23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EKİM1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DÜNYADAN ABD, Somalideneyimindendersinialdı St ABD ve Birleşmiş Milletler, Somali'de silah bırakmaya ve daha değişık yöntemlerle banşı sağlamaya karar verdi. ABD ve Birleşmiş Milletler, onlarca mavi berelinin ölümünden sorumlu tutu- lan grubun lideri olan Farah Aidid'- in silahla engellenemeyişinden dersi- ni aldı. Birleşmiş Milletler'in banşı koru- ma operasyonlan uzmanlanndan yûksek dereceli bir görevli 28 eylül- de yapüğı açıklamada politik strate- jilere yönebndiğini bebrtti: "Eğer AJdid'le görüşmek amacmda ofana- saydık, hiçbir zaman onun cephesiyle görüşmeleri kesmez \e politik bir sü- reç başlatmak istemezdik". Yaz başından itibaren ABD ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Butros Butros-Gali. Aidid yanlılan- nın saldınlannın kurbanı olan mavi berelilerin inükammı alma konu- sunda kuşkulu görünüyordu ve Ge- neral Aidid'in tutuklanmasını için ısrar ediyordu. Son zamanlarda Clinton yöneümi yöntem değiştir- mek eğihmdeydi, ama Butros-Gali ABD'yi çatışma politikasında tut- maya çalışıyordu. Son gebşmeler hakkında açıkla- ma yapan BM yetkilisi çaüşmalann sona ermesi için Aidid'e bir çıkış ka- pısı arandığını belirtti. ABD eski başkanı Jimmy Carter, Afrika Birli- ği Orgûtü ya da Etiyopya Cumhur- başkanı Mdes Zinawi'nın arabulu- culuğuyla bunun sağlanmasına çahşıldığını da sözlenne ekledi. Ortadaki tek sonın Güvenlik Konseyi'nin Aidid'in tutuklanması için aldığı zorlayıcı karar. Ama Ai- did'in Etiyopya'da ya da Entre'de hapse garmesi dunımunda herkesin gözlerini kapayacağı düşünülüyor. Butros-Gali ekim ortasında Mo- gadişu'ya gelecek. Güvenlik Kon- seyi'nin bazı üyeleri bölgeye bir he- yet gönderilmesini hızlandırmak is- tiyor. Bu heyette üye ülkelerin bü- ABD ve Birleşmiş Milletler, Somali'de askeri başansızlığı kabul ederek politik girişimlere yöneldi. Ancak BM Genel Sekreteri Butros-Gali, Amerikan askerleri Somali'den çekilmeden önce Aidid'in etkisiz hale getirilmesini istivor. yükelçileri, ABD Kongresi üyeleri ve Somali'ye komşu ülkelerin tem- silcileri bulunacak. Burada görüşme olasıhklann mcelemesı ve yerel poli- tik hayatın yenıden canlandınlması- na izın verümesinı sağlayacak me- kanızmalann geliştirilmesi söz konu olacak. Mogadişu'ya yaptığı son ziya- retten dönen Carter. Aidid'in bir mektubunu Clinton yönetimine ilet- ti. Mektupta. Somali'de bulunan Birleşmiş Milletler kuvvetlerine yapılan saldınlarla ilgili bir çözüm görüşmesi önenliyor. Clinton yönetımi, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Butros- Gali'ye açık bir uyan yaptı. Moga- dişu'dakı başansızhİc nedeniyle kızgın olan Amerikan Kongre, ör- neğin Bosna'da yeni bir banşı sağla- ma operasyonuna destek vermeyi reddetmeye kararlı gözüküyor. So- mali olayı Kongre üyelerinın, Bir- leşmiş Milletler çatısı altında yapıla- cak olan banşı sağlama operasyon- lanna ABD'nin kaülımı konusunda tutumlannı değiştirmelerine ve bu tür operasyonlara gıtükçe soğuk bakmalanna neden oldu. General Aıdıd askerleriyle kont- rol ettiği Güney Mogadışu'da, ay- lardır Birleşmiş Milletler kuvvetlen- ne karşı gerilla savaşı veriyor. Bu sa- vaşta kadınlan ve çocuklan kullan- maktan çekinmeyen Aidid, toplam ButrosButrarGai 56 mavi berelinin yaşamını yitirdiği saldınlar düzenledi. Aidid, amacma ulaşmak için kutsal savaş ve sömür- gecılik karşıtlığı gibi temalar üzerin- de yoğunlaşarak diğer gruplann desteğini kazanmaya çalışıyor. Clinton yönetiminin ve Butros- Gali'nin ilk tepkisi, bu saldınlann. özellikle yedi Amerikan askerinin yaşamını yitirdiği 5 haziran saldınsı- nın sorumluluğunu Aidid'e yükle- mek ve eski Somali rejimine karşı dı- reruşın kahramaru olarak bilinen Aidid'e ve yandaşlanna savaş ilan etmekti. Bu büyük bir meydan oku- maydı. New York'ta ve Washing- ton'da, banşı sağlama operasyonla- nnın gelecegı ve inandıncılıgı söz konsuydu ve Aidid'in uzaklaştınl- masıyla durumun düzelecegi düşü- nülüyordu. Bazı uzmanlar Aidid'in tüm gruplan tam olarak kontrol etmedı- ğine ve Aidid'in etkisizleştırilmesi halinde bile ötekı grup başkanlan- nın şavaşa devam edeceğine dikkat çekti. Bu strateji duşünülenin aksıne bir tepki ve ekti göstererek, Birleş- miş Milletler kuvvetlerine karşı olumsuz yargılan güçlendırdi. ISomali operasyonu başarısızkkla sonuçlandı Bu stratejinin uygulanmaya baş- lamasından üç ay sonra New York ve VVashington aynı sonuçlara var- dı: Askeri hareket başansızlıkla so- nuçlandı; askerler, Aıdıd'i bölgesel- leştiremedı ve ciddi bir tehlıke unsu- ru olamadı, yüzlerce Somalili, Ai- did'in ve Birleşmiş Mılletler'in kuv- vetleri arasında kabp yaşamlannı yitirdi. Tüm bu gelişmeler Aidid'in halk arasında önemını artınrken, ona karşı yürütülen bu savaş uluslarara- sı alanda dikkatle ızlenmeye başla- dı. Aidid olayı medyanın da ilgjsini çekti ve Bırleşmış Milletler'in ülke- nin Mogadışu dışında kalan bölge- lennde sağladığı başanyı unuttur- du. Bir yıl önce bu ülkede 300 bın kişi- nin açlıktan öldüğüne bugün ise bir tek kişinin bile bu konumda olmadı- ğına dikkat çeken Butros-Gali, Ai- dıd'ı destekleyenlerle görüşüp onu saf dışı bırakmaktan yana ve bunu, kızgın ABD Kongresi"nin Clınton'- dan bölgede bulunan 4500 ABD as- kerini çekmesini istemeden önce gerçekleştirmek istiyor. Alain Fnmcbon AIDS Avrupalının ikinci büyük kabusu H aber Merkezi - Avrupa'daki Hülkenin vatandaşlannın, AIDS'i işsizlikten sonra kıtanın geleceği için en ciddi tehlike olarak gördüklen belirlendi. Uluslararası Araşürma Enstitüsü'nün (IRI) 14 ülkeden 13.515 kişinin kaühmıile gerçekleştırdiği araştırmanın sonuçlanna göre AİDS'i en büyük tehlike olarak görenlerin başında Fransızlar. Portekizliler. İspanyollar ve Yunanhlar geliyor. Araşürmaya göre Yunanhlar ve Almanlar ÂIDS'lilerin "getolarda banndınlmalaruır istiyor. tngiltere, Finlandıya. Belçika ve Avusturya vatandaşlannın da AIDS'lilere karşı acımasız olduklannın vurgulandığı araştırmada, AIDS'lilere şefkatle yaklaşan Hollanda, İsvıçre, Norveç ve tsveç vatandaşlannın bu hastalık konusunda daha fazla bilgiye sahıp olduklannın bebrlendıği kaydedildi. IRI'nın araştırmasına katılanlann yüzde 27si ise AlDS'blerle aynı işyerinde çalışmak istemedıklerini söyledi. AIDS korkusu üe Avrupahlann yüzde 53'ünün eşcinseller, yüzde 6l"i de uyuşturucu bağımlılanndan her fırsatta kaçındıklannı da ortaya koyan araşürma, bu korkunun eğitim düzeyi düşük olanlarda yaş ilerledikçe arttığını gösterdi. Prezervatif Çileklisive ananaslısı sakıncalı Haber Merkezi - Amerikalı tüketicilere çilekli ve ananaslı prezervatiflerin güvenli olmadıklan gerekçesiyle kullanılmamaşı tavsıye edıldi. ABD Gıda ve İlaç Dairesi tarafından yapılan testlerde, piyasaya yenı sürülen çilek ve ananas tadı taşıyan prezervatiflerin, doğum kontrolü ve zührevi hastalıklardan korunma konusunda büyük riskler taşıdığı belirlendi. Yetkililer. tüketicilere bu tür prezervatiflen kullanmamalan çağnsında bulundu. Karanlıkta parlayan fosforlu prezervatiflerin de aynıriskleritaşıdığj belirtildi. Bu prezervatifleri üreten fırmalara uyanda bulunduklannı kaydeden Gıda ve İlaç Dairesi yetkilileri, eğer uyanlan dikkate ahnmazsa. söz konusu prezervatiflerin piyasadan toplatılacağinı bildirdi. NazilerYahudilerin kaçışınagözyumdu D animarka ekim aymda, ül- kenın neredeyse bütün Ya- hudılerinin Nazilerin elin- den. yani ölümden kurtanldığı bü- yük operasyonun 50. yıldönümünü kutluyor. Ancak ilk kez bu yıl, bü- yük kaçışın öyküsündeki kimi aynnülar ortaya çıkıyor. 1943 yıhrun 1 ekiminde, saat 22 sulannda, Alman işgal kuvvetleri, 7 binden fazla Yahudiyi ölüm kamp- lanna gönderme haarhğı içindey- ken, Danimarkablar Yahudileri. Zealand Adasfnın doğu kıyılann- dan küçük tekneklere >-ükleyıp, ta- rafsızlığını koruyan İsveç'e gönder- meye başlamıştı bile. İşgal uzerinde uzmanlaşan tarih- çilerin ortaya çıkardığı son belgeler, operasyonun gerçekleşmesinde yal- nızca Danimarkahlann Yahudileri savunmalannın değıl, bazı Alman yetkililerinin de parmağı olduğunu gösteriyor. Bu yetkililerden biri, Hitler'in Damirka'daki en önemli temsücisi, SS görevlisi General Wer- nerBest. Danimarkalı tarihçiler ile tsrail ve Almanya'dan akademisyenlerin derlediği belgeler kaçışın. operasyo- nu önlemek için hiçbir ginşimde bu- lunmayan general dahil. üst düzey Alman görevblerinin gözleri önün- de gerçekleştiğinı ortaya koyuyur. Operasyonda kaçmayı başaranlarla Yahudiler de belgeleri doğrulu>or. Kurtarma harekaürun anısına bir sergi düzenleyen Özgürlük Savaşı adb direniş müzesinın müdürü Es- ben Kjcldbaek u Çoğu gözlerini yum- du" diyor. 1943 yüında, çocuklannı anne ba- basına bırakarak Yahudi kansı Ruth ile birlikte kaçan yazar ve ya- yımcı. 76 yaşındaki Ulf Ekman, "Al- manlar göz yununasaydı, operasyon başansızhkla sonuçlanırdı. Teknele- rimizin hareket ettiği yerin hemen kuzeyinde Alman gözcüleri vardı. Hareket halindeki tekneleri görebi- lirlerdi" diyor. Kurtarma harekatı o kadar başa- nhydı ki Danimarka Yahudilerinin neredeyse hiçbiri ölüm kamplanna gitmedi. Yalnızca 50 kadan açbk gibi ne- denlerden ya da ölüm kamplanna gitmeden önce gönderildikleri bir ara durak olan Çekoslovakya'daki Theresienstadt toplama kampında yaşamını yitirdi. Adolf Hiüer çizgi roman kahramanı KarikatUrist Dieter Malenbach, îkinci Dünya Savaşı'IU, Yahudilerin, çingenelerin, eşcinsellerin, kısaca aşağı "ırklardan" gelen bütün "soylarm" katledilişini ilginç bir yolla aktarıvor çocuklara. Ma- lenbach'ıntl Hitler-Çizgi Roman" isüiüi eseri. Hitler'in yükseüşinden düşüşüne kadar olan tarihi resmeden bir kitap. Adolf Hitler'in nasıl bir Nari've dönüştüğünü, aynı olaylann niye bir kez daha yaşanabileceğini çocuklara anlatmayı hedefleyen kitabın, şimdi Almanya'da okuDara dağıtüması düşünülüyor. Umanz Almanya'da bu kitapla büyüyen yeni kuşak, koskoca bir tarihten bile ders abnayı becerememiş bazı "üstün ırldara", yasamın ateşe verilecek bir oyun olmadığını anlatmayı becerir. Lmanz, Aimanya'da ydlar yıllar sonra yetişecek kuşaklar, HitlerM, Hitlerler'i yalntz ve yalnız karikatfir kitâplannda gördüklen "kötü adam" olarak tanırlar. Umanz, Maknbach'uı çataşmasında iki boyuta sıktştırümış bu Nazi soyu, tarihin hiçbir döneminde, üç boyuta sıçrâ- mayı beceremez. IDanimarkalüar Yahudileri korudu Best ve bütün Avrupa'da Yahu- dilerin yerlerinin değiştirilmesinden sorumlu olan SS Adolf Eichmannın, tutuklanıp Çekoslovakya'daki The- resiensdat kampına gönderilen 481 Danimarka Yahudisi için niye istis- nai bir karar aldığı bilinmiyor. Araştırmaalann ortaya çıkardığı yeni kanıtlar, kafalarda ıster istemez şu soruyu uyandınyor: Fransız Ya- hudilerinin sınır dışı edilmesindeki anahtar isimlerden biri olan ve Prag'da 1942 yıbnda düz»;ıılenen su- ikastta ölene kadar, Naz-lerin "son çözfim" planını ^rüten dillere des- tan SS generali Reinhard Heydrich'- in bir zamanlar sağ kolu saydığı Best, niye Danimarka Yahudile- rinin büyük bir çoğunluğunu kur- tardı? Soykınm tarihçileri. soruya tek bir yanıt verememekle birbkte, Best'in önünde sınırlı sayıda seçene- ğin bulunuşuna dikkat çekiyor. Soykınmla ilgili araştırmalar ya- pan Amerikab tarihçı Raul Hilberg, "Danimarka polisi. Yahudileri tu- tuklamayacağını biliyordu" diyor. Hilberg, Danimarkalilann, Nazi iş- gali sırasında Yahudileri yiğitçe ko- rumalanyla kazandıklan ünü üstü- ne basa basa vurguluyor. Tarihçilere göre, Best başka ülke- lerdeki Yahudilere karşı takındığı acımasızca tavn Danimarka Yahu- dilenne göstermıyordu, çünkü Da- nimarkablann bunu öteki Batı Av- rupa ülkelerindeki gıbı ediigenhkle karşılamayacağına ikna olnıuştu. Hilberg, Best, yalnızca bu neden- den ötürü bile kaçışa göz yummuş olabilir diyor ve ekbyor: "Ama ger- çeği asia bütün çıplaklığıyla ortaya çıkaramayacağız." İşgalci Nazilerin gösterdiği bu te- reddüt. kuşkusuz Danimarkablann Yahudileri kurtarmak için harcadı- ğı çabanın önemini göz ardı etmı- yor. Bu çabalar, Nazi işgab altında- ki bütün ülkeler içınde Danimarka'- yı, en en fazla Yahudinin sağ kala- bildiği ülke konumuma getirmişti. Yahudiler yola cıkacaklan kıyı- nın hemen yakmlanndaki bir kasa- bada buluşnıuşlardı. Hava sıcak obnasına rağmen, çoğu kışbk paltolanna bürünmüştü ve kadınlar bütün mücevherleri üzerlerinde taşıyordu. "Sonumuz hk dejvi değil dive düşünmüştüm" diyor EkmarL " lYolda hiçbir kontrol yapümadı Politika gazetesinin editörü, 66 yaşındaki Herbert Pundik anne ba- basıyla birlikte kaçmıştı Kopen- hag'tan (Yahudilerin çoğu başkent- te yaşıyordu). Pundik, "Kıyıya giden tek bir demiryolu vardı ve vagonlar Yahudiden geçilmiyonhı" diyor, ama Aknan yetkililerin, kimlik kontrolü yapmaya çahştıklan hiçbir olayın kayda gecirilmediğini de sözlerine ekİiyor. 20 yaşında bir öğrenci ve direniş hareketi üyesivken 500 kadar Yahu- dinin kaçmasında rol oynamış olan Profesör Ebba Lund, operasyonu yürütünler arasında bir yenibrîezlik duygusunun egemen olduğunu söy- lüyor. Kopenhag Üniversitesi'nde işgal tarihi konusunda uzmanlaşan Prof. Hans KirchofT, "Best, gerçekten kar- maşık bir sorun" diyor. Açıklamala- n çoğu yönden çalışma arkadaşlan- nın söylediklerine benzeyen Kırc- hoff. Best'in asıl amaanın Danı- marka'da istikran koruyarak, yiye- cek üretimını devam ettirmek oldu- ğunu düşünüyor. Bu üretim Reıch için çok önembydi. Aynca, başka SS liderleriyle bir- bkte, savaştan sonra Kuzey ülkeleri- nin iyi bir konuma getirileceği görü- şünü benimsediğine de inanıbyor. Alman bırlikleri, 1940 yılının nı- san ayındakı işgal sırasında Dani- marka'da neredeyse hiç direnişle karşılaşmamış ve işgal altındaki öte- ki ülkelerin aksine. hükümetin başta kalmasına izin veribnişti. İşgal sırasında iki kez seçim dü- zenlenmiş, secimler, Nazi partıleri- nin ağır yenilgjsiyle sonuçlanmıştı. 1943 yıbnda protestolar daha da şiddetlendi. Ardı arkası kesilmeyen grevler, sabotajlar, baskının artma- sına yol açü. 28 eylülde Yahudilerin götürülmesı karanna vanldı. Karan haberalan Yahudiler, kiliselerde, ar- kadaşlannın evlerinde saklandı. Best, 4 ekim günü Berbn'e Dani- marka'nın Yahudilerden anndınl- dığını bildiriyordu, ama hangi yol- lardan olduğunu söylemek gereğini duymuyordu. Peki bu gerçeğin su yüzüne çık- ması niye elli yıl gecikti? Pundik "Bu insardann yıkmak is- tetnediği bir efsane" diyor ve ekliyor: "Hem, Yahudilerin çok korktuğunu ve Danûnarkalüann da gerçek an- lamda kahramanlık etriğini unurma- yalon." Henry Katnm K.Kore nükleer sevdasında diretiyor ^Ut JJork eimcs K uzey Kore ile ABD arasındaki soğuk savaşm sona ermesinin üzerinden altı ay geçmesine karşın Amerikab, Japon ve Güney Koreli yetkibler, Kuzey Kore'nin nükleer silahlardan annacağına ilişkin herhangj bir ginşımde bulunmadığmı belirtıyor. Aynca Kuzey Kore'nin bugüne dek yabana gözlemcilerden özenle sakınılan tesislerin uluslararası bir teftiş kurulu tarafından denetlenmesıne izin vermeyeceğj sanıbyor. Dünya kamuoyu aradan geçen zaman zarfında Kuzey Kore'nin ne yaptığını bilmiyor. Ortada iki olasıhk var Pyongyanghükürneti ürettıği bombayı geliştirmiş olabibr; teknolojık yetersizlik nedeniyle üreümi durdurubnuş da olabibr. Amerikab arabulucular, ikili görüşmelerden olumlu sonuçlar alınacağını umutediyor. Nükleer silahlann yayılmasını kısıtlayan uluslararası görüşmelerden Kuzey Kore'nin çekilmemesı bu savı destekliyor. Ne var ki geçen hafta Asyab bderler bıraraya gelerek Kuzey Kore'nin elinde bulunan silahlan ve nükleer silah üreümınde hangi aşamada olduğuna ilişkin bilgileri uluslararası bir teftiş kuruluna bildirmesini istedi. Güney Kore Devlet Başkanı Kjm Young-Sun bir Japon gazetesine verdigi demeçte, Kuzey Kore'nin üç bomba yapmaya yetecek kadar malzemeye sahıp olduğuna ınandığını söyledi Kim, nükleer silahlardan annma konusunda bir çözüme gıdibnemesı dunımunda, uluslararası yapünmlann uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu da belirtti. Japon Başbakanı Morihiro Hosokawa Amenkan yayın organlanna verdiğı demeçte Kuzey Kore'nin geliştirebıleceğı bir füzenin Japon Takımadalan ıçın potansıyel bir tehdit oluşturduğunu kaydetti. Kuzey Kore'ye konuşlandınlmış bir füzenin Japonya'ya 8 dakikada ulaşacağını belinen Hosokawa, ülkesinin füze-savar kapasitesim güçlendirmesi gerektiğini ileri sürüyor. ABD bu konuda Japonya'ya gereken yardımı yapacağmı bıldirdiyse de koruyucu sistemin kurulmasımn yıllar alacağı biliniyor. I ABD silahsızlanma için bastırıyor Kuzey Kore'nin silahlanma girişimlerinden rahatsız olan Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu konuyu yönetim kuruluna götürdü. Bu girişim, Kuzey Kore'ye uluslararası yaptınmlann uygulanmasına yeşil ışık yakıbnası olarak yorumlandı. Cbnton yönetimi Kuzey Kore'ye karşı tavnnı gelecek haftalarda saptayacak. Ya görüşmelere devam edilecek ya da Birleşmiş Mılletler'e üye ülkelerle birlikte Kuzey Kore'ye karşı ekonomik yaptınm uygulanacak. ABD, bugüne dek süren uzun görüşmeler sonucunda Kim II-Sung hükümetiyle ortak bir görüş noktasına varamadı. Cbnton, Kuzey Kore'nin silahsızlanma çağnlanna yanıt vermesı için elinden gelen tüm yollan denediğıni, dünyaya ve özellikle Kuzey Kore'nin Asya'daki tek yandaşı olan Çin'e açıklamaya çalışıyor. Ancak Amerika'nın tavnnı eleştiren baa siyasi gözlemciler, görüşmeler devam ederken Kuzey Kore'nin silahlannı geliştirmek için zaman kazandığı belirtiyor. CIA ise silahlann Iran'a satılacağından kuşkulanıyor. Diğer bir görüşe göre Kuzey Kore nükleer silahlan Kim'in oğlu 51 yaşındaki Kim Jong-D'ı işbaşına getirmek için kullanacak. David E. Sanger Teknoioji Yolugören otomobil H aber Merkezi - Japon otomotiv sanayiinin önde gelen isimlerinden Mazda "yolu gören" otomobil gebştirdi. Şirket tarafından gelişürilen otomobıllerin ön kaporta aksamında bulunan lazer kontrollü radar sistemleri, aracın sağ veya sola dönüşü sırasında, dönüş istikametine göre dönerek, yolda yaya veya diğer bir aracın olup olmadıgını kontrol ediyor. Sistem Japon bilgisayar devi NEC ile ortaklaşa gerçekleştirildı. Otomobilin herhangi bir tehlikeyle karşı karşıya kalması habnde, sürücü aygıt tarafından uyanbyor. Sürücü, uyanlara kulak asmazsa, aygıt otomobili yavaşlatarak, hız sınınnın altına düşürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle