Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 EKJM1993 PAZARTESİ
12 DIZIYAZI
Cumhuriyet'in başkenti:
N K A R A
Ankara 'nın başkent oluşuna karşı Batılılaryediyıl
kadar direnmişlerdir. Bu direnişin arkasında boş
bekleniilerden başka siyasalamaçlar da vardı.
Özellikleİngilizler,Ankara'nın "geçicibaşkent"
olduğu, eninde sonımda başkenün tekrar İstanbul'a
taşmacağı havasımyaratmak; böylecegenç Türkiye
Cumhuriyeîi'niyıpratmak, Türkiye'desaltanat
özlemlerini canlı tutmak istemişlerdir.
POLTTIKA VE OTESI
Mustafa Kemal, AmerikaBirleşik Devletleri Büyükelçisine numune çiftliklerini gezdirirken.
îlginçbir çay partisi-6-
Ankara'ya karşı direnişin kınlması, yabancı el-
çiliklerin başkente taşmmalan bakımından 1927
yılı bir dönüm noktası olmuştur. Yabancı elçilik-
lerle günlük işlenn yüriitülmesine yardımcı olan
İstanbul'daki dışışleri bürosu fıilen kaldınlrruşür.
Elçilikler arük bütün işleri Ankara"da görürler.
Türkiye'deki yeni tngiliz Büyükelçisi George
Clerk, 1927de yıllık raporunu Londra'ya gönde-
rirken şunlan yaayor:
"Kordiplomariği, Ankara'da oturanlar, İstan-
bul'da oturanlar di\e ikive ayırmanın artık hiç ge-
reği kaltnadı. Böyİe bir ayrım, boş yere zihinleri
kanştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Ankara'da elçilik ve bûyükelçilik binaları
yaptmında ve başkente temelîi jerlesme hareke-
tinde sürekli bir ilerleme sar... Almanva Büvükel-
çiliği için Ankara'da >apılmakta olan irili ufaklı
yedi bina hızla ilerliyor. Polonja Elçiu'ği binası ya-
vaş yavaş tamamlanıyor. Fransa ve Amerika Bü-
yükelçilikleri, bina yapmak üzere
(Ankara'da) arsa almaya ugraşıyor-
lar. Romanya, Avusturya elçih'kleri
ve daha birçok elçilik Ankara'da ev
kiraladılar. İstanbul'daki elçiler artık
daha sık Ankara') a gidhorlar.
Genel olarak, başkente taşııuna
eğîlimi gittikçe artıyor.'"
Ankara. savaşı kazanmıştır!
İtalya, Ankara'ya geliyor
1928 yılına girilirken başkent An^
kara'ya karşı direniş kınlmış. "direniş
cenhesr* çökmüştür. Yalnız direnişçi
"üç si!ahşÖr"ün. yani fngiltere. Fran-
sa ve İtalya'nın tutumlan merak ko-
nusuydu. Dünya savaşının İtilaf dev-
letleri. mütareke dönemınde Türk
topraklannın ışgalcileri olan; Lozan'-
da Türkiye'ye kök söktüren bu üç
eski düşman. yeni Türkiye'nin baş-
kentine karşı direnişe de elebaşıhk
ediyorlardı.
Çok geçmeden bu "üç büyükler"
arasında da parçalanma görüldü. Or-
tadirek bel verdi. ttalya. Ankara'da
zaten bir arsa edınmişti. 1928 yılında
para da buldu ve Ankara'da bûyükel-
çilik binası yapmaya karar verdi. în-
giltere. bu haberi duyar duymaz
oyunbozan İtalya'ya soru yönelttı.
Roma'dakı İngiliz Büyükelçisi Sir
R.Graham, sonrasını Londra'ya
şöyle raporetti:.
'Ankara'da İtalya Büyükelçiliği
kurulması konusunda bu sabah Sig-
nor Grandi'ye soru >önelttim. Signor
Grandi, size gereken bütün açıklama-
da bulunması için Londra'daki İtal-
yan Büjükelçisi'ne talimat verdiğini
söyledi. İtalya Dışişleri Bakanlığı, bu-
günkü durumun böyle devam edeme-
yeceği düşuncesindedir. İstanbul'daki
bûyükelçilik aracılığıyla Ankara hü-
kümetiyle hiçbir iş görülemiyor.
Oysa Ankara'da oturan müsteşar
aracılığıyla epeyce iş başanlıyor. Bu-
nun sonucu olarak, Ankara'daki
müsteşar ile Roma'daki Dışişleri Ba-
kanlığı arasında doğrudan yaztşma-
lar başlıyor ve İstanbul'daki büyükel-
çilik devre dışı katıyor. İtalya hükii-
meti, Türkiye'deki büyükelçisine,
'tstanbul'daki büyükelçi" yerine,' An-
kara'daki büyükelçi" adını vermeyi
uygun gördü. Ankara'daki büyükel-
çiye uygun bir ikametgâh binası
yapımı için Maliye Bakanlığrndan
20 milyon liret kredi sağlandı."
İtalya. Ingiltere'den kopmuştur.
Görmüştür ki, İstanbul'da oturarak
Ankara'da iş görmek olmuyor. 01-
mayacak.
Ankara'yı boykot etmenin
yanlışlığı anlaşılmıştır. ftalya. An-
kara'da bûyükelçilik açmaya ve bû-
yükelçilik binası yapmaya İcarar ver-
miştir. Bu, "direniş cephesi"nin içten çöküşüdür.
1928 yılında Türkiye'ye Kont de Chambrun
adlı yeni bir Fransız büyükelçisi atandı. Yeni bü-
yükelçi Temmuz 1928'de İslanbul'a geldi. Fransız
büyükelçileri hâlâ İstanbul'da oturuyorlar, ancak
arada sırada Ankara'ya ziyarette bulunuyorlardı.
Atatürk, güven mektuplannı sunmak için An-
kara'ya gelen Batıh büyükelçileri genellikle bek-
letmeden kabul ediyordu. Büyûkelçiler hemen gü-
ven mektuplannı sunuyor ve Türkıye'de resmen
göreve başhyorlardı. Bu defa öyle olmadı.
Atatürk, yaz tatilini geçirmek için İstanbul'a
gitmişti. Yeni Fransız Büyükelçisi bunu bir fırsat
bildi ve güven mektubunu Cumhurbaşkanı Gazi
Mustafa Kemal'e İstanbul'da sunuvermeyi teklif
etti. Pek beklemediğı kesin bir ret cevabıyla karşı-
laştı. Fransızlar, şaşınp kaldılar.
Fransa hükümeti, Paris'teki Türk Büyükelçısi
Fethi Beyi (Okyar) sıkıştırdı. Ankara'yı harekete
geçirmesıni istedi. Fransa Büyükelçisi bir an önce
güven mektubunu sunup göreve başlamahydı.
Türkiye ile Fransa arasında birçok önemli sorun
vardı. Suriye sının gibi. Yalnız çözüm bekleyen ış-
ler bakımından değil. Fransa'nın prestiji bakımı-
ndan da yeni büyükelçi hemen güven mektubunu
sunmalıydı. Fransa gibı bir büyük devletin büyü-
kelçisi hiç böyle bekletilir miydi? Ama işte bekleti-
liyordu. Kont de Chambrun aylarca bekledı. An-
cak Atatürk tatilini bitirip Ankara'ya döndükten
sonra güven mektubunu başkentte sunabildi.
Bu iş. Türkiye ile Fransa arasında önemlice bir
olay ve aynı zamanda Fransızlara küçük bir ders
oldu. İngiliz Büyükelçisi Clerk. olayı Londra'ya
rapor ederken. "Gazi Ankara'dan başka herhan-
gi bir yerde büyükelçilerin ve elcüerin varlığını se-
batla reddediyor... (rjunu) açıkça anlatmış oldu"
dıye yazdı.
Atatürk. Fransızlara şu yolda bir "mesaj" ilet-
miş oldu.
"İstanbul. başkent değiklir; bir vilavet merkezi-
dir. Türkiye'de görevli bir yabana elçi, başkent
olmayan bir vilavet merkezinde sürekli oturamaz,
burada güven mektubunu sunamaz. Ancak baş-
kentte sürekli oturur. Türkiye, başkent dtşında
ğildi. Daha 1925 yılında İngılız BüyükelçİM Lind-
say, "İstanbul'dan iş görmek, bir eli bağlı olarak
bokJs yapmak gibidir" dıyordu. Türkıye'dekı yeni
İngiliz Büyükelçisi Clerk de Ankara'ya karşı daha
olumluydu. "Ankara geçici başkenttir" gibi
yanıltıcı hükümlere raporlannda artık yer vermi-
yordu.
Ankara'nm daimi başkent olduğunu kavrama-
ya başlamışü. Ne var ki. İngiltere, Ankara'yı baş-
kent olarak tanımayacağını ilan etmiş bulunuyor-
du. Şimdi bu yeminini bozamıyor, sözünden
dönemiyordu.
Atatürk, 1928 yılında Fransa'ya verdiği an-
lamlı dersten sonra. 1929 yılında da İngiltere'ye
yeminini bozdurmak için ince bir taktık uyguladı:
İngiliz Büyükelçisi Clerk. İstanbul'da oturuyor
ve İngiltere'nın miili günü demek olan kralın do-
ğum yıldönümü resepsıyonlannı İstanbul'da veri-
yordu. Bu önemh gün 3 hazirana rastlıyordu.
Kralın doğum gününün Ankara'da değil de İstan-
bul'da kutlanması. siyası anlam da taşıyordu
Ankara'da, 19201i yıllarda 25 bin dolaylannda insan > aşarmış. 1927'de nüfus 74 bine çıkrnış. O günlerde, nüfus yoğun-
luğu hektar başına 248 kişiymiş. Yaklaşık 70 yıl sonra, Başkent'in nüfusu 3 milyona yakın. 110 bin hektarın üzerinde
de yerleşim alanına sahip. Boylesi bir kenti, 20Ö0 yılına taşımak.. Son dönemde Ankara'da yapılanlar bu amaca yönelik.
oturan elçilerin varlığmı kabul edemez. Ankara,
beş yıldan beri Türkiye'nin başkentidir. Fransa,
beş yıdan beri Ankara'da bir bûyükelçilik binası
yapabilir. büyükelçfliğini Ankara'ya taşıvabilirdi.
Elçiler başkentte güven mektuplannı sunartar ve
başkentte orururlar. Başka türlüsü düşünülemez,
kabul edilemez..."
Fransa. mesajı kavradı. Sonunda İstanbul'u
bırakıp Ankara'da bûyükelçilik açmaya karar
verdi. Yakup Kadri Bey'in (Karaosmanoğlu)
bağırun üzerine Fransa Büyükelçiliği binası inşa
edıldi. Fransız Büyükelçisi Kont de Chambrun
burada oturdu. Atatürk'le dost oldu. Atatürk
hakkında kitaplar da yazdı. Kont de Chambrun
ile bırlikte Fransa'nın başkent Ankara'ya karşı di-
renişi sona erdi.
Atatürk'ün bir inceliği
Fransa dahı Ankara'da bûyükelçilik açmaya
karar verince. başkenti boykotta ayak direyen
yalnız tngiltere kaldı. İngiltere, İstanbul'da otur-
makla Ankara'da iş görülemeyeceğıni bilmez de-
İngiltere. Türkiye'nin başkentinitanımıyorvehâlâ
İstanbul'u payıtaht gibi görüyordu. Atatürk,
İngiltere'nin bu ters tutumuna artık bir son verme
zamanı geldiğini düşünmüş olmalı ki, Türkiye'-
deki yabana misyon şeflerini 1 Haziran 1929
günü. Ankara'da, Çankaya'daki yeni köşkün
bahçesinde garden-partiye çağjrdı.
İngiliz Büyükelçisi iki ayağını bir pabuca
sığdırmak zorunda kaldı. 1 haziranda Ankara'-
daki davete katılınca, 3 haziranda İstanbul'da re-
sepsiyon veremeyecekti. Atatürk'ün davetini geri
çevirmeye de imkân yoktu. Çaresiz, o yıl kralın do-
ğum günü resepsiyonunu Ankara'da yapmaya
karar verdi.
Büyükelçi Clerk şöyle diyor:
"Bu davet (Atatürk'ün daveti) beni pek zor du-
rumda bıraktı. Daveti reddetmek elbette
imkânsı/dı. Daveti kabul etmek ise majestelerinin
(kralın) doğum günlerini kutlamak için her 3 ha-
ziran günü verdiğimiz geleneksel garden partimizi
düzenlememe imkân bırakmıyordu. Çünkü 2 hazi-
ran akşamı Ankara'dan ekspres tren yokru...
Cumhurbaşkanrnuı partisinden erken aynlıp
doğruca istasyona koşamazdım. Bunu göze al-
mak. TürkJeri en duyaıiı yerlerinden rencide et-
mek olurdu. İ Ikenin başkenti Ankara'va bundan
daha açık savgLsızlık olamazdı.
Bu durumda. istemeve istemeye, yıilardan beri
sürdürdüğümüz uvgulamadan avrdmaja ve ma-
jestelerinin doğum günü resepsiyonunu İstanbul
yerine Ankara'da düzenlemeye karar verdim."
Böylece. İngılız ınadı kınlmış. yeminı bozul-
muştur. İngiliz Büyükelçisi Türkiye'nin başkenti-
ni tanıyarak resmi davetini orada yapmak duru-
munda kalmıştır.
Aslında İngiliz Büyükelçisi, Atatürk sayesinde
bir sıkıntıdan ve çıkmazdan kurtulmuştur. An-
kara'daki bu ilk İngiliz millı resepsiyonu da çok
başanlı geçmiştır. Büyükelçi Clerk bundan pek
hoşnut kalmış vc daha da rahatlamıştır. Türk hü-
kümeti de bu resepsiyonu "İngiltere'nin bir iyi ni-
yet gösterisi'* olarak değerlendırmış ve hoşnuüuk-
la karşılamışur. İlişkiler normale dönmüştür.
Birkaç ay sonra İngiliz Büyükelçisi Clerk Lond-
ra'ya şunlan yazar:
"Ankara artık kesinlikk Türki-
ye'nin başkentidir ve kordiplomatik
buraya temelli olarak yerieşmekte-
dir. fkametgâhlann elektrik, yol, su,
gaz gibi maddi şartlan artık İstan-
bul'daki kadar i\idir. hatta daha da
iyidir. Tivatro, mü/ik. kitap, golf vs.
yazık ki pek kıttır. Hayat pahalılığı
da İstanbul'dakinden daha yiiksek-
tir. Bununla birlikte Ankara artık
Türkiye'de görevli misyonlann dai-
mi evidir."
Evet. Ankara'ya karşı Batılılann
direnışi burada noktalanır. Tarih.
Ocak 1930'dur.
Sonsöz
Ankara'nın başkent oluşuna
karşı Batılılar yedı yıl kadar diren-
mişlerdir. Bu direnişin arkasında
boş beklentilerden başka siyasal
amaçlar da vardı. Özellikle İngiliz-
ler, Ankara'nın "geçici başkent" ol-
duğu. eninde sonunda başkentin
tekrar İstanbul'a taşınacağı ha-
vasını yaratmak; böylece genç Tür-
kiye Cumhuriyeti'nı yıpratmak,
Türkiye'de saltanat özlemlerini
canlı tutmak istemişlerdir. Saltanat
diriltilince İstanbul payitaht yapıla-
caktı. 1923-25 yıllannda Türkiye'-
deki muhalefetle İngiliz diplomat-
lan adeta ağızbirliği etmişler ve An-
kara'ya saldırmışlardır.
Batının haksız boykotu
Başka devletler de tarıhte başkent
değiştinnişlerdir. Örneğin Rusya'-
nın başkenti vaktiyle Petersburg'-
dan Moskova'ya, Hindistan'ın baş-
kenti Calcutta'dan Yeni Delhi'ye
Avustralya'nınki de Sydne>'den
Camberra'ya taşınmıştır. Daha
yakın zamanlarda Pakistan'ın baş-
kenti Karaçi'den İslamabad'a. Bra-
zilya'nın başkenti de Rio de Jenei-
ro'dan yeni kurulan Brasilia'ya
kaydınlmıştır. Bütün bu taşınma-
larda oralardaki yabana elçilikler
de bazı zorluklarla karşılaşrru-
şlardır. Ama başka hiçbir devletin
başkenti bizim Ankara gibi boykot
edilmemışür. Batı'nın haksız boy-
kotuna karşı Türkiye, Ankara için
diplomaük bir savaş vermiştir. An-
kara'nın başkent seçilmesi karan,
doğru ve yerinde bir karardır. Yeni
Türk devletine yeni bir başkent ge-
rekliydi. Ankara, en elverişli ko-
numdaydı. Yeni devletin politikası,
stratejisi Anadolu'ya dönük ola-
caktı. Başkentin de Anadolu'da
kurulması gerekirdi. Başkent Ana-
dolu'ya taşınınca, devletin ilgisi ve
dikkati Anadolu'ya kaydınlmıştır.
Ankara'nın gelişmesi öteki Anadolu şehirlenne
örnek olmuştur. Başkent Ankara, çağdaş şehirci-
lik hareketinin Anadolu'ya yayılmasında, kültür-
den ekonomiye kadar birçok alanda Anadolu şe-
hirlerine öncülük etmiştir.
Ankara, başkent olarak 70 yılmı arkada
bırakmıştır, ama yine de nispeten genç bir baş-
kenttir. Hızlı ve sürekli bir gehştne içindedir. Bü-
yük ve güzel bir metropol, yüzlerce. yıllık özenli
emekle ortaya çıkar ve yerine oturur. Şehircilik
bakımından Ankara henüz son sözünü söyleme-
miştir. Biz, Ankara'yı seviyoruz. Başkentimiz gü-
zeldir.
Son olarak, Atatürk'ün, Genelkurmay Baş-
kanlığı önünde Müdafaa Caddesi'nde mermere
kazınmış şu sözlerini saygıyla anımsayalım:
"Ankara, merkez-i hükümettir. (başkenttir) ve
ebediyyen merkez-i hükümet kalacaktır."
Başkent Ankara'nın 70. yılı kutlu olsun! Daha
nice nice 70 vıllara!
BİTTİ
MEHMED KEMAL
Zamanla Unutuluyor...
Ülkemiz iki büyük bunalım karşısındadır Bunlardan
birincisi ekonomik bunalımdır, ikincisi Güneydoğu olay-
larıdır (terör). Hangi parti işbaşına gelse bu olaylarla
başedemiyor. Biri sağda, öteki solda iki parti işbaşında-
dır, gene sonuç alınamıyor. Ekonomik bunalım da terör
de ağırlığını gösteriyor.
1960taaskeriyönetim işbaşınagelmişti.Ekonomiden
sorumlu Devlet Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, kendini şöyle
savunur:
"... Demokrat Parti iktidan dönemınde iki kez devalü-
asyon oldu. Bu kararlar uygulanmadan önce Başba-
kan'la benim aramda bir sır gibi kaldı. Ne hükümet ne
parti grubu bildi. Oysa devalüasyonlar dünyanın her ye-
rinde yolsuzluk aracıdır. Yolsuzluk olayları yaratır. Oysa
bizde en küçük bir yolsuzluk görülmedi. Demokrat Parti
en büyük sınavını bu kararda verdi."
"Bunlar dava dışıdır" der savcı. Fatin Rüştü Zorlu di-
renir:
"Bütün dedikodular, milyonluk mevduat, dış ülkelerde
şatolar, hepsi sıfıra inmiştir. Bunların hepsi yalan, açık
duruşması yapılabilir."
Bugün hangi tencerenin kapağı açılsa içinden trilyon-
luk yolsuzluklar çıkıyor. Ftejim. sistem, yönetim, yolsuz-
luklar üstüne kurulmuştur. Siyasal güç bu yolsuzlukların
üstesinden gelemiyor. Yönetim ve olaylar eldeki yasa-
larla bunun karşısına çıkamıyor. Ittihatçılar döneminde
de cumhuriyet döneminde de bu dönemlerin bir uzantısı
olan Halk Partisi, Demokrat Parti döneminde de soygun,
vurgun. talan, azgın bir canavar olmuştur. Çalan cana-
vara yenik düşmüştür.
Milyonla çalan mesned-i izzette serefraz
Birkaç kuruş-u mürtekibin cay-i kürektir.
Çalınan, çırpılan sayılar ne denli büyükse işin içinden
o denli çıkılamıyor, hepsi birbirine karışıyor.
Çalanlar, çaldıklarını bir ideolojik masa üstüne yatıra-
rak daha da karmakarışık ediyorlar. Yunanistan buna
çare bulmuştur. Mitsotakis'in sağ iktidan gitmiş, Andre-
as Papandreu'nun sol iktidan gelmiştir. Sistem, olayla-
rın üstüne gitmiş, dedikoduları gözardı etmiştir.
Italya'da yolsuzluk olayları ele alınmış, ayrı bir mah-
kemede yargı karşısına çıkarılmıştır. Her yolsuzluğun
kendine özgü bir yargısı vardır. Çalanlar milyonla değil,
milyarla, trilyonla götürmektedir. Gün geçtikçe, çalıp çır-
pılanlar dilimizin dönmediği katrilyonlara doğru uzan-
maktadır. Bunları sade yurttaş kaç sıfırla yazacağını
bilememektedir.
Çoğu siyasetçiler yıllarca önce, "Dilimiziçoksıfırlı ra-
kamlar söylemeye alıştırmalıyız" demişlerdir. Bu da
ayrıca bir uzağı görme değil midir? Kimi yöneticiler de,
"Kendim için bir şey istiyorsam namerdim " diyerek, ge-
lecekte oturacakları sandalyeleri peylemişlerdir. "Ken-
dim için istiyorsam namerdim" sözleri kulaklarda çınlı-
yor.
Kimi zaman da, "Ben buyurdum, ben emir verdim"
demişlerse de karakolda komiserin karşısına başkaları-
nı çıkarmışlardır.
Yassıada mahkemeleri karşısına çıkanlar, "Bir daha
yassı kadayıf yemem" demişlerse de, sonradan unut-
muşlar, kadayıfın cevizlisini yemişlerdir.
Zamanla her şey unutuluyor.
BULMACA
SOLDANSAĞA: J 2 3
1/ Anadolu'da kullarulan
dokuma tezgâhlannın en
basit türüne ve bu tezgâh-
larda dokunan dokuma-
lara verilen genel ad. 2/
Her yanı suyla çevrili ka- 4
ra parçası... Uzun soluk- c
lu bir yazan türü. 3/ Ye-
raltı demiryolu hattı... 6
Telefon sözü. 4/ Tannta- -,
nımazlık... Bir haber
ajansının simgesi. 5/ Bir 8
nota... Hayvanahkla ge- Q
çinen göçebe Türkmen
boyu. 6/ Bir kümes hayvaru...
"Her yerden o, hem aynı güzellikle
göründü Sandım bu biten gün
benı - ettiği gündü" (Yahya Ke-
mal). 7/ Bir yeri aydınlatmaya ya-
rayan araç... '*- türlü çiçek vardır
başında ,' Kokar reyhan ile gül
karmakanş" (Karacaoğlan). 8/
Avuç içiyle toplamak. 9/ Ağn
DağYna verilen bir başka ad...
Radyumun simgesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ İzmir ilinde bulunan Türkiye'nin en büyük tuzlası. 2/ Binici-
likte aün normal yürüyüşüne verilen ad... Kent. 3/ Türlü neden-
lerle başanh olamayan kimse... Cinayet. 4/ İkiyüzlü. 5/ Yeri
sulamaya yarayan araç... Lantanın simgesi. 6/ Japon lirik dra-
mı... İngilizce "bay" sözcüğünün kısa yaahşı... Kalkan ve zırh
gibi korunma aracı. 7/ Gözleri görmeyen... Faiz. 8/ Ilgilı. 9/
Züppe... E>Tenpulu da denilen ve yapraklar durumunda aynla-
bilen parlak bir mineral.
İLAN
MAZGİRT1 NO.LU KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
1959^290
1961,58
ParselNo:ll
Mahkememizce verilen 15.5.1%1 tarih ve 1959/290 esas. 1961/58
karar sayılı hükmü ile Mazgirt ilçesi Riçik (Geçitveren) köyü hudut-
lan dahilinde kalan 11 nolu parselin davablar ölü Cafer oğullan Hü-
seyin ve Yusuf varisleri Hüse>in Tekin ve 7 müştereği adına tapuya
tesciline karar verildiği. davaa Hıdır Selami mirasçılan Besi, Sakine,
Seyfettin. Burhan. Hüseyin. İpek, Mehmet Ali Selamı'lerin tüm ara-
malara rağmen adresleri tespit edilemediğinden ve kendilerine karar
tebliğ edilemediğinden, ışbu ilanm gazetede ilarandan 30 gün sonra
yukanda adlan yazıL davaa mirasçılanna karar yerine kaım olmak
üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 51761
İLAN
GAZİANTEP1. SLXH HUKUK
MAHKEMESİ
1993/187
Davacı M. Ali Gültekin vekili Av. Ha>ri Öztaş tarafından. da-
valı Mehmet Taşdemir aleyhine açılan ortaklığın giderihnesi davası-
nın yapılan açık duruşması sırasında verilen karar gereğince:
Gaziantep ili, Daraçık Mah. Pislisu altı mevkii pafta 93, ada 2051,
parsel 13. kütük 1758'de kayıtlı bulunan taşınmazın hissedarlanndan
olan Mehmet Taşdemır'in tüm aramalara rağmen duruşmaya davet
edilemediğinden dava konusu yerin mümkün olursa taksimine,
mümkün olmazsa aynen saüşına karar verilmesi davaa tarafından
istendiğinden, duruşmamn aülı bulunduğu 11.11.1993 günü Gazian-
tep 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne aıt duruşma salonunda hazır bu-
luranası veya kendısini bir vekille temsıl etürmesi, hazır bulunmadığı
veya kendisiru bir vekille temsil ettirmedıgı takdırde gıyabında karar
verileceği davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 51767
Ansiklopedileriniz ve romanlarınız
yerinizdenalınır.
TEL: 5540804