.
"Efendim burası Lions Kulüp..."
"Buyurun..."
"Sheraton Oteli'nde bir yemeğimiz var, sizi de ara-
mızda görmek istiyoruz. Hiçbir masrafınız olmayacak,
bizim konuğumuz olacaksınız.."
"Efendim... Şey..."
"Hiç para ödemeyeceksiniz, onur konumuğumuz ola-
caksınız.."
"Şey...Nezaman?"
Gününü söyledi.
"Ben defterime bir bakayım, eşime de sorayım."
Durmadan konuşuyor, soru fırsatı vermiyordu. Uygun
olduğunu söyledim.
"Efendim, siz adresinizi verin, ben gelir sizi alanm."
"Bizim hanımla bir görüşeyim."
"Sizin ev Etiler'de değil mi?"
"Sayılır?"
"Alarko Sitesi'ne yakın..."
"Evet."
"Yeni yapılan Akmerkez'in neresine düşüyor?"
"Karşısına!.. Zeytinoğlu caddesi üzerinde.."
"Siz bana numarayı verin, apartmanın adını.."
Bir yandan konuşuyor, bir yandan yazıyor gibi.. Tele-
fonu kapattı..
Kendi kendime konuşuyorum, dünyada ne güzel in-
sanlar var, bakın unutmuyorlar... Arayıp soruyorlar.
Bundan 15-20 yıl önce bir Lions ödülü almıştım, edebiyat
dalında... Hey gidi günler..
Ertesi gün öğleye doğruydu, bu kez de evin telefonu,
aynı kibar ve nazik ses evden arıyordu. Bizim evin tele-
fonu değiştiği için çok az kişi bilir. Şaşırdığim için, "Nu-
marayı nereden aldınız?" diye sertçe sordum. Gayet
pişkin bir sesle,
"Sizin numaranızı kim bilmez efendim. Işyerinizden
aldım."
"Buyurun ne istiyorsunuz?"
"Efendim, sizin evin yakınlarından geçiyorum, yolum
düştü. Eğer uygun bulursanız hem gelip elinizi öpeyim,
hem de adresi iyice öğreneyim."
"Bilmemki!.."
Telefonu kapattık, başımıza bir dertaçtık gibi. Kendimi
oluruna bıraktım. Biraz sonra kapı çaldı, beklenen mü-
nasebetsiz geldi. Şöyle biri: 35-40 yaşlarında, uzun boy-
lu, saçları gür, arkaya taranmış, esmer, sırtnda bir deri
mont var. Çok saygılı, çok edepli, hemen öpmek için eli-
mesarıldı.
Buyur ettim.
Oturduğu sürece neler konuşmadık, nelerden söz aç-
madık... Boğaz'dan, Çengelköy'den.. Nevin Çokay, Ne-
jat'dan .. Ressam Nevin ablasını bilmez olur muymuş..
Ankara, Mülkıye, Esentepe, Sadun Tanju... Burhan Ar-
pat (ilaclarını özel getirirmiş). Sonunda ağzından bakla-
yı çıkardı. Yeşilköy'de gümrüklerde çok yetkiliymiş..
Amirleri çok severmiş... Bir bardak su istedi, verdim...
Çişi geldi, tuvaleti sordu, gösterdim, gidip yaptı. Bir yan-
dan çevreyi süzüyor:
"Sizin telsiz telefonunuz yok mu?" diye ordu.
"Yok..." dedim.
"Olmaz, size bir telsiz telefon lazım... Gazetelerde
okumuşsunuzdur, geçende gümrükte 30-40 tane yaka-
landı. Şimdi bunları yakınlanmıza yok fiyatına ucuzca
veriyoruz (küçük bir rakam söyledi). Size bir tane gerek-
//... Hatta iki de olabilir... Salonun içinde gözleriyle dola-
şıyor.. Nest kafe, viski, sigara lazım değil mi?Ben,' Iste-
mez.." dedikçe o eksiklikleri sıralıyordu. Kocaman bir
listeolmuştu... Kağıtkalem istedi yazdı. Karşılıklı bakışı-
yoruz... Gitmeye davrandı, ama gitmiyordu. Lısteyi kont-
rol etti..
"Şimdi", dedi. "Şimdi bunları almak için biraz peşin
para gerekli... Benim de üstümde yok.. Siz de var mı?"
"Ne kadar?"
"Ne kadar olursa... 500-700 bin gibi bir şey."
Utanarak sızlandım, malum emekliyiz, bizde de ha
deyince bulunmazdı. Bizim hanımın harçlık cebine bak-
tım, bir tane ellilik, bir tane de 250'lik vardı. İki yüz elliliği
verip "mahcubiyetten"kurtuldum. "Yarın öğleden son-
ra uğrarım" dedi. Hem malları getirecek, hem de kalan
parayı alacaktı.
Ayağa kalktı, hemen ivedi yola koyuldu. Kapıdan çık-
mıştı ki bertde de jeton düştü. Dolandırıcılık, türlü bilim-
sel kılıklara girmişti. Kalıbı kıyafeti düzgün adamlar bir
de, böyle köşeyi dönüyorlardı.
Herkesin yaşamında bir öykü vardı, bu da bir tanesiy-
di...
BULMACA
1 2 3 4
8
SOLDAN SAĞA:
1/ Karnıkara da dcnilcn. .
fasulyeye benzer bir bıtki.
2/ Pa'ylama... Habercı. 3/ 2
Şaka. alay, mizah... Psi- g
kanalız dilinde kışının öz
benliği 4/ Ö. Lütfi 4
Akad'ın bir filmı.. Köy g
o>unlannı yöneten kim-
seye verilen ad. 5/ "—'ye 6
benzer bir şey \ar bu ha-
valarda Sarhoş edıyor
insanı sarhoş" (Orhan
Veli).. İskambildebirkd-
ğıt. 6/ Harareı... Tavır.
davranış. 7/ Yabanıl hay\an ban-
nağı... Roma mimarlığında üze-
rinde kurban kesilen sunak...
Bütün kutsal Hınt metınlerinin ba-
şında ve sonunda tekrarlanan mis-
tık hece 8/ "Bir selama - - - oldum
Verir amma neden sonra" (Aşık
Ömer)... Yelkenlenn açılması için
verilen komut. 9/ Genellikle üze-
rinde yazıt bulunan dikilitaş....
Sessiz, uslu.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/
XIX. yüzyılda İran'da doğan ve pek çok ülkede taraftan olan
bir din. 2/ İstek... Kuran'ın son suresı. 3/ İri ve uzun taneli bir
üzüm cınsi.. Kopek. 4/ Tanmda kullanılan azotlu gübre...
Akıtma, dökme. 5/ Bir nota... Şarkı. türkü. 6/ Bakınn sımgesi...
Bırindcn bırinin olacağı sanılan ıkı iş için kullanılan bağlaç...
Bağışlama 7/ Gürcşte bir oyun... Bilgisiz. kültürsüz kimse. 8/
Mert. kalendcr ve babacan kimse... Yaldızlı. 9/ "Gızlice söyle-
mek. haber vermek" anlamında argo sözcük.
L
A
D
V
E
l_
e
A
M
o
T
N\
A
M
A
CUMHURBAŞKANIGAZİ M.KEMAL
PAŞA'NEVS0NBAHAR GEZİLERİ
Nuri Onat (Yayına hazuiayan)
30 000(KDVıqnde)
Çağdaş Yayınktn Tûrkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbul
öderoefigöoderilmez