27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHURİYET 6 ARALIK1993 PAZARTESİ 10 DUNYADA GEÇEN HAFTA HayalethazretleriuğurlandıEDtPEMtLÖYMEN LONDRA - İngiltere'de hayalet bol. Çoğu full-time. öyle ki tanınmış mafikaneler, tiyatrolar, tarihi yapılar hayaletsızse bir tür eksiklik hissedıliyor. Meraklısı için hayalet turian bile var. Geçenlerde, Kraliçe'nin Bankası dıye bilinen, öyle herkese hesap açmayan çok seçkin Coutts bankasmın merkez binasındakı full-ume hayaletle anlaşmaya vanldı. 400 yıidır binadan aynlmamakta direnen hayalet, artık emekli oluyor. Bircin çıkarma ve hayalet kovalama ustası, hayaletle görüştü, derdini dinledi. Meğerse hayalet bunca zamandır derdini anlatacak birini ararmış. Görenlerin hepsi ondan kaçtığı için de anlatamazmış. Hayaletin onunına kılisede yapılan şükran duası ise hiç de öyle marjinal. tuhaf, egzantrik, egzotik bir olay degildi. Hayaletin bugünkü mırasçılan Norfolk Dükü ve eşı Düşes Hazretlen ve 50 akrabalan haar bulundu. Basın mensuplan da davet edıldi. Hayaletin kim olduğu belli. Birinci Elizabeth döneminde 1572'de idam edilen 4. Norfolk Dükü INCILTERE Tbomas Howard Hazretlen. Neden şimdiki kralıçenın bankasında dolaşüğı da belli. Bankanın bulunduğu yerde idam edilmiş çünkü. Bir komploya kurban gituğini söylüyor ve aklanmak istiyor. öteki dünyadan bunu yapabilmenin yolu, banİcada arada sırada görünüp herkesi dehşete düşürmek. Çalışanlann ve hele gece bekçilennin canına o kadar tak demis ki bu iş, bankanın genel müdürü Ingiltere'nin ünlü cin çıkarma ve hayalet kovalama ustası Eddie Burks'ü bile davet etmiş duruma çare bulması için. Hayaletle temasa geçen Bay Burks, işin içyüzünü anlamış. 400 yıl önce Norfolk Dükü'nü Krabçe'ye gammazlayan ve vatana ihanet suçıından karga tulumba idam ettiren, krabçenın danışmanlanndan Sir VVilfiam CedTden başkası değilmiş. Bunu anlayan cin ustası Bay Burks. hayalete aklanması için her şeyın yapılacağını vaat edince hayaletin ayağı gerçekten bankadan kesilmış. Bankanın yakınındaki kilisede şükran duasırun nedeni bu. Rahip Frands Edwards yapuğı konuşmada. ıdamdan tarihi bir hata ve hakazlık diye sözetti. Dük hazretlennin niyazı olduğunu anlattı ve ulus adına kendisinden özürdiledi. Ortadan kaybolan hayalet bir kez daha bankaya giderse, bunun kredi almak için olacağı sanılıyor. Norfolk Düşesi Ladv Vlary Mmnford, "Ruhu şad oisun diye bu dnayı yaptık" derkenkocası dük hazretlen ise " Aüemizi ilgilendiren bir komı olduğu içingektim. Benhayaleteruha ane inanmanı" dedı. SıraRocard'daMİŞELPERLMAN PARİS - "lyi is6 ayda çıkar" derler ya... Oyle oldu işte! Geçen cuma sabâhı cumhurbaşkanhğı sarayı Elysee'de gerçekleşen buhışmayı kastedıyoruz. Tam 6aydır bekliyordu bunu Micfad Rocard. Önünde sonunda Devlet Başkanı François Mitterrand'ın eskı başbakanlanndan değil mıydi? Bir süre önce, Paris bankyösünde "ushı ve sakin" geçen sosyalistlerin kongresinde, partinin 1. sekreteri görevıne seçılmemiş rrriydi? Bütün bunlan göz ardı edetnezdi elbette Mitterrand. Kongre sonrası Michel Rocard'ın kendisı. Mitterrand'ın daveünin gün meselesı olduğunu söylediyse de evdeki hesap çarşıya pek uymadı. Bekleme süresi biraz uzadı. Ortada Cumhurbaşkanı'yla yaklaşık 30 yıl sürmüş bir rekabet varkenbırazdaha beklemenin lafı mı olurdu ki! önemli olan, takdir ederşiniz ki davetın kendisiydı. Öğle yemeği mı? Değıl. Akşam yetneğı mi? O da değil. Sadece güzel birkahvaltı: Nefis kahve kokusu, çıtırçıtır "cro«ssaırt"]ar Böyle kahvalüya can feda! Şımdi de biranımsatma. 1981'deve 1988'decumhurbaşkanlığına adayhğıru koymuş Rocard, söz konusu secimlerin her birinde gerçekten de büyük birözveri örneği serjjıleyerek Mitterrand lehine adayhktan çekilrniştir. Yaşı beklemeye müsaitti. Ama sonsuza dek beklemekle yetinemeyeceğine göre 1995'tedüzenlenmesi gereken cumhurbaşkanhğı seçımine bu kez sosyalistlerin adayı olarak kaülmaya kararb mı karaıiı. Bu açıdân FRANSA da Mitterrand'ın desteğıru eldeetmek kadar doğal bir istekolamaz elbette. Evet, ama karşısı nasıl bir ses verir acaba? Bu konuda yapılan spekülasyonlann bini bir paraya! Şöyle ki. geçen cuma sabahı, birsaat sürmüş "çahşRia kahvatası"ndan çıkarken. kendisıneyöneltilen sorulara, Rocard, buluşmanın "fevkalade bir şekilde" geçüğini söylemekle yetindi. Gerisini, ortayaçeşitli varsayunlar aup ahkam kesen profesyoneller bulup çıkarsın bakalım. Yorumlarçesitli. Acaba sosyalistlenn geçen mart ayında düzenlenmiş milletvekih seçımlerindeki hezimetinden sonra Rocard'ın parti lideri veeski başbakanlardan Laurend Fabius'u ıyice birdışlayıp koltuğuna sahip olması mı öfkelendirmişti Cumhurbaşkanı'nı? Kimi yorumculann görüşü böyle. Diğerlerine soracak olursanız, eski başbakanın genel seçimler kampanyası sırasındaki davranışının partinin genel çizgisine uymayışı, Rocard'ın ayn telden çalma eğilimiydi Cumhurbaşkanı'nı öfkelendıren. Hatta ekimdeki parti kongresine yolladığı gelenekselmesajda bir tek kez bile Rocard'dan söz etmezken Rocard Mitterrand'ı göklere çıkaran lallarettı. Durum galiba açıklığa kavuştu nihayet. Le Nouvel Observateur dergisinın yazdıklanna bakacak olursanız Rccard 1995'te Mitterrand değıl engellemek, alenen destekleyecekmiş onu... Bizderginin yalancısıyız! Savaşm kurbanı çocuklar Burundi'de etnik kabileler arasındaki iç savaş, yüzbınlerce insanı evlerini terk edıp göçmen kamplannda yaşamaya zorladı. Devlet Başkanı Melchior Ndadaye'nin öldürüldüğü biraskeri darbeyle başlayan iç savaşta ölen sivillerin sayısı yüzbınlerle ifade edıliyor. Hutu ve Tutsi kabilelerinin birbirlerinin köylenne düzenledikleri aamasız saldınlardan kaçan yüzbınlerce insan komşu Ruanda, Tanzanya veZaire'ye sığındı. Sınıra yakın bölgelerde kurulan kamplarda elverişsiz sağlık koşullan ve yetersiz beslenme yüzünden özellikleçocuk ölümlerinin yüksek sayıda olduğu büdiriliyor.(REUTER) T1ME 'a göre ülke ekonomisi tam birçöküntü içinde. Ancak halk Castro'yu hâlâ seviyor Küba'dasosyalizm rüyasınınsonu MEKSIKA KORfEZl MfrK KİMÜK KARTIKÜBA Yüzölçüınu: 110 bin 860 kılometre kare Nüfiıs; 10 milyon 732 bin Nüfus dağılmı: Yüzde 72 kentsel, yüzde 28 kırsal Dil: îspanyolca Yönetim şekli: Sosyalist cumhuriyet Devlet Başkanı: Fidel Castro Kişibasınadüjenyıllıkgefir:2bin644dolar (1990) Ulusalbütçe: 14.4milyardolar(201 trilyonTL) tthalatı: 7.6 milyar dolar (1987) İtaracab: 5.4 milyar dolar (1987) Başhca örûnleri: Şeker, tütün, pirinç. kahve Endüstri koüan: Çimento, gıda, şeker KÜBALDLARIN BABASI- Castro ekonoımk zorhıklara rağmen Kubalüann gönlündeki yerint koruyor. fREUTER) Ehş Haberier Servisi - Küba lideri FUd Castro'nun sosyalist düşü, kara- basana dönüştü. Tkne dergisırun son sayısında yayı- mlanan bir incelemeye göre Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte maddi kaynaklan kuruyan Küba'da ınsanlar aç. Yiyccek karneye bağlanmış, ancak mağazalann raflan neredeyse bom- boş. Ürünü dağıtacak kamyonlara benzin bulunamadığı için hasat tarla- dan kaldınlamıyor. Fabrikalar kapanmış; makineleri çalışüracak benzin, işleyecek ham- madde yok. Sabun yok, tuvalet kağıdı yok, zaten normal kağıt da yok. Baş- İcent Havana'nın geniş bulvarlannda otomobile, hatta otobüse bile rast- lanmıyor. Toplu taşunaalık, arkası açık büyük kamyonlaria gerçekleştiri- üyor. Gündüzleri, Havana'nın üzerinde kalın bir duman tabakası asıb. Kirli havanın sorumlusu, Castro yönetimi- nin elektrik santrallannı çalıştırabil- mek için kullandığı ucuz, kalitesiz pet- rol. Kübahlann cığerlerini dumanla dolduran kalitesiz petrol ne yazık ki Havana'nın gecelerini aydınlatmaya yetmiyor. Gündüzleri 12 saat elektrik- siz kalan kent, geceleri de karanlık ve sessız. Fdaketsenaryolan Castro yönetiminin geleceğiyle çok yakmdan Ugilenen ABD, Küba için fe- laket senaryolan yazıyor. ABD Dışiş- leri Bakanbğı tarafından geçen hafta yayımlanan bir raporda, Küba'nın 'kargaşa ortamına doğnı yavaş yavaş ilerlediği' savunuldu. CIA'nın, ABD Başkanı Bül Clin- ton'a geçen ağustos ayında sunduğu bir raporda ise "Küba'daki beürsizük ve gerîlim o denii keskin ki Devlet Baş- kanı Fidel Castro'oun dddi bir hesap hatası, sağbğının bozulması veya ordu- nun çevireceği herhangi bir entrika, re- jimi tehdit edebilecek boyutta bir istik- rarsızlığa yol açabilir" ifadesi yer alı- yordu. Raporda, böylesi bir 'istikrar- sızbğın' kanlı bir biçimde sonuçlanabi- leceği de savunuluyordu. Ancak Washington'ın bu kanlı teo- rilenne karşın Küba halkı şu anda hiç de öyle sokaklara dökülüp protesto gösterileri yapacak. kanlı ayaklan- malara kalkışacak gibi görünmüyor. Bazjlan. bunu Kübahlann uyurn sağlama konusunda olağanüstü bir yeteneğe sahip olmalanyla açıklıyor. Söylenenlere göre Kübalılar yasalara saygılı, baş kaldjrmaya hevesli olma- yan insanlar. Restoran işletmecisi Oc- tavio, "KübaJılar bir tabak yemek, bir şişe rom buMuklan zaraan mududur- lar" diyor. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yan» Küba'da yaşanan büyük de- ğişim, ülkeye ayak basan her ya- bancının dikkatini çekecek düzeyde. Küba'nın eski Küba olmadığı acıkça görülüyor. Castro'nun sosyalist ütopyası, önle- nemez biçimde kapitalizme doğnı kayıyor. Ancak Kübalılar, Castro'- nun gerçekleştirdiği devrimin onlara pek çok şey kazandırdığının farkın- dalar. Ülkede şu anda çok ciddi bir ekono- mik kriz yaşanmasına karşın, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik sıstemi, Cast- ro'nun rahatça övünebileceği düzey- de. tnsanlar ekonominin şu anda ber- bat bir durumda olduğunu biliyor, an- cak ülkeyi bu durumdan yalnızca Fi- del Castro'nun çekip çıkarabileceğini düşünüyorlar. Değişimin kaynağı Küba'da yaşanan büyük değişim, halkın veya yöneticilenn zihniyetinde- ki değışimden değıl, yaşam şartlannın güçleşmesinden kaynaklanıyor. Sov- yetler Birliği'nin dağlması Havana'- nın kaynaklannı 8 milyar dolardan 1.7 milyar dolara düşürmeseydi, değişim büyük oiasılıkla henüz başlamamış olacaktı. Geçen temmuz ayında, Castro eko- nomiyi toparlamak için yenı adımlar atmaya başladı. llk iş olarak Ameri- kan Dolan'nın ülke içinde kullanımı serbest bırakıldı. çıftçılere daha fazla özgürlük sağlandı ve pek çok dalda küçük özel işletmeler kurulmasına izin verildi. Ekonomide yeni değişikhlder ise yolda. Yeni vergi sisteminin taslağı ge- çenlerde açıklandı. Tanm sektörünün yeniden yapılanması çahşmalan sür- dürülüyor. Ülkeden aynlmak isteyen- lere izin verilmesi bile gündemde. Castro'nun, Küba halkının daha önce yasadışı yollardan yaptıklannı yasal hale getirmek zorunda kaklığı söyleni- yor. Iyimserler, hangi nedenle ve ne şe- kilde olursa olsun, gerçek reformun yolunun açıldığını savunuyorlar. Kö- tümserler ise değışimlerin çok dar bir alanda kaidığına dikkat çekiyorlar. Sovyetler dönemindekı yanlış tanm politikalan, Küba'yı kendini besleye- mez hale getirmiş. Adadaki tüm tanm alanlan, petrole karşılık olarak Rus- ya'ya satmak üzere şekerkamışına aynbnış. AIDS'lüer dinton'akızgın FUATKOZLUKLU WASHINGTON - Bu artık bir Amerikan geleneği. Çok yenince insanm uykusunu getiren hindi ziyafetinin etkisinden kurtulur kurtulmaz, yani Şükran Günü'nden çıkar çıkmaz Noel çılgınİığjna dalıvermek Amerikahlar bunu bir kez daha yapü ve hindıleri yer yemez Noel için çam ağaa almaya koştu. Dev mağazalann "dev" indirimleri. özel ışıklandınlan caddeler ülkenin görüntüsünü değiştinverdı. Öte yandan her gün ortalama 95 kişiyı öldüren AIDS. bir kez daha ABD'yi sarstı. 1 aralık günü AIDS'ten ölenlenn anısına düzenlenen gösterilere Clinton da Beyaz Saray'ın ışıklanru söndürerek katıldı. AIDS günü toplanülanndan birinde konuşan Başkan, AIDS'lı bir genç tarafından kampanya sırasında verdiği sözü yerine getirmemekle eleştirildi. Gencin öflcesi hastalığın virüsünü kapmış ve ölümle pençeleşen mılyonlann sesiydi: "Hastalığı \enecek ilacm buJuıunası icin çaba harcanmıyordu!" Genç, Cbnton'a "Ucuz konuşmaJar yapacağına bir şeyler yap" dı>e bağırdı. Amenkan kamuoyundaki desteği sürekli sarsılan Başkan Bül CHnton'ın, SomaLi poliükasında geri adım atışı da büyük tepki gördü. Siyasi çevrelere göre Arkansaslı genç, valılikle başkanlık koltuğunu iyice ABD kanştınyordu. Kellesine ödül konan çete liderineyenik düşülmesi hazmedilemiyordu. Çete reisi General Muhamnted Aidid'in, birkaç hafta öncesine kadar kellesini koparmak için köşe bucak kendisini arayan ABD askerlerinin korumasında ve yıne ABD ordusuna aıt uçakla Mogadişu Havaalanı'ndan aynhşını gösteren filmler Clinton'atepkiyiartürdı. 18 ABD askerinin cesedini (kımınin kafasını kopartarak) caddelerde gezdiren çetecilere teshm olunmuştu. "Şiddet topiumunıın" başkanını ve halkın bir bölümünü "umırtlandıran" bir olay Kolombivab "uyuşturucu baroou" Pabio Escobar'ın öldürübnesiydi. Escobar, ABD'run arka bahçesınde 'İ>eyaz ölüm kokain"ı yetiştirip "kanlı ölümlere'' pazarbyordu. Be>az tozla yüzbinleri, kurşunlada binleri öldüren Escobar'ın sonu bazı yayın organlannın ıddıasına göre CIA sayesınde geldi. Iddıaya göre birkaç gün önce Almanya'dan Kolombiya'ya dönen eşini telefonla aradığında yeri bebrlendı ve mafya babası klasık sonla tarih oldu. Kolombıyah devlet başkanını mcsaj göndenp kutlayan ABD lıdennin umudu, ûJkesınin kokain piyasasının yüzde 80'ini elinde tutan Kolombiyamafyasının Escobar'ın sonundan "dersJer çıkarması." Volvo'nunbirleşme lıayallerisöndü GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Geçen haftanın en önemli olayı bir süredir kaynamakta olan Volvo kazanının taşması ve Renault'yJa birleşme ateşini söndürmesiydi. Bir süre önce Fransızlarla vanlan anlaşmaya. daha çok Fransa'nın çıkarlannı koruyor diye karşı çıkan hissedarlar, otomobil bölümünün genel müdürü Sörec Gyll'ü de yanlanna abnayı başannca, şirketin efsanevi şefi, yönetim kurulu başkanı Pehr GyUenhammar istifaettığınıaçıkladı Ünlu ışadamını tanınmış bazı adlar da izledı. Aynı zamanda Renault'dan. "birleşme karannın iki kez Volvo yönetim kurulundan gecmesine rağmen olumsuz karar alındığı"' gerekçesiyle ciddı bir kınama geldi. Geçen haftanın ikinci önemli olayı işsizbk furyasından büyük pay alan işkollanndan bin durumundakı yapı sektörü sendıkasırun başkanının. aynen yönettikleri bankalan batıran müdürlergibi milyonlarca kron tutanndaki bir "paraşüt sozleşnıesi" v lc geleceğini garantiye almış olduğunun ortaya çıkmasıydı. Görkemli bir makamdan aynldıktan sonraki "sivil" İSVEC yaşama "yumuşak iniş" yapıünasını sağlamak için düzenlenen bu tür "paraşüt sozleşmeler^, bugüne dek yalnızca fınans devlerinin ve beceriksiz bankamüdürlerinin adıyla birlikte anıbyordu. Yapı-İş Sendıkası nın başkanına bu "kolaybğı" sağJayan, 2 milyon üyeli İşçi Sendikalan Konfederasyonu'nun başkanı Stig Malm istifa etu. Geçen pazartesı günkü yazımızda sözünü ettiğimiz Demirbaş Şarl'ın 30 kasımdakı ölüm yıldönümü dazlaklann umduğu gibı geçmedi. Stockholm pobsinin dazlaklar ve anti-faşistlere koyduğu gösteri yasağını hükümet ikincı gruba izin vererek bozdu. Naziler Demirbaş Şarl'ın heykeh önünde gösten yapamazlarken anü-faşist birlik, İsveç işçi hareketınde önemli yeri olan Norra Ban Meydanı'nda toplanarak ırkçıbğı vefaşızmı kınadı. Güneydekı Lund kentindeise dazlaİdarla dövüşmek için gelen Danimarkab anarşistler polisesaldırdı. Dazlaklann ortalıkta gözükmedıği olayda yakalanan Danimarkablar sınır dışı edıldiler. Telefonskandalı giderekbüyüyor FERRUHYILMAZ KOPENHAG- Danimarka'da yürütmeyi denetlemekle görevü Ombudsman Hans Ganuneltoft-Hansen'in telefonlannın dınlenmesıyle ilgili gelişmeler, istihbarat servıslerinın ışe kanştığı olaylarda adet olduğu üzere çeşıüi yönlerdeki spekülasyonlarla garip yönlerde gelişmeye devam _ edıyor. Kopenhag Üniversitesi Hukuk Danışmanı Lars Erik-Ailin'ın. 1986 yıhnda o sıralar öğretim üyeliği görevinde bulunan Profesör Hans Gammeitoft-Hansen'in telefonunun dinlendigi yolunda aldıgı bir bilgi üzerine Hansen'in odasına gızlice girerek dinleme rihazını söktügünü açıklaması. hükümetin bu konuda soruşturma başlatmasına yol açtı. Olayı ortaya çıkaran Ekstra Bladet son olarak, Hans Gammeitoft-Hansen'in, fsrail gizli servisi MOSŞAD tarafından dınlendiğini öne sürdü. Profesör Hansen'in, 1986 yıhnda Ombudsman adayı olması, telefonlannın bu adaylığa karşı çıkan eski Adalet Bakanı Erik Ninn-Hansen tarafından dinJetıimiş olabileceği yolunda DANIMARKA spekülasyonlara yol açmıştı. Lars Erik-Allin'in düzenlediği basın toplantısında. Gammeltoft-Hansen'in telefonunun dinlenıldiğini 1986 yıb nısan ayında duymuş olduğunu söylemesi bu teoriyi geçersiz kıldı. Hansen'in adaybğı ilk olarak ağustos ayında gündemegelmışti.. Olaya PKK'nın da adının kanşmış olmaa, haberin kaynağı Lars Erik-Allin'in konumundan kaynaklanıyor. Kralice ve Başbakan gibi önemli kişilenn üniversiteyi zıyaretlen sırasında güvenlik amacıyla PETle ilişkileri yürüten Albn. aynı zamanda üniversitedeki öğrenci konseyi ve öğrencilere tahsis edilen öğrenci evinin yönetim kuruluyla da ilişkileri sağbyordu. Albn'in öğrenci evi yönetim kuruluna, PETin eb'nde öğrenci evine girip çıkan PKK'blann resımlerinin bulunduğunu söylemesi, öğrencilerin AUİn'i PETin adamı olarak suçlamasına yol açtı ve ögrenciler başka bir olaydan dolayı kapatılan öğrenci evinin açılmasıyla ilgili görüşmelere Albn'le devam etmek istemediklerim bildirdiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle