Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönettnenı Özgen Acar •Genel
Yayın Koordinatörü: Hikrael Çetinkaya •Genel
Yayın Danışmam: Oriıan E>inç #Yazı-ışlen
Miidürlen: Aydn Engin ı Sorumlu), Cdal Baştangıç
• Haber Merkea Mudurü: İpek Çalçlar
• Gorsel Yönetmen Ali Acar #Düzenleme: tbrahim YıMız
• İstanbul Haberlen Cevher Kantarcı »Dış Haberler Ergun Bakı
• lş - Ekonomr Dinç Tayanç • Yurt Haberlen- Mehmet Saraç
• Makaleler Sami Karaören «Spor Abdölkaiür Yöcdman
• Duzeltme Abdullah Yaacı
Ankara Temsılcıa Mustafa Balbay • Haber Müdurii Doğan Akm AtatürkBulvan-
No 125, Kat. 4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 Hat). Telex- 42344. Fav
(4>4195027 •İzmırTemsılcısı:SefiJarKmk,H.Zı.VdBlv 1352S 2 3Tel44l 122OTele\.
52359,F^\ 4419117 •AdanaTemsılcısı Çetin YiğenoğhıİnonûCd 119S No: 1 Kat
1. Tel 3522550-3522601-3522492. Telex. 62155. Fax: 3522570
Müessese Müdüru E»o< Erkut • Koordınatör
Ahmet Korukan •Muhasebe' Büknt Yener
• tdare Hüseyin Gürer • fşletme önder Çeük
• Bılgı-tşlem Nail tnaJ •Bılgısayar Sıstem:
Vlörii>e( Çiier •Reklam: Reha Işıtmao
Yavmlayan ve Basau: Ycnı Gun Haber Ajansj, Basın ve Yayınahk A.Ş.
TurkocağıCad 39,41 Cağalogluî4334 tst.PK 246 İstanbul Tel 5l2O5O5Tekx 22246. Fax (1)5138595 2EKIMI993 Imsak 4 29 Guneş: 5 54 Öâle 11 59 Ikındi 15 15 - 17 53 Yatsı 19.12
Kadehten
bedene
şampanya!
• İstanbul Haber Servisi-
Özellikle Fransızlara özgü
lüks yaşam geleneğının yanı
sıra neşeyle kutlanan
mutluluğun da sımgesi olan
şampanya. cam kadehlerden
kadın vücuduna yatay geçiş
yaptı! Çünkü. dünyaca ünlü
Fransız modacı Yves Saınt
Laurent(YSL). lOyılaradan
sonra ımzasını attığı yeni
parfüme, yoğun duygulann
içkisi olan "Champagne"
adını \ erdi. Geleneğı. cüret
ve zarafetle bıçimlendiren
"Champagne". YSL'nin
Türkıye lemsilcilığini
üstlenen Vakko"nun
mağazalannda satılacak.
Kredi
başvupulan
• ANKARA (AA)-
Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu
(YURTKUR)nun verdiği
yükseköğrenım ve katkj
kredileri ıçın başvurular. 4
ekım pazartesi günü başlıyor.
YURTKUR'danyapılan
açıklamaya göre. başvurular
28,29 ve 30 ekim tarihlerinde
de kabul edılecek. Ögrenım
kredisi ve katkı kredisi
isteyen öğrencıler, başvuru
formlannı. kendilerineen
yakm kuruma bağlı bölge ve
yurt müdürlüklennden,
kurum teşkılatmın
bulunmadığj illerde ise
yüksekokul
müdürlüklerindeki
dağılım-kabul bürolanndan
sağlayabilecekler
Bilim
olimpiyatlarında
iddialıyız
• ANKARA (ANKA)-
Uluslararası Enformatik
(Bılgısayar) Olimpiyatı.
13-26 ekim tarihleri arasmda
Arjantin'de yapılacak.
Matemaük. fızik, kimya,
biyoloji alanında düzenlenen
bilim olimpiyatJannın
enformatik bölümü için
ODTL"de görev yapan
yardımcısı Doç. Dr. Göktürk
Üçoluk başkanhğında kursa
alınan 4 kişilik öğrencı
grubu. mayıs ayında yapılan
sınavla ön elemeden
geçirilmişti. Arjantın'de
yapılacak olan olimpiyata
Orkunt Özkaya. Veli Öztürk.
Mehme: Serkan Apaydm ve
Kürşat Aker katılacak.
Kraliçe
turistlerden
memnun
• LONDRA (AA) - İngiltere
Kraliçesi, vergı vermeye
başlaması uzenne y aşadığı
sıkıntıvı. Buckıngrîam
Saravı'nı gezen turistlerden
sağladığı yüksek gelır ıle
gıderdi. İkı ay önceilk kez
tunstlere açılan sarayın
kapılan dün akşam
kapanırken. elde edilen
gelirin 5 mılyon sterlini (7.5
milyon dolar) aştığı bıidirildi
Hızlı İngiliz
bakan
• LONDRA (AA)-
İngiltere'de evh ve ıkı çocuk
babası Ulaştırma Bakanı
Steven Morris'in iki de
gazeteci metresi olduğunun"
çıkması, sıyasi geleceğini
tehlikeyedüşürdü. Bakanın
kabinenin öndegelen bakan
üyelerinden Edmıra Curne
ile arkadaşhk ettiği de
biliniyor. Muhafazakar
Daıly Express gazetesmin
bınnci sayfada mahşetten
verdiği haberde. eşi
Vicky'nin yanı sıra. The
Tımes gazetesı siyası
muhabiri Sheıla Gunn ile
uzun suredir metres hayatı
yaşayan bakanın, şimdi de
Harpers and Queen dergısi
Yaaişleri Müdurü Jennıfer
Sharp ile ılîşki ıçınde
olduğunun orlayaçıktığj
bıldinldı
Costa cavras'la "Yol" ve
Yılmaz Cüney üzerine: Sansür,AZMİKARAVELİ
Yılmaz Güney'in "Yol" filmi-
nın Türkıye'deki ilk gösterimi
dolayısıyla İstanbul'da bulu-
nan, polıtik sinemanın saygın
yönetmenlennden Costa Gav-
ras, kendisiyleyaptığımızsöyle-
şıye şöyle başladı:
"'Sansür. gericiliğin ve tutu-
culuğun doğasında vardır. Aşı-
n sağcı diye adlandırabıleceği-
miz bu insanlar, gün geliyor,
yasakladıklannı kabul etmek
zorunda kalıyorlar. Bundan
daha saçma bir şey olamaz.
Çünkü halk hareketleri, sürekli
olarak özgürlüğe doğru ve her
türlü müdahaleye karşı bır şe-
kilde gehşıyor. Yılmaz Güney'-
in eserlerini yok etmiş olsalar
bile, onun bu fİlmleri çektiği ger-
çeğini değiştiremezler."
Gavras Usta"nın dediğı gıbı,
sansürcüler ancak 11 yıl daya-
nabildi. Türk seyırcisı. dün ak-
şam Abdı İpekçi SporSalonu-
nda Yılmaz Gühey'le yeniden
buluştu.
Stalin döneminde bile filmle-
nn yakılmadığını, yalnızca sak-
landığını vurgulayan Costa
Gavras, Yılmaz Güney'le bir-
likte 1982"de Cannes'da aldık-
lan Altın Palmiye ödül törenini
"unutulmaz bir an" olarak nite-
lendınyor: "Herkes Türk-
Yunan yönetmenlerin sahnede
ne tür bir tepki vereceklerini me-
rak ediyordu. Sahneye çıktık ve
Yıhnaz beni sımsikı kucakladı.
Bütiin salon ayağa kalkımştı."
Costa Gavras ile "Yol"un
galasından önce, Yılmaz Gü-
ney"den politik sinemaya. Av-
rupa sınemasının geleceğine
kadar uzanan genış bir söyleşi
yaptık.
- Yılmaz Gfiney ile tamşmanı-
zı ve dostluğunuzu anlatır mısı-
nız?
"Paris'te gizlı olarak yaşadığı
dönemde. onunla tanışmak ıs-
tedim. Öldürülme korkusuyla
yaşıyordu. Benim asıl ılgımi çe-
ken, Yılmaz Güney'in neden
gizlendiğınin mantığını anlaya-
bılmektı. Ortak arkadaşlanmız
araaltğıyla küçük bir lokanta-
da buluştuk. Türkıye'de yaşa-
nan politik ortam üzerine uzun-
ca bir süre söyleştik. Kürt
sorunundan avnntılanyla söz
etti. O zamana kadar bildikle-
rim, basında yer alan yüzeysel
bilgilerden ıbaretti."
- Söyleşinizde Türk-Yunan
anlaşmazlığı gündeme geliyor
muydu?
"Evet. bu konuyu sıkça ko-
nuşuyorduk. Aydınlar olarak
bir şey ler yapmamız gerektiği-
ne inanıyorduk. Her iki ülke
arasında gelişen garip ve tehli-
keli fanatızmi ortadan nasıl kal-
dırabileceğımizi düşünüyor-
duk. Yılmaz bu konuda çok
ınanclıydı. Bense."Biz yalnızca
iki kişiviz; ne yapabiliriz ki?" dı-
yordum Olağanüstü güçlü bır
insan olan Yılmaz,"Herşey iki-
üç kişiyle başlar, daha sonra on-
lara, vüzlere. binlere ulaşılır"-
derdi. Acil olarak birşeyler
yapılması gerektiğine inanıyor,
ancak ne yapılması gerektiğinı
bılmiyorduk Ben, Yunan ay-
• Gavras Usta,"Yılmaz
Güney'in eserlerini yok
etmiş olsalar bile, onun,
bu fılmleri çektiği
gerçeğini
değiştiremezler"
diyordu. Haksızdeğildi.
Sansürcüler, ancak 11 yıl
dayanabilmişti. Seyirci,
dün akşam İstanbul'da,
adını, Türk-Yunan
dostluğuna katkılarda
bulunmuş kişiden. Abdi
İpekçi'den alan spor
salonunda, Güney'in
"Yol"uyla buluştu.
dınlarla konuşmaya başlamış-
tım. Ancak ne yazık ki, Yıl-
maz'ın ömrü yetmedı."
- Yıllardan beri "Yol"ım Yıl-
maz Güney'e mi yoksa Şerif
Gören'e mi ait olduğu tartişıİH
yor. Siz bu konuda ne döşünü-
yorsunuz?
"Yol. gerçekçı bir tema üzeri-
ne kurulmuştu. Öz ve bıçım.
mükemmel bir uyum içinde.
Yılmaz Güney birçok güzel ya-
pıta el atmış olsa da, o, hep
"Yol" başyapıtı ile anılacaktır.
Fılmin kıme ait olduğu tartış-
ması ise. bence gereksiz. Ancak
"YoF'un Yılmaz Güney'e ait
olduğu kuşku götürmez. Yıl-
maz Güney olmasaydı, "'Yol"
aynı "Yol" olur muydu?"
- Daha sonra Türk-Yunan ça-
ttsmasını anlatmak istediğiniz
bir film girişiminiz oldu...
"Evet, bu konuda James
Baldvrin ile bir calışmamız var-
dı. Senaryo konusunda sorun-
lanmız olduğu için, bir türlü
gerçekleştirebilme olanağı bu-
lamadık. Mikis Teodorakis. yıl-
lar sonra, iki ülke halkı arasın-
da dostluk temellerini atınca.
sonuna kadar arkasında oldu-
ğumu belirtmiştim. Hiçbir şey
için geç olmadığına inanıyo-
rum."
- Sinemaya başladığınız ilk
yıllarda, klasik anlamda politik
iceriği olmayan fılmlere imza at-
tınız. Bu dönem hakkında ne
düsünüyorsunuz?
"Bu filmlen neden yaptım di-
ye bır soruyu hiç aklıma getir-
medim; politik anlamlar içer-
dıklenne de ınanıvorum İnsan
gerçeğini ele alan her şeyın poli-
tik olduğunu düşünüyorum."
- Oysa günümüzde, bir yan-
dan politik sinemanın bittiği yö-
nünde yoğun tartışmalar sflrü-
yor. öte yand an farklı bir anla-
yışla "JFK" gibi fılmler de
yapılıyor...
"Tüm filmlenn ve sıncmaa-
lann polıtık olduğunu düşünü-
yorum. Toplumla ılışki kurdu-
ğunuz sürece. ıster istemez
politik olmak zorundasınız.
"Rambo" gibi seruven fılmleri
bile. tartışmasız olarak politik
anlamlar içeriyor Bılmeden &e-
yirciyı yönlendıren. yaşamı çar-
pık gösteren bu tür fılmler ol-
dukça, politik sinemanın bıte-
ceğine ınanmıyorum "
- Dünvanın geldiği bugünkü
agamayı dikkate alarak " Z "
(Ölümsüz). "İtıraf*. "Kayıp"
gibi filmleri. günümüzde aynı şe-
kilde çeker miydiniz?
"İtıraf için rahatlıkla. evet dı-
yebilırim. Her film, belli tarihsel
olaylann üzerine kuruluyor."
Z" ve "Kayıp", geçmişte kalan
olaylan anlatıyordu. Sinema-
nın günü yakalaması gerektiği-
ne ınanıyorum. "Z"i. milletve-
kılı Lambrakis'in öldürülmesı
özelinden yola çıkarak gerçek-
leştirmiştim Bugün aynı coşku
ve hevecanla bu ola\i yansıta-
mam
- O zaman'Z'için duygusal
bir film nitelemesi yapabilir mi-
yiz?
(Sessızlık) "Çok ıyı bır soru
bu. Aslında tutkusuz sanaün
doğasındaolabileceğme ınanmıyorum."
- Genellikle filmleriniz yan
belgesel bir nitelik taşıyor. Va-
şanan toplumsal ve tarihsel ger-
çeklerin beyazperdeye ne oran-
da yansıyabileceğine inanıyorsu-
nuz?
"Bu da oldukca temel bir so-
ru. Evet, beyazperdeye yansıtı-
labıleceğine inanıyorum. Ama
senaryo ve hikaye çok önemlı.
Asıl sorun. gerçeğe uygun ol-
ması. Ancak. tüm yaşamı gös-
tcremezsiniz; Lambrakıs olayı,
iki yıllık bır süreçte gerçekleştı;
oysa film iki saatti "
- Son fllminiz "Küçük Kıya-
met"te, komünizm sonrası Doğu
Avrupa ülkelerinde yaşanan top-
lumsal te bireysel celişkileri an-
latıyorsunuz. Doğu Avrupa'da
bugün > aşanan sorunlar, filmini-
ze nasıi yansıdı?
""Küçük Kıyamet, komü-
nizm sonrası dönemi anlattığa
kadar, 68 dönemini yaşayan
Fransız solculannı da anlatan
bır film. Fransız solculannın ıl-
ginç bir konumu var. Ortadakı
demokratlarla komünistlerin
arasındaki kesim. solcu olarak
adlandınlıyor. Komünizm son-
rası dönemi her an, hepimız
yaşıyoruz. Komünızme karşı
kampanyalar. yıllarca gündem-
de kaldı. Bugün gelınen aşama-
y\ ise. kımse açıklayamıyor."
- En beğendiğiniz filminiz han-
gisi?
"Bu soruya yanıt vermek çok
zor Çok az ınsanın bıldığı
"Hanna K.", Filistin sorununu
anlatıyordu. Fıhstınlılere karşı
belli bir sempatıyle baksa da, ne
Yahudilere ne de FihstınJılere
yaranabildım. Bugün film tek-
rar gündeme geldi ve herkes
bana hak verdi. Medya ve bız-
ler, Filıstinlilere "terörist" dam-
gası vurmaya şartlandınlmış-
tık. Askeri çözümlerc ınanmı-
yorum."
- Avrupa'da şu sıralar. sine-
manın Amerika ile yapılacak
olan GATT'a (gümrük birliği
antiaşması) dahil edilmemesi yo-
lunda yoğun çabalar var. Siz de
4 bin 400 sinemacının imzaladığı
bildiriye imza attınız...
"Bugün yaşanan sorun. çok
boyutlu. Amenkan sınemasına
karşı değılım. Ancak A\rupa
sıneması, zor günler vaşıyor
Bır tek Fransız sineması bugün
ayakta kalabılmış durumda
Amerıka sinema endüstnsı, her
alanda çıkarlannı korumaya
çalışıyor. Ve kapitalizm. gün
geçtikçe daha vahşileşiyor. Bu-
gun Alman ve İngiliz sinemala-
nndan söz etmek zorlaştı. Acıl
olarak önlemler alınmazsa. Av-
rupa sineması pek yakında yok
olacak. Tüm dünyaya bir sine-
ma anlayışının egemen olması-
na. zaten Amerikalı sinemacılar
da karşı. Pollack. Scorsese ve
dığerlen gibi "
- Miizik Kutusu filminden
sonra, oldukça uzun bir süre sus-
kun kaldınız...
"Evet; bu süreçte iki proje
üzennde çalıştım, ama gerçek-
leştiremedım. "Küçük Kıya-
met"ı üçüncü film olarak yap-
tım. İptal ettiğim projelerden
biri. tüm dünvaya egemen olan
çokuluslu şırketler üzenneydi."'
Kirknen dimyadasafve tenrizbfrşeykahh: Çocuk
Haber Merkezi - Dün, "Dünya Çocuk Günüydü... Mıi-
yonlarca çocuk Güney Afrika"dakı açlık ve sefaletle iç içe
geçmiş bir yaşamın pençesinde; kimı çocuklar ise Bosna-
Hersek gibi birçok yerde savaşın korkunç. ölumün soğuk
yüzüyle göz göze yaşamak zorunda. Yaşamlan 'an'lar üze-
rine kurulmuş. Gelecek onlar için bir meçhul... Kımi ço-
cuklar ise gelecek kaygısından oldukça uzak, lüks içinde
yaşıyor. Kimisi birbirinden değişik, pahalı oyuncaklarla
büyüyor, kimisi ise oyuncağın adını bile duymamış. Küçük
yaşlarda çocuksu dünyalanndan koparak gerçek yaşama
adım atıyor. Bu yoksul çocuklardan bazılan torna tezgah-
lannın, boyaa sandıklannın başında alın ten döküyorlar
gün boyu. Işte dün 'onlann" günüydü...
Dün başlavan Dünya Çocuk Haklan Haftası nedenı>le.
TBBM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, bir grup çocuğu ka-
bul ettı. Cindoruk. kabulde yaptığı konuşmada. toplum
hayatında çocuklann önemini vurgulayarak "Cumhuriye-
tin temelini çocuklarımızın üzerine attık" dedi.
Hafta dolayısıyla bır mesaj yayımlayan Başbakan Tansu
Çiller de çocuklann daha mutlu. daha huzurlu bir banş ve
refah dünyasında yaşamasını sağlamanın, bu neslin yük-
lendiğı en kutsal sorumluluk olduğunu bildirdi. Çiller, şun-
lan söyledi:
"Geteceğimizin garantisi olan çocuklarnnızın daha mutlu,
daha huzurlu bir banş ve refah düny asında y aşamasını sağla-
mak, bu neslin yüklendiği en kutsal sorumluluktur. Onlar da
kendilerinden sonra geleceklerin sorumlulukiannı yüklene-
ceklerdir. Çağdaş değerierin sonsuzluğa giden kesintisiz
temsilcisi olan dünya çocuklannı sevgiyle kucaklar, tüm ya-
şantılannda başarılar dilerim."
"I Ekim Dünya Çocuk Gunü' kapsamında gerçeklestin-
len etkinlikle, dün Zevtinbumu'ndakı Kazım Özalp İlko-
kulu'nun "Özürlüler Sınıffnın açıhşı yapıldı. 2£ytinburnu
ve Kazlıçeşme Lıons Kulübü'nün ortaklaşa düzenledıği et-
kınlıkte aynca çocuklara çeşıtlı hedıyeler ve yiyecek-içeçek
malzemelen daâıtıldı.
Akdeniz
fokundaa
çamurizî
ASUMAN ABACIOĞLU
İZMİR - Izmır İç Korfez'den çıkan-
lacak çamurun. Urla-Foça arasında be-
lırlenen bır noktaya dökülmesıne yöne-
lik tartışmalar gıderek büyü>or.
Urla ve Foça beledıyelennin yanı sı-
ra. balıkçı kooperatıflen ve yurttaşlar
tarafından dava açma hazırlıklan sürer-
ken. Çevre Bakanı Rıza Akçalı ıle ÇED
raporunu hazırlayan bilim adamJan,
çamurun kirlıhği arttırmayacağını sa-
\unu\arlar. Foça Beledıye Başkanı Ni-
hat Dirim. Özel Çevre Koruma Bölgesi
ilan edilen ve Akdeniz foklannın Ko-
runması Projesı'nde pılot bölge seçilen
yörenın kırlenmesıne yol açacak uygu-
lamanın büvuk bır çelışkı olduğunu
\-urguladi
îzmır Lımaru'na Yenikale geçıdınden
başlavarak açılacak dört kılometre
uzunluğunda ve eksı 13 metre derinlı-
gindeki yanaşma kanalının oluşturul-
ması sırasında açığa çıkacak 6 milyon
metreküp körfez çamurunun Gediz ağzı
açıklanndakı bır cukura dökülmesi.
Çevre Bakanlığı'nın onayıyla kesinlik
kazandı.
İzrrur Lımanfnın kapasitesmın arttı-
nlması ve limana büyuk tonajlı gemıle-
rin yanaşabilmesi planına yönelik oluş-
turulan kanal açma projesivle ilgili
ÇED raporunu hazırlayan Deniz Bilim-
len ve Teknolojısı Enstitüsü Başkanı
Prof. Dr. Orhan Lshı. körfezden çıkan-
lacak çamurun "kirli olduğu" görüşüne
kaülmadığını söyledi. "Melez ağzındaki
çamur. gerçek ten kirli. Ancak, yanaşma
kanalı boyunca çıkarılacak çamur, yüz-
yıllardır yaşanan jeoiojik, yani doğal ge-
İişmeler sonucunda oluşmuş toprak biri-
kintisidir" diven Prof. Dr. Uslu. sozleri-
ni şöyle surdürdü:
"Dipteki çamur, mikroplu ve kirli de-
niyor. Ancak bu çamur, körfezdeki su
sürekli değişim halinde olduğu için, yı-
kanmaktadır. Izmir körfezi'ndeki tüm
sular, yaklaşık 40 günde bir değişerek ye-
nilenmektedir."
Hazırlanan ÇED raporuna göre,
olumlu görüş bıldirdiklerini arumsatan
Çevre Bakanı Rıza Akçalı da. bunun
daha önce de yapılmış bir uvgulama ol-
duğunu söyledi.
Radyo frekanslan insanın sinir, üreme ve dolaşım sistemleri üzerinde hasara yol açıyor
Radyo vericileri, insansağlığınıtehditediyor
ANKARA (ANKA) - Radyo
frekanslannın sinir, üreme ve
dolaşım sistemleri üzerinde
tahribata yol açarak insan
sağlığını olumsuz yönde
etkjlediği bildirildi.
Ankarapniversitesi İletişim
Fakültesi Öğretim Görevlisi
Rıfat Aras, Telsiz Genel
Müdürlüğü tarafından
yapılan araştırmalarda radyo
frekanslannın insan
vücudunun ısınmasına yol
açarak deride yanlmalara. kan
damarlannda ciddi zararlar
vererek iç kanamalara neden
olduğunu belirtti. Aras, aynca
radyo frekansı alanlannda
çahşan kişilerde sinir
hastalıklan gözlemlendiğını.
üreme sisteminin de olumsuz
yönde etkilendiğini ifade etti.
Aras. yapılan araştırmalarda
• Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Rıfat
Aras "Radyo frekansı alanlannda çalışanlar için
birtakım önlemlerin ahnması yolunda TRT
Vardiyalı Çalışanlar Derneği olarak TRT'yi 950
kere dava ettik. Çalışmalarımız 82 Anayasası ile
sona erdi" dedi.
radyo frekansına maruz kalan
hamile kadınlann
çocuklannda normalden çok
daha az kemikleşme
görüldüğünü, aynca kan
akışında artış, kan
damarlannın genişlemesi. kan
basıncındakj değişme ve
dolaşım sistemındeki
aksaklıklar nedeniy le hızlı
nefes alma veya nefcs almada
gecikme meydana geldiğinin
saptandığını belirtti.
Rıfat Aras, radyo frekansı
alanlannda çalışanlar için
Batı'da bazı önlemlerin
alındığını da belırterek Batı'da
bu alanda çalışanlann 4
saatten fazla mesai
yapmasının yasak olduğunu
söyledi. Aras, "Bırakın
önlemlerin alınmasuu TRT
lojmanlarının da radyo frekansı
alanlarına kurularak
çalışanlann aileleri de
difüzy ona maruz bırakdıyor.
Hiçbir ülkede iojmanlarla
vericilerin aynı alana kunılduğu
görülmemiştir" dedi. Aynca
önlemler arasında topraklama
yapılması, gerektığini belırten
Aras, bu kişilere özel beslenme
uygulanarak yoğurt, süt gibi
besınlenn de venlmesinın
önemi üzerinde durdu
Aras. radyo frekansı
alanlannda çalışanlar için
birtakım önlemlerin alınması
yolunda TRT Vardiyalı
Çalışanlar Derneei olarak,
TRTyi 950 kere dava
ettiklennı hatırlatarak
"Ç alışmalarımız 82 Anayasası
ile sona erdi" dedi.
Aras. bu konuda çabşmalar
yaptıklannı söyleverek
"Hollanda'da yapılan bir
araştırmaya göre ortalama
20-25 > ıi 500-1000 yiov athk
radyo frekansı alanında günde
8 saat çalışan bir insan
erkekliğini kaybediyor"diye
konuştu. Aras, aynca
difüzyona maruz kalan
insanlarda kireçlenmeve
omunlik tahrıbatınında
görüldüğunü kaydettı. Aras.
"Size somut bir örnek vereyim,
600 kilo> atlık TRT Antalya
Rad\ osu'nun kurulu olduğu
tarımsal alanlarda bu gün
pamuk yetişmiyor" dedi.