Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 KASIM1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
Kafkasya'da banşuzakgörünüyor
Gürcüler ve Abhazlar, savaşın sona ermesi için BM'nin sözleri bir kenara bırakıp eyleme geçmesini bekliyor
G
ürcistan ile aynlma yanlısı
Abhazya arasmda, Rusya'-
nın arabuluculuğuyla van-
lan ateşkes altıncı haftasına gırer-
ken, halk gelecekte daha fazla kan
akmasının ve şıddetın kaçınılmaz
olduğunu dûşünüyor.
Tarihte Kafkasya'nın bu gururlu
halklan arasmda hiçbır sorun orta-
ya çıkmadığı halde son üç ayda akı-
tılan kan bütün tarihe bedel ve gunı-
run yennı kuşaklar boyu sürecek bır
nefret aldı.
Bugün Cenevre'de toplanacak
olan Birleşmış Milleüer banş konfe-
ransında Gürcülerin ve Abhazlann
bir antlaşma planı yapmalan bekle-
nıyor. Ancak Gürcistan Devlet Baş-
katu Eduard Şevardnadze, BM'nin
Bosna'yla ilgili başansızlıkla sonuç-
lanan konferanslannı bildiği için.
banş konuşmalannın sûresiz uzatı-
lıp gjtmesinı isterniyor.
Şevardnadze'nin. Abhazya Dev-
leı Başkanı Vladislav Ardzimba ile
görüşmesine çok küçük bir olasılık
gözüyle bakıhyor. Çünkü, yüz yüze
yapılacak bir göriişme poütik inti-
har anlamına geliyor.
Şevardnadze, kısa bir süre içeri-
smde poliük bir çözüm bulunama-
dığı takdirde sorunu asken güçle
çözme yoluna başvuracağıru belırtı-
yor. Şevardnadze. ülke bütünlüğü-
nün sağlanması için Moskova'ya
güvendığıni de sözlenne ekhyor: "
Görcistan Abhazya'yı geri alabilmek
için en iyi yolu seçecektir. Bunnn için
de Rusya'nın desteğine güveniyor.
Çünkü yalnızca Ruslar olası bir ant-
laşmavı garantileyebflir." Abhaz-Gürcü savaşı, halkın vannı yoğunu bırakıp göç etmesine neden oluyor.
Gürcüler, Abhazlann ayaklanmasında suçu Rusya'-
nın Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan'ı içine alan
bölgede kurduğu ordudan ahnan desteğe bağlıyor.
Gürcistan ordusunun bozguna uğraması ve 250 bın
Gürcünün Abhazya'yı terk etmesi sonucunda Şevard-
nadze. Bağımsız Devletler Topluluğu'na (BDT) kaü-
lmak zorunda kalmıştı Böylece Rus ordusu süresız
olarak Gürcistan topraklannda kalma hakkını elde et-
miş oldu. Bu hafta Gürcistan Parlamentosu'nun BDT
üyeliğini onaylaması bekleniyordu. ancak Şevardnad-
ze'nin geceleri sokağa çıkma yasağı ve olağanüstü hali
süresız olarak uzatmasıyla parlamento toplanamadı.
Sovyet Rusya zamarunda ilişkilerin farklı olduğunu ve
yeni Rusya ile ılişkılen koparmanm hiç de akıllıca ol-
mayacağını belirten Şevardnadze, tek isteklerinin banş
olduğunu söylüyor. Mayın döşeli Gürcistan-Abhazya
sınınndaki çaüşmalar Şevardnadze'nin geç vakıtlere
kadar ayakta kalmasına neden oluyor. Kendisine bir-
şey olduğu takdirde, Devlet Başkanlığı için kanlı kapı-
şmalann gerçekleşmesinden korkuluyor.
Abhazya Devlet Başkanı Ardzimba 250 bin Gürcü-
nün evlerine dönmesine izin vemni-
yor ve Birleşmiş Milletler, bu ınsan-
lara yiyecek ve giyecek sağlamada
lojistik sorunlarla karşı karşıya kah-
yor. Gürcistan aynca savaşmakta
olan ikı komşusu arasmda geçıt du-
rumunda.
Gürcistan'ın önde gelen aydmlan
arasmda yer alan Nodar Notadze
Batının kendilerine BM kurtarma
operasyonu dışında yardımda bu-
lunmaya niyetleri olrnadığını. bu-
nun nedenınin ise Ruslarla savaşla-
nnı sürdürmek olduğunu söylüyor.
Notadze'ye göre Rusya ise. Ukray-
na'nın Ermenistan'dan bağımsız
olarak Gürcistan limanlan ve demır-
yolu vasıtasıyla petrol almasını önle-
mek için bölgeyi eünde tutmaya
çahşıyor.Notadze, Rusya'nın Uk-
rayna'nın kendi petrol rezervlerine
muhtaç olmasını garanti altına ai-
mak istemesinin nedeninın bır an-
lamda Gürcistan'ı kontrol altmda
tutmak olduğunu belirtiyor.
Çoğu Gürcü Şevardnadze'nin ye-
ni Rusya ile flörtüne kendi ıradele-
riyle katıldıklannı söyledikleri hal-
de, Tiflis'te bulunan Batılı gözlemri-
ler BM'nın banşı sağlama girişımle-
nvle, Bosna ve Somah'de yaptığı ha-
I
ıalan tekrarlamış olacağını belir-
tiyor.
Son günlerde Tiflis'in tek ışleyen
oteli Birleşmiş Milletler Mülteciler
Komisyonu ve Uluslararası Para
Fonu temsılaleri tarafından ıstila
ediLmiş durumda. Hepsinin Gürcis-
tan'da bulunma sebebi kriz hakkın-
da raporlar hazırlamak. Gürcüler,
haarlanan raporlar harckete geciri-
lip BM'nin akıllara durgunluk verici bürokratik işlem-
lerinden geçükten sonra yapılacak yardım ıçın çok geç
olmasından korkuyorlar.
Kafkasya'da yaşanan knz, daha modern bir BM
temsüciliğinin çok daha iyı iş yapabileceğini gösteriyor.
THEEUKOPEAN
Yunaıtlstan
Einstein'ın
kuramını
"çürüten"
mühendis
O
nnan fakültesi mezunu ol-
masına rağmen yıllardırses
ve ışıkla ılgılı araştırmalar
yapan Lefteris Kaliabos ısımlı bır
Yunanb sonunda Einstein ve
Maxweu"ın teonlerinı çürüttüğü-
nü ıddia etti
AA'nın haberine göre Kaliabos,
Selanikteki "Dunokritos" bıhmsel
araştırmalar merkezının, İtalya'-
nın Ban Üniversıtesı ışbirliğiyle
gerçekleştirdiği bir konferanstaki
konuşmasmda. 6 yıllık araştırma-
lan sonucu Einstein'ın görelilik.
Maxwell'in de elektromanyetik
alanlar için ışık teonlennde hata
yapüklannı öne sürdü.
Einstein'in görelilik (izafıyet) te-
orisindeki hacmi artuğından hiç-
bir molekülün ışık hızı kadar sü-
ratlı olamayacağı tezının gerçek
sayılamayacağını savunan Yu-
nanlı orman mühendisi. çift ku-
tuplu moleküllerin ışık hızı kadar
sürat yapabıldiklerini söyledi.
Kaliabos. ışığın bir dalga oluş-
turan elektromanyetik alanlardan
meydana geldiğine ılişkin Maxwell
teorisini de kabul etmediğını söyle-
yerek "Işık birbirlerivle işbirliği ya-
pan ve bir dalga oluşturan molekül-
lerin saniyede 300 bin kilometre sü-
rate yani tşık tuzma ulaşmalannm
sonucudur" dedi.
Kaliabos, "Günümüzde Einstein
ya da Maxwell gibi dahilerden şüp-
he ettnenin ne demek olduğunun bi-
lincindevim" şekhnde konuştu.
Auschwitz'inyıkdmasımyeönknmeR?
'Geçmişi unutanlar, onu bir kez daha yaşamaya mahkumdur'
Bulgarlstan
Yabana
öğrenci akını
durmuyor
B
ulgar üniversiteleri yabana
öğrencıler için giderek daha
cazıp hale geliyor.
Iraklı 3 bin öğrenci önümüzdeki
eğitim yılı için Bulgar üniversıtele-
rine başvuruda bulunurken bun-
lan Türkıye ve diğer Müslüman
ülkelerle eski Sovyetler Birliği'ni
oluşturan cumhuriyetlerin gençle-
ri takip edıyor. Bulgar üniversite-
lerinde halen yaklaşık 60 Türk öğ-
rencinın öğrenım gördüğü belirtıli-
yor. Bulgar üruversitelerinde başta
Almanya ve Yunanıstan olmak
üzere pek çok Avnıpa ülkesinden
de öğrenci bulunuyor.
Bulgaristan Milli Eğitim Ba-
kanlığı'ndan alınan bilgıye göre
yabana öğrenciler daha çok Sofya
Üniversitesi'nin Mühendislik,
Uluslararası İlişkiler ve Ekonomi
böjümlerini tercih ediyor.
Ülkedeki üp fakültelerinde de
çok sayıda yabancı öğrenci öğre-
nım görüyor.
Bulgaristan'da ünıversitelenn
yıllık ücreti 2 bin 800 ile 5 bin dolar
arasmda değişiyor.
Ismını, Polonya'nın güneyındeki.
esen yelle bırlikte toprağa selam
veren Betula ağacından alan
Birkenau. 2. Auschvvitz olarak bili-
nir. Özenle bir müzeye çevrilen asıl
Auschvvitz'ın aksine. Birkenau ol-
duğu gibi bırakılmışür. Kamptakı
tahta kulübeler kınk döküktür. çaü-
lardan su sızar. kısacası şöyle kuvvet-
lice bır rüzgar binalan yerle bır ede-
cektir. Ranzalann üstüne kazılı yazı-
lar hala duruyor (Jean Gary'yi sevi-
yor), ancak ne gaz odalanru. ne SS
doktorlannın çahşabıleceklerle öl-
meyı hakedenleri birbirinden
ayırdığı yerleri gösteren tek bir işaret
var.
Gelecek 10-15 yıl içinde. kamptan
sağ kalanlann yalnızca birkaçı ha-
yatta olacak. Kamptan geriye. yıkıl-
masma ramak kalmış bloklar.
kampta kalmış insanlara aıt eşyalar;
bir bavul yığuu, takma kollar, bacak-
lar, gözlükler. çocuk pabuçlan ve
belkı de tüm bunlann içensinde en
dokunaklısı. 7 bin kılo insan saçı ka-
lacak. Saçlar çok önemli. çünkü.
Soykınm kurbanlannın bıraktıklan
tek fıziksel ız. saçlar: Sıkış tepiş hay-
van vagonlannda toplama kampına
götürülürken alel acel örülen belık-
ler. kahverengı. kesatane rengi, hatta
Kuzey ınsanına özgü san saçlar.
Auschvvitz'in kurtanlmasında
kozmeük milyoneri Estee Lauder'ın
oğlu Ron Lauder'in pa>i olmuştu.
Lauder, "Bavullar, gözlükler cansz
ama saç farklı" dı\ or. Lauder kampı
ilk kez 1987'de ziyaret etmiş. durumu
o kadar kötüymüş ki, uluslararası bir
cabaya girişılmesı için başvurmuş.
Polonya hükümeti. savaştan son-
ra, Auscfıwitz'ı, faşızme karşı bir mü-
zeye dönüştürmeye. Birkenau'yu ise
olduğu gibi bırakmaya karar vermiş-
ü. Lauder olağanüstü bir başan gös-
tererek, kampm yıkılmasını önlemek
için dört >ılda 20 ülkeden toplam 20
milyon dolar para topladı.
Lauder, çürümenin hemen dur-
durulması gerekti. çünkü beş ya da
on yıl sonra geç kalmmış olacaktı
Auschvvitz'deki gözetleme kulekri Nazilerin işlediği suçların bir simgesi olmaya devam ediyor.
diyor. Kurtarma operasyonu hala
sürüyor. Kimi tarihiçler Auschvvitz'-
deki gaz odasmın sahte olduğunu
söyleyerek. bunu Nazilerin Yahudi-
leri sistematik bır biçimde öldürme-
diğinı söyleyen saylannı destekle-
mekte kullanıyor. Âuschwitz müze-
sinin yöneticisi Dr. Jerzy Wroblewv
ki, kamptakı gaz odasının sonradan
yeruden yapıldığını kabul etmekte
sakınca görmüyor. Wroblewski.
odarun, Ruslann kampı ele geçirme-
leri sırasında yıkıldığmı söylüyor.
Bütün bu tartışmalar bir yana, asıl
olan geçmişin unutulması tehlikesi.
Tarihi Claudia Koonz'un deyimiyle,
Birleşik Almanya tarihini yeruden
inşa etmeye çalışıyor. Koonz, "Nor-
mal bir ülke haline gekükr ve utanca
değU de kendi çektiklerine dayanan
nonnal bir tarih isriyoriar" diyor.
Alman hükumeü. tarihin oluştu-
rulması ile Soykınmı >adsı\anlar
arasına bir sınır çekmeve cahşsa da
gençlerin beynnlennde bu çızgi şim-
dıden belirsizleşmiş.
Yine de, yeni yetışen Alman kuşa-
ğmda göz yaşartıa örneklere de rast-
lanabiüyor: Almanya'nın Gütersloh
kasabasında yaşlan 15 dolavındaki
bir grup genç. üzerinde İbranıce yaa-
lar kazılı olan bir mezar buldu. Met-
ni çevirten öğrenciler. kütüphaneve
gidip, soyadına bakarak. ölenlerin
akrabasını buldu, İsrail'e bir mektup
yazdı ve akrabalan okula çağırdı.
Öğrenaler. ölen ailenin anısına bir
taş dikmeye kalküğında büyükler işe
el atü: "Savaşta Alınanlar da ölmüştü
ama bunlar anıbnıyordu. Yahudileri
bu denli yüceitmek de nevin nesjydi...*"
İşte bu yüzden Auschvvitz'in yıkıl-
masını önlemek gerekiyor.
Avrupa'daki kargaşaBulgarekonomisini vurdu
£t Mondt
B
irleşmiş Milletler'in eski Yu-
goslav^a'ya uyguladığı am-
bargonun ekonomık sonuç-
lanndan etkilenen Bulgaristan'ın
düş kınklığı devam edıyor. ABD ve
Avrupa arasındaki tican görüşme-
lerden dolayı, eski Doğu Bloku'nun
son ülkesi Bulgaristan, Avrupa
Topluluğu'yla 8 martta imzaladığı
geçıa ü'caret antlaşmasmın yürürlü-
ğe girmesim bekliyor.
Nisan ayında Strazburg'dakı Av-
rupa Parlamentosu tarafından
onavlanan ve 8 haziranda yürürlüğe
gırmesi gereken bu antlaşma hala
yürürlüğe girmedi. Antlaşma Bal-
kanlann ortasındaki 8.5 milyon nü-
fuslu bu küçük ülke ıçın büyük
önem taşıyor. Çünkü antlaşmanın
yürürlüğe girmesiyle beraber Bulga-
ristan'ın ihracatı üçte bir oranında
artış gösterecek. Bu büyüme oranı
ülke ekonomisine 200 bin dolar ek
gelir getirecek. Antlaşrnanın imzalan-
masının üzerinden altı ay geçmesine
karşın, hiçbır ilerleme kaydedilme-
diğjni gören Bulgaristan Dışişleri
Bakanı, Avrupa Konseyi'nin bu po-
litik karan almakta yetersiz bir gö-
rünüm sergilemiş olduğunu belirti-
yor. Buna karşılık olarak Brüksel
Komisyonu antlaşmanın askıya alı-
nmasının nedeninin Bulgarlar değil,
dünya ticaretini serbestleştirme gö-
rüşmeleri olduğunu belirtiyor.
Bulgarlar gerçekten de kötü bir
dönem geçıriyor. Avrupa ve ABD
ticari ılişkilerini geliştirme ve düzen-
leme arayışı içinde görüşmelerini
sürdürürken, AT kendi içindeki
ekonomik dengeleri, özellikle dam-
ping gibi ekonomıyi etkileyen so-
runlan çözme ve oluşumlannı en-
gelleme çabasına girdi. Bu çaba ıçin-
dekı AT'mn Bulganstan'la yaptığı
antlaşmayı askıya alması, bir çok
Bulgaristan, Avrupa
Topluluğu'yla ticari
ilişkilerinin dolayh
kurbanı oldu. Eski
"blokdaş"mda süren
savaş, Bulgar
ekonomisini sarsıyor.
uzman tarafından kendi politikası-
na ve ATnin Doğu ve Orta Avru-
pa'daki inandıncılığına darbe indır-
mek olarak yorumlanıyor. Avrupa
Parlamentosu bu konu üzerinde ko-
misyona bır gensoru verdi.
Bulgaristan'ın ATyle olan ticaret
hacminin küçük olmasına karşın bu
ticaret antlaşması, 1992 yazından
beri sıkıntıda olan ekonomisini ra-
hatlatabilır. Birleşmiş Milletler'in
eski Yugoslavya'ya uyguladığı am-
bargo, bu ulkeyle komşuluk ve tica-
ret ilişkisi içinde bulunan Bulgaris-
tan'ı ekonomik krıze sokmuştu
Amerikalı uzmanlara göre Bulgans-
tan ambargo yüzünden 2 milyar do-
lar zarara girdi. Bu 2 milyarlık zarar
hesabı diğer Batılı ülkelerin uzman-
lannca da onaylandı
IBulgaristan'da ihracat
ve taşımacılık durdu
Uzmanlar ambargonun halen uy-
gulamada olması nederuyle Bulga-
ristan'dakı ekonomik krizın sürdü-
ğünü belirtiyor. Ambargo ülkenin
en önenüi gelirlerinden bıri olan ih-
racatı ve taşımacılık sektörünü felce
uğrattı. Daha önceden eski Yugos-
lavya üzerinden yapılan taşıma ve
ticaret sınır kapılannın kapanması
üzerine yol değiştırdi. Bulgaristan'-
dan ihraç edılenmallann Avrupa'ya
ulaşması için iki yol var. Bunlardan
bin Romanya'dan, öteki Yunanıs-
tan'dan geçiyor. Romanya, suıır
kapılanndakı yoğun geçiş ve bekle-
me yüzünden bozulma tehlikesi
olan mallar için riskli bır yol. Yuna-
nıstan yoluysa çok pahalı Bu aç-
maz karşısmda Bulgarlann ihracatı
önemli oranda düştü.
Bulgaristan'ın istediği dolaylı
yardım paketinde Yugoslavya'da,
Birleşmiş Milletler kontrolü alünda
tutulacak bir transit yol ve Batı pa-
zannın kapılannın daha çok açı-
lması ile Bulganstan'ın 9.3 milyar
dolara yaklaşan borçlanyla ilgili gö-
rüşmelerde daha uygun koşullann
sağlanması bulunuyor. Bu girişim-
lerinden kesin bir sonuç alamayan
Bulgarlar ötekı çözüm yoUan üze-
nnde çalışıyor.
Ekonomik sıkıntıdan ve AT'nin
kararsızlığından bunalan Bulgarlar,
antlaşmanın bu yıl sonuna kadar
yürürlüğe girmemesi durumunda
iptal edilmesini gündeme getıriyor.
Yves-Mkhel Riols
Almanya
Doğudcki
yeniiş
olanakları
halkı çekiyor
£l)eiN'eto JJork e imcs
H
eyecandan kendinden
geçmış Doğu Almanlar,
1989 kasımında Berlin Du-
van'm yıktıklannda, Albrecht
Wendt için büyük bır şans kapısı da
acılmış oluyordu. Wendt bir çift-
ükte yöneticilik yapıyordu. Iyi bir
işi olmasına rağmen yıllarca İcendi
kendmin patronu olabilmenin düş-
lenni kurmuştu.
Bir milyondan fazla Doğu Al-
man, birleşmeyi Doğu'nun sınırh
olanaklanndan kaçıp Batı'daki ha-
reket, renk ve başanyla dolu kentle-
re göç etmek için bir şans olarak
gördü. Ancak 250 bin öncüden olu-
şan daha küçük ve daha az göze
çarpan bir başka grup ise tam ters
yönde hareket etü. Batı Almanya'-
daki konforu ve güvenı terkederek
"Vahşi Doğn" dedikleri yerde şans-
lannı denemeye karar verdiler.
IBatı'daki iyi topraklar
kapddı
Batı'da bilinmeyen zorluklara
göğüs germek zorunda kalan bu
yeni nesil Almanlar, yaşadıklan de-
neyimler sayesinde her iki taraftaki
yaşam hakkında da çok farkb bir
bakış açısı kazandılar. Wendt,
"Batı'daki en iyi topraklar çok ön-
ceden kapdmtştı. Duvar yıkıur
yıkılmaz. elimden geten herşeyi
yapıp Dogu'ya gitmeve karar ver-
dim. Kaybedecek hiçbir şe>im vok-
tu. Ancak çok şey kazanabilirdün.
Bu fırsatı kullanmasaydım. belki ya-
şanum boyoınca başka bir şansım ol-
mayabilirdi" diyor.
Duvar yıkıldıktan sadece birkaç
gün sonra Wendt kendıne bir tanm
haritası edindi. Haftalarca. harita-
da tanm için uygun olarak işaret-
lenmış bölgeleri teker teker dolaştı.
Yolunun üstündeki her kasabada
durup kasaba halkına bölgede
saülık toprak olup olmadığmı sor-
du. En sonunda haritada işaretlen-
miş bölgelerden biri olan Loebnitz
köyünden geçerken yolda yürüyen
yaşlı bir adamla konuşmak içaı
durdu. Wendt. aralannda geçen
konuşmayı şu sözcüklerle aktan-
yor: "Bu adam söyleyecek çok şeyi
olan birine benziyordu. Adama
'Nasıl gidiyor işleı?' diye sordum.
'Körü' dedi! Nasıl bir problemleri ol-
duğunu sorduğumda ise bana tam
duymayı beklediğim hikayeyi anlat-
maya basladı."
IDoğu'nunsunduğu
olanaklar
Doğu Almanya'daki çoğu çiftçi
gibi Loebnitz'teki çiftçilerden de
bundan 30 yıl önce topraklannı bir-
leştirerek kooperatifler hahne geür-
meleri istenmiş. Bugün. artık yaş-
lanmakta olan bu çiftciler toprak-
lannı satmak istiyordu. Ertesi gün,
ıstemeyerek de olsa kooperatif üye-
liklennı yenileyen bir sözleşmeye
ımza atacaklardı. "tmzalamalan
gerekmediğini. topraklannı kirala-
yabileceğimi söyledim. Adam kasa-
baya dönüp. diğer çiftçilere sözleş-
meyi unzalamamalarmı söyledi. Her
şey böyle başladı" dıye anlatıyor
Wendt!
Köylülerin topraklanru 18
yılbğına kıralayan Vv'endt. sürenin
bitiminde isterse sözleşmesini \enı-
leyebilecek. Toprak, aletler ve de-
polar için gereken 2 milyon 250 bin
dolann büyük bir bölümünü son-
radan Wendt'in ortağı olan Batı
Alman bır yatınma vermış. Bu tür
yaünmlan artürmak amaayla
Batı'daki bankalar tarafından öne-
rilen cömert anlaşma şartlanndan
ve düşük faız oranlanndan yarar-
landılar.
Loebnitz yakınlanndaki Ros-
tock kentınde yaşayan 29 yaşındaki
avııkat Detlef Geerds de Doğu'nun
olanaklannı kucaklamak için
Baü'yı terkedenlerden. Doğu'daki
yaşarrun güç olduğunu itiraf eder-
ken öte yandan da Batı'daki arka-
daşlanrun çoğu için bilinmeyen fı-
rsatlara sahip olmanın tadını çı-
kanyor.
IToplam 400 avukat
bütün davalara bakıyor
Geerds. "Buradaki yasal hizmet-
ler pazarmm ne denli büyük oMuğu-
nu oğrenmek istiyorsanız şunu bit-
meniz yeten Tüm Doğu Aunanya'da
sadece 400 avukat var. Hamburg'da
bile dört ya da beş bin avukat >aşt-
yor. Bir avukat olarak burada elde
edebileceğnn nrsatlar Batı'dakiler-
den çok daha iyi" diyor.
Batı'da kazanabileceğınden yüz-
de yirmi daha fazla kazanıyor. Üs-
telik iki ya da üç yıl içinde çalıştığı
şjrketin ortaklanndan bıri olabile-
ceğine inanıyor. Baü'da böyle bir
konuma gelmesı en azından bunun
iki katı zaman isterdı.
Greeds "Burada karşı karşrya
kaklıgnn yasal sorunlar Batı'daki-
lerden çok farklı ve onlarla karşı-
laştmldtğmda çok daha ilginç. Bura-
daki sistem hala değişün geçirmeye
det am edivor. Çok daha yaratKi ol-
man gerek. Daha önce > apdmış ben-
zer davalan okuyup aynen uvgula-
mak işi değil sadece" diyor.
Stephen Kinzer