Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3EYLÜL1993PAZAR
HABERLER
Dünkü
çatışmalarda
13 PKK'lı
öldürüldü
Haber Merkezi - Diyarba-
kır, Bingöl ve Siirt'te meyda-
na gelen çatışmalarda 13
PKK'lı öldürüldü. Muş il
merkezinde 'öğretmenevi'ne
silahlı saldında bulunan ve iki
kişinin yaralanmasına neden
olan PKK'hlardan ikisinin si-
Iahlanyla birlikte yakalandığı
belirtildi. Diyarbakır'm Haz-
ro, Mardin'in Nusaybin ilçe-
leri ile Van il merkezinde yapı-
lan aramalarda 3 PKK'hmn
yakalandığı, Şırnak'ın Şeno-
ba ye Elaağ'ın Kovanaîar il-
çesi kırsal kesimlerinde yapı-
lan arazi aramalannda ise 2
PKK'hmn cesedinin bulun-
duğu kaydedildi.
Malatya'nın Müceüi Cad-
desi'ndeki Yusuf Ziya Paşa
Camii'nin İmamı Ahmet Gö-
ner önceki akşam saat 21.00
sıralannda tuvalete girdiği sı-
rada kimliği henüz belirsiz kişi
veya kişilerce bıçaklandı. Ağır
yaralanan Güner (51) kaldı-
nldığj Özel Soykan Hasta-
nesinde hayatını kaybetti.
Kahramanmaraş'ın Afşin
ilçesine bağlı Erkene köyünde
güvenlik güçleriyle çatışmaya
giren PKK militanlan Jan-
darma Uzman Çavuş Musta-
fa Çetin'i şehit etti. er Gazi
Aslan'ı yaraladı.
İsveç'teSPKK'lı
sınır dışı
•STOCKHOLM
(Cumhuriyet)- tsveç TV'sinin
4. kanalındaki haber
programında, 3 PKK'hnın
geçtiğimiz hafta cumartesi
günü İsveç'ten sırurdışı
edildiği açıklandı. Sınırdışı
etme karan hükümet
tarafmdan, '"Isveç'te terör
eylemi haarlığı yapmakta
olduklan" gerekçesiyle
alındı. İsveç hükümetinin ilk
kez PKK sempatizanlannı
yurtdışı etme karan aldığı
haberdeyeraldı.
Sendikalar
mahkemelik
•ANKARA(UBA)-
Türk-İş'e bağlı sendikalar ile
DİSK'ebağlısendıkalar
arasında üye kapma yanşı
karakolda sona erdi.
Türk-İş'e bağlı 9 sendika.
DİSK'e bağlı sendikalar
aleyhine dava açtı. Çalışma
ve Sosyal Güvenlik
BakanlığYnın geçen temmuz
ayında çalışma istatistiklerini
yayımlaması ile başlayan üye
kavgası sonucu Türk-İş'e
bağlı Basın-İş, Belediye-İş
DOK Gemi Iş, Tek Gıda-Iş.
Selüloz-İş,Sağhk-İş.
Petrol-Jş, Deri-İş veTeksif
Sendikalan. DİSK'e bağlı
sendikalar hakkında dava
açtı. Türk-İş sendikalan
DİSK'i'naylonüye'
kaydetmekle ve sahtecilik
yapmakla suçlarken açılan
davalar. Ankara İş
Mahkemelerinde görülüyor.
İsmet inönû anıtı
ÇANAKKALE(A.A)
^ n a k k a l e Belediyesince
İsmet İnönü anıtı
yaptınlacak. Belediye
yetkilileri, îsmet fnönü
anıtı nın Demırcıoğlu
caddesinin İsmetpaşa
mahallesi gırişine dikileceğini
ve anıt kaidesinin
oturtulacağı alanda gerekli
çalışmalara başlandığını
bildirdiler.
Tûrksat'ın
kanalları doldu
ANKARA
(A.A)-Türkiye'nin mega
projelerinden oJan 21 ocak
tarihinde uzaya fırlaülması
ve Mart 1994'ten itibaren
faaliyete girmesi beklenen
Türksat uydusunda mevcut
Transponderler doldu.
Türksaftan yararlanmak
amacıyla bugüne kadar 22
özel TV ve kamu
niteligindeki kuruluşlann
Transponder kiralamak için
başvuruda bulunduğu
belirtildi.
Ocak çöktû: 1 ölü,
1 yaralı
• KARAMAN(AA)-
Karaman'ın Ermenek
ilçesinde bir kömür ocağında
meydana gelen çökme
sırasında bir işçi öldü, bir işçi
deağıryaralandı. Alınan
bilgiye göre, Tepebaşı
köyündeki bir kömür
ocağında meydana gelen
tavan çökmesi sonucu.
ışçilerden Jsmet Çalışkan
I22)hayatını kaybetti.
TATtLE GİDERKEN
KALBİNÖ KONTROL
ETTİRİNİZ
TÜRK KALP VAKFI
27512 44/45-248 58 66
Büyükşehir Belediye Başkanı ÎSKÎ olayını ve hakkındaki suçlamalan Cumhuriyet'e değerlendirdi
Sözen: Siyasi iııtikaııı alındıMİYASEİLKNUR
/
SKİ olayı nedeniyle Belediye Meclisi'-
nde SHP dışındaki partilere mensup
üyelerin verdiği gensoru önergesinin
gündeme ahnması isteminin reddedil-
mesiyle bir engeli daha aşan Büyükşe-
hir Belediye Başkanı Prof.Dr. Nurettin Sözen.
olayın bir rüşvet olayının ötesine tasınlarak si-
yasi intikam alındığını öne sürdü. fstanbul'da
yönetime geldikleri günden bu yana rantlan
kaybolan ve çıkan zedelenen kesimJerin, olayı
saptırarak sola karşı toplu saldınya dönüştür-
düğünü söyleyen Sözen, kendi partisinin yö-
netiminden ve parti içindeki dostlanndan da
umduğu desteği görmediğini açıkladı.
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Sözen
irtikap davasıyla ilgili soruşturma hala sürdü-
ğü için yargı safhasına ilişkin sorulan "yargıya
gölgedüşer" gerekçesiyle yanıüamadı.SÖzen'in
diğer konulardaki sorulanmıza verdiği yanı-
tlar şöyle:
-İSKİ olayı tophımda. medyada ve siyasette
büyük bir infial yarattı. Bu infial karşısıiıda siz
basını ve shasi muhaliflerini suçlu\orsunuz. Bu-
nun nedetıini açıkiar mısınız?
SÖZEN: İSKJ olayı bir yöneticinin, bir bü-
rokratm yasadışı uygulamalan olarak gözü-
küyor. Bütün kurumlarda görülebilecek bir
durum. Burada değişik olan olayın ilk emaresi
ortaya çıkınça, ben Büyükşehir Belediye Baş-
kanı olarak İçişleri BakanlığYna bir faks gön-
dererek müfettiş istedim. Kamu yaşamında bu
nadir görülen bir olaydır. tkincisı görevden
alma işlemini yine ben başlatmış oldum. An-
cak olay bir süre sonra bir bürokratın yapmış
olduğu bir suiistimal ve rüşvet olayı olmaktan
çıkanlıp partimize karşı bir saldın kampan-
yasına dönüştü. Asıl dikkat edilmesi gereken
şey burada yolsuzluğu yapan ve yolsuzluk şüp-
hesi altında bulunan insan vegruplar unutula-
rak mesele pahilerin bağış alma yöntemi, bağış
almadaki yanlışlıklar ve özellikle sol partilerin
bu işle olan ilişkilen üzerinde yoğunlaşü. Bana
göre bu olay sürerken tstanbulda bizim 4.5
yıldan beri yaptığımız ve kentte doğan rant-
lann halka yönelmesini sağlayan anlayışa karşı
bir harekettir. Bir başka deyişle düzeni bozu-
lan. rantlan kaybolan kesimlerin kuşkusuz bu
olayda katalizör olarak olumsuz etkileri oldu.
Açıkca söylemem gerekirse Süzer gjbi Park
Otel gibi Kazlıçeşme'delu dericiler gibı bundan
evvel bizim kararlanmızla rantlan kaybolan-
lan tedirgin etti. Yaptığımız büyük tarihi dö-
nüşümlerle de bu kesimin daha uzun süre bu
rantlardan mahrum kalacaklan gerçeği ortaya
çıktı. Yönetimimiz halkla bütünleşti ve mart
ayında yapılacak yerel seçimleri kazana-
cağımız anlaşıldı. Böylece bu kesim bir beş yıl
daha rantlardan uzak kalacaktı. Kanunsuz ve
kural dışı uygulamalannı yapamayacaklardı.
Bunun verdiği telaş, bu rüşvet olayını başka
boyutlara taşıdı. Bu dönemde mesela bir ILK-
SAN olayı, bazı bakanlann Yüce Divan'da
• İstanbuFda
yönetime geldikleri
günden bu yana
rantlan kaybolan ve
çıkan zedelenen
kesimlerin, İSKI
olayını saptırarak
sola karşı toplu
saldınya
dönüştürdüğünü
söyleyen Sözen,
kendi partisinin
yönetiminden ve
parti içindeki
dostlanndan da
umduğu desteği
görmediğini açıkladı.
Sözen: Karayalçınla konuştum. Kendisiııin oiaya baktşmı büyük bir saygıyla ve takdirie karşdadm.
yargılanması, Saip Molla Konısu'nda 15 tril-
yon değerinde kanunsuz villa yaptmı her gün
tek sütun gazetelerde yer alırken ISKİ yolsuz-
luğu tefrikalar halinde sürdü, filmleri yapıldı.
böylece adaletli ve halktan yana tavnmtzdan
yana olanlar intikamlannı almış oldular. İnti-
kamlannı almakla kalmadılar, gelecekte rant-
lannın kaybolmaması açısmdan da benim ve
Erdal tnöoü'nün şahsında partimizi yıpratma-
ya çalıştılar. Daha ileri giderek solun en büyük
partisi olduğumuza göre sola yönelık bir kam-
panya başlattılar. Rüşvet olayı ayn bir olay.
basın tabii ki bu olayı yazacaktır yazrnalıdır.
Ama rüşvet olayı bağımsız yargıya intikal et-
tikten sonra. onun orada bitmiş olması gerekir-
ken yargı yönlendirilmeye çalışüdı. Olaya siya-
si boyut kazandınldı. Bana göre bu tuzak bo-
zulacak ve halkımız bunu görecek, suç işleyen-
leri yargı cezalandıracak partimiz eski gücüne
kavuşacakür.
-Basında İSKİ olayı ilk çıktıginda alkı-
şlandınız. övgûler aldınız. Sonra GöknePin ko-
nuşmasıyla i\me tersine döndü? Bu tavır değişik-
liğini neye bağlıyorsunuz?
SÖZEN: Orada gafıl avlandılar. Vicdan-
lannın ve mantıklannın sesine uyarak dört bü-
yük gazete müfettiş çağırmamı ve Göknel'i gö-
revden almamı alkışladı. Fakat baktılar ki ken-
dileri bu olaydan bir çıkar sağlayamıyorlar. bu
fırsattan yararlanmak lazım. Sözen'in. İnönü'-
nün asıl önemlisi partinin gücünü zayıflatmak
gerekivordu. Yaptıklan gafı anladılar, tutum
değiştirerek tamamen ters yönde suçlamalannı
yoğunlaştırdılar. Bu olayı tamamen bir gaflet
olarak görüyorum.
-Mali Şube Müdürü ile Fatih Cumhuriyet
Savcısı'nm basına bilgi sızdırdığı iddialanna
katılıyor musunuz?
SÖZEN: Kesınliklekatılıyorum. Mali polisin
basına bilgi aktarması üzerine Vilayet'e ve
Istanbul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyuru-
sunda bulundum. Burada altını çizerek söyle-
mek isterim ki basına sızdırdığı bilgilerbenimle
ilgili değildi. Diğer partili arkadaşlanmla ilgi-
lıydi ve çok onur kınaydı. Sorgulama sırası-
nda, daha sanık bile olmamış, yargı karannı
vermemişken arkadaşlanmın onurlanna yöne-
lik bu haber sızdırma. hatta belki de yanlış bilgi
aktarma olayı karşısında kayıtsız kalamazdım.
Bu'olayın yasalara göre suç olduğuna inanarak
dilekçe verdim ve görevini kötüye kullandığı
konusunda şikayette bulundum. Savcıyla ilgili
çok konuşmak istemiyonim. Çünkü o yargınm
bir parçası. Konuşmam yargıya gölge düşürür.
Zaman icerisinde yapılan yanlışlan ifade ede-
rim. O konuda değerlendirme yapmayı za-
mansız buluyorum.
-Ortağuıız DYPnin il başkanı Orhan Keçeü.
sûrekli sizin istifanı/ı istiyor. Keceli Ailesi'yle
ilişkilerini/in iyi olduğu söylenir. Aranızı İSKİ
mibozdu?
SÖZEN: Çok nedenieri var. Orhan Keçeü
hakkında kamuoyunda ihale yolsuzluklan da-
hılçokşevlersöylendi. Buklasikpoiitikacılann
başvurduğu bazı yöntemlerden bindir. Dik-
katleri başka tarafaçekmek gibi. Keçeli Ailesi'-
yle dostluğum eskidir. DYP il başkanının bu
yaklaşımı kendi partisinin görüşüyle de çelişi-
yor. Başbakan, koalisyonun uyumlu ve verim-
li faaliyet gösterdiğini söylerken il başkanı bu-
nun tersini söylüyor ve koalisyonun derhal bo-
zulmasmı istiyorsa burda bir çelişki ve ra-
hatsızlık vardır. Orhan Keçeli anlaşılan başka
hesaplar içine girdi. Örneğin. Çatalca'da ku-
rulmak istenen Alman Üniversitesi ve serbest
bölge çalışmalanndan tedirginlik duyduğunu
gördüm. Bu konuda GüJay Atığ rahatsız oldu-
ğu için kendisi de rahatsız oldu herhalde. Yakı-
şıksız, yersiz ve dayanaksız tav ırlar ıçine girdi.
-İçişİeri Bakanltğı'nın yeni gönderdiği müfet-
rişJer neyi araştınyor?
SÖZEN: Bu müfettişler yirmi gün önce gel-
miştir. Beş müfettiş iki ayı aşkındır çalışıyor.
Herhalde ISK/'deki bütün işlemleri gözden ge-
çiriyorlar. Bunlan anlayışla karşılıyor ve yerin-
de buluyoruz. Bütün bu araştırmalann sonu-
cunda Başbakan ve fçişleri Bakanı'mızın be-
nimle ilgili herhangi bir yasadışı olaya rastla-
madıklannı açıklamış olmalan benim haklı-
lığımı ortaya koyan delillerden bir tanesidir.
-Partinizûi gerek kumltay öncesi gerekse ktı-
rultav sonrası >öneticilerindeıı \e dostlaruuzdan
umduğuDuz desteği aldınız mı?
SÖZEN: İnsanlann destek ve dostluk an-
layışlan farklı. Herkesten aynı anlayışı ve des-
teği gördüğümü söyleyemem. Hatta ra-
hatsızbk duyan bazı insanlann yanbş imaj ve-
ren konuşmalan olduğunu da biliyoruz. Ama
genel anlamda memnunum. Partimiz büyük
bir soğukkanblıkla hareket ediyor. Genel baş-
kanımızla konuştum. Kendisinin olaya bakı-
şını büyük bü- saygıyla ve takdirie karşıladım.
Benim eskı bir meslektaşım olarak beni iyi ta-
nıdığını ve bana son derece güven duyduğunu,
bu konuda hiçbir endişesi olmadığını söyleme-
si beni sevindiren bir başka olaydır.
-Zor günler geçiriyorsunuz. Kendinizi nasd
hissedivorsunuz?
SÖZEN: Valla zor günler geciriyonım sözü
biraz tefsire muhtaç. 18 yaşımda politikaya
başladığım zaman da böyle bir heyecan içeri-
sindeydim. O zaman da özgürlüklerin, demok-
rasinin mücadelesıni yapıyorduk. Yine bazı
haksızlıklara uğruyorduk. yine pobs vardı,
yine karakol vardı. yine mahkeme vardı. Üni-
versitede özerklik mücadeleleri vardı. Yaşamı-
mım boyunda hep bu tür mücadelelerin içinde
buldum kendımi.
-Ergun GöknePin bir bürokrat olduğunu sık
sık vurguluyorsunuz. Peki bürokratınızın poli-
rikacılarla bu kadar içli dışlı oimasına-Deden oto-
nak tanıdınız?
SÖZEN: Şimdi olaylar ortaya koydu ki, Er-
gun Gökne) hem bu tür yolsuzluklara tevessül
edıyor. Aynı zamanda bazı siyasi amaçlan var.
Kuşkusuz bu siyasi hedeflerinde kendisinin
yanında olan ve kendısini teşvik eden insanlar
da var. Bu da gözden kaçmıyor.
-ÇaJışma Bakanı Mehmet Moğuftay'ın parti-
ye yapdan bağışlaria ilgili sizi suclamasmı nasd
karşıbyorsunuz?
SÖZEN: Onu söylememiş varsayıyorum.
Bu konuda daha fazla bir değerlendırme yap-
mak istemiyonim. Aslında onu bir suçlama
olarak da saymıvorum. Ben partimin yasalar
ve kurallar içensinde her türlü görevi yerine ge-
tinneyi peşin kabul eden bir siyasi anlayışa
sahibim. Bir toplantıda genel başkanımız. ge-
nel sekreterimiz ve arkadaşlanmız bana birgö-
rev verdiyse o görevi kanunlar çerçevesinde ye-
rine getirmekten gurur duyanm. Söyleniş
amaa bir suçlama şeklinde olabilir, ama ben
bunu bir onur duyarak kabul ediyorum. İkin-
dsi Sayın Moğultay'ın partisinı ihbar eden, gö-
revlileri ihbar eden bir anlayış icerisinde ola-
bileceğıni kabul edemiyorum. Onu söylememiş
varsayıyorum. Aynca bu konuda en yetkilı
ağız olan genel başkan suçlamalara cevap ver-
di. Eski bir belediye başkanı olarak kendisinin
de katıldığı böyle bir toplantıda bu tür bir ko-
nuşmanın olmadığını açıkladı. Buna ekleyecek
bir şeyim yok.
Başartsızhk damgasıyiyen yavmlannuz
Aşağıdaki maddeler yalnızca birkaç ör-
nektir:
1. Hizmet-içi eğitimi etkinlikleriyle, halkla
ilişkiler. yöneticiîik ve memur davraruşlan
gibi konularda sürekli olarak geliştirilmesi
gereken 1.5 milyon kadar kamu görevbsi.
2. Bağalık. bahçecilik, tarla tanmı, hay-
vanctlık, analık, tavukçuluk, turfandacıhk
gibi tanmsal uğraşılarla traktör, biçer-döver
gibi tanm makinalannın bakım ve onanmı
alanlannda eğitilmesi gereken milyonlarca
çiftçi.
3. Pratik sanatlan, cevrede geçerli meslek-
Ieri -kısa süreli kurslarla- kazanmalan gere-
ken milyonlarca genç işsiz ve gizli işsiz.
4. Eğitim sisteminin çeşitü düzeylerinden
ve sınıflanndan: -kafasında, smavlardan
arta kalmışsa eğer, bazı ansiklopedik bilgi
kınntılan bulunarak fakat ellerini kullan-
ması öğretibneden- aynlmış olan ve hayata
hazırlanması zorunlu olan yüzbinlerce genç
inşan.
İlkokul mezunlannın yüzde 55'ini. ortao-
kul mezunlannın yüzde 25'ini ve bse mezun-
lannın yüzde 75"ini oluşturan ve bir üst oku-
la devam edemeyen, fakat kullanabilecekleri
bir beceriye sahip kılmmayan, her yıl, yüz-
binlerce genç insan.
5. Doğum kontrolü, çocuk bakımı, ev
ekonomisi. el sanatlan, dengeli beslenme
gibi konularda eğitilmesi gereken milyonlar-
ca her yaştan kadın.
6. İşe yerti giren, yurtdışma çalışmak üzere
giden, emekliye aynlmış olan her yaştan ve
kesimden, yeni yaşama sağlıklı bir biçimde
uyum sağlayabilmeleri için eğitilmesi gere-
ken vatandaşlanmız.
7. Okullanmızda uyguladığımız yöntem-
ler sonucu ortaya çıkardjğımız. "gemisini
kurtaran kaptanlar" ordusunca yürütülen ü-
caret yaşamında aldatılmamak, hakkını ko-
rumak için eğitilmesi. bilinçlendirilmesi
gereken milyonlarca tüketıci.
Nitelik durumu: Eğitim programlan
Önceki bölümde özetlenen sayısal yeter-
sizlikler yanında; her düzeydeki öğretim
programlanrun çocuğun ilgi. yetenek ve ka-
pasitesine, çevrenin özelliklerine ve yaşamın
gereksinmelerine uygun olarak değiştirilme-
sindeki gecikmeler, rehberlik ve danışmanbk
hizmetlerinden yoksunluk. öğretmenlerin
ölçme ve değerlendirme konusunda gereğin-
ce yetiştirilememiş olmalan, ders kitap-
lannın yazımında, basımında \e dağıtımı-
nda yeterli bir sistemin geliştirilmesinin bu-
güne kadar ihmal edilmiş olması da eğitim
sistemimizde nitelığin gelişmesini ciddi ola-
rak engelleyen başlıca etkenler olmuştur.
Bu durumlar, öğrencilerin başanlannı ve
eğitim yaşamlannı da büyük ölçüde etkile-
mektedir. Bu yüzden, ülkemizde, her düzey-
de öğrenci başansızlıklan ve buna bağlı ola-
rak sınıfta kalma ve okul terkleri yaygın ve
ciddi sorunlar durumuna dönüşmüştür.
Yetiştirdiğimiz insanlardaki davranış bo-
zukluklannın gerçek nedenini anlayabilmek
için. okullanmızda verdiğimiz eğitimin özü-
ne, diğer bir deyişle öğretim programlanna,
uyguladığımız öğretim yöntemlerinc ve ço-
Yetiştirdiğimiz insanlardaki
davranış bozukluklarının gerçek
nedeninianlayabilmek için,
okullanmızda verdiğimiz eğitimin
özüne, diğerbir deyişle öğretim
programlanna, uyguladığımız
öğretimyöntemlerine ve
çocuklarımızm davranışlarmı
şekillendiren öğretmenlerin
durumlarına bakmak gerekir.
Eğitim
Sisteminin
Acıklı
Durumu
Proî. DP. Yahya
KemalKaya
Her yıl bir milyonu aşkın
öğrenci sınıfta bırakılmakta,
trilyonlarca lira buyolla israf
edilmektedir. Sınıfta
bırakma yöntemleri, çocuğa,
ailesine, toplumayararı ve
zararı dikkate alınmadan
katliam olarak
nitelendirilebilecekboyutlarda
uygulanmaktadır.
cuklanmızın davranışlannı şekillendiren öğ-
retmenlerin durumlanna bakmak gerekir.
Şüphesiz, böyle sınırlı bir çalışmada, bu ko-
nulann aynntılı bir analizini yapmak ola-
naksızdır. Bununla birlikte, aşağıdaki pa-
ragraflarda konu kısaca gözden geçirilmek-
tedir.
"Hasta adamı" eğjtimde yapılacak re-
formlar yoluyla iyileştirmeyi hedef alan dev-
let adamlan, III. Selim döncminden baş-
layarak, Baü eğitim kurumlannı ülkemize
aktarma cabasma girmişlerdi. Tanzimat dö-
neminde de, Batı modeline uygun laik teme-
le dayalı eğitim kurumlan ortaya çıkmaya
oaşlamıştı. Ne var ki pratiğe değil. düşünme
gücünü geliştirmek için kurama ağırlık ve-
ren eski Yunan düşünce ve inançlannın etki-
siyle şekillenmiş olan Batı kültürünün orta-
öğretim programlanmıza yansıması da kaçı-
nılmaz olmuştu.
Bu anlayışla; bütün öğrencilerin her yıl
okumak ve başanlı olmak zorunda olduk-
lan belirli dersler saptanmış, öğrencilerin
ılgi. yetenek vc kapasitc yönünden birbirin-
den farklı olduğunu dikkaie almayan katı.
ezberciliğe iten. yaratıcı düşünceyi geliştir-
meyen, üretici yeteneklere. insan hayatmı
kolaylaştıncı becerilere yer \ermeyen öğre-
tim programlan. eğitim sistemimize. sökü-
lüp atılamayan, toplumda her şey değişirken
değiştirilemeyen beton bir temel gibi yerleş-
miştir.
Ezbercilik en geçerli yöntem
Zaman zaman bu öğretim programian-
ndaki "insan züinini gcliştiriyor!" gerekçesiy-
le konulmuş bulunulan kimi derslenn adlan
değiştirilmiş, gelen siyasal iktidarlann görüş
ve isteklenne uygun olarak bir-iki yeni ya da
secimlik ders eklenmiş; ama öğretim prog-
ramlannın. cumhuriyetin başından beri
medrese geleneği olan bilgi hamalbğı ve ez-
bercilik, pek çok çocukta kalıtım yoluyla
bulunan kimi yetenekleri köreltici öz nitelik-
lerine bir türlü dokunulamamıştır.
Programlann; özellikle kişisel farklılıklan
dikkate almayan özellikleri. öğrencılen 6
yaşından itibaren sürekli bir yanşma gerili-
mi ıçınde lutan sınav sistemı. scçme ve yer-
leştirmc yöntemleri hiçbir dönemde değişti-
rilememiştir.
Bu anlayışla; ilkokullardan başlanarak
her basamaktaki okullarda, eski Yunan
tannlan. Ostrogotlar, Vizigotlar. Vandallar.
Jüstinyen'in scferleri. kıtalan çeviren kara ve
denizler. kıtalann yüzölçümleri. ülkelerin
başkentlen, yüzey şekilleri. iklim çeşitleri.
dağlan, denizleri. muson rüzgarlan, böcek-
lerde petekgöz. kurbağanın başkalaşımı, çi-
çeklerde tozlaşma. tavuğun sindirim sistemi
gibi Batılı eğitimcilcri şaşkına çeviren ve ger-
çek yaşamla ilişkisi olmayan konular, her
yaştaki öğrenciye sunulan eğitim prograrn-
lannın değişmfez konusu olmuş: sınıf gecip
kalmayı belirleyen sorular olarak sınavlarda
öğrencilerin karşısına çıkanlagelmiştir. Kı-
sacası; ezbercilik en geçerli öğrenmeyöntemi
olarak sürdürülmüş. insanlann empoze edi-
len belirli bilgileri yargılamadan kabul etme
alışkanbklan pekıştirilmiştir.
Böyle bir eğitim yönieminde. öğrencilerin.
değişik scçcnckler arasından en iyiyi. en doğ-
ruyu. en güzelı araştınp bulması için zihinsel
bir çabada bulunmasına -düşünmcsine- ge-
rek yoktur. Bu değerler; nasıl olsa. sımftaîyi-
ler-kötüler. doğrular-yanlışlar. aklar-kara-
lar şeklinde aktanlmaktadır. Bu bilgileri sı-
navda tekrarlayanlar geçmekte. tekrarlaya-
mayanlar ise kalmaktadır. Bu yöntemlerle
de çoğulcu bir toplumda. farklılıklann bir
arada uzlaşma içinde yaşaması demek olan
demokrasinin ve laikliğin gerektirdiği bilim-
sel davranışı sergileyebilecek hoşgörülü öğe-
lerin yetiştirilmesini beklemek iyimserlik
olur.
Öte yandan. her türlü olanaklann sınırb
oluşundan ve belirli yerlerde toplanması-
ndan doğan farklılaşmanın yarattığı kon-
tenjan ve nitelik sorunu da. üİkemizde özel-
likle 1950'den sonra eğitimin yaygınlaştınl-
masıyla birlikte. eğitim sistemimiz içinde.
olanaklan olan ailelerin çocuklanru gönder-
mek istedikleri yerli ve yabancı özel kolejler.
fen liseleri. Anadolu üseleri gibi birtakım
saygın kurumlann ortaya çıkmasına yol
açmıştır. Bu durum da; başka ülkelerde ben-
zeri bulunmayan ve adına özel dershanecilik
denen karlı bir alanın ortaya çıkmasına yol
açmıştır.
Başarısızlığın faturası
Öğrencilerin ilgı. yetenek ve kapasitelerini
dikkate almadan. eşit olmayanJan eşit kabul
eden ilk ve ortaöğretim programlanndaki
bilgileri kapsayan sınavlar sonunda. eğiti-
min çeşitlı basamaklanndaki smıflarda. her
>T1 onbinlerce öğrenci. başansızbk damgası
yiyerek sınıfta bırakılmakta ve binlerce öğ-
rencinin eğitim yapma olanaklan elinden
alınmaktadır. Hatta. daha ıleri eğitim hakkı-
nın öğrenciden abnması son sınıfta bile gö-
rülebilmekte. bu öğrencilere belge verilirken
bu öğrenciler için o güne kadar halkımızın
katlanmış olduğu harcamalar dikkate alı-
nmamaktadır. Ülkemizde her yıl bir milyo-
nu aşkın öğrenci sınıfta bırakılmakta. toplu-
mumuzun trilyonlarca lirası bu yolla israf
edilmektedir. Eğitim sistemimizin yükse-
köğretim dışında kalan düzeylennde sınıfta
bırakma yöntemleri. çocuğa. ailesine. toplu-
ma varan ve zaran dikkate alınmadan katli-
am olarak nitelendirilebilecek boyutlarda
uygulanmaktadır.
Batılı eğitimcileri şaşkına çeviren bu uygu-
lama. sadece devlet bütçesinden trilyonlarla
ifade edilen yıllık israfa neden olmamakta.
aynı zamanda öğretmen-öğrenci oranını
kötüleştirmekte. ana-babalan ümitsizlendir-
mekte, mutlaka bir alanda yetenekli olan öğ-
rencileri başansız sayılmanın kompleksine
itmekte. öğretmenlerin karşısına tabancalı,
bıçaklı, kendini "hayatı zaten kaymış" gören
tiplerçıkarmakta. her karne dağıhmı sonrası
evlerine dönmeyen ya da canına kıyan ve
hastanelerin psiİciyatri bölümlerini dolduran
yavrulanmızın sayılannı arttırmakta, genç-
lerin ekonomik yaşantıya atılmalannı gecik-
tirerek ve ana-babalann katlandıklan mas-
raflan birkaç yıl daha uzatmak suretiyle ulu-
sal gelirden trilyonlann kaybınayol açmak-
ta ve Danıştay'daki dava dosyalannı çoğalt-
maktadır.
YARIN: Milli Eğitim
Şurası niçin önemli?