19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 18 EKİM 1993 PAZARTESİ 8 PAZAR YAZILARI Kutsalbirlikruhuadına, golMİŞEL PERLMAN PARlS - "Ştmdi, tüm eleştiriteri, bağnşmalan. kınamalan bir yana bırakarak kutsal birlik' ruhuiçinde hareket etmemiz gerekiyor..." Hangi siyaset adamının çağnsı bu? Sorunun yanıtı kimilerini belki şaşırtacak. TV kameralan karşısında söylenmiştir bu sözler. Ülke sorunlannın çözûmü için mi? Ne gezer! Bir soruyu yarutlarken böyle konuştu Fransa'nın ünlü futbol antrenörlerinden Guy Roux. Yuvarlak topun burada yeri olup olmadığı tartışılabilirelbette. Ancak Dünya Kupası eleme maçlan çerçevesinde, dev Fransa'nın hnimk' İsrail karşısında, Paris'in Parc des Princes Stadı'nda yenik düşmesi öylesine bir şok yarattı ki Fransızlarda, sorma>ın gitsin. İşte sosyal bir olaya dönüşen söz konusu yenilginin dayanılmaz aasını yansıttı Guy Roux ve de oyuncularla diğer sorumlulann çeşitli değerlendirmeleri. Herbirinin dudaklanndan dökülen başlıca soru. "Nasıl oldu bu iş" tümcesiydi. Sadece çarşamba gecesi değıl. ertesi gün de. FRANSA özellikle TV'nin ana haber bültenleri. adeta bir dram gibi yaşanan bu olayı en başta syndu izleyicilere. İlk maçta İsraiPi kendi sahasında4-0 yenmiş Fransızlar, geçen çarşamba da yineleseydi aynı başanyı, kendi gruplanndakı Bulgarlara karşı daha oynamadan bile kasıla kasıla ABD biletlenni ceplerine sokacaklardı. Şimdı ise Sofya'nın, birer "çetin ceviz" olan futbolculanyla kasım ortalannda başanlı bir mücadele vermeleri zorunlu. Fransıztermaçı niye kaybetti? "Fena oyuadık" karşılığını veriyor futbolcular. Hepsi de az çok, bütün nedenlerin bilincinde. Bu genel gözlemden sonra hem kendileri hem de teknik direktör Gerard Houllier, oyunun çeşitli aşamalanru iyice irdeleyip "şöyle yapsaydık, böyle etseydik"gibisinden laflaretti. Maç gecesi oyun bıttiğinde ve de ertesi gün "tahliller" sürdürüldüğünde, rakip takım etkeni adeta unutuldu gitti. Fransa Milli Takımı, karşısında kimsenin bulunmadığı. tek başına oynadığı birmaçı kaybetmışti sanki... Psikiyaıristler boylesine bir irdelemeden ne gibi sonuçlarçıkanr acaba? Fakat ne olursa olsun, çarşamba gecesi maç bittiğinde. Fransız Milli Takımı'nın kaptanı Jean-Pierre Papin. bir gazeteciye "Gök başnna yıkıldı sandım" diyordu. Fransa. gerçekten, sahada İsrail'ı ciddiye aldı mı? Yanıt. yenilginin içinde bulunuyor. Horgörmeyi gözlemlemek için de psikiyatristin divanına uzanmaya gerek yok! Şoförler rekabete karşı ayaklandı İSVEC GURHAN L'ÇKAN STOCKHOLM - "Rekabete açma" adı altında sürdürülen kamu hizmetlerini özelleştirme eylemine karşı ilk somut tepki, Stockholm'ün belediye şpförlerinden geldi. Stockholm'ün kitle taşımacılığını belediye otobüs şirketi SL'nin, bazı hatlann yönetimini Swebus adı özel şirketedev retmesi üzerine şoförler arasında görülen huzursuzluk, cumartesi sabahı başlatılan grevle doruk noktasına ulaştı. Özel şirketin. şoförlerin ücretlerini azaltarak onlann. aynı görevi yapan diğer şpförlerc karşı mağdurduruma düşmelerine y ol açması, belediye işcilerinin sendikası Kommunal'ın gre\ karan almasıyla sonuçlandı. Cumartesi sabahı başlatılan greve otobüs şoforleri yanında. garajlar ve onanm yerlerinde çalışan personel dc katıldı. 80 bin Stockholmlünün grevden etkileneceği tahminediliyor. Öte yandan. Kommunal'ın halen SL'nin yönetimi altında çalışan personeli greve katmaması. metro trafığindeherhangi bir değişiklik olrnamasını sağladı. Geçen hafta İsveç'te yaşanan en önemli. daha doğrusu halk içinen sevindirici olay Futbol ulusal takımının gelecek yıl ABD'de yapılacak olan Dünya Kupası'na katılmayı garantilemesiydi. Finlandiya'yı sahasında zarzor 3-2 yenen İsveç'e bu mutluluğu, Fransa'yı umulmadık bir şekiİde Paris'tc yenmeyı başaran İsrail tattırdı. Haftanın birbaşka gelişmesi ise Isveçli 15 yaşındaki gençlerin, içki içmede dünya üçüncüsü olduklannın açıklanmasıydı. 15 yaşındaki Avrupahlar arasında en az dört kez sarhoş olduklannı açıklayanlann sıralamasında Finli'lerbirinci.Galli'lerikincive İsveçli'ler üçüncü geliyorlar. Buna göre Finli oğlanlann yüzde 40. Galli'lerinyüzde 35"i ve İsveçli'lerin de yüzde 20'si en az 4 kez sarhoş olmuş. Aynı oranlar, kızlar için şöyle: Yüzde 35. yüzde 25 ve yüzde 15. S212l£ İ f İ l l fiTPV Fransız işçileri haftalık çalışma sûresinin toplam 35 saate indirilmesi V ö için başlattıkları gre\i sürdüriiyorlar. Greve öncülük eden CFDT sen- dikası önceki gün Paris'in merkczinde 20 bin işçinin katılımiyla gösteri düzenledi. Sendika lideri Nicole Notat, Başbakan Eduard Bailadur'dan rekor düzeye ulaşan işsizliğe bir an önce çözüm bulmasını istedi. Aşka Mors karıştı INGILTERE EDİPEMtLÖYMEN LONDRA - Geçen haftanın en romantik haberi. bir deniz fenenninın bekçisi ile karşı kıyıda kalan sevgilisinin aşk öyküsüydü. Adam 43 yaşındaymış. Kadın 26. Adam, deniz fenerinde bekçi. Kadın hemşire. Nasılsa tanışmışlar. Ama adam fenerinegidecek. Fenerdeöyle kıyıda durupduran birfenerdeğil. Ada sahillerinde. Kader utansın diyerek aynlıp işlerinın başına gjtmişler. Arada deniz olmasa. aşk uçup gıdccek fenerin şerefesine konacak. Ama ah coğrafya! Demokraük ilişkilerdeçare tükenmez. Bu iki garibanın aşkı daaç veaçıkta kalacak değıl ya? Hemşire. anatominin, fızyoloji veacil bakımın yanı sıra Mors alfabesi de öğrenmiş. Fenerin taa karşısına düşcn kıyıya gıdip el feneriyle şevgilisiyle işaretleşmeye başlamış. Önlerindeki beş yılın kalkınma planını ve aşklannın şıddetini böylece ayarlayan çift evlendisonunda. Birdekızçocuklan oldu. Hemşire. hastanesınden aynldı. Fenere taşındı. Onlarerdi muradına biz çıkalım kereveline. Birkaç yıl sonra böyle bir öykü olamayacak. Hem romantizmin puanıhızladüşüyor İngiliz yaşamında hem de fenerlenn çoğu insansız olacak artık. İlerleyen teknolojiyeayak uyduran İngiliz yassıadası. kayalık kıyılan. aldatıcı sığ kumullan, Türkiye'de hiç tanınmayan med-cezırli garip, gri ve azgın denıziyle artık deniz trafığini romantik ama asırlık deniz fenerleri ile yönetemezdurumda. İnsansız. ama bilgisayarlı. süper teknolojik deniz fenerlen geliyor. Yine geçen hafta, denızcilikişlerindensorumludevlet bakanlığı, aralannda fılmlerde rol de almış fenerlerin bulunduğu bir dizi yapının artık özelleştinleceğini açıkladı. Böylece dededen babaya. babadan oğula. oğuldan da toruna geçen fener bckçiliği. özelleştirmenin beşığı İngiliz yassıadasında da tarihe kanşmaya aday. Baü Av rupa'da tedavülden kalkan buharlı tren gibi. Yakmda. bir otelcilik şirketi bu fenerleri alıp turizm tesisıne dönüştürürse şaşmamak gerek. Ya da belki kara trcn özlemiyie Hindistan'a bile gitmeyi göze alanlara. Türkiye'ye gelenlere. Türk deniz fenerlerinı görmek isteyenler de eklenir. AMLARKAMLAR ECMEL BARUTÇU FarkıYok Fuarı birlikte baştan başa dolaştık çıkış kapısına gelmiştik ki eski CHPTı dostum bana dönerek; - Şu Çiller Universitesi'ne, dedi, yapılan eleştirileri ben anlıyamıyorum. Bazı kimseler üniversiteye giriş sınavını kazanamamış olan öğrencilere yüksek öğre- nim imkanı sağlamak için parçalanıyorlar. Fena mı yapıyorlar? Bu gayretlerinde onlara destek olmak lazım. Ama, hayır bunu mutlaka kösteklemek gerekir diye düşenenler var. Yeni açık öğretim uygulamasını devamlı eleştiriyorlar. Bu yıl üniversiteye giriş sınav- larının birinci basamağında takılan 440 bin öğrenci için tanınan açık öğretim imkanıyla birlikte açık öğretimde okuyan öğrenci sayısının örgün eğitim öğ- rencisinin üzerine çıkacağını söyleyerek 2000 li yılla- ra bu çizgiyle girersek bu, Türkiye'nin yüz karası olur diyorlar. Açık öğretime kayıt olan öğrencinin iyi öğre- nim göremeyeceğini ve bu yüzden ortaya bir diplo- malı cahıller ordusunun çıkacağını vurguluyorlar. Sözünü keserek, - Yanlış mı söyledikleri? diye sordu. - Sorun, dedi, o değil ki. Okuyan insan neden isten- miyor? Bunu anlıyamıyorum. Boş diplomasıyla övünen ne- siller memleketin felaketi olurmuş. Konuyu basite in- dirirsek, mesele diplomalı işsizler ile diplomasız iş- sizler arasında bir tercih yapmaktan ibaret hale geli- yor demektir.ÇillerÜniversitesinieleştirenler, işsiz- ler diplomasız olmalı demeye getiriyorlar. Çünkü, on- lara göre çağımız diplomalı cahil istemiyor. Ben, işte bunu anlamıyorum. Bırakın insanlar okuyabildiği ka- dar okusun. Ülkenin üst yapısının çehresi değişsin, güzelleşsin. Sonra birden durdu ve kolumu tutarak, - Sen hiç Karum'da açılan Stcily's Pizza'ya gittin mi? diye sordu. - Elbette. Hem de çok beğendim, dedim. Cici kızlar, pırıl pırıl yüzlü erkekler hizmet ediyor. Belli ki hepsi üniversite öğrencisi veya o yaşlardaki gençler. insanın içi açılıyor. Hepsi tertemiz. Davranı- şları kibar. Ama, bazılarına göre bu böyle olmamalı. Orada ille de kara bıyıklı, saçı sakalına karışmış, tıraşsız, yaka bağır açık erkekler ile üstü başı kokan, kılıksız kıyafetsiz kızlar hizmet etmeli. Bunun da adı "çeşitlilikte uyumluiuk" oluyor, dedi ve gülmeye baş- ladı. - Bir de, dedim, açık öğretımden dıploma alacak ol- sunlarla örgüt öğretimden gelenlerin aynı kaseye ko- nulmasının bu sonunculara karşı bir haksızlık ola- cağını vurgulayanlar var. Ona da hemen cevap verdi. - Evet ama, dedi, açık öğretimden diploma alanların rekabetinden korkmamak gerekir. Çünkü bugün devletin idaresinde görev almak isteyen hiç kimse elıni kolunu sallaya sallaya devlet kapısından içeri gi- remiyor. Her yerde ve her seviyedeki görevler için çoğunluklasınavvar. Açık öğretimden yetişenler "dip- lomalı cahiller" olacağına göre bu konuda ileri sürü- len endişeler de yersiz. Ticari hayatta da nitelik aranı- yor artık. Yani, işsiz kalacak tabaka yine belli. Ama, hiç olmazsa okumak isteyen, açık öğretim de olsa, okusun. - Yenı tarz açık öğretimde, dedim, ekstern bölümler açılıyor. öğrencilere sınav zamanı hizmet veren fa- külteler olacak bunlar. Yani bizim zamanımızdaki An- kara Hukuk Fakültesi gibi. Hiçfarkı yok. Bilirsin, oza- man devam mecburiyeti yoktu bizim fakültede. Biz mezun olduk, o yıl devam mecburiyeti geldi. Hukuk fakültesine pek seyrek giderdim. Ama, sınavlar iki ay kala eve kapanıp, çaiışır nazırıanırdım. Tıpkı şimdiki açık öğretimde ki eksternlik gibi... Hazırcevaplılığını yine belli etti dostum. Demek sen de "diplomalı cahiller" denmişsin de kimse farkında değilmiş, dedi ve kahkahayı patlattı. NEWY0RK Basın ozgurluguodüllerı 5 cesurgazeteciyeverildi NEYV YORK (AA) - Merkezi ABD'de bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi. 1993 basın özgürlüğü ödüllerinin sahiple- rini açıkladı. Komite. "Basın özgürlüğü- nün konınmasındaki cesaretle- ri" dolayısıyla ödülün Yugos- lavya, Cezayir, Peru, Nijerya ve Vietnamb, basın mensuplan arasında pay- laşıldığını bildirdi. Komite Başkanı ödüle değer görülen gazeteciler için şun- lan söyledi: "Bu gazeteciler, haberlerini izlemeye ya da görüşlerini yansıtmaya çalışı- rken her gün cesaret gösteren kişilerdir. Bu kişiler, basın öz- gürlüğü için miicade- lede ön cephelerde yer alıyorlar." Öduller. 11 kası- mda düzenlenecek törenle sahiplerine iletilecek. Ödüle değer görü- len gazeteciler şun- lar: SırbLstan'daki B2 Radyosu'nun Yaziş- leri Müdürii Veran Matic günde iki kez BBC haberleri. siyasi hicivler ile Rock ve rap müziği yayınını düşük güçte yürüten radyo, Sırp milliyetçi hükümetinin ka- patma baskısı altında bulunu- yor. Matic'in emrinde çalışan üç kişi, kimliği bilinmeyen kişi- ler tarafından döv ülmüştü. Cezayir'deki Ej V'atan gazete- sinin yöneticisi Ömer Belhouc- het. Belhouchet'in bağımsız ga- zeteciliğine laik hükümet ve aşın dinciler tarafından pek iyi gözle bakılmıyor. Hükümet ta- rafınan bir süre hapsedilen Bel- houchet'e çocuklannı okullan- na götürürken kimliği belirsiz kişiler tarafından ateş açılmıştı. Penı'deki Si dergisinin Yazı- işleri Müdürii Ricardo lceda. Polis soruşturmalanna ve teh- dıtlerine karşın 1991 yılında Li- ma'da ordunun gerçekleşürdiği katliam gibi ordu tarafından gerçek- leşürdiği öne sürü- len saldınlara iliş- kin yazılan ya- yımlamaya devam etti. Nijerya'daki Tell dergisüün Yaznşleri Müdürü Nosa İgiebor. Kamu kuruluş- lannm yolsuzluk- lannı açığa kavuş- turduğu ve askeri hükümeün vaat ettiği gibi demok- rasiye geçişi ger- çekleştirrnemesini eleştirdiği yazılar dolayısıyla igiebor ve yardımcıları hapse atıldı. Işkence gördü. Gazete bürosu da bir hafta süresince güvenlık kuvvetle- ri tarafından işgal altında tutul- du. Vietnam'da yayımlanan "Fre- edom Forum" başyazan Doan Viet Hoat. Hoat, Ho Chi Minh City dışındaki bir toplama kampında 15 yıllık hapis ce- zasını çekiyor. Hoat, yazıla- nnda eski güney Vietnamlı yet- kililer ve ülke dışında yaşayan Vietnamlılann yönetim hak- kındaki çeşitli görüşlerine yer vermişti. azetecileri Koruma Komitesi Başkanı ödülü kazanan gazeteciler için "Onlar, haberlerini izlemeye çalışırken her gün cesaret gösteren kişilerdir" dedi. LEFKOŞA Çattşma sırasında göstericiler polislere sopalar ve tuğlalar fırlatırken polisler kalkanlanyla konınmaya çalıştılar.( RELTER) Londra'dairkçüıkkarşıtıgösteri Dış Haberler Servisi - İngilterenin başkenti Londra'da önceki gün düzenlenen ırkçılık karşıtı gösteride çıkan çaüşmada 60 kişi yaralandı. Kentin kozmopolit bölgelerinden NVelling'de önceki gün öğleden sonra düzenlenen gösteriye, yaklaşık 20 bin kişi katıldı. Polisin, aşın sağcı Milliyetçi Parti'nin merkez olarak kullandığı bir kütüphanenin önünde toplanan göstericileri engellemek istemesinin üzerine polisle göstericiler arasında çatışma patlak verdi. Bir kısmı yüzlerini maskelerle gizlemiş olan göstericiler polislere sopa. beton parçalan ve tuğlalarla saldınrken arada silahlann patladığıgörüldü. Yaklaşık iki saatsüren ve akşam saatlennde yoğunlaşan çatışma sırasında. 19'u polis olmak üzere 60 kişinin yaraldığı. polislerden birinin durumunun ciddi olduğu bildirildi. Polis yetkilileri, çatışmalardan sonra 31 kişinin tutuklandığını, tutuklananlann kamudüzenini bozmakla suçlandıklannı açıkladılar. Göstericiler ve polis yetkilileri. olaylann çatışmayla sonuçlanmasından birbirlerinı sorumlu tuttular. Londra pohsi göstericilerin olaylan kasten tırmandırdığını ileri sürcrken banşçı bir gösteri yapmak istediklerini vurgulayan göstericiler polisı ırkçılığa prim vermekle suçladılar. Siyahlann ve Asyalılann yoğun olduğu Wellingsemtindeaşın sağcı Milliyetçi Parti'nin 1.5 yıl önce bir kütüphane açmasından bu yana, bölgede yaşayan yabancılara karşı saldınlarartmıştı. Geçen ay yapılan yerel seçimlerde Milliyetçi Parti adayının yerel parlamentoya girmesinden sonra ise bölgede gerilimin iyice arttığj gözlenmekteydi. lrkçılan bünyesinde toplayan Ulusal Parti'nin, önceki günkü ırkçılık karşıtı gösterininçatışmayla sonuçlanmasını kendi lehıne kullanması bekleniyor. Parti yöneticilerinden John Morse olaylardan sonra yaptığı açıklamada partisinin 'ülkede yasalardan ve düzenden yana tek parti olduğunu" savunarak son olaylann halkın partisine verdiği desteği arttıracağını ileri sürdü. Elizabeth'inziyareti G. Kıbns'ıkarıştırdı İZZETRIZAYALIN LEFKOŞA - İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in bu- gün başlayacak olan Güney Kıbns ziyareti Rumlar arası- nda huzursuzluk yaratü. Elizabeth'e İngiliz Uluslar Topluluğu (Commonwealth) doruk toplantısı dolayısıyla gideceği Güney Kıbns'ta. Lef- koşa ve Limasol şehırlerinin altın anahtarlannın verilmesi karan Rum toplumunun he- men hemen her katında fırtınaya yol açtı. Rum Yönetimi Başkanı Glafkos Klerides gelişme- ler karşısında halkı "mantıklı davranmaya" çağınrken Dışişle- ri Bakanı Mihaili- dis, "Karşı çı- ktşların bir bume- rang olacağı" uyansında bulun- du. Rum örgülle- rinin olduğu ka- dar Rum öğrenci- lerin de büyük tepkiyle karşı- ladığı zdyaret nedeniyle Rum yöneticiler büyük kaygı. panik ve huzursuzluk içinde bulunu- yor. Rum öğrenciler, yürüyüş ve gösteri, örgüt ve kuruluşlar da miting düzenlerken Krali- çe'ye altın anahtar verilmesini protesto için Hristos Androas adında bir Rum, açlık grevine başladı. Elizabeth, Güney Kıbns'a, 21-25 ekim arastndaki İngiliz Uluslar Topluluğu Doruk Toplantısı'ndan önce bugün gelecek. Konferans merkezin- de açılacak çalışmalar ise Li- masol'da sürdürülecek. Rum öğrenciler. Lefkoşa Rum Bele- diye Meclisi'nin. "Elizabeth'e, şehrin altın anahtarınuı veril- mesi" karannı gösteriyle pro- lesto ederken Limasol Beledi- ye Meclisi'nin ve aynı yönde karar almasını önlemeye çalışı- yor. Limasol'daki Rum liseleri- nın binlerce öğrencisi. bu ka- rarlara karşı Limasol Rum Kaymakamlığı'ndan Limasol Rum Belediye Sarayı'na dogru coşkulu gösteriler ve yürüyüş- ler düzenledi. 18 ör- güt de 19ekimde Li- masol'da bir miting düzenleme karan aldı. İngiliz sömür- ge yönetimi sırası- nda idama mahkum EOKA'- alann asılmalannı onayladığı gcckçe- siyle Kraliçe Eliza- beth'e anahtar ve- rilmesini istemeyen Rum öğrenci ve ör- gütler "Anahtar ye- rine idam sehpası ve- rin" ve "Katillere anahtar verilmesine hayır" sloganlan attılar. Bu gelişmeleri son derece olumsuz bulan Rum siyasal partilerinden DİSİ. DIKO, AKEL ve EDEK partilerinin liderleri, ortak bir bildiri ya- yımlayarak Rum halkı ve öğ- rencilerini sakin olmaya çağır- dılar. Bildiriyi imzalayanlar arasında Kipriyanu ile Lissari- dis de bulunuyor. Klerides. "Koparılan fırtına- larla Rum tarafının isteğiyle milvonlar harcanarak Güney Kıbrts'ta düzenlenen doruk top- lanttsından beklenen yararlann sağlanamayacağına" işaret etti. AVum öğrenciler Elizabeth'e Lefkoşa'nın altın edilen anahtannın verilmesini protesta ederek "Katillere idam sehpası verilsin" iye slogan attılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle