18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET2 29 KASIM 1993 PAZARTESİ 6 Dünya 'dikkuyruk ördeği' nüfusunun yüzde yetmişi bu gölde kışhyor Burdur Gölü'nün maskotlan tehlikedeGÜLÇİN İLCİ BURDUR - Burdur Golü'nde kı- şlayan dikkuyruk ördekler. artan av baskısı ve kırbüğin pençesindeki göl ile birlikte yaşama şanslanru da yiti- recekler. Devlete ait dört fabrikanın kırlettiğı gölün kıyısında yapımı sûrdüriilen 160 fabrika kapasiteli Is- parta organıze sanayi bölgesi ve Is- parta havaalanı; Burdur Gölü ve soyu dünya çapında tehlike altında olân dikkuyruğun ölüm fermanı olacak. Merkezi Ingiltere'de bulunan Şu Kuşlan ve Suîak Alanlar Birliği ile Doğal Hayaü Koruma Derneğı ve Burdur Beledıyesi'nin 3 şubat - 10 mart tarihleri arasında gerçekleştir- dio "Burdur Gölü ve düny adaki nü- fusunun yûzde 70'i bu gölde kışlayan dikkuyruğun ilişkisini belirleme araş- tuTnası"run sonuçlan açıklandı İngilizce olarak yayımlanan kı- tapçıkta. Burdur Gölü'nü. 'Chiro- nomoid' adb kırmızı kurtçuklar ve kış aylannda donmadığı için tercih eden dikkuyruk ördeklerin, avcı- lann ve martı kolonilerirun yoğun baskısı altında olduğu vurgulandı. Amacı. dikkuyruğun davranış ve beslenme ekolojisinin incelen- mesi olan "Burdur Gölü'nde Dik- kuyruğun Kış Ekolojisini Araştırma Projesa"nin sonuçlanna göre göl- deki su kuşlannın azalmasının ne- deni, besin kaynaklanndaki azal- ma değil. SEK ve Keçiborlu Kü- kürt atıklannın göle ulaştığı bölge- lerde sanılandan oldukça fazla rastlanan kronomıdlerin boy- lannın küçük olduğu belırlenen araştırmada, kirliliğin göldeki be- sin maddelerini doğrudan etkıle- > on yıllarda, dikkuyruklarm sayısındameydana gelen azalmanın, sanıldığı gıbi, besin kaynaklannın tükenmeye yüz mediği. ancak yapısı üzerinde etki- ler yapabileceği saptandı. Sediment akımı sonucu gölün dennliğınin azalmasının, besin kay- naklannın azalmasında en önemlı etken olduğu kaydedilen kitapçı- kta. "gölün giderek dolması ve ku- zeydoğu kıyı şeridinin çekilmesi, kronomidlerin yaşamalarına uygun ortamın ortadan kalkmasına yol açıyor. Gölün kuzeydoğu kıyılan- nda 2 ila 10 metre arasında olan yer- ler giderek azalıyor" denildı. Göl suyuna nıtrat ve fbsfat gıbi zengın- leştirici maddelerin kanşması so- nunda bitki varbğının zenginleş- mesı ve çözünrnemiş oksijen toplu balık ölümlerinin nedenı olabilece- ği belırtilen raporda. dikkuyruğu doğrudan tehdit eden faktörler şöyle sıralandı: "- Avcılar: Dikkuyruk saf bir ör- dek ve hareket yeteneği az. Kıydara çok yanaşıyor, kolay a>lanıyor. - Martı kolonileri. dikkuynıklara doğrudan saldırıyorlar. Son yıllarda kış say unlannda martı say ısının art- ması, kirliliğin göstergesi. Bu da göl- deki doğal denge için tehdit. Dikkuy- ruklar için doğrudan tehdit." Burdur Gölü'nde 1991 yılındaya- pılan kış sayımında 11 bin olan dik- kuyruk sayısının son iki yılda azal- masının "çok ilginç" dıye nıtelendi- rildiği araştırma raporunda azalma- nın nedenlen üzerinde de duruldu ve bazı varsayımlar ortaya atıldı. Buna göre, - Kışlama alanlannda değişme ol- muş olabilir. - Dikkuyruklann yaz aylannı ge- çirdikleri Bağımsız Devletler Toplu- luğu'nda keşfedılmemiş yerler ol- ması olasılığı. - Kötü hava koşullannda yüksek dalgalara dayanamadıklan, kolay- ca boğulduklan varsayımı. - Çok düşük bir üreme başansı, - Her ne kadar sözü edilen fabri- kalar kronomıd larvası üzerinde doğrudan etki yapmıyorsa da orga- nik kirleticilerin göl ve endemik tür- ler üzerinde etki yapması olasılığı. Isparta organize sanayi bölgesi ve Isparta havaalanınm gölün doğal dengesinin bozulmasına yol açabile- cek en büyük tehdit olduğu vurgula- nan raporda. 'organize sanayi bölge- si ve havaalanı için ÇED yapılmasf, Burdur kanalizasyonunun arıtma te- sisi yapılmadan çaltştırılmaması' ve 'su se>iyesindeki düşüşün belirlene- rek, buna bağlı olarak da sedimantas- yonun azaltılması için erozyon kont- rol çalışmalannuı hızlandırılması' önensınde bulunuldu. Raporda, göl için yapılması gere- ken araştırmalar da şöyle özetlendi: "Düzenli olarak göl suyunun kim- yasal vapısının incelenmesi gereki- yor. Özellikle Keçiborlu Kükürt Fabrikası'nın yarattığı kirliliğin analizi yapılmau ve kükürt atıklannı göle taşıyan Adalar Çayı incelenme- li. Atıklânn. gölün PH değeri üze- rindeki etkileri sürekli araştırılmalı. Kronomidlerin gölün ekolojik değişi- tnine dayanıklılığı tespit edilmeli. Yazın hangisinin göldeki üretkenliği etkilediğini ortaya çıkarmak için nitrat ve fosfat düzeyleri araştın- Imalı, buna göre de arıtma sistemle- rinde tercihler belirlenmeli. Gölün son yüzyüdaki kirlilik sonucu değişi- mi, alg topluluklarındaki değişûnler analiz edilmeli." İyileşmeyen yaralan ciddiye alın İZMİR (AA) - Ege bölgesinde son yıllarda deri kansenne çok sık rastlandığı belirtilerek. özellikle açık tenli \-e orta yaştakı kişilerin uzun süre geçmeyen yaralanru derhal doktora göstermeleri gerektiği bildinldi. Ege Ünıversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabılım Dalı Başkanı Prof. Dr. Sezer Erboz, Ozon tabakasındaki delik nedeniyle son yıllarda özellikle Ege bölgesinde den kanserleri sayısında büyük arüş olduğunu söyledi. Açık renk tenli ve sürekli güneş ışınlannm altında bulunmak zorunda kalan kişılenn daha fazla nsk taşıdığını belirten Prof Dr. Erboz, şöyle devam ettı: "Cilt ultraviyole ışınlarla buruşur, incelir ve güneş keratozları oluşur Basit bir leke halinde başladığı için ciddiye almmaz. Ancak daha sonra üzerinde y ara oluşur. Habis hızlı gelişirken, iyi huy lu olanı daha uzun sürede gelişir. Genelde yüzde ol uşur. Orta y aşlı >e bağışıklık sistemi zay ıflay an kişilerde, cilt y apısı >e mesleğin de etkisiy le getişbbilir." Deri kanserlennin özellikle erken fark edilmesiyle yüzde 90'lara varan oranlarda tedavı imkanlan olduğunu anlatan Prof. Dr Erboz, iyileşmeyen yaralan olan kişilerin mutlaka bır doktora görünmeleri gerektiğıni bildırdı. Dudak ve yüzdeki kanserleşmiş yaralann çok tehlikeli olduğunu anlatan Erboz, şunlan söyledi: "Bu bölgelerde oluşan yaralar, hastalığın iç organlara taşuunasına ve füm vücudu sarmasına neden olabilir. Bunun yanında renkli benlere de ayrıca dikkat edilmelidir. Çünkü bu benler, en tehlikeli kanser türüne dönüşebileceği için y ılda en az bir kez doktora görünülmelidir." Prof. Dr. Erboz. Dermatoloji Bölümü'nün. Radyasyon Onkolojısı Anabılım Dalı ile ortak birçalışmaya gırerek deri kanserlennin etkin tedavisi üzerinde çalışmalar yaptıklanru sözlenneekledı. Balerinler, çok sıkkemikiliği hastalığına yakalanıyor LONDRA (UBA) - Kemik iliği hastabğına en çok balerin ve baletler yakalandığı için bu hastahğm ilacı aranırkenbalerinlerle baletler"koba>" olarak kullanılmaya "başlandı. Kemik iliği hastahğına (osteoporosis) çare arayan Birmıngham Kraliyet Balesı'nin sağlık hizmetlennden sorumlu Dr. Victor Cross, hastalığın ilk belııtilerinı tespit edebilmek amaayla uzun yıllar rejım ve prova yapan bale sanatçılan üzenndeçalıştı. Ulusal Osteoporosis Kurumu tarafından sağlanan mali yardımla gerçekleştirilen araştırmada, klasik bale sanatçılannın üçte bırinden fazlasının söz konusu hastabğa yakalandığı ortaya çıktı. Dr Cross, hastalığın 60 yaş üzerindekı kadınlann yüzde 25"inı erkeklenn ise yüzde 10"unu etkilediğini belirterek şunlan söyledi: "Araştırmalarunız hastalığın dengesiz beslenen kadınlarda sıkça görüldüğünü ortay a koymuşrur. Hastalık başta bale sanatçılan olmak üzere en sık buz patencileri. olimpik atletler ve jimnasrikçiler arasında göriiimektedir. • Bale sanatçılan için en tehlikeli dönem, yetişkirılik çağıdır. Bu dönemde y etersiz beslenme, çoğu zaman ileri y aşlarda kemik iliği hastalığına yol açar." Annenin sıcaklığı Adı: Tango. Türii: Safkan Kangal. Day anıklılığı. sadakatı, gözüpekliğiy le ünlü şu ünlü kangallardan biri. Gebe kaldığında hiç büy ütmedi işi. Öy le nazlanmayı, aşerme numarasıyla olur olmaz şeyler istemey i aklının ucundan bile geçirmedi. Doğum günü geldiğinde de öy le. Ortalığı velveley e filan vermedi. Doğum sancıları başladığında, çok yakıruna gelenler hafif bir inilti duyduîar o kadar. Sonra, orada, kulübeciğinde. tek başına sessizce doğurmaya başladı. Bir, iki, üç... derken tam on bir "bebek it" getirdi düny ay a. Sorumlu bir anne gibi her birini tek tek yaladı. Temizledi. Ortaya çıkan avuç içi kadar. kapkara, kıpır kıpır y aratıklara bakıp "Bunlar köpeğe değil, fareye benziyorlar biraz" filan diyenler oldu ama, o alışıktı. Ne de olsa ikinci doğumuy du bu. Güçlü içgüdüleriy le "enikleri"ni y alay ıp temizlerney e devam etti. ^ alanıp, taranıp adama (y ani köpeğe) dönen veletler de içgüdülerine uy up. yumuk gözlcri. pembe patileri te pespembe dilleriy le annenin memelerine > umuldular. O ak, sıcak \ e büy ülü SJV ıyı oburcasına emmey e bâşladılar. On bir "it"e. on bir meme düşmediğinden birbirlerini arsızca, utanmazca irip kaktılar. Tango koca patisi ile y eterince emenleri dışarı iterek, aç bekley enleri karnına çekerek hepsini emzirdi. Bir ara kamerasıy la kendisine \ e bebeklerine yaklaşan foto muhabirine kuşkuy la baktı. Ama endişelenmeye gerek olmadığını da çabucak sezdi. \ eletler kıpır kıpır karnının, patilerinin, başının, boynunun çevresinde, altında, üstünde ovnaşırken. hak edilmiş bir doğum yorgunluğu ile bu pozu verdi.(Fotoğraf: GARBİS ÖZATAY) 'Içme sulanna flor katılsın' BURSA (AA) - Diş sağlığının korunması açısından "flor"un en önemlı mineral olduğu, kışılerdekı dışçürümelennın önlenmesı için de ıçme sulanna mutlaka flor katılması gereküği bildirildı. Bursa Dış Hekimleri Odası Başkan Yardımcısı Haluk Yüce, diş çünımelerinın genellikle kişinin yaşadığı yer. beslenme şekli ve genetık yapısıyla doğrudan ilgili bulunduğunu, ancak en önemlı nedenın vücuttakı flormiktannın eksıklığj olduğunu bıldirdi Florun diğer mıneraller gibi gıdalarda bulunmadığına ve kışının florihtiyacını ya içme suyu ile y a da dil altı tabletler vasıtasıyla karşıladığına dikkat çeken Yüce, ıçme sulannın mutlaka florlanması gerektiğıni söyledi. Ülkemızde 1960"lı yıllarda pilot bölge olarak seçılen Isparta'da ıçme sulannı florlama çahşması başlatıldığını. ancak o zamandan beri sulann bir daha florlanmadığını kaydeden Yüce, bu yüzden ülkemizde diş rahatsızlıklannın fazla görüldüğünü ifadeettı. Yüce. "Diş çürüklerinin önienmesi için Sağlık Bakanlığı"nın sağlık müdürlükleri aracılığıy la barajlardaki flororamnı belirleyici çalışma y apması ve barajlara belirli oranlarda flor katması şarttır" dedı Hamıle kadınlarda flor takvıyesinin hem anne. hem de çocuk sağlığı bakımından daha da önemlı olduğunu v urgulay an Yüce. İsveç. Isvıçre. Norveç ve Batı Almanya gibi ülkelerde koruyucu hekımhk hızmetlennde hamıle kadınlann floriçeren tablet kullanmalannın zorunlu olduğunu anlattı Buuygulama sayesinde (sveç'te dış sorunu olan kişilerin hızla azaldığına ve ülkedeki 3 dış fakültesinden birinın ış olmadığı ıçın kapandığına değındi. Karun Hazinesi gibi bir gün o da vatanına dönecek mi? Zeus Sunağı Almanyalı olalı yüzyılı geçti GÜRHANTLTV1ER Çok yüksek. çok görkemli Berga- ma Akropolü'ne, aşağıdan. Ber- gama'nın ana caddesinden, ya da biraz dışandan, Asklepion'dan ba- kıldığında. restore edilmekte olan Trajan TapınağVnın. ınsanı biraz yadırgatan bembeyaz kolonlannın ve dimdik tiyatronun yanı sıra iki tane de çam ağacı görülür. Eskiden, ama çok eskıden. örne- ğin bundan 3000 yıl önce. o çam ağaçlan elbette ki yoktu. O zaman- lar. o tapınak, o tiyatro da yoktu, çünkü Bergama Krallığı, dolayısıy- la da, o anıtlan yaptıran Bergama krallan yoktu. Bu krallık. İ.Ö. 3. yuzyılda kurul- du ve çok değil, topu topu 150 yıl kadar sürdü ama, hani neredeyse. kendine iyi bakan, biraz da şanslı olup, uzun yaşama rekoru kıran bir insanın yaşam süresi kadar olan. bir devlet sözkonusu olduğunda ise çok kısa sayılabilecek bu süre içınde, Anadolu'ya ve dünya uygarlık. si- yaset, mımarhk ve sanat tarihine damgasını basmayı pek iyi bıldı. Çoğu Attalos ve Eumenes adını taşıyan Bergama krallan. 300 metre yükseklikteki Bergama Akropolü'- nü. nıce görkemli anıtla donatmak için köleleri. halkı kıyasıya sömür- mekten tutun da zamanın süper gücü Roma'yla ustaca flört etmeye kadar. ellerinden gelen her şeyi yap- ülar. Işte bu anıtlardan biri de, I. Atta- los'un, "barbar" Galat'lara karşı kazandığı zafenn anısına, halefi II. Eumenes tarafından yaptınldığı ve genellikle Zeus Sunağı olarak bilın- mekle birlikte. hem Zeus'a. hem de Athena'ya adandığı sanılan unlu su- naktır. Bu sunak. haylı önemlı bır yapı- dır. Öyle kı. yaİruzca adını bıİdığı- miz. hakkında başka bir şey bilme- dığımız. Romalı yazar Lucius Am- pelıus. "Liber memorialis'Me, yani "Anümaya değer yapıtlar kitabf- nda. "Pergamo ara marmorea mag- na, alta pedes quadraginta cum ma- xûnssculpturis", yanı, "Bergama'da kırk ayak yüksekliğinde, çok bol beykeUi, mermer bir sunak vardır'' diye yazmıştır. Bu yapı, bır kez daha yineleye- yım. önemli bır yapıdır, Augustus- un. Roma'da yaptırdığı Ara Paas Sunağı'na örnek de olmuştur Ama belki daha da önemli olan, onun frizleri. o frizlerdeki heykeller, ka- bartmalardır. O heykellerde. o ka- bartmalarda. çeşıtlı mitolojik konu- lar, tannlann, Zeus'un, Athena'nın devlerle. titanlarla savaşlangöstenl- mektedır. Bu sanat yapıtlanndaki ustalığı, görkemi. tadı ise sözcüklerle anlat- mak, eğer büsbütün olanaksız değıl- se, çok zordur. 36.44 m x 34.20 m boyutlannda- ki. hemen hemen kare bir platforma oturan bu yapı ve bu yapınm mima- risıyle olağanüstü bır bıçımde bü- tünleşmış olan o kabartmalar. o heykeller, İ.Ö. 2. yüzyıldan. İ.S. 19. yüzyıla kadar, demek kı, 2000 yıl- dan fazla bir süre. Bergama Akro- polü'nde. yazımın başında sözünü ettiğim o iki hüzünlü çam ağacmın bulunduğu yerde kaldıktan sonra Almanya'nın Berlın kentine, orada- ki Bergama Müzesi'ne götürüldü. Peki nasıl oldu bu iş? Geün biraz daha yakından baka- lım olaya. İ.Ö. 138 yılında tahta geçen. halkı tarafından pek sevılmeyen. hazırla- dığı yeni yeni zehırlen, suçlular üze- rinde denemek gibi tuhaf işleri olan, varisi ise olmayan, onun için de ölü- münden sonra ülkesinın Roma'ya verilmesıni vasiyet eden son kral III. Attalos"un. bu dünyadan aynlma- sıyla Bergama Krallığı'nın. nıcelen gıbi bır varmış bir yokmuş olmasın- dan sonra. belkı uzun. belki çok e ^/unak'taki heykellerde, kabartmalarda çeşitli mitolojik konular, Zeus'un, Athena'nın devlerle savaşlan gösterilmektedir. Bu sanat yapıtlanndaki ustalığı, görkemi, tadı, sözcüklerle anlatmak çok zordur. uzun bır süre Zeus Sunağı. varlığını sağlıkh bir bıçimde sürdürmüştür ama, kentı 1864-65 yıllannda zıya- ret eden Alman mühiendis Carl Hu- mann'ın yazdığı bır rapordan. o yı- llarda. sözünü edegeldığımız su- nağın durumunun hıç de iyi olmadı- ğını. kalıntılannın. yaban otlann arasında yazgılanna terkedılmış olarak yattıklannı. az ötelerinde de. bunlan yutmak için dunnaksızın çahşan kıreç ocaklannın bulundu- ğunu öğrenıyoruz. Humann'ın sözleri yalan değıldir, çünkü Osmanlf nın, antik uygarlık- lara hıç kulak asmadığını, o "zihni- yetin", oldukça yakın zamanlardakı bir temsilcisi olan ve hayran olduğu Osmanlı mimarisi ile ilgili çok de- ğerlı. çok yararlı çalışmalar yapan Ekrem Hakkı Ay\erdi'nın bıle. bir makalesınde. "Yunan dökünfülerin- den" söz ettiğını bılıyoruz Oysa o sıralarda. Prusya'nın zafe- nyle. Alman birliği kurulmuştu ve Doğu'dan. Anadolu'dan getirilmiş çok değerli yapıtlarla dolup taşan Britısh Museum'a pek imrenen Al- manlar. kendi müzelenni de bunlar- la zengınleştırmek için büyük bir kampanya başlatmışlardı. Bu kararlı insanlar. 1878 yıbnda, Berlın müzeleri adına kazı yapma iznıni bizimkilerden kopardıktan sona öyle sıkı. öyle hızlı çalışülar ki, 1879'da da Zeus Sunağj'nın Abnan- ya'ya taşınma ıznını. müzenin yayı- mladığı bir kitapçıktan öğren- diğımize göre. 20.000 mark karşıb- ğında elde ettiler. Ve ınanılır gıbi değil ama, o kos- koca yapıyı. bir başka yapı içınde, yeniden inşa ettiler. Evet. Bergamalı Zeus Sunağı, 100 yıldan fazla bir süredir Almanyab. Bergama Belediyesı. bırkaç yıldır bır kampanya sürdürüyor. Otobüs- lerinin üstüne bir başka yapı içınde, yeniden inşa ettiler. Evet, Bergamab, Zeus Sunağı, 100 yıldan fazla bir süredir, Alman- yalı Bergama Beledıyesi. birkaç yıldır bir kampanya sürdürüyor. Otobüs- lerinın uzenne bile yazdı, "Zeus Su- nağı bizûndir. Geri istiyoruz" diye. Şımdılik. belki de epeyce uzun bir süre, sunağın Akropol'dekı temelle- nyle ve yerinı vurgulayan o çam ağaçlanyla yetınmek zorundayız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle