22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21KASIM1993PAZAR HABERLER L/YP4. OLAĞANBÜYÜKKONGRESİ Devletgüvencesialtmdakilîsteler HAKKIERDEM ANKARA - Sabahın erken saatlerinden itibaren salonda toplanan kalabahkta göze çarpar bir heye- can yok. Hatta. daha öncekilerde yaşandığı gibi izdihama yol açacak bir kalabalık bile yok denebi- lir. Heyecanı bırakın, ilgiyle karşılanacak yeni bir söylem. bir mesaj bile yok. Salonda toplananlann duyduklan, son zamanlarda sıkça dinlediklerinin yeni bir tekran. Atatürk Spor Sarayı'nda gerçekleştirilen ve "tek gûne nasü sığacak?" sonısunu askıda bırakırcası- na, pek de uzun sürmeyen DYP olağan kongresi- nin havası bu. Bu havasıyla kongre yalruzca bir seçim toplantısma dönûşüyor. Tribünlerde ara sıra slogan atan ve tezahürat yapanlar, TURBAN Ge- • Listeiçinpartililere güvenmeyen Çiller, bu görevi devlet görevlilerine bırakıyor. Hatta listelerpolis koruması altında kongre salonuna getiriliyor. Genel başkanlık seçimi sonuçlanıncaya kadar da listelerin yanına partililerin yaklaşmasma pek izin verilmiyor. nel Müdurü Ömer Bilgin'in getirdiğı gençler. De- mirerin eski koruması Bılgin, bu kez korumayla yetinraiyor. "koflama" görevi de üstleniyor. Gece boyunca Ankara caddelerini DYP ve Çiller poster- leriyle donatan Bilgin, spor salonunun bir odasına da karargâh kurarak Çiller'e destek sağlamaya ça- hşıyor. Çiller'in son günlerdeki sözlerini yinelediği ko- nuşması sırasında, delegeler yalnızca ANAP lideri Mesut Yılmaz'a yüklenmelerde tepki veriyor ve al- kışhyor. Pek kimsede heyecan göze çarpmıyor. ama herkesin aklı biraz sonra salona gelecek liste- lerde. Heyecansızlık. genel başkanlık için tek aday olmasına bağlanıyor. "Ama Demirel döneminde de NöTLAR MUSTAFA BALBAY 'ÖrdeokBm, 'geVdegeleünu ANKARA - D YP'de "anahtar tesümi" bir kongre daha yaşandı. Cumhurbaşkaru Süleyman Demirel'in Köşk'e çıkışının ardından Sezgin ve Toptan'ı geride btrakarak 13 haziranda genel başkanlık koltuğuna oturan Çiller. beş ay sonra delegelerin karşısına rakipsiz çıktı. Dünkü yanş genel başkanlık değjl, genel idare kurulu (GİK) üyeliği içindi. Hazırandaki olağanüstü kongrede sadece genel başkan seçilmiş, GİK üyeleri ise değişmemişti. Bir bakıma Çiller, Demirerin tercihi olan GİK üyeleri ile partiyı yönetmişti. GİK'le Çiller arasındaki kopukluk da zaman zarnan su yüzüne çıkmıştı. Başbakan'ın koltuğu garantiydi, ama masa arkadaşlan için kıyasıya birçekişme yaşandı. Öğle saatlerine kadar 10'a yakın liste dolaşıyordu ortalıkta, ama Çiller'in listesi son ana dek saklandı. Salonda, liste için yapılan temaslar bazen gerginliğe, bazen kahkahah gülüşmelere neden oldu. Bir milletvekilinin elinde GİK Hstesi gören eski Bakan YaşarTopça, biraz inceledikten sonra espriyle kanşık çıkıştı: - Bu listeyi çocuklar bile yapmaz be... Topçu'nun etrafindakilere getirilen bir başka listedede yaş ortalaması 65'ti. Yorumlar başladı: - Bu liste galiba 1310'dan kalma... Geçen beş ay içinde Çiller'in parti içiyle fazla ilgilenmemesi, bu işi daha çok Necmettin Cevheri'ye, Yahm Erez'e. Mehmet Gölhan'a devretmesi delege tabanını da bölmüş görünüyordu. Pek çok kişi, "Ben niye GtK'e girmeyeyun" deyip kollan sıvamış ve adaylığını koymuş. Olağanüstü kongrenin adaylanndan Köİcsal Toptan, daha çok Atatürk Spor Salonu'nun bahçesinde sohbeti yeğledi. Ayaküstü konuştuk. Kongrenin havasından memnun dcğıldi. Heyecanı yetersiz bulmuştu. Toptan'ın yakın gelecekteki tahmini şöyle: "Yerel seçimlerde varlık gösteremez ve ANAP'ın gerisinde kalırsak parçalanınz. Bakan olacak arkadaşlara çalışma şansı tanınmalı. Tansu Hanım her şeyi üstlenmiş, götürmeye çabşıyor. Bir insan her şeyi yapamaz ki." Kongre salonunda delegelere derdini anlatmaya çalışan eski Genel Başkan Yridmnı Ava'ya göre ise ortada tam bir belirsizlik vardı. Pek çok il başkanı, Ava'ya. "Abi listemizdesin" demiş. "Bu nasıl iş anlamadım" dedi. Ava devametti: "Ben bir eli banka kredilerinde, bir eli partide GİK üyesi istemivonım.Partiveyakışankişileristiyonıın. Amahava puslu, belirsiz." GİK çekişmesımn salona yansıyan yüzü böyleydı. " ö l de ölelim. gel de geleünT, "Milliyetçi türkiye", "Türkiye Apo'ya mezar olacak" sloganlan arasında kürsüye gelen Başbakan Çiller'in konuşmasında vermek istediği mesajlann saür başlan şöyleydi: -Terör 1980-82 arası durmuş, 1982'deyenidenbaşlamış, 1984'te artmış, 1990'a doğru büyük ivme kazanmıştır. ANAP hükümetleri siyasi kararlılık gösterememişü'r. - Mesut Yıbnaz bir buçuk yılı varken üç ayda hükümetten kaçmıştır. Bir şey söylemeye hakkı yoktur. - Bız yapılması gerekenleri kararühkla yaptık, ama beş ayda bu kadar olurdu. - Gündemdeki önemli sofun ekonomik terördür. - Birlik ve beraberliği önce parti içinde sağlayahm. (Yani listemi delmeyin). Çiller'in Yılmaz'a yüklenmesindeki ana etken, yerel secimler. ANAP ve DYP'nin kurmaylan, yerel seçimlerde kim birinci parti olursa sağdaki liderliği o partinin alacağını biliyorlar. Çiller'in Yılmaz'a yönelik eleştirlerinin içi boştu. Yılmaz memleketin önemli işleri varken Alrnanya'da zayıflama küründeydi vs... Yılmaz'ın çelengi de salona alınmadı, girişte bir köşeye kondu. Sağ yanındaHoşkır Korse Sanayü'nin, sol yanında da Şahlanış Gnıbu'nun çelenkleri vardı. Kongreye gönderilen telgraflarda en çok alkışı Türkeş'inki aldı. Bunu. Gndonık, Karayalçın ızledı... Görünen o ki kongre salonu için anahtar bir önceki kongrede olduğu gibi eski MHP eğiliınlilere verilmişti. Çiller. rakipsiz kongreden galip çıktı, ama asıl sorun bundan sonra başhyor. Çiller'in altında oluşan GİK'in ağırlığına göre hükümette yeni bir değişiklik beklentisi partiyi sarmış. Kongreden güçlü çıkanlar, bu güçlerini hükümette de görmek isteyecekler. tek aday olurdu" derseniz gerekçe muhteüf. İçişleri Bakanı Nahit Menteşe. "Biz özeDikle böyle Lstedik, davul zurna bile getirmedik" diyor. Orman Bakanı Hasan Ekinci ise, Çiller muhalıflerinin "harlu at- masına" bağlıyor durumu. Bakanlar, milletvekilleri, Çiller'in konuşmasını gazetecilere değerlendirmek istemiyorlar. Ama ar- kalannı döndüklerinde partililere, "Hiçbir şey söy- leroedi. 4 aydır aynı şeyleri dinlemekten biktık" dedikleri duyuluyor. DYP kongresi en çok matbaacılan yoruyor. 8-10 ayn liste için sabahlara kadar kulis çalışması yapıhyor ve sabahın ilk ışıklanyla matbaalar baskı işine girişiyor. Çiller'in listesi de sabaha karşı baskı ya giriyor. Ama bu kez listeyi maatbaaya götüren. düzenlemesini yapanlar partililer değil. Gece yansı, bir bakan an- yor Çiller'i, liste ile ilgili son dü- şûncelerini ilettikten sonra ekli- yor: "Sayın Başbakanun, Bstele- rin basılması işi çok önemli. Biz bu işi biliriz. Matbaaya giderken si- rin listenizde değişiklik yaparlar. Aman bu konuda gii>enliği sağla- yabm!" Parti yönetıcısı de olan bakan, bu konuda partiden adam görevlendirebileceğini an- latmaya calışıyor. ama Çiller kes- tinp atıyor: "Siz hiç merak etme- yin. Ben o işi hallertiın!" Tabii listenin son şeklinden ve matbaa- ya nasıl gjttiğinden, partideki en yakm çalışma arkadaşlannın bile haberi olrnuyor. Liste "devlet gü- vencesi" altında hazırlanıyor. Aynı şekilde de baskısı gerçekleş- tiriliyor. Liste için partililere gü- venmeyen Çiller, bu görevi devlet görevlilerine bırakıyor. Hatta lis- teler polis koruması altında kongre salonuna getiriliyor. Ge- nel başkanlık seçimi sonuçlanın- caya kadar da yanına partililerin yaklaşmasma pek izin venlmi- yor. Liste delinmiyor d e Oİağandl Dışanda masrafa kryıtanış rw-.,s,t>i şenliğe dönüştür- mek içinprojelerüretilmişti. LzerindeTansu Çilleryazdıbalonoprojelerdenbirivdi işte.Olağan kongrenin olağanüstü yanı. olağanüstü güvenlik önlemlerivdi. En klişeleşmiş deyimiyle dtşarıda kuş ucurtulmadı. "Çiller çok şıktı" tanımına uyar mı bilinmez ama beyaz döpiyes özel bir özenle seçJlmişti. Bir küçük fark çok renkli ekose atkıydı. Çiller'in aldığı bu önlem saye- sinde, listesi baskı öncesinde de- linmiyor. DYP'bler, eski kongre- lerde Demirel'in matbaaya gönderdiği listelerin hangi "hü- nerli" partililerce baskıya girme- den, liderin bılgısi dışında nasıl değıştirildiğini iyı biliyorlar. Bu hünerli partililer bu kez genel başkanın matbaadaki listesine ulaşamıyor. İki taraf da birbirini kolluyor. Bu nedenle her zaman- ki matbaa kullanılmıyor. Muhalifleri, Çiller'in ^nel başkanlık oylannı düşürmeyi dü- şünüyorlar, ama bu konuda bir çalışma yapmıyorlar. Çiller'in karşısına aday da çıkaramadıkla- n icin böyle bır çalışmanın tepki yaratacağını görüyorlar. Haziran kongresinde Çiller'in rakibi olan Sezgin ve Toptan kongre süresince muhalefet guru- buyla teması koparmıyor. Uzun süre bir arada oturup değerlen- dirmeler yapıyorlar, taktik geliş- tiriyorlar. Seslendirme ihalesini Zenger'in aldığı ve DYP tabanı- nın alışık olmadığı ANAP'vari sloganlarla coşkunluk yaratma çabalan sergilenen kongreyi bu- ruk bir ifadeyle izliyorlar. Bu gruptan kopan ve son zamanlar- da Çiller ile ittifak kuran Cavit Çağiar'ın ise muhaliflerden uzak durduğu ve sıkıntılı olduğu dik- kat çekiyor. Çağlar. Çiller'in lis- tesine giriyor, ama bu kez eski arkadaşlan kendisine tavır alı- yor. Çok sayıda listenin dolaştığj kongrede çok kişinin derdi GİK'e girmek. Bunun için ne ge- rekirse yapılıyor. Bir yandan Çil- ler ile iyi ilişki içinde görünmeye çalışılıyor, bir yandan da muha- liflerin üste çahşmalanna katılını- yor. Birçok listede yer almanın avantajıyla GİK'e girmenin "ga- rantüeneceği"' hesabı yapılıyor. GİK büyük önem taşıyor Bu kongrede DYP Genel İdare Kurulu'na girmek büyük önem taşıyor. Özellikle milletvekili ve belediye başkanı ada>ı olmayı düşünenler açısından. Çünkü mart yerel seçimleri ve ardından gelecek genel seçimlerde bu GİK görev yapacak. HAPTAYABAKIS AHMET TANER KIŞLALI RP'nin Önlenebilir Tırntanışı! RP tırmanışını sürdürüyor. KONDA'nın son araştırmasına göre; Sayın Erbakan'ın partisi, yarın seçim yapılsa "ana muhalefet"] oluştura- cak. Birinci sırada yüzde 27.7 ile ANAP var, ikinci sırada yüzde 23 ile RP, üçüncü sırada yüzde 20 ile DYP. SHP ile DSP'nin toplamı ise ancak RP'ye ulaşabiliyor. Solsuz bir demokrasiye ve laikliğe karşı sağa bir kayış mı var? Laikliğin ve solun olmadığı bir demokrasi olabi- lir mi? ••• önce RP'nin hızla artan oylarına sağlam bir "teşhis" koymalı. KONDA'nın araştırması, ANAP ve DYP'den RP'ye ka- yış olduğunu gosteriyor. Ama -ne yazık ki- ılımlı sağdan dinci sağa kayanlara, "Niçin" sorusunu yöneltmiyor. Erbakan'ın başındabulunduğupartilerin, 20 yıldır yüz- de 10'lardadonmuşolan "dinci" oylarına şimdieklenen oyların niteliği nedir? Türkiye'de bir din devleti kurulmasını mı istiyorlar? Yoksatepkilerinidilegetirmekiçin mi oylannı "dincigö- rünümü giderek azalan" bir partiye veriyorlar? Prof. Ersin Kalaycıoğlu'nun bir araştırmasının da vur- guladığı bir gerçek var. RP oylarını köyden değil kent- ten, dahadoğrusu "gecekonduözelliklerinesahip"kent kesimlerinden alıyor. RP'nin 1989 seçimlerinde Istanbul'da aldığı oy yüzde 11. Ama aynı kentin gecekondu semtlerinden aldığı oy yüzde 38... Aynı seçimlerde Konya köylerinde aldığı oy yüzde 15.4, ama Konya merkezinde aldığı oy yüzde 41.7... ••• Toprağa dayalı üretim, insanları "kaderci", yani tutu- cu yapar. Çünkü alacağınız ürün sizin cabanızdan çok "doğa'ya bağlıdır; Tanrı'ya bağlıdır. "Gecekondu" insanı ise tutucu olmaktan çok "tepki"- cidir. Köy ile kent arasında bir "geçiş "noktasındadır. Gele- nekleri ile kentteki yaşam biçimi ve "ahlak" anlayışı arasında bir bunalım geçirmektedir. Aileyapısı sarsıntıya uğramıştır. Kent kendisini, "gelir düzeyi've "köylülüğü"nedeniyle kabullenmemektedir. Köyde insanlar ve yaşam biçimleri arasında var olma- yan uçurum, kentte vardır. Kırdan ya da küçük kentten gelen insan, "kent"te ken- disini güçsüz, dayanaksız hisseder. Yitme, kimliğini yi- tirme korkusuna kapılır. Tutunacak bir "dal" arar. Gelir dağılımındaki haksızlığa, ahlaksızlığa, yolsuzlu- ğa öfkelenir. Bu birikim, ya "Bu düzen değişmelidir" diyen güçlü bir harekete, desteğe dönüşür... Ya da "yitmemek" ve hiç değilse "öte dünya umudu'nu koruyabilmek için ge- leneklere ve dine sımsıkı sarılmaya... (Tıpkı Türkiye'de başını örtmeyen kadının Almanya'- da başını örtmesi, Türkiye'de camiye gitmeyen erkeğin Almanya'da gitmesi gibi... Bu, kurallarına uyamayaca- ğı, kendini kabul etmeyen bir oyunu reddetmek gibi- dir)... Birinci davranış biçimi "so/"u. ikinci çıkış ise "sağ"\ güçlendirir. Eğer bugün "geçiş durumundaki" ya da ge- çiş umudunu yitirmiş toplum kesimlerinde, sol oylar azalırken dinci sağın oyları artıyorsa bundan çıkan an- lam açıktır. Sol tutarsızlığı ve güçsüzlüğü nedeniyle "tepki" oyla- rını da kaptırmaktadır. O kitleler için artıktek umut, "adil ve temiz"toplumvaat edenler olmaktadır!.. ••• RP açıktan laikliğe karşı. RP'nin Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan, Sı- vas'ta35 insanı "din adına"yakanların avukatlığını yar- gı önünde üstlenmeye soyunuyor. RP'li belediye başkanları, Atatürk ün adını taşıyan caddelerin adını değiştirip tarikat şeyhlerinin adını ko- yuyorlar... Ve RP'nin "ön/eneb///r" tırmanışının dört "büyük" so- rumlusu var: Demirel, Evren, özal ve sol partiler... Sayın Demirel, uzun iktidar yıllarında, RP'nin dünya görüşüyönünde insan yetiştiren "ofcu/"larınsayısını "re- kor"düzeye çıkardığı için sorumlu. O kafaların -Milli Eği- tim'den başlayarak- devleti işgal etmesine olanak hazı- rladığı için sorumlu. General Evren, Kemalistler dahil tüm solcuları ezerek meydanı "dinci" güçlere bıraktığı için sorumlu. Atatürk adına Atatürk'e "ihanet" ettiği için sorumlu. Rahmetli Özal, tüm toplumsal dengeleri alt üst ettiği, toplumsal uçurumları derinleştirdiği, devletin sağlam kalmış kurumlarını da yıprattığı, eğitimin ve devletin iş- galini sürdürdüğü için sorumlu. Sol partiler ise düzen değişikliği" bayrağını taşıya- mayacak kadar bölündükleri, tutarlılıklarını ve güçlerini yitirdikleri, RP'ye alan bosalttıklan için sorumlular... Demirel, Evren ve Özal, attıkları adımların kendi amaçlarına değil, "başkaları "na yarayacağını göremi- yecek kadar "dar görüşlü" idiler... Sol particikler iseza- ten kendi küçük dünyacıklarına hapsolmuşlar... İZLENİMLER Koltukyanşıdelegeyişaşkınaçevirdi ŞEBNEMGÜNGÖR .4NKARA - İstanbul Kartal'da partiye kayıtlı olan sürpriz isim Mehmet Karakü- çük dikkate aknmazsa. Taıtsu ÇiDerin rakipsiz olarak gardiği DYP 4. Olağan Büyük Kongresi'nde genel başkanlık ya- nşı yaşanmadı. Ancak partinin yetkili Esprili Üsteler organlannda koltuk kapma mûcadelesi DYP delegesini şaşkına çevirdi. zorlandılar. Listeleri kapmak için birbir- leriyle yanşan delegeler, ellerine aldıklan listelerin birbirinden pek farkı olmadığmı görünce, çe\Tesindekı!ere. "Bu liste kimin abi?", "Çiller'in listesi mivTiûşr*, "Bu da fasoo çıkü, asıl liste nerede?" dıyorlardı. Çıller, kongre öncesinde ısrarla "Kim- seyi tasfiye gibi bir dûşüncemiz yok" me- sajını ıletmesine karşın muhaliflerini inandıramadı. Genel Başkan Çiller. ko- nuşmasında Türkiye'deki birlik ve bera- berlikten önce, parti içi birlikteliğin önemine dikkat çekerken, kongrede el- den ele dolaşan 15 dolayındaki liste, DYP'deki mevcut tabloyu gözler önüne seriyordu. Dün sabah saat 09.00'da başlayan DYP kongresine ilk liste yaklaşık 3.5 saat sonra geldi. Beyaz renkli bu listenin ar- dından san, yeşil, pembe, mavi, mor; tek amblemli, çift amblemli listeler beşer- onar dakika arayla kongre salonuna ulaştı. Adeta liste yağmuruna tutulan de- legeler, hangi listenin hangj gruba ya da kişiye ait olduğunu anlamakta oldukça Bunca liste bolluğunda, secimler sıra- sında divan başkanüğına yalnızca 8 liste iletildi. Fason olarak nitelenen öteki liste- lerde ise kimler yoktu ki: öıer Uçuran Çiller, Matild Manukyan, Mehmet Nabi fnciler, Halis Komfli. Nazlı Ibcak, Güneri Civaoğlu, Cevher özden, bir süre önce trafık kazasında ANAP Adana Milletve- kili Yılmaz Hocaoğhı ile birlikte yaşamını yitiren Yasef Öztürk... Bu listeler bir espri olarak kaldı yalnızca. İddialı tek aday olmanın verdiği rahat- lıkla kongre salonuna saat 10.50"de giren Çiller, tek başınaydı. Kongrelerde liderle- rin eşlerini de yanlannda getirmeleri ko- nusunda artık gelenek oluşmasına karşın Çiller, kongre kulisiyle yakından ilgile- nen eşi Özer Bey'i kongre salonuna getir- medi. Çiller, delegelerin ve konuklann ayakta alkışlan eşüğinde salonda bir tur attıktan sonra yerini aldı. Ama yanında eşi için aynlan koltuk boş kaldı. Bu boş- luk, Teşkilat Başkanı Milli Savunma Bakanı Mehmet Gölhan taraiindan he- men dolduruldu. Arabeskçi Emrah'ın "Haydi şiındi gd" adlı parçasmın DYP uyarlaması eşliğinde salonu selamlayan Çilİer, krem rengi dö- piyesi ile her zamanki gibi şıktı. Ancak Çiller. simgesi haüne gelen şal yerine çok renkli ekose bir atkıyı ter- cih etmıştı. Güneydoğu gezilerine bile yüksek topuklu ayakkabilanyla çıkan Çiller'in kongreye düz topuklu uzun çiz- meleriyle gelmesi dikkat çekti. Suikast ihbarlan nedeniyle yoğun gü- venlik önlemlerinin ahndığı salonda Çil- ler. konuşmasını 25 korumasının gözeti- mi altında yaptı. Kongreye gönderilen çelenklenn büyük bölümü güvenlik ne- deniyle salon dışında bırakılırken, salona sadece ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl- maz'ın gönderdiği çelenk sokuldu. Salo- na girenlerin üzerleri tek tek arantrken. giriş kapılannda, "silah alroa yeri" tabe- lası asıh bölümler oluşturuldu. Ama bu- radaki görevlilere çok az sayıda partili silahını teslim etti. Çiller. 13 haziran kongresinde olduğu gibi, dünkü kongredeki konuşmasında da "ezan, bayrak, AUah, inanç" sözcükle- rini sık kullanmaya özen gösterdi. Çiller'- in "mflliyetçilik" vurgulu sözlerini en çok alkışlayanlar, protokol tribününün arka bölümüne yerleştirilen ve Ankara'daki çeşitli üniversitelerden "fedakârlıklannm karşdığı ödenerek toplandığı" belirtilen "sağ görüşlü" öğrenciîer oldu. Çiller lehi- ne tezahürat yapmalan için genel mer- kezde görevli bazı danışmanlarca çağn- lan bu grup, bir ara slogan dozajını o kadar arttırdı ki, bu durumdan Çiller de rahatsız oldu. Çiller, ekonomik konular- da görüşlerini aktanrken dahi "Milliyetçi Başbakan", "Tûrkiye Apo'ya mezar ola- cak", "Kahrotsun PKK" sloganlan atan gençleri sık sık eliyle işaret ederek sustur- mak istedi. Susturulmaya çalışılanlar " <>r de ötelim. 'Gel' de, ölfinceye kadar ar- kandan gelelim " sloganıyla da arabesk müziğe katkılannı ortaya koydular. Bu sloganlar arasında 1 saate yakın konuşan Çiller. kadınlığ sembolize eden eflatun renkli platformda bir sağa bir sola yürü- yerek konuşmayı tercih etti. İktidar partisi DYP'nin dünkü kong- resi, terörden ekonomiye değin tırmanan ülke sorunlanna cözüm önerilerinin dile getirildiği bir zemin olmaktan çok, parti içi hesaplaşma ve kulislerin doruğa ulaş- tığı bir toplantı oldu. Başkanlık divanı için yerel seçimleri dikkate alacak Tansu Çillerııyıımpeşinde ANKAR.4 (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Başbakan Tansu Çiller, partide "uyumlu bir yönetim" hedefliyor. _ Çiller. bu amaçla kongreye sunduğu Genel İdare Kurulu (GİK) listesinde her kesimden isime yer verirken, özellikle kendisini açıktan eleştiren muhaliflerini dışladı. Divan başkanhğına Ali Naili Erdem'in secildiği DYP kongresinde. seçimlerden önce gündem değişikliği yapılarak, Çiller muhaliflerinin Genel İdare Kurulu'nda alınan kararla uygulamayı amaçladıklan plan bozuldu. Muhaliflerin GİK'te alınmasını sağladıklan karar uyannca. kongrede genel başkan. GİK, merkez karar yürütme kurulu ve yüksek haysiyet divanı seçimlerinin aynı anda yapılması gerekiyordu. Böylece, Çiller'in hazırladığı listede yer alamayanlann hoşnutsuzluğu ile genel başkanın düşük bir oyla seçilmesi ve GİK listesinin delınmesi amaçlanıyordu. Kongrede divan başkanlığının oluşturulmasından sonra verilen bir öngergenin kabulü ile genel başkan seçimi öne ahndı. GİK ve öteki genel merkez organlannın seçimi, genel başkan seçiminin sonuçlanmasından sonraya bırakıldı. Böylece, Çiller'in oylannın kesilmesi bir ölçüde önlenebildi. DYP kongresinde tüzük değişiklikleri de gündemden çıkanldı. Tüzük değişikliklerinin. ocak ayında yapılacak olağanüstü kongrede görüşülmesi kararlaşünldı. Çok sayıda listenin yanşuğı DYP kongresinde Çilİerin, il başkanlannın önerilerini aldıktan sonra hazırladığı listede, kendisine açıktan muhalefet yapanlara yer vermediği dikkat çekti. Çiller. listesinde Gökberk Ergenekon. Yaşar Topcu, Tunç Bilget gibi kendisine ta\ar alan ve açık açık eleştirenlere yer vermedi. Ancak, Çiller, listesinde geçen kongrede rakibi olan İsmet Sezgin ve Köksal Toptan gibi isimlere yer verdi. Çiller'in "bütünleştirici" bir liste hazırlarken "uyum" aradığı öne sürüldü. Çiller'in, özellikle yeni GİK içinden başkanlık divanının oluşturulması sırasında bu uyuma dikkat edeceği belirtiliyor. Kendisini açıktan eleştiren isimlere Başkanlık Divanı'nda yer vermek istemeyen Çiller'in "partide kafa kanştıracak ve her kafadan bir ses çıkacak görüntünün yararı yok" gerekçesini ortaya kovması bekleniyor. Çiller'in Başkanlık Divanı oluşumu sırasında, uyumun yanı sıra 1994 Martı'nda yapılacak yerel seçimleri de dikkate alacağı belirtiliyor. Bu nedenle yeni DYP Başkanlık Divanı'nın seçim çalışmalanna göre oluşturulacağı bildiriliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle