19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM1993 CUMARTESİ HABERLER Aydınlık toplatıldı • İstanbul Haber Servisi - Aydınlık gazetesı. dünkü sayısında yayımlanan Yargısız İnfazTimi başhkb manşet haberindendolayı îstanbul DGM tarafından toplatıldı. Aydınhk gazetesindedün yayımlanan "Yargısız İnfazTimi' başhkh haberde "terörlemücadelede görevli memurlann adını açıklamak" suçunun işlendiği gerekçesiyle soruşturma başlatan İstanbul DGM Başsavcılığı. nöbetçi mahkemeden gazeterun toplaülmasını istedi, Nöbetçi mahkeme de 3713 sayıh kanunun "Terörle mücadelede görevli memurun adını açıklamayı yasaklayan" 6/1. maddesi uyannca gazeteyi toplattı. Aydınlık Gazetesi Yazıişleri Müdûrü Hale Soysû yapüğı açıklamada, toplatma karannı protesto ettiğini belirterek karann basm özgürlüğüne, basm hukukuna açıkça aykın olduğunu savundu. Haberin kaynağının savcıhklarca haarlanan iddianameler olduğunu ifade eden Soysü, açıklamasında "DGM bu karanyla vatandaşlara karşı suç işleyen kamu görevlilerini korumaktadır. Karann haksızhğı şuradan da bellidir; gazete toplatmak terörle mücadele sayılmaktadır. 3713 sayıh Terörle Mücadele Kanunu, basın özgürlüğünü onadan kaldırmanın gerekçesi yapümaktadır. Bu karar sadece gazetemize değil, bütün basına yönelikuVdedi. Cezaevi kantini ateş palıası • tstanbul HaberServisi- Üsküdar Paşakapısı Cezaevi'nde yatan tutuklu ve hükümlüler, kantinde saülan mallarda fahiş fıyat uygulandığmt öne sürdü. Cezaevi tüzüğünün 160'ıncı maddesine göre cezaevi kanünindesatılan mallara uygulanması gereken kar oranının yûzde 5ileyüzde 25 arasmda olması gerekirken satışlann piyasa fiyatıyla aynı. hatta daha fazla olduğunu öne süren tutuklu vehükümlüler. cezaevi mûdürlüğünce lOOlira olarakbelırlenenbirbardak • çayında lOOOliradan satıldığıru bildirdi. Tutuklu ve hükümlüler, Paşakapısı Cezaevi'ndeki diğer uygulamalan da şöyle sırahyor. "Sabahlan tek çeşit kahvaltı çaysız olarak veriliyor. Yemeklerde et yok, yağ ve tuz çok az. Yaz bitti, meyve ve sebze yüzü görmedik. Tüzüğegöre 15 günde bir bir kalıp sabun verilmesi gerekirken verilmiy or. Koğuşlarda tahta kurasu ve bit var, sağlık koşullan uygun değil." Cindopuktan lemiz toplum 1 çagrısı • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-TBMM Başkanı Hüsametün Cindoruk, "temiztoplum" konusunu görüşmek ve bu konuda ahnacak önlemleri ele almak üzere, siyasiparti liderlerini toplantıya çağıracağıru açıkladı. Cindoruk, '"Devletin nerede bir kuruş parası harcanıyorsa, ona denetim getirilecektir" dedi. Cindoruk. 25 eylül cumartesi günü Ankara'da "Rüşvet ve torpile son. Temiz toplum" konulu paneldüzenleyenbir grubu kabulünde yapügı açıklamada, son günlerde ortaya çıkan yolsuzluk iddialannı parlamentonun yakından izlediğini söyledi. Cindoruk, toplanu için bu hafta içinde siyasi parti liderlerine öneri götüreceğini ifade ederek, "Meclis Başkaru olarak bu konudaki görüşlerimizi ve elimizdeki belgeleri sunacağız. Önümüzdeki aylarda da, parlamento bu konuda, eksik tedbirler var ise onlan alacakür" diye konuştu. RPden Öztürk'e • ANKARA (ANKA)- DYFden istifa edeceğini açıklayan Aksaray Milletvekili Mahmut Öztürk'ünRPGenel Başkaru Necmettin Erbakan ile görüştüğü ve Erbakan'ın kendisine RP'ye geçmesini önerdiği öğrenildi. Aksaray Milletvekili Mahmut Öztürk'ün DYP'den istifa edeceğini açıklaması üzerine RP, Öztürk'ü kendi saflanna katmak için harekete geçti. RP Ankara Milletvekili Melih Gökçek ve Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen MahmutÖztürk'le temasa geçerek kendisini Erbakan ile görüşmeye ikna etti. İngilizuzmanlar, en etkili nedenolarak güvenlik güçlerinintutumunu gösterdiler 4 PKKgiderek güçleniyorAydlllllk YOİ İle IIBIHBrlİllUluslararası istihbarat ve sayunma GÜÇİBIIinşnİII IMNİCnlePİİngiüzistihbarat uzmanlan, konulannda araştırmalanyla tanınan "Intelligence Review"de PKK'nın giderek güçlendiğini. en önemli etkeninTürklerle "Ortadoğu'nun Aydınlık Yol'u" başlıkh değerlendirmede, PKK Kürtler arasında yaşanmakta olangerginlikve güvenlik ile Aydınlık Yol arasındaki benzerlikler sıralandı. güçlerinin olumsuz tutumlan olduğunu ileri sürdüler. EDtPEMİLÖYMEN LONDRA -İngiliz istihbarat ve sa- vunma uzmanlan, PKK'nın güçlen- mekte olduğuna dikkat çekerek buna başlıca nedenin, Türklerle Kürtler ara- sında artmakta olan gerginlik ve özel- likle de Türk güvenlik kuvvetlerinin tu- tumu olduğunu belirttiler. îkinci bir neden olarak Türkiye ile komşulan arasındaki bölgesel çekışme- yi arturan PKK'nın. ülkeleri birbüieri- ne karşı kışkırtmakta rol oynadığını kaydettiler. Ilımlı politikacılar safdışı Uzmanlar. örgütlenme, amaç ve yön- tem konulannda PKK ile Peru'daki Aydınlık Yol örgütü arasında büyük benzerük olduğunu da vurguluyor. Uluslararası istihbarat ve savunma konulannda özgün araştırma ve yo- rumlanyla tanınan Jane's Defence gru- bu tarafından yayımlanan "Intelligence Review"de PKK konusundaki "Orta doğu'nun Aydınlık YolV başlıkh uzun değerlendirmede, PKK ile Aydınhk Yol arasındaki benzerlikler sıralandı. Ber- lin'in Kreutzberg semtindeki Perulu ve Türk göçmenlerin her iki örgüte de ge- rek fıkir gerek para desteği verdiğine inanıldığı belirtildi. İki örgül arasındaki en önemli ben- zerlik olarak, gelişigüzel terör eylemle- riyle yetinmeyerek kırsal kesimde des- tek toplamaya özen göstermeleri vurgu- landı. Makalede bu konuda "Son 1,5 yı- ldaki eylemleri incelendiğinde. ülkelerin- de istikrarsızlık yaratma yönünde amaç- laruıa ulaşmakta olduklan görülüyor" denildi. PKK'nın, şiddet eylemlerini arttıra- rak ıhmh politikaalan safdışı bıraktığı, Türkiye'deki Kürt nüfusunu ise büyük ölçüde iki karşıt uca itüği de belirtildi. PKK'nın en büyük destekçisinin Suriye olduğu yine kaydedilerek "Hafa Esat, PKK'yı, Türkiye'ye baskı yapmak ve Amerikan üsierine olası bir saMm için araç olarak gördö" yorumu yapıldı. İdeal sızma noktası Ancak PKK'nın artık tamamen Suri- ye denetiminde olamayacak kadar büyüdüğüne dikkat çekilerek "Suriye, Bekaa Vadisi'nöeki eğitim kampını ka- patttğını söytediyse de PKK burada eski- si gibi kalinaya devam ediyor. Suriye- Türkiye sının, PKK eylemleri için ideal bir sızma noktası" denildi. PKK'nın Kuzey Irak Kürtleri ile ntlaştığı, Sad- dam Hüseyin yöneümiyle ise uzlaştığı yorumu yapılan makalede şu noktalara deginiliyor. PKK'nın, Kuzey Irak'ta BM görevlileri ve Kürt hedeflerine eyk- me geçtiği biliniyor. PKK aynca güvenli bölgeye Saddam Hüseyin'in uyguladığı ekonomik am- bargoyu da burada yaşayan Kürtlerin aleyhine olarak sertleştirmeye çalıştı. PKK ile Kuzey Irak Kürtleri arasın- daki temel farklar belirtilirken PKK'- nın, aşiret, sosyal ve siyasal kunımlara dayanmadığı, geleneksel sosyal ve siya- sal tabanla ilişkiye gecmediği, gerçek bir Maocu örgüt olduğu haürlauhyor. İran'ın da PKK'ya destek verdiği be- lirtilen makalede, İran'ın, Türkiye'yi "arka bahçesinde meşgui ederken Orta Asya cumhuriyetteri üzerindeki etkilerini arttırrna çabasmda olduğu'" değerlendi- rilmesi yapıbyor. PKK eylemcilerinin çoğunun Alman- ya ve Suriye'de yaşayan Kürt göçmen- lerden, aynca Suriyeli, tranh, Ermenive Iraklılardan oluştuğu, çoğunun da ka- dın olduğu belirtıhyor. Ancak son iki yıldır Doğu Anadolu'- dan katıhmın arttığma dikkat çekilen makalede, yakalandıklan zaman PKK'ya zorla ahndıklannı söyledikleri, ancak bunun ihtiyatla karşılanması gereküği kaydedilmekte. PKK'nın Doğu Anadolu'ya 11 bin militan soktuğu da tahmin ediliyor. Baki Erdoğan'ın Emniyefte ölmesininüzerinden 40 gün geçti, soruşturma hâlâ sürüyor Gözaltuıdaölüıııunutturuluyornıu? NECATİAYGIN ÎZMÎR- Aydın Emniyet Mü- dürlüğü'nde fenalaşıp, kaldınl- dığı Aydın Devlet Hastanesi'- nde yaşamını yitirişinin üzerin- den tam 40 gün geçti. Baki Er- doğan'ın yaralı bereli vücudun- dan alınan bazı parçalann Adli Tıp'a gitmesiyle sanki her şey bitmişti. Gecen sûrede hiç bir yetkilı ağızdan somut bir açı- klama gelmedı. Oysa Baki Er- doğan'ın avukatlan ve birlikte • Gözaltında ölümden bu yana geçen sürede önemli bir gelişme gerçekkşmedi. Baki Erdoğarûn avukaüan Mehmet Yatar ile Hülya Üqîinar, işkencecilerin belirlenerek cezalandınlmalan için çalmadık kapı bırakmadılar. A\aıkatlara göre, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı birilerini korumaya çabşıyor. gözaltına ahnan arkadaşlanrun suçlamalan somuttu: "Baki Er- doğan işkenceyie öldürüldü" Baki Erdoğan, Aydın Emni- yet Müdürlüğü'nce Söke'de düzenlenen Dev-Sol operasyo- nunda örgüt üyesi olduğu sa- vıyla 11 Ağustos tarihinde ko- nuk olarak kaldıâ evde gözaltı- na ahnarak Aydın Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesine getirildi. Erdoğan gö- zaltına alındıktan 10 gün sonra fenalaşü. 21 Ağustos 1993 günü Aydın Devlet Hastanesi'ne kal- dınldı. Baki Erdoğan 22 Ağus- tos 1993 günü yaşamını yitirdi. Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Eken'in gözetiminde Dr. Veli Kuzdere, Dr. Mustafa Bariay tarafından yapılan otopsi sonu- cunda Baki Erdoğan'ın yaralı bereli vucuduna "•Akdğer tû- berküozu ve solunum yetmezliği sonucu yaşamını yitirdiği " ra- poru veriüdi.Cenaze de sorun olmuştu. Sanki Baki Erdoğan'ı b /: h Eren Keskin, insan haklan savumıculan olarak PKK'ya eÜnde tırttuğuaskerteriserbestbrakınKiçatnsındabıAınıluu Kaçtnkm erlerin(dkleriurfaşmaistiyor İstanbul Haber Senisi - PKK tarafı- ndan kaçınlan bır astsubay ve bir erin ailesi. yakmlannın serbest kahnası için devlet yetkılilerinin PKK yöneticile- riyle banş için masaya oturmalannı is- tediler. Astsubay Zafer Özpınar'm ba- bası Şakir Özpmar ile er Burhan Katıtmışın ağabeyi Orhan Katümış, devlet yeıkililerine banş için çağn yap- ülar. İnsan Haklan Demeği İstanbul Şu- besi'nde yakınlannın serbest bırakı- knası konusunda basın toplantısı dü- zenleyen kaçınlan asısubav Zafer özpınar'ın babası Şakir Ozpmar, dayısı Mehmet Kılıç ve kaçınlan er Burhan Kaulmış'ın ağabeyi Orhan Katılmış. yakmlannın serbest bırakı- lması için devlet yetkililerine yaptıklan başvurulardan bir sonuç alamadı- klannı, İHD'ninise kendi sorunlanyla ilgilendiğini belirttiler. Şakir Özpınar, oğlu Zafer Özpınar'm 1 Ağustos 1993 tarihinde Hakkari'nin Yuksekova il- çesi dağlık arazisinde PKK'hlarla gjri- len çatışma sırasında kaçınldığmı an- lattı. özpmar, Güneydoğu Anadolu'- da yaşanılan olaylann sürekli kan ve gözyaşı üretüğjni ve durdurulması için devlet ve PKK yöneücilerinin banş yapmalan gerektiğini söyledi. Orhan Kaülmış ise kardeşinin 45 as- kerie birlikte 18 Ağustos 1993'te kaçınldığmı belirterek "O tarihten sonra bizim e>imiz cenaze evi gibi oldu. Buna bir çözüm bulunması, kardeşimin ve diğer askerlerin serbest bu-akılması gerekli. Bunun için devletle PKK'nın barış yapması gerekiyorsa yapsınlar. Ateşkes gerekiyorsa ateşi kesip görûş- sünler. Böylece esir askerler de aüeleri- ne teslim edilir" dedı. İHD İstanbul Şube Sekreten Eren Keskin de kamuoyunun banş beklen- tisi içinde olduğunu, bunun ön şarünın devletin Güneydoğu'da ya- şanılanın bir savaş olduğunu kabul et- mesi olduğunu söyledi. Keskin, "Orada olanların bir savaş olduğunu asker aileleri, ûcretlerinde sa- vaş nedeniyk azalma olan işçi ve me- murlar kabul ediyor. Savaşı tek kabul etmeyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Devletinvsavası kabul etmesi ve 1949 Cenevre Savaş Hukuku Sözleşmesi'ııe uygun da\ ranması gerekli*'diye konuş- tu. babası, dostlan öldürmüştü. Baki Erdoğan'ın Avukatlan Mehmet Yatar ile Hülya Üçpı- nar, işkenceyi, video kayıtlan ve fotoğraflarla saptadıklannı, ancak soruşturmayı ilk yürüten Sava Hüseyin Eken ile otopsi yapan doktorlann gerçeği yan- sıtmayan açıklama ve düzenle- dikleri otopsi raporlaruyla ola- yı örtbas etmeye birilerini koru- maya çahştıklannda ısrarhlar. Soruşturmayı ilk yürüten Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Eken, Baki Erdoğan'ın Akciğer Tüberkülozu ve solunum yet- mezliği sonucu yaşamını yitir- diğini, cesetten ahnan parçala- nn Adli Tıp'a gönderildiğini kesin karann Adli Tıp raporuy- la saptanacağmı söylemişti. Olaym aydınlatılması için İHD, ÇHD, Tabip Odası İzmir Şube- leri harekete geçüler, Odalann temsilcileri Aydın'a giderek So- ruşturmayı yürüten Sava Hü- seyin Ekenle yaptıklan görüş- melerden tatmin edici bilgi ala- mayınca, Otopsi yapan doktor- lar hakkında soruşturma açı- Iması için Aydın Tabip Odası'- ndan yardım istediler. Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Altan Kalabak da otopsi raporunu imzalayan doktorlann yüküm- lülüklerini yerine geürdiklerini belirtirken, Baki Erdoğan'ın ce- sedindeki yara izlerinin nasıl oluştuğu, Erdoğan'm gözaltı süresince yaşadığı koşullann ölümüne neden olup olmadığı sorulanna iste yarut vermedi. Sonışturmada gizlüik Adh tatilin sona ermesinden sonra Baki Erdoğan'ın dosyası- nı alan Cumhuriyet Savcısı Ca- fer Karakadıpğlu, soruşturma- nın büyük bir gizlilikle sürdü- rüldüğünü operasyonunda gö- rev alan polis memurlannın isimlerinin belirlendiğini. ancak şoruşturmanın genişletilmesi için Adli Tıp raporunu bekle- dıklerini beürtiyor. Olayın meydana geliği tarih- ten buyana geçen sürede soruş- turma ile ilgili önemli bir geliş- me gerçekleşemiyor. Erdoğan'- ın avukatlan Yatar ile Üçpınar, işkencecilerin cezalandın- lmalan için çalmadık kapı bı- rakmadıklanru. savcının birile- rini korumaya çahştığını öne sürürek şöyle konuşuyorlar: "Savcı oiayı oldu bittiye getûr- mek istiyor. Dosyadaki belgeleri istiyonız vermiyor. Ama soruş- turînada îlerleme yok. Savcıyı Adafct Bakaıu Seyfi Oktay'a şi- kayet ettik." Erdoğan'ın ailesi, olayın sürüncemede bı- rakıldığında ısrarhlar. Cezaevi Savcısı Aslan, tutuklularla idare arasında her hangibir sorun yaşanmadığını söyledi Buca Cezaevi^ndejandarmabaskısı sürüyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Buca Cezaevi'nde siyasi tutuklulara yö- nelikjandarma baskısı sürüyor. Cezaevi Savcısı Yaşar Aslan. cezaevi içinde tutuklularla idare arasında her- hangi bir sorun olmadığını belirterek, "Siyasi davalardan vargdanan bir grup tutuklu, DGM'ye gidiş dftnuşte kendile- rine jandarma tarafından dayak atddığını içeren dilekçe vererek suç duyu- rusunda bulundular. Ben de verilen dilek- çeleri ilgili mercilere ilettim" dedı. Bileklere zincir Cezaevi'nde jandarma baskısınm gi- derek havayı gerginleştirdiğini öne sü- ren ÇHD İzmir Şubesi Başkanı Avukat Mehmet Yatar, müvekkilleri Nihal Du- ruca.Naciye Yıldınm,Sinan Eren, İdris Ay, t'mit Doğan'la yaptığı görüşmeden sonra, şunlan söyledi: "Müvekkillerim, cezaevi dış güvenlik komutanı Üstteğmen Tahir Başar'ın em- riyle duruşmalara geliş gidişlerinde da- yak atıldığuu, bikklerinin zincirle sıkıldığını, DGM nezarethanesinde elleri kelepceli ayakta bckletüdikkrini söyledi- ler. Can güvenlikleriıün sağlanmadığını açıkladılar. Jandarmanın bu baskısına son veril- mesi için Cezaevi Savctsı Yaşar Aslan'la görüşrüm. Yaşar Aslan, sorunun kendi- sinden kaynaklanmadığını, geneUikle du- ruşmalara geliş gidişlerde jandarmanın uygulamasından yakınıldvğını. olayın çö- zümü için Ugililerle görüşmeye çalışa- cağını söyledi. Ben de ayrıca, müvekkiUe- rimin can güvenh'klerinin sağlanması için valiye, İl Jandarma Alay Komutanma başvuracağun." A\Tikat Mehmet Yatar. jandarma baskısınm devam etmesi haîınde mü- 22 gazetesatıasıkepenkindirdi DİY ARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarbakır'da son günlerde gazete satıcılanna yönelik "faili meçhul" saldınlann artması üzerine, 22 gazete saııcısı kepenk indirdi. Çınar, Liceve Hani ilçesindeki gazete satıcılannm işi bırakması üzerine bir süreden beri bu üç ilçede gazete saülmıyor. Gazete satıcılan. "Gecen hafta içindesaMın olaylan daha da arttı. Sürekli tehdit alıyoruz. Geçen yıl da birçok gazete satıcKi faili meçhul' cinayete kurban gitti" diye konuştular. Gazete satıcılanna yönelik saldınlann devam etmesi halinde, diğerlerinin de kısa bir süre sonra işi bırakacaklan öğrenildi. vekkillerinin duruşmalara gjtmeyecek- lerini söyledi. Cezaevi Savcısı Yaşar Aslan da, 29 günlük açlık grevinin sona ermesinden bugüne dek, tutuklularla cezaevi idaresi arasında herhangi bir sorunun ol- madığıru beürterek şunlan söyledi: "Jandarma, cezaevinin dıs güvenliğin- den sorumludur. Tutuklulann iddia cttik- leri dayak olayı da cezaevi dışında cere- yan etmişse bu bizi ilgilendirmez. Bizim müdahale etmemiz de sözkonusu değil. Cezaevi yönetimi olarak, olayı bir grup tutuklunun vaptığı başvuru düekçelerin- den öğrendik. Tutuklulann avukatlan da yaptıklan başvurularda, bize olayı anla- tarak yardım istediler. Avukatİara da olayın bizi ilgUendirmediğini söyledim." İl Jandarma Alay Komutanhğı yetki- lileri ise söz konusu yakınmalarla ilgili kendilerine herhangi bir başvurunun bulunmadığını. kasıtlı bir tutum olama- yacağını belirttiler. AVRUPA^DAN EDİP EMİL ÖYMEN Katkasya'da Tarihi Tekerrûr Sovyetler Birliği, 1920'lerde Kaikasya'da egemenlik kurmaya çalışırken projeyi yürüten Stalin'di. Amaç, bu- rada da Balkanlar türü l böl ve yönet' uygulamaktı. Çün- kü tslam, yöre için tehdit olarak görülüyordu. Bu, üzerin- den 70 yıl geçtikten sonra yapılan kolaycı bir çözömleme değil, bugün bile hala nedeni ve nasılı araştmlan bu ko- nu hakkında, hala ortaya çıkıp duran yeni belgelerin ve yorumların bir özeti. Sovyet yönetimi, Kafkasya'da Çerkes toplumunu üçe bölmüş, onlan Adige, Çerkes ve Kabardiya diye üç ayrı yönetsel bölgeye ayırmtştı. Bunun, Türkiye'deki Çerkes- leri pohpohlamak, ama onlan Sovyetler içinde bölmek amacıylayapıldığı biliniyor. Müslümanları, sözde özerk yönettmlere bölerek Pan-islamcı bir tehditdesavuşturu- luyordu. Stalm, buradaki halklann nasıl yaşamaları ge- rektiğini, daha 1913te planlamıştı. Yaşantı biçimlerini değiştirmek, onların gelecekteki zihniyetlerini dedeğiş- tirecekti. Halkları birbirinden yapay sınırlarla ayırmak, onlara yeni kimlikler vermek, dillerini nasıl kullanacak- lannı belirlemekle olacaktı bu iş. Bu Sovyet projesi tuttu. örneğin Çeçen ve Inguşlar, aslında aynı halk olmalanna rağmen iki ayrı özerk böl- gede yaşadılar. Kabartay-Balkar ve Çerkesler de öyle. Bunları bölmenin yolu, enine kesmekti. Kuzeyde bir Ka- raçay-Çerkes özerk Bölgesi, güneyde bir Kabartay- Balkar Özerk Bölgesi uyduruldu. Böylece iki halktan, toplam dört özerk bölge çıktı ortaya. Bölgeye Slav göçüyle birlikte, buranın halkları hiçbir zaman ne özerk olabildiler, ne de ulusal kimliklerini ko- ruyacak vakit ve olanak buldular. Pan-islamizm ve Pan- Türkizm'e karşı korundu buralar, ama Sovyet ve Rus et- kisine açık kaldı. 1921-24 döneminde dil ve yaşantı biçi- mi böylece bölünen Kafkasya halkları için, Trotsky'nin Etnografi Müzesi' benzetmesi yapması haksız değil. Hepsi birbirine yakın diller kullanan bura halklarının bir- leşmesi önlendi. 1930'da sadece Dağıstan'da 11 değişik tür, ama hepsi de resmi biçimde kabul edilen dil vardı. Bu durumda, insanların birbirleriyle anlaşması için tek çare Rusça konuşup yazmaktı. Sovyetler'in Kafkasya'yı Balkanlaştırma politikası, başka yerlerde de başarıyla uygulandı. Volga'da, Orta Asya'da, Müslümanların bir- leşme olasılığı, her yöntemle engellendi. Bunun yapıl- ması sırasında, genç Sovyet yönetiminin, Çar dönemi dil ve folklor uzmanlarmı nasıl usta ve ince biçimde kul- landığı sır değil. Yeni diller uyduruldu, yeni etnografik özellikler uyduruldu. Kafkasya böylece, bugünkü dar- madağınık durumuna geldi kaldı. Biz de olup bitenle ilgi- lenmedik. llgilenenleri bezdirdik. Aralanna Rusları en az alan, etnik özelliklerini, dil ve din farklılığını kıskançhkla koruyan ve bir ölçüde Batı'nın da desteğine sahip Errnenilerin, Azerileri ezip geçmesi- ne niçin şaşıyoruz? Abhaz-Gürcü catışmasını, tam bir Batılı gibi uzaktan bakarak, yabancı ajansların, anlama- dan ve bilmeden geçtikleri satırlara bakarak, açıklayabi- leceğimizi nasıl sanıyoruz? Abhazların, 1921 Anayasası uyannca kendi bölgelerinde özerklik istediklerini biliyor muyuz? Bunda elbette Rusya'nın da çıkarı var. Ama işin püf noktasını gördük mü? Abhaz nüfusunun, tüm Abhaz- ya içinde yüzde 18 olmasına rağmen, bu yörede bir Ab- haz toplumu olduğuna ve özerklik istediğine hiç dikkat ettik mi? Burnumuzun dibindeki, işimize geldiği zaman kardeş olduğumuzu dünyanın gözüne soktuğumuz Kaikasya'yı ne kadar biliyoruz? Tarihinden ne kadar haberimiz var? Bu iki sorunun yanıtı da her halde olumsuz. Çünkü tarih buralarda tekrar etmeye hazırlanıyor Kafkasya'da şim- di yavaş ve cılız da olsa. bir Kafkasya Halklan Konfede- rasyonu oluşuyor, ama Rusya'nın yeniden uzanan kol- larına ne kadar direnebilir? ANAP Yılmaz:Kaçacakları yer saııclığakadar • ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, ülkeyi hayali projelerle yönetmekle suçladığı koalisyon hükümetinin kaçmaya çalıştığıru ileri sürerek "Sözünde durmayan bu koalisyon hükümetinin gerçek yüzünü göstermek için memleketin bütün meydanlannı dolaşacağım" dedi. OSMAN AYDOĞAN AKSAR.\Y/NEVŞEHİR- ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. DYP-SHP koaüs- yonunun iki yülık ıktidar dö- neminde, yanîızca yolsuzluk ve hayali projeler sunmakta ba- şanh olduğunu ileri sürdü. Yılmaz, SHP'nin, "Eşkıyayı evinde saklayanlan Meclis'e soktuğunu" savundu. ÇiBer'in 'Llusa Sesleniş' ko- nuşmasında geçmış dönemi suçladığını söyleven Yılmaz. "Sayın Başbakan aslında bize değil, Sayın Demirere hitap ediyor. Sayın Denıirel'i si/e şi- kayet ediyor" dedi. 'İktidara Yürüyûş'mıting- lerini Aksaray ve Nevşehır'de sürdüren ANAP lideri. yurt- taşlann büyük sevgı gösterile- riyle karşılanıyor. Aksaray'a. yanında milletvekılleri ve parti yöneticileriyle birlikte gelen Mesut Yılmaz. yüzlerce araç- tan oluşan kalabalık bir kon- voy ile karşılandı. Kent içinde yurtaşlann yoğun sevgi göste- risinde bulunduklan ve "Bu hükûmetten bizi kurtar'' diye bağırdıklan Mesut Yılmaz. Atatürk Meydanı'nda yaptığı konuşmada hükümetı eleştir- di. Yılmaz, Aksaray ve Nevşe- hir kentlerinin yıllarca özlemi- ni çektiği pek çok yatınmın kendi dönemlerinde gerçekleş- tirildiğini, ancak iktidarda kendi yaptıklannı beğenmeyip daha fazlasını vaat edenlerin iki yıldır hiçbir şey gerçekleşti- remediklerini söyledi. Çillerin. 'Ulusa Sesleniş' ko- nuşmasında. göreve geldiği sı- rada terörün azdıgını, "Pa- halüık daha artmış. terör daha azmıştı"dedığını bildiren Yılmaz. "Ondan önceki döne- me niye bakmamış? 22 ayda problemlerin böyle çoğalma- sına kendileri seoep obnamış mı? Aslında bize değil Saym Demirere hitap ediyor. Saym Demiren size şikayet ediyor" dedı. Cumhurbaşkanı Demi- refin seçim dönemindeki söz- lerini örnek vererek eleştiren Yılmaz, pahalılıgın önlenmesi için 500 gün istendiğini, ama bunun üzerinden 6 ay geçtigini belirterek yurttaşlara,"Bugün pahaldık daha mı iyT'diye sor- du. Yurtlaşlann, "Dabâ kötü" diye yanıt vermeleri üzerine Yılmaz. yüzde 10'a indirileceğı ifade edilen enflasyonun yüzde 70"ı aştığım ve borçlanmanın her geçen gün arttıgmı söyledi. Hiçbir yatınmın yürümediğini ve GAP da dahif, pek çok so- nına çözüm bulabilecek dev projelerin durma noktasında olduğunu savunan Yılmaz, "Sayın Başbakan, sadece ma- sallarla milleti uyutmaya çalış»- yor" diye konuştu. Yolsuzluklar Terör ile mücadelenin ba- şanh olması için muhalefet ol- malanna rağmen, destek ver- diklerini kaydeden Yılmaz, "Bu koalisyon hükümeti ile te- rör önlenentez, çünkü bu hükü- rnetin ortağu eşkıyayı evinde sakiayanları MeclisV sokan partidir'''dedi. Türkiye'nin pek çok sorununa rağmen günde- min birinci maddesinin yolsuz- luklar olduğunu ifade eden Yılmaz, SHP'nin sırtında İSKİ, DYP'nin sırtında ise İLKSAN kamburu olduğunu ileri sürerek iktidar parülerinin bir iki memuru suçlayarak savalara baskı yaparak kendi- lerini kurtarmaya çahştıklannı kaydeıti. Yılmaz."İktidar par- tilerinin kaçacakları yer sandt- ğa kadardır ANAP tek başına iktidar olunca bunlardan hesap sormak, bunınlarından fitil fıtil getirmek boynumuzun borcu- dur. "dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle