Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KİM1993PAZAR * • * • CUMHURİYET SAYFA2
HABERLERIN DEVAM
gjMHURİYETTEN
OKURLARA
OZGEN ACAR
• Baştarafi 3. Sayfada
saya çıkacak video oyunu için çok önceden siparîş ka-
bulüne başlanmıştı bile.
Video oyunlarının oynandığı araçlar da inanılmazbü-
yük değişiklikler gösteriyor. Nintendo demode olmuş,
yerini Super Nintendo almış. Saga Genesis her çocu-
ğun rüyası... Şimdi yeni bir tür video oyun aracı piyasa-
ya çıkıyor. Piyasayi altüst edecek ya da yapımcısını batı-
racak bu projeye göre video oyunları bundan böyle
(300) denilen, üç boyutlu görüntü veren araçlarda oy-
nanabilecek. Oyuncu, kendisini ekranın içindeymiş gibi
hissedecek. Bu projeye harcanan paranın 700 milyon
dolar (yaklaşık8.5 trilyon lira) olduğu söyleniyor. Bu du-
rumda ya Super Nintedolar, Saga Genesisler çöpe atıla-
cak ya da (3DO)lar... Üç boyutiu gereç ötekilerine kıyasla
oldukçapahalı.
Üç yıl önce aldığım (20 MB) gücündeki 'nofeboofc'um
bugün sıradan bir bügisayara dönüşmüş. Şu anda piya-
sada (200 MB) gücündeki "notebook" bilgisayarlar, üs-
telik benim üçyıl önce ödediğim dolara kıyaslaçok daha
ucuz.
Türkiye'nin günümüz teknolojisini yakalayabilmesi
için bilgisayar ve her türlü iletişim araç ve gerecinin it-
halinden alınacak verginin sıfırlanmasi gerekiyor. Bu-
gün dünyada artık bir ülkenin gelişmişliği okuma-yazma
oranının yüksekiiğiyle ölçütmüyor. Bir ülkedeki nüfusun
"bilgisayar kullanma cehaleti", o ülkenin geri kalmışlı-
ğını ortaya koyuyor.
• • •
Geçen hafta New York Times gazetesinin 150 saytayt
aşan özel pazar sayısının tiyatı 1.5 dolardan (18 bin lira)
2 dolara (24 bin lira) çıktı. Gazete, birinci sayiadan koy-
duğu duyuruda, bu zorunlu artış için "okurlann an/ayışı-
na" sığınıyordu.
Bugün biz de "okurlanmızın anlayışına" sığıntyoruz.
Cumhuriyet'in fiyatı 23 nisandan bu yana 5 bin liraydı.
Bu arada enflasyon tırmanışını sürdürdü. Doların önle-
nemeyen yükselişi ise sürüyor. O tarihte 4.800 lira olan
gazete kâğıdı, bu arada 4 kez artarak 6.120 liraya çıktı
Telefon, laks, data hattı gibi iletişim harcamaları, film ve
mürekkep gibi dolara endeksli yan harcamalardaki artış
ise yüzde 100'ü geçti.
Kasım 1990da Türkiye'ye döndüğümde kullandığım
beşli jilet paketi 2.300 ve Cumhuriyet ise 1.000 liraya sa-
tılıyordu. O tarihten bu yana jiletime her ay zam geldi ve
bugün aynı jilet Ataköy Migros'ta 30.500, Bodrum Mig-
ros'ta 33.500 liraya, köşedeki bakkalda 35.000 liraya sa-
tılıyor.
Cumhuriyet'in fiyatı ise bugün sadece 5.000 lira. Mad-
di durumları çok iyi öteki gazeteler fıyatlarmı çoktan
7.000 lira yaptılar.
Cumhuriyet'te bugün ne patron, ne arkasında bir ban-
ka, ne bir pazarlama şirketi ve ne de bir TV istasyonu
var. Bugün Cumhuriyet'in, arkasında siz okurlardan ve
içirvde büyük özveriyle çalışanlardan başka bir dayana-
ğı, bir başka gücü yok...
Bugünden itibaren Cumhuriyet'i 7.000 liraya okuya-
caksınız. Bizi anlayışla karşılayacağınıza inanıyoruz.
Sağlıklı, mutlu ve başarıli günler dileğiyle...
Polis,tahrifatauyffuntanıkpeşinde ÇiUer'denbirde
'
J &
* ^ 'BeyazKitap'ş f i 1. Sayfada
"O gün temiziik günüydü. Ya-
ni cumartesi, iyi hatırûyorunı''
diyen sitenin bakım görevlisi
Orhan Aladağ. o gün yönetici-
nin "operasyon var" uyansıyla
temiziik yapılmadığını söyledi.
Aladağ. 23 ocak günü saat 17.
00-18.00 sıralannda Mehmet
Ali Şeker'i polis arabasında
gördû|ünü ekledi. Ancak asıl
ilginç olan Aladağ'ın kendisine
herhangi bir soru yönelülme-
mişken Uğur Murncu'dan hiç
söz edilmemiş olmasına rağ-
men, biT başka deyişle durup
dururken "Bakın ben sosy al de-
mokratHtı. Ben de MumcıTnun
katili bulunsun istemem ıni? Val-
lahi de bfllahi de doğru söylüyo-
rum" demesiydi.
Diğer bakım görevlisi Mehmet
Gün de Aladağ'ın anlaıımmv yi-
neledi: "O gün temizlik vardı, iyi
hatırlıyorum." Ve o da Aladağ
gibi, temiziik gününün cumartesi
olması nedeniyle tarihı "iyi hatı-
riadığınT söyledi. Üstelik o da
Mehmet Ali Şeker'i 17.00-18.00
sıralannda polis arabasında gör-
düğünü hatırladı. "Önceki gün
neden polise gitt^im" sorduğu-
muzda ise Mehmet Gün şunlan
söyledi: "Gelditer bana. 'biz o
adamı ne zaman gözaltına aldık?'
dediler. Ben de hatıriayamadım.
'çavuşum Orhan'a sorayıın" de-
dim. Orfaan dedi ki 'temizlik gü-
nüydü, Cumartesi'ydi." Ben de
'birden hatırladım' dedim poüse."
Yani Aladağ da Gün de. ope-
rasyon gününü temizlik günü ol-
duğu için hatıriadılar. Onlara
göre tek temizlik günü de cumar-
tesi. Oysa site sakinlerine göre
ikinci bir temizlik günü daha var.
o da salı. Salı günü ise 26 ocak
oluyor. Polisin yakalama tuta-
nağında da Şeker \e arkadaş-
lanmn yakalanma tarihi 26 ocak
olarak belirtiliyor. Sitede ikinci
bir temizlik günü olduğunu ve
bunun da sah olduğunu öğrenip
yeniden görüşmek istedığjmizde
ne Aladağ ne de Gün bızımle gö-
rüşmeye yanaştı. Bundan sonra
tek btr yanıt verdiler: "Yönetid
Hayri Bey'le konuşun."
Eski yönetici emekli polis Hay-
ri Sancaktar ise icerde olduğunu
öğrenmemize karşın kapıyı aç-
mayarak görüşmek istemediğinı
belirtmiş oldu.
Aladağ ve Gün'ün bırbırinın
tıpatıp aynı sözlerle "hatıriadık-
ları" cumartesi günü 23 ocağa
denk düşüyor. Mehmet Ali Şe-
ker'in 17.00-18.00 sıralannda gö-
rülmesinin anlamı ise polisin id-
diası olan 24 ocak tarihı ıçın "Me-
sai saati bitiminde otduğu için bir
gün sonraki tarihle tutanak tan-
zinı ediidi" dıyebılmek.
Oysa gerekiree adlannı açik-
layabileceklerini söyleyen çok
sayıda site sakininin ortak gö-
rüşü, polis operasyonunun hafta
içinde yapıldığı şeklinde. lanleri-
ni almadığımız için adlannı açı-
klamadığımız B.Ç, S.E. ile bize
adını açıkça yazabileceğimizi
söyleyen Vildan Seven gibi kimi
site sakinleri kesin tarih belirte-
rek •'Operasyon salı gûnüydü" de-
diler. Vıldan Seven daha da kesin
konuştu: "Evet, 26 ocak salı gü-
nüydü. İyi hatırlıyorum. Sonra
uzun süre evde kaMılar. 10 gün fı-
lan." Site sakinlerinin tümünün
operasyonun saatı konusunda
hatırladıklan da aynı: "Öğlen sa-
aderivdi."
Gözaltı tutanaklanndaki lah-
nfatın Cumhuriyet'in yayımıyla
sergilenmesinin ardmdan operas-
yonun ille de L'ğur Mumcu'nun
öldürülmesmden "önce" düzen-
lendiğini kanıtlama çabasma gi-
rilmesi ilgi çekici ve anlamlı bulu-
nuyor. Hele bu konudaki soruş-
turmayT İstanbul DGM Savcüığı
yürütürken Adalet Bakanı Seyfi
Oktay ın "İriemek için İstanbuV-
da" dediği Ankara DGM Savcısı
Ülkü Coşkım'un ızlemek yerine
"sonışturmaya konu olan kendi
kararlannı desteklenıek için'''' ka-
nıt toplamaya çahşması en azı-
ndan ^pek de olağan olmayan"
bir tutum. Bilindiği gibi Ülkü
Coşkunun baglı bulunduğu An-
kara DGM Savcıhğı, sürpriz
tamk \yhan Aydm'ın Uğur
Mumcu'nun arabasınm yanında
ve "altında" gördüğünü söyleye-
rek teşhis ettiğj sanıklardan Meh-
met Ali Şeker ve Ayhan Usta,
"L'ğur Mumcu öldürûldûğünde.
İstanbul potisinin lutanaklarma
göre gözetim alttnda bulunuyor-
lardı" gerekçesiyie soruşlurma
kapsamının dışında bırakılmı-
şlardı.
Sıvaskoıııisyoııııîrticayı tarbşıyor
• Baştarafi 1. Sayfada
metin üzerinde henüz anlaşma
sağlanamadı. Sert tartışmalara
sahne olan komisyonda, bazı
RP ve DYPli üyelerin, olaylan
u
Aziz Nesin'in luşkırtması-
PKK'nın girişiıni" şeklindeki
rapora yansuma eğilimi için-
de olduklan öğretuldi. Ko-
misyonun. geçen çarşamba
günü son şekÜ verileceği bildiri-
len taslak raporunda. yönetici-
lerin ihmali görüldüğü. bazı it-
faiye erlerinin. Madımak Oteli
yangını sırasmda su hortum-
İannı kestikleri ve vanalan ka-
pattıklan bilgisine yer verildi.
Sert tartışmalarla geçen gö-
rüşmeler sıra&mda RPU ve bazı
DYP'li komisyon üyelerinin
olayt "Aziz Nesin'e tepki" ola-
rak sınırlandırma eğjliminde ol-
duklan. komisyonun SHP'li
üyelerinden Erzincan Milletve-
kili Mustafa Kulun ise bu yak-
laşıma karşı çıkuğı öğrenıldi.
Sıvas komisyonunun bazı
ANAP'lı üyeleri calışmalaTa
katılmadılar. ANAPMı üyelerden
Fahrettin Kurt. komisyon top-
lantılanna hıç katılmazken. Bü-
lent Akarcalı'nın sadece Sıvas'a
gıttiği, sonraki toplantılann hiç-
birine katılmadtğı bildirildi.
Edinilen bilgiye göre. komis-
yon çalışmalan sırasında SHP'li
üyelerden Mustafa Kul ile RP'li
ve bazı DYP'li üyeler arasında
sert tartışmalar çıktı. RP'li ve
DYP'li üyelerin. olaylan "Aziz
Nesin'in kçkırtmasT olarak ko-
misyon raporuna yansıtma eğili-
mi içinde olduklan belirtildi. Bu
üyelerin. "Pir Sultan Abdal Der-
neği, nicin Aziz Nesin gibi sadece
inananlann değil. herkesin karşı
olduğu, herkese hakaret eden,
Tiirk milletiyle alay eden bir
adamı buraya davet ettiT" görüşü-
nü savunduklan, olaylann bir
"tertip oJduğuv
yaklaşımına ke-
sinlikle katılmadıklan kaydedil-
di. Ahnan bilgilere göre, SHP Er-
zincan Milletvekili Mustafa Kul,
görüşmelerde, yaklaşık 50 say-
falık taslak raporda. "bir tek keli-
meyle bile gericilikten, irtica tettli-
kesinden söz edilmemesine" karşı
çıktı.
Çalışmalar sırasında. Atatürk
büstünün kaldınlması konusu da
tartışmayarattı. Komisyon rapo-
runda önce. "Atatürk böstih^in
eylenıciler tarafından devrildiği
söylentileri varsa da, bunlan doğ-
nıİayan bir kanrt görüunemiştir.
Büstün ci\atalannın özel olarak
sökülüp kaldınlması gerekmekte-
dir. Bunun göstericiler tarafından
yapıldığına dair kanıt yoktur" ifa-
desine yer \enldı. Ancak bu ko-
nuda tartışmalar uzayınca Ata-
türk büstüyle ılgili 3.5 sayfalık
bölüm kısaîtılarak. "Atatürk büs-
tu devrilmiştir, ancak ne zaman,
kimler tarafından devrildiği konu-
sunda bilgi-belge bulunmamak-
tadır" bıçıminde özetlendi.
Komısyondaki RP'H üyelenn
olaylan PKK"\a bağlama,
"PKK, Alevi-Sünni çekişmesi ya-
ratıp kendine taban bulmak isti-
yor" görüşünü savunmalan ve bu
görüşlere taslak raporda da yer
verilmesi lartışma yarattı. Uzun
tartışmalar sonunda PKK ile ilgi-
li değerlendirmeler rapordan
çıkanldı.
Komisyonun son toplantı-
sında ortak bir metin üzerinde
anlaşmanın güçlükleri bır kez
daha ortaya çıkınca. SHP'li Mus-
lafa Kul'un muhalefet şerhı ko-
yabileceği belirtildi. Bunun üzeri-
ne RP'li üyeler. raporun yeniden
Nazılmasını istediler. RP'li üyeler-
den Abdüllatif Şener'in de protes-
lo amacıyla komısyondan çekıl-
dığı. ancak. Şencr'e bunun müm-
kün olmadığı anlatıldığı ıfade
edildi. Komisvonda daha sonra.
"Bu TRMM'nin raponı olacaktır.
Biraz daha uğraşjaİHn" görüşü
ağırlık kazandı. Komisyon, 5
ekim salı günü bır araya gelerek
rapora son şeklini vermeye çalı-
şacak. Ancak, bu toplantıda da
uzlaşma sağlanmasının zor ol-
duğu, SHP'li üye Mustafa Kul'-
un yanısıra. RP'li üyelerin de mu-
halefet şerhi koyabilecekleri be-
lirtildi. Kulun. "Bu tarihi bir bel-
ge olacak. Bir tek kettme dahi
yaniış olsa imza atmam" dediği
öğrenıldi.
Komisyon üyeleri
Sıvas olaylan ile ilgili
TBMM'de oluşturulan Araş-
tırma Komısyonu üyelen ile
partilere dağjhmlan şöyle:
Başkan Ostnan Seyfi (DYP-
Nevşehir), İsmaü Köse (DYP-
Erzurum), Mehmet Cemal Öz-
taylan (DYP-Balıkesir), Kadir
Bozkurt (DYP-Sinop), Bülent
Akarcah (ANAP-lstanbul),
Fahrettin Kurt (ANAP-İstan-
bul), Münir Doğan Ölmeztop-
rak (ANAP-Malatya), Mustafa
Kul(SHP-Erzincan), Nami Ça-
ğan (SHP-İstanbul), Haydar
Oyınak (CHP-Amasya), Ab-
düllatif Şener (RP-Sıvas).
Muğla Kültür Şenliği
Demiral görevden ahnsın'
îçişleri Hizbullah kampını reddetti
ÖZCANÖZGÜR
MUĞLA - Muğla Kültür Şen-
liğı'nde konuşan gazetemiz ya-
zarlanndan tlhan Selçuk ve Cey-
han Mumcu 'L ğur Mumcu cina-
yeti' soruşturmasının DGM Baş-
savası Nusret Demiral'dan alı-
nması gerektığinı bıldirdıler. Av.
Mumcu. "Hiçbir demokratik ül-
kede, bir sa»cı 4 bin 779 faili meç-
hul cinayeri sırtuıda taşıyamaz"
dedı.
Geleneksel Muğla Kültür Şen-
liği'nin 8'incisi sürüyor. Şenükte
yer alan 'Uğur Mumcu Söyleşisi'-
nın açış konuşmasını yapan A\.
Mustafa tlker Gürkan, "Uğur
Mumcu, Mustafa Kemal'inoğluy-
du. Her ikisinin de naçiz >ikutlan
toprak oldu. Ama eserleri ilelebet
yasayacak. yaşahlacak" dedi.
Tarihı Konakaltı Kültür Mer-
kezi'nde yapılan söyleşıde söze,
"Uğur Mumcu ve Muğla Kültür
Şenliği bir araya gddi'" diye baş-
layan İlhan Selçuk, "Bu nasıl
olur? Bir şenlikte beraberiz. Bağ-
daşır mı, diye sorulur. Bağdaşır.
Hüzun ve sevinç bir arada y aşanır.
ŞenUk adı üstünde. kültür ve sana-
ta dönük. Kültüre ve sanata ne ka-
dar dönersek, ne kadar \önelirsek,
Uğur'un ruhu o kadar şad olur.
Uğur burada yok, ama düşüncde-
ri, yakınlaru dostları var" diye ko-
nuştu.
Konuşmasmda. "Burada faili
mechul bir cinayetin analirini
yapıyonız. Böyle bir devlet, böyle
bir adalet, böyle bir toplum: ol-
maz. Buna bir çare lazun" diyen
İlhan Selçuk şöyle devam etıi:
"Çareyi bu parcalanmışhkta,
bölünmüşlükte nasıl bulacağu?
Medya kargaşasında nasıl bula-
cağız? P l I'nin ikinci Tsini satı-
yorlar. Bütçe açığıru kapamak
için vergi alacaklarına, ikinci Tyi
satiyorlar. Sonııç ne olacak? Satı-
ştan gelen dolarları kim paylaşa-
cak? Siz paylaşraayacaksınız. Bu
gerçekleri söyleyen gazetecileri
yaşatmıyorlar.. Üğur, bunlan en
korkusuzca söyleyen insandı.
Uğor'u PTTnin ikinci Tsini sat-
mak için öldürdüler. Siz okumayın
diye öldürdüler. Bir > a/ara saldırı.
okuruna da saldındır. Bir ülk«de.
bir cumhtiTbaşkanı gelip, zenginle-
ri severim derse. ülkenin aydınlan,
değerli insanlannı faili mechul ci-
nayetler alıp görürürse, nereye gi-
diyoruz diye sormamn zamanıdır.
Böyle uyuşuk, bölük pörçük yaşa-
ma zamanı değil. Eğer bu üîkede
onunla yaşamak. Uğurlann ölme-
mesini, çocukların ölmemesini is-
tiyorsak, nep birlikte küreğin sapı-
na yapışmalıyız. Bölük pörçüklü-
ğe, dağınıklığa son vermeliy iz. Sol
birleşmeli \e Uğur'un vasiyetini
yerine getinneli. Solun, Kenıalist-
lerin, sosyalistlerin birliği, Uğur'a
en büyük Fatiha olacaktır."
tlhan Selçuk, 'Uğur Mumcu ci-
nayeti'ne değinırken de "Uğur,
pek çok kere Nusret Demiral'ın
görevden alınmasını istemişti.
Şimdi o savcı Uğur: Mumcu ci-
oayetini sontşturuyor. Buna
katianmak zorunda kalıyoruz.
Eğer insanlar, solcular, sosya-
listler. Kemalistler birbirleriyle
uğraştnaya devam ederlerse. el-
bette meydan ötekilerin elinde
kalır"dedı.
Av. Ceyhan Mumcu, Uğur
Mumcu'ya son zamanlanrida.
sağ basının ilgi gösterdiğjni. Hür-
nyet'ten ve Asû Nadir'den iyi bir
teklıf aldığını, ama kabul etmedı-
ğmi söyledi. Av.Mumcu. "Büyük
transferlerie başka gazetelere gi-
dip yazanlar, rahat yazmazlar.
•Patron ne der' diye düşünürler.
Cumhuriyet'te bu soru sorulmaz.
O nedenle Uğur hep Cumhuriyet'-
te yazdı" dedi.
"Biz Uğur'u de>tetin ne kadar
çok sevdiğiıü. öldükten sonra ga-
retelerden öğrendik" diyen Av.
Ceyhan Mumcu. Nusret Demi-
ral'm görevinden ahnmasını is-
tediği konuşmasmda şöyle dedi:
"Nusret Demiral, aile dostum'
diyor. Yalanladık tabii. Demiral'-
ın bu sözcük üzerine Uğur'un yazı-
lannı kanştırdun. Muammer Ak-
soy için "Nusreı Demiral değlş-
mezse, bu cinayet aydınlanmaz'
demiş. Nusret Demiral, Uğur için
'bır yıl zaman gerekir' diyor. Ben
de niye bir yıl diye İlhan Abi'ye
sordum. 'Siz solda paramparça
olursanız, Nusret daha bekler'
dedi. 3 ekim 1990 günü Bahriye
Üçok. ocak 1991de Aksoy öldü-
rüldü. Ardından Uğur'u yitirdik.
Savcı aynı savcı. Yunanistan'da
bu tür cinayet işlendi. Olay savcı
tarafından hemen çözüldü. Bir
daha da siy asal cinayet işlenmedi.
Olaf Palme olayında iki yıl gecin-
ce, olayı çözemeyen savcı istifa
etti. Bizde, efendim, o örgüt, o
savcmın tahminine göre yeniden
cinayet işleyebilimûş. O zaman
tesadüfen suçlular y akalanırlar-
mış. Yeni bir cinayet için bir yıl ge-
rekirmiş. Yavuz Donat'a yapttğı
açıklamada savcı böyle diyor. 4
bin 779 cinayeti hiçbir sa\o
sırtında taşıyamaz. Bu bir
utanctır. Bu faili mechul cinayetle-
rin çozülmesi için bütün özgürlük-
lerimizden fedakarhk yaptığımız
bir devlet mahkemesi var. Sonuç
yok."
Muğla Kültür Şenliği'nin dün-
kü bölümünde, ağırlıklı olarak
çocuk elkinlikleri yer aldı. Ço-
cuklar, duvar resimleri yaptılar,
belediye parkmda çam heykel
çalışması gerçekleşlırdiler. İSEM
Çocuk Grubu'nun 'Ağaçlann
Dansı" adlı oyununu ızledıler.
Gece gerçekleştırilen 'Türk-
Yunan Halk Oyunlan Gecesi'nde
Şadan Gökovalı Muğla türküleri-
nın oykulerini anlatlı. Makbule
Kaya türküleri okudu. Belediye
Halk Oyunlan ekibtnin oyunlan
ile Yunan ezgilerini Suavfnin
konsenizledi.
Gece bır konuşma yapan Bele-
diye Başkanı Orhan Çakır, "Bu
gece burada halk oyunlan izliyo-
ruz. Politik oyunlann halklan
düşman ettiğini biliyoruz. Bura-
dan politikacılara sesleniyonız,
halklann arasmdan çekilin" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu) - İçişleri Bakanlığı, Bat-
man'ın Gercüş ilçesine bağlı.
Seki, Gönüllü ve Çiçekli köyle-
rinde Hizbullah'a ait kampla-
nn bulunduğu ve bu örgütün
jandarma bırlikleri tarafından
desteklendiği iddialannı red-
detti. Bakanhktan yapılan açık-
lamada, bu iddialarda bulu-
nanlar hakkmda yasal işleme
başvurulduğu bildirildi
TBMM Faili Mcçhul Cinayet-
leri Araştımna Komisyonu Baş-
kanı Sadık Avundukluoğlu ise
Batman Emniyet Müdürii ve
Vali Yardıması'nın Sekı. Gö-
nüllü ve Çiçekli köylennde Hiz-
bullah'a ait kamplann bulun-
duğu yolundaki açıklamalan-
nın ses bantlannı yayımlayan
basın-yayın organlannı iıırsız-
lıkla* suçlarken araştırmaya za-
rar verildiğini söyledi.
İçişleri Bakanlığj'ndan dün
yapılan açıklamada, Batman
bölgesinde Hizbullah kampı
bulunduğu ve örgütün jandar-
ma bırlikleri nce desıeklendiği
iddialannın tamamen gerçek
dışı olduğu öne sürüldü. Açık-
lamada şu görüşlere yer verildr.
"Son günlerde bazı basın ve
yayın organlarında, Batman Ui
Gercüş ilçesine bağlı Seki, Gö-
nüllü \e Çiçekli köylennde yasa-
dtşı Hizbullah örgütüne ait
kamplann bulunduğu ve bu ör-
gütün jandarma bırlikleri tara-
fmdan desteklendiği şeklindeki
haber ve programların yer aldığı
izlenmiştir. Söz konusu yerlerde
ve diğer bölgelerde beUrtildiği
şekilde kamp mevcut olmadığı
gibi, jandarma biıiiklerince bu
ve buna benzer y asadışı herhangi
bir örgüte destek verildiği şeklin-
deki iddialar da tamamen ger-
çek dışıdır. Bu haber >e prog-
ramların güvenlik kuvvçtlerimi/i
yıpratmay a y önelik maksatlı bir
kampanyanın üninü olduğu de-
ğerlendirilmektedir. Asılsız id-
diaları ileri sürenler hakkında
yasal işleme başvurulmuştur."
A\ıındukluoğlu basını
suçladı
TBMM Faili Mechul Cina-
yetleri Araştırma Komisyonu
Başkanı DYP Kınkkale Millet-
vekili Sadık Avundukluoğlu.
Batman Emniyet Müdürü ve
Vali Yardımcısrnm Hizbullah
kampı ile ilgili açıklamalannın
ses bantlannı yayımlayan basın
ve yayın organlannı sert bir dil-
leeleşürdi.
Komisyonun konuya ilişkin
incelemelerinin k
sır olarak sak-
landığınr belirten Avunduklu-
oğlu. ses bantlannın yayımlan-
masmı 'hırsızlık' diye nitelen-
dırdı. Ses kayıtlannın yayımla-
narak "konunun çarpıtılmaya,
peşin hükümle, kamu kuruluş-
larının töhmet altında bırakı-
Imaya çalışıldığmr" öne süren
Avundukluoğlu. "Her türlü
emare veya delil, komisyonu-
muzca, bilgisayara kayıt edile-
rek ülke genelinde işlenmiş faili
belli olmayan siy asal cinayetler
arasındaki irtibat ve bunlann fa-
illeri araştinlmaya çalrşılırken
sır olması gereken ses kay ıtlarını
'çalarak" gazetecilik admaiyibir
iş yaptığını sananlar, araştı-
rmamua büyük zarar vermişler-
dir" görüşünü dile getirdı. Ses
bantlannın yayımîanmasının
"gerçeği bulmaktan çok ortalığı
kanştırmak" olarak değerlen-
dırildığini ıfade eden Avunduk-
luoğlu bu olayda. "Balçığı duva-
ra vur, tutarsa da hoş, tutmazsa
da hoş' mantığmın egemen ol-
duğunu öne sürdü.
Avundukluoğlu. şu görüşleri
dıle getirdr.
"Görev alanına giren her türlü
iddiayı, isnadı veya ithamı in-
celemeye istekli. azimli ve ka-
rarlı komisyonumuzun. Batman
Emniyet Müdürü ile Yali
Yardımcısı'nın aldıkları istihba-
rat üzerine yaptıklan araştı-
rmanın sonuçlanndan hareketle,
'Hizbullah'ın bir askcri bırliğın
yanında eğitim kampı olduğu-
nu' araştırması ve bu konudaki
tespitkrini. zamanı geldiğinde
TBMM'ye ve ilgili mercilerle
kamuoyuna açıklaması beklen-
meden; hırsızlıkla ele geçirilen ve
içeriğinde de ihbardan öte bir şey
bulunmayan ses bandındaki be-
y anlara day anılarak hüküm ve-
rilmesi ve bununia 60 milyon in-
sanın zihinlerinde soru işaretleri
yaratılması, gerçeği bulmaktan
ziyade, ortalığı kanştırmak.
araştımıalarımızı etkilemek
veya yönlendirmek amacına ma-
tuf bir davranış olarak görül-
müştür.
İddia, savunma ve hüküm,
adalet cihazını işletcn temel un-
surlardır. Hırsızhkla veya başka
yollarla ele geçirilen ihbar veya
bilgilerle kişilere veya kuruluşla-
ra suç isnat etmek, 'balçığı du-
vara vur, lutarsa da hoş. tut-
mazsa da hoş" demek, insaf öl-
çüleriyle bağdaşmaz. Bütün dii-
riist ve namuslu gazetecileri ten-
zih ederek belirtmek zorun-
dayım ki, bu ülkede. düriist. na-
muslu insanlar, sadece birkaç
gazeteci veya televizyon
yapımctsından ibaret değildir.
Hiçbir art niyet taşımaksızm
TBMM Araştırma Komisyo-
nu'na biMiğini, gördüğünü, duy-
duğunu söy leyen kamu görevlile-
rinin. duyduklarmı hiçbir yan
delil araştumaya gerek duy-
maksızm doğru kabul etmek ta-
mamen şartlanmışlığm. saplan-
tıların ve çifte standardın açık
bir tezahüıiidür.
Hukuk düzeni, İnsan Haklan
EvTtnsel Beyannamesi ve bunu
izleyen çeşitli metinlerle hep
yargısız infazı önlerneye
çalışmıştır. Dürüsdük, namus,
adalet gibi sözleri dilkrinden dü-
şürmeyenlerin, ancak işlem veya
eykmİeriyle bu kavnunlara
layık olabileceklerinde şüphe
yoktur. Hukuk dışı uygulama-
İarın varlığına dair ihbarlar alır
almaz, olayın araştınlmasına
başlayan cesur, düriist ve fazilet-
li insanlann araştırmalarının
sonucunu beklemeden, sözlerini
ifşa edenlerin. bu araştırmanın
sonuçlanndan zarar görmemek
için bu yolu seçtiklerine dair şüp-
heler yoğunlaşmaktadır. Zira,
zamanı geldiğinde Türk milleti-
nin bilgisine arz edilecek olan ses
bantlarında araştırmayıgerekti-
ren yüzlerceolay mevcuttur.
Bunlardan en fazla tepkiye,
sansasyona yol açacak olanı seç-
mck. ses ve ışık oyunlarıyla zi-
hinleri bulandırmak, istifhamlar
yaratmak, hiç kimseye, hiçbir
kunıluşa ve ülkeye yarar sağla-
maz. Bant hırsızlarının. ellerin-
deki kara fırça ile onu bunu ka-
ralayanlann, uzun vadede elde
edecekleri hiçbir fayda yoktur.
Bunlar ancak, ülkeye ve hv
sanımıza ettikleri kötülüklerle
anılacaklardır."
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Tansu Çiller,
kamuoyunda büyük tartışma-
lara neden olan riişvet ve yol-
suzluk olaylannın hıçbirinin,
kendi hükümeti döneminde
meydana gelmediğini savuna-
rak "Bu olaylann sahibi AN AP
iktidarlandır" dedi. Hükümeti-
nin 3 aylık icraatlanru "Beyaz
Kitap" adlı bir dosyada değer-
lendıren Çiller. DYP-SHP hü-
kümetini, Mesut Yılmaz baş-
kanhğındaki ANAP hüküme-
tinden ayıran en somut ve
çarpıcı özelliğin, rüşvet ve yol-
suzluklann üzerine cesaretle
gidümesi olduğunu vurguladı.
Çiller, İSKİ rüşvet olayınm
ANAP iktidan döneminde baş-
ladığmı, İstanbul'daki arsa alı-
mı yolsuzluğu nedeniyle hakla-
nnda kamu davası açılan
İLKSAN yöneücilerinin de
ANAP hükümeti zamanında ış
başına getirildiğini kaydetti.
Başbakan Çiller,ikina DYP-
SHP koalisyon hükümeünin ilk
3 ayhk icraatlanru, "Beyaz Ki-
tap" adıyla basına dağıulan bir
dosyada değerlendirdi. Terör-
den. özelleştirmeye. eğıtimden,
dış polıükaya kadar gerçekleş-
tırilen icraatlann anlalıldığı
dosyada Çiller. ağırlıklı olarak.
kendisine "masalcı bacr eleşıi-
nsıni getıren ANAPGenel Baş-
kanı Mesut Yılmaz'a yüklendi.
Çıller'in. Yılmaz'a yönelik eleş-
ürileri özellikle yolsuzluk ve
rüşvet, şeffaf devlet yapısı ko-
nulannda oldu.
40 sayfalık değerlendirmesin-
de. hükümetlerinin temel
amaçlanndan bınnin devlet yö-
neuminde dürüstlüğü ve şef-
faflıgı her kademede tam sağla-
mak olduğunu vurgulayan Çil-
ler. "Demokrasilerde toplumun
çürümüşlüğü olarak görülen ve
Türkiye'de hiçbir şekilde hoşgö-
rii ile karşılanmay an, son günle-
rin en güncel olaylan olarak
karştmızda duran rüşvet ve yol-
suzluk olaylarırun hiçbirinin sa-
hibi biz degiliz" görüşünü sa-
vundu. Çiller, şunlan söyledi:
"Bu olaylann hiçbiri. 3 aylık
hükümet dönemimizde cereyan
etmemiştir. Bu olaylann sahibi
ANAP iktidandır. Hangi parti-
den olduğuna bakmadan y akası-
na yaptşan, hakkında soruştur-
ma açao, mahkemeye sevkeden,
TBMM'ye dosya hazırlayan,
mahkûm'eden ise 3 ayhk DYP-
SHP hükümetidir. Rüşvet ve
yplsuzluğun üzerine, hangi dö-,
Telefonlar
• Baştarafi 1. Sayfada
yok. İstanbul'da da alan kodu
Trakya yakasında 212. Anado-
lu yakasında 216 oldu.
Alan kodu 242 olan Antal-
nemde meydana geldiğine, olay-;
lara adı kartşanlann hangi siyasi •
partinin adamı olduğuna bak-'
madan cesaretle gidiyonız.,
ANAP hükümetleri de bu tfirl
olaylann üzerine uyguladtğmuz;
ve savunduğumuz şekilde gitmiş'
otsaydı bize 146 yolsuzluk dos-
yası intikal etmez ve bunlardan''
97'si hakkında kamu davası açı-
Imazdı."
tSKt yolsuzluğu ANAP
döneminde başladı
İSKİ rüşvet olayının baş-'
langıcının ANAP dönemindVj
olduğunu da kaydeden ÇillerJ»
arsa ahmı yolsuzluğu nedeniylej
haklannda kamu davası açılan -?
İLKSAN yöneücilerinin de,.
ANAP hükümeü döneminde,,
işbaşına geürildiklerini, 1989% ,
da MilH Egitım Bakanhğı'nca,1
,
gerçekleştırilen deneum sonu-,^
cunda İLKSAN'ın yönetim ve^
denetleme kurullanmn fesihl&;H
rinin istendiğini. ancak v
ANAP'lı Milli Eğitim Bakanı%,J
nın hazırlanan müfetüş rapori-(3
lannı hasıraltı ettiğini anlatü. ,v?
Başbakan Çiller, teröre ihV^
kin görüşlerini aktanrken ise.
muhalefet partilerini eleştırdL>İ
Koalisyon hükümetinin büyülf
bir cesaret ve kararlıhkla soru-3»
nun çozümü için çahştığını, an-'i
cak bu konuda sorumluluğun'-ı
sadece kendilenne ait oWL
madığını ifade eden Çiller, buı
amaçla tüm siyasi partılen ziya-;'j
ret ettiğini ve görüşlerini ögren*>r
)
mek istediğini, ancak yeterK i
desteği bulamadığjnı vur- ı
guladı. Çiller. buna rağmen Y
terörün artık can çekişmeyev
başladığını ve yurtdışı temaslanrj
sayesinde PKK'nın artık "ter&-t»
rist örgüt" damgasını yediğini^
söyledi. 'j
Başbakan Çiller. 40 sayfalık.*,
değerlendirmesinde önümûz-^
deki aylarda gerçekleşürilecek,,
çalışmalar konusunda da bilgiN(;
verdi. Çiller, Halk Bankas\ ^
araahğıyla ekim-arahk döne-l()
minde iş kurmak isteyen genç-^
lere 1 trilyon lira, ev hanımlan-.t
na ise 500 milyar lira kredi^
dağıtılacağını bildirdi. Çiller^.
bu uygulamanın 1994 yıhndasj
da sürdürüleceğini kaydetti. ^
Çiller, yapılacak düzenleme-^.
lerden sonra. basının "yalanha-'
her yazamayacağmı", kişileri-|
eleştiri sınınnın ötesinde1
"küçük düşünkû ifadeler ile'
suclayamayacağtnT bildirdi.
•Jj
yakınlannı şehirlerarası koduy-
la arayacak. Bir süreden beri
kademeli olarak devreye soku-
lan yeni kod sistemine göre Av-
rupa yakasından Anadolu ya-
va'da 27, 29. 41. 42. 43. 47. 48. kasıru aramak isteyen aboneler
58'le başlayan numaralann
önüne 2 geldi. İlk numarası 21.
22.23,25,26. 30. 32.34.39,40.
44, 45. 46. 49 ile başlayan nu-
maralann önüne 3 geürildı.
Antalya'nın çeşitli ilçelerınde
ise telefon numaralannın önü-
ne gelen rakamlar $öyle:" Alan-
ya 51, Fınike 35. Kaş 83. Ke-
mer 81. Beldibı 82. Manavgaı
74,ve Side 75."
İstanbullular, bugünden
itibaren karşı tarafta oturan
once "ö". ardından Anadolu
yakasının kodu olan "216" ve
aradığı telefonun numarasıru
çevirecek.
Anadolu yakasındaki abone-
ler de Asrupa yakasıru aramak
için "212" kodunu kullanacak.
İstanbul'da telefonu şehirlera-
rasına kapalı aboneler de her iki
yakayı kodlu olarak arayabile-
cek. İsianbul'da yakalararası
kodlu aramalarda şehiriçi ücre-
ti ödenecek.
Ceylan:Silahla çözüme karşıyız
anlattı.BATMAN (Cumhuriyet) -
Sendikasınm temsilciler kurulu
toplantısmda konuşan Petrol-
İş Genel Başkanı Münir Cey-
lan, teröre kimden ve nasıl gelir-
se gelsin karsj olduklannı \ ur-
gulayarak. "Iktidar değtşikUk-
lerine karşın Kürt sorununun çö-
zümünde izlenen yöntemlerde
belirgin bir değişiklik yok. Bu
sorun özgürce tartışılmak zo-
rundadır"dedi
Petrol-İş Sendikasınm
bölgesel temsilaler kurulu top-
lantısı, dün iki faili mechul ci-
nayetin birden işlendigi Bat-
man'da, gergin bır ortamda
şubeden başkan-
Türkiye'nin geri bıraklı-
nldığı ve emperyalizmin boyun-
duruğunda olduğu için eksik ve
geri bir demokrasi ile yönetil--
diğjni belirten Ceylan, Petrol-
İş'in sınıf ve kitle sendikacıhğını
ilke edindiğine dikkat çekti»
TPAO'da 1138 taşeron İŞÇISK
nin çahştmldığıru anlatırken-
"sendikasızlaştirmaya dönük
çabalar" diye tammladığı taşe-j;
ronluk sisteminin sakıncalanrı^
değinen Münir Ceylan, taşe-Ş
ronlaşmaya karşı neler yapı-;
Iması gerektiği konusunuî;
Türk-İş yönetimine götüre^
ceklerini belirtti. ••
Konuşmasımn önemli
Musa Anter Gazetedtik ödüüeritikerdeverildi
İstanbul Haber Senisi - Musa Anter Gazetecilik
Ödülü yanşmasında dereceye girenlere ödülleri
dün düzeiüenen bir törenle verildi. Özgür Gündem
gazetesinin, 20 Eylül 1992'de Diy arbakır'da
öldüriilen gazeteci Musa Anter anısına
düzenlediği yanşmamn ödül töreni, Mecidiyeköy
Kültür Merkezi'ndeyapddı. DEP MilletvekiÛ
Leyla Zana. İHD Genel Başkanı Akın Birdal.
ya/ar Valçın Küçük ve bir çok davetlînin katıldığı
ödültöreninde, Basın Konseyi Başkanı Oktay
Ekşi kısa bir konuşma y aptı. Ekşi şöyle dedi:
"Musa Anter ile tanışmamıştık. Merhumun pek
sevdiği gazeteciler arasında olmadtğrmı
biliyorum. Ama inandığı dav anın yürekli btr
savaşçrsıolmasından dolay ı kendisine hep saygı
duymuşumdur." Beş dalda düzenlenen yanşmada
birincilik ödülü alanlar şöyle: Haber dalında:
Aktüel dergisinden Ali Çağatay, Röportaj
dalında: Özcan Sapan. Araştırma-İnceleme
dalında: Baran Aydın. Köşe ya/ısı dalında: Emin
Karaca, Karikatür dalında: Mehmet
Gölebatmaz. Özgür Gündem gazetesi "Musa
Anter Onur Ödülleri"ni ise Özgür Gündem
gazetesi dağıtıcılarından Mehmet Balamir ve
\bdülkadir Altan'a verdi.
(l -oloğraf: MEHMET DEMİRKAY A)
KAŞ'TAYAZ+ K1Ş ŞİRİN BİR EVİNİZ VAR
ANIMOTEL
Yazın billur deniz
sonbaharda doğada yürüyüş
kışın Toroslaf da avcılık ve
ilkbaharda emsalsiz medeniyetler
yapılabildi. 7
İar ile 258 temstlcinin yeraldığı
toplantının açılışını yapan ge- bölümünü bölgede yaşanan te- •"
nel başkan Mühir Ceylan. sen- rör olaylanna veKürt sorunu-;
dikalann ve özgürlüklerin, ger- na ayıran Türk-İş'e bağlı Pet-|>
çek anlamda işleyen gerçek de- rol-İş Sendikası Genel Başkanı g
mokrasilerde yeri olabileceğini Münir Ceylan. altını çizerek'.
"Silahlı çözüm önenlerine ke-1
sinlikle kapalıyız" diye konuş- ^
tu Sıvas'ta aydınlann yakılmast1
;
olayını "devletin irticacı güçlere-;
verdiği taviz" olarak değerlen-,
diren Ceylan. Mehmet Sincar"-'.^
ın 4 eylülde Hizbullahçılar ta-;*
rafından öldürülmesinide "mil-5
letvekillerinin bile can güvenlik-g
lerinin kalmadığı bir ülkeyiz" C
sözleriyle kınadı. Teröre kim-;
den ve nereden gelirse gelsin.;
karşı olduklannı da vurgula- -
yan Ceylan. şunlan söyledi: »
"Sendikamız, Kürt sorunu çö- ^
* I ııııı ınlalar balkonlu. du^lu. WCH •
' 2 i -uut Nirak »u
' PVNORAMIK MAN7.\RAI ICİCİBİR 1FR\S
2 kİŞİ ODA + KAHVALT1 (A<;ni BITE): 250.000- Tl..
2 KtŞl ODA + K.4LT1 + AKŞAM YEMECI: 400.000- Tl..
TÜM CUMHURİYET OKVRLANM % 1 0 İNDİRİM
Rezervasyon: 9 (322/ 61791
Kış için İstanbul: 338 85 07
idres: Rtcep Bilgin Cad. No: 12/B KAŞ
zülmeden demokrasi sorununun ;
çözümlenemeyeceği görüşünde-î
dir. Önerimiz, Kürt sorununun'.i
demokratik bir gerçekten özgür 3
bir ortamda tarttşılmasıdır. An-5
cak ülkemizdeki çeşitli iktidar^
değişiklikierine karşın Kürt -^
sorununun çözümünde izlenen 3
yol ve yöntemlerde belirgin bir'l
değişiktik olmamıştır. Sorunaî
silahlı çözüm önerilerinde srar *
edilmekte, yara derinleşmekte^
ve giderek de kangrenlesmekte- â
dir. Daha da kötüsü demokratik j
çözümü savunarüara hain gözüyte .?
bakınnaktadır."