Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAVFA CUMHURİYET 6 ARALIK1993 PAZARTESİ
10 DUNYADA GEÇEN HAFTA
HayalethazretleriuğurlandıEDtPEMtLÖYMEN
LONDRA - İngiltere'de hayalet bol.
Çoğu full-time. öyle ki tanınmış
mafikaneler, tiyatrolar, tarihi yapılar
hayaletsızse bir tür eksiklik
hissedıliyor. Meraklısı için hayalet
turian bile var. Geçenlerde,
Kraliçe'nin Bankası dıye bilinen, öyle
herkese hesap açmayan çok seçkin
Coutts bankasmın merkez
binasındakı full-ume hayaletle
anlaşmaya vanldı. 400 yıidır binadan
aynlmamakta direnen hayalet, artık
emekli oluyor. Bircin çıkarma ve
hayalet kovalama ustası, hayaletle
görüştü, derdini dinledi. Meğerse
hayalet bunca zamandır derdini
anlatacak birini ararmış. Görenlerin
hepsi ondan kaçtığı için de
anlatamazmış. Hayaletin onunına
kılisede yapılan şükran duası ise hiç de
öyle marjinal. tuhaf, egzantrik,
egzotik bir olay degildi. Hayaletin
bugünkü mırasçılan Norfolk Dükü ve
eşı Düşes Hazretlen ve 50 akrabalan
haar bulundu. Basın mensuplan da
davet edıldi. Hayaletin kim olduğu
belli. Birinci Elizabeth döneminde
1572'de idam edilen 4. Norfolk Dükü
INCILTERE
Tbomas Howard Hazretlen. Neden
şimdiki kralıçenın bankasında
dolaşüğı da belli. Bankanın
bulunduğu yerde idam edilmiş çünkü.
Bir komploya kurban gituğini
söylüyor ve aklanmak istiyor. öteki
dünyadan bunu yapabilmenin yolu,
banİcada arada sırada görünüp
herkesi dehşete düşürmek.
Çalışanlann ve hele gece bekçilennin
canına o kadar tak demis ki bu iş,
bankanın genel müdürü Ingiltere'nin
ünlü cin çıkarma ve hayalet kovalama
ustası Eddie Burks'ü bile davet etmiş
duruma çare bulması için.
Hayaletle temasa geçen Bay Burks,
işin içyüzünü anlamış. 400 yıl önce
Norfolk Dükü'nü Krabçe'ye
gammazlayan ve vatana ihanet
suçıından karga tulumba idam ettiren,
krabçenın danışmanlanndan Sir
VVilfiam CedTden başkası değilmiş.
Bunu anlayan cin ustası Bay Burks.
hayalete aklanması için her şeyın
yapılacağını vaat edince hayaletin
ayağı gerçekten bankadan kesilmış.
Bankanın yakınındaki kilisede şükran
duasırun nedeni bu. Rahip Frands
Edwards yapuğı konuşmada.
ıdamdan tarihi bir hata ve hakazlık
diye sözetti. Dük hazretlennin niyazı
olduğunu anlattı ve ulus adına
kendisinden özürdiledi. Ortadan
kaybolan hayalet bir kez daha
bankaya giderse, bunun kredi almak
için olacağı sanılıyor. Norfolk Düşesi
Ladv Vlary Mmnford, "Ruhu şad
oisun diye bu dnayı yaptık"
derkenkocası dük hazretlen ise
" Aüemizi ilgilendiren bir komı olduğu
içingektim. Benhayaleteruha ane
inanmanı" dedı.
SıraRocard'daMİŞELPERLMAN
PARİS - "lyi is6 ayda çıkar"
derler ya... Oyle oldu işte!
Geçen cuma sabâhı
cumhurbaşkanhğı sarayı
Elysee'de gerçekleşen
buhışmayı kastedıyoruz. Tam
6aydır bekliyordu bunu
Micfad Rocard. Önünde
sonunda Devlet Başkanı
François Mitterrand'ın eskı
başbakanlanndan değil
mıydi? Bir süre önce, Paris
bankyösünde "ushı ve sakin"
geçen sosyalistlerin
kongresinde, partinin 1.
sekreteri görevıne seçılmemiş
rrriydi? Bütün bunlan göz ardı
edetnezdi elbette Mitterrand.
Kongre sonrası Michel
Rocard'ın kendisı.
Mitterrand'ın daveünin gün
meselesı olduğunu söylediyse
de evdeki hesap çarşıya pek
uymadı. Bekleme süresi biraz
uzadı. Ortada
Cumhurbaşkanı'yla yaklaşık
30 yıl sürmüş bir rekabet
varkenbırazdaha
beklemenin lafı mı olurdu ki!
önemli olan, takdir ederşiniz
ki davetın kendisiydı. Öğle
yemeği mı? Değıl. Akşam
yetneğı mi? O da değil. Sadece
güzel birkahvaltı: Nefis
kahve kokusu, çıtırçıtır
"cro«ssaırt"]ar Böyle
kahvalüya can feda! Şımdi de
biranımsatma. 1981'deve
1988'decumhurbaşkanlığına
adayhğıru koymuş Rocard,
söz konusu secimlerin her
birinde gerçekten de büyük
birözveri örneği serjjıleyerek
Mitterrand lehine adayhktan
çekilrniştir. Yaşı beklemeye
müsaitti. Ama sonsuza dek
beklemekle yetinemeyeceğine
göre 1995'tedüzenlenmesi
gereken cumhurbaşkanhğı
seçımine bu kez sosyalistlerin
adayı olarak kaülmaya
kararb mı karaıiı. Bu açıdân
FRANSA
da Mitterrand'ın desteğıru
eldeetmek kadar doğal bir
istekolamaz elbette. Evet,
ama karşısı nasıl bir ses verir
acaba? Bu konuda yapılan
spekülasyonlann bini bir
paraya! Şöyle ki. geçen cuma
sabahı, birsaat sürmüş
"çahşRia kahvatası"ndan
çıkarken. kendisıneyöneltilen
sorulara, Rocard,
buluşmanın "fevkalade bir
şekilde" geçüğini söylemekle
yetindi. Gerisini, ortayaçeşitli
varsayunlar aup ahkam kesen
profesyoneller bulup çıkarsın
bakalım. Yorumlarçesitli.
Acaba sosyalistlenn geçen
mart ayında düzenlenmiş
milletvekih seçımlerindeki
hezimetinden sonra
Rocard'ın parti lideri veeski
başbakanlardan Laurend
Fabius'u ıyice birdışlayıp
koltuğuna sahip olması mı
öfkelendirmişti
Cumhurbaşkanı'nı? Kimi
yorumculann görüşü böyle.
Diğerlerine soracak
olursanız, eski başbakanın
genel seçimler kampanyası
sırasındaki davranışının
partinin genel çizgisine
uymayışı, Rocard'ın ayn
telden çalma eğilimiydi
Cumhurbaşkanı'nı
öfkelendıren. Hatta ekimdeki
parti kongresine yolladığı
gelenekselmesajda bir tek kez
bile Rocard'dan söz etmezken
Rocard Mitterrand'ı göklere
çıkaran lallarettı. Durum
galiba açıklığa kavuştu
nihayet. Le Nouvel
Observateur dergisinın
yazdıklanna bakacak
olursanız Rccard 1995'te
Mitterrand değıl engellemek,
alenen destekleyecekmiş
onu... Bizderginin
yalancısıyız!
Savaşm
kurbanı
çocuklar
Burundi'de etnik
kabileler arasındaki iç
savaş, yüzbınlerce insanı
evlerini terk edıp göçmen
kamplannda yaşamaya
zorladı. Devlet Başkanı
Melchior Ndadaye'nin
öldürüldüğü biraskeri
darbeyle başlayan iç
savaşta ölen sivillerin
sayısı yüzbınlerle ifade
edıliyor. Hutu ve Tutsi
kabilelerinin birbirlerinin
köylenne düzenledikleri
aamasız saldınlardan
kaçan yüzbınlerce insan
komşu Ruanda,
Tanzanya veZaire'ye
sığındı. Sınıra yakın
bölgelerde kurulan
kamplarda elverişsiz
sağlık koşullan ve
yetersiz beslenme
yüzünden özellikleçocuk
ölümlerinin yüksek
sayıda olduğu
büdiriliyor.(REUTER)
T1ME 'a göre ülke ekonomisi tam birçöküntü içinde. Ancak halk Castro'yu hâlâ seviyor
Küba'dasosyalizm rüyasınınsonu
MEKSIKA
KORfEZl
MfrK
KİMÜK KARTIKÜBA
Yüzölçüınu: 110 bin 860 kılometre kare
Nüfiıs; 10 milyon 732 bin
Nüfus dağılmı: Yüzde 72 kentsel, yüzde 28 kırsal
Dil: îspanyolca
Yönetim şekli: Sosyalist cumhuriyet
Devlet Başkanı: Fidel Castro
Kişibasınadüjenyıllıkgefir:2bin644dolar (1990)
Ulusalbütçe: 14.4milyardolar(201 trilyonTL)
tthalatı: 7.6 milyar dolar (1987)
İtaracab: 5.4 milyar dolar (1987)
Başhca örûnleri: Şeker, tütün, pirinç. kahve
Endüstri koüan: Çimento, gıda, şeker
KÜBALDLARIN BABASI- Castro ekonoımk zorhıklara rağmen Kubalüann gönlündeki yerint koruyor. fREUTER)
Ehş Haberier Servisi - Küba lideri
FUd Castro'nun sosyalist düşü, kara-
basana dönüştü.
Tkne dergisırun son sayısında yayı-
mlanan bir incelemeye göre Sovyetler
Birliği'nin dağılmasıyla birlikte maddi
kaynaklan kuruyan Küba'da ınsanlar
aç. Yiyccek karneye bağlanmış, ancak
mağazalann raflan neredeyse bom-
boş. Ürünü dağıtacak kamyonlara
benzin bulunamadığı için hasat tarla-
dan kaldınlamıyor.
Fabrikalar kapanmış; makineleri
çalışüracak benzin, işleyecek ham-
madde yok. Sabun yok, tuvalet kağıdı
yok, zaten normal kağıt da yok. Baş-
İcent Havana'nın geniş bulvarlannda
otomobile, hatta otobüse bile rast-
lanmıyor. Toplu taşunaalık, arkası
açık büyük kamyonlaria gerçekleştiri-
üyor.
Gündüzleri, Havana'nın üzerinde
kalın bir duman tabakası asıb. Kirli
havanın sorumlusu, Castro yönetimi-
nin elektrik santrallannı çalıştırabil-
mek için kullandığı ucuz, kalitesiz pet-
rol. Kübahlann cığerlerini dumanla
dolduran kalitesiz petrol ne yazık ki
Havana'nın gecelerini aydınlatmaya
yetmiyor. Gündüzleri 12 saat elektrik-
siz kalan kent, geceleri de karanlık ve
sessız.
Fdaketsenaryolan
Castro yönetiminin geleceğiyle çok
yakmdan Ugilenen ABD, Küba için fe-
laket senaryolan yazıyor. ABD Dışiş-
leri Bakanbğı tarafından geçen hafta
yayımlanan bir raporda, Küba'nın
'kargaşa ortamına doğnı yavaş yavaş
ilerlediği' savunuldu.
CIA'nın, ABD Başkanı Bül Clin-
ton'a geçen ağustos ayında sunduğu
bir raporda ise "Küba'daki beürsizük
ve gerîlim o denii keskin ki Devlet Baş-
kanı Fidel Castro'oun dddi bir hesap
hatası, sağbğının bozulması veya ordu-
nun çevireceği herhangi bir entrika, re-
jimi tehdit edebilecek boyutta bir istik-
rarsızlığa yol açabilir" ifadesi yer alı-
yordu. Raporda, böylesi bir 'istikrar-
sızbğın' kanlı bir biçimde sonuçlanabi-
leceği de savunuluyordu.
Ancak Washington'ın bu kanlı teo-
rilenne karşın Küba halkı şu anda hiç
de öyle sokaklara dökülüp protesto
gösterileri yapacak. kanlı ayaklan-
malara kalkışacak gibi görünmüyor.
Bazjlan. bunu Kübahlann uyurn
sağlama konusunda olağanüstü bir
yeteneğe sahip olmalanyla açıklıyor.
Söylenenlere göre Kübalılar yasalara
saygılı, baş kaldjrmaya hevesli olma-
yan insanlar. Restoran işletmecisi Oc-
tavio, "KübaJılar bir tabak yemek, bir
şişe rom buMuklan zaraan mududur-
lar" diyor.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından
bu yan» Küba'da yaşanan büyük de-
ğişim, ülkeye ayak basan her ya-
bancının dikkatini çekecek düzeyde.
Küba'nın eski Küba olmadığı acıkça
görülüyor.
Castro'nun sosyalist ütopyası, önle-
nemez biçimde kapitalizme doğnı
kayıyor. Ancak Kübalılar, Castro'-
nun gerçekleştirdiği devrimin onlara
pek çok şey kazandırdığının farkın-
dalar.
Ülkede şu anda çok ciddi bir ekono-
mik kriz yaşanmasına karşın, eğitim,
sağlık ve sosyal güvenlik sıstemi, Cast-
ro'nun rahatça övünebileceği düzey-
de. tnsanlar ekonominin şu anda ber-
bat bir durumda olduğunu biliyor, an-
cak ülkeyi bu durumdan yalnızca Fi-
del Castro'nun çekip çıkarabileceğini
düşünüyorlar.
Değişimin kaynağı
Küba'da yaşanan büyük değişim,
halkın veya yöneticilenn zihniyetinde-
ki değışimden değıl, yaşam şartlannın
güçleşmesinden kaynaklanıyor. Sov-
yetler Birliği'nin dağlması Havana'-
nın kaynaklannı 8 milyar dolardan 1.7
milyar dolara düşürmeseydi, değişim
büyük oiasılıkla henüz başlamamış
olacaktı.
Geçen temmuz ayında, Castro eko-
nomiyi toparlamak için yenı adımlar
atmaya başladı. llk iş olarak Ameri-
kan Dolan'nın ülke içinde kullanımı
serbest bırakıldı. çıftçılere daha fazla
özgürlük sağlandı ve pek çok dalda
küçük özel işletmeler kurulmasına izin
verildi.
Ekonomide yeni değişikhlder ise
yolda. Yeni vergi sisteminin taslağı ge-
çenlerde açıklandı. Tanm sektörünün
yeniden yapılanması çahşmalan sür-
dürülüyor. Ülkeden aynlmak isteyen-
lere izin verilmesi bile gündemde.
Castro'nun, Küba halkının daha önce
yasadışı yollardan yaptıklannı yasal
hale getirmek zorunda kaklığı söyleni-
yor.
Iyimserler, hangi nedenle ve ne şe-
kilde olursa olsun, gerçek reformun
yolunun açıldığını savunuyorlar. Kö-
tümserler ise değışimlerin çok dar bir
alanda kaidığına dikkat çekiyorlar.
Sovyetler dönemindekı yanlış tanm
politikalan, Küba'yı kendini besleye-
mez hale getirmiş. Adadaki tüm tanm
alanlan, petrole karşılık olarak Rus-
ya'ya satmak üzere şekerkamışına
aynbnış.
AIDS'lüer
dinton'akızgın
FUATKOZLUKLU
WASHINGTON - Bu artık
bir Amerikan geleneği. Çok
yenince insanm uykusunu
getiren hindi ziyafetinin
etkisinden kurtulur
kurtulmaz, yani Şükran
Günü'nden çıkar çıkmaz Noel
çılgınİığjna dalıvermek
Amerikahlar bunu bir kez
daha yapü ve hindıleri yer
yemez Noel için çam ağaa
almaya koştu. Dev
mağazalann "dev"
indirimleri. özel ışıklandınlan
caddeler ülkenin görüntüsünü
değiştinverdı. Öte yandan her
gün ortalama 95 kişiyı öldüren
AIDS. bir kez daha ABD'yi
sarstı. 1 aralık günü AIDS'ten
ölenlenn anısına düzenlenen
gösterilere Clinton da Beyaz
Saray'ın ışıklanru söndürerek
katıldı. AIDS günü
toplanülanndan birinde
konuşan Başkan, AIDS'lı bir
genç tarafından kampanya
sırasında verdiği sözü yerine
getirmemekle eleştirildi.
Gencin öflcesi hastalığın
virüsünü kapmış ve ölümle
pençeleşen mılyonlann
sesiydi: "Hastalığı \enecek
ilacm buJuıunası icin çaba
harcanmıyordu!" Genç,
Cbnton'a "Ucuz konuşmaJar
yapacağına bir şeyler yap" dı>e
bağırdı. Amenkan
kamuoyundaki desteği sürekli
sarsılan Başkan Bül
CHnton'ın, SomaLi
poliükasında geri adım atışı
da büyük tepki gördü. Siyasi
çevrelere göre Arkansaslı
genç, valılikle başkanlık
koltuğunu iyice
ABD
kanştınyordu. Kellesine ödül
konan çete liderineyenik
düşülmesi hazmedilemiyordu.
Çete reisi General Muhamnted
Aidid'in, birkaç hafta öncesine
kadar kellesini koparmak için
köşe bucak kendisini arayan
ABD askerlerinin
korumasında ve yıne ABD
ordusuna aıt uçakla
Mogadişu Havaalanı'ndan
aynhşını gösteren filmler
Clinton'atepkiyiartürdı. 18
ABD askerinin cesedini
(kımınin kafasını kopartarak)
caddelerde gezdiren çetecilere
teshm olunmuştu. "Şiddet
topiumunıın" başkanını ve
halkın bir bölümünü
"umırtlandıran" bir olay
Kolombivab "uyuşturucu
baroou" Pabio Escobar'ın
öldürübnesiydi. Escobar,
ABD'run arka bahçesınde
'İ>eyaz ölüm kokain"ı
yetiştirip "kanlı ölümlere''
pazarbyordu. Be>az tozla
yüzbinleri, kurşunlada binleri
öldüren Escobar'ın sonu bazı
yayın organlannın ıddıasına
göre CIA sayesınde geldi.
Iddıaya göre birkaç gün önce
Almanya'dan Kolombiya'ya
dönen eşini telefonla
aradığında yeri bebrlendı ve
mafya babası klasık sonla
tarih oldu. Kolombıyah devlet
başkanını mcsaj göndenp
kutlayan ABD lıdennin
umudu, ûJkesınin kokain
piyasasının yüzde 80'ini elinde
tutan Kolombiyamafyasının
Escobar'ın sonundan "dersJer
çıkarması."
Volvo'nunbirleşme
lıayallerisöndü
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - Geçen
haftanın en önemli olayı bir
süredir kaynamakta olan
Volvo kazanının taşması ve
Renault'yJa birleşme ateşini
söndürmesiydi. Bir süre önce
Fransızlarla vanlan
anlaşmaya. daha çok
Fransa'nın çıkarlannı
koruyor diye karşı çıkan
hissedarlar, otomobil
bölümünün genel müdürü
Sörec Gyll'ü de yanlanna
abnayı başannca, şirketin
efsanevi şefi, yönetim kurulu
başkanı Pehr GyUenhammar
istifaettığınıaçıkladı Ünlu
ışadamını tanınmış bazı adlar
da izledı. Aynı zamanda
Renault'dan. "birleşme
karannın iki kez Volvo
yönetim kurulundan gecmesine
rağmen olumsuz karar
alındığı"' gerekçesiyle ciddı bir
kınama geldi. Geçen haftanın
ikinci önemli olayı işsizbk
furyasından büyük pay alan
işkollanndan bin
durumundakı yapı sektörü
sendıkasırun başkanının.
aynen yönettikleri bankalan
batıran müdürlergibi
milyonlarca kron tutanndaki
bir "paraşüt sozleşnıesi" v lc
geleceğini garantiye almış
olduğunun ortaya çıkmasıydı.
Görkemli bir makamdan
aynldıktan sonraki "sivil"
İSVEC
yaşama "yumuşak iniş"
yapıünasını sağlamak için
düzenlenen bu tür "paraşüt
sozleşmeler^, bugüne dek
yalnızca fınans devlerinin ve
beceriksiz bankamüdürlerinin
adıyla birlikte anıbyordu.
Yapı-İş Sendıkası nın
başkanına bu "kolaybğı"
sağJayan, 2 milyon üyeli İşçi
Sendikalan
Konfederasyonu'nun başkanı
Stig Malm istifa etu. Geçen
pazartesı günkü yazımızda
sözünü ettiğimiz Demirbaş
Şarl'ın 30 kasımdakı ölüm
yıldönümü dazlaklann
umduğu gibı geçmedi.
Stockholm pobsinin dazlaklar
ve anti-faşistlere koyduğu
gösteri yasağını hükümet
ikincı gruba izin vererek
bozdu.
Naziler Demirbaş Şarl'ın
heykeh önünde gösten
yapamazlarken anü-faşist
birlik, İsveç işçi hareketınde
önemli yeri olan Norra Ban
Meydanı'nda toplanarak
ırkçıbğı vefaşızmı kınadı.
Güneydekı Lund kentindeise
dazlaİdarla dövüşmek için
gelen Danimarkab anarşistler
polisesaldırdı. Dazlaklann
ortalıkta gözükmedıği olayda
yakalanan Danimarkablar
sınır dışı edıldiler.
Telefonskandalı
giderekbüyüyor
FERRUHYILMAZ
KOPENHAG-
Danimarka'da yürütmeyi
denetlemekle görevü
Ombudsman Hans
Ganuneltoft-Hansen'in
telefonlannın dınlenmesıyle
ilgili gelişmeler, istihbarat
servıslerinın ışe kanştığı
olaylarda adet olduğu üzere
çeşıüi yönlerdeki
spekülasyonlarla garip
yönlerde gelişmeye devam
_ edıyor. Kopenhag
Üniversitesi Hukuk
Danışmanı Lars Erik-Ailin'ın.
1986 yıhnda o sıralar öğretim
üyeliği görevinde bulunan
Profesör Hans
Gammeitoft-Hansen'in
telefonunun dinlendigi
yolunda aldıgı bir bilgi üzerine
Hansen'in odasına gızlice
girerek dinleme rihazını
söktügünü açıklaması.
hükümetin bu konuda
soruşturma başlatmasına yol
açtı. Olayı ortaya çıkaran
Ekstra Bladet son olarak,
Hans Gammeitoft-Hansen'in,
fsrail gizli servisi MOSŞAD
tarafından dınlendiğini öne
sürdü. Profesör Hansen'in,
1986 yıhnda Ombudsman
adayı olması, telefonlannın bu
adaylığa karşı çıkan eski
Adalet Bakanı Erik
Ninn-Hansen tarafından
dinJetıimiş olabileceği yolunda
DANIMARKA
spekülasyonlara yol açmıştı.
Lars Erik-Allin'in düzenlediği
basın toplantısında.
Gammeltoft-Hansen'in
telefonunun dinlenıldiğini
1986 yıb nısan ayında duymuş
olduğunu söylemesi bu teoriyi
geçersiz kıldı. Hansen'in
adaybğı ilk olarak ağustos
ayında gündemegelmışti..
Olaya PKK'nın da adının
kanşmış olmaa, haberin
kaynağı Lars Erik-Allin'in
konumundan kaynaklanıyor.
Kralice ve Başbakan gibi
önemli kişilenn üniversiteyi
zıyaretlen sırasında güvenlik
amacıyla PETle ilişkileri
yürüten Albn. aynı zamanda
üniversitedeki öğrenci konseyi
ve öğrencilere tahsis edilen
öğrenci evinin yönetim
kuruluyla da ilişkileri
sağbyordu.
Albn'in öğrenci evi yönetim
kuruluna, PETin eb'nde
öğrenci evine girip çıkan
PKK'blann resımlerinin
bulunduğunu söylemesi,
öğrencilerin AUİn'i PETin
adamı olarak suçlamasına yol
açtı ve ögrenciler başka bir
olaydan dolayı kapatılan
öğrenci evinin açılmasıyla ilgili
görüşmelere Albn'le devam
etmek istemediklerim
bildirdiler.