Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM1993 PAZARTESİ
HABERLER
Beiediyelere yeni
kaynak
• URLA(AA)-Devlet
Bakanı Erman Şahin, Urla
SHP ilçe binasının hızmete
açılışında yaptığı
konuşmada, toplam borçlan
5trilyonliraolan
belediyelerin yeni
kaynaklara kavuşturularak,
1995 yılına kadar
rahatlayacaklannı bildirdi.
Devlet Bakanı Erman Şahin,
Türkiye'de >erel yönelimlerle
ilgili büyük değişiklikler
getiren yasa tasansmın, çok
kısa bir süre içinde
çıkanlacağıni belırterek,
şunlan söyledı:"' Yeni
hazırladığımız bu reform
paketi ile belediyelerimizin
bütçe paylan da artacak.
Belediyeİerimizin, bu yıl
sonuna kadar sıkıntılannın
azaltılması için maddi
yardım da yapılacak.
Belediyelerimizin borçlan. şu
anda 5 trilyondur. Bunun 3
trilyonu maliye ve sigorta
borcu, geriye kalan 2 trilyon
lira ise işçi parası ve diğer
borçlandır. Bu borçlann
hafifletılmesi için yıl sonuna
kadar bir miktar para
verilecek. Ancak, şimdi bir
rakam veremiyorum."
Sıvasolaylan
davası
• ANKARA (AA) - Sıvas'ta
2 temmuzda meydana gelen
ve 37 kişinin ölümüyle
sonuçlanan olaylann
sanıklarının yargılanmasına
21 ekimde Ankara DGM'de
başlanacak. Sıvas'ta bir süre
önce meydana gelen
olaylarda. Kayseri DGM ile
Sıvas Ağır ve Âsliye Ceza
Mahkemesi"nde 3 ay n dava
açılmış. bu davalar daha
sonra güvenlık gerekçesiyle
Ankara"ya ılgıli
mahkemelere gönderilmişti.
Daha sonra Ankara 19.
AsliyeCeza Mahkemesi 102.
3. Ağır Ceza Mahkemesi de
79 saruk için suçun TCK'nın
146. maddesinde düzenlenen
"örgütlü suç" kapsamına
girdiğine kadar vererek dava
dosyalannı Ankara DGM'ye
gönderdi.
Demirel dişini
tedavi ettirdi
• ANKARA (AA)
-Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. dişlerini muayene
ettirdi • '
Demirel. dün Atatürk
Bulvan 115 numarada
bulunan özel dişçisine
giderek dişlerini muayene
ettirdi. Daha sonra Bayındır
Tıp Merkezi'ne giden
Demirel. burada yoğun
bakımda bulunan Dışişleri
eski bakanlanndan İhsan
Sabri Çağlayangü'e kısa bir
ziyarette bulundu.
DHD Başkanı
Erdem'e gözaltı
• İstanbul Haber Senisi -
Demokratik Haklar
Demeği (DHD) Başkanı
Hasan Erdem'in 14ekim
perşembe gününden beri
gözaltında olduğu bildirildi.
Erdem'in, DHD'nin
Aksaray'daki şubesini basan
Terörle Mücadele Şubesi
polısleri tarafından "Şubede
dosyan var ve evinde
bulunamıyorsun" savıyla
gözaltına alındığı öne
sürüldü. Erdem hakkında
bilgi almak isteyen ailesine
emniyetten herhangi bir bilgi
verilmediği de bildirildi.
Erdem'in ailesi, polisin
gözaltına alma gerekçesini
inandıncı bulmadıklannı.
Hasan Erdem'in DHD
başkanı olduğunu. bu
nedenle de sık sık DernekJer
Masasfna gidip geldiğini
belirttıler. DHD de yaptığı
açıklamada. iki yıldır süren
ve karar aşamasına gelmiş bir
dava için Erdem'in tekrar
sorguya alınmasını kınadı.
Hasan Erdem, 19Ekim 1991
'de polis tarafından sağ
ayağından vurulmuş,
kaldınldığı Çapa Tıp
Fakültesi Hastanesi'nde
ameliyat edilmiş, ancak
kangren olan sağ bacağı
kesilmişti. Tüm bunlara
rağmen sorgulaması süren. 3
ay cezaevinde kalan Erdem,
kendini vuran polisler
hakkında dava açmıştı.
DYPGiresunİI
Kongresi
• GİREŞLN (AA) - DYP
Giresun ll BaşkanlığYna
Mehmet Ali Güney seçildi.
19 Eylül Spor Salonu'nda
yapılan kongreye 513 delege
katıldı. İkı adayın katıldığı
seçimlerdj. Mehmet Ali
Güney 426 o> alarakıl
başkanhğına seçildi.
Çiller üniversitesi, yasak kapsamı dışında bırakıldı
Memıırve işçi ahmıyasakANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Tansu Çîlkr, kamu kuruluş-
lanna personel abmını ve bu kuruluşla-
nn açtığı ihaleleri askıya aldı. Çiller,
yayımladığı bir genelgeyle malalım,
onanm ve proje çalışmalan için akredi-
tif açılmasını, avans ve kredi venlmesini
de durdurdu. 440 bin kişiyi üniversıte
öğrencisi yapma projesini üstlenen
Anadolu Üniversitesi. genelgenin kap-
• Başbakan Tansu Çiller, kamu açıklannın hedeflenen
düzeyde tutulabilmesi için yeni memur ve işçi atamasını
durdurdu, yeni ihaleler yapılmasını yasakladı.
samı dışında tutuldu. gecikmelere meydan verilmeden gerçek-
Genelgede, "Türkiye'nin 20001i yüla- leştirilebilmesi için kavnakların etkin ve
ra taşuıması sürecinde, ekonomik ve sos- rasyonel kullanımının gereği açıktır" di-
yal kalkııunanın sağlıklı bir şekilde sür- yen Çiller. kamu harcamalarının disip-
dürülmcsi ve belirlenen temel hedeflerin lin altına alınması gerektiğıni vurguladı.
Yılmaz dün, ANAP'a katılmalar nedeniy le Be> oğlu ilçe teşkilatının Pera Palas'ta düzenlediği törene katıldı.
Yılmaz, devletin hakimiyeti kaybettiğini söyledi:
Türkiyeböyle tehditlekarşılaşmadı
İstanbul Haber Servisi- Türkiye'nin terör belasıyla
karşı karşıya olduğunu belirten ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz. ülkenin önemli bir bölümünde devlet
hakimiyeti olmadığını söyledi. Türkiye'nin kurulduğu
günden bugüne kadar böylesi büyük tehditle
karşılaşmadığını. devletin aciz duruma düşürüldüğünü
ileri süren Mesut Yılmaz. "İnsanlarımızın can güvenliği
yoktur. Mal güvenliği yokrur. Seyahat etme özgürlüğü
kullanılamamaktadır" dedi Mesut Yılmaz dün.
ANAP'a katılmalar nedenıvle Beyoğlu ilçe teşkilatının
• .,. Pera Palas'ta düzenlediği törene katıldı. Çeşitli
partilerden istifa edip ANAP'a üye olanlardan
birkaçına, "ANAProzeti" takan Mesut Yılmaz.
partilennin milliyetçı muhafazakar olduğu kadar. sosyal
adaletçı olduğunu da söyledi. Refahın ülkenin her
tarafına eşit, sosyal adalete uygun bir şekilde yayılmasıru
savunduklannı belirten Yılmaz. SHP ve DSP'den istifa
ederek partilerine katılanlara hitaben. "Sos\ al adaletçi
düşüncelerinizden vazgecmeyin. Anavatan Partisi olarak
bizim onlara ihtivacımız var" dedi.
Türkiye'nin birlık ve beraberlığine kasteden "bölücü
teröre". komşu ülkelerin gızli veya açık destek verdığini,
ülkenin ateş çemberinin ortasında bulunduğunu. bu ateş
çembennedüşmemek zorunda olduğunu vurgulayan
Mesut Yılmaz daha sonra şunlan söyledi:
"Türkiye'yi yönetenlerin bunlara ilaveten yapması
gereken başka işler de var. Dev let hantallaşmıştır. Bu
devlet yapısı ve bu sistemle meseleleri çözmek mümkün
değildir. Hukuk sistemimizin. idare sistemimizin. eğitim
sistemimizin baştan aşağı gözden geçirilmesi lazım.
Günümüzünsonınlannıçözebilmekiçin. Türkiye'vi
dümanın gününıüzdcki şartlarına uvdurabilmek için
mutlaka köklü değişiklikler >apmamız la/ım. Anavatan
iktidan döneminde başlav an bu süreç. iki > ıldan beri
durmuştur."
Mesut Yılmaz, partisine katılanlara bir tek temınat
verebileceğini. 1983'te AN AP'ı kuranların partide ne
hakkı varsa yeni katılanlann da ay nı hakka sahıp
olduğunu belirterek "Bunun aksi bir uygulama olursa
bana iletin" dedi.
Kamu kuruluşlannı. "me>cut ödenekle-
rin mutlaka kıillamlması gerektiği" alış-
kanlığından vazgeçmeleri ıçın uyaran
Çiller, kamu açıklannın belirlenen dü-
zeyde tutulabilmesi ve harcamalann "di-
siplin" altına alınması için belirlenen ön-
lemleri şöv le sıraladı:
I- Her türlü makine-teçhizat, döşeme
ve demirbaş, gayrimenkul ve taşıt alın-
ması, kıralanması ve büyük onanm
yaptınlması ile ilgili olarak hiç-
bir şekilde ihale yapılamaya-
cak.
. Yapılmış olan ihale ilanlan
ıptal edilecek.
. İşlemleri tamamlanmış işler
dışında akreditif açılamayacak.
avans ve kredi verilmeyecek.
Kalkınmada öncelikli yörelerin
acil ve zorunlu ihtiyaçlan için
Başbakanlığa aynca başvuru-
lacak.
2- Mecburi hizmetli personel,
öğretim elemanlan, hakım ve
savcılar dışında boş bulunan
memur, süreklı işçi vesözle>me-
li personel kadrolanna atama
yapılmayacak, bu kadrolara
açıktan atama izni verilmeye-
cek ve atama talebınde bulunu-
lamayacak.
. Yeni geçici işçi ataması
yapılamayacak.
. Bekleyen atama talepleri de-
ğerlendirilmeyecek.
. Kuruluşlar personel açı-
klannı özelleştırilen kurumlar-
dan karşılayacak.
. Tasarruf genelgesıne uyula-
cak ve mevcut ödenekler üze-
rinde harcama yapılmayacak.
Kapsama giren
kuruluşlar
Çiller genelgesinin kapsamı-
na şu kuruluşlar gınyor:
"Genel ve katma bütceli ida-
reler ile bu idarelere bağlı döner
sermayeli kuruluşlar. Kanun,
kanun hükmünde kararname,
Bakanlar Kurulu kararı; yönet-
melik ve diğer mevzuatla kurul-
muş fonlar (eğitim, gençlik. spor
ve sağlık hi/metleri vergisi hası-
latı dahil); kefalet sandıkları;
hizmetlerini genel ve katma büt-
çelerin transfer tertiplerinden
aldıkları ödeneklerie yüruten
kuruluşlar; il özel idareleri ve
bunlann kurduklan birlik, mü-
essese ve işletmeler; kamu ikti-
sadi teşebbüsieri ve bağlı ortak-
lıkları; ö/elleştirme kapsamına
alınmış kuruluşlar ile kanunla
kunılmuş diğer kamu kurum ve
kuruluşlar ı."
Genelge kapsamı dışında tu-
tulan kuruluşlar arasında.
Anadolu Üniversitesi ile 1992-
1993 yıllannda kunılmuş olan
üniversiteler ve Başbakanlığın
uygun görmesi kaydıyla 1993
yılında kurulan teşkilatlar yer
alıyor.
Erbakan, öteki partileri 'tutucu' ve 'gerici' olarak niteledi
'OvduUeRP arasındagötıiil birBğivar'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Refah Partisi Genel Baş-
kanı Necmettin Erbakan. RP
dışındaki partileri "tutucu, geri-
ci, çağdışı ve laiklik istismarcısı"
olarak nitelendirdi.
Erbakan. Genelkurmay Baş-
kanı Orgeneral Doğan Gûreş'e,
Bosna-Hersek ve Azerbaycan'-
daki tutumlan nedeniyle Batılı
devletlere yaptığı eleştiriler için
kutlama telgrafı gönderdiğini
belirterek. "Bu adı konmamtş
oba da RP'nin görfişüdür, ordu
ile RP arasında gönül birliği
vardır" dedi.
Besmeleyle açtı
Erbakan. dün partisinin
Merkez Karar Yürütme Kuru-
lu toplantısına katıldı. Konuş-
masına. "Bismillahirahmanin-a-
him. bu toplantı insanlık ve mil-
letimize hayırlı olsun" diye baş-
layan Erbakan. insanlann par-
tilerini tek çözüm olarak gör-
düklerini ve RP'ye sürekli
katılımlar olduğunu söyledi.
Erbakan, insanlann. RP dışın-
daki partilerden umutlannı
kestıklerini savunarak, şöyle
konuştu:
"Bu partilerde hiçbir şey yeni
değildir. Bunlann hepsinin ortak
özellikltTİ. tutucu olnıak. gerici
olmak, milli bünyeye yabancı ol-
mak, iktidara hazırlıksız gel-
mek. geldikten sonra. modem,
RP'nin gÖPÜŞÜ Erbakan, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Doğan Güreş'e, Bosna-Hersek ve
Azerbaycan'daki tutumlan nedeniyle Batılı
devletlere yaptığı eleştiriler için kutlama telgrafı
gönderdiğini belirterek "Bir asker olarak
susmadı, taklitçi düzeni eleştirdi. Bu adı
konmamış olsa da RP'nin görüşüdür" dedi.
denle iktidan devralmak, diğer
partilerin vaptıkları tahribatı
durdurmak için hazırlanmalı-
yız" dedi.
'Generaller partide'
Erbakan, partiden yapılan
açıklamalann aksine, bazı ge-
nerallerin RP'ye katılmadıkla-
nnı söylediklerine ılişkin haber-
leri anımsatan bir gazetecıye.
"Generaller partiye katılmıştir.
Siz o haberleri doğnı okuyun.
bilimsel çalışmalar vapmamak
ve laiklik gibi önemli bir konuyu
istismar etmektir. Bunlar laikli-
ği tersine tatbik ederier ve bunlar
laik değillerdir."
Erbakan. RP'nin dünya par-
tisi, diğer partilerin ise "holding
partisi" olduğunu söyledi. RP'-
nin dûnyanın sonınlannı çöz-
mek için iktidara geleceğini be-
lirten Erbakan." Kazakistan,
Cezayir, Filistin, Ortadoğu,
Bosna-Hersek sorunlarının çö-
zülmesi için bizi bekiiyor. Bu ne-
Bazılan üye olmamışlar derse-
niz. üyelik nedir ki? Onlar bize
gönülden bağlıdırlar" karşılığını
verdi.
Erbakan. "Orduda size şimdi
destek veren generaller var mı?
Partinize katılan generaller
emekli olmadan önce size destek
verdilcr mi" sorusuna ise şu ya-
nıtı verdi:
"Bu arkadaşlar ordu mensubu
olduğu için, ordu çalışanlarmın
siyasetle uğraşması biliyorsunuz
yasaktır, bunu açıklamayaca-
ğım. Şu an 40 ordu mensubu ar-
kadaşımız orduda reorganizas-
yon çauşmalannı >üriitüyor.
Kendi silahım kendi üreten bir
ordu için uğraşıyoruz. Ordu ile
aramızda gönül bağı vardır. Sa-
yın Genelkurmav Başkam'na
tebrik telgrafı çektim. Bir asker
olarak susmadı. taklitçi düzeni
eleştirdi. Adı konmasa da bu
RP'nin görüşüdür."
Kartal, 7 kasımda her örgütün nokta çalışması yaparak bölgede yaşayanlann belirlenmesini istedi
DEP, göç edenseçıııeııiııiııpeşinedüşecek
tş Bankası kartırnı. Pamukbank
kartımı. nüfuscuzdanımı, sigorta
kartımı. ehlıyetımi kaybetlim
Hükümsüzdür.
HAYRETTtNKUTLU
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - De-
mokrasi Partisi (DEP), Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan
göç nedeniyle seçmenlerinin büyük bö-
lümünün 1994 yerel seçimlerinde oy
kuUanamayacağı endişesini yaşıyor.
DEP Van'MiUetvekili Remzi' Kartal,
göç eden DEP sempatizanlannın oy
kullanabilmesi için parti örgütlerine bü-
yük görev düştüğünü belirterek secmen
yazımının yapılacağı 7 Kasım 1993 târi-
hine kadar. her il ve ilçe örgütünün
"nokta" çalışması yaparak bölgede ya-
şayan insanlann belirlenmesini istedi.
DEP'in Ankara Olağanüstü II Kong-
resi dün yapıldı. DEP İl Başkanı Salih
Şahinin görevinden istifa etmesi nede-
niyle gerçekleştirilen kongreye, Rama-
zan Bulut tek aday olarak katıldı.
Kongrenin açılışında yaptığı konuş-
mada. iktidann ızlediğı "Kürt kimliğini
ret ve inkara" dayalı politikanın Tür-
kiye'yi bölünmeye götürdüğünü ifade
eden DEP MiUetvekili Remzi Kartal,
• DEP MiUetvekili Remzi Kartal, yerel seçimlerin iptali ve
sıkıyönetim ilan edileceği yolundakl söylentilerin de Kürt sorununu
çözümsüzlüğe götürme amacını taşıdığını vurguladı.
yerel seçimlerin iptali ve sıkıyöneüm
ılan edileceği yolundaki söylentilerin de
Kürt sorununu çözümsüzlüğe götürme
amacını taşıdığını vurguladı. DEP ola-
rak Doğu ve Güneydoğu Anadolu Böl-
gesi'nde yaşanan göç nedeniyle seçmen-
lerinin büyük bölümünün mart yerel se-
çimlerinde oy kuUanamayacağı endi-
şesini taşıdıklannı kaydeden Kartal.
halk iradesinin secim sandıklanna öz-
gürce yansımasını istediklerini, bu ko-
nuda parti örgütlerine büyük görev düş-
tüğünü söyledi. Kartal. "7 Kasım 1993'-
te secmen yazımı yapılacak. Bu yazım sı-
rasında, yaşadıkları verlerden göç etmek
zorunda kalmış insaniarımızı secmen ola-
rak kaydettirmemiz gerekli. Parti örgüt-
lerimiz. nokta çalışması yaparak bulun-
dukları ycrlerde tek tek bu insanları be-
lirlemeli. Gerekirse üye yazun kampan-
yaları başlatıunalı" dedi.
DEP Genel Saymanı İsmail Arslan ise
DEP Genel Başkanı Yaşar Kaya'nın 15
eylülde tutuklandığını hatırlatarak. tüm
partılilere, Kaya'nın 8 kasımda Ankara
DGM'de gerçekleştirilecek davasına
katılmalan çağnsında bulundu.
DEP'e ihtiyaç var
Divan başkanlıeı eörevinı üstlenen.
DEP MYK üyesi Osman Özçelik. Tür-
kiye"de ülke vöneıiminde. seçılmişler-
den çok atanmışların söz sahibi olduğu-
nu öne sürdü. "Türkiye'de yaşayan in-
sanlann yüzde 80'inin demokrasiye.
DEP'e ihtiyacı var" diven Özçelik. şöyle
devam etti: "Demokrasiye ihtiyacı olan-
ların başında Başbakan Tansu Çiller var.
Çünkü seçimle gelmesine rağmen atan-
mışlar tarafından susturulabiliyor. Kürt
sorunu konusunda sivasi partilerle ko-
nuşmak Lstediğini ifade eden Başbakan,
tepeden inme bir emirle susturuldu. İs-
panv a'daki Bask modelinin Türkiye için
tartışılabileceği yolundaki sözlerini ise 2
gün sonra tekzip etmek zorunda kaldı.
Çünkü Türki>e'\i. Başbakan \e TBMM
değil; MGK, Genelkurmav Başkanlığı,
Emniyet Genel Vlüdürlüğü teşkilatının
bir bölümü ile bazı üst düzey bürokratlar
yönetiyor."
Altınbaşak Düğün Salonu'nda ger-
çekleştirilen kongreye, DEP Siirt Mil-
letvekıli Zübeyir Aydar. Diyarbakır
MiUetvekili Hatip Dicle de katıldı. Ra-
mazan Bulut'un listesinde şu ısimler yer
aldı:
Fevzi Kara. İmam Canpoiat. Nuriıa-
yat Altun. Mahmut Pekediz. Ahmet KH
zıl. Adnan Güneş. İbrahim Güven, Tevfık
Özkorkmaz. Ercüment Yalçın. Nurettin
Sönmez. Mehdi Tektaş, Lütii Kıvanç.
Halis Açık. Hayri Çalağan.
BIZBIZE
ERDAL ATABEK
Dünya Sofrası...
Sofra barıştır.
Bütün dûnyanın nimetleri topraktan çıkar, ağaçlardan
toplanır, denizlerden gelir, pazarlara yayılır, mutfaklar-
da toplanır, sofralarda önümüze gelir. Biz insanlar, bir
tabakta duran "çorba "nın öyküsünü bile bilmeyiz. Oysa
"tarhana çorbası" bir kültürdür. İçtiğimiz bir kaşık "tar-
hana çorbası"nda topraktan gelen buğdayın unu vardır,
kırmızı domatesin tadı vardır, otlayan ineğin sütünden
yapılmış yoğurt vardır, güneş ışığının ısısı vardır, insan
emeğinin güzelliği vardır. Tarhana çorbasının yanında
biber turşusu, güzel bir sofra eşliği yapar. Çorbaya biraz
kırmızı biber koyarsınız. bir lokma ekmek, sonra da bir
biber turşusu yersiniz.
Çorbanıza kattığınız biber, bir zamanlar Hindistan'-
dan gelirdi. Baharatyolu, bilinmeyen ülkelerden bilinen
ülkelere doğru gelirken insanları birbirine yaklaştırıyor-
du. Atalarımız olan ilk insanlar beslenmeye avcılıkla
başlamıştı. Bulunan ilk resimler de mağara duvarlarına
hayvanlarla ilgili yapılan resimlerdir. Avcılık yada ağaç-
lardan meyve toplamak kolay gibi görünen bir iştir. Uy-
garlığın ilk dönemeci, toprağı ekmek biçmek, ürünleri
hazırlamakolmuştur. Bu da toprağa yerleşmek, yağmur
yağmastnı beklemek, ürünü nazırlamak gibi "yerleşik
düzen insanı "demektir. Bir yere yerleşmek, sanıldığın-
dan daha güç bir iştir Toprak insanları güneşin insanla-
rıdır. Güneş doğmadan kalkarlar, güneş battıktan sonra
yatarlar. Topraktan aldıkları, onların hayatını düzenler.
Sonra, artık toprağa bağlı olmaktan kurtulacaklardır,
ama yapay elektrık ışığıyla çalışsalar da makinelerle
üretim yapsalar da "ekmek" hep aradıkları besin ola-
caktır.
Patatesin Inkalar tarafından bulunup ekildiğini biliyor
muydunuz'? Fasulye de Güney Amerika'dan Kuzey
Amerıka'ya geçmiş, sonra da bütün dünyaya yayılmış-
tır. Her bölgenin sebzeleri, meyveleri artık birer "dünya
vatandaşı" oldu. Portekiz, adını "portugal", yanı "porta-
kal'dan almıştır. Soğan, sarmısak, ebegümeci, roka,
yeşil salata, turp, Akdenizli'dir. Toplumlar bu besin
maddelerini tanımış, tatmış, sonra da mutfaklarına geti-
rip sofralarına taşımışlardır. Bütün dünya, bütün ülkeler,
bütün toplumlar, kendi sofralarında birbirinin kardeşi ol-
muşlardır. Ama bunu bilmezler.
Bir kaşık tarhana çorbasını içtiğimiz zaman Mezopo-
tamya'nın buğdayını, Akdenizin domatesini, Anadolu'-
nun yoğurdunu, Hindistan'ın biberini yediğimizi aklı-
mıza bıle getirmeyiz. Soframızda buyük bir lezzetle ye-
diğimiz "Ermeni plakisi", "Arnavut ciğeri". "Girit'in
karışık ot salatası", "Arap kökenli humus", "Laz böre-
ği", "hamsikuşu". "Rumlar'm midyepilakisi'', "Kürtbö-
reği", "Osmanlı mutfağının hünkar beğendisi (pathcan
ezmeli kebap)", "Adana kebabı", "Sultanahmet kof-
tesi", "Irankökenlipilav". dünyasofralarının şenliği de-
ğil midir? Bir çatal ucuna, bir kaşığa alıverdiğimiz tadın
nereden geldiğini, kimler tarafından bulunduğunu, kaç
yüzyıldır nereleri dolaşıp onümüze geldiğini düşünür
müyüz? Elbette düşünmeyiz, çünkü onlar artık hepi-
mizin ortak tadıdır. Onlar hepimizin ortak kültürüdür.
Öyleyse sofralarımızda yaşadığımız evrensel kültürü,
yaşadığımız topraklar üzerinde neden gerçekleştıremi-
yoruz.
Küba'da üretilen şekeri kullanırken Küba'da nelerin
yaşandığını neden düşünmüyoruz. Yemeğimize biraz
kırmızı biber koyarken Hindistanın ne durumda olduğu-
nu neden anımsamıyoruz? Ağaçtan damlayan canım
zeytinyağını kullanırken zeytinle uğraşanlann neler
çektiğini neden aklımıza getirmiyoruz? Dünya toprakla-
rı, denizler. ırmaklar doğanın bize verdiği armağanlar
değil mi? Bunları yağmalarken bunları yağmalamak için
birbirimizi öldürürken aslında toprakları öldürdüğümü-
zü, denizleri kirlettiğimizı, ırmakları kuruttuğumuzu ne-
den düşünmüyoruz. Ölen her insan, soframızın kanlan-
ması değil mi? Ölen her insan, bizim kardeşimiz değil
mi? Neden aramıza toprakları, petrolü, suyu, birbirimiz-
den ayrı olmayı koyuyoruz.
Belki de "yemek şenlikleri" yapmalıyız. Birbirimizi
sofralarda buluşmaya çağırmalıyız. "Türk mutfağı" ba-
na göre ne özel yemeklerin ne de özel tatlıların mutfağı-
dır, hepsinden önemlisi bir "ikram mutfağı"d\r. Bizim
özelliğimiz, konuğumuza kendi yemediğimiz yemekleri
bile "ikram etmek"l\r. Bu özelliğimizi göstermeliyiz, bü-
tün dünya insanlarını hiçayırmadansoframıza çağırma-
lıyız. O sofraya da "Turk mutfağı" demekten vazgeçip
"dunya mutfağı"demelıyız. Orada bütün dünya ülkeleri-
nin, bütün toplumların yemeklerini, tatlarını, lezzetlerini
"ikram etmeliyiz."
Sofra barıştır.
Dünya nimetlerini paylaşacağımızyer, hepimizin "or-
tak sofrasıdır." İnsanlar sofraya oturacakları zaman si-
lahlannı çıkarır, dışarıda bırakırlar. Sofra, barış yeridır.
Dost bildiklerini, düşman bildiklerini sofraya çağıran in-
sanlar, büyük insanlardır Düşmanhkları aşabilen insan-
lardır. Belki bir gün, bunu yapabiliriz. Dünyayı, soframızı
paylaşmaya çağırabiliriz. Soframızı bütün dünyaya gö-
türebiliriz. Soframızda bütün dünyayla buluşabiliriz.
Belki bir gün, ama mutlaka...
KDP,PKK'nın
iddialarını yalanladı
• KDP kaynaklan, PKK'nm, Türkiyenin Kuzey Irak'a
yönelik olarak 13.5 milyon dolarhk insani yardımı KDP'ye
verilen para olarak göstermeye çalıştığını vurguluyorlar.
HALUKGERAY
ANKARA - PKK'nın Kür-
distan Demokratik Partisi
(KDP) ile ilgili iddialan yalan-
landı. KDP yetkilileri, Türk
Ordusu'nun sınırötesi operas-
yonu durdurması için Dışişleri
Bakanlığı'na baş\aırduklannı
vurgulavarak bu operasyon-
larda KDP'nin Türk Silahb
Kuvvetleri yanında çatışmala-
ra girdiği iddialannı, "PKK
propagandası" olarak nıtelen-
dirdiler.
Türkiye'ye yapılan başvuru-
lardan sonra. sınırötesi operas-
yonun son günlerde azaldığını
belirten kaynaklar, Türkiye'-
nin KDP'ye 13 milyon dolar
resmi yardımda bulunduğu id-
dialannı da "saçmalık" olarak
değerlendirdiler.
Âynı kaynaklar, PKK'nın,
Diyarbakır'daki medya kuru-
luşlannın bürolannı tehdit
etmesinin PKK içindeki "dik-
tatörce" eğilimleri yansıttığını,
Saddam Hüseyin diktatörlüğü-
ne karşı savaşan Irak Kürt-
leri'nin. fıkir özgürlüğünü
ortadan kaldırmaya yönelik
her rürlü gırişıme karşı olduk-
lannı belirttiler.
PKK. geçtiğımiz günlerde
yayımladığı bildirilerde,
KDP'nin TSK ile bırlikte
PKK'ya karşı ortak operas-
yon yürüttüğünü ve bu operas-
yonlarda çok sayıda KDP
peşmergesinin PKK tarafın-
dan öldürüldüğünü iddia et-
mişti. Bildirilerde, KDP'nin
Türkiye'den 13 milyon dolar
resmi yardım aldığı da ileri sü-
rülmüştü.
Cumhuriyet'e bilgi veren
KDP kaynaklan, PKK'nın.
Türkiye'nin Kuzey Irak'a yö-
nelik olarak 13.5 milyon dolar-
hk insani yardımı KDP'ye ve-
rilen para olarak göstermeye
çabştığını vurguluyorlar.
KDP yetkilileri. PKK'nın
son günlerde kendilerine yöne-
lik başlattığı yıpratma kam-
panyasının asıl nedeninin,
PKK'nın geçen yıl Kuzey
Irak'taki yerel yönetimle yap-
tığı anlaşmalan ihlal etmesi
sonucu aldıklan tepkiler oldu-
ğu yorumunu yapıyorlar.