Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 KASIM 1993 PAZARTESf
HABERLER
NATO Komutam
bugün Ankara'da
• ANKARA (AA) - NATO
Güney Avnıpa Müttefık
Kuvvetler Komutanı
Oramiral Jeremy Michael
Boord, bugün Ankara'ya
geliyor. Genelkurmay
Başkanlığı Basın ve Halkla
Ilişkiler Dairesi'nden verilen
bilgiye göre yann sabah
Ankara'ya gelecek olan
Oramiral Boord.
Genelkurmay Başkaru
Orgeneral Doğan Güreş ve
Genelkurmay Ikinci Başkanı
Orgeneral Ahmet Çörekçı'yi
ziyaret edecek. Oramiral
Boord, öğleden sonra
Türkiye'den aynlacak.
Makedonyalı
bakanınziyareti
•ÜSKÜP(AA)-
Makedonya Savunma
Bakanı Vlado Popovski'nin
9-11 kasım tarihlerinde
Türkiye'yi ziyaret edeceği
bildirildi. Makedonya
hükümet yetkililerine göre
ziyaret sırasında ikili iüşkiler
ve bölgesel sorunlarele
ahnacak. Buarada
Popovski'nin Türkiye'ye
yapacağ resmi ziyaret
öncesinde Makedonya
basınında Türk Silahh
Kuvvetleri'ni öven yanlar yer
aldı. Gazete, radyo ve
televizyonlarda yayımlanan
habervetarutıcı
programlarda, Türkiye'nin
Avrupa'nın en güçlü
ordulanndan birine sahip
olduğu belirtildi. Veçer ve
Birlik adb gazeteler, Türk
Silahh Kuvvetleri'ne tam
sayfa ayırdılar. Veçer
gazetesi. Türk ordusu için
"Gücün vedisiplinin
simgesi" başlığını
kullararken. Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin Balkanlarve
Ortadoğu'da banşın
korunmasında büyük etkisi
olduğunu yazdı.
Hasanov
Ankara'dan
aynldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Azerbaycan
Dışişlen Bakanı Hasan
Hasanov, Türkiye'nin
Avrupa Güvenlik ve Işbirliği
Konferansı (AGİK) Minsk
gnıbunda daha aktif rol
oynaması yolundaki Bakü
yönetimimin talebini
Ankara'ya iletti. Geçen hafta
başında Ankara'ya ani bir
ziyaret yapan Hasanov. Paris
ziyaretinin dönüşünde,
önceki gün yeniden
Ankara'ya uğradı. Hasanov,
iki gün süren Ankara ziyareti
sırasında. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel ve
Başbakan Tansu Çillerile
uzun süren görüşmeler yaptı.
Diplomatik kaynaklar, ülke
topraklannın bir bölümü
Ermenistan işgali altında
bulunan Azerbaycan'ın
Dışişleri Bakanı
Hasanov'un, Çiller ile
görüşmesinin büyük bir
bölümünün Dağlık Karabağ
sorununa çözüm arayan
AGİK Minsk grubunun
çalışmalanyla ilgili olduğunu
söylediler.
Müyarlık
asansörler
• ANKARA (UB A) -
TBMM'deyaşanan asansör
sorunu, bir kez daha
'devletin mab deniz' deyişini
haklı çıkardı. TBMM Genel
Sekreterliği. eylül ayı başında
Meclis'in genel kunıl salonu
ilepartigruplannın
bulunduğu ana binasındaki 7
asansörüdeğiştirdi. Eski
asansörler atılîrken bu
asansörlerin yerine her biri 1
milyar liranın üstünde değeri
bulunan yenileri monte
edildi. Yaklaşık biray süren
bu onanm tamamlandı. ama
TBMM'deki asansör sorunu
bitmedi.
Din Şûrası'na katılan Suudi Arabistan Hac Bakanı, Cezayir Diyanet İşleri Bakanlığı Danışmanı ve Endonezyalı
dinbilimti, Kuran'ın modern çağa yorumunun ancak uzmanlar ve doğru kişiler tarafından yapılabileceğini belirtiyor:
Kuranözüııedokunmadantefsiredilebilir
ORALÇALIŞLAR
LALE SARltBRAHİMOĞLU
ANKARA - Diyanet İşleri Başkanlığı'nca ilk
kez düzenlenen 1. Din ŞûrasTnda, bir hafta bo-
yunca İslam'ın günümüz koşullanna uygun
olarak tefsiri dahil pek çok konu. yerli ve ya-
bana din ve bılim adamı tarafından Ankara'-
dakı Sheraton Otelı salonlannda tartışıldı.
Cumhunyet, Müslüman ülkelerden gelen
yabancı konuklardan Suudi Arabistan Hac
Bakanı Muhammed Mahmut Sefer. Cezayir
Diyanet fşleri Bakanlığı Müsteşan Muham-
med Mehdi El Kacimi ve Endonezya'nın Java
Cniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üye-
lennden Dr. Amin Abduilah ile Islam üzerine
sohbetler yaptı.
Orta Doğu Teknik Üniversitesı Sosyoloji
Bölümü mezunu Endonezyalı dinbilimci Mu-
hammed, Türkiye'yi yakından tanıyor. Abdul-
lah'ın 18. yüzvıf İslam fılozofu Gazzali ile Al-
man filozof fmmanuel Kant üzerine "Ahlak
prensiplerinin evrenselliği üzerine düşünceter"
konulu doktora tezi. geçen yıl Diyanet tşleri
Vakfı tarafından yayımlanmış.
Cumhuriyet'in sorulan ve konuklann yanı-
tlan şöyle:
Suudi Arabistan Hac Bakanı Muhammed
Mahmut Sefer:
-1. Din Şûrası ile ilgili değerlendirmeniz ne-
dir? İslam'ın bilimsel çerçevede yeniden tefsiri
konusuna nasıl bakıyorsunuz?
SEFER - Şurada İslam ülkeleri arasında
havırlı sonuçlar doğurabilecek kararlar alı-
nmasını diliyoruz. Bu tür toplantılara önem ve-
riyoruz ve başanlı sonuçlar alınması için de
gayret gösteririz.
İslam'ın tefsin konusuna gelince. Öncelikle
Kuran-ı Kerim, tum Müslümanlar için kutsal
bir kitaptır. Ve tefsırden anladığımız. birinin
çıkıp Kuran'ın tercümesini yapması ya da fi-
ziksel bir durumu anlatmak ya da bir şey ler icat
etmek için içinden bir şeyler çıkanp uyarlaması
değildir.
Kuran'ın özüne dokunulmaması şartı temel
ahnarak modern çağa tefsiri doğru kişilerce,
uzman kişilerce ancak yapılabilir.
Bu şartlar yerine getirildiğınde kutsal ki-
tabımız. bıze modern cağda yardımcı olacak
yönlerini ortaya çıkarmamız, anlamamız için
irdelenebılır.
Bu da dmbılimcılerince yapılabilir. Bunun
yanında dığer alanlardaki bilim adamlan da
tefsirine yardımcı olabilir.
Akıllanyla değil de duygulanyla hareket
eden bazı Müslümanlanmız. Kuran'ın kutsal
bölümlerini inceleyip bazı şeyler uydurmaya
kalkışıyorlar. Ömeğın duygulanyla hareket
eden bu Müslümanlar. Kuran'a bakarak Ay'a
insan yollayabileceğımizi düşünüyorlar.
Kuran, bu tür şeyleri öngörmez. Kuran bize
yön veren, yol gösteren kutsal kitaptır. Bir sos-
yal bilim ya da sanat kitabı değildir.
Bu anlayış içerisinde Kuran'ın Müslüman-
lan bırbirlerinedaha da yakınlaşurması için ir-
delenmesıne karşı değılim.
- Son zamanlarda Batı ve özellikle Amerika,
düm a çapındaki terör ola> larını İslam çıkışlı te-
röre bağlıyor. Sizce bu yöndeki teşhisler ne dere-
ce doğru?
Ankara'da yapüan 1. Din Şûrası'nda en çok üzerinde dunılan konuların başında Kuran'ın tefsiri geliyordu.
SEFER - Bu tür yakıştırmalar spekülasyon-
dan öteye gitmez. Önce yaşam biçimimizi dü-
zenleyen kurallardan Qİuşan İslam ile İslam'ı
uyguîayan. ibadet eden Müslümanlan bir-
birinden ayırarak konuya bakmalıyız.
İslam. adalet. insan haklan. banş demektir.
Böyiesine bir din, sebepsiz yere kimseyi öldür-
mçz. terör saldınlanna eırismez.
İslam'ı. bu şekilde anladıktan sonra, Müs-
lüman hakkında konuşabiliriz.
Müslümanlar. kalplerinde İsiam'a değişik
derecelerde inanan ve anlayanlardır ve buna
göre davranış biçimleri gösterenlerdir. Bazılan
Islam'ın temel insani ilkelerini anlarken. bazı-
lan tam tersidir. Bu nedenle İslam'ı bu çerçeve-
de değerlendirmemelıyiz. İsiam'a saldırmak
için bahane bulanlann yaptığı bir hatadır bu.
fslam ile bazı Müslümanlar'ın yaptıklannı
birbirine kanştırmamalıyız. Böyle bir kanştır-
ma ıse haksızlıktır.
- Türkiye'ye uygulanan hac kotasmda bir
artürmav a gidilecek mi? Kotalardaki sınıriama-
ezayir Diyanet İşleri
I Bakanlığı Danışmanı
V - ^ Muhammed £1 Kacimi:
'FİS'in yüksek oy alması, halkın
İslamiyet'e bağlıîığını gösterdi.
Ancak bu parti, kanun dışı
olaylara girişince kapatıldı.'
ğ j 1
ndonezyalı dinbilimci
fİ Abdullâh:
* J 'Dünyadaki hızlı sosyal
değişimlere paralel olarak dinler,
özüne dokunulmadan yeniden
değerlendirilmeli.Din konusuna
çok boyutlu bakmalıyız.'
üuin esnetilmesi düşünülüvor mu? İranlı hacı-
lann, hac sırasında olavlar çıkannasııun kota ile
bağlanbsı >ar raı?
SEFER - İslam Konferansı Örgütü (İKO)
Dışişleri bakanlanmn 1978 yılında Amman'da
yapılan toplantısında kota karan alınmıştı.
Bu karann nedeni de Suudi Arabistan'daki
Harem'i Şerif. Mina ve Müzdelife gıbi kutsal
yerlenn daha fazla kışınin ibadetine acılabil-
mesı için inşaat yapılması idi.
Bu karara Türkiye de kauldı.
Kutsal yerlerdeki inşaaüar tamamlandıkça
kotalar artünlıyor. Kota uygulaması İKO top-
lantısında alındı ve hiçbır siyasi nedeni yoktur.
Türkiye ile Türk haalara uygulanan kota
konusunda bir sorunumuz yok. Her yıl Türk
yetkililerle bir araya gelip bu konuda bir uzlaş-
maya vanyoruz, Türkiye bu konuda bizimle
her zaman işbirliği yapıyor ve durumumuzu
anlayışla karşılıyor.
Endonezyalı dinbilimci
Dr. Amin Abduilah
- Türkiye'yi tanıyan biri olarak iki Müslüman
toplum arasındaki benzerlikler ve farklılıklan
anlahr nusıruz?
ABDULLAH - Türkiye'de laik bir sistem
var; bızde ıse Tann. birlik gibı unsurlan içeren
beş öğreü var. Yapısal olarak ise sizde bir D€v-
let Bakanlığı'na baglı Diyanet İşleri Başkanlığı
var, bizde ise din işlerine başbbaşına bakan Din
İşleri Bakanbğı var. Bir farkımız da coğrafı
olarak farklı kıtalarda yer almamız.
Ancak uygulama hayaünda katı din kural-
lan yok. Sizdekine benzer bir yaşam biçimi var.
Kadınlar. ister başörtüsü takar ister takmaz.
Ancak yaklaşık beş yıl önce alınan bir kararla
kadınlann üniversitelerde başörtüsü takması-
na izin verildi. Sizde ise bu yasak devam edi>or.
- Endonezya'da mezhepler ile ilgili aynntı
verir misiniz?
Erenköy Kız Lisesi'nde din dersi öğretmeninin isteğiyle 14-15 yaşmdaki kız öğrencilere
okutulan Dr. Faruk Beşer'in 'Hanımlara Özel İlmihar adlı kitaptan bir örnek:
İdaresbnkadına bırdkcuunillctiflaholnuız
FİGENATALAY
"Bazı kadınlann crkeklere ait bazı
işleri başarıp bir çok erkeği geride bt-
rakması, tamamen istisnai dunım-
lardır. Aynca öne geçmekle, öne geçi-
ribnevi birbirine kanstırmamak gere-
kir. "
Erkeklerin bir kadına ileri bir gö-
rev verip de 'Bakjn işte, kadınlar da
bu makamlara yükselebiliyor' deme-
leri kandırmacadır. 15 yaşından 90
yaşına kadar teorik olarak her gün
birkaç tane çocuğa sebepolma gücüne
sahip olan erkeğin yanında bir kadın,
yine teorik olarak ömrii boyunca en
fazla kaç çocuk doğurabilir? Tarih
boyuuca kadınlann idareyi ele aldı-
kları imparatorluklar niçin hep
yıkılıp gjtmişlerdir? İdaresini kadın-
İara teslim eden hiçbir millet iflah
ounaz."
"Allahın %arlığına. gücüne. bilgisi-
ne ve adaletli olduğuna kesinkes ina-
nan bir insan, ilk baktşta normal değil
gibi göriilen bu uygulamanın (çok eşli-
lik) AUah'tn emri olduktan sonra hiç
de anormal bir tarafının olmadığını
anlayacak ve düşünmeye gerek duy-
madan bile bunu olduğu gibi kabulle-
necektir."
"Demek ki kadınla erkek arasında
mutlak bir eşitlikten söz etmek im-
kansızdır. Bunu savunmak. ya psiko-
lojik hastalıktan ya da başka sinsi
duygulardan kaynaklanır."
Alıntılar yaptığımız kitabın adı.
"Hanımlara Özel İlmihal." Yazan.
Dr. Faruk Beşer. Okurlanndan bir
bölümü. kitabı din dersi öğretmenle-
rinin isteğiyle alan 14-15 yaşlannda-
ki kız öğrenciler.
VeUlerin tepkisi
Çok sayıda veh ve öğretmen, okul-
lardaki giderek artan antilaik uygu-
lamalardan kaygı duyuyor. Birokul-
daki din dersi öğretmeninin sınıfta,
Atatürk'ten. "Sarhoşun tekiydi. S«r-
hoş öMü" diye söz etmesi, öğrencileri.
bağlı bulunduğu tarikatın amacı
doğru ltusunda yetiştirmeye çalı-
şması, bir başka öğretmenin İstiklal
Marşı'nı başında takkesi, elleri ar-
kasında sıntarak dinlemesi. bu duru-
ma tepki gösteren öğretmenlerin
okul müdürünce "fırçalanması" id-
dialardan bazılan.
Erenköy Kız Lisesi din dersi öğret-
menı Lsmail Tutuş'un. öğrencilenne
aldırdığı "Hanımlara Özel İlmihal"
adb kıtapta yok yok. Kadının "ne"
olduğu, kadın ve erkeğin eşit olduk-
lan ve olmadıkjan konulan, femi-
nizm ve kadın, inanç temelleri. iba-
detler ve kadın, kadınlara özel haller
kitaptaki konulardan bazılan. İsmail
Tutuş'un 14 yaşmdaki kız çocukla-
nn bilmesi gerektiğini düşündükleri
arasında. "adetliykeo cinsel ilişki".
•'adetini şaşjran kadının durumu".
"gebe ve lohusa ile cinsel ilişki", "do-
ğurn kontrohi ve kürtajj". "adetünin
kestiği ve pişirdiği" gibi konular da
bulunuyor.
Kadınla erkeğin eşit olmadıklan
konusunun anlatıldığı kitabın 27 ve
28'ıncı sayfalanndan bazı alıntılar
şöyle: ''Batılı bir düşünür, "Tüketim.
uygarlığı ikiye bölüyor, gittikçe de
daha fazla bolecek: Tüketen kadın.
üreten kadın. Birincisi kadınlıktan
gün geçtikçe dişiliğe. ikincisi kadınlı-
ktan gün geçtikçe erkekliğe doğru
kayıyor' diyor. Bu acaba iyi bir gidiş
midir dersiniz? Tüketen kadın, israf
eden kadm demek değildir. Üreten
kadın ise her konuda erkekier gibi
çalışan kadındır.
Zarafette, duygusallıkta, nezaket-
te, şefkat ve merhamette erkek kadına
yetişemez. Akli muhakemede, soğuk-
kaniılıkta, çözümlemede de kadın er-
keğe yetişemez. Tarihte; Aristo, Sok-
rat, Be>daba. Şekspir, Mevlana gibi
kaç tane kadın düşünür > ardır? Hangi
önemli buluşu kadınlar gerçekleşfir-
miştir? Lzava kaç tane kadın gitmiş-
tir? (Gönırülmüş değil. Çünkü fare de
götürüldü) Dünyadaki iki yiize yakın
devletten kaç tanesinin başı kadındır?
Demek ki bu konularda erkeğin görev
sahasıdır."
Cinsel ilişki
Kitabın 182. sayfasında. "'Cinsel
ilişki" başlığı altında yaalanlardan
bir bölüm:
"Adetli ve lohusa kadınmın cima >e
arada bir engel olmaksızın göbeği> le
diz kapağı arasından yararlanma.
şehvetle olmasa dahi haramdır. Bu
bölgenin dtşından ve engel varken bu
bölgeden yararlanmak ise helaldir.
Yani adetli* ya da lohusa kansıyla yat-
manın da. onu öpmenin de ve cinsel
tatmin konusunda göbeğiyle diz ka-
pağı arası dışından çıplak olarak dahi
yararlaıunasında, hanımuun mesela
elleriyle tatmin obnasuıda sakınca
yoktur."
Hanımlara Özel İlmihal'de. "Süs-
lenmenin 5 Şartı", koku, moda, pe-
ruk kullanma, tırnak ve tıraş bırak-
ma. saç kestirme, estetik ameliyat
gibi konularda da nelerin yapıhp ne-
lenn yapılmaması gerektiği anlatıb-
yor.
Kızı bu kitabı okumak zorunda
bırakılan birveli. kızının "öğretmeni-
miz bunu almamızı istiyor, ders ki-
tabından çok bunu okuyacakmışız"
dıyerek kendisine aldırdıktan sonra
merak edip okuduğunu söyleyerek
tepkisini şöyle dile getirdi:
"Kitabın yazarı Dr. Faruk Beşer'in
kendi içinde bile tutarsız, çağdışı ki-
tabuıa söyleyecek söz bulamıyor ve
din öğrermeni İsmail Tutuş'u bö> le bir
kitabı on dört \ aşındaki kız çocuklan-
na okurup bevinlerini >ıka\acak ka-
dar çarpık zihnivetli olıiıasuidan ötürü
kınıyorum. Ancak asıl kınanacak
olanJar. sanırım bu tür gelişmelerin
aynmmda olup da önlemek için hiçbir
şey vapmayan "vukardakıler'dir."
Telefonla görüşmeye çalıştığımız
din dersi öğretmenı İsmail TÎıtuş.
"Bu kitabı öğrencilere neden
aldırdınız" sorusu üzerine, "Biz kim-
seye kitap aldırmıyoruz. Kusura bak-
ma" diyerek telefonu yüzümüze ka-
pattı.
TERÖRLE MÜCADELE YASASI VE ÖNERİLEN DEĞİŞİKLİKLER / ATİLLA COŞKUN
ABDULLAH - Toplumun çoğunluğu Şafî-
Sünni. Ancak İran'daki 1979 İslam devriminin
ardından, Şii sayısında giderek artış görülüyor.
Ancak bir mezhep sorunumuz yok.
- 1. Din Şurası ile ilgili bir değerlendirme ya-
par mısınız? Kuran'ın yeniden tefsirine bakış açı-
nız nedir?
ABDULLAH - Ankara'da yapılan bu top-
lantı son derece isabetb. Asbnda düşünüyonım,
Türkiye 70 yıldır bu tür değerlendirmeleri kendi
içinde niye yapmadı diye. Yine de geç olmakla
birlikte Din Şurasrnm yapılması yararb oldu.
Dünyada son derece hızlı sosyal değişimler
yaşanıyor. Bu nedenle de ülkeler beş ya da 10
yılda bir şura gibi toplantılarla bir değerlendir-
me yapmalılar. Hatta her Müslüman ülke,
kendi şartlanna uygun olarak içtihatlannı ye-
niden değerlendirmeli. Yüksek teknolojiler ve
sosyal değişimler dinsel tavırlan da etİdüyor.
Din konusuna çok boyutlu ve sosyolojik açı-
dan da bakmamız gerekiyor. Tarihsel açıdan
dine nasıl bakmalıyız gibi tüm konular değer-
lendırilmelidir.
- Ülkenizde, miras paylaşımında iki kadın bir
erkeğe eşittir kuralı gibi, kadını ikincil duruma
getiren uvgulamalar mevcııt mu?
ABDLLLAH - Bu tür uygulamalar bizde
yok. Asbnda 1. Din Şurası'na ikı-üç kadının
davet edibnesine de şaşırdım. Günümüzde ir-
şada kadın da dahil edilmelidir. Türkiye'de la-
ikük, modern yaşam tarzının da geliştırilmesi
değil mi? O zaman neden kadınlar da irşadda
yer almıyor.
- Dünyada artan bir tslami uyanış gözlüyor
musunuz?
ABDULLAH - Evet. Örneğin Endonezya'-
da yeni nesil arasında artan sayıda, camiye gi-
den. ibadet edenler var. Dindar insan sayısı
artıyor, bu da olumlu bir gelişnıe.
Ben, tüm Müslüman ülkelerin birbirlerinin
yaşam tarzlannı görmeleri ve daha iyi anlama-
lan için karşıbklı olarak yerinde incelemeler
yapmasının yararlı olduğunu düşünüyonım.
Cezayir Din İşleri Bakanlığı
Müsteşan Muhammed
Mehdi El Kacimi
- Ülkenizde din hangi ölcüde temsil edfliyor,
resmi örgütlenmesi nasd?
KACmt - 1962 yıhnda Fransızlara karşı
bağımsızlığımızı kazandıktan sonra Din İşleri
Bahanlığı kuruldu. Din ve İslami kultürün
yayılması işlerine bakıyor.
- İslam Selamet Cephesi (FİS) halktan yük-
sek oy almasına rağmen, yani tam iktidara yak-
laşırken askeri müdahale oldu ve faaliyetleri ya-
saklandı. Yaklaşık 10 bin camide dinsel amaç-
lann dışuıdaki faaliyetlere yasak getirikli. Ceza-
yir'de radikal İslami hareketin durumu şu anda
nedir?
KACİMt - Cezayir'de İslami yaşam çok di-
namik. Dinı faaliyetlere herhangi bir engel
yok. Camiye gidenlerin sayısı artıyor. Yeni ca-
miler ınşa edilıyor. Bakanbğım, dinsel faaliyet-
ler için özel ödenek ayınyor. Ancak bazı İslami
akım adı altında eylemlere girişen topluiuklara
gelince. Onlarla sorunlar var. Ancak halk,
artık onlara fazla ilgi göstermiyor. Çünkü tsla-
miyet'in hoşgörü dini olduğunu bibyorlar.
Devlet hiçbir dönemde Müslümanbk an-
layışının dışına cıkmıyor.
- FİS, seçimlerde yüksek oy alnuştı. Bu sizce
neyi ifade ediyor?
KACİMİ - Ben bugünkü İslami yaşamdan
sözediyorum. !991 seçimlerine gelince. FİS'in
yüksek oy alması. Cezayir halkının İslamiyet'e
bağhbğının göstergesidır.
- FİS neden yasaklandı?
KACİMİ - O sırada FİS olağandışı, ka-
nundışı olaylara girişti. Şu anda iküslami parti
mevcut. FİS kanundışı uygulamalar içine gırdi.
Halkı grevlere. yürüyüşlere çağırdı. şiddete
başvurdu. Bu parti. kanundışı faaliyetleri ne-
deniyle kapatıldı ve ordu müdahale etti.
- Cezayir hangi yönetim biçimi ile idare ediü-
yor?
KACİMİ - Şeriat kurallanna göre yönetili-
yor. Medeni kanun da var.
- İkisi bir arada nasıl uygulamyor? Örneğin
dört kadınla evlilik serbest mi?
KACİMİ - Evet serbest, ancak kadının izzeti
nefsinın korunması lazım. Kadın hasta ya da
çocuk yapamıyorsa erkek ikinci kadınla evle-
nebiliyor. Şeriatta ne varsa hepsi uygulanıyor.
- tsiamiyet'te örtünme de var? Kadınlar örtün-
mek zorunda nu?
KACİMİ - Örtünmek zorunlu değil. yasak-
lama yok.
- tsiamiyet'te "Erkek kadından üstündür' de-
niyor?
KACİMİ - Erkek üstün değil, daha güçlü-
dür. Kuran da böyle söylüyor. Tam tersine
İslamiyet kadına değer veriyor. Kadınlar Ce-
zayir'de her işte çabşabiliyorlar. Bayan mürşit-
ler de tayin ediyoruz.
- Kuran'da yeni tefsirlere ihtiyaç olduğunu dü-
ştinüyor musunuz?
KACİMİ - Değışen dünya koşullanna göre
tefsirlere ihtiyaç var. Ancak bu Kuran'ın özüne
dokunulmadan yapılmalıdır. Çağlar boyunca
oluşturulmuş eski tefsirleri bir kenara bıra-
kamayız. Kuran, bir hazine gibidir. Bu hazine-
nin bilinmeyenlerini keşfetmek için tefsirler
yapılabilir. İslamiyet, her yerde. her zaman ge-
çerlidir.
"Terör" kavramı, asıl olarak si-
yasal yaşamm yarattığı bir söz-
cüktür; siyasal mücadelenin bir
biçimini ifade eder. Savaş, ihtilal,
ayaklanma, içsavaş ya da devlet
despotizmi, zindan ve işkence, in-
sanlık tarihi boyunca yaşanan si-
yasal eylem biçimleridir.
İnsani değerlere aykın olmakla
birlikte, insanoğlunun başvurdu-
ğu bu yöntem, toplum yaşamının
her alanında da etkili obnaktadır.
Bu çerçevede, hangi nitelikte
olursa olsun, her siyasal rejim,
şiddet nitelikb eylemlere karşı ya-
sal düzenlemeler oluşturmak-
tadır.
Terörie mücadele hukuku
Devletin varlığına karşı "şiddet/
cebir" kullanılarak işlenilen suç-
lann bir bölümü "terör" niteli-
ğınde görülmüş ve bu niteliği taşı-
yan suçlar açısından özel ulusal
ve uluslararası yasal düzenleme-
ler gerçekleştirilmiştir. * Ana-
yasaya ve hukuka uygunluklan
yer yer tartışmalı bir "anti-terör
mevzuat" oluşmuştur adeta. 10
Çeşıtlı ulkelenn hukuk sistem-
Tasarı, 'sivil sıkıyönetim' rejimini öngörüyorlerindeki konumlan yönünden,
antı-terör yasa kurallannın deği-
şik özellikler taşıdığı görülmekte-
dir. Kimi ülkeler, anti-terör yasa-
lannı bağımsız ve özel yasalar
olarak düzenlemektedir (Ingilte-
re. Güney Afrika Cumhuriyeti,
Türkiye gibi). Kımı ülkeler ise bu
tür düzenlemelen, genel ceza ya-
salannın kapsamı içerisinde tut-
muşlardır (Fransa, Almanya,
İspanya gıbi).
Terör nitelıkli eylemlerin bü-
yük çoğunluğu. çağdaş ceza y asa-
lannda yer alan asli suçlar arası-
nda bulunmaktadır; bazı terör
eylemlerinin ışleniş biçimleri ne-
deniyle, ceza yasalannda tanı-
mlanmış olan suçlardan farklıbk
göstermeleri mümkündür. Bun-
lann dışında, çok az da olsa, bazı
terör eylemleri, yasalarda belır-
lcnmış suçlardan farklı unsurlan
taşıyabılmektedirler (uçak ka-
çırmagibi). "
Terör nıtelikli eylemlerle ılgılı
yasalann asıl farkhlığı ceza yargı-
İaması hukukunda görülmekte-
dir. Çeşitli ülkelerin ceza yargıla-
ması sistemlerinde, bu tür suçlar
için özgün kurallar yer almak-
tadır.
Gözaltı süreleri ya da yargıla-
ma prosedürü ve hatta öngörülen
"emnıyet tedbiri' yaptınmlannın
olağan ceza yargılaması ilkelerin-
den, önemb ölçülerde aynldığı
görülmektedir. Anti-terör yasa-
lannın hukuka ve insan haklan-
na uygunluğu tartışması. özellik-
le bu noktada karşımıza çıkmak-
tadır.
Örneğin gözaltı süresi, Kuzey
İrlanda'da "Tedhişçilerin Gö-
zaltına Alınması Emri 1972"yc
göre 28 gündür: Kanada'da
"Kamu Düzeninin Korunması İçin
Gecici Olağanüstü Hükümler Ya-
sası"na göre 90 gün: Güney Afn-
ka Cumhuriyetı'nde "Terör
Yasası" hükümlerine göre
sınırsızdır. '2
Bu süre, Avrupa
Topluluğu ülkelerinde. insan
Haklan Sözleşmeleri çerçevesin-
de düzenlenmiştir.
Bunun gibi. yargılama sırası-
nda sanığın sorgusunun yapı-
lması, duruşma düzeninin ya da
güvenliğinin sağlanması, tanığın
dinlenilmesi gibi kimi konularda
da anli-terör yasalan, çeşitli ülke-
lerin hukuk sistemlerine göre de-
ğişiklik gösteımektedir...
İnsan haklan bilincinin en ge-
lişmiş olduğu birçağda, terör gibi
bir konuda bile, insan haklannın
ihlal edilmesini haklı gösterebile-
cek ya da anlaşılır kılacak bir ne-
den olamaz.
Oysa, antı-terör yasalan yer
yer insan haklannı ihlal edici ni-
telikler taşımaktadır. Özellikle de
anti-terör hükümlerini, genel
ceza yasalannın dışına çıkarak
"özel yasa' çerçevesinde düzenle-
yen hukuk sistemlen yönünden
bu tür ihlaller daha yoğun ol-
maktadır. Bu konuda. başta Gü-
ney Afnka Cumhuriyeti, îngjlte-
re ve Türkiye'deki anti-terör ya-
salan gelmektedir. •
Ceza yargılaması sistemini de
içeren özel yasa olarak düzenlen
miş anti-terör kurallannın, genel
ceza yasa sıstematiği icerisine
ahnarak genel ceza yasasının an-
layışına uygun olarak düzenlen-
mesi, insan haklan ve hukukun
üstünlüğü yönündeki gelişmeye
katkı sağlayabilir.
Türkiye'de durum
Türkiye'de terör nitelıkli ey-
lemler yönünden, Türk Ceza Ya-
sası, pek çok bölümünde düzen-
lemeler içermektedir.
Gerek devlete, gerek kişilere,
malvarbğına ve kitle taşıma araç-
lanna karşı terör eylemleri. Türk
ceza Yasası'nda ağır yaptınmlara
bağlanarak düzenlenmıştir.
I J
Ustelik, terör eylemlerinin ne-
redeyse hemen her biçimini kap-
sayacak ölçüde bir düzenleme.
hem Türk Ceza Yasası'nda, hem
de Türkiye'nin imzaası olduğu
devletlerarası anlasmalarda ver
almaktadır..
Bu durum karşısında, özel bir
antı-terör yasası çıkanlması. sü-
regelen tartışmalann nedeni ol-
muştur. Çünkü, ceza hukukunun
genel sistematiğinden aynlmak,
ister istemez farklı anlayışa yö-
nelmeyi getirmektedir.
Amerika, _ Fransa, Almanya.
İngiltere ve İran'ın. Ortadoğu'yu
ve dağılan Sovyet cumhunyetle-
rini paylaşım savaşı, Anadolu'yu
da kanştırdı...
Bir yanda PKK'nın vahşet bo-
yutuna ulaşan terörizmı, diğer
yanda "şeriatçı", "militarist",
"tnilliyetçi" ve "neoliberal" güçle-
rin karşıbklı komplolan, tüm ül-
keyi dehşetlı bir kaosa soktu.
Koalisyon hükümeti ciddi
sıkıntıh günler yaşıyor. Bu kaosu
aşabilecek polıtikalann üretile-
memesı. ulkedekı gerginliğı de
arttınyor.
Bu tür gerginliklerin ve puslu
havalann ardından her zaman
çıkan "sıkıyönetim", "savaş half"
ve de "savaş" sesleri duyulmaya
başladı...
Ve işte tam bu sırada, Terörle
Mücadele Yasası'nda kimi deği-
şiklikler öngören bir tasan öneri-
si, hükümetin gündemine getiril-
di.Tasan, tam anlamıyla bir "sivil
sjkıyönetim" rejimini öngörüyor.
Hak ve özgürlükleri tanımayan,
otoriter bir yönetimin arayacağı
her şey bu tasanrun içinde var..
Tam anlamıyla bir "terör ya-
sası".
Oysa. Türkiye'nin yaşamakta
olduğu terörü, salt askeri yön-
temlerle, baskı ve şiddetle aşabil-
menin olanaklan yoktur...
Başta terör olmak üzere, top-
lumumuzun yaşadığı hiçbir so-
run. demokrasiden uzaklaş-
manın, insan haklan ıhlallerinin
gerekçesi olamaz.
Ülkenin gereksinimi olan. de-
mokratikleşme sağlanmadıkca;
Anadolu'nun. yabancı güçlerin
cint attığı bir alan olmaktan kur-
tulması mümkün değildir.
Özellikle PKK terörü ile şeri-
atçı yükselışi durdurabilmenin
yolu da koalisyon protokolünde-
ki "demokratiklesme programı"-
ndan başlayan ve köklü demok-
ratik reformlan benimseyen bir
politikanın yaşama geçirilmesiyle
mümkündür...
Ne denli "sert" olursa olsun,
hiçbir yasa, hiçbir askeri yöntem,
çözüm olamamaktadır. İ2 Eylül
hukukunun, hala yürürlükte ol-
ması da bu gerçeğin tanığı değil
mi?..
(9) Özek, Çetin; agm. İsıanbul
Barosu Dergisi C.65, S.43,6; S.
353.
(10) Tanör. Bülent; age, S. V.
(11) Alpaslan, Şükrü.age, S.162
(12) Alpaslan, Şükrü; age, S.177
(13) Ayrıntılı bilgi ve değerlendir-
me için bkz.: Alpaslan, Şükrü;
age. S. 120-161.
BİTTİ