25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EKtM 1993 PERŞEMBE 8 DIŞ HABERLER Çîn'demaden kazası: 17 öiü • HONGKONG(AA)- Çin'in doğusundaki Jiangsu eyaleünde Kuzhu kenti yakınlannda bulunan bir kömürmadeninde pazartesi günü meydana gelen patlamada 17 madenci öldü, 23'üdekayboldu.WenWei Po gazetesinde yer alan habere göre madenden 17 kışinin cesedi çıkanldı, kaybolan 23 kışinin hayatından da büyük ölçüde ûmıt kesıldi. Gazete, patlamanın kömür tozundan yada grizudan meydana geldiğinin sanıldığını ya2xlı. Srinagar'tfa çatişma •SRINAGAR(AA)- Keşmir'ın Hindistan yönetımindeki bölümünün başkenti Srinagar'da binlerce Müslüman'ın, güvenlik güçlerinin kuşatması altındaki Hazretbal külliyesine doğru dün sabah başlattığı yürüyüşü güvenlik gûçleri zor kullanarak dağrtü. Çıkan olaylarda en az 50 kişinin yaralandığı bUdirildi. Görgü tanıklan, silahlı 50 kadar aynhkçı militanla aralannda kadın ve çocuklann bulunduğu 70 kadar kişinin olaylar sırasinda külliyeye giımeyi başardığını haber verdiler. Iran-lrak dfyatogu • BAĞDAT(AA)-Irak Dışişleri Bakanı Muhammed Sait Essahaf, pazar gününden bu yana Bağdat'ta bulunan lran Dışişleri Bakanı Yardıması Muhammed Cevat Zarif le önceki akşam bir görüştne yaptı. Bas\nda yer alan habere göre Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Saad Abdülmecit El-Faysal başkanlığındaki heyetle 5 kez bir araya gelen Zarif in Bağdat'taki temaslanrun odak noktasını savaş tutsaklannın iade edilmesi oluşturuyor. Yeltsintaşradan destekanyor • MOSKOVA (AA) - Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in cumartesi günü önemlı sanayi kentlerinden Yaroslavl'da, ülkeyi oluşturan özerk bölge ve vüayetlerin yerel yöneticileriyle bir araya geleceği bıldirildi. 12aralıkta yapılacak parlamento seçımlen öncesınde, yeni anayasal düzenlemeler için yerel iktidar organlannın direnişini kıramayan Yeltsin'in bu toplanüda, yerel yöneticileri istenen reformlan uygulamalan için teşvik etmeyeçahşacağı büdirildi. Rusya-Japonya gerginliği • Dtş Haberier Servisi - Rusya'nın. nükleer atıklannı Japon Denizi'ne dökmesi Japonya'yı kızdırdı. Japon hükümeti, Rusya'nın nükleer atık dökmeyi sürdürmesi dunımunda iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden bozulabileceği uyansında bulundu. Rusya geçen pazar günü, Japon Denizi'ne 900 metreküp nükleer aük boşaltmışve800 metreküplük ikinci bir parti atığı kasım ayının ortasma kadarayru yere boşaltacağını açıklamışü. Rusya'mn bu eylemi, Tokyo ve Washington'da büyük tepkiye neden olmuştu. Atina'da basın skandalı • ATTNA(AA)- Yunanistan'da Yeni Demokrasi Partisi (YDP) iktidan döneminde Dışişleri Bakanlığı'nın bazı gazeteci ve basın kuruluşlanna kullandırdığı 'örtülü ödenek' hakkında soruşturma açıldı. Hükümet Sözcüsü, Dışişleri Bakanlığı'ndan gazeteci ve basın kuruluşlanna yapılan ödenekler hakkındaki soruşturma tamamlanmadan bir şey söylemek ıstemedığini belirtti. Clinton'dan çevreci plan • WASHDSGTON (AA) - ABD Başkanı Bill Clinton, ozon tabakasının delinip yeryüzünün ısınmasına neden olan zehirh gaz emisyonunu azaltmak için iddiah bir çevre planı hazırladı. Plan, bunun için Amenkan ekonomisinin bütün sektörlerini ilgilendıren 50 yeni girişimi kapsıyor ve 2000 yıhna kadar 1.9 milyar dolar harcama yapılmasını öngörüyor. AvrupaToplıüuğu, Papandreu'nım Balkanlar'da gerginliği arttıracağından korkuyor Bah'daPapandreukaygısıDrç Haberier Servisi - Yunanis- tan'da Andreas Papandreu'nun 4 yıl aradan sonra yeniden iktidara gelmesi PASOK'a gönül veren Yunanlılarca coşkuyla karşılanı- rken AT ve ABD'de kaygı yarattı. Amerikan Newsweeİc dergisine göre Avrupalı ve Amerikah yetki üler Papandreu'nun 1989'da kişi- sel ve parüsiyle ılgıb skandallar nedeniyle iktidannı terk edene ka- dar uyguladığı politikalan kaldığı yerden sürdürmesinden korku- yor. Bu politikalann başında milli- yetcilik geliyor. Papandreu'nun Yunanistan'ın Slobodan Milo- seviç'in kıhğına bürünmesınin Balkanlar'ı daha kanlı gelişmelere sürükleyebileceğıne dıkkat çe- kiyor. ikinci olarak Papandreu'nun ATden daha fazla yardım koparmak amaayla veto hakkını sık sık gündeme geürerek topluluk içindc işleri akşatacağından kuşkulanılıyor. Üçüncü olarak, özellikle ABD, Papandreu'- nun 1980'li yıllarda eski Doğu Bloku ülkeleri ve Ortadoğu'nun radikal gruplanyla flörtünü he- nüz unutmuş değil. Batı iyimser değil Kuşkusuz köprünün altından çok sular aku. Her şeyden önce artık Doğu Bloku diye bir şey kalmadı. Bundan başka bozulan sağlığı ve ilerle- yen yaşı Papandreu'nun hıanı kesebiür. Ancak o yine de bildiğimiz Papandreu. Batı bu nedenle hiç de iyimser değil. Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe, Papandreu'nun seçim ba- şansının ardından "Bu, insanlann geçmişte olup bttenleri ne kadar çabuk unuttuğunu gösteriyor" diyerek AT'nin genel yaklaşımını dıle getirdi. ATyi uğraşüracak sorun çok. Örneğin Yuna- nistan'ın AT'nin Türkiye'ye 450 milyon dolar tutannda yardım yapması ve Makedonya'yı Eski Yugoslav Makedon Cumhuriyeti adıyla tammasının önündeki veto en- gelini kaldırması hiç de ola- nakb görünmüyor. ÖzeUeştirrneyi durdurdu Papandreu, Yunanıstan ekonomisiyle ilgiu olarak ise eski hükümetin ekonomık re- forrn programını rafa kaldı- rmadı, ama ekonomistlerin Yunanistan'ın başını almış gi- den kamu sektörünü denetim alüna alabilmesi ve ve yabancı yaünmcılan ülkeye çekebılme- si için son şansı olarak gördük- leri özelleştirme programını işçı sendiklannın baskısı karşısı- nda durdurdu. 1981'de AT'ye kaüldığında Yunanistan top- luluk içinde Portekiz'den sonra en yoksul ikinci ülkeydi. Şimdi ise en yoksul ülke. Papandreu'- nun iküdarda bulunduğu 1981-1989 yıllan ara- sında milyarlarca dolarhk AT yardımı ülkenin altyapısıru geliştirmck için kullarulacak yerde verimsiz kamu sektörüne aktanldı. Papandreu'- nun iktidardaki son yıllannda Yunanistan'ın ATden çıkanlması tartışılmaya başlamıştı. Bu tartışma şimdi yeniden gündeme gelecek ve bir siyasi gözlemci, "Yunanistan AT yardımıyla ayakta duruyor. Bu artıkfcabuledilemez. AT es- kisi kadar sabıriı değil" dıyor ABDüeilişküer Papandreu'nun halkı peşinden sürüklemekte- ki becerisi düşünülürse Yunanistan-ABD ilişki- lerinin eskısi kadar sonınlu yürümesi beklenı- yor. ABD yine de Papandreu'ya şans tarumak ister gibi görünüyor. Başkan Bill Clinton'ın Pa- pandreu'yu Washington'a davet etmesi de bu yönde aülrruş bir adım olarak görülüyor. Papaadreu'nun eşi Liani. gençliği ve güzeiliği ile her zaman dikkatleri toplamayı başardı. Akrabaları kilit görevlerde Papandreu ailesi iktidardaDış Haberier Servisi - Yunanistan Başbakaru Andreas Papandreu, iktidara gelir gelmez aıle üyelenni üst düzeyde siyasal görevlere getirerek ülkede tepkilere yol açtı. The New York Times gazetesi, Papandreu'nun partisi PASOK'tan bile başbakana sert eleştiriler yöneltildiğıni bildiriyor. Papandreu, 37 yaşındakı eşi Dimitra Liani'yı Özel Kale Müdürlüğü'ne atadı. Yunan basını Liani'nin böylecc Papandreu'nun en üst düzeydeki siyasal danışmanı durumuna geldiğini bıldınyor. Papandreu, oğlu George'u da Dışişleri Bakanı Yardımcılığı'na getırdı. Liani'nin İcuzeni George Liaıas ise Kültür Bakanı Yardımahğı'na getınldi. Buarada Papandreu'nun ozel doktoru Dimitris Kremastinos Sağlık Bakanlığı'na atandı. PASOK seçım kampanyası sırasında eski Başbakan Konstantin Mitsotakis'i, önemli görevlere aıle üyelerinı getirdiği gerekçesiy le sert biçımde eleştirmişti. Mitsotakis'in kıa Dora secimlerde parlamentoya girmiş, daha sonra da Kültür Bakanı olmuştu. Yunan basını, Papandreu'nun ıktidara geünce bir zamanlar eleştirdiği yöntemleri çok daha geniş kap&amlı biçimde uyguladığını bildiriyor. Papandreu seçimleri kazanmasının ardından yaptığı konuşmadaeşi Liani'ye teşekkür ederek "Eşimin, mücadeleme verdiği katkıya paha biçüemez" demışti. The Nev. York Tımes, Papandreu'nun özelleştirme programını iptal etmesinin de ülkede yoğun tartışmalara yol açtığını bildiriyor. Ingiltere Dışişleri Bakanı Hurd, Türk ve Rum liderleri öğle yemeğinde buluşturdu Lefkoşa'da Denktaş-Klerideszirvesi tZZETRIZAYALIN LEFKOŞA - İngiltere Dışişleri Baka- nı Douglas Hurd, fngjliz Uluslar Toplu- luğu (Commonwealth) Doruk Konfe- ransı dolayısıyla geldiği Kıbns'ta, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Rum Yönetimi Başkanı Glafkos Kle- ridesie buluştu. Hurd bu görüşmeyle, Türk tarafının görüşlerini birinci ağız- dan ilk kez almış oldu. Douglas Hurd, Denktaş ve KJerides'- in Türk ve Rum kesimkrini ayıran böl- iletrnediğini vurguladı. Hurd, Kıbns sorununun çözümünün azim ve sebat istediğini söyledi. Dünkü yemeğe Denktaş'ı getiren Ku- zey Kıbns Türk Cumhuriyeti Cumhur- başkanlığı forsu taşıyan otomobil ve KKTC bayrağı, Rum ve yabancı gaze- tecilerin büyük ilgismi çekti. Denktaş, Klendes ile katıldığı yemekli toplantı için "Çok i)i oldu. Eşit şardarda masa- başma oturmuş olduk" dedi. Denktaş yemeğrn kendisi için en önemli noktasının Ingjüz Dışişleri Ba- gördüklerini ve Güven Arttıncı Önlem- ler Dizisi'ne temel yaklaşunlaruu dinle- mek istedim." Hurd, sorunun çözümünde güçlükler olduğunu ve toplantının iyi bir fırsat ya- rattığını vurguladı. Rumlanntepkisi İngiltere Dışışlen Bakanı'nın, Denk- taş'la "ayn bir görûşme" yapmasına öncelikle Klerides tepki göstererek Rum Dışişleri Bakanlığı aracıhğıyla, tn- gesindeki Ledra Palas Oteİ'de, BM kanıileyüzyüzegörüşmefırsaVbuİması giliz Yüksek Kpmiserliğj'ne sert uyan- GenelSekreteri'ninKıbnsÖzelTemsil- olduğunu beUrtti. larda bulundu. Ingiliz Yüksek Komısen Douglas Hurd, gazetecilere yaptığı David Dane. Rum Dışışlen Bakanlığı - açıklamada, iki başkandan söz ederken na çağnldı. Böyle bir görüşmenin, "dos- "toplumliderleri"ifadesinikullanmaya tane olmayan bir girişim sa\üacağı"nı özen göstererek şunlan söyledi: "Kıbns ziyaretimden yararianmak su- retiyie mümkfin olan en üst yetki düze- yinde iki topium liderinden durumu nasd ci Yardımcısı Gustave Fefeell'in de hazır bulunduğu öğle yemeğinde bir araya geldi. Yemek, Hurd'ün daveti üzerine gerçekleşti. Buluşma bir "çalışma yeme- S" niteliğinde geçü. Ingiliz Bakan, yaptığı açıklamada, her- hangi bir Ingiliz planı ve düşüncesini duyururken "Ledra Palas'taki yemeğe katdmayacağı tehdıdinde bulundu. Rum basını da bu yönde ağır ve suçlayı- cı yazılar yayımladı. Ingiliz Yüksek Komiseri'nden. "Do- uglas Hurd'ün programında, Denktaş ile ayrı bir görüşmenin bulunmadtğı" gü- vencesi alındıktan sonra "çalışma ye- nıeği''nin içeriği üzerine eğilen Rum tarafı görûşmede. BM Genel Sekreteri'- nin "gûven arttıncı önlemkr paketT üzennde durulacağını ileri sürdü. İngiliz Dışişleri Bakanı Hurdr Ledra Palas'a, Limasol'da tngiltere Kraliçesi Elizabeth'e eşlik etükten sonra geldi. Hurd'ün açıklamalanndan. "Kıbns'a ilişkin diyaloğun kolaylaştırdnıasinı n amaçladığı öğrenıldi Douglas Hurd, "Amacım, yarduncı olmaktır. Kıbns gö- rüşmelerinde diyaloğun kolaylaşması için elimden gelerii yapacağun" dedi. Bu arada Kraliçe'nın emrine verilen otomobilin dün akşam saatlerinde gö- zaltından kaçan bir Rumun saldısıyla zarar gördüğü bıldirildi. Otomobil polıs merkezinin garajında bulunuyordu. Ankara'dan Atîna'ya Kıbrısuyarısı • Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan'ın Adaya bir tümen asker göndermesinin Kıbns'ta banş çabalannı zorlaştıracağını bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Tür- kiye. Kıbns Rum lideri Glafkos Klerides - in, Adaya bir tümen Yunan asken gönde- rilmesi önerisine tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan'ın Adaya asker göndermesinin, Kıbns'ta banşı ve güven arttıncı önlemlerle ilgili çabşmalan zor- laştıracağını bildirdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Vekili Ferhat Ataman. bir soru üzerine yaptığı açıkla- mada, Klerides'in Kıbns'a bir tümen Yu- nan askeri gönderilmesi yolunda bir süre önce yaptığı başvurunun. Ankara tarafın- dan bilindiğinı söyledi. Klerides'in amacının Kıbns sorununu, 'sıcak konu' olarak sunmaya yönelik olduğunu söyle- yen Ataman, Türkiye'nin bir tümen Yu- nan askerinin Kıbns'a gönderilmesine karşı olduğunu belirtti. Ataman. böyle bir durumun. Adadaki 'mevcnt banş ve istikrann tehdit altına gir- mesi' anlamına geleceğıni vurguladı. Ada- ya gönderilecek Yunan askerlerinin, gü- ven arttıncı önlemler üzerinde çahşma- lann sürdürdüğü bir ortamda yeniden gündeme geldiğine dikkat çeken Ataman, bu durumun güven arttıncı önlemler ve soruna kahcı çözüm bulunması yönünde- ki çabşmalan 'zorlasnracağmı' sözlerine ekledi. DIŞBASEV ABD Somali'yitejfeediyor B o s n a a ç l ı k t e h l i k e s i y l e k a r ş ı k a r ş ı y a ^ Ö ^ sürmesi halinde çoğunluğunu kuşatma altındaki Müslümanlar olmak üzere çoğunluğunu Müslümanlann oluşrurduğu 3 milyon kişinin açlıktan ve soğuktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildiriüyor. ABD l luslararası Yardım Ajansı yetkilflerinden Timotfay Knigbt bu kışın geçen kıştan daha çetin olacağını belirterek çatışmalaruı bölgeve ticari mal akışını da engellediğini kaydetti. Öte yandan. Bosna'da önceki gün başlayacağı bildirilen Müslüman ve Sırp 950 tutsağın değişiminin en erken hafta sonuna kadar ertelendiği bildirikli. Thatcher, anılannda Ozal'ıgeçiştirdi EDİPEMtLÖYMEN LONDRA - tngiltere Başbakanı Marga- ret Thatcher'ın 914 sayfa tutan "Downing Sokağı Yıllan** başlıklı anılannda Turgut Özalınadı sadece"Türkiye veKörfezSa- vaşı" ile ilişkili olarak geçiyor. Oysa gerek Thatcher gerek Özal, birbirlerinin fikirle- rinden ne kadar etkilendıklerini, ne kadar birbirlerine benzediklerini sürekli vurgu- larlardı. Turgut özal'ın başbakanlıgı döneminde 1986'da îngiltere'ye yapüğı ziyarette veri- len resmi yemekte Thatcher, "Ben de bir Özal - rhatcher ile iyi ardaşmiı özakryım" demiş ve Türk basınında sükse yapmıştı. Thatcher, anılannda Özal'dan sadece Körfez Savaşı bağlamında söz ediyor. Dö- nemin cumhurbaşkanı Özal'ın Irak petrol boru hattını kapatmasını Thatcher şöyle değerlendiriyor: "İyi haber, Cumhurbaş- kanı özaTm petrol boru hattını kapat- masıydı. Buna şaşmadun. Türkiye'ye yaptığım iki ziyaret sırasında Özal'ın ka- rariı nıtumundan etkilenmiştira. Türkiye'- nin stratejik önemi de dikkatimi çekmişti. Laik, fakat > oğun biçimde Müslüman bir ül- ke; büyük bir ordusu >ar. Ortadoğu'nun kıyısında, ama yüzü Avrupa'ya dönük. Tür- kiye bu özellikleriyle İslami uyantşa ya da Saddam Hüseyin gibi devrim ihracı peşinde- ki Arap milliyetçilerine karşı hayati bir en- gd.oluşturur." Özal'ın adı, ilerleyen sayfalarda tekrar Körfez Savaşı bağlamında geçiyor: "24 ağustos cuma günü Cumhurbaşkanı Özal ile telefonda konuştum. Saddam Hüseyin'in İngiliz rehinelere aşağüık davranjşından duyduğu üzünrfiyü aktardı. Böyle davrana- rak Saddam'ın gerçekte nasd biri olduğunu gösterdiğini söyledi. Suudikre >e Körfez 01- kelerine, Türkiye'ye ne kadar şükran duy- malan gerektiğini her zaman söyledün ve onlan Türkiye'ye comert mali yardonda bu- lunmaya teşvik ettim." SomauMe tutsak edilen ABD'li helikopterpılotu serbest bırakıldı. Boylece Somalilerin elinde hıçbir ABD'li kalmadı. Somali'deki ABD birlikleri artık savunma taktiği uyguluyorlar. Amaç, General Aidid'in yakalanması değil. yeni . ABDliaskerlerin öldürülmesini ya da tutsak edilmesıni önlemek. ABD, bu ülkeden çekilme tarihi olan 31 marta kadar yeni kayıplar vermek istemiyor. Washington, ABD'li pilotun serbest bırakıhnası için Aidid kampıyla pazarhk yapılmadığını ıddia ediyor. Ama BM birükleri tarafından tutsak alınan bazı Somaliler de serbest bırakılacak. Açıkçası Somali'de bir tutsak değiş tokuşu yapılıyor. Olayın özeti şudur: Somali harekatı için içendedestek bulamayan Başkan Clinton. bu ülkeden . tek yanlı olarak çekilmektedir. Ne yazık ki bu çekilme işlemi sırasında BM'nin yapmış olduğu vaatler ve Somali'deki durum göz ardı edilmektedir. Clinton geçen hafta yaptığı açıklamada "Amerikab pilotun serbest bırakıbnası, doğru yönde Ueriediğimizi gösteriyor" dedi. "Doğnı yoT sözcüğünün gerçek anlamı "Somali'den çıkrş yoludur*' Bunun sonucunda Somali'de istikrar sağlanır mı? Ya da ülke yeni bir karmaşaya mı yuvarlanır? Artık bu sorun başkalan tarafından kararlaştınlacak. önümüzdeki aylarda Washington'un Somali konusunda etkinliği giderek azalacak. (16-17 ekim) Newsweek'ten oım BOSNfVYA Vot/. Ortak projeye ağır darbe Bütçeden olduğu kadar askeri reddetmesinden sonra umut 2 etkenlerden de kay naklanan ülkenin stratejik nedenlerle İngiltere, denizaltılanna bağlanıyor. Fransa'nın kendisine önerdigi Ancak bu umut başlangıçtan ve önümüzdeki yüzyıl itibaren birlikte üretilmiş, başında kullanımı öngörülen Avrupa Topluluğu'na havada taşınır nükleer adanmış birnükleer silahın, füzenin ortak yapımmdan gücü ve anlamı ile eşdeğerli vazgecmiş bulunuyor. değjldir. Fransa, Avrupa'ya Londra böylece Avrupa'ya özgü bir savunma için genişletilmiş bir caydırma İngiltere ile birlikte yan stratejisı ne ağır bir darbe stratejik. yan taktik. nükleer indirip belki de bu caydırmayı bir silahın yapımmı tamamen durdurmuşoluyor. istemekteydi. Halen üzerinde Oysa Manş'ın iki tarafındaki görüşmeler yapılan bir stratejik bir anlaşmaya fırkateyn tasansının dışında, dayanan böylesıne bir Manş'ın her iki kıyısmda da caydırma stratejisı Amerikan ortaklaşa gerçekleştirilecek askerlerinin önemli bir büyük sılah programlan bölümünün bir süre sonra yoİctur şimdi. Londra'mn çekilmesiyle şimdiki verdiği karar. tngiltere'nin Amerikan •*şemsiyesi"nin arük sadece Avmpa'run bir yerini alabilecekti... Fransa ile parçası olduğunu İngiltere bu konuyu 1988'den bilmezliktengelmeyi beri görüşmekteydi. Tasanya sürdürdüğünü değil, fakat son verilmiş olması, Fransa daha güçlü bir Avrupa'ya için de bir başansızüktır. yönelik atılımlar frenlemeye Tabii ki Londra'nın Fransa çalıştığını da göstermektedir. ile ortak projeyi (20 Ekim)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle