Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA 18 EKİM 1993 PAZARTESİ
8 PAZAR YAZILARI
Kutsalbirlikruhuadına, golMİŞEL PERLMAN
PARlS - "Ştmdi, tüm eleştiriteri,
bağnşmalan. kınamalan bir yana
bırakarak kutsal birlik' ruhuiçinde
hareket etmemiz gerekiyor..." Hangi
siyaset adamının çağnsı bu? Sorunun
yanıtı kimilerini belki şaşırtacak. TV
kameralan karşısında söylenmiştir bu
sözler. Ülke sorunlannın çözûmü için
mi? Ne gezer! Bir soruyu yarutlarken
böyle konuştu Fransa'nın ünlü futbol
antrenörlerinden Guy Roux. Yuvarlak
topun burada yeri olup olmadığı
tartışılabilirelbette. Ancak Dünya
Kupası eleme maçlan çerçevesinde,
dev Fransa'nın hnimk' İsrail
karşısında, Paris'in Parc des Princes
Stadı'nda yenik düşmesi öylesine bir
şok yarattı ki Fransızlarda, sorma>ın
gitsin. İşte sosyal bir olaya dönüşen
söz konusu yenilginin dayanılmaz
aasını yansıttı Guy Roux ve de
oyuncularla diğer sorumlulann çeşitli
değerlendirmeleri. Herbirinin
dudaklanndan dökülen başlıca soru.
"Nasıl oldu bu iş" tümcesiydi. Sadece
çarşamba gecesi değıl. ertesi gün de.
FRANSA
özellikle TV'nin ana haber bültenleri.
adeta bir dram gibi yaşanan bu olayı
en başta syndu izleyicilere.
İlk maçta İsraiPi kendi sahasında4-0
yenmiş Fransızlar, geçen çarşamba da
yineleseydi aynı başanyı, kendi
gruplanndakı Bulgarlara karşı daha
oynamadan bile kasıla kasıla ABD
biletlenni ceplerine sokacaklardı.
Şimdı ise Sofya'nın, birer "çetin ceviz"
olan futbolculanyla kasım ortalannda
başanlı bir mücadele vermeleri
zorunlu. Fransıztermaçı niye
kaybetti? "Fena oyuadık" karşılığını
veriyor futbolcular. Hepsi de az çok,
bütün nedenlerin bilincinde. Bu genel
gözlemden sonra hem kendileri hem
de teknik direktör Gerard Houllier,
oyunun çeşitli aşamalanru iyice
irdeleyip "şöyle yapsaydık, böyle
etseydik"gibisinden laflaretti. Maç
gecesi oyun bıttiğinde ve de ertesi gün
"tahliller" sürdürüldüğünde, rakip
takım etkeni adeta unutuldu gitti.
Fransa Milli Takımı, karşısında
kimsenin bulunmadığı. tek başına
oynadığı birmaçı kaybetmışti sanki...
Psikiyaıristler boylesine bir
irdelemeden ne gibi sonuçlarçıkanr
acaba? Fakat ne olursa olsun,
çarşamba gecesi maç bittiğinde.
Fransız Milli Takımı'nın kaptanı
Jean-Pierre Papin. bir gazeteciye
"Gök başnna yıkıldı sandım" diyordu.
Fransa. gerçekten, sahada İsrail'ı
ciddiye aldı mı? Yanıt. yenilginin
içinde bulunuyor. Horgörmeyi
gözlemlemek için de psikiyatristin
divanına uzanmaya gerek yok!
Şoförler
rekabete
karşı
ayaklandı
İSVEC
GURHAN L'ÇKAN
STOCKHOLM - "Rekabete açma" adı
altında sürdürülen kamu hizmetlerini
özelleştirme eylemine karşı ilk somut
tepki, Stockholm'ün belediye
şpförlerinden geldi. Stockholm'ün kitle
taşımacılığını belediye otobüs şirketi
SL'nin, bazı hatlann yönetimini Swebus
adı özel şirketedev retmesi üzerine
şoförler arasında görülen huzursuzluk,
cumartesi sabahı başlatılan grevle doruk
noktasına ulaştı.
Özel şirketin. şoförlerin ücretlerini
azaltarak onlann. aynı görevi yapan
diğer şpförlerc karşı mağdurduruma
düşmelerine y ol açması, belediye
işcilerinin sendikası Kommunal'ın gre\
karan almasıyla sonuçlandı. Cumartesi
sabahı başlatılan greve otobüs şoforleri
yanında. garajlar ve onanm yerlerinde
çalışan personel dc katıldı. 80 bin
Stockholmlünün grevden etkileneceği
tahminediliyor.
Öte yandan. Kommunal'ın halen SL'nin
yönetimi altında çalışan personeli greve
katmaması. metro trafığindeherhangi bir
değişiklik olrnamasını sağladı.
Geçen hafta İsveç'te yaşanan en
önemli. daha doğrusu halk içinen
sevindirici olay Futbol ulusal takımının
gelecek yıl ABD'de yapılacak olan
Dünya Kupası'na katılmayı
garantilemesiydi. Finlandiya'yı
sahasında zarzor 3-2 yenen İsveç'e bu
mutluluğu, Fransa'yı
umulmadık bir şekiİde Paris'tc yenmeyı
başaran İsrail tattırdı. Haftanın birbaşka
gelişmesi ise Isveçli 15 yaşındaki
gençlerin, içki içmede dünya
üçüncüsü olduklannın açıklanmasıydı.
15 yaşındaki Avrupahlar arasında en az
dört kez sarhoş olduklannı
açıklayanlann sıralamasında
Finli'lerbirinci.Galli'lerikincive
İsveçli'ler üçüncü geliyorlar. Buna göre
Finli oğlanlann yüzde 40.
Galli'lerinyüzde 35"i ve İsveçli'lerin de
yüzde 20'si en az 4 kez sarhoş olmuş.
Aynı oranlar, kızlar için şöyle: Yüzde 35.
yüzde 25 ve yüzde 15.
S212l£ İ f İ l l fiTPV Fransız işçileri haftalık çalışma sûresinin toplam 35 saate indirilmesi
V ö için başlattıkları gre\i sürdüriiyorlar. Greve öncülük eden CFDT sen-
dikası önceki gün Paris'in merkczinde 20 bin işçinin katılımiyla gösteri düzenledi. Sendika lideri Nicole
Notat, Başbakan Eduard Bailadur'dan rekor düzeye ulaşan işsizliğe bir an önce çözüm bulmasını istedi.
Aşka
Mors
karıştı
INGILTERE
EDİPEMtLÖYMEN
LONDRA - Geçen haftanın en romantik
haberi. bir deniz fenenninın bekçisi ile
karşı kıyıda kalan sevgilisinin aşk
öyküsüydü. Adam 43 yaşındaymış.
Kadın 26. Adam, deniz fenerinde bekçi.
Kadın hemşire. Nasılsa tanışmışlar. Ama
adam fenerinegidecek. Fenerdeöyle
kıyıda durupduran birfenerdeğil. Ada
sahillerinde. Kader utansın diyerek
aynlıp işlerinın başına gjtmişler. Arada
deniz olmasa. aşk uçup gıdccek fenerin
şerefesine konacak. Ama ah coğrafya!
Demokraük ilişkilerdeçare tükenmez.
Bu iki garibanın aşkı daaç veaçıkta
kalacak değıl ya? Hemşire. anatominin,
fızyoloji veacil bakımın yanı sıra Mors
alfabesi de öğrenmiş. Fenerin taa
karşısına düşcn kıyıya gıdip el feneriyle
şevgilisiyle işaretleşmeye başlamış.
Önlerindeki beş yılın kalkınma planını ve
aşklannın şıddetini böylece ayarlayan çift
evlendisonunda. Birdekızçocuklan
oldu. Hemşire. hastanesınden aynldı.
Fenere taşındı. Onlarerdi muradına biz
çıkalım kereveline. Birkaç yıl sonra böyle
bir öykü olamayacak. Hem romantizmin
puanıhızladüşüyor İngiliz yaşamında
hem de fenerlenn çoğu insansız olacak
artık. İlerleyen teknolojiyeayak uyduran
İngiliz yassıadası. kayalık kıyılan.
aldatıcı sığ kumullan, Türkiye'de hiç
tanınmayan med-cezırli garip, gri ve
azgın denıziyle artık deniz trafığini
romantik ama asırlık deniz fenerleri ile
yönetemezdurumda. İnsansız. ama
bilgisayarlı. süper teknolojik deniz
fenerlen geliyor. Yine geçen hafta,
denızcilikişlerindensorumludevlet
bakanlığı, aralannda fılmlerde rol de
almış fenerlerin bulunduğu bir dizi
yapının artık özelleştinleceğini açıkladı.
Böylece dededen babaya. babadan oğula.
oğuldan da toruna geçen fener bckçiliği.
özelleştirmenin beşığı İngiliz
yassıadasında da tarihe kanşmaya aday.
Baü Av rupa'da tedavülden kalkan
buharlı tren gibi. Yakmda. bir otelcilik
şirketi bu fenerleri alıp turizm tesisıne
dönüştürürse şaşmamak gerek. Ya da
belki kara trcn özlemiyie Hindistan'a bile
gitmeyi göze alanlara. Türkiye'ye
gelenlere. Türk deniz fenerlerinı görmek
isteyenler de eklenir.
AMLARKAMLAR
ECMEL BARUTÇU
FarkıYok
Fuarı birlikte baştan başa dolaştık çıkış kapısına
gelmiştik ki eski CHPTı dostum bana dönerek;
- Şu Çiller Universitesi'ne, dedi, yapılan eleştirileri
ben anlıyamıyorum. Bazı kimseler üniversiteye giriş
sınavını kazanamamış olan öğrencilere yüksek öğre-
nim imkanı sağlamak için parçalanıyorlar. Fena mı
yapıyorlar? Bu gayretlerinde onlara destek olmak
lazım. Ama, hayır bunu mutlaka kösteklemek gerekir
diye düşenenler var. Yeni açık öğretim uygulamasını
devamlı eleştiriyorlar. Bu yıl üniversiteye giriş sınav-
larının birinci basamağında takılan 440 bin öğrenci
için tanınan açık öğretim imkanıyla birlikte açık
öğretimde okuyan öğrenci sayısının örgün eğitim öğ-
rencisinin üzerine çıkacağını söyleyerek 2000 li yılla-
ra bu çizgiyle girersek bu, Türkiye'nin yüz karası olur
diyorlar. Açık öğretime kayıt olan öğrencinin iyi öğre-
nim göremeyeceğini ve bu yüzden ortaya bir diplo-
malı cahıller ordusunun çıkacağını vurguluyorlar.
Sözünü keserek,
- Yanlış mı söyledikleri? diye sordu.
- Sorun, dedi, o değil ki. Okuyan insan neden isten-
miyor?
Bunu anlıyamıyorum. Boş diplomasıyla övünen ne-
siller memleketin felaketi olurmuş. Konuyu basite in-
dirirsek, mesele diplomalı işsizler ile diplomasız iş-
sizler arasında bir tercih yapmaktan ibaret hale geli-
yor demektir.ÇillerÜniversitesinieleştirenler, işsiz-
ler diplomasız olmalı demeye getiriyorlar. Çünkü, on-
lara göre çağımız diplomalı cahil istemiyor. Ben, işte
bunu anlamıyorum. Bırakın insanlar okuyabildiği ka-
dar okusun. Ülkenin üst yapısının çehresi değişsin,
güzelleşsin.
Sonra birden durdu ve kolumu tutarak,
- Sen hiç Karum'da açılan Stcily's Pizza'ya gittin mi?
diye sordu.
- Elbette. Hem de çok beğendim, dedim.
Cici kızlar, pırıl pırıl yüzlü erkekler hizmet ediyor.
Belli ki hepsi üniversite öğrencisi veya o yaşlardaki
gençler. insanın içi açılıyor. Hepsi tertemiz. Davranı-
şları kibar. Ama, bazılarına göre bu böyle olmamalı.
Orada ille de kara bıyıklı, saçı sakalına karışmış,
tıraşsız, yaka bağır açık erkekler ile üstü başı kokan,
kılıksız kıyafetsiz kızlar hizmet etmeli. Bunun da adı
"çeşitlilikte uyumluiuk" oluyor, dedi ve gülmeye baş-
ladı.
- Bir de, dedim, açık öğretımden dıploma alacak ol-
sunlarla örgüt öğretimden gelenlerin aynı kaseye ko-
nulmasının bu sonunculara karşı bir haksızlık ola-
cağını vurgulayanlar var.
Ona da hemen cevap verdi.
- Evet ama, dedi, açık öğretimden diploma alanların
rekabetinden korkmamak gerekir. Çünkü bugün
devletin idaresinde görev almak isteyen hiç kimse
elıni kolunu sallaya sallaya devlet kapısından içeri gi-
remiyor. Her yerde ve her seviyedeki görevler için
çoğunluklasınavvar. Açık öğretimden yetişenler "dip-
lomalı cahiller" olacağına göre bu konuda ileri sürü-
len endişeler de yersiz. Ticari hayatta da nitelik aranı-
yor artık. Yani, işsiz kalacak tabaka yine belli. Ama,
hiç olmazsa okumak isteyen, açık öğretim de olsa,
okusun.
- Yenı tarz açık öğretimde, dedim, ekstern bölümler
açılıyor. öğrencilere sınav zamanı hizmet veren fa-
külteler olacak bunlar. Yani bizim zamanımızdaki An-
kara Hukuk Fakültesi gibi. Hiçfarkı yok. Bilirsin, oza-
man devam mecburiyeti yoktu bizim fakültede. Biz
mezun olduk, o yıl devam mecburiyeti geldi. Hukuk
fakültesine pek seyrek giderdim. Ama, sınavlar iki ay
kala eve kapanıp, çaiışır nazırıanırdım. Tıpkı şimdiki
açık öğretimde ki eksternlik gibi...
Hazırcevaplılığını yine belli etti dostum.
Demek sen de "diplomalı cahiller" denmişsin de
kimse farkında değilmiş, dedi ve kahkahayı patlattı.
NEWY0RK
Basın ozgurluguodüllerı
5 cesurgazeteciyeverildi
NEYV YORK (AA) - Merkezi
ABD'de bulunan Gazetecileri
Koruma Komitesi. 1993 basın
özgürlüğü ödüllerinin sahiple-
rini açıkladı.
Komite. "Basın özgürlüğü-
nün konınmasındaki cesaretle-
ri" dolayısıyla ödülün Yugos-
lavya, Cezayir, Peru, Nijerya ve
Vietnamb, basın mensuplan
arasında pay-
laşıldığını bildirdi.
Komite Başkanı
ödüle değer görülen
gazeteciler için şun-
lan söyledi:
"Bu gazeteciler,
haberlerini izlemeye
ya da görüşlerini
yansıtmaya çalışı-
rken her gün cesaret
gösteren kişilerdir.
Bu kişiler, basın öz-
gürlüğü için miicade-
lede ön cephelerde
yer alıyorlar."
Öduller. 11 kası-
mda düzenlenecek
törenle sahiplerine
iletilecek.
Ödüle değer görü-
len gazeteciler şun-
lar:
SırbLstan'daki B2
Radyosu'nun Yaziş-
leri Müdürii Veran
Matic günde iki kez
BBC haberleri. siyasi hicivler ile
Rock ve rap müziği yayınını
düşük güçte yürüten radyo,
Sırp milliyetçi hükümetinin ka-
patma baskısı altında bulunu-
yor. Matic'in emrinde çalışan
üç kişi, kimliği bilinmeyen kişi-
ler tarafından döv ülmüştü.
Cezayir'deki Ej V'atan gazete-
sinin yöneticisi Ömer Belhouc-
het. Belhouchet'in bağımsız ga-
zeteciliğine laik hükümet ve
aşın dinciler tarafından pek iyi
gözle bakılmıyor. Hükümet ta-
rafınan bir süre hapsedilen Bel-
houchet'e çocuklannı okullan-
na götürürken kimliği belirsiz
kişiler tarafından ateş açılmıştı.
Penı'deki Si dergisinin Yazı-
işleri Müdürii Ricardo lceda.
Polis soruşturmalanna ve teh-
dıtlerine karşın 1991 yılında Li-
ma'da ordunun gerçekleşürdiği
katliam gibi ordu
tarafından gerçek-
leşürdiği öne sürü-
len saldınlara iliş-
kin yazılan ya-
yımlamaya devam
etti.
Nijerya'daki
Tell dergisüün
Yaznşleri Müdürü
Nosa İgiebor.
Kamu kuruluş-
lannm yolsuzluk-
lannı açığa kavuş-
turduğu ve askeri
hükümeün vaat
ettiği gibi demok-
rasiye geçişi ger-
çekleştirrnemesini
eleştirdiği yazılar
dolayısıyla igiebor
ve yardımcıları
hapse atıldı.
Işkence gördü.
Gazete bürosu da
bir hafta süresince
güvenlık kuvvetle-
ri tarafından işgal altında tutul-
du.
Vietnam'da yayımlanan "Fre-
edom Forum" başyazan Doan
Viet Hoat. Hoat, Ho Chi Minh
City dışındaki bir toplama
kampında 15 yıllık hapis ce-
zasını çekiyor. Hoat, yazıla-
nnda eski güney Vietnamlı yet-
kililer ve ülke dışında yaşayan
Vietnamlılann yönetim hak-
kındaki çeşitli görüşlerine yer
vermişti.
azetecileri
Koruma
Komitesi
Başkanı
ödülü
kazanan
gazeteciler
için
"Onlar,
haberlerini
izlemeye
çalışırken her
gün
cesaret
gösteren
kişilerdir"
dedi.
LEFKOŞA
Çattşma sırasında göstericiler polislere sopalar ve tuğlalar fırlatırken polisler kalkanlanyla konınmaya çalıştılar.( RELTER)
Londra'dairkçüıkkarşıtıgösteri
Dış Haberler Servisi - İngilterenin başkenti
Londra'da önceki gün düzenlenen ırkçılık
karşıtı gösteride çıkan çaüşmada 60 kişi
yaralandı. Kentin kozmopolit
bölgelerinden NVelling'de önceki gün
öğleden sonra düzenlenen gösteriye,
yaklaşık 20 bin kişi katıldı. Polisin, aşın
sağcı Milliyetçi Parti'nin merkez olarak
kullandığı bir kütüphanenin önünde
toplanan göstericileri engellemek
istemesinin üzerine polisle göstericiler
arasında çatışma patlak verdi. Bir kısmı
yüzlerini maskelerle gizlemiş olan
göstericiler polislere sopa. beton parçalan
ve tuğlalarla saldınrken arada silahlann
patladığıgörüldü. Yaklaşık iki saatsüren
ve akşam saatlennde yoğunlaşan çatışma
sırasında. 19'u polis olmak üzere 60
kişinin yaraldığı. polislerden birinin
durumunun ciddi olduğu bildirildi. Polis
yetkilileri, çatışmalardan sonra 31
kişinin tutuklandığını, tutuklananlann
kamudüzenini bozmakla
suçlandıklannı açıkladılar.
Göstericiler ve polis yetkilileri. olaylann
çatışmayla sonuçlanmasından
birbirlerinı sorumlu tuttular. Londra
pohsi göstericilerin olaylan kasten
tırmandırdığını ileri sürcrken banşçı bir
gösteri yapmak istediklerini vurgulayan
göstericiler polisı ırkçılığa prim vermekle
suçladılar.
Siyahlann ve Asyalılann yoğun olduğu
Wellingsemtindeaşın sağcı Milliyetçi
Parti'nin 1.5 yıl önce bir kütüphane
açmasından bu yana, bölgede yaşayan
yabancılara karşı saldınlarartmıştı. Geçen
ay yapılan yerel seçimlerde Milliyetçi Parti
adayının yerel parlamentoya girmesinden
sonra ise bölgede gerilimin iyice arttığj
gözlenmekteydi. lrkçılan bünyesinde
toplayan Ulusal Parti'nin, önceki günkü
ırkçılık karşıtı gösterininçatışmayla
sonuçlanmasını kendi lehıne kullanması
bekleniyor.
Parti yöneticilerinden John Morse
olaylardan sonra yaptığı açıklamada
partisinin 'ülkede yasalardan ve düzenden
yana tek parti olduğunu" savunarak son
olaylann halkın partisine verdiği desteği
arttıracağını ileri sürdü.
Elizabeth'inziyareti
G. Kıbns'ıkarıştırdı
İZZETRIZAYALIN
LEFKOŞA - İngiltere
Kraliçesi II. Elizabeth'in bu-
gün başlayacak olan Güney
Kıbns ziyareti Rumlar arası-
nda huzursuzluk yaratü.
Elizabeth'e İngiliz Uluslar
Topluluğu (Commonwealth)
doruk toplantısı dolayısıyla
gideceği Güney Kıbns'ta. Lef-
koşa ve Limasol şehırlerinin
altın anahtarlannın verilmesi
karan Rum toplumunun he-
men hemen her
katında fırtınaya
yol açtı.
Rum Yönetimi
Başkanı Glafkos
Klerides gelişme-
ler karşısında
halkı "mantıklı
davranmaya"
çağınrken Dışişle-
ri Bakanı Mihaili-
dis, "Karşı çı-
ktşların bir bume-
rang olacağı"
uyansında bulun-
du. Rum örgülle-
rinin olduğu ka-
dar Rum öğrenci-
lerin de büyük tepkiyle karşı-
ladığı zdyaret nedeniyle Rum
yöneticiler büyük kaygı. panik
ve huzursuzluk içinde bulunu-
yor. Rum öğrenciler, yürüyüş
ve gösteri, örgüt ve kuruluşlar
da miting düzenlerken Krali-
çe'ye altın anahtar verilmesini
protesto için Hristos Androas
adında bir Rum, açlık grevine
başladı.
Elizabeth, Güney Kıbns'a,
21-25 ekim arastndaki İngiliz
Uluslar Topluluğu Doruk
Toplantısı'ndan önce bugün
gelecek. Konferans merkezin-
de açılacak çalışmalar ise Li-
masol'da sürdürülecek. Rum
öğrenciler. Lefkoşa Rum Bele-
diye Meclisi'nin. "Elizabeth'e,
şehrin altın anahtarınuı veril-
mesi" karannı gösteriyle pro-
lesto ederken Limasol Beledi-
ye Meclisi'nin ve aynı yönde
karar almasını önlemeye çalışı-
yor.
Limasol'daki Rum liseleri-
nın binlerce öğrencisi. bu ka-
rarlara karşı Limasol Rum
Kaymakamlığı'ndan Limasol
Rum Belediye Sarayı'na dogru
coşkulu gösteriler ve yürüyüş-
ler düzenledi. 18 ör-
güt de 19ekimde Li-
masol'da bir miting
düzenleme karan
aldı. İngiliz sömür-
ge yönetimi sırası-
nda idama mahkum
EOKA'-
alann asılmalannı
onayladığı gcckçe-
siyle Kraliçe Eliza-
beth'e anahtar ve-
rilmesini istemeyen
Rum öğrenci ve ör-
gütler "Anahtar ye-
rine idam sehpası ve-
rin" ve "Katillere
anahtar verilmesine
hayır" sloganlan attılar.
Bu gelişmeleri son derece
olumsuz bulan Rum siyasal
partilerinden DİSİ. DIKO,
AKEL ve EDEK partilerinin
liderleri, ortak bir bildiri ya-
yımlayarak Rum halkı ve öğ-
rencilerini sakin olmaya çağır-
dılar. Bildiriyi imzalayanlar
arasında Kipriyanu ile Lissari-
dis de bulunuyor.
Klerides. "Koparılan fırtına-
larla Rum tarafının isteğiyle
milvonlar harcanarak Güney
Kıbrts'ta düzenlenen doruk top-
lanttsından beklenen yararlann
sağlanamayacağına" işaret
etti.
AVum
öğrenciler
Elizabeth'e
Lefkoşa'nın altın edilen
anahtannın
verilmesini
protesta ederek
"Katillere idam
sehpası verilsin"
iye slogan
attılar.